tag:blogger.com,1999:blog-78296520766693178862024-03-05T01:17:18.734-08:00DEMOKRATLAR KULÜBÜ & BİLGİLİK.ARŞİVDEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİDEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.comBlogger20125tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-28054806856727384862018-01-30T04:55:00.000-08:002018-02-01T07:13:49.778-08:00Gönderen Metin Aydoğan Kuramsal Aktarım: ABD VE ASKERİ İŞGAL (Bu KONU LÜTFEN Bilenler tarafından AÇIKLANSIN ve BURAYA YORUMLANSIN)<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<b><span style="color: #990000; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: large;">Gönderen Metin Aydoğan Kuramsal Aktarım: </span></b><br />
<div>
<b><span style="color: #990000; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: large;">ABD VE ASKERİ İŞGAL </span></b><br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRl1-W1GaWKK5kXjXIqxx1iFYs9PmAm9tFd0mtqbO2De8xMMgZb3Xt-GS5ac-B1J6SzaCVtfWJLG-2YqoSyXKAdXG4hpEXIQQf8HdT0CXRLAauEtHevCQAdB-mGbYP-q3pd86DxcwIKH57/s1600/18+ABD+VE+ASKER%25C4%25B0+%25C4%25B0%25C5%259EGAL.jpeg"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRl1-W1GaWKK5kXjXIqxx1iFYs9PmAm9tFd0mtqbO2De8xMMgZb3Xt-GS5ac-B1J6SzaCVtfWJLG-2YqoSyXKAdXG4hpEXIQQf8HdT0CXRLAauEtHevCQAdB-mGbYP-q3pd86DxcwIKH57/s400/18+ABD+VE+ASKER%25C4%25B0+%25C4%25B0%25C5%259EGAL.jpeg" /></a><br />
Adnan Menderes hükümeti, 5 Mart 1959’da, ABD’ye Türkiye’ye silahlı müdahale hakkı veren bir anlaşma imzaladı. Anlaşma, “Türkiye, doğrudan ya da dolaylı olarak; tecavüz, sızma, yıkıcı faaliyet ya da sivil saldırıya uğraması durumunda “ABD’ye askeri müdahale hakkı tanıyordu. “Tecavüz, sızma, yıkıcı faaliyet, sivil saldırı” gibi kavramların ne anlama geldiğini ve hangi durumda oluşacağını Amerikalı yetkililer karar verecekti.<br />
<br />
<b><span style="color: red; font-size: large;">Askeri İşgal: Eski Bir Öykü</span></b><br />
<br />
ABD’nin Türkiye’ye bakışı ve kimi zaman askeri işgali içeren söylemleriyle, yarım yüzyıllık eski bir öyküdür. 1946’da Türkiye’ye girerken; aldığı ve aldırdığı kararlar, ikili ve çoklu anlaşmalar, ekonomik ilişkiler, Türkiye’den bir daha çıkmama üzerine kuruludur. Bu amaca yönelik Amerikan siyaseti; bağımsızlığı köreltme, güçsüzleştirme ve gerekirse askeri güç kullanmaya dayalıdır. Türkiye’den hiçbir koşulda vazgeçmeyeceklerini ve Türkiye’de iktidarı da muhalefeti de kendilerinin belirleyeceğini işin başında açıklamışlardı.<br />
ABD Hükümeti adına Türkiye’ye gelen ve 1949’da adını taşıyan ünlü raporu hazırlayan Max Weston Thornburg, Washington’a, “Türkiye elden gitmesine asla izin vermeyeceğimiz bir ülkedir” diyordu.1<br />
ABD’nin Türkiye’ye verdiği önemi gösteren bir başka örnek, Pentagon’da ‘Güç Dönüşüm Birimi ve Stratejik Gelecek’ uzmanı olarak çalışan, Deniz Harp Okulu profesörlerinden Thomas P.M.Barnet’in, 2005 yılında yaptığı şu değerlendirmedir. “Ben, Türkiye’yi küreselleşmenin Entegre Olmamış Boşluk (Batı dışındaki ülkeler y.n.) içinde yer alan, bu nedenle kitlesel şiddet ve çatışma riskine en açık ülkeler grubu içine alıyorum... Oysa, küreselleşmenin yayılmasında Türkiye’den daha önemli bir rol oynayacak çok az ülke vardır”.2<br />
<br />
<span style="color: red; font-size: large;"><b>Silahlı Müdahale Hakkı</b></span><br />
<br />
Adnan Menderes hükümeti, 5 Mart 1959’da, ABD’yle Türkiye’ye silahlı müdahale hakkı veren bir anlaşma imzaladı. Anlaşma, “Türkiye, doğrudan ya da dolaylı olarak; tecavüz, sızma, yıkıcı faaliyet ya da sivil saldırıya uğraması durumunda” ABD’ye askeri müdahale hakkı tanıyordu. “Tecavüz, sızma, yıkıcı faaliyet, sivil saldırı” gibi kavramların ne anlama geldiğini ve hangi durumda oluşacağını Amerikalı yetkililer karar verecekti.3<br />
ABD, 1974 yılında, “haşhaş ekiminin yasaklanmaması durumunda İstanbul’un bombalanacağını” açıklamıştı. Başkan Nixon, ABD Ankara Büyükelçisi Handley’i Washington’a çağırmış, ona, istenilen yasaklamanın yapılmaması durumunda,“Sultanahmet Camii başta olmak üzere” İstanbul’un bombalanacağını ve 6.Filo’nun İstanbul’a geleceğini bizzat Başbakan’a (Bülent Ecevit) bildirmesi görevini vermişti.4<br />
<br />
<b><span style="color: red; font-size: large;">Tehdit Siyaseti</span></b><br />
<br />
Askeri işgale yönelik gözkorkutmalar günümüze dek sürmüştür. Şubat 1996’da, ABD California Senatörü Brad Sherman, Temsilciler Meclisi’nde yaptığı konuşmada, Türk Ordusu’nun Doğu ve Güneydoğu Bölgesi’nde katliam yaptığını ileri sürerek, ABD’nin, “NATO üyeliğine bakılmaksızın” Türkiye’ye Askeri müdahalede bulunmasını istemişti. Amerikalı senatör şunları söylemişti: “Birleşik Devletler, Kürtlerin korunması için daha açık ve daha sert bir tutum izlemelidir. Baskıcı rejimlere karşı tutumumuz, bu ülkelerin NATO müttefiki olması ya da olmaması ile değişmemelidir. Türkiye’deki Kürtlerin korunması için Birleşik Devletler askeri güç kullanarak devreye girmelidir”.5<br />
ABD Müşterek Kuvvetler Komutanlığı, 24 Temmuz 2002’de, California eyaletinde maliyeti yüksek kapsamlı bir askeri tatbikat düzenledi. “Bin Yılın Meydan Okuması-2002”(Millenium Challenge 2002) adını taşıyan ve Lozan Antlaşması’nın 79.yıldönümünde başlatılan tatbikatın ayrıntıları gizli tutulmuştu. Ancak, konu ve açıklanan amaçlar, 24 Temmuz tarihiyle birleşince, “hedef ülke” olarak ortaya Türkiye çıkıyordu.<br />
<br />
<b><span style="color: red; font-size: large;">Senaryo</span></b><br />
<br />
Tatbikat senaryosuna göre; “Bir ülkede büyük yitiklere yol açan bir deprem oluyor (Kocaeli depremi). Aynı günlerde uluslararası mahkeme o ülkenin sınırlarını ilgilendiren olumsuz bir karar alıyor; etnik ve dinsel oluşumlar siyasi olarak güçleniyor. Ülke güvenliğinin tehlikeye girmesi nedeniyle ordu duruma müdahale ediyor ve deniz taşımacılığını önleyecek biçimde ülkeyi güvenlik çemberine alıyor. Birleşmiş Milletler ABD’nin girişimiyle, yaptırım kararı alıyor. Bunun üzerine ABD ordusu, hava saldırısına geçerek ülkenin önemli kentlerini 96 saat içinde (Türkiye’nin seferberlik süresi) işgal ediyordu”.6<br />
ABD Müşterek Kuvvetler Komutanı Orgeneral Kernal o günlerde, Millenium Challenge 2002 Tatbikatı ve Spiral 1, Spiral 2 senaryolarını kastederek, “kendimizi izin verilmeyen durumlara hazırlıyoruz” demişti.7<br />
Bu tür açıklamalar; Türkiye’deki dengesiz yönetim, bölgedeki Rus-ABD gerilimi ve PYD’nin ordulaştırılmasıyla birlikte ele alınmalıdır. Bu yapıldığında, yaşanmakta olan sürecin boyutu genişleyecektir. “Türkiye’nin havasahası NATO havasahasıdır”, “NATO Türkiye’yi korumada kararlıdır” türünden sözlerinin taşıdığı anlam, hala netlik kazanmamıştır. Türkiye’ye yabancı askerin girmesine izin sorunu ya da bir başka deyişle, “izinli işgal”, bu ülkede tartışılmamış bir konu değildir. Bu olasılık, 2003’teki Irak müdahalesinde, gerçeğe dönüşmekten kılpayı kurtulmuştu.<br />
Geçmişten günümüze yarım yüzyıllık olay ve söylemler ortada. Ülke yönetiminin kişi egemenliğine indirgendiği; yasama, yargı ve yürütmenin dumura uğratıldığı, devlet yetkililerinin çıkar <a href="https://www.blogger.com/null"></a>aracı olarak kullanıldığı ve muhalefeti olmayan bir ülkede her şey olabilir. İstihbarat örgütünün başındaki kişinin, basına yansıyan, “sekiz füze attırtıp savaş gerekçesi yaratırım” biçimine sözler söyleyebildiği bir ülkede neler olmaz.8<br />
<br />
<b><span style="color: red; font-size: large;">DİPNOT</span></b><br />
1 “Bozkırdan Doğan Uygarlık – Köy Enstitüleri ”Yalçın Kaya, Tiğlat Mat., İst., 2001, 2.Cilt, sf.501<br />
2 “Türkiye Merkez Üs” Nilgün Cerrahoğlu, a.g.g. 30.06.2004<br />
3 “Menderes’in Dramı” Ş.S.Aydemir, Remzi Kit., İst., 1969, sf.29<br />
4 “Sivil Darbe Girişimi ve Ankara’da Irak Savaşları” Fikret Bila, sf.184; ak.Ahmet Erimhan “Çuvaldaki Müttefik”Birharf Yay., İst., 2006, sf.35-36<br />
5 “Haksız Suçlama” Cumhuriyet, 12.02.1999<br />
6 “Çuvaldaki Müttefik” Ahmet Erimhan, Birharf Yay., İst., 2004, sf.216 ve Aydınlık 11.08.2002<br />
7 a.g.e. sf.2168 Aydınlık 27.10.2015<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="text-align: center;">
<b><span style="color: #0b5394; font-size: large;">GERÇEK DEMOKRAT </span></b></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="text-align: center;">
<b><span style="color: #0b5394; font-size: large;">"Hasan Emre OKTAY" </span></b></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="text-align: center;">
<b><span style="color: #0b5394; font-size: large;">REST'İ GÖRDÜ VE CEVAP VERDİ: </span></b></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="text-align: center;">
<b><span style="color: red; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-large;">BİRİLERİ HALA ÇARPITMA
HABERLERLE RAHMETLİ MENDERS’İ KÖTÜLÜYOR! </span></b><span style="font-size: 14pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing" style="text-align: right;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjtK1i6iyZwt1M4XdlZofE9Nqm-4uq2k22I1WIp4X6k878O0X88Uh1UcnMYottnQ-IxLX0IL5ShF6FnbgFrKS8tfGBp4dOjTR_7dHnNQjnEMyBtJ4y4zIhbW5-R2TL0RvfdUYIzU_RTbU/s1600/e.PNG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="301" data-original-width="216" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjtK1i6iyZwt1M4XdlZofE9Nqm-4uq2k22I1WIp4X6k878O0X88Uh1UcnMYottnQ-IxLX0IL5ShF6FnbgFrKS8tfGBp4dOjTR_7dHnNQjnEMyBtJ4y4zIhbW5-R2TL0RvfdUYIzU_RTbU/s1600/e.PNG" /></a><span style="font-size: 18.6667px;"><b><span style="color: blue;">Tarihçi, Araştırmacı-Yazar: Hasan Emre OKTAY</span></b></span><br />
<div style="text-align: left;">
<span style="font-size: 14pt; text-align: left;">Adnan Menderes’i bir hiç
uğruna iki bakan arkadaşı Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile birlikte
asmak suretiyle öldüren zihniyet, içten bir vicdan azabı çekiyor gibi
görünmektedir.Gerçi birçoğunuz diyeceksiniz ki, o zalim insanlarda vicdan ne
gezer? Bu haklı düşünceye şöyle cevap verebiliriz, vicdan Allah’tandır, dini
bilgilerimize göre ahrette de, dünyada kötü amel işlemiş olanlar yakıcı vicdan
azabı altında kıvranacaklardır.</span></div>
</div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Aziz dostlar bu satırları
yazmamın sebebi son günlerde sosyal medyada ve yazılı basında dikkatimi çeken,
rahmetli Menderes’i suçlayıcı yazılar, programlardır. Öyle ya, Menderes ne
kadar suçlu gösterilirse 27 Mayıs darbesi felaketi Yassıada ve infazlar o kadar
meşruluk kazanacaktır. Zaten 27 Mayıs, bahanesini yaratmak ve meşrulaşmak için
tamamen yalan, saptırılmış, düzmece haberleri kullandı ve o zaman üretilen bu
haberler fısıltı gazetesi vasıtasıyla kulaktan kulağa bir algı operasyonu
meydana getirdi. 1960-80 arası da, 20 sene okul ders kitaplarında
Bayar-Menderes ve arkadaşlarını kötüleyen, 27 Mayıs darbesini öven konular ders
okul kitaplarında adeta bir neslin beynini yıkadı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Bu gün dikkat ediyorum
benzer uygulamalar yine başladı. Bu uygulamaların altındaki esas sebep
psikolojiktir. Freud’un rasyonalizasyon (aklileştirme) ve projeksiyon
(aksettirme) adını verdiği, EGO’nun (benlik) savunma mekanizmaları vardır. Hani
kedi uzanamadığı ciğere murdar der ya, bu rasyonalizasyondur. Projeksiyonda da
kendi hatalarını, başkası yapmış gibi aksettirme söz konusudur. Sonuçta ego ve
dolayısıyla vicdan rahatlatılacaktır. Ama nafile zira Türk halkının ezici
çoğunluğu bugün, rahmetli Menderes’in ve ekibinin bunca hizmetlerine karşılık,
sandıktan ümidini kesmişler tarafından nasıl bir haksızlığa uğradığını
anlamıştır. Bunun en açık delili Adnan Menderes Havaalanı, Adnan Menderes
Bulvarı, Celal Bayar Üniversitesi vesaire gibi hemen her kentimizde önemli
eserlere verilen rahmetlilerin isimlerinde tebarüz etmektedir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Birileri diyor ki, efendim
Menderes havacılık sanayiimizin gelişmesini önledi, bu bir ihanettir. Yazık
yarım yamalak bilgilerle, katlettiğiniz bir insanı hala suçluyorsunuz. Şimdi
lütfen okuyun ve suçlamalarınızdan dolayı özür dileyin,<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPE-rAxJk0d40ZNJxSHDWcPIxAxU9TXaxyjOaTW1VsjPQ447Z1y6M4r7DNVeIYhao6-Cs__JHqvavq_XETaExZG-RHjlNHnb57u7f-Mxc801z81c_ToCaeAYXS5Bi8YAX2rrSZewkljHc/s1600/Tomta%25C5%259F.PNG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="507" data-original-width="746" height="433" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPE-rAxJk0d40ZNJxSHDWcPIxAxU9TXaxyjOaTW1VsjPQ447Z1y6M4r7DNVeIYhao6-Cs__JHqvavq_XETaExZG-RHjlNHnb57u7f-Mxc801z81c_ToCaeAYXS5Bi8YAX2rrSZewkljHc/s640/Tomta%25C5%259F.PNG" width="640" /></a></div>
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<i><span style="font-size: 14.0pt;">“Evet, rahmetli Atatürk’ün döneminde düşünülen ve 1926
yılında Kayseri’de başlatılan bir havacılık sanayii girişimimiz vardı. O
zamanki adıyla ‘Kayseri Tomtaş Tayyare Fabrikası’ Tomtaş’ın açılımı ‘Otomobil
ve MotorTürk Anonim Şirketi’dir. Hatta fabrikanın açılışında başbakan Recep
Peker’in yanında Refik Koraltan da bulunmuştur. Fabrika açılır açılmaz Junkers
A 20, F13 ve G23 uçaklarının üretimi başlamış. Faaliyetler 1932 yılına kadar
devam etmiş. 1932 yılında Amerikan Curtis-Wright grubuyla birlikte çalışmak
üzere anlaşmalar yapılmış.<o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<i><span style="font-size: 14.0pt;">Kayseri’de bu faaliyetler devam ederken bir taraftan da
Atatürk’ün ‘İstikbal göklerdedir’ sözü doğrultusunda, Eskişehir’de yine 1926
yılında bir tayyare fabrikası açılmış. Hatta bu fabrikada kurtuluş savaşı
kahramanı pilotlarımızdan Vecihi Hürkuş teknisyen olarak çalışmış.<o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<i><span style="font-size: 14.0pt;">1939 yılında, yani Atatürk’ü kaybettikten bir sene
sonra fabrikanın üretim hakkı ’Türk Hava Kuvvetleri’neverilmiş.Bildiğiniz gibi
aynı yıl İkinci Dünya Savaşı başlamıştır. Savaşın da etkisiyle tayyare
fabrikalarında yavaşlayan üretim, 1942 yılında tamamen durmuş. Bir kısım üretim
de Türk Hava Kurumunun Ankara Etimesgutfabrikasına kaydırılmış ama üretim
yapılmamış. Nuri Demirağ’ın üretim çabaları da sonuç vermemiş ve 1944 yılında
Türk havacılık sanayinin faaliyetleri yok denecek seviyededir.<o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5ltnHyBRtjbUEIEdcC6ColBDyKu-4mlpwFMP3dzs78OG4LJezeJJ7fvyxMorXicli46-p0lpK4AxiEAngUOObfwValALR2ddSSfn3G1refVercvqqpLtXhGq8tqI5ZPlg08i7_Cff-Os/s1600/%25C3%25BCretilen+ilk+yerli+u%25C3%25A7ak.PNG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="403" data-original-width="749" height="344" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5ltnHyBRtjbUEIEdcC6ColBDyKu-4mlpwFMP3dzs78OG4LJezeJJ7fvyxMorXicli46-p0lpK4AxiEAngUOObfwValALR2ddSSfn3G1refVercvqqpLtXhGq8tqI5ZPlg08i7_Cff-Os/s640/%25C3%25BCretilen+ilk+yerli+u%25C3%25A7ak.PNG" width="640" /></a></div>
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<i><span style="font-size: 14.0pt;">1944 yılında Türkiye’de CHP Milli Şef yönetimi var.
Tayyare fabrikaları kısa sürede bakımsız, perişan bir hale gelmiş. Hatta 1949
yılında atıl hale gelen ve hiç üretim yapılmayan fabrikalarla ilgili bir rapor
CHP Hükümetine verilmiş…”<o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Aziz dostlar tıpkı Köy
Enstitülerinin 1949 yılında CHP Tek Parti döneminde işinin bitirilmesi gibi,
Atatürk’ün başlatmış olduğu uçak sanayii girişimleri de CHP iktidarı döneminde
çalışamaz hale getirilmiştir. Rahmetli Menderes daha iktidarda yok, 14 Mayıs 1950’de
DP iktidara gelecek. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Anlaşılacağı gibi tayyare
konusu da tıpkı köy enstitüleri, ispat hakkı gibi çarpıtılarak rahmetli
Menderes aleyhine hala kullanılmaktadır. İspat Hakkı rahmetli Fevzi Çakmak ile
ilgili bir dava dolayısıyla 1949 yılında rafa kaldırılmıştı. Köy enstitüleri
de, aynen 1949 yılında komünizim yuvası oluyor diye başbakan Recep Peker
döneminde, enstitülerin kurucuları İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Ali Yücel
görevlerinden alınarak bitirilmişti. Ama birileri fütursuzca hep suçu DP ve
rahmetli Menderes üzerine atmak çabası içinde kıvranmaktadır.Efendim neymiş
1952 yılında ABD Marshall yardımları çerçevesinde Amerikalılar bize uçak ve
motor vermişler bu yüzden uçak fabrikaları kapatılmış. Zaten 1944 yılında
tamamen kapatılmış metruk hale getirilmiş fabrikalar yeniden niye kapatılsın.
Fabrikalar 1954 yılında MKEK’na devredilmiş, 1955 yılında fabrikalarda traktör
imalatına geçilmiş. 1968 yılında da fabrikalar MKEK tekstil makinaları
fabrikasına dönüştürülmüş.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Amerikalıların NATO
muvacehesinde yıllarca yaptıkları silah yardımlarının Türkiye’ye hiçbir faydası
olmamıştır, bu başka bir gerçek. Kıbrıs Barış Harekâtında bu gerçeğe Türkiye
ilk defa uyandı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Yukarıda bahsettiğim,
psikolojik tahlilini yaptığımız aynı çevreler, son zamanlarda ABD-Türkiye
arasındaki gerginlikleri fırsat bilerek,5 Mart 1959 yılında ABD ile yapılan
‘ABD-Türkiye Güvenlik ve İşbirliği Anlaşması’nı Menderes’in bir ihaneti olarak
lanse etmeye çalışmaktadırlar. Kaynak olarak da Haydar Tunçkanat’ı
göstermektedirler. Tunçkanat’ın 1970’de yayımlanan ‘İkili Anlaşmaların İçyüzü’
adlı kitabı. Haydar Tunçkanat kimdir? Milli Birlik Komitesi üyesi eli silahlı
bir darbecidir. Menderes düşmanı olan bu kişi, seçimle gelmiş, halkı temsil
eden meşru bir iktidarı, DP iktidarını silah zoruyla yıkan darbeci güruha aittir.
Tunçkanat’a göre Menderes kötü olmalıdır, suçlu olmalıdır. Zira yaptıkları
darbenin meşrulaşması için bu şarttır. Tunçkanat ve onun tesirinde olanların
çarpıtmalarını bırakalım ve gerçeği kısaca irdeleyelim. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Aziz dostlar her mesele
vuku bulduğu ortamın, zamanın şartları göz önüne alınarak değerlendirilmelidir.
Aksi takdirde büyük yanılmalar meydana gelir. Devenin sadece hörgücünü görerek
devenin bütününü anlayamayız. Şöyle ki, ‘Soğuk Savaş’ dönemini hatırlayalım.
Bir tarafta Hür Dünya olarak nitelenen ABD’nin başını çektiği demokratik
ülkeler var, diğer tarafta da SSCB’nin rejimini ithal edip, uydusu haline
getirdiği Demirperde ülkeleri. SSCB’nin ithal etmek istediği rejim komünizmdir.
Karl Maks’ın ideolojisine dayanan bu rejim Rusya’ya 1917 yılında son derece
kanlı bir ihtilal ile gelmiştir. Bolşevik ihtilali sırasında burjuvazi
addedilen yüzbinler öldürülmüş, konaklara, zengin olduğu saptanan evlere
girilmiş proletarya denilen fakir halk kesimi yerleştirilmiş, hatta generaller
öldürülmüş ve kendilerince kanlı bir halk devrimi yapılmıştır. Bu ülkelerde ülkeyi
yöneten komünist partisi ve rejim seçimle değiştirilemez. Din afyon telakki
edilmiş ve yasaklanmıştır. Özel sektör diye bir şey yoktur. Her şey devletindir
ve herkes maaşlı çalışır. Hür dünyanın dehşet içinde izlediği bu ihtilal sadece
Rusya toprakları ile sınırlı kalmaz. Devletin bütün imkânlarını askeri
yatırımlara harcayan ve muazzam bir ordu meydana getiren SSCB rejimini ithal
etmek üzere diğer ülkelere saldırır. 1947 yılından itibaren Polonya, Romanya,
Bulgaristan, Macaristan, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Ermenistan, Gürcistan,
Dağıstan, Azerbaycan ve tüm Türki devletler yani Özbekistan, Türkmenistan,
Kazakistan,Kırgızistan SSCB’nin güdümüne girerler. Hür dünya, Rusların
güdümünde olan bu ülkelere Demirperde Ülkeleri adını verir.Zira bu ülkelerde
lüksü bırakın, konfor bile yasaktır. Basın hürriyeti söz konusu değildir.
Dolayısıyla dünyaya kapalı, içe dönük bir yaşam uygulanmaktadır. Özellikle
sermaye çevreleri komünizmden öcü gibi korkarlar. Bu insan tabiatına aykırı
yönetim dağılacağı 26 Aralık 1991 yılına kadar sürecektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">İşte böyle bir siyasi
konjonktür içinde Türkiye SSCB’den ültimatom üstüne ültimatom yemeğe başlar.
Ruslar Boğazların yönetimine dâhil olmak istemektedirler. Ayrıca doğu
sınırımızdaki Kars ve Ardahan’ın da Batum gibi SSCB’ne verilmesi gerektiğini dayatırlar.
Daha önceki yazımızda ayrıntılı anlattığımız gibi NATO’ya girişimiz böylesine
yaşamsal bir zorunluktan dolayı meydana gelmiştir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Asya’nın devi Çin de
komünist rejime geçmiş ve Kızıl Çin adını almıştır. Komünist ülkelerin
bayraklarında görülen kızıl, burjuvazi kanı dökmeden komünist idealinin
gerçekleşemeyeceğini sembolize eder. Koskoca Kore de bölünür ve Kuzey Kore
komünist yönetime girer. Güney Kore ise sürekli tehdit altındadır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Bu dönemleri yaşamış
olanlar gayet iyi bilirler. ABD, Komünizmin yıkılacağı, dolayısıyla soğuk
savaşın biteceği 1991 yılına kadar bir kurtarıcı olarak görülmekte ve çok
sevilmektedir. ABD’nin 2018 yılındaki emperyalist karanlık yüzü o zaman
belirmemiştir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">ABD ve Türkiye arasında DP
öncesinde ve hatta sonrasında da birçokikili anlaşma imzalanmıştır. ÖrneğinABD
ile yapılan ilk ikili anlaşma 23 Şubat 1945 tarihinde imzalanmıştır.Birçok
müellife göre, İnönü döneminde yapılan bu anlaşma çok hatalıdır ve Türkiye’yi
ağır yükümlülükler altına sokmuştur. 1959’da Menderes’in yaptığı anlaşmada
‘dolaylı saldırı’ ifadesini şiddetle eleştiren Tunçkanat’ın, tesirindeki
kişiler bu anlaşmada ki ‘koruyucu hükümlere’ hiç değinmez, bu hükümlerden hiç
rahatsız olmazlar. Onlara göre varsa yoksa Menderes kötüdür. Hâlbuki koruyucu
maddeler arasında bakın neler var,<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<i><span style="font-size: 14.0pt;"> “Türkiye
hükümeti sağlamakla görevli olduğu hizmetleri, bilgileri ABD’ye teslim
edecektir.” <o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">ABD ile yapılan ikinci
ikili anlaşma 1946 yılında imzalanmış, İnönü cumhurbaşkanlığında imzalanan bu
anlaşmayı acaba Tunçkanatmubah mı görüyor, çünkü Menderes imzalamamış. Bakın
anlaşma şartlarına göre,ABD elinde kalan ve ülkesine götürmesi pahalı olan
eskimiş savaş artığı malzemeleri SATIN ALMASI KOŞULUYLA TÜRKİYE’YE BORÇ
VERİYOR. Anlaşmayı değerlendirme yorumunu size bırakıyorum. DP öncesi yapılan
anlaşmalardan sadece iki örnek verdim. DP sonrası yani 1960’dan sonra da,
kerameti kendilerinden menkul ‘vatan kurtaran aslan’ 27 Mayıs darbecileri de
ABD ile ikili anlaşmalar yapmışlardır. Zaten darbenin arkasında ABD vardır.
Nasıl mı? Hemen bir iki done vereyim.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<i><span style="font-size: 14.0pt;">“27 Mayıs 1960 sabaha karşı saat 04.00'dan, 28 Mayıs
1960 saat 23.00'e kadar ABD'nin Ankara Büyükelçisi FletcherWarren, Washington'a
32 mesaj göndermiş. Bugüne kadar da bu mesajlardan sadece ikisi açıklanmış. Bu
mesajlardan birinde darbecilerin başı Orgeneral Cemal Gürsel ABD’den para talep
etmiş. İkinci mesaj ’da Ankara’da 50 kişi öldü yazıyormuş.”<o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Gazeteci Nur Batur’un
ortaya çıkardığı bu mesajlar birer belgedir. Diğer mesajlar silinmişler ve
okunmuyormuş. Gürsel’in mesajdaki para istemesiyle ilgili de traji-komik
mazeretler üretildi. Yok, efendim maaş ödeyeceklermiş bu yüzden 180 milyona
ihtiyaç varmış, falan. Uydurun da bari biraz mantığı olsun. Daha darbe
gerçekleşmemiş, sabah saat 4.00 veya 6.00. Ne maaşı?Ayrıca maaş verecek para
olmadığını nereden biliyorsun. Veya maaş verecek dahi para yoksa neden darbe
yapıyorsun? Bekle öyle bir şey varsa zaten yer yerinden oynar, hükümet düşer!<i><br />
</i></span><strong><span style="font-family: "oswald"; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-theme-font: minor-bidi;"><br />
</span></strong><strong><span style="font-family: "oswald"; font-size: 14.0pt;">Gazeteci
Cüneyt Akalın’da ABD’nin darbenin arkasında olduğu konusuna değiniyor. ABD
Büyükelçisi FletcherWarren darbeyi Washington’a şöyle duyurmuş,</span></strong><strong><span style="font-family: "oswald"; font-size: 14.0pt; font-weight: normal;"><o:p></o:p></span></strong></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<i><span lang="EN" style="font-size: 14.0pt; mso-ansi-language: EN; mso-bidi-font-weight: bold;">“TürkSilahlıKuvvetleriolağanüstüiyibirbiçimdeörgütlenmişbirdarbesonucusabah
4.00 de iktidarıelealdı… Dikkatiçeken organize birkarşıkoyuşyoktur.
Elçilikayaklanmanıntümüyleiçpolitikakaygılarındankaynaklandığıinancındadır.” <o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<strong><span style="font-family: "oswald"; font-size: 14.0pt;">ABD
cephesinde hiçbir telaş, sıkıntı yok. Bilakis memnunlar. Zira 30 Mayıs 1960’da
yani darbeden üç gün sonra darbe hükümetini ilk tanıyan ABD olacaktır. EY HAYDAR
TUNÇKANAT HANİ TÜRKİYE İLE ABD ARASINDA, ABD’NİN TÜRK HÜKÜMETİNİN YARDIMINA
GELECEĞİNE DAİR BİR ANLAŞMA VARDI? ABD yardıma gelip Menderes’i koruyacağına,
darbe hükümetini ilk tanıyan devlet oluyor. Bu nasıl bir paradoks veya
çelişkidir. Bunları hiç düşünmediniz mi?</span></strong><strong><span style="font-family: "oswald"; font-size: 14.0pt; font-weight: normal;"><o:p></o:p></span></strong></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<strong><span style="font-family: "oswald"; font-size: 14.0pt;">Haydar
Tunçkanat ve arkadaşları, rahmetli Menderes’in ABD ile yaptıkları anlaşmaları
kötüleyeceklerine, kendilerini ABD’nin nasıl darbeye yönlendirdiğini anlatsalar
ya. Darbeni ilk bildirisi, üstüne basa basa ‘NATO ve CENTO’ya inanıyoruz ve
bağlıyız’ ifadesini niye kullandı? Sabah saat 5.25’de o gergin anda bile bu
ifade unutulmuyor! Darbeden bir gün sonra ABD Büyükelçisi FletcherWarren’in
cunta lideri konumuna cuntacılar tarafından getirilen Cemal Gürsel’i ziyaret
ettiği devlet kayıtlarındadır.Warren bu ziyarette Gürsel’e‘Siz ne yaptığınızın
farkındamısınız? Seçimle gelmiş bir hükümeti, genel seçimlere aylar kala
devirdiniz, yaptığınız demokrasi ve insan hakları suçudur, ABD hükümeti adına
derhal vaz geçmenizi istiyoruz’ demesi gerekmez miydi. Hatta 1959’daki o
anlaşma çarpıttıkları gibi olsaydı, Büyükelçi ABD’nin silahlı müdahalesi ile bile
Gürsel’i tehdit edebilirdi. Ama Büyükelçi Warren o görüşmede sadece darbenin
yapılış şeklini övmüş, tebriklerini iletmiş ve çekip gitmiş.</span></strong><strong><span style="font-family: "oswald"; font-size: 14.0pt; font-weight: normal;"><o:p></o:p></span></strong></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<strong><span style="font-family: "oswald"; font-size: 14.0pt;">15 Eylül
1966 günüCemal Gürsel öldü. Bunun üzerine New York Times gazetesinde Gürsel’i
öven bir yazı çıkıyor ve Gürsel ılımlı olarak tanıtılıyor ve 27 Mayıs darbesi
kepazeliği için de ‘kansız darbe’ ifadesi kullanılıyor. Yalan Dahiliye Vekili
Namık Gedik Harbiye binasında öldürüldü, Yassıada’da da 10 ölüm olayı var. </span></strong><strong><span style="font-family: "oswald"; font-size: 14.0pt; font-weight: normal;"><o:p></o:p></span></strong></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<strong><span style="font-family: "oswald"; font-size: 14.0pt;">27 Mayıs
darbe yönetiminin 1963 yılında imzaladığı Ankara Anlaşması AET ile Türkiye
arasındaki gümrük birliğinin tohumlarını atmıştır. İlerde AB’ye hiçbir zaman
giremeyeceğimiz için, gümrük birliği tamamen Türkiye’nin aleyhine işlemiştir.
Hele 31 Mayıs 1968 yılında ABD ile yapılan ikili,koşullu kredi anlaşması,Türkiye’yi
ekonomik, mali ve siyasi alanda tam manasıyla bağımlılığa sürüklemiştir.Anlaşma
30,5 milyon dolarlık bir krediyi öngörür. Ancak bu kredi borcu ağır koşullara
bağlanmıştır. Anlaşmaya göre, Etibank’ın Ergani hariç tüm bakır işletmelerini,
ABD’nin kontrolü altındaki ‘Karadeniz Bakır İşletmeleri AŞ’ye devretmesini
şarta bağlıyor. Anlaşmanın üçüncü maddesine göre, </span></strong><strong><span style="font-family: "oswald"; font-size: 14.0pt; font-weight: normal;"><o:p></o:p></span></strong></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<strong><i><span style="font-family: "oswald"; font-size: 14.0pt;">“T</span></i></strong><i><span style="font-size: 14.0pt;">escil belgesi, organizasyon şeması, Türk
hükümetinin krediyi şirkete borç vereceğine ilişkin hükümetle şirket arasında
yapılmış olan sözleşmenin tasdikli bir örneği, yönetim kurulu üyelerinin
isimleri Türkiye'deki Amerikan Yardım Teşkilatına (AID) bildirilecektir. ABD’nin
bütün bunları uygun görmesi halinde kredi ödemesi yapılacaktır.”<o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Haydar Tunçkanat’ın
kitabından yararlanarak merhum Adnan Menderes’i kötüleyenler, bunları niçin
görmezden gelirsiniz?<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Menderes öncesi ve
Menderes sonrası ABD ile yapılan tüm ikili anlaşmaları elinin tersi ile itip,
sadece rahmetli Adnan Menderes’in 5 Mart 1959 tarihinde ABD ile yaptığı ikili
‘Türk ABD Güvenlik İşbirliği Anlaşması’nı çarpıtarak kötülüyorlar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Bu anlaşma, Türkiye’ye
yönelik ‘doğrudan ya da dolaylısaldırı’ durumunda ABD’nin Türkiye’yenin
yardımına geleceğini taahhüt etmektedir. Aynı anlaşama aynı zamanda Pakistan ve
İran ile de yapılmıştır. Esas amaç komünizm yayılmacılığıdır. Zaten bu
anlaşmayı kötüleyenlerinde çoğunluğu eski komünistlerdir. Anlaşmaya göre, Türkiye,
İran ve Pakistan eğer SSCB tarafından bir saldırıya uğrarsa, ABD bu ülkelere
silahlı yardım yapacaktır. Gerçi Türkiye NATO üyesidir. Ancak Türkiye dâhil
birçok NATO üyesi ülke de doğrudan olmasa da dolaylı saldırı altındadır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">TCK’da da ‘dolaylı faillik’
diye bir kavram vardır. Dolaylı faillik kişinin başkasını kullanarak suç
işlemesi demektir. Dolaylı fail suçun icrai hareketlerine katılmaz, ancak suçun
icrasını gerçekleştirecek olan kişinin yönlendirilmesini, iknasını vesaire
yapar. Yani bir nevi azmettiriciliktir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Soğuk Savaş dönemini
yaşamış olanlar çok iyi bilirler, Komünist Rusya da hatta kızıl Çin de ajanları
vasıtasıyla, ekonomik seviyesi düşük ülkelere kolaylıkla sızmaktalar ve
varoşlarda, işçi kesiminde, köylerde o ülke için son derece tehlikeli komünizm
propagandası ve organizasyonları yapmaktadırlar. 12 Mart Muhtırası öncesi ve 12
Eylül Darbesi öncesi Türkiye’de yaşanan sağ-sol çatışmalarını, fabrikaları
çalışamaz hale getiren grevleri hatırlatırım. Grev elbette demokratik bir haktır
ama o dönemlerde sürekli grev yapılıyordu. Dolaylı saldırı ile kastedilen
budur. Örneğin FETO yapılanması da Türkiye’ye karşı yıllarca önce başlatılmış,
son derece tehlikeli dolaylı bir saldırıdır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: 14.0pt;">Ancak Menderes’in düşmanı
bazı kesimler,bu anlaşmada ki ‘dolaylı saldırı’ ifadesini istismar etmekteler
ve anlaşmanın Türkiye ile değil de Türk hükümeti ile yapıldığını iddia
etmektedirler. Güya bu anlaşma, sadece ABD taraftarı olan, ABD ile işbirliği
yapan hükümetlerle, onları korumak amacıyla yapılmıştır. O halde dolaylı
saldırı nedir? Dolaylı saldırı olsa olsa seçilmiş hükümete karşı yapılacak
silahlı bir darbedir ve 27 Mayıs’ta yapıldı da. Peki, ABD niçin Menderes
hükümetini desteklemedi, korumadı, idamları önlemedi. Bunları yapmadığı gibi
neden darbe hükümetini ilk tanıyan ülke oldu.
