27 MAYIS DARBESİ SONRASI CELAL
BAYAR VE ESKİ DEMOKRAT PARTİLİLERİN TÜRK SİYASİ HAYATINA ETKİLERİ
Yrd.
Doç. Dr. Nedim YALANSIZ
ÖZET
27 Mayıs darbesi Demokrat Parti iktidarına karşı yapıldı.
Çok partili hayatın diğer aktörleri olan Cumhuriyet Halk
Partisi ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi siyasi faaliyetlerine devam
ederken, Demokrat Parti bu haktan mahrum edildi. Darbe sonrası içlerinde
Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, il ve ilçe yöneticileri olmak üzere
yaklaşık 500 Demokrat Parti üyesi tutuklandı. Yüksek Adalet Divanı adında bir
yüksek mahkeme oluşturuldu. Bu mahkeme bir yıl süren yarşılama süreci
sonrasında Demokrat Parti üyelerine ölüm cezası ve müebbet hapis de dâhil
çeşitli cezalar verdi.
Ölüm cezasına ve müebbet hapse çarptırılmış eski DP’li
Cumhurbaşkanı, bakan, milletvekili ve yönetici, eski Demokrat Parti tabanının
zorlaması, memleketin normalleşme ihtiyacı ve aflarından siyasi rant bekleyen
yeni ve eski partilerin çabaları sonucu birkaç yıl sonra ağır cezalarından
affedildiler. Bazıları da sağlık sorunları nedeniyle daha önce salıverilmişti.
Özşürlüklerine kavuştuktan sonra da bu defa kendileri siyasi haklarını, iade-i
itibarlarını elde etme mücadelesi verdiler.
Ölüm ve hapis
cezalarından kurtulmalarına rağmen, siyasi partilere üye olma, milletvekili seçilme
hakları ve hatta siyasette yer almadan önce sahip oldukları mesleklerini (örneğin
doktorluk şibi) yapabilme hakları ellerinden alınmıştı. İktidar ve
muhalefet partilerinin anlaşmaları sonucu çıkarılan siyasi aflarla önce
mesleklerini yapabilme hakları, sonra siyasi haklarını elde ettiler. Araya 12
Mart ve 12 Eylül darbelerinin girmesiyle bu çok zorlu ve uzun bir süreçte gerçekleşti.
Eski DP’liler siyasi haklarını elde etme yanında merkez sağı
yeniden Demokrat Parti çatısı altında birleştirmeyi hedeflediler. Kendilerinden
koparak kurulan yeni ve şüçlü partilerin ve bunların yeni kuşak seçmenlerinin
olması nedeniyle bu hedefleri istedikleri şekilde şerçekleşmedi. Bu makale de
eski DP’lilerin bu mücadeleleri anlatılmaktadır.
Anahtar Kelimeler:
Demokrat Parti, Celal Bayar, Merkez Sağ, Siyasi Yasaklar, Siyasi Af
*
* Yrd. Doç. Dr., Dokuz Eylül
Üniversitesi, Tınaztepe Kampüsü, Edebiyat Fakültesi-Tarih Bölümü, El-mek:
nedimyalansiz@hotmail.com 2586 Nedim YALANSIZ Turkish Studies International
Periodical For the Lanşuaşes, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 7/3, Summer, 2012
*
THE EFFECTS OF CELAL
BAYAR AND FORMER-DEMOCRATIC PARTY MEMBERS ON TURKISH POLITICAL LIFE AFTER THE
COUP OF 27th MAY ABSTRACT
Coup of 27th May 1960 was made aşainst the Democratic Party şovernment.
Other actors of the multi-party political life in Turkey, such as Republican
Peoples Party and Republican Peasants’ Nation Party were keepinş its position,
Democratic Party was officially banned by the new reşime. After the coup, 500
members of the party, includinş ex-prime ministers, ministers, parliamentarians
and officials were arrested. A new court named Supreme Court of Justice was
established. After a year of prosecution process, Supreme Court of Justice
sentenced these members ranşinş from life imprisonment to death penalty. The
ex-president and the ministers who were sentenced to life imprisonment and
death penalty were all pardoned after the heavy pressures of the Democratic
Party electorates. The need for a stabilization and the political anticipations
of the new parties also played an important role on this decision. Some of them
was freed before because of their health problems. After şaininş their freedom,
these politicians struşşled for their political rişhts and fouşht to şet their
reestablishments. Althouşh these politicians were all freed from their
penalties, they were also banned from any politicial activities, such as
membership to parties and participation in elections. They also were banned
from doinş their previous jobs. At the end they şot their rişhts after the
reconciliation of the şovernment and the opposition. With the neşative effects
of 12th March 1971 and 12th September 1980 events, this process turned into a
very harsh one. Former Democratic Party members at that time initiated to form
their ex-party aşain. By doinş this they also wanted to establish the center-rişht
policy aşain in Turkey. They were unsuccessful at this initiative because of
the new and powerful parties of that time, most of which were founded by the
ex-Democrats, and their supporters from the younş şenerations. In this article,
the struşşle of the ex-Democrats will be evaluated. Key Words: Democratic
Party, Celal Bayar, Center-Rişht, Political Bans, Amnesty.
*
Cumhuriyet tarihinde gerçekleşen ilk askeri darbe olma unvanını
taşıyan 27 Mayıs 1960 darbesi Demokrat Parti(DP) iktidarını hedef aldı. Çok
partili siyasal yaşamın diğer iki aktörü Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve
Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP)’nin kapatılmaması, darbenin amacının
DP’yi iktidardan uzaklaştırmak olduğunu açıkça gösteriyordu. Darbenin hemen
ardından başta bakan ve milletvekili olan Demokrat Partililer, sonra Çankaya
Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve o sırada bir ziyaret için Eskişehir’de
bulunan Başbakan Adnan Menderes Kütahya’da olmak üzere birçok Demokrat Parti (DP)’li
tutuklandı. Kısa bir süre sonra da yaklaşık 500 kadar DP’li Yassıada’ya
nakledildi. DP, önce faaliyetten men edildi. Ardından da 29 Eylül 1960 tarihli
kararla kapatıldı.
Yassıada yargılamaları 14 Ekim 1960’tan 15 Eylül 1961’e
kadar sürdü. 11 ay 1 günlük bu zaman diliminde 203 günde görüşülen 287 celsede
toplam 1033 saat yargılama yapıldı.
Yassıada Kararları açıklandığında DP’lilerden 15’i hakkında
idam hükmü verilmişti.
Milli Birlik Komitesi(MBK), yaptığı toplantıdan sonra, 16
Eylül 1961 günü üç idam hükmünü onaylamış, 12 idam hükmünü ise müebbet hapse
çevirmişti.
İdam edilecek üç kişi:
Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan idi.
43 kişi hakkında
müebbet hapis cezası uygulanacaktı.
Bunlardan 12’si idam edilmekten kurtulan DP’nin üst düzey
kadrolarından eski Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Bakanlar, milletvekilleri, Genel
Kurmay Başkanı ve Tahkikat Komisyonu Üyesi düzeyindeki isimlerdi: Celal
Bayar (eski Cumhurbaşkanı), Refik Koraltan (eski TBMM Başkanı), Emin Kalafat (eski
Bakan, milletvekili), Agah Erozan (eski TBMM Başkanvekili), İbrahim Kirazoğlu
(eski TBMM Başkanvekili), Ahmet Hamdi Sancar (Tahkikat Komisyonu Üyesi),
Bahadır Dülger (Tahkikat Komisyonu Üyesi), Baha Akşit (milletvekili), Nusret
Kirişçioğlu (Tahkikat Komisyonu Üyesi), Zeki Erataman (milletvekili), Osman
Kavrakoğlu (milletvekili), Rüştü Erdelhun (eski Şenel Kurmay Başkanı). Cezaları
müebbet hapse çevrilen başta Celal Bayar olmak üzere Yassıada mahkumları Kayseri
Cezaevi’ne nakledildiler.
DP’nin mirasına merkez sağda yeni kurulan Adalet Partisi (AP),
Yeni Türkiye Partisi (YTP) ve kısmen de Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP)
sahip çıktı. 1961 seçimlerinde kapatılan DP’nin oylarını bu üç parti paylaştı.
1961 yılında hiçbir parti tek başına iktidar olacak oyu alamadığı için bir
hükümet buhranı ortaya çıktı. Bu buhranın yeni darbelere yol açmaması ve
memlekette idamlar sonrası oluşan gerginliğin azalması için CHP-AP arasında
zorunlu bir koalisyon hükümeti kuruldu.
1961’deki bu gergin ortamda Kayseri Cezaevi’ndeki eski
DP’lilere CHP-AP hükümeti aleyhinde beyanatlar vermemeleri ve bu yaklaşımların
olası bir siyasi affın çıkmasını engelleyeceği yönünde telkinlerde bulunuldu.
CHP-AP Koalisyonunun Başbakanı İsmet İnönü de eski DP’lilerin Yassıada’daki
avukatlarından Burhan Apaydın ve bazı Gazeteciler aracılığıyla bu tür talepleri
Kayseri’deki DP’lilere iletti.
Burhan Apaydın, Başbakan İnönü ile görüştüğünü birkaç aya
kadar bir af kanunu tasarısını Meclise getireceklerini kendilerine söyledi.
DP’liler de af konusunun hassasiyetinin farkındaydılar, eski bakanlardan sözcü
durumundaki DP’li Celal Yardımcı; “AP’liler merak etmesinler… Biz onlara rakip
olmayız, şuradan çıkalım, bir daha politikaya tövbe. Bizleri cezaevinden
çıkarabilecek tek güç İnönü’dür. İnönü’nün karşı durduğu bir hükümetin bizi
cezaevinden kurtarmak için küçük parmaklarını bile kıpırdatmayacaklarını
biliyorum.”
1963 yılının ilk aylarında Celal Bayar’ın sağlık
nedenleriyle Cumhurbaşkanı tarafından affı gündeme geldi. Bayar, 22 Mart 1963 günü
hükümet tarafından affedildi ve tahliye edildi.
AP, Bayar’ı karşılamak için Kayseri’ye bir heyet gönderdi.
Heyet bir otele yerleşti. Ertesi gün çıkan gazeteler heyette bulunan Mehmet Ali Aytaç Paşa
tarafından Celal Bayar’a, “Sizi Çankaya’ya oturtmaya geldik” dendiğini
yazıyorlardı. 23 Mart’ta Kayseri’den Ankara’ya gelen Bayar’ı, büyük bir konvoy
ve kalabalık karşıladı. Herkesin elinde kapatılan DP’nin bayrakları
bulunmaktaydı.
Bu coşkulu karşılama tepkilere neden oldu, aleyhte gösteriler
AP Binasının, Bayar’ın yerleştiği evin ve Yeni İstanbul gazetesi’nin taşlanmasına
kadar gitti. AP’nin kapatılacağı endişesi ortaya çıktı. Dr. Sadettin Bilgiç anılarında olayın ardından
Demirel’in Bilgiç’in babasına “Amca, biz partiyi kapatmaya karar verdik. Elli
sene daha bu memlekette demokrasi olmaz” dediğini aktarmaktadır.
AP ve eski Demokrat Partililer için durum işte bu kadar
vahimdir.
Bu gelişmelerden sonra 28 Mart’ta Bayar’ın cezasının
ertelenmesi ile ilgili karar kaldırıldı.
Bu tarihten itibaren 6 ay Ankara Hastanesi’nde gözetim
altında kaldıktan sonra, tekrar Kayseri Cezaevi’ne gönderildi. Kayseri
Cezaevi’nde bulunan DP’liler için son kurtuluş yolu sağlık raporu ile
salıverilmekti. Sağlık sorunu bulunanlar, Kayseri Memleket Hastanesi’ne başvuracak,
Sağlık Kurulu’ndan sürekli hastalık raporu alınacak, bu raporu Adli Tıp Kurumu
da onaylarsa tahliye gerçekleşecekti.
Kayseri’deki eski DP’lilerden Dr. Baha Akşit, sağlık raporu
sayesinde 28 Ekim 1964’te tahliye oldu. Ancak siyasi yasaklıydı. Siyasi yasaklı
olduğu gibi, aynı zamanda meslek ve sanatlarını yapmaları da yasaktı. Doktor
olmasına rağmen, mesleğini yapamayacak olan Baha Akşit o dönemde dört çocuk
sahibiydi ve geçimini sağlaması gerekiyordu. Kendisine ilaç firması sahibi
arkadaşları destek oldu. O da ilaç üretimi işine girdi.
7 Kasım 1964’te daha önce tahliye olan ve hâlâ mahkum olan
Demokrat Parti’lileri sevindiren bir olay gerçekleşti. Celal Bayar, sağlık
sorunları nedeniyle tahliye edildi. 07 Temmuz 1966 günü de Cumhurbaşkanı Cevdet
Sunay tarafından Bayar, sağlık nedenlerinden dolayı, kalan cezalarından
affedildi.
Eski DP’liler özgürlüklerine kavuşmalarının ardından
birbirleriyle bağlantılarını kesmediler. Kısa bir süre sonra Baha Akşit’in de
aktif rol oynamasıyla Celal Bayar’ın liderliğinde toplanmaya başlayacaklardı.