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: "oswald"; font-size: 14.0pt;">İnsan bir eleştiri yaparken birazcık olsun mantık
bağlantıları kurar. Gerçi rahmetli Menderes’e karşı yapılan bu çarpıtmalar
birer eleştiri değildir, olsa olsa kötülemedir ve girişte belirtiğimiz gibi bir
takım çevrelerin vicdanını rahatlatmaya çalışmasıdır. Ama bu çabalar sonuçta,
‘özrü kabahatinden büyük’ deyişini hatırlatır<a href="https://www.blogger.com/null" name="_GoBack"></a>.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: "oswald"; font-size: 14.0pt;"><b>1.2.2018 Fenerbahçe<o:p></o:p></b></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: "oswald";"><b><span style="color: blue; font-size: large;">Hasan Emre Oktay</span></b><span style="font-size: 14pt;"><o:p></o:p></span></span></div>
</div>
</div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-19371044915263388102017-09-12T04:09:00.002-07:002017-09-12T04:14:52.557-07:0027 MAYIS "hürriyet ve anayasa bayramı" UTANCI, ALENİ DÜŞMANLIK, KİRLİ TAHRİK VE TARİHİ YÜZKARASI; "12 EYLÜL, MİLLİ VE MEŞRU REFLEKSİ" TARAFINDAN "ŞEREFLE, TAM BİR ONUR VE SORUMLULUKLA" KALDIRILDI<h3 class="post-title entry-title" itemprop="name" style="color: blue; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 12px; font-stretch: normal; margin: 0px; position: relative;">
<span style="background-color: white;">Yaman bir çelişki, müthiş bir ironi! Bütün 27 Mayıs'çılar 12 Eylül karşıtıdır. Çünkü 27 Mayıs bedhahların kalkışması; 12 Eylül emir-kademe zincirine uygun olarak vatana ihanet-terör ve tedhişe karşı Milli direniş ve meşru reflekstir</span></h3>
<div class="post-header" style="font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 12px; font-weight: bold; line-height: 1.6; margin: 0px 0px 1em;">
<div class="post-header-line-1">
</div>
</div>
<div class="post-body entry-content" id="post-body-7337642728424263505" itemprop="description articleBody" style="font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 12px; font-weight: bold; line-height: 16.8px; position: relative; width: 656.193px;">
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><b><span style="color: #660000; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: large;">27 MAYIS’IN UNUTTURULMUŞ BİR KURBANI!..</span></b></span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgxzxDrYj8L8r6fMqk3-LSd-NPk419Xq2Ccrw8kJGcTQGY3Oul_r2Ecp7B0fnKWOhu9GuOv2fX1zBCS3Q41RjbmApnAQh4adzsCJFd4G2MxZ9WuKP178-BG1pJjbnA2BFjbmvcm5ddTyte/s1600/dp+27+May%25C4%25B1s%25E2%2580%2599%25C4%25B1n+unutturulmu%25C5%259F+kurban%25C4%25B1+Dr.+Zakar+Tarver+1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; color: blue; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><span style="background-color: white;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="322" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgxzxDrYj8L8r6fMqk3-LSd-NPk419Xq2Ccrw8kJGcTQGY3Oul_r2Ecp7B0fnKWOhu9GuOv2fX1zBCS3Q41RjbmApnAQh4adzsCJFd4G2MxZ9WuKP178-BG1pJjbnA2BFjbmvcm5ddTyte/s320/dp+27+May%25C4%25B1s%25E2%2580%2599%25C4%25B1n+unutturulmu%25C5%259F+kurban%25C4%25B1+Dr.+Zakar+Tarver+1.jpg" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border-radius: 0px; border: 1px solid rgb(8, 10, 158); box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 0px 0px; padding: 8px; position: relative;" width="257" /></span></a><b><span style="background-color: white; color: red;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: medium;">“DEMOKRAT PARTİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ” DR. ZAKAR TARVER</span><a href="https://www.blogger.com/null" style="color: blue; text-decoration: none;"></a><a href="mailto:?subject=27%20May%C4%B1s%E2%80%99%C4%B1n%20unutturulmu%C5%9F%20kurban%C4%B1%20Dr.%20Zakar%20Tarver%20|%20Agos&body=http://www.agos.com.tr/tr/yazi/5053/27-mayisin-unutturulmus-kurbani-dr-zakar-tarver" style="color: blue; text-decoration: none;"></a><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><b><span style="color: blue;">(AGOS, 26.05.2013GÜNCEL)</span></b><br />Milletvekili Zakar Tarver, 27 Mayıs’ta tutuklanarak, Yassıada’ya götürüldü. Kısa bir süre sonra da ölüm haberi geldi. Tarver’in bir yakını, o günleri şöyle anlatıyor: “19 Eylül’de haber geldi, Zakar Tarver öldü diye. Zakar Bey’in bütün vücudu mosmordu. Belli ki çok dövmüşler.”</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Milletvekili Zakar Tarver, 27 Mayıs Darbesi’nde tutuklanarak, pek çok parti arkadaşı ve bürokratla birlikte, camları gazete yapıştırılarak kapatılmış bir gemiyle Yassıada’ya götürüldü. Kısa bir süre sonra da ölüm haberi geldi. Tarver’in bir yakını, o günlerde yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor:<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">“19 Eylül’de haber geldi, Zakar Tarver öldü diye. Cenazesini Gülhane’deki Adli Tıbba götürmüşler. O tarihte Adli Tıp Gülhane’deydi. Zakar Bey’in bütün vücudu mosmordu. Belli ki çok dövmüşler. Menderes’e bile neler yaptılar, kim bilir bu gâvura neler yapmışlardır diye düşündük. Yaşlı olduğu için dayanamamış, zaten kendisi hassas bir insandı. Annesinden gazeteleri sakladık, oğlunun ölüm haberini gazeteden almasın diye. ‘Asker gazeteleri yasakladı’ dedik. Sonra duyunca annesi yıkıldı, çok acı çekti.”<b><span style="color: blue;"> EMRE ERTANİ</span></b> <a href="mailto:emreertani@agos.com.tr" style="color: blue; text-decoration: none;"><span style="color: #0b5394;">emreertani@agos.com.tr</span></a></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">27 Mayıs 1960’ta yaşanan askeri müdahale Demokrat Parti iktidarına son verirken, Türkiye’de on yılda bir yaşanacak darbeler döneminin de başlangıcı oldu. Ordu, 27 Mayıs darbesiyle siyasete el koydu, iktidarı gasp etti, seçimle ve çoğunluğun oyuyla iktidarda bulunan Demokrat Parti’yi devirdi. Yassıada’da görülen ‘Anayasa’yı ihlal’ davası, vatana ihanet suçlamasıyla açılmıştı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes’le birlikte, 401’i milletvekili olmak üzere, 500’den fazla Demokrat Partili, darbecilerin kurduğu mahkemelerde sanık oldu ve yargılandı. Davanın vatana ihanet suçlamasıyla açılmasının sebebi, cumhurbaşkanının ancak vatana ihanet suçu kapsamında sorumlu tutulabilmesi ve yargı önüne çıkarılabilmesiydi. O tarihte 78 yaşında olan Celal Bayar’ın idam cezasına çarptırılabilmesi için gereken ‘hukuki’ zemin, Türk Ceza Kanunu’ndaki 65 yaş sınırının kaldırılmasıyla hazırlanmıştı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZWnK5zTi8A3EwdkTtvOuf7gE2yHVb8nUL6InD3UW1z5pEOqNstXLfYtjeHNSTDAtM0t2pSS1v8AjIo57FMk25jlbaviWNZhO0FmHNVrpV59ybbc844h5YP-nWwUPq17BGkJIFF5gTxwbv/s1600/dp+27+May%25C4%25B1s%25E2%2580%2599%25C4%25B1n+unutturulmu%25C5%259F+kurban%25C4%25B1+Dr.+Zakar+Tarver+3.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; color: blue; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-decoration: none;"><span style="background-color: white;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="502" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZWnK5zTi8A3EwdkTtvOuf7gE2yHVb8nUL6InD3UW1z5pEOqNstXLfYtjeHNSTDAtM0t2pSS1v8AjIo57FMk25jlbaviWNZhO0FmHNVrpV59ybbc844h5YP-nWwUPq17BGkJIFF5gTxwbv/s640/dp+27+May%25C4%25B1s%25E2%2580%2599%25C4%25B1n+unutturulmu%25C5%259F+kurban%25C4%25B1+Dr.+Zakar+Tarver+3.jpg" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border-radius: 0px; border: 1px solid rgb(8, 10, 158); box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 0px 0px; padding: 8px; position: relative;" width="200" /></span></a><span style="background-color: white;"><b><span style="color: #073763; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: medium;">Darbeciler ve yandaşları 27 Mayıs askeri darbesini bir ‘devrim’ olarak adlandırmıştı. </span></b><br /><b><span style="color: #660000; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">27 Mayıs darbesi, 1963’te, İsmet İnönü hükümeti tarafından ‘Hürriyet ve Anayasa Bayramı’ adıyla resmi bayram ilan edilerek kutlanmaya başladı. 27 Mayıs okul kitaplarına alınarak, 1960’tan 1983’e kadar çocuklara bir ‘devrim’ olarak okutuldu.</span></b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Lideri idam edilmiş bir siyasi geleneğin devamı olan ve Demokrat Parti’nin yerine kurulan Adalet Partisi, ne ironiktir ki, 12 Mart’ta darbecileri desteklemişti. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam kararına ilişkin Meclis görüşmelerinde Süleyman Demirel sıralara vurarak “Üç isteriz” diye bağırmış, 27 Mayıs’ta asılan üç siyasetçiye karşı üç gencin idam edilmesi yönünde oy kullanmıştı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Cuntanın yaptığı 27 Mayıs darbesi çok yakın bir tarihe kadar kendine aydın-solcu diyen insanlar tarafından bile ‘devrim’ olarak kabul edilmekteydi. Ancak son yıllarda darbecilik tartışmaları 27 Mayıs’ın da yoğun bir şekilde konuşulmasını sağladı. O tarihlerde yaşananlar, acı hikâyeler anlatılmaya, yazılıp çizilmeye başladı. Genç Siviller gibi girişimler ve demokrat aydınlar 27 Mayıs konusunda bir farkındalık yaratarak, o dönem yaşanan acıları ve hukuksuzlukları gözler önüne serdiler.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">27 Mayıs darbesinin kurbanları denince akla ilk olarak idam edilen Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan gelir. Ancak bu darbenin kurbanları sadece onlar değildi. Yassıada’ya götürülenlerden 10 milletvekili ve bürokrat işkence sonucu hayatını kaybetti. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Lütfi Kırdar, duruşma sırasında kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Yusuf Salman, Lütfü Şaylan, Gazi Yiğitbaşı, Emekli Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut, Yümnü Üresin ve Kenan Yılmaz, Anayasa davasında yargılanırken, Yassıada’da vefat ettiler. İçişleri Bakanı Namık Gedik, Ankara’da Harp Okulu’nda hayatını kaybetti, ölüm nedeni ‘intihar’ olarak açıklandı. Herkesin ortasında askerlerden dayak yemeyi gururuna yediremeyen Cemil Keleşoğlu bileklerini keserek intihar etti. İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay da 30 Eylül 1960’da, işkence sonucu hayatını kaybetti.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><b><span style="color: #990000; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: medium;">27 MAYIS’TA MARUZ KALDIĞI MUAMELE SONUCU ÖLEN POLİTİKACILARDAN BİRİ DE ERMENİ’YDİ.</span></b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Demokrat Parti İstanbul Milletvekili ve Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi’nin eski başhekimlerinden ve Türkiye’nin ilk radyologlarından Zakar Tarver de 27 Mayıs’ın işkence sonucu ölen kurbanlarından biri oldu. Tarver 27 Mayıs’ta tutuklanmıştı. Yassıada’da hayatını kaybeden Tarver’in ölüm nedeni kayıtlara “kalp krizi” olarak geçti. Ancak dönemin tanıkları, milletvekilinin gerçek ölüm nedeninin farklı olduğunu söylüyor. Anlatılanlara göre, Tarver bir askerin çelme takması sonucu düştükten sonra darp edildi ve hayatını kaybetti.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Tarver’in yaşadıkları 27 Mayıs’ın bilinmeyen hikâyeleri arasında yer alıyor. Bugüne dek bu konu üzerine kayda değer ne bir haber ne de bir yazı yayımlandı. Tarver’in hikâyesini merak edip araştırmaya başladığımızda, bu talihsiz ölümün izini sürmenin çok da zor olmayacağını düşünüyorduk. Bu kadar değerli bir bilim insanı ve dönemin önemli bir siyasi aktörü hakkındaki bilgilere kolaylıkla ulaşabileceğimizi sanıyorduk. Ancak araştırmaya başlar başlamaz gördük ki küçücük bir bilgi kırıntısına ulaşmak dahi bir hayli zor olacak. Türkçe gazeteler de, Ermenice gazeteler de, Zaker Tarver’in ölüm haberini, Sıkıyönetim Komutanlığı’nın yayımladığı açıklamayla vermiş ve ölümün kalp krizi sonucu olduğunu yazmışlar. Tarver’in, binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen ve bir tür darbe karşıtı sessiz gösteri olduğu anlatılan cenaze töreni, gazetelerde haber dahi olmamış. Zakar Tarver, Balıklı Ermeni Mezarlığı’nda yatıyor. Bugün onun hikâyesini anlatabilecek pek kimse kalmadı. 27 Mayıs darbesi üzerine yaptıkları çalışmalarla bilinen Emine Gürsoy Naskali ve H. Emre Oktay, Yassıada’yı yaşamış olanlardan dinlediklerinden yola çıkarak Tarver’in ölümünün askerlerin kendisine reva gördüğü muameleyle ilgili olduğunu söylüyor. Emine Gürsoy Naskali, Yassıada sanıklarından, Türkiye’nin üçüncü cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın torunu. H. Emre Oktay ise, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay’ın oğlu. Tarver ailesinin üyelerini bulma çabamız ne yazık ki olumlu bir sonuç vermedi. Ailenin yakınlarından birine ulaşabildik, ancak o da yaşadıklarını anlatmaktan çekindi ve yalnızca, doktorun ölümüne kadar olan süreç hakkında kısa bilgiler verdi. Tarver’in ölümü ve cenaze töreni hakkındaki sorularımızı ise, gözyaşları içinde kaldığı için, yanıtsız bıraktı. Bu durum, 27 Mayıs sonrasında yaşanan korkunun, Tarver ailesi ve genel olarak Türkiyeli Ermeniler üzerinde yarattığı travmanın bir yansıması.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><span style="color: blue; font-size: medium;">Dr. Zakar Tarver kimdir?..</span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgjxeZwptiRaShyphenhyphen3a9VO4nNeU_zFQmXA79zBUJGIFopIdzrL1lH5sJ0juHyY4mGRK1b0rzND0VhZD74-24oy3lmgTI-nv8zK5fbOMFLGd_YIUCEF_6fGKWDWXCW-LiCmns7LHYAiN1XuVI/s1600/dp+27+May%25C4%25B1s%25E2%2580%2599%25C4%25B1n+unutturulmu%25C5%259F+kurban%25C4%25B1+Dr.+Zakar+Tarver+2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; color: blue; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><span style="background-color: white;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="550" height="290" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgjxeZwptiRaShyphenhyphen3a9VO4nNeU_zFQmXA79zBUJGIFopIdzrL1lH5sJ0juHyY4mGRK1b0rzND0VhZD74-24oy3lmgTI-nv8zK5fbOMFLGd_YIUCEF_6fGKWDWXCW-LiCmns7LHYAiN1XuVI/s400/dp+27+May%25C4%25B1s%25E2%2580%2599%25C4%25B1n+unutturulmu%25C5%259F+kurban%25C4%25B1+Dr.+Zakar+Tarver+2.jpg" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border-radius: 0px; border: 1px solid rgb(8, 10, 158); box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 0px 0px; padding: 8px; position: relative;" width="400" /></span></a><span style="background-color: white;"><b><span style="color: red;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: medium;">DEMOKRAT PARTİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ZAKAR TARVER’İN KABRİ BALIKLI ERMENİ MEZARLIĞI’NDA BULUYNUYOR</span><o:p></o:p></span></b><br />Zakar Tarver’in asıl adı Rupen Zakar Zakaryan’dı. Soyadı Kanunu çıktıktan sonra Zakar Tarver adını aldı. 1894’te, o zamanlar yaklaşık 5 bin 500 kişilik bir Ermeni nüfusa sahip olan Eğin’de (bugünkü Kemaliye) dünyaya geldi. Doğduğunda, annesi Yevkine 16 yaşındaydı. Babası Ohan Zakaryan, manifaturacılık yapıyordu. 1895’te, Eğin’de Ermenilere yönelik saldırılar sırasında Zakaryan ailesinin evi ve dükkânı yakıldı. Kendi memleketinde can güvenliği ve barınacak yeri kalmayan aile İstanbul’a göç etti.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Zakar Tarver Bey’in babası Ohan Zakaryan, manifatura dükkânına gelip giden doktorlardan çok etkilendiği için “Oğlum okursa doktor yapacağım” diyordu. Nitekim öyle oldu. İlkokulu İstanbul Makriköy’deki (Bakırköy) Bezazyan’da, ortaokulu da Bahçecik Amerikan Koleji’nde okuyan Zakar Tarver, 1917’de, o zamanlar Haydarpaşa’da bulunan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Bölümü’nden başarıyla mezun oldu. Zakar Zakaryan, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Ordusu’nda subay olarak görev yaptı. O dönemde Anadolu Ermenileri tehcir ve katliamlarla karşı karşıyaydı. Tarver’in nerede görev yaptığını bilmiyoruz. Osmanlı ordusundaki pek çok Ermeni er, amele taburlarında hayatını kaybetmişti. Ancak subay olanların hayatta kalma şansları nispeten yüksekti. Tarver de onlardan biri oldu. </span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Radyoloji alanında uzmanlaşmak için Fransa’ya giden Zakar Zakaryan, 1919-1922 yılları arasında Maria Curie’nin yanında asistanlık yaptı. Dönemin ünlü tıp profesörlerindan eğitim alan Zakar Tarver, önemli sağlık kurumlarında çalıştı. İstanbul’a ilk röntgen cihazını o getirdi. Bir süre Surp Pırgiç Hastanesi’nde radyolog olarak çalıştı. Uluslararası Radyoloji Derneği üyesi olan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa’da birçok konferansa katılan Tarver, Türkiye’de tıp biliminin gelişimine önemli katkılarda bulundu.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi’nde,1923-1925 ve 1927-1933 yılları arasında Radyoloji Kliniği Şefi; 1948-1955 yılları arasında ise başhekim olarak görev yaptı. Hastanede pek çok yeniliğe imza atan Tarver, bugün de devam eden Surp Pırgiç dergisinin yayımlanmasını sağladı. ‘R. Zakaryan’ ve ‘Z. Kar’ mahlaslarıyla Ermenice öyküler ve yazılar yazdı. Ermenice ve Türkçenin yanında Fransızca, Almanca ve Rusça biliyordu. Hayatının büyük bir bölümünü okumaya vakfeden doktorun, çok büyük bir kütüphanesi vardı.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Doktor Tarver, İkinci Dünya Savaşı yıllarında gayrimüslimlerin toplu halde askere alındığı Yirmi Sınıf İhtiyat Askerliği kapsamında, 48 yaşındayken ikinci kez askere gitmek zorunda kaldı; 1942-1943 yıllarında Sivas’ta yüzbaşı rütbesiyle yedek subay olarak görev yaptı. Böylece, her iki dünya savaşı sırasında da askerlik yapmış oldu. Tek parti iktidarı döneminde CHP’nin Varlık Vergisi ve Yirmi Sınıf İhtiyat Askerlik gibi ayrımcı uygulamalarını bizzat yaşayan Tarver’in, çok partili dönemde neden Demokrat Parti’de siyaset yapmayı tercih ettiği sorusunun yanıtını da bu deneyimlerde aramak gerekir sanırız.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Siyasete ilk olarak İstanbul Belediyesi’nde Meclis üyesi olarak girdi. İsmini vermek istemeyen bir yakınının deyimiyle, “Günümüzde milletvekili olmak için paralar saçılırken, o, çevresindekilerin yoğun ısrarları kıramayarak” aday oldu ve 1954’te milletvekili seçildi. Milletvekili Zakar Tarver, 27 Mayıs Darbesi’nde tutuklanarak, pek çok parti arkadaşı ve bürokratla birlikte, camları gazete yapıştırılarak kapatılmış bir gemiyle Yassıada’ya götürüldü. Kısa bir süre sonra da ölüm haberi geldi. Tarver’in yakını, o günlerde yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor:<br />“19 Eylül’de ailesine haber geldi, Zakar Tarver öldü diye. Cenazesini Gülhane’deki Adli Tıbba götürmüşler. O tarihte Adli Tıp Gülhane’deydi. Zakar Bey’in bütün vücudu mosmordu. Belli ki çok dövmüşler. ‘Menderes’e bile neler yaptılar, kim bilir bu gâvura neler yapmışlardır’ diye düşündük. Yaşlı olduğu için dayanamamış... Zaten hassas bir insandı. Gazeteleri annesinden sakladık, oğlunun ölüm haberini okumasın diye. ‘Asker gazeteleri yasakladı’ dedik. Sonra duyunca annesi yıkıldı, çok acı çekti.”</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheblaT0GRySU7NN6GWlYxZwyqyzMz6iMWv41n-V1K8nQWocm51qVEm5T4xfd2CGj1XJonjMEF5iCl9OH5eP7vEztO66SSlyqZx8b67_Tub9m0A1lev4qg0TXtJMPQ02cnPIpbRrPBP5ey2/s1600/dp+Prof.-Dr.-Emine-G%25C3%25BCrsoy-Naskali.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; color: blue; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-decoration: none;"><span style="background-color: white;"><img border="0" data-original-height="365" data-original-width="350" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheblaT0GRySU7NN6GWlYxZwyqyzMz6iMWv41n-V1K8nQWocm51qVEm5T4xfd2CGj1XJonjMEF5iCl9OH5eP7vEztO66SSlyqZx8b67_Tub9m0A1lev4qg0TXtJMPQ02cnPIpbRrPBP5ey2/s320/dp+Prof.-Dr.-Emine-G%25C3%25BCrsoy-Naskali.jpg" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border-radius: 0px; border: 1px solid rgb(8, 10, 158); box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 0px 0px; padding: 8px; position: relative;" width="305" /></span></a><b><span style="background-color: white; color: red; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: medium;">Üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın torunu Prof. Emine Gürsoy Naskali de, Yassıada’da yaşananları şu sözlerle anlatıyor:</span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">“O yıl ben 10 yaşındaydım. İzmir’de annem, anneannem ve kız kardeşlerimle ev hapsindeydim. Darbeden sonra, davalar başlayana kadar hiç kimseyle temasımız olamadı, o sebeple Zakar Bey’in cenazesine katılamadım. Zakar Bey’in, Yassıada’ya götürülürken gemiye bineceği veya gemiden ineceği sırada görevli subay tarafından itilip düşürüldüğü, başını çarptığı ve darp edildiği anlatıldı. Ölümüne bu hadise sebep olmuş. Beyin kanaması olmuş, revire kaldırılmış. Bu olayı ben annemden dinledim. ‘Öyle olduğunu nasıl kanıtlarız, bunu anlatacak şahidimiz var mı?’ diye sormuştum anneme. Zakar Bey’le birlikte Yassıada’ya götürülenler hadiseyi o yıllarda bu şekilde anlatmışlar. Yani oradakilerin hepsi şahit. Aynı grup içinde bulunanlar görmüşler ve hadiseyi böyle anlatmışlar.”<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="background-color: white; color: red;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: medium;">TARVER’İN 6-7 EYLÜL OLAYLARINA İLİŞKİN MECLİS KONUŞMASI</span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<span style="background-color: white;">Dr. Zakar Tarver’in 6-7 Eylül olayları sonrasında TBMM kürsüsünden yaptığı bir konuşma, onun, Cumhuriyet’in azınlıklar için çizdiği ‘sadık gayrimüslim vatandaş’ portresinin tipik bir örneği olduğunu gösteriyor. Ancak, “Memleketimizde yaşayan ufacık gayrimüslim azınlık mukadderatını bu memleketin mukadderatına bağlamış, bu memleketin iyiliğine candan sevinen ve maazallah felaketine de samimiyet üzülen insanlardan mürekkeptir” diyen Tarver’in bu duruşu bile, 27 Mayıs sonrasında Yassıada’da ‘Ermeni milletvekili’ olarak özel bir muameleye tabi tutulmasına engel olamadı. Muhterem Arkadaşlarım, memleket büyük bir felakete maruz kalmıştır. Bu vandalizmi işleyenler teşhis edilmiştir. Milli hayatımıza kasteden kuvvetin başka kisvelere bürünerek caniyane tasavvurlarının tahakkukuna uğraştığını görüyoruz. Binaenaleyh ilk vazifemiz bu kisveleri ortadan kaldırmak olmalıdır. Bunlar nedir?</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="background-color: white; color: red;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: medium;">HENÜZ BAZI GERİ KAFALI DİMAĞLARDA MEVCUT MÜSLİM-GAYRİMÜSLİM AYRILIĞI…</span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Bu felakete maruz kalan azınlığa karşı Sayın Başvekilimizin sempatisine, şahsen şahidim. Delillerini de verebilirim. Örfi idare ilan edilmiştir. Eminim ki bu Vandalizm’i işleyenlere, vazifelerinde tekâsül gösterenlere kanun müstahak oldukları cezayı verecektir ve mağdur olanlara, bilhassa küçük esnafa Devlet her nevi yardımı yapacaktır. Ancak saltanat ve halifelik devirlerinden kalma bir zihniyetin izleri mevcuttur. Bazı örümcek bağlamış kafalar, Türkiye Cumhuriyetinin laik bir devlet olduğunu henüz anlamamış bulunuyorlar. Artık bu memlekette dini faikıyetin değil ancak ve ancak istidat ve kabiliyet önünde bütün kapıların açık olduğunu daha görememiş olanlar vardır.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Din bir vicdan işidir (...) Türkiye’yi temsil eden bütün unsurlar şüphesiz ki, hepsi Türktür. Aynı eşit muameleye tabidir (...) Memleketimizde yaşayan ufacık gayrimüslim azınlık mukadderatını bu memleketin mukadderatına bağlamış, bu memleketin iyiliğine candan sevinen ve maazallah felaketine de samimiyetle üzülen insanlardan mürekkeptir. Asırlardan beridir Türkiye’de yaşayan Ermeni azınlığın ifa edegeldikleri hizmetler cümlenin malumudur (...) Dosta ve düşmana karşı bizleri utandıracak olan son Vandalizm’i gösterileri dolayısıyla azınlıkların bu samimi duygularını bu kürsüden belirtme memleketin yüksek menfaatlerine uygun olacağı kanaatindeyim. Allah bu memleketi korusun.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDf4N3cMjdvOM7DONPHMiL2-IU2_fPAobNHkJ5eVzjoQhexHiIPNfAUNF4enZgp-n8CSAQ-YF2vlCM0yJUjJqIMKbm2MlvfeAaN6jncAtnbDtuhRAdd6RTiA6aA2Atw6qqcgqzt8bbDBvu/s1600/dp+HASAN+EMRE+550%25281%2529+dp+27+May%25C4%25B1s%25E2%2580%2599%25C4%25B1n+unutturulmu%25C5%259F+kurban%25C4%25B1+Dr.+Zakar+Tarver.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; color: blue; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><span style="background-color: white;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="450" height="284" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDf4N3cMjdvOM7DONPHMiL2-IU2_fPAobNHkJ5eVzjoQhexHiIPNfAUNF4enZgp-n8CSAQ-YF2vlCM0yJUjJqIMKbm2MlvfeAaN6jncAtnbDtuhRAdd6RTiA6aA2Atw6qqcgqzt8bbDBvu/s320/dp+HASAN+EMRE+550%25281%2529+dp+27+May%25C4%25B1s%25E2%2580%2599%25C4%25B1n+unutturulmu%25C5%259F+kurban%25C4%25B1+Dr.+Zakar+Tarver.jpg" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border-radius: 0px; border: 1px solid rgb(8, 10, 158); box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 0px 0px; padding: 8px; position: relative;" width="320" /></span></a><span style="background-color: white;"><b><span style="color: red;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: large;">‘YASSIADA CEHENNEMİ’NDEN NOTLAR</span></span></b><b><span style="color: blue;">HASAN EMRE OKTAY</span></b></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">O dönem herkes sinmiş vaziyette, herkes korkuyor, “Aman başıma bir şey gelmesin” diye. Bizim akrabalarımız evimize gelmediler. Dayılar, halalar, teyzeler korkularından bize selam bile vermediler. Çok korkunç bir ortamdı. Zakar Bey’den 11 gün sonra 30 Eylül’de babam Faruk Oktay öldü. Yassıada çok kötü olayların yaşandığı bir cehennem. 27 Mayıs darbesi dendiği zaman herkesin aklına üç infaz gelir, halbuki Yassıada’da on kişi öldü. Yassıada’nın bir komutanı var, Yarbay Tarık Güryay. Nazi esir kampındaki gestapolardan farkı olmayan bir adam. Gazeteci Turan Dilligil o zaman bir kitap yazmıştı Tarık Güryay hakkında, adı ‘Allahsız Gardiyan’dı.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Emekli psikolog H. Emre Oktay, 27 Mayıs darbesi öncesinde İstanbul Emniyet Müdürü olan Faruk Oktay’ın oğlu. Darbe yapıldığında, Faruk Oktay, Demokrat Parti yanlısı olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Zakar Tarver’in ölümünden 11 gün sonra, 30 Eylül 1960’ta, Faruk Oktay’ın ölüm haberi ailesine ulaştırıldı. H. Emre Oktay o sırada 12 yaşındaydı. Aile, darbenin yoğun baskı ortamında, bu acı olayın yasını dahi gerektiği gibi tutamadı. H. Emre Oktay’la, babasının ölümünü, ailesinin yaşadıklarını ve Zakar Tarver’i konuştuk. Onun yaşadıkları, Tarver ailesinin anlatılamayan hikâyesi hakkında da bir fikir veriyor.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><b><span style="color: red;"><span style="font-size: medium;">CHP DÖNEMİNDE GAYRİMÜSLİMLER TEDİRGİNDİ</span><o:p></o:p></span></b><br />Demokrat Parti (DP) 1950’de iktidara geldi. DP’den önce Tek Parti dönemi vardı. Tek parti döneminde, gayrimüslimler ve iktidar, yani İnönü’nün Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) arasında bir gerginlik vardı. Varlık Vergisi çok sıkıntılar yaratmıştı, Yirmi Sınıf Askerlik vardı. Varlık Vergisi’ni veremeyenlerin borcuna önce faiz yükleniyor, daha sonra bu kişiler Aşkale’ye, çalışma kampına gönderiliyordu. Bir de Sirkeci’de çalışma kampı kurmuşlardı, oraya da gönderilenler oldu. Milli Şef İnönü, Almanların uygulamalarına özenmişti. Gayrimüslimlere silahlı eğitim yaptırmıyorlar, onları yol yapım işinde çalıştırıyorlardı. Demokrat Parti iktidara gelince, gayrimüslimlerle CHP arasındaki gerginlik ortadan kalktı. Meclis’te Musevi, Rum, Ermeni milletvekilleri görmeye başladık. Zakar Tarver de bunlardan biriydi. 1950’de DP iktidara gelince azınlıklarla ilişkiler normalleşti.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZbjqYn6bZITrykbJSD3CQA5HBxM063-X4ceMLIJhBzJdMLrx4fhNTJZQJupff-3fn32pZpp4vqT37wTA5_JoPoHUIgsvXcznjFgz0Pv1Gc6i0kuIzRpvQW8cNcDsVymcvqpQKzuVr5-zM/s1600/HASAN+EMRE+OKTAY_A.+mENDERES+HEMEN+ARKASINDA+BABAM+ank+Emniiyet+M%25C3%25BCd%25C3%25BCr%25C3%25BC+Faruk+Oktay.PNG" imageanchor="1" style="clear: right; color: blue; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-decoration: none;"><span style="background-color: white;"><img border="0" data-original-height="817" data-original-width="1287" height="253" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZbjqYn6bZITrykbJSD3CQA5HBxM063-X4ceMLIJhBzJdMLrx4fhNTJZQJupff-3fn32pZpp4vqT37wTA5_JoPoHUIgsvXcznjFgz0Pv1Gc6i0kuIzRpvQW8cNcDsVymcvqpQKzuVr5-zM/s400/HASAN+EMRE+OKTAY_A.+mENDERES+HEMEN+ARKASINDA+BABAM+ank+Emniiyet+M%25C3%25BCd%25C3%25BCr%25C3%25BC+Faruk+Oktay.PNG" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border-radius: 0px; border: 1px solid rgb(8, 10, 158); box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 0px 0px; padding: 8px; position: relative;" width="400" /></span></a><b><span style="background-color: white; color: red; font-size: medium;">BABAMI ALMAYA TANKLA GELDİLER</span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">27 Mayıs darbesi yapıldığı zaman babam İstanbul Emniyet Müdürü’ydü. O dönem Nişantaşı Valikonağı Caddesi’ndeki Hayat Apartmanı’nda oturuyorduk. Evin önüne, üzerinde bir top olan tank ve tam teçhizatlı iki cemse (askeri kamyon) asker geldi. Cemsenin projektörleri yandı, askerler evi çevirdiler. Evde ben, ağabeyim, annem ve babam var. Ben 12 yaşındayım, ağabeyim 14 yaşında; yani öyle tankla, topla, iki kamyon askerle gelmeyi gerektirecek bir durum yok. Sanki babamın milis kuvvetleri varmış gibi geldiler. Birden böyle bir baskın olunca çok korktuk tabii. Tankın topu evimizin camına çevrildi, o kadar çok askeri görünce şok olduk. Eve iki asker geldi, “Beyefendiyi karargâha götüreceğiz” dediler. Babam üzerini değişti, götürdüler.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="background-color: white; color: red; font-size: medium;">İLAÇLARINI VERMEDİLER</span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Babamı Davutpaşa Kışlası’na götürmüşler. Düzenli almak zorunda olduğu ilaçlar vardı. Tansiyon ve kalp hastasıydı. İlaçlarını annem, ağabeyime verdi babama götürmesi için. Ağabeyim kışladan döndü bembeyaz bir suratla. “Ne oldu?” diye sordu annem. Genç bir subay eline vurmuş, ilaçları yere atmış, “Burası hastane mi? Defol git!” demiş. Şimdi Balyoz’da, Ergenekon’da tutuklananlar GATA’ya gidiyorlar, çok iyi şartlar altındalar. Ondan sonra babamı Yassıada’ya götürdüler. 500’den fazla kişi götürülmüş adaya, ve Zakar Tarver, Başbakan Menderes, bakanlar, diğer milletvekilleri, bürokratlar, inanılmaz kötü bir muameleye maruz kalmışlar.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2gKvIavMuYb0K-FCjzsPycYqVSLjgjFpoWeSI3RfSR8PlrbqPRlkF1yE0PqBjVDLuhG9AiMn8-gKORcHhgTRf1Ejcy9QKXZvj69pttiX2_LN0A4x5V4N6zuWdim9GnOA91jV6baBp8wTt/s1600/HASAN+EMRE+OKTAY_Menderes+ve+babam+Faruk+Oktay.PNG" imageanchor="1" style="clear: left; color: blue; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><span style="background-color: white;"><img border="0" data-original-height="823" data-original-width="1312" height="250" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2gKvIavMuYb0K-FCjzsPycYqVSLjgjFpoWeSI3RfSR8PlrbqPRlkF1yE0PqBjVDLuhG9AiMn8-gKORcHhgTRf1Ejcy9QKXZvj69pttiX2_LN0A4x5V4N6zuWdim9GnOA91jV6baBp8wTt/s400/HASAN+EMRE+OKTAY_Menderes+ve+babam+Faruk+Oktay.PNG" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border-radius: 0px; border: 1px solid rgb(8, 10, 158); box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 0px 0px; padding: 8px; position: relative;" width="400" /></span></a><span style="background-color: white;"><b><span style="color: red;"><span style="font-size: medium;">HERKESİ SUSTURDULAR</span><o:p></o:p></span></b><br />İlk ölen, İçişleri Bakanı Namık Gedik oldu. Darbeden üç gün sonra, henüz adaya götürülmeden, Harp Okulu’nda öldü. “İntihar etti” dendi. 19 Eylül’de Yassıada’dan haber geldi, Zakar Tarver öldü diye. Nasıl öldü peki? “Kalp krizi”nden öldü dendi. Rapor falan yok tabii ortada. O döneme ait kayıt, evrak yok. Olamaz da zaten, her şeyi toplayıp el koydular. </span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="background-color: white; color: red;"><span style="font-size: medium;">TEDBİRLER KANUNU VARDI.</span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">O dönem herkes sinmiş vaziyette, herkes korkuyor, “Aman başıma birşey gelmesin” diye. Bizim akrabalarımız evimize gelmediler. Dayılar, halalar, teyzeler korkularından bize selam bile vermediler. Çok korkunç bir ortamdı. Zakar Bey’den 11 gün sonra 30 Eylül’de babam Faruk Oktay öldü. Yassıada çok kötü olayların yaşandığı bir cehennem. 27 Mayıs darbesi dendiği zaman herkesin aklına üç infaz gelir, halbuki Yassıada’da on kişi öldü. Yassıada’nın bir komutanı var, Yarbay Tarık Güryay. Nazi esir kampındaki gestapolardan farkı olmayan bir adam. Gazeteci Turan Dilligil o zaman bir kitap yazmıştı Tarık Güryay hakkında, adı ‘Allahsız Gardiyan’dı.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="background-color: white; color: red;"><span style="font-size: medium;">KİM BİLİR NELER YAPTILAR?</span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">İstanbul Sıkıyönetim Komutanı darbecilerle birleşti. Ankara Sıkıyönetim Komutanı bunu yapmayı reddedince canına okudular Yassıada’da. Daha sonra babamın yanında kalan arkadaşlarından öğrendik, Yassıada’da Bizans döneminden kalma zindanlar varmış, bu zindanları kullanmışlar. Biz 2009 yılında adaya gittik. Zindanlar karşılıklı hücreler şeklinde, her hücre iki metreye iki metre genişliğinde. Ayağa kalkamazsınız, yere oturamazsınız. Yerde çamur ve su var.Bu zindanda babamı üç gün tutmuşlar. 16 Haziran 1960’ta Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Üyesi Lütfü Saylan öldü. Onun için de kalp krizi dediler. Kim bilir ne yaptılar adama. Kimse bilmiyor ki o zaman adada ne olup bitttiğini... Adanın etrafı tel örgülerle, askerle, gemilerle çevrili. O zaman hak arama diye bir şey yok. Biri gidip “Ne oluyor?” falan dese onu da tutuklarlar.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">İnsan haklarının 27 Mayıs’taki kadar yok sayıldığı bir dönem olmamıştır. 27 Mayıs bir afet. Zaten bütün darbelerin temelinde o var. Çünkü 27 Mayıs çok kolay yapıldı ve yapanlar ceza görmediler. Yüz buldular, sonra darbeler başladı.1961’de Askeri Nizamname’yi kanuna çevirdiler, iç hizmet kanunu yaptılar. Nizamnamenin “Askerin görevi Cumhuriyeti kollamak, korumaktır” şeklindeki 35. maddesini kanunlaştırdılar ve buna dayanarak sürekli darbe yaptılar. 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan haricinde, 15’e yakın darbe teşebbüsü var.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFewN80zIktrelAQ93DtvivK1nzwRIWlIYynot8rxRmiarS1NIpY4XYcu4uJfMXBU1ZhDXcBGdET1FUyHXfhutsOXjCU7p8-sg0u10lADSik8E0mo6kTdPF8RonYGHqQY7ytevILuT8mME/s1600/DEMOKRATLAR+KUL%25C3%259CB%25C3%259C_Hasan+Emre+Oktay3.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; color: blue; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><span style="background-color: white;"><img border="0" data-original-height="1428" data-original-width="1600" height="356" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFewN80zIktrelAQ93DtvivK1nzwRIWlIYynot8rxRmiarS1NIpY4XYcu4uJfMXBU1ZhDXcBGdET1FUyHXfhutsOXjCU7p8-sg0u10lADSik8E0mo6kTdPF8RonYGHqQY7ytevILuT8mME/s400/DEMOKRATLAR+KUL%25C3%259CB%25C3%259C_Hasan+Emre+Oktay3.JPG" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border-radius: 0px; border: 1px solid rgb(8, 10, 158); box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 0px 0px; padding: 8px; position: relative;" width="400" /></span></a><span style="background-color: white;"><b><span style="color: red;"><span style="font-size: medium;">50 KELİMELİK MEKTUPLAR</span><o:p></o:p></span></b><br />Tedbirler Kanunu vardı. 27 Mayıs aleyhinde imada bile bulunsanız, DP’yi övseniz beş yıl hapis cezası alıyordunuz. Herkesi susturmayı başardılar. O dönem darbeciler aleyhinde biri bir haber yapsa öldürürlerdi hemen. Alır götürürlerdi, bir daha da haber alamazdınız. Çok zalimdiler. Askere göre Demokrat Partili olmak demek vatan haini olmak demekti. Biz evimizdeki fotoğrafları bile yırttık. Sürekli baskın yaptılar. Celal Bayar’ın bile birçok evrakı kayboldu o dönem. Yassıada’ya yazılan mektuplar en fazla 50 kelimelik olabiliyordu, daha fazlasına izin yoktu. “Nasılsın, iyi misin, kazağa ihtiyacın var mı?” sadece bu kadar yazabiliyorduk.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="background-color: white; color: red;"><span style="font-size: medium;">CENAZEYİ VERİRKEN DALGA GEÇTİLER</span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Babam tutuklandıktan dört ay sonra, 30 Eylül’de bir telefon geldi, annem açtı. “Kocanız öldü, cesedini Kasımpaşa Deniz Hastanesi morguna gönderdik, oradan alın” demişler. Bu kadar! Ne oldu, nasıl öldü, bir bilgi veren, açıklama yapan yok. Ağabeyim cenazeyi almak için hastaneye gitti. Hastanede iki subay gelmiş yanına, ilgili bir şekilde yaklaşmışlar. Ağabeyim “Faruk Oktay’ın cenazesini alacağım” demiş. “Hangi Faruk?” diye sormuş subaylar. Faruk adında bir subay ölmüş o günlerde, o zannediyorlar. Yassıada’da ölen Faruk Oktay olduğunu öğrenince dalga geçerek gidiyorlar. Cenazeyi ağabeyime iki er teslim ediyor. Babamın göğsünde kocaman bir yara varmış. Yassıada’da kalan İstanbul Eski Valisi Ethem Yetkiner, “Hamama gittik, Faruk Oktay’ın vücudundaki yaraları görünce şaşkına döndük” diyor. Dövmüşler babamı.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">O dönem 28 Nisan olayları vardı. Öğrencileri sokağa döktüler. Öğrenciler her yana saldırdı. Sonra yüzlerce öğrenci öldü diye dedikodular çıkardılar. Güya öğrencilerin ölülerini kuyulara atmışlar, Et ve Balık Kurumu’nun buzluklarına atmışlar, kıyma makinalarından geçirip Konya asfaltının altına saklamışlar! Buna çocuklar bile güler fakat o zaman aydın geçinen insanlar inanıyorlardı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5fC5xnSI5kbhJ5fcy37UDJDN2AsPpPF1wx3qLLuWvgkYyRrJjweP1lCKL_UwKloxdyaDJd6aB8NjWoV3tHmcN4-izmiiiOTBwlK2RfM0hu9jzVqWIKJ2D0jjRr89_9t_QIxsoxFjBaK3v/s1600/27+MAYIS+1960+DARBES%25C4%25B0+NEDEN+YARGILANMALI_Hasan+Emre+OKTAY+%25282%2529.PNG" imageanchor="1" style="clear: right; color: blue; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-decoration: none;"><span style="background-color: white;"><img border="0" data-original-height="443" data-original-width="791" height="223" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5fC5xnSI5kbhJ5fcy37UDJDN2AsPpPF1wx3qLLuWvgkYyRrJjweP1lCKL_UwKloxdyaDJd6aB8NjWoV3tHmcN4-izmiiiOTBwlK2RfM0hu9jzVqWIKJ2D0jjRr89_9t_QIxsoxFjBaK3v/s400/27+MAYIS+1960+DARBES%25C4%25B0+NEDEN+YARGILANMALI_Hasan+Emre+OKTAY+%25282%2529.PNG" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border-radius: 0px; border: 1px solid rgb(8, 10, 158); box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 0px 0px; padding: 8px; position: relative;" width="400" /></span></a><b><span style="color: red;"><span style="background-color: white; font-size: medium;">SAHTE HÜRRİYET ŞEHİTLERİ</span></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Babama adadaki sorgusunda “Ölüler nerde?” diye soruyorlar. Babam da “Hangi ölüler?” diyor. 28 Nisan’da Beyazıt’ta çıkan olaylarda sadece iki kişi ölmüş. Biri, tank üstünde slogan atan Nedim Özpolat; tank hareket edince, tankın altında kalarak ölüyor. Diğeri de Turan Emeksiz; nereden geldiği belli olmayan bir kurşunla hayatını kaybediyor. Kurşun sekmiş, belli, çünkü Emeksiz’in vücudundan çıkan kurşun eğri. Yani kaza sonucu ölmüş. Sonra adını bir vapura verdiler Emeksiz’in. Babama diyorlar ki, “Celal Bayar, Adnan Menderes sana ateş et emri verdi, öğrenciler öldü. Nerede ölüleri?” Babam, “Nerede bu öğrencilerin aileleri? Ölü falan yok. Bize kimse ateş emri vermedi, biz de ateş etmedik” diye cevap veriyor. Darbeden sonra ‘hürriyet şehidi’ diye beş kişiye daha merasim yaptılar.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Onlar kim biliyor musunuz? Biri, darbeci subaylardan, Radyoevi’nin önünde, darbe yapılırken ölen İhsan Kalmaz. Onun adını da bir vapura verdiler. Bir başka ‘hürriyet şehidi’ de yanına çocuğunu almış, darbe oldu diye sevinirken askerler ateş ediyor, çocuğu ölüyor. Demokrat Partililer öldürmüş gibi tören yapıyorlar. Babama yöneltilen suçlama bu. “Söyle, ölüler nerde?” diyerek dövüyorlar babamı. Zaten ilaçlarını da vermemişlerdi. Babamı kaybetmemiz böyle oldu.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="background-color: white; color: red;"><span style="font-size: medium;">AĞABEYİM ÜZÜNTÜDEN VEREM OLDU</span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white;">Babam öldükten sonra annem hayata küstü, hep yas tuttu. Sadece bizim için, çocukları için yaşadı. Ağabeyim Ömer, üzüntüden verem oldu. Bir gün bembeyaz oldu, baktık kan kusuyor. Ertesi gün doktora gittik, üçüncü dereceden verem olmuş. Bir sene yatmak zorunda kaldı. Annem çok ilgilendi, o kurtardı ağabeyimin hayatını. Ben psikolojik travma geçirdim. Yan binadaki CHP’liler babam hapiste diye alay ettiler benimle. Ben de çocuğum, susmadım; ‘Babamın bir suçu yok’ deyince beni dövdüler. (EE) // ((Bu yazı ve söyleşi Agos'un 10 Haziran 2011 tarihli sayısında yayımlanmıştır.))</span></div>
</div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-28670330534376745002017-05-04T04:28:00.000-07:002017-05-04T04:40:31.625-07:00DEMOKRAT PARTİ (TARİH) "Menderes Dönemi (1950-1960)" M. Serhan Yücel <div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjK74Bwah2pho7VBD8aCw05aH-AquC3P6DM2NP7rmlPkGqYwaTJ_tYni478Q6UdfGuutIrBajXbn-LAm2tHRl3a5ZQgTt0pjj2pKVcK5sUfMV2G4tGoOZCQSSfXL0SnwSwrMV9SkW2LcUc/s1600/DP_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0_MENDERES+D%25C3%2596NEM%25C4%25B0%252C+M.+SERHAN+Y%25C3%259CCEL.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="168" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjK74Bwah2pho7VBD8aCw05aH-AquC3P6DM2NP7rmlPkGqYwaTJ_tYni478Q6UdfGuutIrBajXbn-LAm2tHRl3a5ZQgTt0pjj2pKVcK5sUfMV2G4tGoOZCQSSfXL0SnwSwrMV9SkW2LcUc/s320/DP_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0_MENDERES+D%25C3%2596NEM%25C4%25B0%252C+M.+SERHAN+Y%25C3%259CCEL.jpg" width="320" /></a><span style="color: red; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-large;"><b>DEMOKRAT PARTİ</b></span></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-large;">Menderes Dönemi </span></b><br />
<b><span style="color: #990000; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-large;">(1950-1960)</span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: right;">
<b><span style="color: blue; font-size: large;">M. Serhan Yücel</span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: #660000; font-size: large;">Özet</span></b></div>
<div class="MsoNormal">
Bin dokuz yüz yirmi üç yılında kurulan Türkiye
Cumhuriyeti'nde ilki 1925'te, ikincisi 1930 yılında iki kez çok partili siyasi
hayata geçiş adımı atılmış, ancak ikisinden de sonuç alınamamıştır. İkinci
Dünya Savaşı sonrasında yeni dünya düzeni Türkiye'de de rejim değişikliğini
zorunlu kılmış ve çok partili siyasal hayat başlamıştır. Cumhuriyet'in kurucusu
Atatürk'ün son başbakanı, liberal ekonomi yanlısı Celal Bayar ve üç arkadaşı
tarafından kurulan Demokrat Parti, benzeri görülmemiş biçimde halkı peşinden sürüklemiş
ve 1950 yılında 27 yıllık tek parti iktidarına seçimle son vermiştir.