Hedefleri hem siyasi haklarını, hem de “meslek ve sanatlarını icra etme”
haklarını elde etmekti.
8 Ağustos 1966’da çıkan 730 sayılı af kanunu ile DP’lilerin
mesleklerini yapabilmeleri ve memuriyete dönmeleri, AP Hükümeti sırasında gerçekleşti.
Aynı zamanda müebbet hapse mahkum olan diğer DP’liler de affedilerek tahliye
edildiler.
Siyasi Haklar meselesi ise anayasa değişikliğini gerektirdiği
için Meclis’te çözülmesi gerekiyordu. Bu hedeflerini gerçekleştirebilmek için,
Celal Bayar ve Arkadaşları, Ankara’da Turhan Dilligil’in Rüzşarlı Sokak’taki
Adalet Gazetesi yazıhanesinde “Bizim Ev” adlı kulübü kurdular. Kulübün kurucuları:
Baha Akşit, Hikmet Bayur, Kemal Binatlı,
Hüsamettin Cindoruk, Settar Ülker, Orhan Cemal Fersoy, Sait Bilgiç, Mümtaz Faik
Fenik, Halûk Çulha, Hamdi Başak, Ahmet Gürsoy, Ali Harputlu, Selâhattin
Karayavuz, Nusret Kuruoğlu, Şefik San, Ömer Faruk Sargut..
14 Ocak 1968’de “Bizim Ev” adlı kulübün açılışını yaptılar.
Açılışa Celal Bayar, Fatin Rüştü Zorlu’nun annesi Güzide Zorlu, Hasan
Polatkan’ın eşi ve eski DP’li bakan ve milletvekilleri katıldılar. AP’lilerin
katılımının az olması da dikkat çekmekteydi. Bununla birlikte Celal Bayar’a
yoğun ilgi vardı. Elini öpmek için birçok kişi sıraya geçmişti. AP’lileri
rahatsız eden de bu ilgiydi. Kendilerine alternatif bir siyasi hareketin ortaya
çıkmasından endişeleniyorlardı.
Kulüp önce Ankara’da sonra da Yassıada avukatlarından ve geleceğin
DYP Şenel Başkanı Hüsamettin Cindoruk Genel Sekreterliğinde İstanbul’da, siyasi
amaç gütmedikleri iddiasıyla, DP’lilerin buluşma yeri olarak görev yaptı.
“Bizim Ev”ler eski DP’lileri bir araya getiren bir girişim
olarak birçok ilde açılsa da üç ay gibi kısa bir süre sonra mali sorunlardan
dolayı kapanmak zorunda kalmaları nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandı. Belki af
konusunda birlikte çalışmayı sağlayacaktı. Anlaşılan AP’liler de bu girişime
yeteri kadar destek olmadılar.
AP’lilerin tavrını yansıtan bir başka olay ise AP 1968 Büyük
Kongresi’nde siyasi hakların iadesi kararının oybirliği ile alınmasının ertesi günü
Süleyman Demirel’in tavrıdır. Demirel, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a “bunun sadece temenni
olduğunu Meclis’e getirmeyeceğini söylemiştir” Demirel’in bu
tavrında siyasi ortamın gergin olmasının etkisi büyüktür. Eski DP’lilerin
siyasi haklarının iadesine karşı çıkan bazı muhalif kesimler Celal Bayar ve
ekibinin, İkinci Cumhuriyeti de baltalamaya çalıştığını iddia etmekteydiler.
Bayar’ın başlattığı siyasi mücadele, AP üzerindeki baskıyı
arttırınca DP’lilerin siyasi haklarının iadesi ile ilgili ilk teklif AP’den geldi.
AP, Millet Meclisi Grup Başkanı Osman Sabit Avcı’nın başkanlığında 12 Mayıs
1969 tarihinde 219 imzalı bir önerge verdi. Güven Partisi ve Milliyetçi Hareket
Partisi de DP’lilere siyasi haklarının verilmesini destekliyorlardı.
Silahlı Kuvvetler kanunun çıkmasını istemiyordu. Başbakan Süleyman Demirel,
zor durumdaydı. Silahlı Kuvvetler’e kanunun çıkmayacağı teminatını verirken,
DP’lilere de çıkacağı yönünde söz veriyordu.
CHP Meclis ve Senato Ortak Grubunun da desteklediği bu önerge,
önce Millet Meclisi Anayasa Komisyonu’nda kabul edildi. 1961 Anayasası’nın 68.
maddesinin 2.fıkrasında “ağır hapis cezasına mahkum olanlar, affa uğrasalar da
milletvekili olamazlar” ibaresi yer almaktaydı. 68. maddede değişiklik ve geçici
11. maddenin yürürlükten kaldırılması önergenin kapsamını oluşturmaktaydı.
Önergenin yasalaşması için Millet Meclisi ve Senatoda kabul
edilmesi gerekiyordu. Bunun için CHP’nin desteği şarttı. Bu sorunun çözülmesi
için Celal Bayar’ı, İsmet Paşa’yla şörüşmeye sevkeden birçok kişi ortaya
çıkacaktır. Bunların başında da Süleyman Demirel gelmektedir. Ancak Demirel’in
bu teşviki bazılarına göre siyasi taktiktir. Celal
Bayar’ın yaveri Tayyar Bey, Bayar’a şunu söylemiştir: “Demirel, sizi bililtizam
sevk ediyor oraya, yarın aleyhinizde kullanmak için”. Bayar da sonradan
Demirel’in yakın çevresi aracılığıyla “gördünüz mü sizin Celal Bayar’ınızı,
İnönü’nün ayağına gitti” propagandasını yaptığını aktarmıştır. Bayar, Namık Gedik’in
eşi Melahat Gedik gibi birçok eski DP’linin karşı çıkmasına rağmen, İnönü’yle görüşmeye
gitmiştir.
Görüşme ortamını hazırlayan Bağımsız Adana milletvekili ve Gazeteci
Turhan Dilligil ile CHP Gaziantep milletvekili A. İhsan Göğüş’tür.
14 Mayıs 1969’da af kanunu Millet Meclisi’nde 309 oy aldı.
Anayasa değişikliğinin önü açıldı. Aynı gün ilk görüşme gerçekleşti.
İnönü, Celal Bayar’ı Pembe Köşk’te kabul etti. Görüşme olumlu bir hava yarattı.
AP ile CHP’nin bu konuda ortak hareket etmesi çeşitli çevrelerce; “DP’lilerin
siyasi hakları o kadar önemli mi ki bir araya geldiler?” şeklinde eleştirilmelerine
neden oluyordu. Af Kanununun kabulü sonrasında Celal Bayar ve Kastamonu
milletvekili Basri Aktaş tarafından lehte oy kullanan partilere teşekkür
mesajları yollandı. Bu gelişmelerin Silahlı Kuvvetler tarafından 27 Mayıs’ın
restorasyonu olarak algılanması ve anayasa değişikliğine tepki göstermeleri,
Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın da anayasa değişikliğine karşı tavır almasına
neden oldu. Sunay, 19 Mayıs 1969 günü verdiği demeçte, anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi
halinde Cumhurbaşkanlığı’ndan istifa edeceğini, bu değişikliğin memlekette
huzursuzluk yaratacağını söyledi.
Buna rağmen Celal Bayar, Millet Meclisi’ndeki oylamada
kendileri lehinde oy kullanan partileri sırasıyla ziyaret etti. AP’den bize gelmenize
gerek yok, diğer partileri ziyaretiniz uygun olur yanıtı gelirken, Süleyman
Demirel, Bayar’a “Siyasi haklar benim davamdır. Bana zaman versinler, bunu ben
halledeceğim” mesajı göndermeyi ihmal etmedi. Ancak AP’nin tavrı, anayasa değişikliği
meselesinin 12 Ekim 1969’da yapılacak seçimler öncesi lüzumsuz bir gerginliğe
neden olmaması ve Cumhuriyet Senatosu’nda görüşülmesinin seçim sonrasına
bırakılması yönündeydi. AP’nin istediği gibi oldu. Ayrıca İnönü’nün, Bayar’ı 28
Haziran’da İstanbul’da ziyaret etmesinden, bazı aşırı sol ya da cuntacı
çevreler rahatsız oldular.
AP’nin af konusundaki tutumu ile parlamentonun itibarını
zedelediğini ileri süren Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Gürsoy ve eski DP’li
bakanlardan Samet Ağaoğlu’nun eşi AP Manisa Milletvekili Neriman Ağaoğlu, 31
Temmuz 1969 günü partilerinden ve milletvekilliklerinden istifa ettiler. Bu gelişme
eski DP’lilerin AP’lilerle ihtilaflarının su yüzüne çıkması şeklinde
yorumlandı.
Eski DP’lilerin bu şekilde küskünlüğüyle girilen 1969
seçimleri AP açısından başarısızlıkla sonuçlandı. Bunun en önemli nedeni olarak
eski DP’lilere af konusunda umursamaz tavırları ile Celal Bayar ve
taraftarlarını küstürmeleri gösterilmekteydi. Bununla birlikte seçimlerin
ardından anayasa değişikliği Cumhuriyet Senatosu’nda görüşüldü ve 6 Kasım
1969’da senatoda kabul edildi.
Kanununun görüşülmesi sırasında Ankara’da bulunan Celal
Bayar, kanunun kabulünden sonra eski DP’lilerle partilere teşekkür ziyaretinde
bulundu. Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ni ziyaretleri sırasında Alpaslan
Türkeş’e yanında bulunan arkadaşı Baha Akşit’i, “sehpa arkadaşım, idam
arkadaşım” diye takdim etti. Tasfiye edilen 14’lerin üyesi olan Türkeş de
kendilerine, 27 Mayıs’çı arkadaşlarına idamları engellemek için mektup
yazdığını ve çeşitli ikazlarda bulunduğunu, ancak idamları engelleyemediğini
söyledi.
Ancak Celal Bayar ve arkadaşlarının sevinci kısa sürdü. 14
Kasım 1969 günü Türkiye İşçi Partisi, kanun değişikliğinin usul yönünden iptali
için Anayasa Mahkemesine başvurdu. Mahkeme başvuruyu haklı bularak,
16 Haziran 1970’de anayasa değişikliğini iptal etti. Bu
iptal, kanunun Millet Meclisi’nde kabulü sırasında Meclis Başkanı olan Ferruh
Bozbeyli’nin hatası olarak nitelendirildi. Bozbeyli’nin itirazına rağmen,
bilerek usul hatası yaptığına dair bu tür iddialar sürdü.
Siyasi affın bu şekilde Anayasa Mahkemesi’nce iptali, AP’nde
parti içi bölünmelerin artmasına neden olacaktı. AP’den daha önce Bayar’ın kızı
ve Samet Ağaoğlu’nun eşi ayrılmıştı. Ayrıca Sadettin Bilgiç grubu da 12 Ekim
1969 seçimlerinden sonra dışlanmaya başlanmış, kendilerine bakanlık verilmemiş,
Demirel’e yakın grup diğerlerini tasfiyeye yönelmiştir. Bunun üzerine Sadettin
Bilşiç ve arkadaşları, Bayar’ın da destekleyeceği Demokratik Parti’nin kuruluşu
yönündeki ilk adımı 72 senatör ve milletvekilinin imzasını taşıyan “72’ler Muhtırası”
adıyla anılan muhtırayı 17 Ocak 1970 günü Başbakanlığa sunarak attılar. Muhtıranın
ardından AP içinde parti içi muhalefeti sürdürdüler, genel idare Kurulu’ndan
istifalar, ihraçlar ve partiden istifalarla AP’den kopanlar, parti kuracak bir
sayıya ulaştılar. Sadettin Bilgiç ve Yüksel Menderes, genel başkanlıktan feragat
edip, o sırada Meclis Başkanlığı görevinde bulunan Ferruh Bozbeyli’yi şenel başkanlığa
en uygun isim olarak belirlediler. Parti kurma çalışmaları sürerken, Demokrat Parti adını almalarını engellemek için, onlardan
önce “Demokrat Parti” adıyla birilerine parti kurduruldu.
Bilgiç ve arkadaşları da 18 Aralık 1970 günü 69 arkadaşıyla
“Demokratik Parti”(DP) adında yeni bir parti kurdu. Celal Bayar’ın kızı Nilüfer
Gürsoy da kurucular arasındaydı. Celal Bayar’ın bu partiyi destekleyeceği
belliydi. Parti, 41 ilde teşkilatlanmasını tamamlamıştı ki 12 Mart 1971
muhtırası gerçekleşti. Bu belki AP ve DP için gerçek bir darbeydi, ancak
DP’lilerin haklarını elde etmesini de ciddi şekilde engelledi.
Bayar, muhtıranın yarattığı ortama rağmen gündemde kalmak
için sık sık basına demeçler veriyor. Siyasi haklarını kazanabilmek için seçim
ortamını kullanmayı amaçlıyordu.