"Beyaz ihtilal" olarak adlandırılan bu seçimden sonra girdiği bütün
seçimleri kazanan Demokrat Parti, 1960 yılında yapılan bir darbe ile iktidardan
uzaklaştırılmış, parti genel başkanı ve Başbakan Adnan Menderes ile Dışişleri
Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edilmiştir. DP
iktidarı döneminde siyaset, seçkinler uğraşı olmaktan çıkarak, geniş halk
kitlelerine ulaşmış, böylelikle Türk siyasi kültürüne olumlu etkide
bulunulurken, bürokratik-baskıcı devlet geleneğinin yumuşaması ve milli bir
ticaret-sanayi burjuvazisinin doğması sağlanmıştır. Tarım reformu, barajlar ve
hidroelektrik santraller, eğitim ve ulaşım hizmetlerinin yaygınlaştırılmasının
sonucu olarak siyasi yapının katı kalıpları yıkılmış ve Türkiye, tarihinin en
önemli değişimini yaşamıştır.<br />
Anahtar Kelimeler: Siyasal Tarih, Siyasal Partiler, Demokrat Parti, Adnan
Menderes.<br />
<br />
<b>A. SİYASAL TARİH 1950-1960</b><br />
<br />
<b>1. Çok Partili Hayata Geçiş<br />
</b><br />
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk, 1932 yılından 1938'de ölümüne kadar,
bir gün patlak vereceğini söyleyegeldiği İkinci Dünya Savaşı'nın ne kadar geniş
ve şiddetli olacağını şüphesiz biliyordu. Buna rağmen sanayileşmenin ve
kalkınmanın mutlaka savaş bitmeden gerçekleştirilmesinde ısrar etmişti.
Atatürk, Başbakanı Celal Bayar'a 18 Eylül 1938'de Dolmabahçe Sarayı'nda ölüm
döşeğinde, adeta vasiyet edercesine şunları söylemişti:<br />
<br />
"Bana bak Çocuk, vaktimiz daraldı. Beklenen dünya harbi yakında patlak
verecek. Bu harbin galibi hangi taraf olursa olsun bizim sanayileşmemizi ve
iktisaden kalkınmamızı asla istemezler. Onlar, bizi, kendi sanayilerine
hammadde yetiştiren geri ve fakir bir tarım ülkesi olarak tutmak isterler. Bu
uğurda da her türlü gayreti gösterirler.</div>
<div class="MsoNormal">
Birbirleriyle de kolayca anlaşırlar. Getirdiğiniz programı
hemen uygulamaya koyarak, harp bitmeden mutlaka gerçekleştirin. Para olsun veya
olmasın, memleketin bütün menabii kuvvasını (kuvvet kaynaklarını) seferber
ederek bu programdaki tesisleri mutlaka kurun, evvelkiler gibi çalışır hale
getirin."1<br />
<br />
Atatürk'ün ölümü üzerine Cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü, 26 Aralık 1938'de
toplanan CHP kongresinde yapılan tüzük değişikliği ile "Değişmez Genel
Başkan" oldu ve "Milli Şef" ilan edildi. Böylelikle İnönü,
devletin kurucusu Atatürk'te bile bulunmayan bir sıfat ve yetkinin sahibi
olmuştu. Her dört yılda bir, parti içinde Genel Başkanlığa aday olmasının bile
kendi şahsiyet ve otoritesinin sarsıp zedeleyeceği görüşü, günümüzün demokrasi
anlayışına oldukça zıt olmakla birlikte, 1938 şartlarında çok yanlış değildi: O
tarihlerde "şeflik" sistemleri dünyanın en gözde sistemleriydi.
Almanya'da Hitler, İtalya'da Mussolini, Sovyet Rusya'da Stalin, İspanya'da
Franko otoriter rejimleriyle Batı demokrasilerini tir tir titretiyorlardı.
Demokrasi, dinamik değildi. Demokrasi; zafer kazanmak, toprak genişletmek için
iyi bir idare değildi. Ülke içinde hızlı kalkınma, dışta da yayılmacı
politikalar, ancak tek parti idarelerinin baskıcı rejimleriyle kurulabilirdi.2</div>
<div class="MsoNormal">
Dünyada "şeflik" bu kadar revaçta iken, Türkiye'ye
de bu durumun yansımaması düşünülemezdi. İnönü, 1938-1945 tarihleri arasında
baskıcı rejimini en aşırı örnekleriyle sürdürdü. Bu dönem, Türkiye tarihinin
acı bir devri olarak hatırlanır.<br />
<br />
İkinci Dünya Savaşı'nın Avrupa'daki bölümü 8 Mayıs 1945'te sona erdiğinde,
diktatörlüklerin kesin yenilgisi söz konusuydu. 25 Nisan 1945'te San Fransisko
Konferansı toplandı, 26 Haziran 1945 günü de Türkiye Birleşmiş Milletler
Anayasası'nı onayladı.<br />
<br />
II. Dünya Savaşı'yla birlikte bütün devletlerin dikta rejimlerinden dili
yanmıştı. Dinamik olmadığı için beğenilmeyen demokrasi savaş sonrası yeni
dünyanın gözdesiydi. Bu, Türkiye için de geçerliydi. Türkiye, Milli Şef
rejimini terk edip, çok partili hayata geçmek zorundaydı.<br />
<br />
İsmet İnönü, yeni dünya tarafından dışlanırsa, iktidarını kaybedeceğini
biliyordu. Öte yandan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Fırka
denemelerinden rahatsızdı. Çok partili hayata geçmek CHP'nin de sonu
olabilirdi. Bu nedenle İnönü ve yakın çevresi, "Kontrol edilebilir muhalefet"
yaklaşımıyla çok partili hayata yeşil ışık yakmışlardır.3<br />
<br />
Çok partili siyasal hayat, 18 Temmuz 1945'te Milli Kalkınma Partisi'nin
kurulmasıyla başladı. Ancak bu parti bir varlık gösteremedi. Konjonktüre uygun
söylemler yine CHP içinde dillendiriliyordu: Dünya ülkelerinde demokrasi lehine
gerçekleşen hızlı değişimin farkına varan CHP milletvekillerinden Adnan
Menderes ve Fuad Köprülü düşüncelerini yüksek sesle telaffuz ettiler. 7 Haziran
1945 tarihinde de Celal Bayar, Refik Koraltan, Fuad Köprülü ve Adnan Menderes
CHP'nin demokratikleşme ve liberalleşme hareketini başlatmasını, tarihe
"Dörtlü Takrir" diye geçen önergeyle istediler. Dörtlü Takrir,
Demokrat Parti'nin kurulmasına kadar gidecek süreci başlattı. Nitekim Dörtlü
Takriri hazırlayanlar 7 Ocak 1946'da Demokrat Parti'yi kurdular. Parti, her
alanda liberalizmi savunuyordu.</div>
<div class="MsoNormal">
DP, kuruluşundaki haliyle liberal-sol bir çizgiye oturmuştu.
TBMM'den partiye katılanların sayısı dört kurucu ile birlikte 6'da kalırken
Anadolu'nun her köşesinde DP'ye olağanüstü bir ilgi, olağanüstü bir kayma söz
konusu oldu. CHP, karşısında böyle bir muhalefeti görünce şaşkına döndü.
"Çığ gibi büyüyen yeni partinin gördüğü sevgi, endişe verici idi."4<br />
<br />
CHP, Demokrat Parti'nin daha da büyümesine engel olabilmek için genel seçimleri
erkene aldı ve Cumhuriyet tarihimizin ilk çok partili ve tek dereceli seçimi 21
Temmuz 1946'da yapıldı. Tarihe "hileli seçimler" olarak geçen
"1946 Seçimlerini Demokratlar, mazbataları Halkçılar kazandı."5<br />
<br />
Hileli seçimler sonrası Demokrat Parti ülkeyi karış karış dolaşarak halkın
desteğini aldı. Partililer; ilki 1947'de, ikincisi 1949'da toplanan iki Büyük
Kongre ile parti ismine yakışan şekilde davrandı: Özellikle Birinci Büyük
Kongre'de esen demokratik hava, sabahlara kadar süren delege konuşmaları,6
Celal Bayar eleştirisinden Başkanlık sistemi önerisine kadar konu zenginliği
partinin iktidara hazır olduğunun sinyallerini veriyordu. 1947'den sonra DP
içinden başlarını Fevzi Çakmak'ın çektiği önemli bir grup koptuysa da bu
hareket tabanın desteğini alamadı. Bu arada Türkiye, Truman Doktrini ve
Marshall Planı ile ABD'den ilk yardımlarını almaya başlamıştı.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b>2. 1950-1954 Dönemi<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
DP önderlerinin dört yıl boyunca bütün yurdu gezerek
yürüttükleri mücadele, iktidar mücadelesinden çok bir demokrasi mücadelesi
şeklindeydi. DP'nin kurulduğu günlerde "biz şimdi Hasolarla Memoların
ayağına mı gideceğiz?" diyen CHP'nin katı zihniyeti de 1946-1950 sürecinde
kırıldı. O tarihlere kadar büyük şehirlerin caddelerinde dolaşmasına bile izin
verilmeyen, horlanan, aşağılanan köylüler ise şimdi ayaklarına kadar gelen
farklı partilere mensup politikacıları dinliyordu. Siyasilerin kendilerini
beğendirme yolunda harcadıkları çabayı biraz da ironi ile karışık bir gururla
seyrediyordu.7<br />
<br />
14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan seçimlere yedi parti katıldı: CHP bütün
illerde, DP Hakkari hariç bütün illerde, Millet Partisi 22 ilde, Milli Kalkınma
Partisi 3 ilde, Toprak Emlak ve Serbest Teşebbüs Partisi, Türk Sosyal Demokrat
Partisi ve İşçi Çiftçi Partisi sadece İstanbul'da seçimlere girdi.8 Seçim
sonuçlarına göre DP %53.3 oranla 408 milletvekilliğinin sahibi olurken CHP
%39.9 oranla 69 milletvekilliği kazanmıştı.<br />
<br />
CHP'nin aldığı yüzde kırka yakın oy aslında büyük başarı idi. CHP'nin son iki
yılda izlediği akıllı liberal politikalar bu başarıyı getirmişti. Eğer seçim
1948'de yapılsaydı CHP bu oyların ancak yarısını alabilirdi.9<br />
<br />
Yeni TBMM 22 Mayıs 1950 toplanarak, TC'nin Üçüncü Cumhurbaşkanlığı'na Celal
Bayar'ı, TBMM Başkanlığı'na da Refik Koraltan'ı seçti. Celal Bayar, aynı gün
yemin ettikten sonra Adnan Menderes'le görüştü. Menderes'e başbakanın kimin
olması gerektiğini soran Bayar, Menderes'ten Fuad Köprülü cevabını aldı.
Menderes parti başkanlığı ile başbakanlığın ayrılması gerektiğini, parti
başkanlığı için parti içinde Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu'nun adının geçtiğini,
ancak uygun görülürse partiyle kendisinin ilgilenebileceğini söyledi.
Ancak Bayar, Menderes'i hem Başbakan hem de parti başkanı olarak atamaya çoktan
karar vermişti. Çünkü gerek Köprülü'nün gerekse Karaosmanoğlu'nun dokularının
milletle uyuşmayacağının farkındaydı. Menderes'in başbakanlığı demek Bayar'ın
siyaset iplerini Çankaya'da elinde tutması anlamına geldiği gibi, milletle DP
arasında güçlü bir bağ kurulması da demekti. Celal Bayar'ın, Menderes'i
başbakanlığa getirmesi, kendisine de 10 yıl sürecek Çankaya Köşkü'nün
kapılarını açmıştır.</div>
<div class="MsoNormal">
Adnan Menderes'in başbakan olmasıyla on yıl sürecek Demokrat
Parti dönemi başlamış oluyordu. Bu on yıllık sürede Demokrat Parti ile Menderes
isimleri özdeşleşmiş, ikisinin de yükselişleri, düşüşleri ve sonları aynı
olmuştur.<br />
<br />
Menderes Hükümeti iktidarının ilk ayı içinde çok önemli kararlar aldı.
Öncelikle ordunun yüksek mevkilerinde değişiklikler yapıldı. Hemen sonrasında
da valiler arasında geniş bir tasfiye hareketi başladı. 16 Haziran 1950'de de
ezanın Arapça okunmasını yasaklayan kanun yürürlükten kaldırıldı.<br />
<br />
Bu gelişmelere CHP ciddi bir tepki vermedi. Milli Mücadele'yi başarıyla
sonuçlandıran, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin devamı olan,
cumhuriyeti kuran, 27 yıl ülkeyi yöneten parti, henüz muhalefete alışamamıştı.
Gerçi CHP'nin yayın organı durumunda olan Ulus Gazetesi'nde komutanların
değişmesine ilişkin bir-iki eleştiri yazısı vardı.10 Ancak CHP'liler Arapça
ezan yasağının kalkması konusu görüşülürken kanunun aleyhinde olmadılar.11
CHP'li birçok milletvekili, komutanların değişmesi ve valilerin tasfiyesini de
yeni hükümetin tasarrufu olarak değerlendiriyordu.<br />
<br />
DP iktidarı 14 Temmuz 1950 tarihinde Genel Af çıkararak CHP döneminde tıka basa
dolmuş cezaevlerini boşalttı. Genel Af, DP yandaşlarınca, "yeni dönemde
sosyal barışın sağlanması için atılan önemli bir adım" olarak
değerlendirilirken, karşıtları "DP siyasal amaçları uğruna hırsızları,
katilleri affetti" yorumunu yapıyordu.<br />
<br />
DP iktidarının ilk aylardaki hızı 25 Temmuz 1950 günü Kore Kararı ile zirveye
çıktı: Hükümet, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin talebi üzerine 4500
kişilik Türk Savaş Birliği'nin gönderilmesine karar verdi.<br />
<br />
Kore Savaşı'na katılma kararı, Türkiye'nin DP ile yeni bir dış politika
belirlediğinin bir göstergesiydi. Türkiye, Cumhuriyet tarihinde ilk kez, hem de
kendinden kilometrelerce uzakta, vatandaşlarının adını bile bilmediği bir
ülkede savaşa giriyordu. Bu yeni dış politikaya kısa sürede sert tepkiler
geldi. Millet Partisi Genel Başkanı Hikmet Bayur "Bugün Birleşik Amerika
Kore'de savaşa atılmışsa bunu orada pek büyük Amerikan ideali olduğu için mi,
Birleşmiş Milletler ülküsünü kurtarmak için mi yapmıştır" sözleriyle
Kore'ye asker gönderilmesine karşı çıkıyordu. Yeni Sabah ve Ulus gibi gazeteler
de "ihtiyatsızca" alınan bu kararı eleştiri bombardımanına
tuttular.12 Öte yandan CHP'nin Kore Kararı'na ilişkin tavrı net değildi. Böyle
bir konuda niçin kendisine danışılmadığını soruyor, ama kararı onaylayıp
onaylamadığını açıklamıyordu. Kore Kararı TBMM tatilde iken alınmış olduğu için
kararın TBMM'de onaylanması Kasım ayında gerçekleşebildi.</div>
<div class="MsoNormal">
Yaz aylarının son flaş icraatı Türkiye Sınai Kalkınma
Bankası'nın kurulmasıdır. Ağustos ayının ilk günlerinde kurulan bu banka özel
girişimi, özel sermayeyi teşvik etmek amacını güdecekti.13</div>
<div class="MsoNormal">
1950'li yıllarda yerel organlara ayrı tarihlerde seçim
yapıldığından, 1950 yılının Ağustos-Ekim dönemi yerel seçimlerle geçildi.
Seçimlerde DP, CHP'ye karşı ezici bir üstünlük sağladı. Öyle ki, 600
belediyenin 560'ını DP'li adaylar kazandı. Başbakan Menderes seçim zaferinden
sonra "Türk milleti Halk Partisi'ni 14 Mayıs'ta iktidardan tasfiye
etmişti, 3 Eylül'de de muhalefetten tasfiye etti" diyecekti.14<br />
<br />
1951 yılının başlarında hükümet, Kırşehir'deki Atatürk büstünün tahrip edilmesi
olayı üzerine "inkılap ve Atatürk aleyhine işlenmekte olan suçların artma
eğilimi gösterdiği" kanaatine vardı ve "Atatürk Aleyhinde İşlenen
Suçlar Hakkında Kanun" tasarısını hazırlayarak TBMM'den geçmesini sağladı.
Demokrat Partililer 1946-1950 döneminde iktidar partisi CHP'yi Atatürk'le
ilgili birçok konuda eleştirmişlerdi. Öncelikle, Anıtkabir'in yapımının
geciktirilerek Atatürk'ün Etnografya Müzesi'nde bekletilmesi, ayrıca para ve
pullardan Atatürk'ün resminin kaldırılarak İnönü'nün resminin basılması
DP'lilerin başlıca eleştiri konularındandı. DP, Atatürk Devrimlerine karşı
olmakla suçlanmışsa da, uygulamada bu suçlama gerçeklerle örtüşmez.15 Özellikle
Celal Bayar meşhur "Atatürk'ü sevmek millî bir ibadettir" sözüyle
Atatürk hayranlığını dile getirmiştir.<br />
<br />
1951 yılının Mart ayında, DP iktidarı henüz bir yılını doldurmadan, Başbakan
Menderes'le Tarım Bakanı Nihat Eğriboz arasında yaşanan bir tartışma yüzünden
hükümet istifa etti,16 yeni hükümet yine Menderes tarafından kuruldu.17<br />
<br />
İkinci Menderes Hükümeti de, tıpkı ilk hükümet gibi özel sektörün gelişmesi,
Anadolu'da ticaret ve sanayi burjuvazisinin doğması için çaba gösterdi. Öte
yandan dış politikada benimsediği yeni yolda da emin adımlarla ilerledi.
NATO'ya girmek için İnönü döneminden beri nabız yoklayan Türkiye, Kore
Savaşı'nın sağladığı avantajla ABD'nin desteğini aldı. Ancak, İngiltere ve
Fransa'nın muhalefetini kıramıyordu. 1951 yılının Mayıs ayında İngiltere
Dışişleri Bakanı Morrison tarihe "Morrison Mektubu" olarak geçen
belgeyi Türk hükümetine iletti. Morrison mektupla Türkiye'nin Atlantik Paktı'na
alınmasına taraftar olduğunu belirtiyor ve diğer devletler nezdinde de gerekli
girişimleri yapacağını taahhüt ediyordu. Ancak İngiltere bir şart öne
sürüyordu: ABD, İngiltere, Fransa ve Türkiye arasında Orta Doğu'nun savunmasını
sağlamak üzere başka bir savunma sisteminin kurulması. Hükümet Morrison
mektubuna verdiği cevapta, Türkiye için NATO'nun önemine değinirken, Orta Doğu
için önerilen yeni savunma sistemi için de görüşmelere hazır olduğunu bildirdi.<br />
<br />
Türkiye'nin bu tutumu, Ottowa'da yapılan Atlantik Konseyi'nde ele alındı ve
1951 yılının Eylül ayında Türkiye'nin NATO'ya alınması kabul edildi. NATO'ya
giriş kararı DP ve CHP'nin oylarıyla 18 Şubat 1952 günü TBMM'de onaylandı.</div>
<div class="MsoNormal">
Türkiye'nin NATO'ya girmesiyle birlikte dış politikasının
yanı sıra iç politikasında da önemli değişikliklerin olacağı aşikardı. DP
iktidarı, 1952 yılının ortalarından itibaren "aşırı sağ ve sol
akımlar" olarak değerlendirdiği kurumların üstüne gitmeye başladı.
Türk Milliyetçiler Derneği 9 Temmuz 1953 günü, Millet Partisi de 1953 yılının
Ocak ayında kapatıldı. Köy Enstitüleri, Öğretmen Okullarına dönüştürüldü.
CHP'nin tek parti döneminde haksız yere edindiği mallar hazineye devredildi.
Türkiye'nin NATO'ya girmesine çok sıcak bakmadığı bilinen Hava Kuvvetleri
Komutanı Muzaffer Göksenin emekli edildi.</div>
<div class="MsoNormal">
Türkiye'de iç ve dış politikada hararetli günler yaşanırken
aynı zamanda ülkenin çehresi de değişiyor, karayollarına verilen önem sayesinde
mübadele aracı maldan paraya dönüşüyordu. Köylerin kasabalara ya da kentlere
olan bağlantısı köylünün ürününü pazarda sergilemesini sağlıyor, bu da köylünün
parayla tanışması sonucunu doğuruyordu. Para, Sümerbank'tan pazen alınması,
pabuç alınması, basma alınması demekti. Para, kaliteli tohum, gübre hatta
traktör demekti. Para, bazı köylüler için de pavyon demekti, eğlence demekti.
Para, köylünün kenti keşfetmesi demekti. Nitekim, 1950 yılında 1 milyar
lira olan para arzı, 1960 yılında 5 milyar liraya çıkmıştı.18</div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat Parti'nin kuruluşundan iktidara gelmesine kadar
geçen dört yıllık dönemde yaptığı iki kongrenin, parti ve Türk demokrasisi
açısından önemi yukarıda vurgulanmıştı. Demokrat Parti, iktidarda bulunduğu
1950-1960 arası on yıllık dönemde ise sadece iki kongre gerçekleşti. Parti'nin
en önemli şahsiyeti Celal Bayar artık Cumhurbaşkanı idi. Partiye, -en azından-
açıktan müdahale etmiyor, dolayısıyla teşkilatla ilgilenmiyordu. Toplantılarda,
mitinglerde, kongrelerde yaptığı konuşmalarla siyaset dersleri veren, birçok
defa kaybetmek üzereyken son anda yaptığı manevralarla kazanan Bayar'ın yükü
artık Menderes'in omuzlarındaydı. Menderes ise Bayar'dan farklıydı. O,
mücadeleyi sevmiyordu. Hitap ettiği milyonlarla özdeşleşebilen, onların duygu
ve düşüncelerini okuyan, ruh hallerini çözen Menderes'in büyük bir eksiği
vardı: Yüzbinlere hitap ederken o insanların tek tek aralarında ne
konuşabileceklerini biliyordu, ama hemen yanı başında duran 5-10 kişinin ayak
oyunlarının, dalkavukluklarının neler ifade edeceğini bir türlü çözemiyordu.
Belki de çözmek istemiyordu.<br />
<br />
Çocukluk yıllarında başlayan, özellikle iktidarının ilk yıllarında sıkça
karşılaştığı ihanetler Menderes'te güvensizlik duygusunu arttırmıştı. Bu
sebeple Menderes, kongre gibi hesaplaşma ortamlarını hiçbir zaman sevmedi.
Hatta kongrelerden korktu. İktidarda bulunduğu on yıl içinde, biri 1951
diğeri 1955 yılında yapılan iki Büyük Kongre'de de gereksiz polemiklere,
mücadelelere girdi. Menderes'in Genel Başkanı olduğu Demokrat Parti'de kongre
demek bundan sonra çatışma demekti, bölünme demekti.19<br />
<br />
Demokrat Parti'nin 1950-1960 yılları arasında topladığı iki kongreden ilki olan
Üçüncü Büyük Kongre, 15 Ekim 1951'de, Ankara'da, Büyük Sinema'da çalışmalarına
başladı. İlk iki kongre gibi uzun süren ve 20 Ekim 1951 akşamı sona eren
kongreye 1160 delege katıldı. Kongrede, Cumhurbaşkanı Celal Bayar da bulundu.
Ancak o, artık sahnede değil, Cumhurbaşkanlığı locasındaydı. Kürsüde konuşan,
hesap veren, savaşan artık Adnan Menderes'ti.<br />
<br />
Demokrat Parti Üçüncü Büyük Kongresi'nde yaşanan en ilginç gelişme, hiç şüphesiz
İçişleri Bakanı Halil Özyörük'ü istifaya kadar götüren gazete haberi idi: Ulus
gazetesi, bakanın eşine resmi bir araba tahsis edildiğini yazdı ve yayınladığı
resimlerle de bu iddiasını ispat etti.20 Bu haberler üzerine Halil Özyörük, 17
Ekim 1951 günü bakanlık görevinden istifa etti.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b>3. 1954-1957 Dönemi<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
DP 1950-1954 arasındaki icraatları ile millet faktörünü
siyaset oyununa dahil etmiş, özellikle köylü kesimin büyük desteğini almıştı. O
yıllarda köy nüfusunun çok fazla olması, köy oylarını alan Parti'nin seçimleri
kazanması sonucunu doğuruyordu. DP'nin 1954 yılında yapılacak seçimlerde köy
oylarını alma noktasında sıkıntı çekmeyeceği kesindi. Traktör sayısındaki büyük
artış, tarımsal krediler ve hepsinden önemlisi köylünün ürününü satacağı
pazarlara ulaşması gibi tarım politikaları köylüyü çiftçi yapmıştı. Öte yandan
limanlar, barajlar, köprüler, köy içme suları gibi hizmetler sayesinde Türkiye
adeta şantiyeye dönmüştü.<br />
<br />
1954 seçimlerinden önce DP, temel olarak kalkınmayı ve köylüye sağlanan desteği
vurgulayarak seçmenlerden oy istedi. CHP'liler ise Petrol Kanunu'nun yeni bir
kapitülasyon olduğunu belirterek, yabancı sermayenin Türkiye'ye gelişinden
duydukları rahatsızlığı dile getirdiler. CHP'nin sönük geçen seçim
kampanyasının aksine DP, 1954 seçimlerinden önce son derece renkli ve hareketli
bir kampanya yürüttü. CHP Genel Merkezi'nin seçim sonrası hazırladığı rapora
göre CHP seçimler için 158 bin lira harcarken DP'nin kasasından 1.5 milyon lira
çıkmıştı.21<br />
<br />
2 Mayıs 1954 günü yapılan genel seçimlerden Demokrat Parti, Cumhuriyet
tarihinin rekor oranıyla galip çıktı: %56.6 oy alan Demokrat Parti, 503
milletvekilliği kazandı. CHP ise %34.8 oranla parlamentoya ancak 31
milletvekili sokabildi. Yürürlükte olan çoğunluk sistemi DP'ye
milletvekilliklerinin neredeyse tamamını kazandırmıştı: %56.6 oy karşılığında
milletvekilliklerinin %93'ünü aldı.22</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
DP iktidarının ikinci dönemi olan 1954-1957 yılları
arasındaki 3 yıllık süre, Demokrat Parti'nin en fırtınalı ve en tartışmalı
dönemi olmuştur. 6-7 Eylül Olayları, İspat Hakkı, Hürriyet Partisi ve 29 Kasım
1955 DP Grubu Toplantısı gibi, DP iktidarının birçok önemli olayı bu sürede
yaşanmıştır. DP ve Menderes bu dönemde iktidara ısınmış, 1950'den itibaren
siyaset sahnesini yönlendiren millet, siyasetteki belirleyici rolünü giderek
sermaye'ye bırakmıştır. 1950'de CHP'den milletin eline geçen siyaset oyununun
ipleri, bu dönemde DP oligarklarına ve güçlenmeye başlayan sermayeye geçmiş,
millet siyasi aktörlükten figüranlığa inmiştir. Bu dönem, DP'nin 1950-1954
yılları arasındaki 4 yılın muhteşem mirasını yemeye başladığı dönemdir.<br />
<br />
Nitekim Demokrat Parti seçimlerden sonra yeni bir havaya büründü: "Parti
en kuvvetli olduğu bir zamanda hatalar işleyecek ve kendi bünyesine ve
geçmişine uymayacak bir yola girecek gibi görülüyordu."23 Cumhurbaşkanı
Celal Bayar başta olmak üzere birçok DP'li, seçimlerde CHP'ye çalışmış
memurların cezalandırılması hususunda görüş birliği içindeydi. Etem Menderes,
bakanlıkların merkez teşkilatından olup da seçimlere muhalefet partilerinden
girenlerin, bağlı bulundukları bakanlıkların kapısından içeri alınmaması
gerektiğini yüksek sesle telaffuz ederken, Cumhurbaşkanı Bayar memurlar
arasında tasfiyenin kaçınılmaz olduğunu belirtiyor ve "Ben buradan işe
başladım bile. Üç dört kişiye yol verdim. Sıra büyüklere de gelecek"
diyordu.</div>
<div class="MsoNormal">
<br />
DP'deki değişim yalnızca memur kıyımıyla sınırlı kalmıyordu. Kırşehir,
seçimlerde Cumhuriyetçi Millet Partisi'ne oy verdiği için 30 Haziran 1954'te
çıkarılan bir kanunla ilçe yapıldı. Emekli Sandığı Kanunu'nda değişiklik
yapıldı, ayrıca devlet memurlarıyla ilgili köklü değişikliklere gidildi. Bu
değişiklikler yapılmadan, bu kanunlarla ilgili Menderes'le görüşmek isteyen CHP
Grup başkanvekilleri randevu bile alamadılar. DP bir anda 1946'ların CHP'si
gibi olmuştu.24 Tek çözüm, parti içi mekanizmalardan gelecek olan tepki, belki
de başkaldırı idi! Parti içinde olup da farklı ses verenler, 'siyaseten prim
kazanmak' amacıyla hareket ettiğinden böyle bir tepki veya başkaldırı Demokrat
Parti'ye hiçbir zaman gelmedi.<br />
<br />
Demokrat Parti iktidarı bir yandan baskıcı rejim hazırlıkları yaparken, diğer
yandan Türkiye'nin şantiye hali devam ediyordu. Ancak iktisadi hayat ilk dört
yıl gibi yolunda gitmeyecek, 1954-1958 yılları arasında, Anadolu'da 30-35 yılda
bir görülen kuraklık yaşanacaktı. Ayrıca, 1952'de Kore Harbi'nin sona ermesi
sebebiyle ihraç mallarının fiyatı yarı yarıya düşecek, ticaret hadleri (terms
of trade) 1960 yıllarının ortalarına kadar Türkiye'nin aleyhine olacaktı. Son
olarak da 1954 yılından sonra soğuk savaş şartları her yıl bütçenin %30'unun
Milli Savunma giderlerine ayrılması zorunluluğunu doğuracaktı.25<br />
<br />
Ekonomideki bu olumsuzlukların tersine dış politikada altın bir dönem
başlamıştı. 1950-54 dönemi nasıl liberal demokrasi ve iktisadi alanda
başarılarla doluysa, 1954-1957 dönemi de Türkiye'nin dış politikasının en
başarılı dönemlerinden biri olmuştur. Bu dönemde dış politika, Dışişleri Bakanı
Fuad Köprülü tarafından değil, Devlet Bakanı Fatin Rüştü Zorlu tarafından
yönlendirilmiş, Türkiye yıllarca meyvelerini yiyeceği atılımları bu yıllarda
yapmıştır.<br />
<br />
"1955 yılı Nisan ayında Endonezya'nın Bandung kentinde Asya-Afrika Zirvesi
toplandı. Bu konferansa NATO üyesi olarak yalnız Türkiye katılıyordu. Çin
dışında konferansa katılan diğer Asya-Afrika ülkeleri ileride Tarafsızlar
Bloku'nun üyeleri olacaklardı. Zorlu Devlet Bakanı unvanı ile katıldığı bu
konferansa yine kuvvetli bir ekiple gitti, Konferans'ta etkin rol oynadı.
Emrivakilere karşı çıktı. Bazı yerleşmiş kanaatleri sarstı, hazırlanan oyunları
bozdu. Olay çıkardı. Mağlup olmadı."26<br />
<br />
"Bandung'ta Türkiye nam yaptı, iyi bir şöhret kazandı. İş kolay değildi.
Konferans'a katılanların ekseriyeti, eski müstemlekelerdi, istiklâllerine yeni
kavuşmuşlardı. Eski müstemlekelerin sahiplerinin çoğu da NATO üyesi idi.
Türkiye de NATO üyesi idi. Buna rağmen, Bandung'ta Türkiye dinlenildi ve
sayıldı. Müstemlekeciliğin savunuculuğunu yapmadı tabii. Bandung atmosferinde
böyle bir şey hayal bile edilemezdi."27<br />
<br />
Ağustos 1954'te Kıbrıs sorunu gündeme gelmişti. Yunanistan, Ada'yı ilhak için
Birleşmiş Milletler'e başvurmuş, ayrıca yaptığı mitinglerle de konuyla ilgili
ülke içinde kamuoyu oluşturmuştu. Birleşmiş Milletler bünyesinde de davasının
desteklenmesi için, İsrail yüzünden ilişkilerimizin bir süredir gergin olduğu
Arap ülkelerine yanaşmıştı. Türkiye ise Kıbrıs konusunda çok duyarlı idi.