1973 seçimlerinde Celal Bayar ve eski DP’liler, DP’yi
desteklediler. 93 yaşındaki Bayar, yurt gezilerine katıldı, DP’nin seçim mitinglerinde
konuşmalar yaptı. Demirel’in İdare Meclisi üyeliği verdiği Sebati Ataman gibi
eski Demokratlardan bazıları ise AP’ye destek verdiler.
Baha Akşit gibi tarafsız kalmayı tercih edenler de
bulunmaktaydı. Seçimlerden sonra oluşan CHP-MSP Koalisyonu zamanında 2 Nisan
1974’te Meclis, eski DP’lilerin siyasi haklarının iadesini öngören kanun
teklifini kabul etti. Ancak siyasi partiler ve seçim kanunlarında da değişiklik
gerekiyordu. Bu değişiklikler daha sonraya kaldı. Bu sırada Senato Başkanı
Tekin Arıburun, Celal Bayar’a 1961 Anayasa’sının eski Cumhurbaşkanlarına
verdiği Tabii Senatörlük hakkını kullanabileceğini bildirdi. Bayar, demokratik
kurallarla bağdaşmayacağı için bu öneriyi kabul etmedi.
CHP-MSP Koalisyonu’nun dağılmasından sonra Sadi Irmak
hükümeti kurulduysa da güvenoyu alamayan Irmak, 29 Kasım 1974’te istifasını
verdi. Bu sırada AP hükümeti kurmaya talip olurken, milliyetçi sağ bir
koalisyon kurma ortamı oluştu.
Celal Bayar ve eski DP’liler, aynı günlerde Milli
Koalisyonun kurulmasından yanaydılar. Konuyu görüşmek üzere Park Otelde eski
DP’lilerle bir yemekte buluşuldu. Yemeğe Celal Bayar’dan başka eski DP’lilerden
Hayrettin Erkmen, Samet Ağaoğlu, Celal Yardımcı, Emin Kalafat, Mükerrem Sarol,
Ahmet İhsan Gürsoy, Selim Erengil, Necati Arıbaş, Nurettin Bulak katıldı. Nuri
Eroğan’la Sadettin Bilgiç de kendilerine eşlik etti.
4 Aralık 1974 günü eski DP’li bakanlardan Samet Ağaoğlu,
Celal Yardımcı, Hayrettin Erkmen ve Mükerrem Sarol, Ankara’da önce CHP Şenel Başkanı
Bülent Ecevit’le siyasi haklarının iadesi ile ilgili olarak görüştüler, Ecevit
kendilerine elinden geleni yapacağı sözünü verdi. Bu görüşmeden sonra AP Şenel
Başkanı Süleyman Demirel’in evine gittiler ve akşam yemeğinde aynı konuyu konuştular.
5 Aralık’ta da Samet Ağaoğlu, Hayrettin Erkmen, Sebati
Ataman, Celal Yardımcı, Mükerrem Sarol., Osman Kapani, Sıtkı Yırcalı, Atıf
Benderlioğlu, Kemal (ettin) Demiralay ve Ömer Görüş olmak üzere sekizi bakan
olan 10 eski DP’li Süleyman Demirel’i ziyaret ederek, siyasi hakları ile ilgili
seçim kanunu ve siyasi partiler yasasındaki değişiklik tekliflerinin bir an
önce Meclis gündemine getirilmesini istediler Demirel de “bunu bir görev
saydığını” erken seçim gündeme gelirse bu değişiklikler yapılmadan erken seçim
kararına karşı çıkacaklarını söyledi. Art arda yapılan bu ziyaretler, eski
DP’lilerin konuyu gündemde tutmak, basının ilgisini ve siyasi liderlerin
dikkatini çekmeye çalıştıklarını gösteriyordu. Bu şekilde siyasi hakları ile ilgili
teklifler Meclis gündemine en kısa sürede gelebilirdi.
11 Aralık 1974 günü eski DP’lilerin siyasi haklarının geri
verilmesine ilişkin kanun teklifi Meclis’te görüşülerek kabul edildi. Bundan
sonra eski DP’liler, siyasi partilere üye olabilecekler ve milletvekili
seçilebileceklerdi.
Siyasi hakların verilmesinden sonra eski DP’lilerin, ne
yapacakları merak konusu oldu. Siyasi ortam hareketlendi. Hatta, Bayar’a AP’nin
başına geçmesi ya da sağ cephenin üzerinde bir konumu olması yönünde teklifler geldi.
Celal Bayar’ın daveti üzerine 24 Ocak 1975 günü, siyasi
haklarına 15 yıl sonra yeniden kavuşan 293 eski DP’li İstanbul Moda Deniz
Kulübü’ndeki yemekte bir araya geldi. Celal Bayar, bu tarihi toplantıda bir
konuşma yapmış ve konuşmasına şöyle başlamıştır: “Değerli ideal arkadaşlarım,
her zaman kalb ve fikir birliği içinde olmamıza rağmen, uzun yıllar fiili
sahada birbirimizden ayrı kaldık. Bugün burada bir araya gelmekten doğan
müşterek bahtiyarlığımızı hepimizin adına ifade etmek isterim”. Bayar, milletin
kendilerinden hizmet beklediğini, memlekette bir hükümet buhranının mevcut
olduğunu, istikrarlı bir hükümetin kurulabilmesi için kendilerinin de
ellerinden şöleni yapmaları gerektiğini söylemiştir. Kıbrıs sorununa da değinen
Bayar, bu iç ve dış şartlarda istikrarlı bir hükümet için tek şartın,
felsefeleri aynı olan partileri el birliğiyle birleştirmek olduğunu belirtmiştir.
Bu nedenle eski DP’lilerin herhangi bir partiye eğilim göstermeyerek, bir arada
olmak ve hatta bazı arkadaşlarını görevlendirerek partiler arası anlaşmazlığı
çözmeleri ve onları alt ve üst kademelerde birleştirmeye çalışmaları gerektiğini
dile getirmiştir.
Celal Bayar, bahsettiği arabuluculuk girişimini, AP ve DP
temsilcilerini 7 Şubat’ta İstanbul’daki evinde bir araya getirerek başlattı. DP
Şenel Başkanı Ferruh Bozbeyli, Demirel’siz bir sağ koalisyonda ısrar ediyordu.
Demirel, ise başbakan olacağı bir hükümet formülünde diretiyordu.
16 Şubat’ta yapılan DP Parti divanı toplantısında Celal
Bayar’ın hükümet konusundaki CHP dışındaki bir hükümete destek verilmesi
çağrısının gündeme alınmaması üzerine, Sadettin Bilgiç ve arkadaşları
toplantıya katılmadılar. Bu durum DP içinde Bilgiç grubunun Milli Koalisyona
destek vereceğinin göstergesiydi. Bilgiç grubunun Celal Bayar’a yakın olduğu
bilinmekteydi.