Ada'nın Yunanistan'a terk edilmesine seyirci kalmak mümkün değildi.</div>
<div class="MsoNormal">
İngiltere, Kıbrıs sorununu çözüme kavuşturmak için bir
konferans düzenleyeceğini Türkiye ve Yunanistan'a 1955 Haziranı'nda bildirdi ve
bu ülkeleri konferansa davet etti. Türkiye'nin Kıbrıs'ın geleceği konusunda söz
sahibi olması kuşkusuz DP'nin dış politik zaferiydi. Hükümet bu daveti hemen
kabul etti ve davada kararlılığını göstermek için Yunanistan'a sert bir nota
vererek Kıbrıs konusundaki kışkırtmalarına son vermesini istedi.<br />
<br />
Türkiye, Yunanistan ve İngiltere arasındaki görüşmeler 27 Ağustos 1955'te
Londra'da başladı. Dışişleri Bakanlığı'na vekalet eden Fatin Rüştü Zorlu'nun
savunduğu Türk tezine göre, Ada Türkiye'ye verilmeliydi. Nitekim Lozan Antlaşması'yla
Kıbrıs adasına ayrı bir statü tanınmış, Türkiye, Kıbrıs'taki egemenlik
haklarını yalnız İngiltere'ye devrettiğini belirtmişti. Yine Lozan
Antlaşması'yla Ada'da yaşayan halklara iki yıl içinde Türk ya da İngiliz
uyruklarından birini seçme hakkı verilmişti. Ada dörtyüz yıla yakın bir süre
Türklerin elinde bulunmuşken, tarihin hiçbir döneminde Yunanlıların idaresine
geçmemişti. Kıbrıs, Yunanistan'a bin mil uzaklıktayken, Türkiye'ye yalnızca
kırk mil uzaklıktaydı. Ayrıca Ada'da tapulu toprakların %60'ı Türklere aitti,
Birinci Dünya Savaşı'na kadar da Ada'da çoğunluğu Türkler oluşturmaktaydı. Bu
nedenle Kıbrıs'ta Yunanlılar, Türkiye'nin muhatabı bile değildi. Ayrıca
İngilizler, Türkiye'den aldığı bir toprağı Yunanistan'a devredemezdi.28<br />
<br />
Yunanistan, Türkiye'nin sert, kararlı ve hukuki mesnetlere dayanan tavrı
karşısında şaşkına döndü. Çünkü, Türkiye'nin böylesi bir tavrına o güne kadar
alışık değildi. Enosis'te direnmek için geldikleri "Lancaster
House"ta geri adım atmak zorunda kalan Yunanlıları, ilişkilerin son derece
gergin olduğu bir ortamda 5 Eylül 1955 Pazartesi günü Selanik'te Atatürk'ün
doğduğu ev ile Türkiye'nin Selanik Konsolosluğu arasında patlatılan bomba
kurtardı. Bomba haberi üzerine, 6 Eylül 1955 Salı günü İstanbul Beyoğlu'nda
toplanan kalabalık, sloganlarla Atatürk'ün evine yapılan saldırıyı protesto
etti. Ancak akşam saat 19.00'dan itibaren protesto, toplum psikolojisi ve tabii
ki bazı provokatörler sebebiyle nitelik değiştirdi. Daha çok Rum vatandaşların
bulunduğu bölgelerde dükkanların vitrinleriyle kepenkleri kırıldı, yine Rumlara
ait binalar, kiliseler, eğlence yerleri, okullar hatta mezarlıklar bile tahrip
edildi. 7 Eylül Çarşamba sabahına kadar devam eden olaylar sonunda yanmış,
yıkılmış ya da ağır şekilde tahrip edilmiş beşbin bina vardı. Bu binaların
büyük çoğunluğu Rumlara; bazıları da binaları tahrip edilen Rumlara komşu Türk,
Ermeni ve Musevilere aitti. Bu tecavüzler, İstanbul'a nazaran çok daha küçük
ölçüde olmak üzere İzmir'de ve Ankara'da da görüldü.<br />
<br />
6 Eylül akşamı İstanbul'da bulunan Cumhurbaşkanı Celal Bayar ile Başbakan Adnan
Menderes saat 20.00 treniyle Ankara'ya hareket etmişlerdi. İzmit'e
vardıklarında olaylar kendilerine haber verildi. Onlar da hemen İstanbul'a geri
döndüler. Bizzat göstericilerin arasına girip olayları bastırmak için çaba
harcadılar. Aynı akşam Başbakanlık'tan yayınlanan bildiri ile İstanbul ve
İzmir'de sıkıyönetim ilan edildi.</div>
<div class="MsoNormal">
6-7 Eylül olaylarının Londra Konferansı'nı olumsuz
etkileyeceği aşikardı. Nitekim siyasi görüşleri Fatin Rüştü Zorlu'yla hiçbir
zaman örtüşmeyen Emekli Büyükelçi Mahmut Dikerdem de Londra'daki Lancaster
House Konferansı'na katılmış ve anılarında Türkiye'ye dönüş yolculuğunu şu
şekilde anlatmıştır: 29<br />
<br />
"Lancaster House'tan doğruca, Havaalanına gittik. Uçağımız Belçika ve
Almanya üzerinden İstanbul'a uçacaktı. Yolda uğradığımız iki kentte de
gazetelerin büyük manşetlerle 6-7 Eylül olaylarını anlattığını gördük. Fatin
Bey, yolculuk sırasında çok üzgün ve suskundu. Bir aralık yanına giderek,
kendisini teselli etmek istedim. 'Bütün çabalarımız, Londra'da elde ettiğimiz
başarı, bir gecede heba olup gitti' dedi."30</div>
<div class="MsoNormal">
6-7 Eylül olaylarının gerginliği iç politikaya da yansıdı.
Olaylardan bir ay sonra, DP IV. Büyük Kongre hazırlıklarının yoğunlaştığı
günlerde, DP'li 11 milletvekili "ispat hakkı" konusunu gündeme
getirdiler. Basına "ispat hakkı" tanınmasını, böylelikle yayın
organlarının kolayca sansür edilmesinin önüne geçilmesini isteyen
milletvekilleri bazı önemli isimleri de yanlarına çekerek genişlediler. Ancak
DP, bu milletvekillerinin bir kısmını ihraç etti, kalanlar da DP'den istifa
etti. Ayrılan milletvekilleri 20 Aralık 1955'te Hürriyet Partisi isimli bir
parti kurdular. Genel Başkanlığını Fevzi Lütfü Karaosmanoğlu'nun yaptığı
Hürriyet Partisi'nde hiçbir zaman düzenli ve akılcı bir çalışma ortamı
kurulamadı. Parti'nin bir çalışma programı yoktu. Parti'nin ileri gelenleri
gece yarılarına kadar toplantılar yapıyor, ancak bu toplantılarda Parti'nin
gelişmesiyle ilgili herhangi bir karar alınmıyordu. Üstelik, bu toplantılardaki
önemsiz konuşmalar, ertesi gün DP ve CHP Genel Merkezi koridorlarına çoktan
ulaşmış oluyordu. Parti kurucuları ve Yönetim Kurulu üyeleri kendi seçim
bölgeleri dışında başka yerlerle ilgilenmiyor, yurt gezileri düzenlemiyorlardı.
Hürriyet Partisi milletvekili sayısında bir ara CHP'yi geçip ana muhalefet
partisi olduysa da, muhalefetini meclis dışına taşıyamadı.31<br />
<br />
Oysa ki 1955 sonbaharında muhalefet yapmak için elverişli bir ortam vardı. 1955
yılının ilkbaharında havaların soğuk gitmesi tarım ürünlerinin fiyatlarının aşırı
yükselmesine yol açmıştı. Ayrıca inşaat malzemesi, traktör, yedek parça,
otomobil lastiği, kalay, çivi, ilaç gibi birçok ihtiyaç maddesi de döviz
darlığı sebebiyle piyasada bulunmuyordu. 1955 Haziran sonunda tekel maddelerine
ve Sümerbank ürünlerine yapılan zamlar halk arasında memnuniyetsizliği
arttırmış, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Fatin Rüştü Zorlu'nun 300
milyon dolarlık bir kredi temin etmek üzere ABD'de uzunca bir süre kaldıktan
sonra Türkiye'ye elleri boş olarak dönmesi havayı daha da ağırlaştırmıştı.<br />
<br />
Bütün bu olumsuzluklar içinde Demokrat Parti, tarihinin son Büyük Kongresi olan
Dördüncü Büyük Kongre'yi topladı. Yaklaşık 1300 delegenin katıldığı kongrede
seçimler, ilk üç kongrenin aksine hemen ikinci gün yapıldı. 15 Ekim 1955'te
çalışmalarına başlayan kongrede, 16 Ekim günü seçimler gerçekleşti. 17-18 Ekim
günleri delegelerin eleştiri ve dileklerini dile getirmeleriyle geçildi. Son
iki günün tek önemli olayı, 18 Ekim 1955'te İstanbul delegelerinden 50 imzalı
önerge verilmesiyle başladı. Önerge, uzun tartışmalara ve kavgalara yol açtı.
Önerge ile "partiden ayrılan milletvekillerinin milletvekilliği sıfatının
da kaldırılmasını sağlamak üzere bir kanun çıkarılması" teklif ediliyordu.<br />
<br />
Menderes yaptığı konuşmada bu önergenin lehine sözler söyledi. "Partiden
çıkarılan milletvekillerinin DP içindeki kuyruklarının da kesilmesi
gerektiğini" ifade edince de gerginlik arttı. Divan Başkanı Tevfik İleri
ile bizzat Menderes'e şiddetli hücumlar oldu. DP delegesi her kongrede koyduğu
demokratik tavrını, Dördüncü Büyük Kongre'de son gün gösteriyordu. Önerge,
müzakere yapılmaksızın oya kondu. Gürültüler ve itirazlar arasında Divan
Başkanlığı önergenin kabul edildiğini açıkladı.</div>
<div class="MsoNormal">
Muhaliflerince, Demokrat Parti'nin dikta rejimi kurma
teşebbüsünün bir adımı olarak nitelenen bu önerge ile getirilmek istenen
uygulama, günümüzde de tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Uygulamanın,
milletvekillerinin hareket serbestisini ve hürriyetini kısıtladığı; ayrıca,
Genel Başkanların milletvekilleri üzerindeki nüfuz ve otoritesini, hatta
baskısını arttırması anlamına geldiği için eleştirilmektedir. Bu tür eleştiriyi
yapanlar, yasaklarla parti değişmenin önüne geçilemeyeceğini, nitekim 1985-1995
yılları arasında kurulan "hülle partileri"nin bu tür ihtiyaca cevap verdiğini
savunmaktadırlar. Öte yandan başka bir kesim, çirkin transfer dedikoduları
yüzünden TBMM'nin yıpratıldığını savunmakta ve milletvekilinin seçildiği
partiden istifa edip başka bir partiye katılmasının doğru olmayacağı
görüşündedir.32<br />
<br />
Dördüncü Büyük Kongre'den yaklaşık 45 gün sonra yaşanan önemli bir olay
Demokrat Parti'yi karıştırdı ve Parti'nin dönüm noktası oldu: 29 Kasım 1955
Salı günü Dr. Burhanettin Onat başkanlığında toplanan DP Meclis Grubu'nda
İktisat ve Ticaret Bakanı Sıtkı Yırcalı hakkındaki gensoru önergesi
görüşülecekti. Ancak Grup, yoğun baskısıyla gensoruyu hükümete yöneltti ve
arkası arkasına kürsüye çağırdığı bakanları istifa ettirdi. Bunun üzerine
kürsüye gelen Menderes, Bakanlar Kurulu'ndaki bakanların toptan çekildiğini
belirterek, kendisi ile ilgili kararı da grubun vermesini "kaderimi
sizlerin reylerinize terk ediyorum" sözleriyle istedi. Başbakanın bu
konuşması gruptaki havayı yumuşattı. Gruba başkanlık eden Burhanettin Onat,
Adnan Menderes hakkındaki güvenoylamasına geçti. Bir-iki milletvekili hariç
bütün grup Menderes'in lehinde oy kullandı. Menderes'in bakanlarını düşüren
grup, Menderes'e aşırı sevgi ve heyecanla sahip çıkmıştı. Bunun üzerine
Menderes tekrar kürsüye geldi, gruba teşekkür etti ve "Aslanlar gibi
insanlarsınız; siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz. Size layık olmaya
çalışacağım" diyerek kürsüden indi.<br />
<br />
Birçok tarihçi, bu grup toplantısının Menderes'in zaferiyle sonuçlandığı
kanaatini taşır ve Menderes'in sözleri üzerinde durur. Böyle düşünenler, bu
sözlerle Menderes'in laiklik karşıtı, irticacı düşüncelerinin su yüzüne
çıktığını vurgularlar. Bu satırların yazarı ise Menderes'in bu olayla, kendi
bakanlarını gözünü kırpmadan harcamış bir başbakan olarak tarihe geçtiğini
savunmaktadır.33<br />
<br />
1954-1957 döneminin önemli dış politika gelişmeleri sadece Londra Konferansı ve
6-7 Eylül olaylarının yankılarından ibaret değildir. Türkiye'nin öncülük ettiği
Bağdat Paktı Türkiye, Irak, İran, İngiltere ve Pakistan tarafından imzalanmış,
ancak Irak'taki darbeden sonra bu pakt yaşamamıştır.<br />
<br />
Dış politikada bir başka önemli gelişme 1956 yılında İsrail, İngiltere ve
Fransa'nın, Mısır'a saldırmaları sonunda başlayan Arap-İsrail Savaşı'dır. Savaş
sürerken Sovyetler Birliği, İsrail, İngiltere ve Fransa'yı açıkça tehdit etti
ve Orta Doğu'ya asker göndereceğini açıkladı. Bunun üzerine Amerika devreye
girerek savaşı sona erdirdi. Savaş bittiğinde ABD'nin Arap dünyasındaki itibarı
olağanüstü sarsılmıştı. Orta Doğu'da güç boşluğu doğmuş ve bu boşluğun da SSCB
tarafından doldurulması ihtimali yükselmişti. ABD, Orta Doğu ülkelerinin
ekonomisini güçlendirmeye yardım ederek bu ülkeleri yanına çekmek istiyordu.
Sözü edilen yardımları sağlamak amacıyla ortaya atılan Eisenhower Doktrini,34
aslında Orta Doğu'daki güç dengesini ABD'nin çıkarlarına ve yararına göre
yaratma amacını taşıyordu. Türkiye, Eisenhower Doktrini'ne 22 Mart 1957 günü
katıldığını, ayrıca doktrini bölgede gerçekleştirebilmek için hazır olduğunu
açıkladı.35 Eisenhower Doktrini, Menderes Hükümeti için 1947 yılında Truman
Doktrini'nin açıklanması ile başlayan askeri ve ekonomik yardımın, Türkiye'nin
yanı sıra diğer Orta Doğu ülkelerine de genişlemesi olarak değerlendirilebilir.
Başbakan Adnan Menderes, söz verilen bu askeri ve ekonomik yardım sayesinde
ülke içinde de prestijini arttırmayı ümit ediyordu.</div>
<div class="MsoNormal">
4. 1957-1960 Dönemi</div>
<div class="MsoNormal">
1954 seçimlerinden sonra arkası arkasına yaşanan krizler,
başta Menderes olmak üzere Demokrat Partilileri yıpratmıştı. İktidar yorgun
düşmüş, Menderes aşırı derecede sinirli ve çevresine karşı kırıcı olmaya
başlamıştı. Öte yandan muhalefet partileri, 1958 yılında yapılacak seçimlere
tek listeyle girmek için görüşmeler yapıyordu. Demokrat Parti, muhalefete fazla
hazırlanma imkanı tanımadan 27 Ekim 1957 günü erken seçimlere gitti.<br />
<br />
Seçimlerde muhalefete önceki seçimlerde olduğu gibi yine CHP öncülük etti. O
güne kadar meydan mitingleri ve kahve toplantılarından öteye gitmeyen
propagandalara 1957 seçimleri ile birlikte ev toplantıları da eklendi. 1957
seçimleri, bayrak, afiş ve el ilanlarının o güne kadar görülmedik biçimde
kullanılmaya başlandığı seçim oldu.36<br />
<br />
Seçimlere katılım oranı %76.6 seviyesinde gerçekleşti. Demokrat Parti oylarını
yüzde ellinin altına düşürdü ve %47.3'te kaldı. Cumhuriyet Halk Partisi ise
%40.6 oranını yakaladı. Çoğunluk sistemi yürürlükte olduğundan, oy oranlarına
göre milletvekili sayılarındaki adaletsizlik bu seçimlerde de göze çarpıyordu:
DP 408 milletvekili, CHP 173 milletvekili kazandı.<br />
<br />
Demokrat Parti'nin 1957 seçimlerinde aldığı %47.3 oranındaki oy genellikle tüm
tarihçiler tarafından "ağır yenilgi" olarak ifade edilir. Halbuki bu
oran 7 yıllık iktidar yıpranmışlığına ve etkin muhalefete karşı bir başarı
olarak da değerlendirilebilir. Demokrat Parti, 1950, 1954 ve 1957 seçimlerini
kazanarak, Türkiye'de üst üste 3 seçim kazanan tek parti olma özelliğini de
taşımaktadır. Bu rekorun uzun yıllar kırılması da pek mümkün görülmemektedir.<br />
<br />
Bütün bunlara rağmen Demokrat Parti, 1957 seçimlerinden, 1954'e oranla %9.3 oy
kaybederek çıktı. İki il hariç, oy oranları her seçim çevresinde düştü. DP,
çoğunluk sisteminin kendisine sağladığı avantaja rağmen milletvekili sayısı
bakımından da eski gücünde değildi. Bu düşüşün sebeplerini şu şekilde
özetleyebiliriz:</div>
<div class="MsoNormal">
1 Milli Korunma Kanunu'nun uygulamasındaki başarısızlık
döviz sıkıntısını doğurmuş; cam, lastik, pil, inşaat malzemesi, çay, kahve,
ilaç, gözlük camı gibi maddeler karaborsaya düşmüştü. Bu da, milletin Demokrat
Parti iktidarını haklı eleştirilerine yol açıyordu.<br />
<br />
2 Demokrat Parti'nin 1946-1950 arası yaptığı demokrasi mücadelesinden ve
söylediği sözlerden eser yoktu. Aynı sözler şimdi muhalefet tarafından
söyleniyordu. Bu da sayıca az, ancak "özgül ağırlık" bakımından fazla
olan toplumun önemli kesimlerinin DP'ye sırt çevirmesine ve dolayısıyla
toplumun diğer katmanlarının da etkilenmesine yol açmaktaydı.<br />
<br />
3 Demokrat Parti ispat hakkı konusunda son derece inatçı ve yanlış tutum
izlemişti. Bu, partinin küçülmesine, önemli partililerini kaybetmesine ve
Hürriyet Partisi'nin doğmasına neden olmuştu. Muhalefetin "hırsıza hırsız
denilemeyecek" sözleri haklı bir eleştiri olarak görünüyordu.<br />
<br />
4 Kırşehir, 1954 seçimlerinde Millet Partisi'ne oy vermesi yüzünden
cezalandırılmış ve 30 Haziran 1954'te ilçe yapılmıştı. Bu durum üç yıl sürdü ve
DP iktidarı 12 Haziran 1957 günü TBMM'de kabul edilen bir kanun ile Kırşehir'in
yeniden il olmasını sağladı. Ancak Kırşehir'in yeniden il olması tasarısı
mecliste görüşülürken, Osman Bölükbaşı, Nevşehir'e bağlanan Kozaklı ve
Hacıbektaş ilçelerinin Kırşehir'de kalması gerektiğini vurgulamıştı. Bu isteği
kabul edilmeyince de başta Celal Bayar olmak üzere Meclis'e ve Meclis başkanına
ağır sözlerle saldırmıştı. Bu sözleri Bölükbaşı'nın başına büyük işler açtı.
Dokunulmazlığı kaldırıldı, tutuklanarak cezaevine girdi. Seçimler sırasında da
hâlâ hapis yatıyordu. Bu durum Demokrat Parti'nin, muhaliflerini susturmak
için onları zindanlara tıkan bir siyasal teşekkül olarak algılanmasına yol
açtı.<br />
<br />
5 Aday listelerinin tanziminde yapılan hatalar, yerel unsurlara önem
verilmemesi, adayların Menderes ve yakınındaki üç-beş kişi tarafından
belirlenmesi, 1957 seçimlerinde oy kaybının en önemli sebebi olarak karşımıza
çıkmaktadır: Demokrat Parti Genel İdare Kurulu tarafından aday tespitinin
yapıldığı 28 ilin 14'ünde tamamen, 3'ünde de kısmen seçimler kaybedilmişti.
Adayların önseçimle belirlendiği yani aday tespitinin teşkilatlara bırakıldığı
39 ilin 33'ünde seçimler kazanılmıştı.<br />
<br />
6 Yeni yüzler, yeni sözler isteyen seçmenlerin, yedi yıldır sürmekte olan
Demokrat Parti iktidarından bıkması da oy kaybının bir başka sebebidir. Ayrıca,
bazı seçim çevrelerinde, oralara özgü işlenen hatalar da oy kaybına yol
açmıştır. Örnek olarak, doğunun ilk üniversitesi Elazığ'a açılacakken, Erzurum
Milletvekili Merhum Rıfkı Salim Burçak'ın Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı
dönemde kanun teklifi "Atatürk Üniversitesi'nin Erzurum'a kurulması"
yönünde verilmiş ve öyle de gerçekleşmiştir. 1957 seçimlerinde de Elazığ,
elbette DP'yi cezalandırmıştır.37<br />
<br />
Seçimlerden sonra kurulan Beşinci Menderes Hükümeti, 1950-1960 döneminin son
hükümeti olmuştur. Bu hükümet göreve gelir gelmez yaşanan "Dokuz Subay
Olayı" 1958 Türkiyesi'nin önemli gündem maddelerinden biriydi. Kurmay
Binbaşı Samet Kuşçu'nun ihbarıyla dokuz subay 26 Aralık 1957'de tutuklandı. Bu
subayların askeri bir darbe hazırlığı içinde oldukları iddia ediliyordu. Fakat
böyle bir cuntanın varlığı kanıtlanamadığı için, Samet Kuşçu iftiradan mahkum
oldu. 38</div>
<div class="MsoNormal">
DP iktidarı 4 Ağustos 1958 tarihinde Türk Lirası'nın 11
yıldır sabit tutulan değerini düşürmek zorunda kaldı. Hükümet, borç erteleme ve
yeni kredi talepleriyle başvuruda bulunduğu uluslararası kuruluşlardan, ciddi
bir istikrar programı uygulanması ve Türk Lirası'nın devalüe edilmesi gibi
önlemler alınmadığı takdirde hiçbir destek göremeyeceği cevabını alınca
istikrar programını hazırlamak zorunda kalmıştı. İstikrar paketinin ilk önemli
kararı, 8 Ağustos 1958'de Türk Lirası'nın Amerikan Doları karşısındaki
değerinin 2.82 liradan 9.45 liraya düşürülmesi oldu.<br />
<br />
1958 istikrar programının diğer unsurları arasında ise, ithalat ve ihracat
rejimlerinde serbestleşmeye yönelinmesi, KİT'lerin ürettiği mal ve hizmetlerin
fiyatlarına zam yapılması, özel kesimin ürettiği mal ve hizmetler üzerindeki
fiyat denetiminin kaldırılması, Merkez Bankası'nın kamu kesimine açtığı
kredilerde ciddi kısıtlamalar getirilmesi gibi önlemler yer alıyordu. Bu
önlemlerin alınmasıyla birlikte Türkiye'nin dış borçları konsolide edildi ve
ödemeler dengesi açığı azaldı, enflasyon düştü. Ancak, büyüme hızı geriledi ve
iktisadi durgunluk baş göstermeye başladı.39<br />
<br />
1959 yılının başında Kıbrıs Sorunu'nda çözüme yaklaşıldığının ciddi belirtileri
ortaya çıktı: Taraflar, bağımsız bir cumhuriyet kurma hususunda ilke
anlaşmasına vardılar. Türk ve Yunan Hükümetlerinin Başbakanları Menderes ile
Karamanlis, 11 Şubat 1959'da Zürih'te bu konuda bir antlaşma imzaladılar. Esas
antlaşmanın da, bir hafta sonra Londra'da imzalanmasını kararlaştırdılar. Üçlü
Kıbrıs Konferansı adı verilen Londra'daki bu imza töreni için Başbakan Menderes
ve beraberindeki heyeti taşıyan uçak 17 Şubat 1959'da Londra yakınlarında
düştü. Uçakta bulunan 35 kişiden 15'i öldü, içlerinde Menderes'in de bulunduğu
10 kişi yaralı kurtuldu.<br />
<br />
Adnan Menderes, Kıbrıs'la ilgili Londra Antlaşmalarını 19 Şubat 1959'da
klinikte imzaladı. Londra Antlaşmaları dört antlaşmayı içeriyordu:<br />
<br />
⦁ Kıbrıs'taki İngiltere egemenliğinin Kıbrıs Cumhuriyeti'ne devrine ilişkin
Kuruluş Antlaşması,<br />
⦁ Kıbrıs'ın bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve anayasa düzenini teminat
altına alan Garanti Antlaşması,<br />
⦁ Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs arasında yapılacak Askeri İttifak Antlaşması,<br />
⦁ Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın temel maddeleri.40</div>
<div class="MsoNormal">
Menderes, 26 Şubat'ta İstanbul'a döndü. Menderes'in yurda
dönüşü, onun halk tarafından nasıl sevildiğini gösteriyordu. Yeşilköy
Havaalanı'nda yüzbinler Menderes'i muazzam bir tezahüratla karşıladı. Yurdun
dört köşesinde binlerce kurban kesildi. Halkın içinde Menderes'in kazadan
kurtuluşu "Allah'ın sevgili kulu" olmasına bağlanıyordu. 27 Şubat'ta
Menderes Ankara'ya geçti. Ankara'da da muazzam bir karşılama yapıldı.
Karşılayanlar arasında bulunan İsmet İnönü, Menderes'e geçmiş olsun dileklerini
iletti ve el sıkıştı. Bu, Menderes ile İnönü'nün son tokalaşmasıydı.41 Nitekim,
sonu 27 Mayıs Darbesi'ne kadar gidecek olan süreç başlamıştı.</div>
<div class="MsoNormal">
Muhalefet partilerinin bir araya gelmesi amacını güden
"Milli Muhalefet Cephesi" için ilk gelişme Cumhuriyetçi Millet
Partisi ile Türkiye Köylü Partisi'nin 16 Ekim 1958 tarihinde birleşerek
Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) adını alması ile yaşandı. Diğer
muhalefet partisi olan Hürriyet Partisi de 24 Kasım 1958'de CHP'ye katıldı. Bu
katılımdan bazı demokratlar, kendi deyimleri ile "adeta irkildi."42
Bu irkilmenin ürünü olarak "Vatan Cephesi" doğdu. DP içinde Vatan
Cephesi kurulmasına karşı cılız bir ses yükseldiyse de Celal Bayar'ın da
devreye girmesiyle Kasım ayı içinde Vatan Cephesi'ne hız verildi. Ancak
Demokrat Parti yönetimi Vatan Cephesi Teşkilatı ile ilgili yeterli tanıtım ve
propaganda yapılamamasından şikayetçiydi. DP, basının desteğini kaybetmişti.
Zafer gazetesinin yayınları da yetersiz bulununca, geriye bir tek radyonun,
Vatan Cephesi'nin propaganda aracı olarak kullanılmaya başlanması kalıyordu.
Demokratlar bu düşüncelerini hayata geçirerek, her haber saati öncesinde, Vatan
Cephesi'ne katılanların isimleri ve mensup oldukları illerin listesini radyodan
okutmaya başladılar. Ancak, bu durum öylesine abartıldı ki, vatandaşların çoğu
radyolarını kapatma yoluna gittiler. Diğer taraftan muhalefet, radyoda okunan
isimlerin hayali kişilerden oluştuğunu iddia ediyordu. Muhalefete göre
Konya'daki demokratlar, Vatan Cephesi'ne katılanların listesi hazırlanırken
isim uydurmakta güçlük çekmişler, Konya Mezarlığı'ndaki mezar taşlarından 1200
ismi yazarak Ankara'ya göndermişlerdi!43 Sonuçta Vatan Cephesi gereksiz yere
havayı gerginleştiren bir örgüt olarak tarihteki yerini aldı.<br />
<br />
Demokrat Parti Vatan Cephesi ile uğraşırken muhalefet, özellikle de CHP,
iktidar aleyhine Ankara merkezli kampanyalar yürütüyordu. Ancak halk,
muhalefete fazla ilgi göstermiyordu. Bunun üzerine CHP, muhalefeti halk
hareketi haline dönüştürmeye karar verdi. Bu çerçevede CHP, Ege illerini kapsayan
ve "Büyük Taarruz" olarak adlandırdığı propaganda seferini 29 Nisan
1959'da Uşak'tan başlattı. Grup, DP İl Binası'nın önünden geçerken, iki
partinin taraftarları arasında karşılıklı sataşmalarla başlayan kavgada DP İl
Binası tahrip edildi. CHP kafilesi, ertesi sabah Manisa'ya hareket etmek üzere
Uşak Garı'na geldiğinde bu kez DP'li bir grup kafileye saldırdı. Bu arada
atılan taşlardan biri İsmet İnönü'nün başına isabet etti. Bu olayı Manisa
konuşmasında değerlendiren İnönü "... benim hayatıma kastetmek için
harekete geçmişlerdir. Muhalefet aleyhine ehli salip isnadı ve muhalefeti
karınca gibi ezmek tavsiyesi, gece sabaha kadar Ankara'da tertiplenerek
tatbikata konmuştur. Azınlıkta olan iktidar, nihayet kaba kuvvetle bir dehşet
idaresi kurarak, vatandaşları insan haklarından mahrum yaşatmaya karar vermiş
görünüyor" diyecekti.44<br />
<br />
Büyük Taarruz'un Ege ayağını tamamlayan İnönü 4 Mayıs 1959'da İstanbul'a geçti.
Yeşilköy Havaalanı'na inen İnönü, oradan arabayla şehre hareket etti. Arabası
Topkapı'ya gelince 10-15 kişilik bir grubun saldırısına uğradı. Araba
tekmelendi, camları taşlandı. Büyük Taarruz 7 Mayıs'ta bitti. İnönü Ankara'ya
döndü. Ankara'da da yer yer polisle çatışmalar oldu.45</div>
<div class="MsoNormal">
Gerçi kavga eden gruplar hiçbir yerde ellişer kişiyi
geçmiyordu. Ancak idarenin olayları önlemekteki beceriksizliği her yerde
ortaya çıkıyordu. Kavgalara karışan az sayıdaki insana önlem alınamayınca
toplum psikolojisi devreye giriyordu. Meydanlar, toplum psikolojisine terk
edildiğinde ise provokasyonların ardı arkası kesilmiyordu.</div>
<div class="MsoNormal">
1959 yılının yaz aylarında siyasi hava bir parça yumuşadıysa
da, Eylül ayında CHP'nin Çanakkale Gezisi ile olaylar dönemi yeniden başladı.
1960 yılının Şubat ayının ilk günlerinde İnönü'nün Konya gezisinde Konya
olayları yaşandı. İsmet İnönü'nün her gittiği yerde kavga çıkması -İnönü şimdi
de Kayseri gezisi düşündüğünden- Kayseri Valisi Ahmet Kınık'ı tedirgin
ediyordu. Vali; siyasi toplantıları yasakladığından dolayı İnönü'den Kayseri'ye
gelmemesini istedi. Ancak İnönü, programını değiştirmedi. Kayseri'de Vali'nin
bu anlamsız tutumu hariç bir olay yaşanmadı.<br />
<br />
İdarenin, İsmet İnönü'ye ve CHP'lilere yaklaşımı, görüldüğü gibi 1959 yılından
itibaren oldukça sertleşmişti. CHP zaten siyasi havayı sertleştirmek istiyordu.
DP ise CHP'nin oyununa gelmiş ve 1946-1950 arasında CHP'nin kendisine
uyguladığı baskıların benzerlerini bu kez kendisi, CHP'ye karşı kullanmaya
başlamıştı. Halbuki, 27 Mayıs Darbesi'ne giden yolda idare, demokrasinin asgari
kurallarını işletebilseydi, hem DP'nin gücü ortaya çıkacaktı hem de CHP'nin
kamuoyu desteğini kaybettiği görülecekti.<br />
Halbuki DP, ortamı daha da germek için sanki özel çaba gösteriyordu: Tahkikat
Komisyonu kuruldu. Komisyon, CHP'nin yasa dışı yöntemlerle siyasal mücadele
yaptığını, bir kısım basının da onu bu yolda desteklediği iddialarını
inceleyecekti. Tahkikat Komisyonu ilk iş olarak siyasi faaliyetleri durdurdu,
yayın yasakları koydu. Komisyon bir ay içinde görevini tamamladı.46<br />
<br />
Tahkikat Komisyonu'na yetki veren kanunun TBMM'de kabul edilmesinden bir gün
sonra İstanbul'da, iki gün sonra da Ankara'da binlerce öğrencinin katıldığı
hükümeti protesto gösterileri yapıldı. İstanbul'daki olaylar, 28 Nisan 1960
günü saat 9.30'da başladı ve yaklaşık 7 saat sürdü. Polis, göstericilerin önüne
barikat kurduysa da öğrencileri durduramadı. Çatışma çıktı.47 Turan Emeksiz
isimli öğrenci seken bir kurşunla öldü. Ayrıca 16'sı polis 40 yaralı vardı.<br />
<br />
Olaylar büyünce İstanbul Valisi Ethem Yetkiner hükümete "derhal sıkıyönetim
ilan edilmesi" teklifinde bulundu. Hükümet de bu teklife uyarak saat
15.00'ten itibaren İstanbul ve Ankara'da sıkıyönetim ilan etti. Sıkıyönetimin
ilanı, olayların 29 Nisan 1960 Cuma günü Ankara'ya sıçramasına engel olamadı.
Ankara'daki daha büyük gösteri 555K parolası ile 5 Mayıs günü saat 5'te
Kızılay'da yapıldı.<br />
<br />
Adnan Menderes, sıkıntılı günlerinde kendisini halkın içine atardı.
Kalabalıklar, kendisine gösterilen sevgi, onun ilacıydı. Gerginleşen siyasal
atmosfer Menderes'i bunaltıyor, o da, bu havadan kurtulmanın yolu olarak yine
kendini miting alanlarına atmayı düşünüyordu. Demokrat Partili
milletvekillerinin bir kısmı ise Menderes'in geziye çıkması ve miting yapması
fikrine sıcak bakmıyordu. Ankara karışıktı. Gerginleşen siyasal hava DP'nin aleyhine
idi. Darbe söylentileri ayyuka çıkmıştı. Ankara ve İstanbul'da sıkıyönetim ilan
edilmiş, buna rağmen olaylar önlenememişti. İlginçtir ki olaylar yalnızca
sıkıyönetimin olduğu Ankara ve İstanbul'daydı. Böyle bir ortamda Menderes'in
geziye çıkmak yerine Ankara'da kalıp duruma hâkim olması gerekirdi. Ancak
Menderes, kendisini yine halkın arasına attı. İlk olarak, denizyoluyla geçtiği
Çanakkaleli halk Menderes'e sahip çıktı. Daha sonra da miting için geldiği
İzmir'de bütün Egeli yurttaşlar. Bergama, Manisa ve Turgutlu mitinglerinin de
diğerlerinden kalır yanı yoktu. 1946-1950 arasındaki coşku geri gelmişti.
Çocuklarına bayramlık elbiselerini giydirip miting alanlarına koşan Egeliler,
Menderes'i bağırlarına bastılar.</div>
<div class="MsoNormal">
Menderes, son gezisi olan Eskişehir'de, 25 Mayıs'ta
"Yolumuz, seçim yoludur. Serbest seçim yoludur" sözleriyle erken
seçimin sinyallerini verdi. Ama, 27 Mayıs 1960 Darbesi Menderes için sonun
başlangıcıydı.</div>
<div class="MsoNormal">
5. 27 Mayıs Darbesi ve Sonrası</div>
<div class="MsoNormal">
27 Mayıs Darbesi Silahlı Kuvvetlere mensup otuzyedi subay tarafından
gerçekleştirilmişti. Ancak darbe, emir-komuta zinciri içinde yapılmamıştı. Bu
sebeple darbeciler daha ilk günden "cunta" görüntüsü vermeye
başlamıştı. Darbeciler, kendilerine meşruiyet temelleri arama zorunluluğu
duyuyorlardı. Meşruiyet sorunu, her fırsatta "27 Mayıs Devrimi'ni yapan
Türk Milleti" ibaresi kullanılarak çözülmeye çalışılacaktı.<br />
<br />
27 Mayısçılar darbeden sonra, üniversitenin desteğini arkalarında güçlü bir
şekilde hissedebilmek için "biraz devrim, biraz hukuk" mantığını
çalıştırdılar. 27 Mayı'sı gerçekleştiren subaylar (Milli Birlik Komitesi), bu
yönde ilk adımı 12 Haziran 1960'da Geçici Anayasa'yı kabul ederek attı. Geçici
Anayasa ile Demokrat Parti mensuplarını yargılamak üzere, üyeleri Bakanlar
Kurulu'nun teklifi üzerine Milli Birlik Komitesi (MBK) tarafından seçilecek
olan Yüksek Adalet Divanı adlı bir olağanüstü mahkeme kurulması öngörülüyordu.
Olağanüstü mahkeme kısa sürede oluşturulduktan sonra 1950-1960 dönemi
Yassıada'da yargılanmaya başlandı.<br />
<br />
Dünya hukuk tarihinin patolojik simgesi Yassıada Duruşmalarında Celal Bayar,
hep eski Kuva-yı Milliyeci Bayar'dı. İstiklal Savaşı'nın Galip Hocası, sert,
ciddi, metin bir devlet adamı görüntüsünde ve edasında idi. Adnan Menderes ise
aşırı nazik ve kibar, ayrıca mahkeme heyetine abartılı şekilde saygılı
davrandı. Diğer yargılananlardan tamamına yakını vakurdu. Devlet adamı
niteliklerini korudular.<br />
<br />
Yassıada'da duruşmalara 14 Ekim 1960'ta başlandı. Kararın açıklandığı 15 Eylül
1961'e kadar geçen 11 ay 1 gün içinde toplam 592 sanık hakkında 19 ayrı dava
açıldı. Başsavcı, bu davalarda 228 sanık hakkında idam cezası istedi. Toplam
202 oturum yapıldı, 1000'i aşkın tanık dinlendi. Ancak Mahkeme Heyeti, savunma
tanıklarının neredeyse tamamını "gereksiz" gördüğünden dinlemedi.
Tanıkların çoğu, kendilerine ezberletilen metinleri mahkeme salonunda tekrar
etti.</div>
<div class="MsoNormal">
Yassıada Davalarının adları, açılma ve karar tarihleri ile
verilen kararlar şu şekilde özetlenebilir:</div>
<div class="MsoNormal">
1 Köpek Davası (14 Ekim 1960-24 Ekim 1960): Celal Bayar ve
Tarım eski Bakanı Nedim Ökmen, Afganistan kralı tarafından Bayar'a hediye
edilen bir Afgan tazısını zorla Hayvanat Bahçesi'ne satmaktan yargılandılar ve
mahkum oldular.<br />
<br />
2 6-7 Eylül Olayları Davası (20 Ekim 1960-5 Ocak 1961): Bu dava 1955'te halkı
İstanbul'da yaşayan Rumlara karşı ayaklanmaya azmettirmek ve can ve mala zarar
vermek iddiasıyla açıldı. Sanıklardan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve
İzmir eski Valisi Kemal Hadımlı mahkum oldu, diğer sanıklar beraat etti.<br />
<br />
3 Bebek Davası (31 Ekim 1960-22 Kasım 1960): Adnan Menderes gayri meşru
çocuğunu öldürmeye azmettirmek iddiasıyla yargılandı. Beraat etti.<br />
<br />
4 Vinileks Şirketi Davası (4 Kasım 1960-26 Kasım 1960): Hasan Polatkan, kişisel
çıkar karşılığı Vinileks Şirketi'ne usulsüz kredi vermek iddiasıyla yargılandı
ve mahkum oldu.<br />
<br />
5 Dolandırıcılık Davası (8 Kasım 1960-3 Aralık 1960): Eski bakanlardan
Hayrettin Erkmen ve Zeyyat Mandalinci ABD'ye yaptıkları geziden artan dövizleri
geri vermemek iddiasıyla yargılandı. Her ikisi de beraat etti.<br />
<br />
6 Arsa Davası (11 Kasım 1960-26 Kasım 1960): Tarım eski Bakanı Nedim Ökmen,
hükümeti, eşine ait arsaları fahiş fiyattan satın almaya zorlamaktan yargılandı
ve mahkum oldu.<br />
<br />
7 Ali İpar Davası (15 Kasım 1960-19 Ocak 1961): Adnan Menderes, Fatin Rüştü
Zorlu, Hasan Polatkan, Medeni Berk ve Hayrettin Erkmen ile İpar Transport
Şirketi'nin sahibi armatör Ali İpar döviz yasasını ihlal etmek iddiasıyla
yargılandılar ve mahkum oldular.</div>
<div class="MsoNormal">
8 Değirmen Davası (18 Kasım 1960-3 Aralık 1960): Ticaret
eski Bakanı Sıtkı Yırcalı yolsuz kredi kullanımı suçuyla yargılandı. Zaman aşımına
uğradığından dava düştü.<br />
<br />
9 Barbara Davası (21 Kasım 1960-20 Aralık 1960): Hasan Polatkan ve Refik
Koraltan, bir Alman hizmetçi getirmek ve kendisine döviz tahsis ederek Döviz
Kanunu'nu ihlal etmekten yargılandı. Her ikisi de mahkum oldu.<br />
<br />
10 Örtülü Ödenek Davası (25 Kasım 1960-2 Şubat 1961): Adnan Menderes ve
Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur, Başbakanlık örtülü ödeneğini yasalara
aykırı biçimde kullanmaktan yargılandılar ve mahkum oldular.<br />
<br />
11 Radyo Davası (29 Kasım 1960-26 Aralık 1960): Adnan Menderes ve yedi eski
bakan devlet radyosunu, siyasal amaçlarına alet ederek partizanca kullanmak,
muhalefete radyoyu kullanma hakkını tanımamak ve bu suretle anayasayı ihlal
etmek suçuyla yargılandılar ve mahkum oldular.<br />
<br />
12 Topkapı Olayları Davası (2 Aralık 1960-17 Nisan 1961): Celal Bayar, Adnan
Menderes, eski bakanlar ve eski milletvekillerinden oluşan toplam 60 sanık, 4
Mayıs 1959'da Topkapı'da İsmet İnönü'ye karşı bir suikast düzenlemek amacıyla
halkı kışkırttıkları gerekçesiyle yargılandı. Aralarında Celal Bayar ve Adnan
Menderes'in de bulunduğu 17 sanık mahkum oldu, 43 sanık beraat etti.<br />
<br />
13 Çanakkale Olayları Davası (27 Aralık 1960-10 Mart 1961): Adnan Menderes ve
üç eski bakan, CHP'li iki milletvekilinin seyahat özgürlüğünü engellemek
suçuyla yargılandılar ve mahkum oldular.<br />
<br />
14 Kayseri Olayı Davası (9 Ocak 1961-20 Nisan 1961): CHP Genel Başkanı İsmet
İnönü'nün seyahat özgürlüğünü engellemek suçuyla yargılanan 13 sanıktan 8'i
beraat etti, içlerinde Celal Bayar ve Adnan Menderes'in de bulunduğu 5 sanık
mahkum oldu.<br />
<br />
15 Demokrat İzmir Davası (12 Ocak 1961-5 Mayıs 1961): 2 Mayıs 1959 tarihinde
halkı "Demokrat İzmir" gazetesinin matbaasını tahrip etmeye teşvik
iddiasıyla yargılanan 24 sanıktan 8'i beraat etti, içlerinde Adnan Menderes'in
de bulunduğu 16 sanık mahkum oldu.<br />
<br />
16 Üniversite Olayları Davası (2 Şubat 1961-27 Temmuz 1961): 28 Nisan 1960'da
İstanbul'da ve 29 Nisan 1960'da Ankara'da meydana gelen olaylarla ilgili açılan
bu davada 118 sanık yargılandı. Demokrat Partili bakanların yanı sıra bazı Silahlı
Kuvvetler mensupları ile Emniyet görevlileri bu davada sanık sandalyesindeydi.
Kanunlara aykırı olarak üniversiteyi basmak, halka ateş açmak ve yasalara
aykırı olarak sıkıyönetim ilan etmek suçuyla yargılanan 118 sanıktan 84'ü
mahkum olurken, 34'ü de beraat etti.<br />
<br />
17 İstimlak Davası (17 Nisan 1961-21 Haziran 1961): Adnan Menderes ve 9 eski
devlet memuru, İstanbul'da birçok vatandaşın mülkünü bedelini tam olarak
ödemeden istimlak etmek iddiasıyla yargılandı. Menderes, mahkum oldu.<br />
<br />
18 Vatan Cephesi Davası (27 Nisan 1961-21 Haziran 1961): Demokrat Parti'nin
önde gelenlerinden 22 kişi, Vatan Cephesi'ni kurarak, bu örgütü bir sınıfın
başka bir sınıf üzerinde tahakkümü için araç olarak kullanmak suçlamasıyla
yargılandı. Aralarında Bayar ve Menderes'in de bulunduğu 19 sanık mahkum
olurken, 3 sanık beraat etti.<br />
<br />
19- Anayasanın İhlali Davası (11 Mayıs 1961-5 Eylül 1961): Başsavcı bu
davanın iddianamesinde, Türk Ceza Kanunu'nun 146. maddesini ihlal eden 8
suç saydı:</div>
<div class="MsoNormal">
a- 1951 ve 1953 yıllarında CHP'nin mallarına el konulması<br />
b- Kırşehir'in CKMP'ye oy verdiği için 1954 yılında ilçe yapılması, böylelikle
halkın siyasal inançlarından dolayı cezalandırılması,<br />
c- 1953 yılında, hükümete 25 yıllık hizmet süresini dolduran yargıçları
emekliye ayırma hakkı tanıyan kanun<br />
d- 1954 ve 1957 yıllarında Seçim Kanunu'nun demokrasiye aykırı olarak
değiştirilmesi, e- 1956'da toplantı ve gösterileri kısıtlayıcı kanunların
çıkartılması, f- 1960 yılında art niyetle Tahkikat Komisyonu'nun kurulması, g-
Tahkikat Komisyonu'na olağanüstü yetkiler verilmesi,<br />
h- Tahkikat Komisyonu'na verilen olağanüstü yetkilerle anayasanın fesih ve
ilgasına yeltenilmesi.</div>
<div class="MsoNormal">
Anayasanın İhlali Davası'nda 400'ü aşkın sanık yargılandı ve
hemen hemen hepsi mahkum oldu.</div>
<div class="MsoNormal">
Sonuç olarak, Yüksek Adalet Divanı, Celal Bayar, Adnan
Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı oybirliği ile, 11
"sanığı" da oyçokluğu ile idam cezasına çarptırdı. 31 Demokrat
Partili sanık ömür boyu hapis cezasına çarptırılırken, 418 sanık da, 6 ayla 20
yıl arasında değişen çeşitli hapis cezaları aldı. 123 sanık beraat ederken, 5
sanık hakkındaki dava düştü.<br />
<br />
Milli Birlik Komitesi, Yüksek Adalet Divanı'nın kararlarının açıklanmasından
sonra toplanarak Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan hakkında
oybirliğiyle alınan idam kararlarını onayladı. Celal Bayar'ın cezası, yaşı 65
yaşını geçmiş olduğundan, idama mahkum edilen diğer 11 "sanığın"
cezaları da, haklarındaki kararlar "oyçokluğu" ile verildiğinden ömür
boyu hapse dönüştürüldü. Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan 16 Eylül 1961'de
İmralı Adası'nda idam edildi. Adnan Menderes ise 15 Eylül günü intihara
teşebbüs etti. İntiharı önlendi, 17 Eylül günü 14.30'da o da idam edildi.</div>
<div class="MsoNormal">
6. Demokrat Parti'nin Aklanması</div>
<div class="MsoNormal">
27 Mayıs'ın "Hürriyet ve Demokrasi Bayramı" olarak
kutlatılması, yirmi yıl sürdükten sonra 12 Eylül 1980 İhtilali'yle sona erdi.
Yine 27 Mayısçıların kendilerini ölene kadar tabii senatör ilan etmeleri ve
ülke yönetiminde ölene kadar söz sahibi olma arzuları 12 Eylül'le birlikte sona
erdi.<br />
<br />
Demokrat Parti ve mensupları, Yassıada yargılamalarında zimmet ve diğer mali
suçlamalardan aklanarak çıkmışlardı. Kamuoyu vicdanında ve tarih karşısında
aklanıp aklanmadığı konusunda ise şunlar söylenebilir:<br />
<br />
1- 27 Mayıs'tan sonra kurulmuş birçok siyasi parti, kamuoyunun görüş ve
eğilimlerine uygun olarak "DP'nin devamı hatta kendisi olduklarını, onun
hizmet felsefesini, demokrasi tutkusunu, hedef ve misyonunu sürdürme azim ve
kararında olduklarını" açıkça ilan etmekte birbirleriyle yarışmışlardır.<br />
<br />
2 27 Mayıs zihniyetinin ağır baskılarına rağmen, gerek Meclis gerekse
Cumhuriyet Senatosu, DP ile ilgili af kanunlarını birbirinin peşi sıra
çıkarmıştır.<br />
<br />
3 27 Mayıs'ın hemen ardından türlü türlü "haksız iktisap"la suçlanan
Demokrat Partili milletvekillerinden hiçbiri Yassıada Mahkemesi'nde görülen
"hırsızlık ve suiistimal" davalarından mahkumiyet almamışlardır.<br />
<br />
4 Caddelere, havaalanlarına, üniversitelere ve önemli tesislere "Adnan
Menderes" ve "Celal Bayar" isimleri verilmiştir.<br />
<br />
5 "Demokrasi şehitleri" denilerek Anıtkabir'e gömülmüş olan birkaç
öğrencinin mezarı 12 Eylül 1980 İhtilalinden sonra Anıtkabir'den taşıtılmıştır.</div>
<div class="MsoNormal">
6 Celal Bayar 1986 yılında vefat ettiğinde cenazesi Harp
Okulu Öğrencileri tarafından taşınmış, Silahlı Kuvvetlerin en üst düzeydeki
komutanları (birçoğu 27 Mayıs 1960'da Yüzbaşı idi) cenazenin arkasından saygı
yürüyüşü yapmışlardır.<br />
<br />
7 TBMM, DP mensupları için "iade-i itibar" kanunu çıkarmıştır.<br />
<br />
8 Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın mezarları, idamlarının
29. yılında "devlet töreni" ile İmralı'dan İstanbul'daki Anıtmezar'a
taşınmış, bu törene tahminen bir milyon kişi katılmıştır.<br />
<br />
9 1914 yılında Enver, 1953 yılında Fatih "moda" isimler olmuştu.
Bütün baskılara ve idamlara rağmen, 1960 ve 1961 yılının en yaygın isimlerinin
"Adnan" ve "Menderes" olması kamuoyunun DP'ye bakışını
göstermesi açısından belki de en önemli göstergesidir.</div>
<div class="MsoNormal">
B. 1950-1960 Döneminde Türkiye<br />
<br />
1 Nüfus: 1950'de 20 milyon 900 bin olan Türkiye nüfusu, 1960 yılına
gelindiğinde 27 milyon 700 bine ulaştı.<br />
<br />
2 Temel Ekonomik Veriler: Türkiye'nin Milli Geliri 1950 yılında cari fiyatlarla
10 milyar 384 milyon TL iken, bu sayı 1960'da 48 milyar 963 milyon TL oldu
(Sabit fiyatlarla 29 milyardan 50 milyara yükseldi). Para arzı 1 milyar 3
milyon liradan 4 milyar 586 milyona, ihracat 263 milyon dolardan 321 milyona
yükselirken ithalat 286 milyon dolardan 468 milyon dolara çıktı. Kamu
yatırımları 1950'de 327 milyon lira iken 1960'da 4 milyar 30 milyona yükseldi.
Özel yatırımlar ise 673 milyon liradan 3 milyar 749 milyon liraya çıktı.<br />
<br />
3 Kanun ve Kararnameler: 1950-54 döneminde, TBMM'den 746 kanun, 147 kararname
geçmişken bu sayı 1954-57 döneminde 646 kanun, 243 kararname olmuştur. 1957-60
döneminde ise, 426 kanun ve 164 kararname kabul edilmiştir.<br />
<br />
4 Sağlık: Kamu sektörüne ait genel sağlık kurumlarında yatak adedi 1950'de
11.637 iken bu sayı 1960 yılında 42.814'e yükseldi.<br />
<br />
5 Milli Eğitim: 1960 bütçesinde Milli Eğitime ayrılan tahsisat, 1950 yılından
%470.7 fazladır. Ayrıca ilkokul sayısı 12.511'den 22.011'e, ilkokul öğretmeni
sayısı da 33.844'den 53.174'e yükseldi. Ortaokullar 343 iken 688, liseler de 59
iken 138'e çıktı. 1950 yılında 76.931 olan ortaöğretim öğretmenlerinin sayısı
1960 yılında 306.851 idi. Öte yandan Demokrat Parti, iktidara geldiğinde 4 olan
İmam Hatip Lisesi sayısını 16'ya çıkarmıştır.49<br />
<br />
Kuruluşundan kapatılmasına kadar 20 bin mezun veren Köy Enstitüleri'nin
Öğretmen Okullarına dönüştürülmesi 1950-60 döneminin çok eleştirilen
icraatlarından biri olmuştur. Kapatılma sebebi olarak farklı gerekçeler ileri
sürülmekle birlikte esas sebebi Demokrat Parti'nin var olma nedenine bağlamak
yanlış olmaz: Köyün kente yürüyüşü olarak özetlediğimiz Demokrat Parti, köyü
köyde tutup kalkınmayı köyden başlatmak gibi bir düşünceye sahip olmamıştır.
Köy Enstitüleri ise köyün ve köylünün köyde kalıp orada kalkınması için
düşünülmüştü. Demokrat Parti iktidarı ile Köy Enstitüleri zaten misyonunu
tamamlamış oluyordu. Demokrat Parti'nin misyonuna uygun okullar ise
"çağdaş misyonerlik okulları" idi.<br />
<br />
Sinanoğlu'nun bu okullarla ilgili yaklaşımı şöyledir: "Türk biliminin
Türkiye'de gelişmesine önemli bir engel teşkil eden bu okullar, eğitim
düzenimizin gitgide ve hızla yabancılaşmasına yol açan işleve sahip
olmuşlardır. 1953 yılına kadar sadece Samsun ve Trabzon St. Joseph gibi, Robert
Kolej gibi okullarda böyle bir eğitim uygulanmakta ve bu okulların amaçları
herkesçe bilinmekteydi. 1930'larda kurulan Türk Eğitim Derneği'nin Yenişehir
Lisesi, 1953 yılında İngilizce eğitim yapan Ankara Koleji'ne dönüştürüldü. Bu
işi örgütleyen İngiliz Mr. Browning, 20 yıl sonra İngiliz Kraliçesinden madalya
aldı. Çünkü başlayan yabancı oyunu tuttu ve İngilizce eğitim yapan Anadolu
Liseleri, Kolejler ve daha sonra da üniversiteler hızla yayıldı... Türkiye
kendi bütçesinden misyonerlik okulları açmaya başladı."50<br />
<br />
6 Yüksek Öğretim: 1950 yılında Ankara, İstanbul ve İstanbul Teknik
Üniversiteleri vardı. 195060 arasında dört üniversite daha kuruldu.51 1950'de
yüksek öğrenimde 24.919 öğrenci varken, öğrenci sayısı 1960 yılında 56.718'e
yükseldi.<br />
<br />
7 Milli Savunma: 1960 bütçesine konan tahsisat, 1950 yılından %152 fazladır.
Ayrıca her yıl "karşılık para fonu"ndan Milli Savunma'ya liberasyon
yolu ile tahsisler yapıldı.<br />
<br />
8 Tarımsal Ürün: 1950'de 14 milyon 542 bin hektar olan ekim alanları, 1960
yılında 25 milyon hektara yaklaşmıştı. Tarımda modernizasyonla birlikte
(traktör sayısı 10 yılda 16.585'ten 42.135'e yükselirken, gübre kullanımı 10
yılda 4 kat arttı) Türk tarımı altın devrini yaşadı. Buğday üretimi 4 milyon
tondan 8.5 milyon tona, pancar üretimi 850 bin tondan 4.5 milyon tona, pamuk
üretimi de 120 tondan 180 tona yükseldi. Bu gelişme, tahılı muhafaza ve onun
ihraç pazarlarına sevkini kolaylaştıracak tesislere olan ihtiyacı da
arttırdığından yeni silolar ve hububat depoları inşası programını
ortaya çıkardı. DP döneminde 14 betonarme silo, 70 çelik silo, 390 çelik depo
ve kagir ambar inşa edilerek hizmete alındı.<br />
<br />
9- İçme Suyu: 1950 yılında 58 bin 101 köy ve mahallenin 8 bin 809'unda içme
suyu varken, 1959 yılında bu sayı 33 bin 554'e yükseldi.<br />
<br />
10 Sulama: DP döneminde o güne kadar boş akan sular değerlendirildi, kurak
toprakları nemalandıracak ve enerji üretecek birer kaynak haline getirildi. DP
iktidarı 19 büyük baraj inşasını programa aldı ve bunların büyük bir kısmını
gerçekleştirdi: Sarıyar, Seyhan, Ayrancı, Sille, Kemer, Demirköprü, Samsa ve
Hirfanlı Barajları DP iktidarı döneminde tamamlanarak faaliyete geçti. Mamasun,
May, Apa ve Altınapa Barajlarında 1960 yılında; Kesikköprü, Almus, Sarımsaklı,
Selevir, Seyitler ve İbrala Barajlarında da 27 Mayıs Darbesi'nden birkaç yıl
sonra üretim başladı. 1950'de barajlardaki toplanan su hacmi 157 milyon m3
iken, 1959'da kapasite 80 kat artarak 13 milyar m3 seviyesine ulaştı. Sulanan
arazi de 547 bin dönümden 1 milyon 521 bin dönüme çıktı.<br />
<br />
11 Elektrik: Türkiye 1950-60 yılları arasında elektrik enerjisi üretiminde
büyük hamle yaptı. 1950 yılında 737 milyon kw saat olan enerji üretimi, 1960
yılında 2 milyar 815 milyon kw saate yükseldi.<br />
<br />
12 Kömür: Taşkömürü üretimi 4 milyon tondan 6 milyon 550 bin tona; linyit
üretimi de 957 bin tondan 2 milyon 602 bin tona yükseldi.<br />
<br />
13 Rafineri: Yıllık kapasitesi 300 bin ton olan Batman Rafinerisi'nin
kapasitesi 700 bin tona yükselirken, Mersin'de 3 milyon 250 bin ton kapasiteli,
İzmit'te ise 1 milyon ton kapasiteli iki büyük rafinerinin temelleri atıldı.<br />
<br />
14 Ağır Sanayi: Endüstri on yılda 9 kat büyüdü. Ayrıca özel sektör teşvik
edildi. Yünlü ve pamuklu sanayide iğ sayısı 290 bin iken 1958 sonunda bu sayı 1
milyona yükseldi. Mevcut tezgah sayısı 6.316'dan 18.257'ye çıktı. Tekstil
sanayiinde üretim miktarı 250 milyondan 785 milyona ulaştı.<br />
<br />
15 Çimento Sanayi: DP döneminde yapılan 16 yeni fabrika ve mevcut 4 fabrikanın
kapasitelerinin genişletilmesi sonucu 1950'de 395 bin ton olan çimento üreti mi
1960 yılında 2 milyon tona; 1962 yılında da 2 milyon 700 bin tona ulaştı.</div>
<div class="MsoNormal">
16 Şeker Sanayi: 11 şeker fabrikası tamamlanarak hizmete
alındı, 2 fabrika da 1961 yılında tamamlandı. 1950'de 137 bin ton olan şeker
üretimi 1959 yılında 500 bin tona yükseldi.<br />
<br />
17 Demir-Çelik Sanayi: Kok, pik ve pik boru üretimleri on yıl içinde üçer kat
arttı. Öte yandan çelik üretimi de %208 oranında yükseldi.<br />
<br />
18 Kağıt Sanayi: 1949 yılının 18 bin ton kağıt üretimi 1960'a gelindiğinde 63
bin tona ulaştı. 1949'da kişi başına kağıt üretimi <st1:metricconverter productid="1 kg" w:st="on">1 kg</st1:metricconverter> iken, bu sayı 1960'a
gelindiğinde <st1:metricconverter productid="6 kg" w:st="on">6 kg</st1:metricconverter>
oldu.<br />
<br />
19 Karayolları: Karayolları üzerine 1323 köprü yapıldı. Bu köprülerin uzunluğu
52.647 metredir. 1950-1960 arası asfalt yollar 17 bin <st1:metricconverter productid="465 km" w:st="on">465 km</st1:metricconverter>'den 40 bin <st1:metricconverter productid="800 km" w:st="on">800 km</st1:metricconverter>'ye yükseldi. Ayrıca
DP iktidarı döneminde hedeflenen 150 bin km'lik köy yolları şebekesinin <st1:metricconverter productid="54.670 km" w:st="on">54.670 km</st1:metricconverter>'lik kısmı
tamamlandı.<br />
<br />
20 Liman ve İskeleler: Mersin, İskenderun, Haydarpaşa, Salıpazarı, Samsun,
Giresun ve Trabzon limanları yapılarak hizmete girdi.<br />
<br />
21 Dış Politika: DP iktidarı, NATO, CENTO, Ortak Pazar (Avrupa Birliği) ve
Kıbrıs konularında etkin ve Türkiye çıkarlarını gözeten adımlar attı.
Komşularla özellikle SSCB ile sorunlarda taviz vermeye yanaşmayan politikalar
izledi. Ancak 12 Nisan 1960 tarihinde Adnan Menderes, Temmuz ayında SSCB'yi
ziyaret edeceğini açıkladı (Türk-Sovyet Ortak Bildirisi). SSCB ziyareti,
Menderes'in ve DP iktidarının darbenin eşiğinde ABD politikasını dengeleme
bahanesiyle Rusya'nın güdümüne girmekle suçlanmasına yol açacaktı.52 ABD'nin 27
Mayıs müdahalesine ses çıkartmayışının nedeni, büyük bir olasılıkla bununla
ilgiliydi.53<br />
<br />
22 ABD ile İlişkiler: Diğer taraftan DP iktidarının Türkiye'yi ABD'ye bağımlı
hale getirdiği eleştirileri yapılmıştır. Bu, gerçekte DP'nin değil, II. Dünya
Savaşı sonrası TC'nin genel politikası olmuş, Türkiye ile ABD arasında 1947 ile
1960 yılları arasında toplam 91 adet ikili antlaşma yapılmıştır. Bunlardan bir
bölümü açık, bir bölümü de gizli antlaşmadır. Açık antlaşmaların 16'sını
kanunla onaylanan, 12'sini harita antlaşması mahiyetinde olan, 26'sını yardım,
14'ünü NATO ittifakıyla ilgili ve 13'ünü de 1954 tarihli Askeri Kolaylıklar
Antlaşması'ndan güç alan antlaşmalar oluşturmaktadır. Amerika Birleşik
Devletleri'ne bu antlaşmalardan elde ettiği haklara dayanarak, Türkiye'de hava
üsleri, radar ve haberleşme tesisleri kurması için 32 milyon metrekarelik alan
tahsis edilmiştir. ABD ile ilişkilerde CHP diğer hiçbir konuda göstermediği
yardımı DP iktidarına göstermiş, birçok antlaşmayı destekleyerek lehte oy
kullanmıştır.<br />
<br />
23 Kültür-Sanat Politikaları: Cumhuriyet'le birlikte her alanda yurtdışından
getirilen uzmanlara İkinci Dünya Savaşı yıllarında Avrupa'dan kaçan bilim
adamlarıyla sanatçılar eklenmiş ve DP iktidara geldiğinde sanat altyapısı güçlü
bir Türkiye devralmıştı. Ancak DP'nin kültür-sanat politikalarına önem verdiği,
hatta böyle bir politikasının olduğu söylenemez. Gerçi, kültür ve sanatta
ilerleme tamamen eğitim seviyesi ile ilgilidir.54 Demokrat Parti döneminde
kültür ve sanatın ihmal edilmesi sonucu önceki yıllarda olduğu gibi empozeyle
değil, kendi başarılarıyla sivrilenler görülmüştür.<br />
<br />
24 Müzik: İlk mezunlarını 1941'de veren Devlet Konservatuarı'na, DP döneminde
yenileri eklenememiş, burası da 1940'lı yıllardaki altın devrini 1950'lerde
yaşayamamıştır. Macaristan'dan 1930'lu yıllarda getirilen ünlü besteci Bela
Bartok'un çabalarıyla 1937 yılından itibaren musiki folklorunu içeren geniş
araştırmalar yapılmaktaydı. Başta Muzaffer Sarısözen olmak üzere Halil Bedii
Yönetken ve Mahmut Ragıp Gazimihal tarafından yürütülen bu derleme çalışmaları
sonunda 1952 yılında bir arşiv meydana getirildi. Ancak 1952'den sonra Muzaffer
Sarısözen'in kişisel çabalarıyla derlediği türkülerden başka musiki folkloruna
ilişkin ciddi bir çalışma yapılmamıştır.55<br />
<br />
Köyden kente göçün bir ürünü olan ve 1970'li yıllarda doğan "arabesk"
müzik için sosyal alt yapı 1950'lerden itibaren oluşmaya başladı. Öte yandan
Klasik Türk Müziği yine zirvedeydi. Ankara'da Dörtyol Aile Çay Bahçesi ile
Samanpazarı'ndaki Esenpark; İstanbul'da da Tepebaşı ile Bomonti, halkın rağbet
ettiği her akşam fasıllarıyla meşhur mekanlardı. İstanbul'da Selahattin Pınar,
Yorgo ve Aleko Bacanos, Şerif İçli ve Şükrü Tunar gibi devrin en meşhur
bestekarları program yaparken, Ankara'da kemani Selahattin İnal ve kanuni Nuri
Şenneyli gibi, bestecilikleriyle birlikte yorumculuklarıyla da ünlenmiş
sanatçıların programları hınca hınç doluyordu. Klasik Türk Müziği'nin en büyük
bestecisi olarak kabul edilen Sadettin Kaynak, ömrünün son on yılına rastlayan
1950-60 döneminde hız keserken, Münir Nurettin Selçuk zirvedeydi. 20. yüzyılın
en büyük yorumcusu olarak kabul edilen Zeki Müren'in tanınması da 1950-60
dönemine rastlar.<br />
<br />
Devletin zorlamasıyla ayakta duran opera, senfoni orkestrası ve bale gibi
sanatlara 1950-60 döneminde-toplumsal belirleyicilik açısından-yine ilgi yoktu.
56<br />
<br />
25 Resim: 1950-1960 arası, yeni eğilimleri gerçekleştiren resim sanatçılarının
dönemidir. Nuri İyem, Neşet Günal gibi toplumun eğiliminde görülen sanatçıların
yanı sıra Orhan Peker, Nedim Günsür, Adnan Çoker kişisel üsluplarını başarıyla
ortaya koyan sanatçılardır. Bu sanatçılara Eren Eyüpoğlu, Aliye Berger gibi
resim ilgilerini özgün biçimlerde geliştiren ressamları da kuşak farkına rağmen
katmak gereklidir.57<br />
<br />
26 Sinema ve Tiyatro: 1950-1960 yılları arasında Türk sineması, sinemayı
doğrudan doğruya meslek olarak benimseyen nesil sayesinde ayrı bir sanat olarak
gelişme imkanı bulmuştur. Türk sinemasında sinemacılar dönemi olarak
adlandırılan bu dönemin öncüsü Ömer Lütfi Akad olmuştur. 1952 yılında çevrilen
Kanun Namına isimli polisiye film ile sinema dili başarılı olarak
kullanılmıştır. Ayrıca çekilen filmlerde Anadolu yaşamı başarıyla
canlandırılmış, folklor malzemesi büyük bir gerçekçilikle filmlerde
kullanılmıştır. Bu dönemin önemli özelliklerinden biri de, filmlerin tiyatro
unsurlarından kurtularak, sinema sanatına has nitelikler kazanmış olmasıdır.
İlk renkli Türk filmi olan Halıcı Kız'ın çekimleri, Muhsin Ertuğrul tarafından
bu dönemde gerçekleştirilmiştir.58<br />
<br />
1950-1960 yıllarında tiyatroda da önemli atılımlar görülür. Özellikle Devlet
Tiyatroları, 19541958 arası Muhsin Ertuğrul yönetimi ile daha sonra da Cüneyt
Gökçer ile başarıdan başarıya koşmuştur: 1941-1950 arası oynanan piyes toplamı
32'de kalırken 1950-1960 döneminde bu sayı 147'ye çıkmıştır.59 Tiyatro
yazarlığı da 1950-1960 döneminde gelişmiş, "Eleştirel Dönem" olarak
tanımlanan bu dönemde Orhan Asena, Turgut Özakman, Necati Cumalı, Çetin Altan
ve Refik Erduran ün yapmışlardır.<br />
<br />
27 Mimarlık60: 1950-1960 arası mimarlıkta en genel özellik ünlü mimarların
ürünlerini kopya etme çabaları olarak değerlendirilebilir. Kitap ve dergi gibi
yayınların kolaylıkla temini ve sıkça gidilebilen seyahatler mimari ufku
genişletmiştir. Mimari eylemler arasında büyük çapta endüstri<br />
<br />
27- yapıları üretilmesi, şehircilik çalışmaları, kampus planlamaları yer
almıştır. Büyük kentlerin merkezlerine yakın, halkın mimarisi olarak tanımlanabilecek
"gecekondu" yerleşmeleri ilk kez bu dönemde görülmektedir.61 1950-60
dönemine damgasını vuran başlıca eserler, Ankara'da Ulus İşhanı ve Çarşısı,
Maltepe Camii, ilk gökdelen denemesi olan Emek İşhanı, DSİ Genel Müdürlüğü;
İstanbul'da Hilton, Sheraton ve Çınar Otelleri, Belediye Sarayı,
Manifaturacılar Çarşısı olarak sayılabilir.<br />
<br />
28 Edebiyat: 1950-1960 dönemi Türk Edebiyatı "köyün keşfi ve
edebiyatçıların köye yürüyüşü" olarak özetlenebilir. Bir diğer deyişle
Demokrat Parti döneminde köy kente yürürken, Edebiyat da köye doğru yürümüştür.
Köy Enstitülü yazarlarla köyü yakından tanıyan yazarların birbiri ardı sıra
ürün vermeleri bu döneme rastlamaktadır. "Üç Kemal" olarak
adlandırılan Orhan Kemal, Yaşar Kemal ve Kemal Tahir'in 1954 yılından itibaren
yayınlanan köyü konu alan romanları köy edebiyatının ilk örnekleridir.62 Bu
akımın diğer yazarları arasında Reşat Deniz, Sami Kocagöz, Necati Cumalı ve
Fakir Baykurt sayılabilir. Buna karşın bireyi öne alan ve varoluşçulukla bilinç
akımı tekniğinden etkilenen Onat Kutlar, Erdal Öz, Bilge Karasu bu dönemde
özgün eserler vermişlerdir.63 Şiirde de 1940'lı yılların "Garip
Hareketi"ne taban tabana zıt "İkinci Yeni Akımı" bu yıllarda
doğmuştur. Söyleyişteki rahatlık yerini şiir dilini zorlamaya; anlaşılırlık
yerini anlamca kapalılığa; somut yerini soyutlaşmaya bırakmıştır. Cemal Süreya
ve Edip Cansever Marksist görüşle gerçeküstücülüğü sentezlemeye çalışmış, Sezai
Karakoç da yine gerçeküstücü üslupla Türk-İslam mistizmini ifade eden orijinal
şiirler yazmıştır. İlhan Berk, Ece Ayhan, Atilla İlhan ve Ülkü Tamer İkinci
Yeni Akım'ın diğer başlıca şairleridir. 64<br />
1950-60 döneminin önemli şiir hareketlerinden biri de Ankara'da 1950 yılında
çıkmaya başlayan Hisar Dergisi olmuştur. Munis Faik Ozansoy, İlhan Geçer,
Mehmet Çınarlı, Gültekin Samanoğlu gibi şairler bu dergide yazdıkları şiirlerle
isimlerinden söz ettirmişlerdi.<br />
<br />
29 Düşünce ve Felsefe: Nurettin Topçu, Hilmi Ziya Ülken, Cahit Okurer,
Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Osman Turan, Mehmet Kaplan ve 1954 yılında şüpheli
bir uçak kazasında vefat eden Remzi Oğuz Arık (aynı zamanda Türkiye Köylü
Partisi Genel Başkanlığı da yapmıştı) 1950-60 döneminin düşünce dünyasında ilk
akla gelen isimler olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle Nurettin Topçu'nun
1952 yılında kaleme aldığı "Din ile Kinin Mücadelesi" makalesi ve
Hareket Dergisi'nde yazdıkları, fikir dünyasının ne kadar ileri bir noktada
olduğunun başlıca göstergesidir.<br />
<br />
Hareket, Türk Yurdu, Bizim Türkiye, Büyük Doğu ve İstanbul dergilerinin yanı
sıra -her ne kadar bir şiir dergisi görünümünde de olsa- Hisar Dergisi, fikir
hayatına önemli katkılar sağlayan dergiler arasında sayılabilir. Tarık Buğra ve
M. Fahri Oğuz'un hikayeleri ile Cemil Meriç'in şairane denemelerinin bir kısmı
Hisar'da çıkmıştır.65 Yeni İslamcılık olarak adlandırılabilecek görüşün Necip
Fazıl Kısakürek'ten Sezai Karakoç, Nuri Pakdil ve Rasim Özdenören çizgisine
doğru gelişimi de bu yıllardan itibaren başlamıştır.66</div>
<div class="MsoNormal">
30 Müzeler: Cumhuriyet'ten önce sayıları 7 olan müzelere
1923-40 arası 22, 1941-50 arası 7 müze daha eklenmiş ve 1950'ye gelindiğinde
toplam müze 36'yı bulmuştur. 1950-60 arası faaliyete geçen yeni müze sayısı
13'tür. Bunlardan en önemlileri TBMM ve Anıtkabir Müzeleridir.67<br />
<br />
31 Spor: 1950-60 dönemi sporda birkaç başarının kazanıldığı, Güreş ve Futbol
(birazda boks) dışında spor dallarına ilginin olmadığı yıllar olmuştur.
Güreşçilerin 1948 Olimpiyatlarındaki başarılarından sonra
1952 Olimpiyatlarında da benzer başarı beklenirken 1952 Helsinki
Olimpiyatlarına çok az bir zaman kala Nasuh Akar, Gazanfer Bilge, Celal Atik ve
Yaşar Doğu'nun profesyonel ilan edilip olimpiyatlara gidememesi uzun süre
eleştiri konusu oldu. Helsinki'de Serbest Güreşte 52 kiloda Hasan Gemici ile 62
kiloda Bayram Şit altın madalya aldılar. 1956 Melbourne Olimpiyatlarında da
madalyalar güreşten geldi. Serbestte 57 kilo güreşçisi Mustafa Dağıstanlı ile
ağır siklet Hamit Kaplan, Greko-Romen'de 73 kilo güreşçisi Mithat Bayrak altın
madalya kazandılar. 27 Mayıs'tan 3 ay sonra yapılan 1960 Roma Olimpiyatlarında
Türk Güreşçiler 7 altın 2 gümüş madalya kazandılar.<br />
<br />
Futbolda 1952 yılında profesyonellik kabul edildi. İstanbul Profesyonel ligi
kuruldu. 1954'te ilk Dünya Kupası'na katılan Türk Milli Takımı bir varlık
gösteremedi. Ancak 1956 yılında Avrupa'da fırtına gibi esen Macaristan'ı 3-1 yenerek
adından söz ettirdi. Galatasaraylı Kadri Aytaç'ın 57.500 TL karşılığında
Karagümrük Kulübü'ne geçmesi 1958 yılının sporda en çok konuşulan konusuydu.68
1958 yılında ulusal lig oluşturuldu. 1958-1959 sezonunda Birinci Futbol
Ligi'nin ilk şampiyonluğunu Fenerbahçe kazandı.</div>
<div class="MsoNormal">
C. Bayar ve Menderes Üzerine Birkaç Söz</div>
<div class="MsoNormal">
DP'nin ilk Genel Başkanı Celal Bayar DP'nin gerçek
lideridir. Bayar, kendi ifadesiyle, "bir yola çıktığında arkasına bakmaz,
kaç kişi benimle geliyor diye düşünmez"di. Doğru bildiği yolda yalnız da
olsa yürürdü. Demokrat Parti'nin gerek muhalefet döneminde, gerekse iktidar
döneminde itici güç Bayar olmuştur. Bayar, birçok defa milletin değerleri ile
ters düşmesine rağmen, politik manevraları ve liderlik vasıflarıyla halkın
güvenini yeniden kazanmasını bilmiştir. En büyük başarısı "Menderes'in
keşfi"dir. 1950 yılında başbakan olması beklenen Fuad Köprülü'nün de,
Refik Koraltan'ın da milletle dokularının uyuşmayacağını sezmiş ve Menderes'i
başbakanlığa getirerek, kendisine de 10 yıl süreyle Çankaya Köşkü'nün
kapılarını açmıştır. Her ne kadar Demokrat Parti ile Menderes isimleri
özdeşleşmiş olsa da DP'nin gerçek patronluğunu Celal Bayar yapmıştır. Bayar,
1950-1960 yılları arasında siyasetin iplerini Çankaya'da elinde tutmuş, perdeye
Menderes'i çıkararak, DP'nin 3 seçim üst üste kazanmasına zemin hazırlamıştır.
Bayar, 20. yüzyıl Türkiyesi'nin en önemli komitacısıdır. Aynı zamanda en iyi
particisidir: Celal Bayar; Jön Türkler, İttihat ve Terakki, Teceddüt Fırkası,
Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti, Mustafa Kemal'in isteğiyle Yeşil Ordu,
yine Mustafa Kemal'in isteğiyle Komünist Fırkası, Halk Fırkası ve Demokrat
Parti'de önemli görevler almış, hepsinde siyaset becerisi ve komitacılık ruhu
öne çıkmıştır.69</div>
<div class="MsoNormal">
Adnan Menderes'in hakkında ise çok farklı değerlendirmeler
bulunmaktadır. Bununla birlikte Menderes'in, güler yüzlü, sempatik tavırlı,
orta boylu, yuvarlak çehreli, zeki, zengin bir toprak ağası olduğu bütün bu
değerlendirmelerde karşımıza çıkmaktadır. Mütevazı oluşu ve aşırı nazik
tavırları da Menderes hakkında ortak görüştür denilebilir.<br />
<br />
Ancak Menderes hakkında birbiriyle bağdaşmayan tahliller de yapılmıştır:<br />
<br />
Genellikle Menderes'ten pek hoşlanmayanlar, "kendi sonunu kendi
hazırladı" cümlesini kullanabilmek için sayfalar dolusu izahatlar yapmış,
kimi zaman çift kişilikli, kimi zaman çocuk ruhlu, kimi zaman da psikopat
Menderes'ten söz etmişlerdir. Bu görüşte olanlardan başta Cihad Baban ve Şevket
Süreyya Aydemir, Menderes'ten çok Celal Bayar'a husumet beslemektedirler ve
Menderes'i Bayar'ın kuklası olmakla suçlamaktadırlar.<br />
<br />
Adnan Menderes'i bu tür değerlendirenlerin yanında, onu abartan, hatta bir
mehdi gibi görenlerin sayısı da az değildir. Ona karşı beslenen sevgi ve
sempatiyi, idamdan sonra aşırı hayranlığa hatta tabulaştırmaya kadar götürenler
olmuştur.<br />
<br />
Adnan Menderes politikaya girmeden önce toprak ağası idi. "Bey"
özelliklerini hayatının her aşamasında koruyan Menderes; çekici, söylev verme
gücü yüksek ve rahat, seçmenlerin hoşuna gitme konusunda endişeleri olmayan bir
kişiliğe sahipti. Halk düzeyine inmeyi biliyordu. Kibirli, aşırı duygulu bir
kişiliği vardı.70<br />
<br />
1931 yılında milletvekili olduktan sonra DP'nin kurulduğu 1946 yılına kadar
geçen 15 yıllık sürede Hukuk Fakültesi'ni bitirmiş, İngilizcesini geliştirmiş
ve CHP'nin seçkinci-laikçi söylemleriyle yoğrulmuştur. Gerek muhalefet
döneminde, gerekse başbakanlığı döneminde yer yer halka tepeden bakması ve
onları fazla kaale almaması 1931-1946 döneminin kendisine kazandırdığı
özelliklerdendi. Ancak davranışlarının genelinde göze çarpan içtenlik genlerinden
geliyordu.<br />
<br />
Konuşmalarının bir kısmı derin bir tarih ve dil bilgisi gerektiriyordu:
"Ebucehil gibi kazdıkları kuyuya düştüler", "sinizmin bu
derecesi dünyada görülmemiştir" gibi. Öte yandan bazı konuşmaları iptidai
kalmıştır: "Odunu koysam seçilir" gibi. Bütün bunlara rağmen Adnan
Menderes, cumhuriyet tarihinin halk tarafından en çok sevilen başbakanı
olmuştur.71</div>
<div class="MsoNormal">
D. Sonuç</div>
<div class="MsoNormal">
DP'nin sınıfsal niteliği ve kimin çıkarlarına hizmet ettiği
konusu, değerlendirme yapanın bakış açısına göre değişen, tartışmalı bir
konudur. DP'nin tek parti otokrasisine karşı yükselen bir halk hareketi olduğu
ileri sürüldüğü gibi, memleketi kapitalist ve emperyalist bloka teslim eden bir
egemen sınıflar koalisyonu olduğu da iddia edilmiştir.72<br />
<br />
Siyasette söz sahibi olan, siyaseti belirleyen, siyasetçiyi etkileyen kesimleri
Türkiye'de 1960'lara kadar üç ana gruba ayırabiliriz. Bunlardan birincisi sivil
ve askeri bürokrasidir. İkinci grup sermaye; üçüncü grup ise millettir.73</div>
<div class="MsoNormal">
Bu sınıflandırmanın ikinci ve üçüncü ayağı 1923-1950 arası
yoktur. Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren devlet eliyle özel sektörün
kurulması için çalışılmış, bunda belli ölçülerde de başarılı olunmuştur. Ancak
Kurtuluş Savaşı sonrasının fakir Türkiyesi, 1929 dünya ekonomik buhranından
etkilenmiş, daha sonra da II. Dünya Savaşı yıllarını yaşamıştı. Bu nedenle
sivil ve askeri bürokrasi 1950'ye kadar siyasette belirleyici tek güç olmuştur.