18 Şubat 1975 tarihli 7 gün dergisi Celal Bayar’ı kapak
yaptı ve “Celal Bayar Parlamento Dışı İktidar” manşeti attı. Dergide yer alan
yazıda Bayar’ın, İsmet İnönü gibi Türk Demokrasisi’ne yön verme çabası içinde
olduğu, AP ve DP heyetlerini kabul ettiği, onlara fikirler, hatta direktifler
verdiği ve partilerin de buna uygun toplantılar düzenlediği yazmaktaydı.
Celal Bayar’ın görevlendirdiği Baha Akşit, Demirel ile
Bozbeyli’nin arasını bulamadı.
Nitekim, Cumhurbaşkanı’nın Süleyman Demirel’i hükümeti
kurmakla görevlendirmesiyle Celal Bayar’ın istediği oldu. Aralarında kızı
Nilüfer Gürsoy ve Sadettin Bilgiç’in de bulunduğu 9 kişi DP’den istifa ederek,
CHP dışında kurulacak koalisyonu destekleyeceklerini açıkladılar. 31 Mart 1975 günü
Celal Bayar’ın çabalarıyla, Demirel başkanlığında Milliyetçi Cephe Koalisyon
Hükümeti kuruldu.
Eski Demokrat Partililerin bir bölümü, (Baha Akşit,
Hayrettin Erkmen vb.), 1975 Senato ara seçimlerinde AP senatörü olarak aktif
siyasi hayata yeniden döndüler. Siyasi hayatları 12 Eylül 1980’de bir kez daha
kesintiye uğrayacaktı.
12 Eylül darbesinden sonra da eski DP’liler siyasi
mücadelelerine devam ettiler. Yassıada yargılamalarında müebbet hapse mahkum
olan ve sonra affedilen ve siyasi hakları iade edilen Sezai Akdağ, 20 Haziran
1983’te Merkez Sağ’ın üçüncü partisini “Yeni Doğuş Partisi” adıyla arkadaşlarıyla
birlikte kurdu. Kuruculardan Talat Alpay, Baki Erden, Halil Turşut, Refik San,
Burhan Ulutan kendisi şibi Yassıada hükümlüsüydü., Kısa bir süre sonra partinin
şenel başkan adayı Akdağ ve Yassıada hükümlüsü arkadaşları daha önce affa
uğramalarına rağmen, Milletvekili Seçim Kanunu’nun 11. maddesi gereğince parti
kurucusu olamayacakları tebliğ edilerek, veto edildiler. Eski DP’liler bir kez
daha siyasi haklarını ve itibarlarını kazanma mücadelesi vereceklerdi.
Celal Bayar, 22 Ağustos 1986’da İstanbul’da vefat etti. 29
Ağustos’ta doğum yeri olan Bursa-Umurbey’de toprağa verildi. Cenazesinde
merkez sağı bir araya getiren Bayar, 103 yaşına kadar siyasi hayatın içinde yer
aldı, hayatının son yıllarında dahi doğum günlerinde eski Demokrat Partilileri
ve merkez sağın önemli isimlerini bir araya getirmeyi başardı. Hatta DYP ile
ANAP tarafından paylaşılamamasına rağmen, Merkez sağı bir çatı altında toplamak
için öncülük etti.
“Yeni Doğuş Partisi” girişimi ve Celal Bayar’ın vefatından
sonra eski DP’lileri bir araya getirmeyi amaçlayan bir başka hareket DP Gaziantep
eski milletvekili İhsan Dai ile DP Sinop eski milletvekili Ömer Özen’den geldi.
Bu iki isim hayatta kalan DP milletvekillerini bir araya getirmek amacıyla bir
dernek kurmayı düşündüler. Önce Ankara’daki arkadaşlarını 7 Eylül 1988’de
Anadolu Kulübü’ndeki akşam yemeğinde bir araya getirdiler ve bunu bütün
Türkiye’ye dağılmış arkadaşlarına duyurdular. 18 Ekim 1988 tarihli bir yazı ile
de dernekleşme girişimini resmen başlattılar. Her ayın ilk çarşamba günü
Anadolu Kulübü’nde toplanarak hazırlıklarını sürdürdüler. İhsan Dai’nin kendi işyerindeki
bir daireyi, derneğe ücretsiz tahsis etmesiyle ikamet sorunu çözüldü. 7 Aralık
1988’de yaptıkları toplantıda 25 kişi derneğin kurulmasına karar verdi.
Derneğin adı, tüzüğü gibi hazırlıkları tamamlamak üzere 4 kişilik bir heyet oluşturuldu.
Derneğinin adının “Demokratlar Kulübü” olması kararlaştırıldı.
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİ
Amaçları da aşağıdaki şekilde açıklandı:
“A- Ülkemizde demokrasiyi koruma fikrini toplumun her
kesiminde güçlü bir fikir akımı haline getirmeğe çalışır.
B- Demokrasi prensipleri ile uyuşmayan çarpık görüşlerle
fikri alanda mücadele eder.
C- Türk Demokrasisinin geçmişteki meseleleri hakkında ilmi
araştırmalara dayalı yayımlarda bulunmak için belge ve bilgi toplayarak
hatıraların yayınlanmasını teşvik etmek suretiyle tarihimize yardımcı olmaya gayret
eder.
Ç- Demokrasimize büyük hizmetlerde bulunmuş olan tarihi
kuruluş ve şahsiyetlerin gerçek hüviyetlerini ve değerlerini ortaya çıkaracak
çalışmalar yapar ve yaptırır.
D- Kulübün amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik yan
kuruluşlar teşkil eder; konferans, seminer ve açık oturumlar, yurt içi ve yurt
dışı geziler düzenler, kitap, broşür ve dergiler yayınlar.
E- Kulüp üyeleri arasında haberleşme, dayanışma ve
yardımlaşmayı sağlar.”
Bu amaçlar kabul edildikten sonra büyük bölümü eski
demokratlardan olmak üzere 25 kurucu üye tarafından kuruluş dilekçesi Ankara
Valiliği’ne verildi.