Demokrat Parti iktidarı ise, siyasetin çevreden merkeze okunmasıdır. O güne
kadar siyasette figüran bile olmasına izin verilmeyen milletin aktör olma
mücadelesidir.<br />
<br />
Şüphesiz ki, Demokrat Parti Cumhuriyet Türkiyesi'ne tepki olarak ortaya çıkmış
bir parti değildir. DP daha çok siyasal ve ekonomik liberalizm taraftarlarınca
kurulmuştur. Partiyi destekleyenler ilk başta eşraf, tüccar ve toprak ağaları
gibi "Anadolu Yerlileri"dir. Bunları, yukarıdaki sınıflandırmaya göre
sermaye olarak adlandırmak sağlıklı değildir. Bu kesimler, üçüncü ayak yani
millettir. 1950 yılında DP'yi iktidara getiren güç olan milletin içinden küçük
bir kesim DP politikaları sayesinde sermayeyi oluşturmaya başlamış, 1954
seçimlerinden itibaren de sermaye ciddi bir güç olarak doğmuş ve 1960'a kadar
siyaseti etkileyen unsurlar arasında en önemli yeri almıştır.74</div>
<div class="MsoNormal">
DP iktidarı döneminde siyaset, seçkinler uğraşı olmaktan
çıkarak, geniş halk kitlelerine ulaştı. Böylelikle ülkemizdeki siyasi kültüre
olumlu etkide bulunulurken, bürokratik-baskıcı devlet geleneğinin yumuşaması ve
milli bir ticaret-sanayi burjuvazisinin doğması sağlandı. Tarım reformu,
barajlar ve hidroelektrik santraller, eğitim ve ulaşım hizmetlerinin
yaygınlaştırılmasının sonucu olarak siyasi yapının katı kalıpları yıkıldı ve
Türkiye tarihinin en önemli değişimini yaşadı. Köylü, 'çiftçi' oldu; amele
'işçi'. Teba ise 'vatandaş'.75 Nitekim "Türk burjuvazisinin ekonomik
kökenli ve sınıf bilincine sahip olmayan bir nitelikten çıkıp siyasal
taleplerde bulunacak hale gelmesinde en önemli nokta 1950 hareketidir. O yıl
iktidara gelen DP, yalnız burjuvazinin hem daha yaygın bir sınıfa dönüşmesine
yol açmış hem de toplumsal dönüşümün, asker, mülki bürokrasi ve aydınlara
dayalı seçkinci merkezden taşraya, yani çevreye kaymasına önayak
olmuştur."76</div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat Parti köyün kente yürüyüşüdür.<br />
<b><span style="color: #990000;">YARARLANILAN KAYNAKLAR:</span></b><br />
<span style="font-size: x-small;">1 MİNKARİ, Ali Esen; 1950-1960 Yılları Arasında İktisadi Kalkınma ve Gelişme;
Demokratlar Kulübü Yayınları: 6; Ankara -1992; Burhanettin Ulutan'ın Önsözü s.
V.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">2 YÜCEL, M. Serhan; Demokrat Parti; Ülke Kitapları-10; İstanbul-2001; s 37.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">3 AHMAD, Feroz; Türkiye'de Çok Partili Politikanın Açıklamalı Kronolojisi
(1945-1947); Bilgi Yayınları; Ankara-1976; s. 15.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">4 FERSOY, Orhan Cemal; Bir Devre Adını Veren Başbakan: Adnan Menderes; Maytaş
Yayınları; İstanbul-1971; s. 120.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">5 FELEK, Burhan; Milliyet Gazetesi, 15 Ocak 1975.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">6 YÜCEL, M. Serhan; Demokrat Parti Kongreleri, Emek Matbaası; Ankara-1997; s.
9-12.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">7 BURÇAK, Rıfkı Salim; Türkiye'de Demokrasiye Geçiş 1945-1950; Olgaç Matbaası;
Ankara-1979; s. 203.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">8 YÜCEL, a.g.e., s. 79.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">9 KARPAT, Kemal; Türk Demokrasi Tarihi, İstanbul-1967.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">10 Ulus Gazetesi, 5-7 Haziran 1950.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">11 Arapça ezan yasağının kalkmasının "irticanın hortlatılması ve Atatürk
devrimlerinden sapma" olarak değerlendirilmesine 1960'lı yıllardan sonra
sıkça rastlanmaktadır.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">12 YÜCEL, a.g.e., s. 85.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">13 EROĞUL, a.g.e., s. 59. Eroğul TSYB'nin yabancı çıkarlara -özellikle
Amerika'ya-memleketi açmak ve yerli burjuvaziye destek olmak amacıyla
kurulduğunu ifade etmektedir.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">14 Cumhuriyet Gazetesi, 5 Eylül 1950 (asıl kaynak) Alıntı yaparak kullanan:
EROĞUL, Cem; Demokrat Parti Tarihi ve İdeolojisi, İkinci Baskı; Ankara-1990; s.
59.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">15 DP iktidarı döneminde para ve pullara yeniden Atatürk'ün resminin
basılmasına başlanırken, 10 Kasım 1953'te de Atatürk'ün naaşı Anıtkabir'e
nakledildi.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">16 NADİ, Nadir; Cumhuriyet Gazetesi; 11 Mart 1951. Nadi bu olayı "pire
için yorgan yakmak" olarak değerlendirmiştir.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">17 TBMM Tutanak Dergisi, Dönem 9, Cilt 6, s. 28.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">18 Halbuki aynı dönemde toptan eşya fiyatları %163 oranında artmıştır.
1950-1960 dönemi ekonomik göstergeleri için bkz. DEMİRER, Mehmet Arif; Demokrat
Parti; DP Yayınları No: 1; İstanbul- 1994, s. 51.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">19 YÜCEL; a.g.e., s. 94.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">20 Ulus Gazetesi, 15-16 Ekim 1951.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">21 BURÇAK, Rıfkı Salim; On Yılın Anıları (1950-1960); Nurol Matbaacılık;
Ankara-1998; s. 216.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">22 14 Aralık 1942 günü kabul edilen Cumhuriyet tarihinin ilk seçim kanunu, 5
Haziran 1946 tarihinde bazı değişikliklere uğramıştır. İllerde en çok oyu alan
partinin, o ilin tüm milletvekillerini kazanması anlamına gelen "çoğunluk
sistemi" antidemokratik olmakla birlikte 27 Mayıs 1960</span><br />
<span style="font-size: x-small;">22 darbesine kadar geçerliğini korumuştur. Ayrıntılı bilgi için bkz. YÜCEL, M.
Serhan-MUTLU, Abdullah; Siyasi Partiler ve Seçim (baskıda).</span><br />
<span style="font-size: x-small;">23 BURÇAK, On Yılın Anıları, s. 223.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">24 YÜCEL; a.g.e., s. 108.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">25 MİNKARİ; a.g.e., s. 16.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">26 GÜNVER, Semih; Fatin Rüştü Zorlu'nun Öyküsü; Bilgi Yayınevi; Ankara-1985; s.
52.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">27 GÜNVER; a.g.e., s. 52; Asıl Kaynak: KUNERALP, Zeki; "Sadece
Diplomat".</span><br />
<span style="font-size: x-small;">28 GÜNVER; a.g.e., s. 66; Emekli Büyükelçi Mahmut Dikerdem'den aktarma.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">29 GÜNVER; a.g.e., s. 70.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">30 27 Mayıs Darbesi'nden sonra Fatin Rüştü Zorlu, Yassıada'da 6-7 Eylül
olaylarının tertipçilerinden olmakla suçlanarak yargılandı. Kendisine yapılan
haksız ve kasıtlı ithamlar karşısında Mahmut Dikerdem, gerçekleri çarpıtan
tanıklıklara karşı savunma tanıklığı yapmak üzere, Zorlu'nun avukatına
başvurdu. Yüce Divan bu davada aleyhte 76 tanık dinlemişken savunma
tanıklarının dinlenmesine gerek görmediğini bir ara karar ile bildirdi. Bu
karar üzerine Zorlu: "Savunma tanıklarının dinlenmesine gerek
görülmemesini Yüksek Mahkemece suçsuzluğuma kanaat getirilmiş olmasının delili
sayıyorum" dedi. Altı yıl hapse mahkum edildi. Ayrıca bu davanın görülmesi
sırasında Fuad Köprülü ve damadı Coşkun Kırca'nın Bayar, Menderes ve Zorlu
aleyhine verdiği ifadeler yüzünden Yunanistan Türkiye'ye nota vererek maddi
manevi tazminat istemiştir.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">31 1957 seçimlerinde Manisa, Burdur ve Ankara'da başarılı bir seçim kampanyası
gerçekleştiren Hürriyet Partisi, seçimlerde 350 bin oy ve 4 milletvekili
kazanabildi. 24 Kasım 1958 tarihinde topladığı kongre ile 5 muhalife karşı 175
oyla CHP'ye katılarak siyasal hayattan çekildi.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">32 YÜCEL; a.g.e., s. 116.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">33 Nitekim, 29 Kasım 1955 tarihinden sonra Demokrat Parti'de doğrular
söylenmedi, söyleyenler harcandı. 29 Kasım, Adnan Menderes'in "dostlarını,
yol arkadaşlarını satan adam" olarak değerlendirilmesine yol açtı ve
Menderes'in parti içi diktasına kadar gidecek süreci başlattı.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">34 5 Ocak 1957.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">35 Aynı gün ABD, Bağdat Paktı Askeri Komitesi'ne gireceğini ilan etti.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">36 1957 seçimlerinde DP'nin muhalefete şiddetli baskı uyguladığı iddia
edilmiştir. Oysa ki, 1946 seçimlerinde halkın alışık olmadığı "Hasolarla
Memoların ayağına gidilen" seçim kampanyası</span><br />
<span style="font-size: x-small;">31 gibi, 1957 Seçimleri de, bu kez "propaganda teknikleri" açısından
yepyeni bir dönemin başlangıcıydı. Özellikle 1980 sonrası, her seçimden önce
yenilenen seçim kanunları ve günümüzde partilerin rakiplerine karşı
yürüttükleri kampanyalar göz önüne alındığında, DP'nin 1957 seçim kampanyasının
sadece propaganda teknikleri bakımından farklı olduğu görülecektir.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">37 YÜCEL; a.g.e., s. 128.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">38 TUNÇAY, Mete; Türkiye Tarihi-4 (Siyasal Tarih 1950-1960 başlıklı makale);
Cem</span><br />
<span style="font-size: x-small;">Yayınevi; İstanbul 1989; s. 184-185. 27 Mayıs 1960 Darbesinden sonra ihbarın
doğru olduğu anlaşılacaktı.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">39 Cumhuriyet'in 75 Yılı, YKB Yayınları, 1999.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">40 Londra ve Zürih Antlaşmaları 4 Mart 1959 tarihinde TBMM'de görüşülerek kabul
edildi. 16 Ağustos 1960'a kadar süren hazırlık devresinden sonra Kıbrıs
bağımsız bir devlet statüsünü kazandı. İngiltere'ye Londra-Zürih Antlaşmaları
çerçevesinde Ada'da 99 mil2 tutarında iki deniz üssü verildi, Ada'daki İngiliz
kuvvetleri bu üslere nakledildi. Kıbrıs'ta cumhuriyetin ilanından kısa bir süre
sonra, Anayasa hükümlerinin uygulanmasına ilişkin sorunlar, taraflar arasında
görüş ayrılıklarına ve toplumlar arasında gerilimlere yol açtı. 1962'de iki
Türk camiine yapılan bombalama eylemiyle tırmanan olaylar, 1963'te Makarios'un
Kıbrıs Anayasası'nda değişiklik yapılmasını önermesiyle çatışmalara dönüştü.
Zürih ve Londra Antlaşmalarının ihlal edilmesi anlamına gelen bu gelişmeler
sonucunda, 1964'te Üçüncü Londra Konferansı toplandı. Ancak, 1974 Harekatı'na
kadar siyasi irade, DP dönemindeki gibi net tavır ortaya koyamadı. Nihayet, 15
Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi. 2002 yılına
gelindiğinde "Avrupa Birliği'ne girmek için Kıbrıs'tan vazgeçelim"
görüşünü dillendiren "ver kurtulcu"lar mevcuttur.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">41 EROĞUL; a.g.e., s. 147.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">42 ALBAYRAK, Mustafa; Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti (1946-1960);
Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü;
Yayımlanmamış Doktora Tezi; Ankara-1992; s. 1192.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">43 YÜCEL; a.g.e., s. 138.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">44 EROĞUL; a.g.e., s. 149.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">45 Polisin müdahale ettiği grup, DP'lilere göre taşkınlık yapan Halkçılar;
CHP'lilere göre İnönü'ye saldırmaya gelen Demokratlardı!</span><br />
<span style="font-size: x-small;">46 25 Mayıs'ta çalışmalarını tamamladığı Menderes tarafından söylenen Tahkikat
Komisyonu, raporunu hazırlama fırsatı bulamadan 27 Mayıs Darbesi yaşanmıştır.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">47 1970'li yıllarda sıkça görülecek bu manzara Türkiye'nin o günkü şartlarına
çok yabancıydı.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">48 Cumhuriyetin 75 Yılı; Yapı Kredi Bankası Yayınları; s. 484-485.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">49 Bu sayı 1965'te 26'ya, 1977'de 103'e ve 1980'de 333'e çıkmıştır.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">50 SİNANOĞLU, Oktay; Bir Nev-York Rüyası "Bye-bye" Türkçe; Otopsi
Yayınevi, II. Baskı; İstanbul-2001; s. 111-112. Sinanoğlu'nun Türk dili ile
ilgili değerlendirmeleri, günümüzde yedi yüz civarında seyreden kelime
dağarcığımız ve üniversitelere bile konan Türkçe Dersleriyle -ne yazık
ki-doğrulanmaktadır.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">51 Ege Üniversitesi-1955, Karadeniz Teknik Üniversitesi-1955, Ortadoğu Teknik
Üniversitesi-1957, Atatürk Üniversitesi-1958.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">52 YÜCEL; a.g.e., s. 178.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">53 TUNÇAY; a.g.m., s. 187.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">54 Rönesans'ın Floransa'dan yayılması da bu iddiayı doğrulamaktadır.
Müzisyenlerin, ressamların, heykeltraşların ve diğer sanatçıların eserleri o
tarihlerde Avrupa'nın okuma yazma oranı en yüksek kenti olan Floransa'da ilgi
görmüş ve bu kent Rönesans'ın doğduğu kent olarak tarihe geçmiştir.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">55 YÜCEL, Mehmet; Okullarımızda Müzik Eğitimi ve Düşündürdükleri; Tercüman
Gazetesi; 25 Mart 1984 Pazar; s. 2.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">56 Kültür ve sanatı zorla benimsetmek, sevdirmek mümkün değildir. Yaşanmış
mıdır bilinmez, Bayburt'ta kaymakamın zorlamasıyla operaya gidenler çıkışta
konuşurlar "Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi".</span><br />
<span style="font-size: x-small;">57 TANSUĞ, Sezer; Resim Sanatının Tarihi; Remzi Kitabevi; s 163.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">58 Meydan-Larousse; Türkiye Maddesi, Sinema alt başlığı; C. 19, s. 513.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">59 KATOĞLU, Murat; Cumhuriyet Türkiyesi'nde Eğitim, Kültür, Sanat; Türkiye
Tarihi-4; Cem Yayınevi; İstanbul-1989; s 446.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">60 Katkılarından dolayı Mimar Nedim DİKİCİ'ye teşekkürler.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">61 Menderes'in, İstanbul'da Vatan ve Millet Caddelerini açmak için kentin
dokusunu bozduğu öne sürülmüştür. Bu eleştiride haklılık payı vardır.
Plansızlık bir çok kentin bu arada İstanbul'un tarihi ve kültürel dokusunu
bozmuş, alınan kararlarda fiili durumlar etkili olmuştur.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">62 ÖZKIRIMLI, Atilla; Edebiyat İncelemeleri Yazılar-1; Cem Yayınevi; İstanbul-1983;
s. 142.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">63 ÖZKIRIMLI; a.g.e., s. 149.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">64 Yardımlarından dolayı Aysun Önen'e ve Abdullah Mutlu'ya teşekkürler.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">65 KABAKLI, Ahmet; Türk Edebiyatı (4. Cilt); Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları;
İstanbul-1991; s. 270.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">66 Türk Yurdu dergisi ile Necip Fazıl Kısakürek'in çıkardığı Büyük Doğu
dergisine Demokrat Parti iktidarının özellikle son yıllarında Örtülü Ödenekten
para aktararak destek olduğu bilinmektedir.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">67 KATOĞLU; a.g.m., s. 465.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">68 Ortalama transfer ücretleri 5-10 bin lira civarındaydı.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">69 YÜCEL; a.g.e., s. 243.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">70 HOTHAM, David; Türkler; s. 59-60 (asıl kaynak); alıntı yaparak kullanan:
YÜCEL; a.g.e., s. 244.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">71 YÜCEL; a.g.e., s. 244.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">72 TUNÇAY; a.g.m., s. 178.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">73 Bu tasnif 1960'a kadar geçerlidir. 21. yüzyılın başında siyaseti etkileyen
güçler sınıflandırılması yapılacak olursa sivil bürokrasi ile askeri
bürokrasiyi birbirinden tamamen ayırmak gerekirken, bunlara medya, taşra
burjuvazisi ve yargı bürokrasisini de eklemek gerekir: Medya ve sermaye
ittifağı sivil bürokrasiyi kullanarak siyasette belirleyici role sahiptir.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">74 Bu değerlendirmeye göre 1960 darbesi, sivil ve askeri bürokrasinin kenara
itilmeye karşı verdiği tepkidir.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">75 YÜCEL, a.g.e., s. 242.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">76 KAHRAMAN, M. Bülent, Radikal Gazetesi, 09.01.2002 (Devletçi burjuvazi
devlete karşı).</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: x-small;">AHMAD, Feroz; Türkiye'de Çok Partili Politikanın Açıklamalı
Kronolojisi (1945-1947); Bilgi Yayınları; Ankara, 1976.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">AKŞİN, Sina (Yayın yönetmeni) Türkiye Tarihi-4 (Çağdaş Türkiye 1908-1980); Cem
Yayınevi; İstanbul 1989.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">(Mete TUNÇAY ve Murat KATOĞLU'nun makaleleri).</span><br />
<span style="font-size: x-small;">ALBAYRAK, Mustafa; Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti (1946-1960); Hacettepe
Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü; Yayımlanmamış
Doktora Tezi; Ankara-1992.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: x-small;">BURÇAK, Rıfkı Salim; Türkiye'de Demokrasiye Geçiş 1945-1950;
Olgaç Matbaası; Ankara-</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: x-small;">BURÇAK, Rıfkı Salim; On Yılın Anıları (1950-1960); Nurol
Matbaacılık; Ankara-1998.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">DEMİRER, Mehmet Arif; Demokrat Parti; DP Yayınları No: 1; İstanbul-1994. FELEK,
Burhan; Milliyet Gazetesi, 15.1.1975</span><br />
<span style="font-size: x-small;">FERSOY, Orhan Cemal; Bir Devre Adını Veren Başbakan: Adnan Menderes; Maytaş
Yayınları; İstanbul-1971.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">GÜNVER, Semih; Fatin Rüştü Zorlu'nun Öyküsü; Bilgi Yayınevi; Ankara-1985.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">KABAKLI, Ahmet; Türk Edebiyatı (4. Cilt); Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları;
İstanbul-1991.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">KAHRAMAN, M. Bülent, Radikal Gazetesi, 09.01.2002 (Devletçi burjuvazi Devlete
Karşı). KARPAT, Kemal; Türk Demokrasi Tarihi, İstanbul-1967.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">MİNKARİ, Ali Esen; 1950-1960 Yılları Arasında İktisadi Kalkınma ve Gelişme;
Demokratlar Kulübü Yayınları: 6; Ankara-1992.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: x-small;">NADİ, Nadir; Cumhuriyet Gazetesi; 11 Mart 1951.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: x-small;">ÖZKIRIMLI, Atilla; Edebiyat İncelemeleri Yazılar-1; Cem
Yayınevi; İstanbul-1983.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: x-small;">SİNANOĞLU, Oktay; Bir Nev-York Rüyası "Bye-bye"
Türkçe; Otopsi Yayınevi, II. Baskı; İstanbul-2001.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">TANSUĞ, Sezer; Resim Sanatının Tarihi; Remzi Kitabevi.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">YÜCEL, M. Serhan; Demokrat Parti Kongreleri, Emek Matbaası; Ankara-1997.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">YÜCEL, M. Serhan; Demokrat Parti; Ülke Kitapları-10; İstanbul-2001.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">YÜCEL, M. Serhan-MUTLU, Abdullah; Siyasi Partiler ve Seçim (baskıda).</span><br />
<span style="font-size: x-small;">YÜCEL, Mehmet; Okullarımızda Müzik Eğitimi ve Düşündürdükleri; Tercüman
Gazetesi; 25 Mart 1984 Pazar; s. 2.</span><br />
<span style="font-size: x-small;">1900 Yılından 1990'a 20. Yüzyıl Ansiklopedisi (Tercüman Gazetesi). Cumhuriyetin
75 Yılı (Yapı Kredi Bankası).</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: x-small;">Cumhuriyetin 75. Yılında Türkiye Ekonomisi (Dünya Gazetesi)
Meydan-Larousse.</span></div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-27585512413092163502017-04-06T05:47:00.002-07:002017-04-06T05:48:35.969-07:0027 Mayısta çöpe atılan; ATATÜRK VE DEMOKRAT PARTİ (1924) ANAYASASI <div class="post-body entry-content" id="post-body-3329684410299824824" itemprop="description articleBody" style="background-color: white; line-height: 1.4; position: relative; width: 648.182px;">
<div align="center" class="MsoNormal" style="color: #333333; font-weight: bold; text-align: center;">
<b><span style="color: red;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-large;">1924 ANAYASASI</span></span><span style="font-family: "arial" , "tahoma" , "helvetica" , "freesans" , sans-serif; font-size: 14.85px;"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3WO5Vgumj_yW4zkSyGxslWSx0xVYVEDazyapf8ssbHX3nZDed1wOkn1Ev0mxAT4e4ftoOuDKmOsNJkyCAN8K_EyiaGgtWKM7AGQ0j3UABWEt10WxgX2msUhcQcz_ZrmWNzHgX-2VnTT8/s1600/1924+ANAYASASI_mevzuat.jpg" imageanchor="1" style="color: #771100; margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><img border="0" height="171" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3WO5Vgumj_yW4zkSyGxslWSx0xVYVEDazyapf8ssbHX3nZDed1wOkn1Ev0mxAT4e4ftoOuDKmOsNJkyCAN8K_EyiaGgtWKM7AGQ0j3UABWEt10WxgX2msUhcQcz_ZrmWNzHgX-2VnTT8/s640/1924+ANAYASASI_mevzuat.jpg" style="border: none; position: relative;" width="640" /></a></div>
<div align="center" class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold; text-align: center;">
<b><span style="color: #073763; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: medium;">TEŞKİLÂTI ESASİYE KANUNU</span><o:p></o:p></b></div>
<div align="center" class="MsoNormal" style="font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><b><span style="color: blue;">Kanun Numarası : 491 - Kabul Tarihi : 20/4/1340 (1924)</span></b></span><b style="color: #333333;"><o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br />
BİRİNCİ FASIL<br />
<br />
Ahkâmı esasiye<br />
<br />
Madde 1.- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.<br />
<br />
Madde 2.- (Özgün hali) Türkiye Devletinin dini, Dini İslâmdır; resmî dili Türkçedir; makarrı Ankara şehridir.<br />
<br />
Madde 2.- (İlk Değişiklik : 10/4/1928 - 1222 S. Kanun/md. 1)<br />
<br />
Türkiye Devletinin resmî dili Türkçedir; makarrı Ankara şehridir.<br />
<br />
Madde 2.- (Son Değişiklik : 5/2/1937 - 3115 S. Kanun/md. 1)<br />
Türkiye Devleti, Cümhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçıdır. Resmî dili Türkçedir. Makarrı Ankara şehridir.<br />
<br />
Madde 3.- Hâkimiyet bilâ kaydü şart Milletindir.<br />
<br />
Madde 4.- Türkiye Büyük Millet Meclisi milletin yegâne ve hakikî mümessili olup Millet namına hakkı hâkimiyeti istimal eder.<br />
<br />
Madde 5.- Teşri salâhiyeti ve icra kudreti Büyük Millet Meclisinde tecelli ve temerküz eder.<br />
<br />
Madde 6.- Meclis, teşri salâhiyetini bizzat istimal eder.<br />
<br />
Madde 7.- Meclis, icra salâhiyetini, kendi tarafından müntahap Reisicumhur ve onun tâyin edeceği bir İcra Vekilleri Heyeti marifetiyle istimal eder.<br />
Meclis, Hükümeti her vakıt murakabe ve iskat edebilir.<br />
<br />
Madde 8.- Hakkı kaza, Millet namına, usulü ve kanunu dairesinde müstakil mahakim tarafından istimal olunur.<br />
<br />
İKİNCİ FASIL<br />
<br />
Vazifei teşriiye<br />
<br />
Madde 9.- Türkiye Büyük Millet Meclisi, kanunu mahsusuna tevfikan Millet tarafından müntahap mebuslardan müteşekkildir.<br />
<br />
Madde 10.- (Özgün hali) On sekiz yaşını ikmal eden her erkek Türk mebusan intihabına iştirak etmek hakkını haizdir.<br />
<br />
Madde 10.- (Değişik : 5/12/1934 - 2599 S. Kanun/md. 1)<br />
Yirmi iki yaşını bitiren kadın, erkek her Türk mebus seçmek hakkını haizdir.<br />
<br />
Madde 11.- (Özgün hali) Otuz yaşını ikmal eden her erkek Türk, mebus intihap edilmek salâhiyetini haizdir.<br />
<br />
Madde 11.- (Değişik : 5/12/1934 - 2599 S. Kanun/md. 1)<br />
Otuz yaşını bitiren kadın, erkek her Türk mebus seçilebilir.<br />
<br />
Madde 12.- Ecnebi hizmeti resmiyesinde bulunanlar, mücazatı terhibiye veya sirkat, sahtekârlık, dolandırıcılık, emniyeti suiistimal, hileli iflâs cürümlerinden biriyle mahkûm olanlar, mahcurlar, tâbiiyeti ecnebiye iddiasında bulunanlar, hukuku medeniyeden ıskat edilmiş olanlar, Türkçe okuyup yazmak bilmiyenler mebus intihap olunamazlar.<br />
<br />
Madde 13.- Büyük Millet Meclisinin intihabı dört senede bir kere icra olunur.<br />
Müddeti biten mebusların tekrar intihap edilmeleri caizdir.<br />
Sabık Meclis lâhik Meclisin içtimaına kadar devam eder.<br />
Yeni intihabatın icrasına imkân görülmediği takdirde içtima devresinin bir sene temdidi caizdir.<br />
Her mebus yalnız kendini intihap eden dairenin değil, umum Milletin vekilidir.<br />
<br />
Madde 14.- Büyük Millet Meclisi her sene Teşrinisani iptidasında davetsiz toplanır.<br />
Meclis âzasının memleket dâhilinde devir, tetkik ve murakabe vazifelerinin ihzarı ve teneffüs ve istirahatleri için senede altı aydan fazla tatili faaliyet edemez.<br />
<br />
Madde 15.- Kanun teklif etmek hakkı Meclis âzasına ve İcra Vekilleri Heyetine aittir.<br />
<br />
Madde 16.- (Özgün hali) Mebuslar Meclise iltihak ettiklerinde şu şekilde tahlif olunurlar :<br />
(Vatan ve Milletin saadet ve selâmetine ve milletin bilâ kaydü şart hâkimiyetine mugayir bir gaye takip etmiyeceğime ve Cumhuriyet esaslarına sadakattan ayrılmıyacağıma <<vallahi>>).<br />
<br />
Madde 16.- (Değişik : 10/4/1928 - 1222 S. Kanun/md. 1)<br />
Mebuslar Meclise iltihak ettiklerinde şu şekilde tahlif olunurlar:<br />
<br />
<b><span style="color: maroon;"><< Vatan ve milletin saadet ve selâmetine ve milletin bilâ kaydüşart hâkimiyetine mugayir bir gaye takip etmiyeceğime ve cumhuriyet esaslarına sadakattan ayrılmıyacağıma namusum üzerine söz veririm.>></span></b><br />
<br />
Madde 17.- Hiçbir mebus Meclis dâhilindeki rey ve mütalâasından ve beyanatından ve Meclisteki rey ve mütalâasının ve beyanatının Meclis haricinde irat ve izharından dolayı mesul değildir. Gerek intihabından evvel gerek sonra aleyhine cürüm isnat olunan bir mebusun maznunen isticvabı veya tevkifi veyahut muhakemesinin icrası Heyeti Umumiyenin kararına menuttur. Cinaî cürmü meşhut bundan müstesnadır. Ancak bu takdirde makamı aidi Meclisi derhal haberdar etmekle mükelleftir. Bir mebusun intihabından evvel veya sonra aleyhine sâdır olmuş cezai bir hükmün infazı mebusluk müddetinin hitamına talik olunur. Mebusluk müddeti esnasında müruru zaman cereyan etmez.<br />
<br />
Madde 18.- Mebusların senevi tahsisatları kanunu mahsus ile tâyin olunur.<br />
<br />
Madde 19.- Tatil esnasında Reisicumhur veya Meclis Reisi lüzum görürse Meclisi içtimaa davet edebileceği gibi âzadan beşte biri tarafından talep vuku bulursa Meclis Reisi dahi Meclisi içtimaa davet eder.<br />
<br />
Madde 20.- Meclis müzakeratı alenidir ve harfiyen neşrolunur.<br />
Fakat Nizamnaei dâhilide münderiç şeraite tevfikan Meclis hafi celseler dahi akdedebilir ve hafi celseler müzakeratının neşri Meclisin kararına menuttur.<br />
<br />
Madde 21.- Meclis, müzakeratını kendi Nizamnamei dâhilisi mucibince icra eder.<br />
<br />
Madde 22.- Sual ve istizah ve Meclis tahkikatı Meclisin cümlei salâhiyetinden olup şekli tatbikı Nizamnamei Dahilî ile tâyin olunur.<br />
<br />
Madde 23.- Mebusluk ile Hükümet memuriyeti bir zat uhdesinde içtima edemez.<br />
<br />
Madde 23.- (Resmî Gazete 22.2.1927 - Sayı 565; Tefsir No: 111) Büyük Millet Meclisi âzasından birine Hükümet tarafından tevdi edilen muayyen veya muvakkat bir iş, Hükümet memuriyetinden addolunamaz.<br />
<br />
Madde 24.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Heyeti Umumiyesi her Teşrinisani iptidasında bir sene için kendisine bir Reis ve üç Reisvekili intihap eder.<br />
<br />
Madde 25.- İntihap devresinin hitamından evvel Meclis adedi mürettebinin ekseriyeti mutlakası ile intihabat tecdit olunursa yeni içtima eden Meclisin intihap devresi ilk Teşrinisaniden başlar.<br />
Teşrinisaniden evvel vâkı olan içtima, fevkelâde bir içtima addolunur.<br />
<br />
Madde 26.- (Özgün hali) Büyük Millet Meclisi ahkâmı şer'iyenin tenfizi, kavaninin vaz'ı, tadili, tefsiri, fesih ve ilgası, Devletlerle mukavele, muahede ve sulh akdi, harb ilânı, muvazenei umumiyei maliye ve Devletin umum hesabı katî kanunlarının tetkik ve tasdikı, meskûkât darbı, inhisar ve malî taahhüdü mutazammın mukavelât ve imtiyazatın tasdik ve feshi, umumi ve hususi af ilânı, cezaların tahfif veya tahvili, tahkikat ve mücezatı kanuniyenin tecili, mahkemelerden sâdır olup katiyet kesbetmiş olan idam hükümlerinin infazı gibi vezaifi bizzat kendi ifa eder.<br />
<br />
Madde 26.- (Değişik : 10/4/1928 - 1222 S. Kanun/md. 1)<br />
Büyük Millet Meclisi kavaninin vaz'ı tadili, tefsiri, fesih ve ilgası, devletlerle mukavele, muahede ve sulh akdi, harb ilânı, muvazenei umumiyei maliye ve Devletin umum hesabı katî kanunlarının tetkik ve tasdikı, meskûkât darbı, inhisar ve malî taahhüdü mutazammın mukavelât ve imtiyazatın tasdik ve feshi, umumi ve hususi af ilânı, cezaların tahfif ve tahvili, tahkikat ve mücazatı kanuniyenin tecili, mahkemelerden sâdır olup katiyet kesbetmiş olan idam hükümlerinin infazı gibi vezaifi bizzat kendi ifa eder.<br />
<br />
Madde 27.- Bir mebusun vatana hiyanet ve mebusluğu zamanında irtikâp töhmetlerinden biriyle müttehim olduğuna Türkiye Büyük Millet Meclisi Heyeti Umumiyesi âzayı mevcudesinin sülüsan ekseriyeti ârası ile karar verilir veyahut on ikinci maddede münderiç ceraimden biriyle mahkûm olur ve mahkûmiyeti kaziyei muhkeme halini alırsa mebusluk sıfatı zâil olur.<br />
<br />
Madde 28.- İstifa, esbabı meşrua dolayısiyle mahcuriyet, bilâ mezuniyet ve mazeret iki ay Meclise ademi devam veyahut memuriyet kabulü hallerinde mebusluk sâkıt olur.<br />
<br />
Madde 29.- Yukardaki maddeler mucibince mebusluk sıfatı zâil veya sâkıt olan veyahut vefat eden mebusun yerine bir diğeri intihap olunur.<br />
<br />
Madde 30.- Büyük Millet Meclisi kendi zabıtasını Reisi marifetiyle tanzim ve idare eder. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
ÜÇÜNCÜ FASIL<br />
<br />
Vazifei icraiye<br />
<br />
Madde 31.- Türkiye Reisicumhuru Büyük Millet Meclisi Heyeti Umumiyesi tarafından ve kendi âzası meyanından bir intihap devresi için intihap olunur. Vazifei Riyaset yeni Reisicumhurun intihabına kadar devam eder. Tekrar intihap olunmak caizdir.<br />
<br />
Madde 32.- Reisicumhur Devletin Reisidir. Bu sıfatla merasimi mahsusada Meclise ve lüzum gördükçe İcra Vekilleri Heyetine Riyaset eder. Reisicumhur Riyaseticumhur makamında bulundukça Meclis münakaşat ve müzakeratına iştirak edemez ve rey veremez.<br />
<br />
Madde 33.- Reisicumhur hastalık ve memleket haricinde seyahat gibi bir sebeple vezaifini ifa edemezse veya vefat, istifa vesair sebep dolayısiyle Cumhuriyet Riyaseti inhilâl ederse Büyük Millet Meclisi Reisi Vekâleten Reisicumhur vazifesini ifa eder.<br />
<br />
Madde 34.- Cumhur Riyasetinin inhilâlinde Meclis müçtemi ise yeni Reisicumhuru derhal intihap eder.<br />
Meclis müçtemi değilse, Reis tarafından hemen içtimaa davet edilerek Reisicumhur intihap edilir. Meclisin intihap devresi hitam bulmuş veya intihabatın tecdidine karar verilmiş olursa Reisicumhuru gelecek Meclis intihap eder.<br />
<br />
Madde 35.- Reisicumhur Meclis tarafından kabul olunan kanunları on gün zarfında ilân eder. Teşkilâtı Esasiye Kanunu ile bütçe kanunları müstesna olmak üzere ilânını muvafık görmediği kanunları bir daha müzakere edilmek üzere esbabı mucibesiyle birlikte keza on gün zarfında Meclise iade eder.<br />
Meclis mezkûr kanunu bu defa da kabul ederse, onun ilânı Reisicumhur için mecburidir.<br />
<br />
Madde 36.- Reisicumhur, her sene Teşrinisanide Hükümetin geçen seneki faaliyetine ve o sene ittihaz edilmesi münasip görülen tedbirlere dair bir nutuk iradeder veyahut Başvekile kıraat ettirir.<br />
<br />
Madde 37.- Reisicumhur ecnebi devletlerin nezdine Türk Cumhuriyetinin siyasi mümessillerini tâyin ve ecnebi devletlerin siyasi mümessillerini kabul eder.<br />
<br />
Madde 38.- (Özgün hali) Reisicumhur intihabı akabinde ve Meclis huzurunda şu suretle yemin eder:<br />
<br />
<b><span style="color: maroon;">(Reisicumhur sıfatı ile Cumhuriyetin kanunlarına ve hâkimiyeti milliye esaslarına riayet ve bunları müdafaa, Türk Milletinin saadetine sadıkane ve bütün kuvvetimle sarfı mesai, Türk Devletine teveccüh edecek her tehlikeyi kemali şiddetle meni, Türkiye'nin şan ve şerefini vikaye ve ilâya ve deruhde ettiğim vazifenin icabatına hasrınefs etmekten ayrılmıyacağıma <<Vallahi>>).</span></b><br />
<br />
Madde 38.- (Değişik : 10/4/1928 - 1222 S. Kanun/md. 1)<br />
Reisicumhur intihabı akabinde ve Meclis huzurunda şu suretle yemin eder:<br />
<br />
<b><span style="color: maroon;"><<Reisicumhur sıfatiyle Cumhuriyetin, kanunlarına ve hâkimiyeti milliye esaslarına riayet ve bunları müdafaa, Türk milletinin saadetine sadıkane ve bütün kuvvetimle sarfı mesai, Türk Devletine teveccüh edecek her tehlikeyi kemali şiddetle meni, Türkiye'nin şanı şerefini vikaye ve ilâye ve deruhte ettiğim vazifenin icabatına hasrı nefs etmekten ayrılmıyacağıma namusum üzerine söz veririm.>></span></b><br />
Madde 39.- Reisicumhurun ısdar edeceği bilcümle mukarrerat Başvekil ile Vekili aidi taraflarından imza olunur.<br />
<br />
Madde 40.- Başkumandanlık Türkiye Büyük Millet Meclisinin şahsiyeti maneviyesinde mündemiç olup Reisicumhur tarafından temsil olunur. Kuvayı Harbiyenin emir ve kumandası hazarda kanunu mahsusuna tevfikan Erkânı Harbiyei Umumiye Riyasetine ve seferde İcra Vekilleri Heyetinin inhası üzerine Reisicumhur tarafından nasbedilecek zate tevdi olunur.<br />
<br />
Madde 41.- Reisicumhur hiyaneti vataniye halinde Büyük Millet Meclisine karşı mesuldür. Reisicumhurun ısdar edeceği bilcümle mukarrerattan mütevellit mesuliyet otuz dokuzuncu madde mucibince mezkûr mukarreratı imza eden Başvekil ile Vekili aidine racidir. Reisicumhurun hususatı şahsiyesinden dolayı mesuliyeti lâzım geldikte işbu Teşkilâtı Esasiye Kanununun masuniyeti teşriiyeye taallûk eden on yedinci maddesi mucibince hareket edilir.<br />
<br />
Madde 42.- Reisicumhur, Hükümetin inhası üzerine daimî mâlûliyet veya şeyhuhet gibi şahsi sebeplerden dolayı muayyen efradın cezalarını ıskat veya tahfif edebilir. Reisicumhur, Büyük Millet Meclisi tarafından itham edilerek mahkûm olan Vekiller hakkında bu salâhiyeti istimal edemez.<br />
<br />
Madde 43.- Reisicumhurun tahsisatı kanunu mahsus ile tâyin olunur.<br />
<br />
Madde 44.- (Özgün hali) Başvekil, Reisicumhur canibinden ve Meclis âzası meyanından tâyin olunur. Sair Vekiller Başvekil tarafından, Meclis âzası arasından intihap olunarak heyeti umumiyesi Reisicumhurun tasdikıyle Meclise arzolunur. Meclis müçtemi değilse arz keyfiyeti Meclisin içtimaına talik olunur.<br />
Hükümet hattı hareket ve siyasi noktai nazarını âzami bir hafta zarfında Meclise bildirir ve itimat talep eder.<br />
<br />
Madde 44.- (İlk Değişiklik : 5/2/1937 - 3115 S. Kanun/md. 2)<br />
Başvekil, Reisicümhur canibinden ve Meclis azası meyanından tayin olunur. Sair vekiller Başvekil tarafından Meclis azası arasından intihab olunarak heyeti umumiyesi Reisicümhurun tasdikile Meclise arzolunur.<br />
Meclis, müçtemi değilse arz keyfiyeti Meclisin içtimaına talik olunur.<br />
Hükûmet hattı hareket ve siyasî noktai nazarını azamî bir hafta zarfında Meclise bildirir ve itimad taleb eder.<br />
Siyasî müsteşarları Başvekil, Meclis azası arasından seçerek Reisicümhurun tasdikına arzeder.<br />
<br />
Madde 44.- (Son Değişiklik : 29/11/1937 - 3272 S. Kanun/md. 1)<br />
Başvekil, Reisicümhur canibinden ve Meclis azası meyanından tayin olunur.<br />
Sair vekiller Başvekil tarafından Meclis azası arasından intihab olunarak heyeti umumiyesi Reisicümhurun tasdikile Meclise arzolunur.<br />
Meclis müçtemi değilse arz keyfiyeti Meclisin içtimaına talik olunur.<br />
Hükûmet hattı hareket ve siyasî noktai nazarını azamî bir hafta zarfında Meclise bildirir ve itimad taleb eder.<br />
<br />
Madde 45.- Vekiller Başvekilin riyaseti altında (İcra Vekilleri Heyeti) ni teşkil ederler.<br />
<br />
Madde 46.- İcra Vekilleri Heyeti Hükümetin umumi siyasetinden müştereken mesuldür.<br />
Vekillerden herbiri kendi salâhiyeti dairesindeki icraattan ve maiyetinin efal ve muamelâtından ve siyasetinin umumî istikametinden münferiden mesuldür.<br />
<br />
Madde 47.- (Özgün hali) Vekillerin vazife ve mesuliyetleri kanunu mahsus ile tâyin olunur.<br />
<br />
Madde 47.- (İlk Değişiklik : 5/2/1937 - 3115 S. Kanun/md. 3)<br />
Vekillerin ve siyasî müsteşarların vazife ve mes'uliyetleri mahsus kanunla tayin olunur.<br />
<br />
Madde 47.- (Son Değişiklik : 29/11/1937 - 3272 S. Kanun/md. 2)<br />
Vekillerin vazife ve mes'uliyetleri mahsus kanunla tayin olunur.<br />
<br />
Madde 48.- (Özgün hali) Vekaletlerin adedi kanunla tâyin olunur.<br />
<br />
Madde 48.- (Değişik : 29/11/1937 - 3272 S. Kanun/md. 3)<br />
Vekâletlerin teşkili tarzı, mahsus kanuna tabidir.<br />
<br />
Madde 49.- (Özgün hali) Mezun veyahut herhangi bir sebeple mazur olan bir Vekile, İcra Vekilleri Heyeti âzasından bir diğeri muvakkaten niyabet eder. Ancak bir Vekil bir Vekâletten fazlasına niyabet edemez.<br />
<br />
Madde 49.- (İlk Değişiklik : 5/2/1937 - 3115 S. Kanun/md. 4)<br />
Mezun ve her hangi bir sebeple mazur olan bir vekile İcra Vekilleri Heyeti azasından bir diğeri veya siyasî müsteşarlardan biri muvakkaten niyabet eder. Ancak bir vekil veya bir siyasî müsteşar bir vekâletten fazlasına niyabet edemez.<br />
Siyasî müsteşarın vekile niyabeti halinde kararnamesi Meclise arzolunur.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 49.- (Son Değişiklik : 29/11/1937 - 3272 S. Kanun/md. 4)<br />
Mezun ve herhangi bir sebeple mazur olan bir vekile İcra Vekilleri Heyeti azasından bir diğeri muvakkaten niyabet eder. Ancak bir vekil bir vekâletten fazlasına niyabet edemez.<br />
<br />
Madde 50.- (Özgün hali) Türkiye Büyük Millet Meclisince İcra Vekillerinden birinin Divanı Âliye sevkına dair verilen karar vekâletten sukutunu dahi mutazammındır.<br />
<br />
Madde 50.- (İlk Değişiklik : 5/2/1937 - 3115 S. Kanun/md. 5)<br />
İcra Vekillerinden veya siyasî müsteşarlardan birinin Divanı Âliye sevkine dair Türkiye Büyük Millet Meclisince verilen karar vekâlet veya müsteşarlıktan sukutu dahi mutazammındır.<br />
<br />
Madde 50.- (Son Değişiklik : 29/11/1937 - 3272 S. Kanun/md. 5)<br />
İcra Vekillerinden birinin Divanı Âliye sevkine dair Türkiye Büyük Millet Meclisince verilen karar vekâletten sukutu dahi mutazammındır.<br />
<br />
Madde 51.- İdari dâva ve ihtilâfları rüyet ve hal, Hükümetçe ihzar ve tevdi olunacak kanun lâyihaları ve imtiyaz mukavele ve şartnameleri üzerine beyanı mütalâa, gerek kendi kanunu mahsusu ve gerek kavanini saire ile muayyen vezaifi ifa etmek üzere bir Şûrayı Devlet teşkil edilecektir. Şûrayı Devletin rüesa ve âzası vezaifi mühimmede bulunmuş, ilim, ihtısas tecrübeleri ile mütemeyyiz zevat meyanından Büyük Millet Meclisince intihap olunur.<br />
<br />
Madde 52.- İcra Vekilleri Heyeti, kanunların süveri tatbikıyesini irae veyahut kanunun emrettiği hususatı tesbit için ahkâmı cedideyi muhtevi olmamak ve Şûrayı Devletin nazarı tetkikından geçirilmek şartiyle nizamnameler tedvin eder.<br />
Nizamnameler Reisicumhurun imza ve ilâniyle mamulünbih olur.<br />
Nizamnamelerin kavanine mugayereti iddia olundukta bunun mercii halli Türkiye Büyük Millet Meclisidir.<br />
<br />
DÖRDÜNCÜ FASIL<br />
<br />
Kuvvei kazaiye<br />
<br />
Madde 53.- Mahkemelerin teşkilâtı, vazife ve salâhiyetleri kanunla muayyendir.<br />
<br />
Madde 54.- Hâkimler bilcümle dâvaların muhakemesinde ve hükmünde müstakil ve her türlü müdahalâttan âzade olup ancak kanunun hükmüne tabidirler. Mahkemelerin mukarreratını Türkiye Büyük Millet Meclisi ve İcra Vekilleri Heyeti hiçbir veçhile tebdil ve tağyir ve tehir ve infazı ahkâmına mümanaat edemez.<br />
<br />
Madde 55.- Hâkimler kanunen muayyen olan usul ve ahval haricinde azlolunamazlar.<br />
<br />
Madde 56.- Hâkimlerin evsafı, hukuku, vezaifi, maaş ve muhassasatları ve sureti nasıp ve azilleri kanunu mahsus ile tâyin olunur.<br />
<br />
Madde 57.- Hâkimler kanunen muayyen vezaiften başka umumi ve hususi hiçbir vazife deruhde edemezler.<br />
<br />
Madde 58.- Mahkemelerde muhakemat alenidir.<br />
<br />
Yalnız Usulü Muhakemat kanunu mucibince bir muhakemenin hafiyyen cereyanına mahkeme karar verebilir.<br />
<br />
Madde 59.- Herkes, mahkeme huzurunda hukukunu müdafaa için lüzum gördüğü meşru vesaiti istimalde serbesttir.<br />
<br />
Madde 60.- Hiçbir mahkeme, vazife ve salâhiyeti dâhilinde olan dâvaları rüyetten imtina edemez. Vazife ve salâhiyet haricinde olan dâvalar ancak bir karar ile reddolunur.<br />
<br />
DİVANI ÂLİ<br />
<br />
Madde 61.- (Özgün hali) Vazifelerinden mümbais hususatta İcra Vekilleriyle Şûrayı Devlet ve Mahkemei Temyiz rües ave âzasını ve Başmüddeiumumiyi muhakeme etmek üzere bir (Divanı Âli) teşkil edilir.<br />
<br />
Madde 61.- (İlk Değişiklik : 5/2/1937 - 3115 S. Kanun/md. 6)<br />
Vazifelerinden münbais hususatta İcra Vekilleri ile siyasî müsteşarları ve Şurayı Devlet ve Temyiz Mahkemesi rüesası ve azasını ve Cümhuriyet Başmüddeiumumisini muhakeme etmek üzere bir (Divanı Âli) teşkil edilir.<br />
<br />
Madde 61.- (Son Değişiklik : 29/11/1937 - 3272 S. Kanun/md. 6)<br />
Vazifelerinden münbais hususatta İcra Vekilleri ile Şûrayı Devlet ve Temyiz Mahkemesi rüesa ve azasını ve Cümhuriyet Başmüddeiumumisini muhakeme etmek üzere bir Divanı Âli teşkil olunur.<br />
<br />
Madde 62.- Divanı Âli âzalığı için on biri Mahkemei Temyiz, onu Şûrayı Devlet rüesa ve âzası meyanından ve kendi Heyeti Umumiyeleri tarafından ledeliktiza reyi hafi ile yirmi bir zat intihap olunur.<br />
Bu zevat reyi hafi ve ekseriyeti mutlaka ile içlerinden birini Reis ve birini reis vekili intihap ederler.<br />
<br />
Madde 63.- Divanı Âli bir Reis ve on dört âza ile teşekkül ve ekseriyeti mutlaka ile karar ittihaz eder.<br />
Mütebaki altı zat ledelicap Heyetin noksanını ikmal için ihtiyat âza vaziyetindedirler. İşbu ihtiyat âza üçü Mahkemei Temyiz, üçü Şûrayı Devletten müntahap âza arasından olmak üzere kur'a ile tefrik olunurlar.<br />
Reisliğe ve Reis vekilliğine intihap olunanlar bu kur'aya dâhil olamazlar.<br />
<br />
Madde 64.- Divanı Âlinin müdeiumumiliği Başmüddeiumumilik tarafından ifa olunur.<br />
<br />
Madde 65.- Divanı Âlinin kararları katidir.<br />
<br />
Madde 66.- Divanı Âli mevzu kanunlara tevfikan muhakeme icra ve hüküm ita eder.<br />
<br />
Madde 67.- Divanı Âli görülen lüzum üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi karariyle teşkil olunur.<br />
<br />
BEŞİNCİ FASIL<br />
<br />
Türklerin hukuku âmmesi<br />
<br />
Madde 68.- Her Türk hür doğar, hür yaşar.<br />
Hürriyet, başkasına muzır olmıyacak her türlü tasarrufatta bulunmaktır.<br />
Hukuku tabiiyeden olan hürriyetin herkes için hududu başkalarının hududu hürriyetidir. Bu hudut ancak kanun marifetiyle tesbit ve tâyin edilir.<br />
<br />
Madde 69.- Türkler kanun nazarında müsavi ve bilâistisna kanuna riayetle mükelleftirler. Her türlü zümre, sınıf, aile ve fert imtiyazları mülga ve memnudur.<br />
<br />
Madde 70.- Şahsi masuniyet, vicdan, tefekkür, kelâm, neşir, seyahat, akit, sâyü amel, temellük ve tasarruf, içtima, cemiyet, şirket, hak ve hürriyetleri Türklerin tabii hukukundandır.<br />
<br />
Madde 71.- Can, mal, ırz, mesken her türlü taarruzdan masundur.<br />
<br />
Madde 72.- Kanunen muayyen olan ahval ve eşkâlden başka bir suretle hiçbir kimse derdest ve tevkif edilemez.<br />
<br />
Madde 73.- İşkence, eziyet, müsadere ve angarya memnudur.<br />
<br />
Madde 74.- (Özgün hali) Menafii umumiye için lüzumu usulen tahakkuk etmedikçe ve kanunu mahsus mucibince değer pahası peşin verilmedikçe hiçbir kimsenin malı istimval ve mülkü istimlâk olunamaz.<br />
Fevkalâde ahvalde kanun mucibince tahmil olunacak nakdî, aynî ve sayü amele mütaallik mükellefiyetler müstesna olmak üzere hiçbir kimse hiçbir fedakârlığa icbar edilemez.<br />
<br />
Madde 74.- (Değişik : 5/2/1937 - 3115 S. Kanun/md. 7)<br />
Umumî menfaatler için lüzumu, usulüne göre anlaşılmadıkça ve mahsus kanunla mucibince değer pahası peşin verilmedikçe hiçbir kimsenin malı istimval ve mülki istimlâk olunamaz.<br />
Çiftçiyi toprak sahibi yapmak ve ormanları Devlet tarafından idare etmek için istimlâk olunacak arazi ve ormanların istimlâk bedelleri ve bu bedellerin tediyesi sureti, mahsus kanunlarla tayin olunur.<br />
Fevkalâde hallerde kanuna göre tahmil olunacak para ve mal ve çalışmaya dair mükellefiyetler müstesna olmak üzere hiçbir kimse hiçbir fedakârlık yapmağa zorlanamaz.<br />
<br />
Madde 75.- (Özgün hali) Hiçbir kimse mensup olduğu din, mezhep, tarikat ve felsefî içtihadından dolayı muaheze edilemez. Asayiş, âdabı muaşereti umumiye ve kavanine mugayir olmamak üzere her türlü âyinler serbesttir.<br />
<br />
Madde 75.- (Değişik : 5/2/1937 - 3115 S. Kanun/md. 8)<br />
Hiçbir kimse mensub olduğu felsefî içtihad, din ve mezhebden dolayı muahaze edilemez. Asayiş ve umumî muaşeret âdabına ve kanunlar hükümlerine aykırı bulunmamak üzere her türlü dinî âyinler yapılması serbesttir.<br />
<br />
Madde 76.- Kanun ile muayyen olan usul ve ahval haricinde kimsenin meskenine girilemez ve üzeri taharri edilemez.<br />
<br />
Madde 77.- Matbuat, kanun dairesinde serbesttir ve neşredilmeden teftiş, muayeneye tabi değildir.<br />
<br />
Madde 78.- Seferberlikte idarei örfiye halinde veyahut müstevli emrazdan dolayı kanunen müttehaz tedabir icabatından olarak vazedilecek takyidat müstesna olmak üzere seyahat hiçbir suretle takyidata tabi tutulamaz.<br />
<br />
Madde 79.- Ukudun, sâyü amelin, temellük ve tasarrufun, içtimaatın, cemiyetlerin ve şirketlerin hududu hürriyeti kanunlar ile musarrahtır.<br />
<br />
Madde 80.- Hükümetin nezaret ve murakabesi altında ve kanun dairesinde her türlü tedrisat serbesttir.<br />
<br />
Madde 81.- Postalara verilen evrak, mektuplar ve her nevi emanetler salâhiyettar müstantık ve mahkeme kararı olmadıkça açılamaz ve telgraf ve telefon ile vâkı olan muhaberatın mahremiyeti ihlâl olunamaz.<br />
<br />
Madde 82.- Türkler, gerek şahıslarına, gerek âmmeye mütaallik olarak kavanin ve nizamata muhalif gördükleri hususatta merciine ve Türkiye Büyük Millet Meclisine münferiden veya müçtemian ihbar ve şikâyette bulunabilirler. Şahsa ait olarak vuku bulan müracaatın neticesi müstediye tahriren tebliğ olunmak mecburidir.<br />
<br />
Madde 83.- Hiçbir kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir mahkemeye celp ve sevk olunamaz.<br />
<br />
Madde 84.- Vergi, Devletin umumi masarifine halkın iştiraki demektir.<br />
Bu esasa mugayir olarak hakikî veya hükmî şahıslar tarafından veya onlar namına rüsum, âşar ve sair tekâlif alınması memnudur.<br />
<br />
Madde 85.- Vergiler ancak bir kanun ile tarh ve cibayet olunabilir.<br />
Devlet, vilâyet idarei hususiyeleri ve belediyelerce teamülen cibayet edilmekte olan rüsum ve tekâlifin kanunları tanzim edilinciye kadar kemakân cibayete devam olunabilir.<br />
<br />
Madde 86.- Harb halinde veya harbi icabettirecek bir vaziyet hudusunda veya isyan zuhurunda veyahut Vatan ve Cumhuriyet aleyhinde kuvvetli ve fiilî teşebbüsat vukuunu müeyyit katî emarat görüldükte İcra Vekilleri Heyeti müddeti bir ayı tecavüz etmemek üzere umumi veya mevzii idarei örfiye ilân edebilir ve keyfiyet hemen Meclisin tasdikına arzolunur. Meclis idarei örfiye müddetini indelicap tezyid veya tenkis edebilir. Meclis müçtemi değilse derhal içtimaa davet olunur.<br />
İdarei örfiyenin fazla temadisi Meclisin kararına mütevakkıftır.<br />
İdarei örfiye, şahsi ve ikametgâh masuniyetlerinin, matbuat, müraselât, cemiyet, şirket hürriyetlerinin muvakkaten takyit veya talikı demektir.<br />
İdarei örfiye mıntakasiyle bu mıntaka dâhilinde tatbik olunacak ahkâm ve muamelâtın sureti icrası ve harb halinde dahi masuniyet ve hürriyetlerin tarzı takyit ve talikı kanunla tesbit olunur.<br />
<br />
Madde 87.- İptidai tahsil bütün Türkler için mecburi Devlet mekteplerinde meccanidir.<br />
<br />
Madde 88.- Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlak olunur.<br />
Türkiye'de veya hariçte bir Türk babanın sulbünden doğan veyahut Türkiye'de mütemekkin bir ecnebi babanın sulbünden Türkiye'de doğup da memleket dâhilinde ikamet ve sinni rüşte vusulünde resmen Türklüğü ihtiyar eden veyahut Vatandaşlık Kanunu mucibince Türklüğe kabul olunan herkes Türktür. Türklük sıfatı kanunen muayyen olan ahvalde izale edilir. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold; text-align: center;">
ALTINCI FASIL<br />
<br />
Mevaddı müteferrika<br />
<br />
Vilâyat</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 89.- Türkiye coğrafi vaziyet ve iktisadi münasebet noktai nazarından vilâyetlere, vilâyetler kazalara, kazalar nahiyelere münkasimdir ve nahiyeler de kasaba ve köylerden terekküp eder.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 90.- Vilâyetlerle şehir, kasaba ve köyler hükmî şahsiyeti haizdir.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 91.- Vilâyetler umuru tevsii mezuniyet ve tefrikı vezaif esası üzerine idare olunur.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Memurin</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 92.- Hukuku siyasiyeyi haiz her Türk ehliyet ve istihkakına göre Devlet memuriyetlerinde istihdam olunmak hakkını haizdir.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 93.- Bilûmum memurların evsafı, hukuku, vezaifi, maaş ve muhassasatı ve sureti nasp ve azilleri ve terfi ve terakkileri kanunu mahsus ile muayyendir.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 94.- Kanuna muhalif olan umurda âmire itaat memuru mesuliyetten kurtaramaz.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Umuru maliye</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 95.- (Özgün hali) Muvazenei Umumiye Kanunu mütaallik olduğu senei maliyenin duhulünde mevkii icraya konulabilmek için lâhiyası ve merbutu bütçeler ve cetveller nihayet Teşrinisani iptidasında Meclise takdim olunur.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 95.- (Değişik : 10/12/1931 - 1893 S. Kanun/ md. 1)</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Muvazenei Umumiye Kanunu lâyihası ve buna bağlı bütçeler ve cetveller ile mülhak bütçeler Meclise malî yıl başından en az üç ay evvel takdim olunur.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 96.- Devlet emvalinden muvazene haricinde sarfiyat caiz değildir.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 97.- Muvazenei Umumiye Kanununun hükmü bir seneye mahsustur.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 98.- Hesabı katî kanunu mütaallik olduğu sene bütçesinin devrei hesabiyesi zarfında istihsal olunan varidat ile yine o sene vuku bulan tediyatın hakikî miktarını mübeyyin kanundur. Bunun şekil ve taksimatı muvazenei umumiye kanununa tamamiyle mütenazır olacaktır.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 99.- Hesabı katî kanununun lâhiyası mütaallik olduğu senenin sonundan itibaren nihayet ikinci senenin Teşrinisanisinin iptidasına kadar Büyük Millet Meclisine takdim olunmak mecburidir.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Teşkilât Esasiye Kanununa ait zavabıt</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 100.- Büyük Millet Meclisine merbut ve Devletin varidat ve masarifatını kanunu mahsusuna tevfikan murakabe ile mükellef bir Divanı Muhasebat müessestir.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 101.- Divanı Muhasebat umumi mutabakat beyannamesini taallûk ettiği hesabı katî kanununun Maliyece Büyük Millet Meclisine takdimi tarihinden itibaren nihayet altı ay zarfında Meclise takdim eder.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 102.- İşbu Teşkilâtı Esasiye Kanununun tadili aşağıdaki şeraite tabidir:</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Tadil teklifi Meclis âzayı mürettebesinin lâakal bir sülüsü tarafından imza olunmak şarttır.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Tadilât ancak adedi mürettebin sülüsan ekseriyeti ârasiyle kabul olunabilir.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
İşbu kanunun şekli Devletin Cumhuriyet olduğuna dair olan birinci maddesinin tadil ve tagyiri hiçbir suretle teklif dehi edilemez.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 103.- Teşkilâtı Esasiye Kanununun hiçbir maddesi, hiçbir sebep ve bahane ile ihmal veya tatil olunamaz.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Hiçbir kanun Teşkilâtı Esasiye Kanununa münafi olamaz.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 104.- 1293 tarihli Kanunu Esasi ile mevaddı muaddelesi ve 20 Kânunusani 1337 tarihli Teşkilâtı Esasiye Kanunu ve müzeyyelât ve tadilâtı mülgadır.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Madde 105.- Bu kanun tarihi neşrinden itibaren meriyülicradır.</div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
Muvakkat Madde- Türkiye Büyük Millet Meclisine intihap edilen ve edilecek olan bilûmum mensubini askeriyenin tabi olacakları şerait hakkındaki 19 Kânunuevvel 1339 tarihli kanun ahkâmı bakıdır.</div>
<br />
<b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;"><span style="color: maroon;">1924 ANAYASASI(* ) </span></b><br />
<div class="separator" style="clear: both; color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3wd-p5hyphenhyphenQL7Lyk_Lr1_H5avXheFgwcC2jHb3eniFpL4P3ewOR1f_Q5oL_Oo9gNRvYsjbA941RVr20XXMkPiDDQ-8NPbBBDCKGb1KsZUbPLoCUioEHDG32-p3EKdNwI26tf2gugDzm-v4/s1600/1924+ANAYASASI_mevzuat.jpg" imageanchor="1" style="color: #771100; margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><img border="0" height="107" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3wd-p5hyphenhyphenQL7Lyk_Lr1_H5avXheFgwcC2jHb3eniFpL4P3ewOR1f_Q5oL_Oo9gNRvYsjbA941RVr20XXMkPiDDQ-8NPbBBDCKGb1KsZUbPLoCUioEHDG32-p3EKdNwI26tf2gugDzm-v4/s400/1924+ANAYASASI_mevzuat.jpg" style="border: none; position: relative;" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold; text-align: center;">
<b><span style="color: maroon;">(TÜRKÇELEŞTİRİLMİŞ)<br />Kanun No: 4695, Kabul Tarihi : 10/1/1945<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br />
BİRİNCİ BÖLÜM<br />
<br />
Esas hükümler<br />
<br />
Madde 1.- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.<br />
<br />
Madde 2.- Türkiye Devleti cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâyik ve devrimcidir. Devlet dili Türkçedir. Başkent Ankara'dır.<br />
<br />
Madde 3.- Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.<br />
<br />
Madde 4.- Türk milletini ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi temsil eder ve millet adına egemenlik hakkını yalnız o kullanır.<br />
<br />
Madde 5.- Yasama yetkisi ve yürütme erki Büyük Millet Meclisinde belirir ve onda toplanır.<br />
<br />
Madde 6.- Meclis yasama yetkisini kendi kullanır.<br />
<br />
Madde 7.- Meclis, yürütme yetkisini kendi seçtiği Cumhurbaşkanı ve onun tâyin edeceği Bakanlar Kurulu eliyle kullanır.<br />
Meclis, Hükümeti her vakit denetleyebilir ve düşürebilir.<br />
<br />
Madde 8.- Yargı hakkı, millet adına usul ve kanuna göre bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır.<br />
<br />
İKİNCİ BÖLÜM<br />
<br />
Yasama görevi<br />
<br />
Madde 9.- Türkiye Büyük Millet Meclisi, özel kanununa göre millet tarafından seçilmiş milletvekillerinden kurulur.<br />
<br />
Madde 10.- Milletvekili seçmek, yirmi iki yaşını bitiren kadın, erkek her Türkün hakkıdır.<br />
<br />
Madde 11.- Otuz yaşını bitiren kadın, erkek her Türk milletvekili seçilebilir.<br />
<br />
Madde 12.- Yabancı Devlet resmî hizmetinde bulunanlar, terhipli cezaları gerektiren suçlardan veya hırsızlık, sahtecilik, dolandırıcılık, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflâs suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, kısıtlılar, yabancı Devlet uyrukluğunu ileri sürenler, kamu hizmetlerinden yasaklılar, Türkçe okuyup yazma bilmiyenler milletvekili seçilemezler.<br />
<br />
Madde 13.- Büyük Millet Meclisinin seçimi dört yılda bir yapılır.<br />
Süresi biten milletvekilleri tekrar seçilebilirler.<br />
Eski Meclis, yeni Meclisin toplanmasına kadar devam eder.<br />
Yeni seçim yapılmasına imkân görülmezse, toplanma dönemi bir yıl daha uzatılabilir.<br />
Her milletvekili, yalnız kendini seçen çevrenin değil, bütün milletin vekilidir.<br />
<br />
Madde 14.- Büyük Millet Meclisi, her yıl, Kasım ayı başında çağrısız toplanır.<br />
Meclis, üyelerinin memleket içinde dolaşmaları, inceleme yapmaları, denetleme vazifelerine hazırlanmaları ve dinlenmeleri için çalışmasına yılda altı aydan fazla araveremez.<br />
<br />
Madde 15.- Kanun teklif etmek hakkı, Meclis üyelerinin ve Bakanlar Kurulunundur.<br />
<br />
Madde 16.- Milletvekilleri Meclise katıldıklarında şöyle andiçerler:<br />
<br />
<b><<Namusum üzerine söz veririm ki:Vatanın ve milletin mutluluğuna, esenliğine, milletin kayıtsız şartsız egemenliğine aykırı bir amaç gütmiyeceğim ve Cumhuriyet esaslarına bağlılıktan ayrılmıyacağım.>></b><br />
<br />
Madde 17.- Bir milletvekili ne Meclis içindeki oy, düşünce ve demeçlerinden, ne de Meclisteki oy, düşünce ve demeçlerini Meclis dışında söylemek ve açığa vurmaktan sorumlu değildir. Seçiminden gerek önce ve gerek sonra üstüne suç atılan bir milletvekili Kamutayın kararı olmadıkça sanık olarak sorgulanamaz, tutulamaz, ve yargılanamaz. Cinayetten suçüstü yakalanma hali bu hükmün dışındadır. Ancak bu halde yetkili makam bunu hemen Meclise bildirmek ödevindedir. Seçiminden önce veya sonra bir milletvekili hakkında verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi milletvekilliği süresinin sonuna bırakılır. Milletvekilliği süresi içinde zamanaşımı yürümez.<br />
<br />
Madde 18.- Milletvekillerinin yıllık ödenekleri özel kanunla gösterilir.<br />
<br />
Madde 19.- Araverme sırasında Cumhurbaşkanı veya Meclis Başkanı gerekli görürse Meclisi toplanmıya çağırabilir. Üyelerden beşte birinin istemesi üzerine de Meclis Başkanı Meclis toplanmıya çağırır.<br />
<br />
Madde 20.- Meclis görüşmeleri herkese açıktır ve olduğu gibi yayılır.<br />
Fakat Meclis, İçtüzük hükümlerine uygun olarak kapalı oturumlar dahi yapabilir. Kapalı oturumlardaki görüşmeleri yaymak Meclisin kararına bağlıdır.<br />
<br />
Madde 21.- Meclis, görüşmelerini İçtüzük hükümlerine göre yapar.<br />
<br />
Madde 22.- Soru, gensoru ve Meclis soruşturması, Meclisin yetkilerinden olup bunların nasıl yapılacağı İçtüzükte gösterilir.<br />
<br />
Madde 23.- Milletvekilliği ile Hükümet memurluğu bir kişide birleşemez.<br />
<br />
Madde 24.- Türkiye Büyük Millet Meclisi kamutayı her Kasım ayı başında kendine bir yıl için bir Başkan, üç Başkanvekili seçer.<br />
<br />
Madde 25.- Seçim dönemi bitmeden Meclis, üyelerinin tam sayısının saltçokluğu ile seçim yenilemeğe karar verirse, yeni toplanan Meclisin seçim dönemi Kasım ayından başlar<br />
Kasımdan önceki toplantı, olağanüstü toplantı sayılır.<br />
<br />
Madde 26- Kanun koymak, kanunlarda değişiklik yapmak, kanunları yorumlamak, kanunları kaldırmak, Devletlerle sözleşme, andlaşma ve barış yapmak, harb ilân etmek, Devletin bütçe ve kesinhesap kanunlarını incelemek ve onamak, para basmak, tekelli ve akçalı yüklenme sözleşmelerini ve imtiyazları onamak ve bozmak, genel ve özel af ilân etmek, cezaları hafifletmek ve değiştirmek, kanun soruşturmalarını ve kanun cezalarını ertelemek, mahkemelerden çıkıp kesinleşen ölüm cezası hükümlerini yerine getirmek gibi görevleri Büyük Millet Meclisi ancak kendisi yapar.<br />
<br />
Madde 27.- Bir milletvekilinin vatan hayınlığı ve milletvekilliği sırasında yiyicilik suçlarından biriyle sanık olduğuna Türkiye Büyük Millet Meclisi kamutayı hazır üyelerinin üçte iki oy çoğunluğu ile karar verilir yahut on ikinci maddede yazılı suçlardan biriyle hüküm giyer ve bu da kesinleşirse milletvekilliği sıfatı kalkar.<br />
<br />
Madde 28.- Çekilme, kanun hükümleri gereğince kısıtlanma, özürsüz ve izinsiz iki ay Meclise devamsızlık yahut memurluk kabul etme hallerinde milletvekilliği düşer.<br />
<br />
Madde 29.- Ölen yahut yukardaki maddeler gereğince milletvekilliği sıfatı kalkan veya düşen milletvekilinin yerine bir başkası seçilir.<br />
<br />
Madde 30.- Büyük Millet Meclisi kendi kolluk işlerini Başkanı eliyle düzenler ve yürütür.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
<br /></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; font-weight: bold;">
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM<br />
<br />
Yürütme görevi<br />
<br />
Madde 31.- Türkiye Cumhurbaşkanı, Büyük Millet Meclisi kamutayı tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir. Cumhurbaşkanlığı görevi, yeni Cumhurbaşkanının seçimine kadar sürer. Yeniden seçilmek olur.<br />
<br />
Madde 32.- Cumhurbaşkanı, Devletin başıdır. Bu sıfatla törenli oturumlarda Meclise ve gerekli gördükçe Bakanlar Kuruluna Başkanlık eder ve Cumhurbaşkanı kaldıkça Meclis tartışma ve görüşmelerine katılamaz ve oy veremez.<br />
<br />
Madde 33.- Cumhurbaşkanı, hastalık ve memleket dışı yolculuk gibi bir sebeple görevini yapamaz veya ölüm, çekilme ve başka sebeplerle Cumhurbaşkanlığı açık kalırsa Büyük Millet Meclisi Başkanı vekil olarak Cumhurbaşkanlığı görevini yapar.<br />
<br />
Madde 34.- Cumhurbaşkanlığı boş kaldığında Meclis toplanıksa Cumhurbaşkanını hemen seçer.<br />
Meclis toplanık değilse Başkanı tarafından hemen toplanmaya çağrılarak Cumhurbaşkanı seçilir. Meclisin seçim dönemi sona ermiş veya seçimin yenilenmesine karar verilmiş olursa Cumhurbaşkanını gelecek Meclis seçer.<br />
<br />
Madde 35.- Cumhurbaşkanı, meclisi kabul ettiği kanunları on gün içinde ilân eder.<br />
Cumhurbaşkanı, uygun bulmadığı kanunları bir daha görüşülmek üzere gene on gün içinde gerekçesi ile birlikte Meclise geri verir. Anayasa ile Bütçe Kanunu bu hüküm dışındadır.<br />
Meclis geri verilen kanunu gene kabul ederse Cumhurbaşkanı onu ilân etmek ödevindedir.<br />
<br />
Madde 36.- Cumhurbaşkanı her yıl Kasım ayında Hükümetin geçen yıldaki çalışmaları ve giren yıl içinde alınması uygun görülen tedbirler hakkında bir söylev verir. Yahut söylevini Başbakana okutur.<br />
<br />
Madde 37.- Cumhurbaşkanı, yabancı Devletler yanında Türkiye Cumhuriyetinin siyasi temsilcilerini tâyin eder ve yabancı devletlerin siyasi temsilcilerini kabul eder.<br />
<br />
Madde 38.- Cumhurbaşkanı, seçiminden hemen sonra Meclis önünde şöyle andiçer:<br />
<br />
<b><< Namusum üzerine söz veririm ki: Cumhurbaşkanı olarak, Cumhuriyet kanunlarını, milletin egemenlik esaslarını sayacağım; Ve bunları müdafaa edeceğim; Türk milletinin mutluluğuna bütün bağlılığımla, bütün kuvvetimle çalışacağım; Türk Devletine yönelecek her tehlikeyi en son şiddetle önliyeceğim; Türkiye'nin şanını, şerefini koruyup yükseltmek, üstüme aldığım görevin isterlerini yerine getirmek için olanca varlığımla çalışmaktan asla ayrılmıyacağım. >></b><br />
<br />
Madde 39.- Cumhurbaşkanının çıkaracağı bütün kararlar Başbakan ile birlikte ilgili Bakan tarafından imzalanır.<br />
<br />
Madde 40.- Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yüce varlığından ayrılmaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur. Harb kuvvetlerinin komutası barışta özel kanuna göre Genelkurmay Başkanlığına ve seferde Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine Cumhurbaşkanı tarafından tâyin edilecek kimseye verilir.<br />
<br />
Madde 41.- Cumhurbaşkanı, vatan hayınlığı halinde Büyük Millet Meclisine karşı sorumludur. Cumhurbaşkanının çıkaracağı bütün kararlardan doğacak sorumlar 39 uncu madde gereğince bu kararları imzalayan Başbakanın ve ilgili Bakanındır.<br />
Cumhurbaşkanının, özlük işlerinden dolayı sorumlanması gerekirse, Anayasanın milletvekilliği dokunulmazlığı ile ilgili 17 nci maddesi hükümlerine uyulur.<br />
<br />
Madde 42.- Cumhurbaşkanı, Hükümetin teklifi üzerine, daimî mâlûllük veya kocama gibi özlük sebeplerden dolayı belli kimselerin cezalarını kaldırabilir veya hafifletebilir.<br />
Cumhurbaşkanı, Büyük Millet Meclisi tarafından sanıklanarak hüküm giyen Bakanlar hakkında bu yetkiyi kullanamaz<br />
<br />
Madde 43.- Cumhurbaşkanının ödeneği özel kanunla gösterilir.<br />
<br />
Madde 44.- Başbakan, Cumhurbaşkanınca Meclis üyeleri arasından tâyin olunur.<br />
Öteki Bakanlar Başbakanca Meclis üyeleri arasından seçilip tamamı Cumhurbaşkanı tarafından onandıktan sonra Meclise sunulur.<br />
Meclis toplanık değilse sunma işi Meclisin toplanmasına bırakılır.<br />
Hükümet, tutacağı yolu ve siyasi görüşünü en geç bir hafta içinde Meclise bildirir ve ondan güven ister.<br />
<br />
Madde 45.- Bakanlar, Başbakanın reisliği altında (Bakanlar Kurulu) nu meydana getirir.<br />
<br />
Madde 46.- Bakanlar Kurulu, Hükümetin genel politikasından birlikte sorumludur.<br />
Bakanların her biri kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden ve politikasının genel gidişinden tekbaşına sorumludur.<br />
<br />
Madde 47.- Bakanların görev ve sorumları özel kanunla gösterilir.<br />
<br />
Madde 48.- Bakanlıkların kuruluşu özel kanuna bağlıdır.<br />
<br />
Madde 49.- İzinli veya herhangi bir sebeple özürlü olan bir Bakana, Bakanlar Kurulu üyelerinden bir başkası geçici olarak vekillik eder. Ancak bir Bakan birden fazlasına vekillik edemez.<br />
<br />
Madde 50.- Bakanlardan birinin Yücedivana yollanması hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisince verilen karar, kendisini bakanlıktan da düşürür.<br />
<br />
Madde 51.- İdare dâvalarına bakmak ve idare uyuşmazlıklarını çözmek, Hükümetçe hazırlanarak kendine verilecek kanun tasarıları ve imtiyaz sözleşme ve şartlaşmaları üzerine düşünüşünü bildirmek, gerek kendi özel kanunu ve gerek başka kanunlarla gösterilen görevleri yapmak üzere bir Danıştay kurulur. Danıştay başkanları ve üyeleri, daha önce önemli görevlerde bulunmuş, uzmanlıkları, bilgileri ve görgüleriyle belirgin kimseler arasından Büyük Millet Meclisince seçilir.<br />
<br />
Madde 52.- Bakanlar Kurulu, kanunların uygulanışını göstermek yahut kanunun emrettiği işleri belirtmek üzere içinde yeni hükümler bulunmamak ve Danıştayın incelemesinden geçirilmek şartiyle tüzükler çıkarır.<br />
Tüzükler Cumhurbaşkanının imzası ve ilâniyle yürürlüğe girer.<br />
Tüzüklerin kanunlara aykırılığı ileri sürüldükte bunun çözüm yeri Türkiye Büyük Millet Meclisidir.<br />
<br />
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM<br />
<br />
Yargı erki<br />
<br />
Madde 53.- Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri kanunla gösterilir.<br />
<br />
Madde 54.- Yargıçlar, bütün dâvaların görülmesinde ve hükmünde bağımsızdırlar ve bu işlerine hiçbir türlü karışılamaz. Ancak kanun hükmüne bağlıdırlar.<br />
Mahkemelerin kararlarını Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu hiçbir türlü değiştiremezler, başkalayamazlar, geciktiremezler ve hükümlerinin yerine getirilmesine engel olamazlar.<br />
<br />
Madde 55.- Yargıçlar, kanunda gösterilen usuller ve haller dışında görevlerinden çıkarılamazlar.<br />
<br />
Madde 56.- Yargıçların nitelikleri, hakları, görevleri, aylık ve ödenekleri, nasıl tâyin olunacakları ve görevlerinden nasıl çıkarılacakları özel kanunla gösterilir.<br />
<br />
Madde 57.- Yargıçlar, kanunla gösterilenlerden başka genel veya özel hiçbir görev alamazlar.<br />
<br />
Madde 58.- Mahkemelerde yargılamalar herkese açıktır.<br />
Yalnız yargılama usulü kanunları gereğince bir yargılamanın kapalı olmasına mahkeme karar verebilir.<br />
<br />
Madde 59.- Herkes mahkeme önünde haklarını korumak için gerekli gördüğü yasalı araçları kullanmakta serbesttir.<br />
<br />
Madde 60.- Hiçbir mahkeme görev ve yetkisi içindeki dâvalara bakmazlık edemez. Görev ve yetki dışında olan dâvalar ancak bir kararla reddolunur.<br />
<br />
Yücedivan<br />
<br />
Madde 61.- Bakanları, Danıştay ve Yargıtay başkanları ve üyelerini ve Cumhuriyet Başsavcısını görevlerinden doğacak işlerden dolayı yargılamak için Yücedivan kurulur.<br />
<br />
Madde 62.- Yücedivan üyeliği için, on biri Yargıtay, onu Danıştay başkanları ve üyeleri arasından ve kendi Genelkurulları tarafından gerekli görüldükte gizli oyla, yirmi bir kişi seçilir.<br />
Bunlar gizli oy ve salt çoklukla içlerinden birini Başkan ve birini Başkanvekili seçerler.<br />
<br />