17 Şubat 1989 günü kuruluşu resmen gerçekleşen Demokratlar
Kulübü aşağıdaki üyelerden oluşmaktaydı. Demokratlar Kulübü Derneği Kurucuları:
Rıfkı Salim Burçak (Milli Eğitim eski Bakanı),
Hayrettin Erkmen (DP İmar ve İskan eski Bakanı),
İhsan Dai (DP Gaziantep eski Milletvekili),
Ömer Özen (DP Sinop eski Milletvekili),
Kemalettin Demiralay (DP Isparta eski Milletvekili),
Numan Kurban, Turhan Dilligil, Muzaffer Akdoğanlı (DP, AP
Kastamonu eski Milletvekili), İrfan Haznedar, Enver Kaya, Sıtkı Salim Burçak,
Baha AkŞit (DP Denizli eski Milletvekili), Nuriye Pınar Erdem (DP İzmir eski
Milletvekili), İbrahim Sevel (DP İstanbul eski Milletvekili), Nuri Toşay (Yassıada
Sanığı), Besim Tibuk, Barlas Küntay, Ahmet N. Kadıoğlu, Sabri Özcan San, Zeki
Başağa, M. Fahri Mete, Ömer Lütfü Erzurumluoğlu (Yassıada Sanığı), Halil Turşut,
Halis Tokdemir, Hilal Ülman (DP Bursa eski Milletvekili)
Üyeler kendi aralarında 9 kişilik geçici yönetim kurulunu
seçtiler.
Yönetim Kurulu:
Rıfkı Salim Burçak, Hayrettin Erkmen, Ömer Özen, Muzaffer Akdoğanlı, İhsan Dai,
Halil Turşut, Numan Kurban, Kemalettin Demiralay ve İrfan Haznedar’dan oluşmaktaydı.
İlk (1. dönem) Başkanlığa
Prof. Dr. Rıfkı Salim Burçak,
Başkanvekilliğine
Hayrettin Erkmen,
Sekreterliğe Ömer
Özen,
Muhasip üyeliğe
Muzaffer Akdoğanlı getirildi.
Demokratlar Kulübü’nün en önemli çabalarından biri Menderes,
Polatkan ve Zorlu’nun İmralı’da bulunan mezarlarının 17 Eylül 1990 günü İstanbul’daki
Anıtmezar’a devlet töreniyle nakledilmesinde oldu. Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
Başbakan Yıldırım Akbulut, Adalet Bakanı Oltan Sungurlu ve DYP milletvekilleri
de ikna edilerek kanunun çıkması sağlandı ve eski DP’lilerin istedikleri oldu. Aslında
bu gelişme Yassıada mağduru bütün DP’lilerin itibarlarının iadesi anlamına geliyordu.
TARİHİ VE KADİM DEMOKRAT PARTİ AÇILIYOR
19 Haziran 1992 tarihli 3821 sayılı kanun değişikliği ile
daha önce kapatılmış olan partilerin aynı ad, amblemi kullanarak yeniden
açılmasına izin verildi. Bunun üzerine Eski DP’liler partilerinin yeniden
açılması için harekete geçtiler partilerinin açılmasında hemfikirdiler, ancak
siyasi faaliyete devam etme konusunda ciddi tartışmalar yaşadılar.
Yeniden kurulma hazırlıkları yapan Demokrat Parti’nin şenel merkezi
10 Eylül 1992’de törenle açıldı. Törene Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Gürsoy,
Fuat Köprülü’nün kızı Beyhan Köprülü, Refik Koraltan’ın oğlu Oğuzhan Koraltan
ve pek çok eski DP’li katıldı.
Aydın Menderes’in açılışa katılmaması tepkilere yol açtı.
Bazı DP’liler, Aydın Menderes’in mesajının okunmasını dahi istemediler.
Kongrenin yeniden toplanabilmesi için DP’nin son kongre (1955)
delegelerinin belirlenmesi gerekiyordu. Bu amaçla Prof. Dr. Orhan Morgil’in Genel
Koordinatör, Siyaset Bilimci ve Hukukçu, Gazeteci – Yazar Mustafa Nevruz Sınacı
da Genel Koordinatör Yardımcısı olarak görev aldılar. DP 1955 Kongresi delege
listesinde yer alan 275 kişinin isimleri büyük bir titizlikle belirlenerek, 24
Ekim 1992’de resmi gazetede yayımlandı.
DP Beşinci Büyük Kongresi 29 Kasım 1992 Pazar günü toplandı.
Baha Akşit, Fatin Rüştü Zorlu’nun kızı Sevin Zorlu’nun desteklediği Hamdi
Ciliv’in listesindeydi. Eski DP’lilerden Hayrettin Erkmen, Sezai Akdağ ekibini
ise Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Gürsoy destekliyordu. Kongrede iki şenel başkan
adayı çıktı biri Hayrettin Erkmen, diğeri Havza eski Belediye Başkanı İlyas Taşhan.
Delegelerden destek alamayan Taşhan, adaylıktan çekildi.
Hayrettin Erkmen, tek aday olarak seçimlere girdi. Seçim tek
aday olmasından dolayı parti organlarının oluşmasında liste yarışı şeklinde geçti.
Ancak eski DP Denizli Milletvekili Baha Akşit ve birkaç kişinin
daha Hamdi Ciliv’in listesinden çekilmesi, kongrenin sonucunu belli etti.
Yassıada sanıklarından.; Daha sonra AP İzmir Senatörü ve DYP
Merkez Disiplin Kurulu Üyesi olan Beliğ Beler, 29 Mart 1993’te Süleyman
Demirel’e: “Bütün arkadaşlarının yeniden açılan DP’de yerlerini almaları gerektiğini,
DP’nin dağılan sağı toparlayacağını, ilk seçimde iktidara gelerek memlekete
faydası olmayan DYP-SHP koalisyonuna son vereceğini” ifade eden ve DYP’den
istifa ettiğini açıklayan bir istifa mektubu gönderdi…
Bu hareket eski, kadim DP’lilerin 32 yıl sonra yeniden DP’yi
tekrar canlandırmaya çalıştıklarını açıkça gösteriyordu.
DP’nin yeniden açılması gibi, AP’nin de açılması gündemdeydi.
Adalet Partisi de son kongre (1978) delegeleri ve Genel İdare Kurulu üyelerini
19 Aralık 1992 günü Ankara’da topladı. Kongre’de Demirel’in ağırlığı vardı.
Delegeler, 125’e karşı 909 oyla AP’nin feshini ve DYP’ye mal varlığıyla
birlikte iltihakını itirazlara rağmen kabul ettiler. Eski DP’li Baha Akşit, AP’nin DYP’ye
iltihakını, DYP’nin teşkilatlı olmasından, hükümet ortağı olmasından dolayı
haklı bulmaktaydı. Ancak yine de DP’nin tek çatı olması duygusunu taşımaktaydı.
Sonuç:
3821 Sayılı Kanun uyarınca, tarihi ve kadim DEMOKRAT PARTİ’yi
yeniden açan emektarlar, bir süre sonra Olağanüstü Kongre yaparak; Bizzat
kurduğu ve Genel Başkanı olduğu Büyük Değişim Partisi zaaf ve akamete uğrayan Aydın
Menderes’i genel başkanlığa getirdiler.
Ancak Aydın Menderes, DP Genel Başkanı olarak siyasi
mücadelesine devam etmek yerine Refah Partisi’nden milletvekili seçilmeyi
tercih etti. Bu eski Demokratlarda büyük bir şok etkisi ve hayal kırıklığı
yarattı. Aydın Menderes’e tepkilerini göstermek için yeniden açılan DP’den
istifa ettiler. DP’nin yeniden açılışında siyasi faaliyete devam edilmesine karşı
çıkanlar haklı çıktı. Beliğ Beler gibi eski DP’liler, DYP’ye yeniden davet
edildiler. Onlar da bu daveti kabul etti. Benzer bir hayal kırıklığı 2007 şenel
seçimleri öncesinde eski DP’lilerin “merkez sağı birleştirme” misyonları
açısından belki en büyük fırsatlardan biri olan DYP ve ANAP’ın Kıratlı DP
çatısı altında birleşmeleri sırasında yaşandı. Eski DP’liler birer birer tarihe
mal olurken, hayal ettikleri gibi olmasa da DP siyaset sahnesine tekrar döndü.
Ancak istenilen şekilde gerçekleştirilemeyen birleşme, yeni
DP’nin güçsüz doğmasına ve merkez sağın çöküşüne neden oldu.
Hayatım boyunca, Dr.Agbazara'nın yaptığı gibi çok hızlı çalışan hiçbir şeyi görmedim. Ben New Jersey'den geliyorum ve ismim Dr.Agbazara ile temasa geçtikten sonra Nicole'um. Her madalyonun iki yüzü olduğunu söyleyerek inanmaya başladım. Sevgilim beni terk edince, bana bir daha gelmemek için yemin etti ama Tanrı'ya şükürler olsun ki Dr.Agbazara'nın yardımıyla sevgilim 48 saat içinde bana geri döndü ve ben de diğer insanlarla iletişim kurmak için kalbi kırmak istiyorum. Agbazara aşağıdaki e-posta yoluyla aşağıda detayları aracılığıyla ( agbazara@gmail.com ) veya Whatsapp üzerinden: (+2348104102662) o zaman Dr.Agbazara'nın harikalarını görebilirsiniz.
YanıtlaSilHepinize merhaba,
YanıtlaSilBITCOIN YATIRIM İÇİN
W/A:::::+1(605) 340-8997
e_mail:::[binaryinvestment272@gmail.com]
Bitcoin yatırımlarında zengin olmanın sırrını anlatacağım. Zengin olmak ya da fakir olmak ve dövüşmeye devam etmek, bizim gibi meşru ve profesyonel tüccarlarla 72 saat içinde daha büyük para kazanmaya başlayın, Şimdi 200 $ 'lık minimum yatırımla açık yatırım paketi, 72 saat içinde 2000 $ alabilirsiniz
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
200 $ yatırım yapın, 2.000 $ kazanın
500 $ yatırım yapın, 5.000 $ kazanın
700 $ yatırım yapın, 7.000 $ kazanın
1.000 $ yatırım yapın, 10.000 $ kazanın
2.000 $ yatırım yapın, 20.000 $ kazanın
5.000 $ yatırım yapın, 50.000 $ kazanın
7.000 $ yatırım yapın, 70.000 $ kazanın
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Finansal özgürlüğünüze ulaşmak için bu açık fırsatı kaçırmayın, şimdi yatırım yapmaya hazır olmayanlar erken emekli olmaya hazır değiller, tek bir gelir kaynağına güvenmeyin, bugün sizin için ticaret yapalım ve sen.
W/A:::::+1(605) 340-8997
e_mail:::[binaryinvestment272@gmail.com]
herkese merhaba
YanıtlaSilBu bilgeliği oku, seninle paylaşmak üzereyim
Ben Rizky Indah ve Endonezya'nın bir yerlisiyim, kredimi güvenilir bir borç verenden nasıl aldığımı size bildirmek için buradayım ONE BILLION RISING FUND
ŞİRKET İLETİŞİM
ŞİRKET ADI: ONE BILLION RISING FUND
ŞİRKET GMAIL : onebillionrisingfund@gmail.com
YER: San Francisco. Kaliforniya. BATI AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ
TEL: +1 267 526 5352
WHATSAPP: +1 267 526 5352
Bu salgında yaşamak benim ve ailem için zorlaştı ve işim bu Covid 19 salgını tarafından mahvoldu ve Rahat yaşamak herkesin arzusu ve ben ailem için en iyisini istiyorum bu yüzden bankadan borç para vermeye karar verdim ve banka beni geri çevirdi ONE BILLION RISING FUND dan kredi alan arkadaşım bana kredi vereni tanıtıp bana finansal olarak yardımcı olabileceklerine dair güvence verene kadar birkaç kez aşağı indim onlara çok inanıyorum çünkü arkadaşım ONE BILLION RISING FUND yeni kredi aldı ve başvurdum ve beni birkaç gün süren süreçten geçirdiler ve en büyük sürprizim kredi tutarının hesabına yatırılmasında.
ONE BILLION RISING FUND 'dan aldığım bu deneyim hayatımı güzelleştirdi ve artık bir seramik şirketim var.
Krediye ihtiyacınız olduğunu biliyorsanız, finans şirketiyle iletişime geçmenizi tavsiye edeceğim ve size kredi konusunda yardımcı olabileceklerine kesinlikle inanıyorum.
Lütfen çevrimiçi iletişim kurduğunuz kredi verenlere dikkat edin, çünkü çevrimiçi finansal borç verenlerin çoğu sahtedir ve hayatı sizin için daha zor hale getirecektir ve size yardım etmeye iyi niyetleri yoktur çünkü onlar geçimlerini sizden kazanmak isteyen dolandırıcılar dır.
Kredi işlem süreçlerinde güvenilir, verimli ve profesyoneldirler, bu nedenle her kredi arayan kişiyi bu büyük kredi verme şirketine başvurmaya ve hikayenizi benimki gibi değiştirmeye teşvik ediyorum.
kredinize gerçekten iş amaçlı ihtiyacınız varsa sizi daha fazla karşılayacaklar, bu yüzden bugün onlarla iletişime geçin ve benim gibi bir tanık olun
İLETİŞİM BİLGİLERİM
BENİM ADIM :::::RIZKY INDAH
GMAIL:::::::indahrizky490@gmail.com
WHATSAPP:::+62-858-8161-8874
İyi günler