Madde 63.- Yücedivan bir Başkan ve on dört üye ile kurulur ve kararlarını salt çoklukla verir.<br />
Geri kalan altı kişi gerektiğinde kurulun eksiğini tamamlamak için yedek üye durumundadır.<br />
Bu yedek üyeler, üçü Yargıtay, üçü Danıştay'dan seçilmiş üyeler arasından olmak üzere adçekme ile ayrılır.<br />
Başkanlığa ve Başkan vekilliğine seçilenler bu adçekmeye girmezler.<br />
<br />
Madde 64.- Yücedivanın savcılık görevi, Başsavcılık tarafından görülür.<br />
<br />
Madde 65.- Yücedivanın kararları kesindir.<br />
<br />
Madde 66.- Yücedivan kanunlara göre yargılar ve hüküm verir.<br />
<br />
Madde 67.- Yücedivan gerekli görüldüğünde Türkiye Büyük Millet Meclisi karariyle kurulur.<br />
<br />
BEŞİNCİ BÖLÜM<br />
<br />
Türklerin kamu hakları<br />
<br />
Madde 68.- Her Türk hür doğar, hür yaşar. Hürriyet başkasına zarar vermiyecek her şeyi yapabilmektir.<br />
Tabi haklardan olan hürriyetin herkes için sınırı, başkalarının hürriyeti sınırıdır. Bu sınırı ancak kanun çizer.<br />
<br />
Madde 69.- Türkler kanun karşısında eşittirler ve ayrıksız kanuna uymak ödevindedirler. Her türlü grup, sınıf, aile ve kişi ayrıcalıkları kaldırılmıştır ve yasaktır.<br />
<br />
Madde 70.- Kişi dokunulmazlığı, vicdan, düşünme, söz, yayım, yolculuk, bağıt, çalışma, mülkedinme, malını ve hakkını kullanma, toplanma, dernek kurma, ortaklık kurma hakları ve hürriyetleri Türklerin tabii haklarındandır.<br />
<br />
Madde 71.- Cana, mala, ırza, konuta hiçbir türlü dokunulamaz.<br />
<br />
Madde 72.- Kanunda yazılı hal ve şekillerden başka türlü hiçbir kimse yakalanamaz ve tutulamaz.<br />
<br />
Madde 73.- İşkence, eziyet, zoralım ve angarya yasaktır.<br />
<br />
Madde 74.- Kamu faydasına gerekli olduğu usulüne göre anlaşılmadıkça ve özel kanunları gereğince değer pahası peşin verilmedikçe hiç kimsenin malı ve mülkü kamulaştırılamaz.<br />
Çiftçiyi toprak sahibi kılmak ve ormanları devletleştirmek için alınacak toprak ve ormanların kamulaştırma karşılığı ve bu karşılıkların ödenişi özel kanunlarla gösterilir.<br />
Olağanüstü hallerde kanuna göre yükletilecek para ve mal ve çalışma ödevleri dışında hiçbir kimse başka hiçbir şey yapmaya ve vermeye zorlanamaz.<br />
<br />
Madde 75.- Hiçbir kimse felsefe inanından, din ve mezhebinden dolayı kınanamaz. Güvenliğe ve edep törelerine ve kanunlar hükümlerine aykırı bulunmamak üzere her türlü din törenleri serbesttir.<br />
<br />
Madde 76.- Kanunda yazılı usul ve haller dışında kimsenin konutuna girilemez ve üstü aranamaz.<br />
<br />
Madde 77.- Basın, kanun çerçevesinde serbesttir ve yayımından önce denetlenemez, yoklanamaz.<br />
<br />
Madde 78.- Seferberlik ve sıkıyönetim hallerinin veyahut salgın hastalıklardan dolayı kanun gereğince alınacak tedbirlerin gerektirdiği kısıntıların dışında yolculuk hiçbir kayıt altına alınamaz.<br />
<br />
Madde 79.- Bağıtların, çalışmaların, mülkedinme ve hak ve mal kullanmanın, toplanmaların, derneklerin ve ortaklıkların serbestlik sınırı kanunlarla çizilir.<br />
<br />
Madde 80.- Hükümetin gözetimi ve denetlemesi altında ve kanun çerçevesinde her türlü öğretim serbesttir.<br />
<br />
Madde 81.- Postalara verilen kâğıtlar, mektuplar ve her türlü emanetler yetkili sorgu yargıcı veya yetkili mahkeme kararı olmadıkça açılamaz ve telgraf ve telefonla haberleşmenin gizliliği bozulamaz.<br />
<br />
Madde 82.- Türkler gerek kendileri, gerek kamu ile ilgili olarak kanunlara ve tüzüklere aykırı gördükleri hallerde yetkili makamlara ve<br />
Türkiye Büyük Millet Meclisine tek başlarına veya toplu olarak haber verebilir ve şikâyette bulunabilirler. Haber veya şikâyeti alan makam kişi ile ilgili başvurmaların sonucunu dilekçiye yazılı olarak bildirmek ödevindedir.<br />
<br />
Madde 83.- Hiç kimse kanunca bağlı olduğu mahkemeden başka bir mahkemeye verilemez ve yollanamaz.<br />
<br />
Madde 84.- Vergi, devletin genel giderleri için, halkın pay vermesi demektir.<br />
Bu esasa aykırı olarak gerçek veya tüzelkişiler tarafından veya onlar adına resimler, ondalık alınması ve başka yüklemeler yapılması yasaktır.<br />
<br />
Madde 85.- Vergiler ancak kanunla salınır ve alınır.<br />
Devletçe, illerin özel idarelerince ve belediyelerce alınagelmekte olan resimler ve yüklemeler, kanunları yapılıncaya kadar alınabilir.<br />
<br />
Madde 86.- Harb halinde veya harbi gerektirecek bir durum başgösterdikte veya ayaklanma olduğunda yahut vatan ve cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma olduğunu gösterir kesin belirtiler görüldükte Bakanlar Kurulu, süresi bir ayı aşmamak üzere yurdun bir kesiminde veya her yerinde sıkıyönetim ilân edebilir ve bunu hemen Meclisin onamasına sunar. Meclis sıkıyönetim süresini, gerekirse uzatabilir veya kısaltabilir. Meclis toplanık değilse hemen toplanmaya çağırılır.<br />
Sıkıyönetim süresi ancak Meclisin karariyle uzatılabilir.<br />
Sıkıyönetim, kişi ve konut dokunulmazlığının, basın, gönderişme, dernek, ortaklık hürriyetlerinin geçici olarak kayıtlanması veya durdurulması demektir.<br />
Sıkıyönetim bölgesiyle bu bölgede hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği, harp halinde de dokunulmazlığın ve diğer hürriyetlerin nasıl kayıtlanabileceği veya durdurulacağı kanunla gösterilir.<br />
<br />
Madde 87.- Kadın, erkek bütün Türkler ilk öğretimden geçmek ödevindedirler. İlk öğretim Devlet okullarında parasızdır.<br />
<br />
Madde 88.- Türkiye'de din ve ırk ayırd edilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese <<Türk>> denir.<br />
Türkiye'de veya Türkiye dışında bir Türk babadan gelen yahut Türkiye'de yerleşmiş bir yabancı babadan Türkiye'de dünyaya gelipte memleket içinde oturan ve erginlik yaşına vardığında resmî olarak Türk vatandaşlığını istiyen yahut Vatandaşlık Kanunu gereğince Türklüğe kabul olunan herkes Türktür.<br />
Türklük sıfatının kaybı kanunda yazılı hallerde olur.<br />
<br />
ALTINCI BÖLÜM<br />
<br />
Türlü maddeler<br />
<br />
İller<br />
<br />
Madde 89.- Türkiye, coğrafya durumu ve ekonomi ilişkileri bakımından illere, iller ilçelere, ilçeler bucaklara bölünmüştür ve bucaklar da kasaba ve köylerden meydana gelir.<br />
<br />
Madde 90.- İllerle şehir, kasaba ve köyler tüzelkişilik sahibidirler.<br />
<br />
Madde 91.- İllerin, işleri, yetki genişliği ve görev ayrımı esaslarına göre idare olunur.<br />
<br />
Memurlar<br />
<br />
Madde 92.- Siyasi hakları olan her Türkün, yeterliğine ve hakedişine göre, Devlet memuru olmak hakkıdır.<br />
<br />
Madde 93.- Bütün memurların nitelikleri, hakları, görevleri, aylık ve ödenekleri, göreve alınmaları ve görevden çıkarılmaları, yükselme ve ilerlemeleri özel kanunla gösterilir.<br />
<br />
Madde 94.- Kanuna aykırı işlerde üstün emrine uymuş olmak memuru sorumdan kurtarmaz.<br />
<br />
Maliye işleri<br />
<br />
Madde 95.- Bütçe Kanunu tasarısı ve buna bağlı bütçeler ve cetvellerle katma bütçeler Meclise bütçe yılı başından enaz üç ay önce sunulur.<br />
<br />
Madde 96.- Devlet malları bütçe dışı harcanamaz.<br />
<br />
Madde 97.- Bütçe Kanununun geçerliği bir yıldır.<br />
<br />
Madde 98.- Kesinhesap kanunu, ilişkin olduğu yıl bütçesinin hesap dönemi içinde elde edilen gelirle, gene o yılki ödemelerin gerçekleşmiş tutarını gösterir kanundur. Bunun şekli ve bölümleri Bütçe Kanunu ile tam karşılıklı olacaktır.<br />
<br />
Madde 99.- Her yılın kesinhesap kanunu tasarısı o yılın sonundan başlıyarak en geç ikinci yıl Kasım ayı başına kadar Büyük Millet Meclisine sunulur.<br />
<br />
Madde 100.- Büyük Millet Meclisine bağlı ve Devletin gelirlerini ve giderlerini özel kanuna göre denetlemekle görevli bir Sayıştay kurulur.<br />
<br />
Madde 101.- Sayıştay, genel uygunluk bildirimini ilişkin olduğu kesinhesap kanununun maliyece Büyük Millet Meclisine verilmesi tarihinden başlıyarak en geç altı ay içinde Meclise sunar.<br />
<br />
Anayasanın dayanakları<br />
<br />
Madde 102.- Anayasada değişiklik yapılması aşağıdaki şartlara bağlıdır:<br />
Değişiklik teklifinin Meclis tam üyesinin en az üçte biri tarafından imzalanması şarttır.<br />
Değişiklikler ancak tamsayımın üçte iki oy çokluğu ile kabul edilebilir.<br />
Bu kanunun, Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki birinci maddesinde değişiklik ve başkalama yapılması hiçbir türlü teklif dahi edilemez.<br />
<br />
Madde 103.- Anayasanın hiçbir maddesi hiçbir sebep ve bahane ile savsanamaz ve işlerlikten alıkonamaz. Hiçbir kanun Anayasaya aykırı olamaz.<br />
<br />
Madde 104.- 20 Nisan 1340 tarih ve 491 sayılı Teşkilâtı Esasiye Kanunu yerine mâna ve kavramda bir değişiklik yapılmaksızın Türkçeleştirilmiş olan bu kanun konulmuştur.<br />
<br />
Madde 105.- Bu kanun yayım tarihinde yürürlüğe girer.</div>
</div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-77063955871329608082017-01-27T04:52:00.000-08:002017-01-27T04:53:37.038-08:00DEMOKRAT PARTİ Döneminde İktidar Muhalefet İlişkileri (1950-1960) ve Milli (!) Muhalefet (kin ve husumet) Cephesi'ne Karşı Kurulan VATAN CEPHESİ<div align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<b><span style="color: maroon;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: large;">DEMOKRAT
PARTİ DÖNEMİNDE İKTİDAR-MUHALEFET İLİŞKİLERİ (1950 - 1960)</span><span style="font-size: 14pt;"><o:p></o:p></span></span></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKXBX9UsdLAS7-awx4VrNP7pVa3U6RiKY2E_jPl-ZymX9xeNHqbWfJsmyHqeUtHKcBn5oBWAKHdYvx9W5LelL79xhq5oGc6M4SnMGMGbzE1pEG1Ms1Uj4OsYbDw86i7724bwrXM4dRdMw/s1600/DP_DR.+MUSTAFA+ALBAYRAK-.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="209" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKXBX9UsdLAS7-awx4VrNP7pVa3U6RiKY2E_jPl-ZymX9xeNHqbWfJsmyHqeUtHKcBn5oBWAKHdYvx9W5LelL79xhq5oGc6M4SnMGMGbzE1pEG1Ms1Uj4OsYbDw86i7724bwrXM4dRdMw/s640/DP_DR.+MUSTAFA+ALBAYRAK-.png" width="640" /></a></div>
<div align="right" class="MsoNormal" style="text-align: right;">
<b><span style="color: blue;">Dr. Mustafa ALBAYRAK<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: red;"><span style="font-size: large;">ÖZET</span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti, İkinci Dünya Savaşı sonrasında, liberal ve demokratik bir söylemle
kurulmuştur. Dört yıllık muhalefet döneminde, yirmi yedi yıl süren Cumhuriyet Halk
Partisi iktidarından özellikle bu savaş sırasındaki politikalardan rahatsızlık
duyanlarla, Türkiye’de daha çok özgürlük isteyen liberaller, basın mensupları,
aydınların bir bölümü, işçiler, kırsal kesimde yaşayanlar tarafından büyük bir
destek görmüştür.<br />
1950 yılında yapılan genel seçimlerle iktidara gelen ve dört yıllık başarılı
bir dönemden sonra, 1954 yılında büyük çoğunlukla iktidar olan DP, bazı iç ve
dış sorunlar nedeniyle siyasi güç kaybına uğramış, 1957 yılında yapılan genel
seçimlerden sonra ise özellikle muhalefetin baskıları, kurumlar arasındaki
sorunları çözememesi nedeniyle, toplumsal çatışmalara engel olamamıştır...
Demokrat Parti’nin her üç döneminde de iktidar muhalefet ilişkileri, kısa süren
bahar havaları bir yana bırakılırsa, çok sert bir hava içinde geçmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: maroon;">GOVERNMENT-OPPOSITION
RELATIONS<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: maroon;">DURING
THE DEMOCRAT PARTY YEARS (1950 -1960)<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: maroon;">ABSTRACT</span></b><span style="color: maroon;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
The
Democrat Party was established with a liberal and democratic rhetoric after the
Second World War. During the period of 4 – years opposition, the part enjoyed a
considerable support from the circles, which were not happy about the war-time
policies, freedom-requesting liberals of the country, the media, a large part
of intellectuals, workers and the rural people, against the 27 years –old government
of the Republican People’s Party (CHP).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
The
Democrat Party came to power in 1950 elections, and after 4 years of successful
governance of the country, it further increased its votes in 1954. After facing
several domestic and external problems, the party lost some support due to
oppositional pressures, and was not able to prevent social conflicts because of
its inability to solve the inter-institutional problems. In all three periods
of incumbency, the government-oppositional relations have been rough, except
short periods blossoming optimism.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Key
Words : Adnan Menderes, Celâl Bayar, İsmet İnönü, Osman
Bölükbaşı, Republican People’s Party, Democrat Party, Freedom Party,
Party of the Nation, National Opposition Front, Motherland Front.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b>DEMOKRAT PARTİ
DÖNEMİNDE İKTİDAR-MUHALEFET İLİŞKİLERİ (1950-1960)<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
Türkiye’de
yeniden çok partili siyasal düzene geçildikten sonra, 7 Ocak 1946 tarihinde
resmen kurulan Demokrat Parti, dört yıllık başarılı bir muhalefet döneminden
sonra, 14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan ilk serbest seçimler sonrasında iktidarı
devralmıştır. Ancak bu olay öncesindeki Türkiye’nin beş yıllık gelişme
çizgisini kısaca bilmekte yarar vardır. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b>Giriş<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
Türkiye’de,
yaklaşık olarak yirmi beş yıl boyunca iktidarda bulunan Cumhuriyet Halk
Partisi, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren büyük yenilikleri gerçekleştirmiş,
Türk devriminin her aşamasında yer almış, otoriter ve asker- sivil –bürokrat
işbirliğine dayanan bir yapısal görünüm sergilemişti. Bu parti 1945 yılında
yeniden çok partili düzene geçildiği zaman, bu yapısal görünümünü korumakta ve
adeta kendini devletle özdeş saymakta idi. Millî Şef İsmet İnönü döneminde
(1938-1946), özellikle İkinci Dünya savaşı’nın koşulları gereği toplumsal,
siyasal ve ekonomik anlamda uygulanan aşırı otoriter politikalar, toplumun
büyük çoğunluğunda bu partiye karşı olumsuz bir bakış açısının oluşmasına neden
olmuştu. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının, bu dönemde çıkardığı Millî
Korunma ve Varlık Vergisi Kanunlarının getirdiği müdahale ve sınırlamalar,
ekonomik yaşama egemen olan gayri millî burjuvazi ile yeni gelişmekte olan Millî
burjuvazinin rahatsızlığına neden olmuştur. Ayrıca bu dönem içinde yürürlüğe
konulan Toprak Mahsulleri Vergisi, Türkiye nüfusunun en büyük bölümünü
oluşturan ve zaten kendi geçimini sağlamaktan çok uzak olan köylü kesimine
büyük sıkıntılar yaşatmış ve bu kesimin tepkilerine neden olmuştu <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn1">[1]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bütün
bunların yanı sıra, polis yetki yasaları, basın üzerindeki sınırlamalar,
üniversite yasası, bürokratik baskılar, Cumhurbaşkanlığı ile Parti Başkanlığı
görevlerinin tek bir kişide toplanmasının yarattığı sorunlar, Toprak Reformu
Kanunu’nun büyük toprak sahiplerine yönelik olduğu yolundaki yanlış
algılamalar, 1950 öncesindeki seçim yasası ve 1946 genel seçimlerindeki
yolsuzluklar ve benzeri uygulamalar varolan olumsuzlukları arttırmıştı<a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn2">[2]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İktidar
partisi olan CHP, 1950 yılına kadar bu olumsuzlukları düzeltmek doğrultusunda
önemli bir çaba içine girmiş, başta basın yasaları olmak üzere anti-demokratik
olduğundan şikayet edilen, polis yetki yasası gibi bir çok yasaları ve bu arada
seçim yasasını değiştirmiş, Varlık Vergisi, Toprak Mahsulleri ve Millî
Korunma Kanunlarının uygulamalarına son vermişti. Ayrıca bazı kesimlerin
şikayet konusu ettikleri Köy Enstitüleri hakkında yeni bir düzenlemeye
gidilmiş, Ankara’da bir İlahiyat Fakültesi ve İmam-Hatip kursları açılmış,
ilkokullarda isteğe bağlı olarak din derslerinin okutulmasına karar verilmiş,
tarihi değeri olduğu gerekçesiyle bir çok türbe devlet törenleriyle ziyarete
açılmış, hatta ünlü ozan Nazım Hikmet Ran’ı kapsamı dışında bırakan bir genel
af yasasını çıkarmıştı. Bütün bunlara ek olarak Toprak Reformu yasasında-aradan
daha beş yıl bile geçmeden- büyük toprak sahipleri lehine önemli düzenlemeler
yapılmıştı. Dış politikada ise, Amerika Birleşik Devletleri merkezli bir
politika anlayışına yönelen iktidar, İsrail Devleti’ni tanımış, Uluslar arası
Para Fonu ve Dünya Bankası’na üye olmuştu <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn3">[3]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti, İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği zorlukları hâlâ yaşamakta olan
otoriter bir tek parti yönetiminin yarattığı koşullar içinde kurulmuştur.
Demokrat Parti muhalefet yıllarında, dikkate değer bir mücadele vermiş, bu
mücadele kimi zaman iktidar partisi ile çok keskin virajların dönülmesi, kimi
zaman da uzlaşma yoluyla daha sakin bir ortamda yürütülmüştür. Demokrat Parti,
o yıllara kadar tek parti iktidarının görmezden geldiği, ya da zamansız olarak
algıladığı yukarıda sözü edilen bir çok soruna çözüm öngören önerilerini önce
programına koymuş, daha sonra da bu doğrultuda iktidar ile mücadele etmeye
başlamıştır. Örneğin; o zamana kadar üzerinde fazla durulmayan bireysel
özgürlükler, basın özgürlüğü, grev hakkı, bürokrasinin azaltılması,
anti-demokratik yasaların kaldırılması, ekonomik liberalizm, üniversite
özerkliği, özel girişime öncelik verilmesi, yabancı sermayeye önem verilmesi,
üretim hayatına devlet müdahalesinin azaltılması, devlete ait kurumların uygun
koşullarla özel kesime devredilmesi, gibi pek çok konu ön plana çıkarılmıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti, beş yıl boyunca yaptığı muhalefet döneminde, Atatürk’ün son Başbakanı
olan Celâl Bayar ve bu partiyi tercih eden Millî Mücadele’nin tanınmış
simalarından, Örneğin; Mareşal M. Fevzi Çakmak, General Ali Fuad Cebesoy, Fahri
Belen, Ali İhsan Sabis gibi kişilerin yanı sıra; Atatürk’ün özel doktoru olan
Prof. Dr. Nihat Reşat Belger, ünlü yazar Halide Edib Adıvar, Cumhuriyet Gazetesi
sahibi ve baş yazarı Nadir Nadi Abalıoğlu, gibi bir çok sivil aydını da yanına
alarak partisini güçlendirmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti, muhalefet döneminde kendi içindeki iç çekişmeleri ve radikal kişileri
de, büyük siyasi kayıplar pahasına partiden uzaklaştırmakta sakınca görmeyerek,
halka güven duygusu vermeye özen göstermiştir. Özellikle muhalefet
yıllarında “Hürriyet Misakı” ve “Millî Teminat Misakı” (*) ile gösterilen
direniş ve iktidar ile muhalefet arasında Cumhurbaşkanı İnönü’nün yayınladığı
12 Temmuz Beyannamesi bu güvenin oluşmasında etkili olmuştur.<a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn4">[4]</a><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bütün
bu önlemler 14 Mayıs 1950 genel seçimlerinde ürününü vermiş ve Demokrat Parti,
kurucularının bile beklemediği, % 53.59 oranında oy oranı ile 408 milletvekili
kazanarak iktidara gelmiştir. Bu genel seçimler sonrasında Türkiye Büyük
Millet Meclisi’ne, 69’u C.H.P.’den, 1’i Millet Partisi’nden ve 9’u da
bağımsızlardan olmak üzere toplam 79 muhalif milletvekili girebilmiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn5">[5]</a> .
Başka bir deyişle, ilk serbest seçimler sonucunda TBMM’de, sözde çok partili
ancak siyasal güç anlamında tek partili bir yapı ortaya çıkmıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Türk
siyasi tarihinde yaklaşık olarak on yıl boyunca devam eden bu süreçteki iktidar
muhalefet ilişkileri üç ana başlık altında incelenebilir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
I
– (1950- 1954) Döneminde İktidar-Muhalefet İlişkileri<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Genel
seçimlerde büyük bir hayal kırıklığına uğrayan Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ,
seçimlerden hemen sonra, 16 Mayıs 1950 Salı günü, Demokrat Parti Genel Başkanı
Celâl Bayar’ı Köşke davet ederek, kendisinden bir an önce hükümeti kurmasını
istemiştir. Zira genel seçimlerde Başbakan Prof. Dr. M. Şemsettin Günaltay
dışındaki kabine üyelerinin hiç birisi milletvekili seçilememiş, bu durum İnönü
ve arkadaşlarını çok üzmüştü. İnönü, belki de seçim sonuçlarından duyduğu hayal
kırıklığı nedeniyle, bir an önce iktidarı devretmek istemişti. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti Genel Başkanı Bayar, Cumhurbaşkanı İnönü’nün bu acelesi karşısında,
kendisine kısa bir süre izin verilmesini istemiş ve ardından da çalışmaya
başlamıştır. Cumhurbaşkanı adaylığı için basında çıkan haberlerin aksine, D.P.
Meclis Gurubu, 20 Mayıs 1950 tarihinde, oylamaya katılan 379 milletvekilinden
345’ini oyu ile Celâl Bayar’ın Cumhurbaşkanlığına seçmiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn6">[6]</a>.
22 Mayısta açılan Türkiye Büyük Millet Meclisinde ise 453 milletvekilinin
katıldığı oylamada, D.P. adayı Celal Bayar, 387 oy ile Cumhurbaşkanlığına, İçel
milletvekili Refik Koraltan da, 385 oyla TBMM Başkanlığına seçilmişlerdir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn7">[7]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Cumhurbaşkanı
Celâl Bayar, Adnan Menderes’in, D.P.’nin kurucularından ve en önemli ideologu
olan Prof. Dr. Mehmet Fuat Köprülü’nün Başbakan adayı yapılması yolundaki
ricası karşısında, basında beklenenin aksine, Başbakanlık makamına Köprülü’yü
değil de, Adnan Menderes’i tercih etmesiyle, önemli bir sürpriz yaşanmış
oldu <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn8">[8]</a>.
Cumhurbaşkanı Bayar’ın bu tercihinin, Prof. Köprülü’de de büyük bir hayal
kırıklığı yarattığını anlamak çok zor değildir. Zira daha sonraki yıllarda
Cumhurbaşkanı Bayar, sürekli olarak hep “Başvekili Adnan Menderes”in
yanında yer alacak ve özellikle de 1955’ten sonra D.P. içinde başlayan düşünce
ayrılıklarını bahane eden Prof. Köprülü ise, bir süre sonra partisinden ayrılacaktı.
Zira bu ikili arasındaki ayrışma, beş yıllık süre içinde, bir zamanlar Bayar
ile İnönü arasındaki rekabet ile karşılaştırılabilecek kadar derinleşecekti.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Başbakanlığa
atanan Adnan Menderes, 51 yaşında, son derece hırslı, uzun yıllar Cumhuriyet
Halk Partisi içinde istediği yere gelemediğinden ötürü, İnönü’ye karşı bir
sempati duymayan, ancak oldukça önemli siyasi deneyim ve birikime sahip bulunan
bir kişilikti. Bu nitelikleri onun on yıllık iktidarı döneminde eski Genel
Başkanı İnönü ile olan ilişkilerinde belirleyici olacaktı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Kendisine
görev verildiği gün, 22 Mayısta kabinesini açıklayan Başbakan Menderes’in
kabinesinde daha önceki dönemde aradığını bulamayan ve İnönü ile uzlaşamadığı
bilinen bazı isimlere de yer vermesi dikkati çekmekte idi. Örneğin; Mustafa
Kemal Atatürk’ün özel doktoru Prof. Dr. Nihat Reşat Belger Sağlık Bakanı, Refik
Şevket İnce Millî Savunma Bakanı, Emekli General Fahri Belen Bayındırlık Bakanı
olarak görev almışlardı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn9">[9]</a>.
Bu durum, iktidar-muhalefet ilişkilerinin ilerideki günlerde oldukça gergin
geçeceğinin ilk işaretleri olmuştur.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçları alınır
alınmaz, C.H.P. lideri İnönü, Cumhurbaşkanı Bayar’ı kutlamış ve C.H.P. Grubu
da, D.P.’lilerin 1946’daki Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında yaptıklarının
aksine olarak, Bayar TBMM’ne geldiği zaman ayağa kalkarak kendisini
selamlamışlardı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn10">[10]</a>.
Artık yalnızca partisinin Genel Başkanlığını değil, Gurup Başkanlığını da
üstlenen İnönü, Bayar’a gösterdiği sıcak ilgiyi, o günlerde yayınladığı
bildiride ;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Vatanımızda
birlik ve düzenliğin kurulması bizim parti mülahazalarımızın
üstündedir” diyerek, genel seçimlerin sonuçlarına saygı duyulmasını
isteyecekti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn11">[11]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Ana
muhalefet partisinde bu gelişmeler olurken, D.P.’de de, parti programına uygun
olarak *, Cumhurbaşkanlığı makamına getirilen Genel Başkan Bayar’ın yerine, 9
Haziran’da Başbakan Menderes seçilmiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn12">[12]</a> .
Bu gelişme, Başbakanlık görevine atanan Adnan Menderes açısından ikinci önemli
adım olarak kabul edilebilir ki, onun parti içindeki konumunun giderek
güçlenmesinde sanılandan daha etkili olmuştur.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti Genel Başkanı ve Başbakan Adnan Menderes’in iktidarının ilk
günlerinde “devr-i sabık yaratmayacakları” yolundaki açıklamalarına
karşılık, ana muhalefet partisi C.H.P. lideri İsmet İnönü,“İktidardan tek
istediğimiz şey, bizim iktidarda iken verdiğimiz emniyetin bize
verilmesidir “ <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn13">[13]</a>,
diyerek birbirlerine ılımlı mesajlar vermişlerdi.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Başbakan
Menderes, 28 Mayıs 1950 tarihinde, önce D.P. meclis Grubuna sunduğu hükümet
programında; tek partili dönemin politikalarını ağır bir dille suçlamış ve kendilerinin,
özellikle ekonomik anlamda serbest ve özel sektör ağırlıklı bir ekonomik
politika izleyeceklerini, üretimi arttırarak ülkenin refah düzeyini
yükselteceklerini, “üretim hayatını devletin zararlı müdahalelerden ve her
çeşit bürokratik engellerden kurtaracaklarını” , ana sanayiye yönelik
olanlar dışındaki devlet işletmelerinin, belli bir plan dahilinde özel sektöre
devredileceğini, devlet tekelciliğinin en aza indirileceğini, üretim artışını
engelleyen vergilerin yeniden düzenleneceğini, ziraî kredilerin arttırılarak
teknik tarıma geçileceğini, karayolu ve sulama işlerine önem verileceğini
belirtmiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn14">[14]</a>.
Başbakan aynı konuşmasında;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“İşçilere
içtimai nizam ve iktisadi ahengi bozmamak şartıyla grev hakkının verileceğini
“ , “Millete mal olmuş inkılâpların korunacağını”, “Tek parti
devrinden kalma anti-demokratik kanunların kaldırılacağını”, bürokrasi
üzerindeki baskıların yokedilerek, bu kesimin haklarının korunacağını, “ırkçılık,
irtica ve komünizm gibi aşırı akımlarla mücadele edileceğini” , dış
politikada ise Amerika Birleşik Devletleri, Fransa ve İngiltere gibi büyük
devletlerle olan ittifaklara bağlı kalınacağını ve barışçı bir dış politika
izleneceğini açıklamıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn15">[15]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Başbakan
Menderes’in hükümet programı daha parti meclis grubunda kendi
milletvekillerinin çok sert eleştirilerine uğramış, program üzerinde elliden
fazla milletvekili söz almıştır. D.P.’nin muhafazakar kanadına mensup olan bazı
milletvekilleri bu programın din, dil, irtica, ırkçılık, ezanın Arapça
okunması, Halkevlerinin yeniden düzenlenmesi, Müslüman devletlerle daha sıkı
işbirliğine gidilmesi gibi konulardaki yetersizlikler nedeniyle, programa
eleştirilerde bulunmuşlardır. Partinin daha liberal kanadına mensup olanlar
ise, bir an önce anti-demokratik yasaların kaldırılması, özel girişime daha
fazla yer verilmesi, daha önceki dönemde işkence yapan ve partizanca davranan
bürokratlardan hesap sorulması, ırkçılık, komünizm, irtica ve hayat pahalılığı
ile mücadele edilmesi, işçi haklarına öncelik verilmesi gibi konular üzerinde
programda eksiklikler olduğunu öne sürmüşlerdir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn16">[16]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Başbakan
Menderes bütün bu eleştirilere verdiği yanıtta, bu konuşmaları yapan
milletvekillerinin sözünü ettikleri ayrıntılara girmemesinin nedenini, bu
konuları önemsemediğinden kaynaklanmadığını, hepsinin önemli olduğunu ancak bu
ayrıntıların yer alması durumunda hükümet programının, 300-500 sayfalık bir
kitap tutacağını, kendisinin bu şekilde uzun bir program yapmak yerine, daha
kısa bir programı tercih ettiğini söylemiştir. Başbakan aynı konuşmasında; “devr-i
sabık yaratmamak” cümlesine de açıklık getirerek, eski iktidar döneminde
“Kanunen sui(kötü) işlemi olan insanları ellerini kollarını sallayarak bu
memlekette dolaşmağa terk etmek…” gibi bir tutum içinde
olmayacaklarını, bu şekildeki bürokratların cezalandırılacağını, daha önceki
iktidar döneminde bir İlahiyat Fakültesi ile bir İmam-Hatip Okulu açıldığını
ancak bunların sayılarının arttırılacağını, ilkokullarda üçüncü sınıfa kadar
isteğe bağlı olarak okutulan din derslerinin, İlk ve Ortaokullarda zorunlu hale
getirileceğini, “dinin Komünizme karşı bir engel
olduğuna”inandıklarını ve Anayasanın değiştirilmesi konusunu ele
alacaklarını, Arapça’ya gereken önemin verileceğini
belirtmiştir. <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn17">[17]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Başbakan
Menderes, hükümet programını 31 Mayıs 1950 tarihinde TBMM’ne sunmuştur. Hükümet
programı üzerinde söz alan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Samet Ağaoğlu,
C.H.P. iktidarını sert bir dille eleştirdikten sonra, eski dönemden
kalma “Vatandaş ve insan haysiyet ve şerefine muhalif hak ve
hürriyetine muhalif bütün “ sınırlamaları kaldıracaklarını ifade ederek,
Menderes’in bu programını “Büyük bir inkılâp olduğunu gösteren tarihi bir
vesika” olarak nitelendirmiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn18">[18]</a> .
Meclise D.P. listesinden giren İzmir milletvekili ünlü yazar Halide Edib Adıvar
ise konuşmasında, 14 Mayıs 1950 tarihinde alınan seçim başarısından övgüyle söz
ettikten sonra, ”14 Mayıs’ın Millî bayram Günü” ilan edilmesini
önermiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn19">[19]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Hükümet
programı konusundaki görüşmeler 2 Haziranda giderek sertleşmiş, iktidar ile
muhalefet arasında karşılıklı ağır suçlamalar yapılmış, C.H.P. Grup Başkan
Vekili Faik Ahmet Barutçu’ya oturumu yöneten başkanın söz vermemesi, aynı
partiden Feridun Fikri Düşünsel’in tepki göstermesine neden olmuş, gerginliğin
daha da artması üzerine, C.H.P.’li milletvekilleri iktidarı protesto ederek,
meclis toplantı salonunu terk etmişlerdi <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn20">[20]</a> .
Daha ilk günlerde yaşanan bu protesto olayı, iktidar ile ana muhalefet partisi
arasında gelecekte çetin bir mücadelenin yaşanacağına işaret etmekte idi.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Millet
Partisi’nin tek temsilcisi olarak meclise giren Kırşehir milletvekili Osman
Bölükbaşı ise, C.H.P. iktidarını, belki de Demokratlardan daha ağır bir dille
suçlamış ;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Uzun
seneler devam eden diktatörlük idaresini yıkmak için, Türk Milletinin beş
seneden beri yaptığı mücadele 14 Mayıs tarihinde tetviç edilmiştir… Milletin,
bu naçiz hizmetkârlarını milletin karşısında şahin durumuna sokan bu mevzuat
ortadan kaldırılmadıkça, demokrasi inkılâbı tamamlanmış olamaz..” <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn21">[21]</a> ,
diyerek yeni iktidara olan desteğini belirtmişti. Ancak Bölükbaşı’nın
beklentilerine uygun gelişmeler olmayınca, bu defa Bölükbaşı, iktidarın en sert
muhaliflerinden biri olacaktı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Başbakan
Menderes’in ilk hükümeti TBMM’den 282 olumlu oyla güven almış, ancak bu
oylamaya muhalefetle birlikte katılmayanların sayısı 192’yi bulmuştur ki,
bunlardan 126’sı D.P. milletvekili idi <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn22">[22]</a>.
Bu sonuç, Başbakan Menderes’i de kendi partisi içinde oldukça zor günlerin
beklediğini göstermekteydi. Kısacası; iktidar ile muhalefet arasında yaşanan bu
gerginlik, daha sonraki günlerde de sertleşerek devam edecekti.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
gerginliğin yaşandığı günlerde eski C.H.P.’nin son Başbakanı Prof. Dr.
Şemsettin Günaltay, daha ilk günlerinde D.P. iktidarını “Diktatörlüğe
gitmekle” suçlamış, bu iktidarla “ölünceye kadar çarpışacağını” söyleyerek,
“aydın gençliği” hükümeti kınamaya davet etmişti. C.H.P. lideri İsmet İnönü
de, “iktidarı şiddet yolunda” olmakla suçlamıştı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn23">[23]</a>.
Bu gerginlik giderek tırmanırken, genel seçimlerin yapıldığı gün,
C.H.P.’nin kaybettiği yolundaki söylentileri üzerine, bazı generallerin Çankaya
Köşkü’ne giderek Cumhurbaşkanı İnönü’ye, “Bir emirlerinin olup, olmadığı’nı
sordukları yolunda basında haberler çıkmıştı<a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn24">[24]</a>.
İnönü tarafından yalanlanan <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn25">[25]</a>,
haberin kaynağı olarak gösterilen Hürriyet Gazetesi Ankara Muhabiri Emin
Karakuş’un da anılarında doğrulamadığı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn26">[26]</a> bu
haber, zaten ağır olan siyasi havayı daha da gergin bir hale getirecekti. O
günlerde subayların İnönü’ye gördükleri yerde sevgi gösterilerinde bulunmaları
ve selam vermeleri, bu şekilde bir söylentinin çıkmasında etkili olmuştu <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn27">[27]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
kuşkuların yaşandığı günlerde ortaya atılan başka bir iddia ise, durumun daha
da karmaşık bir hal almasına neden olmuştur. Bu olay, 5 Haziran 1950 tarihinde,
D.P. Ankara milletvekili Seyfi Kurtbek’in, büyük bir telaş içinde Başbakan
Menderes’e giderek, 8-9 Haziran gecesi askerlerin bir “hükümet darbesi” yapacaklarını
haber vermesi üzerine başlamıştır. Haberi alan Başbakan Menderes, hemen Çankaya
Köşkü’ne koşmuş ve durumu Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a iletmiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn28">[28]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Cumhurbaşkanı
ve Başbakan arasında geçen özel görüşmeden sonra, 6 Haziran’da, adeta orduda
bir “tasfiye” hareketi başlatılmış ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Abdurrahman
Nafiz Gürman, Askeri Şura’dan Orgeneral Salih Omurtak, Orgeneral Kâzım Orbay,
Orgeneral Hakkı Akoğuz başta olmak üzere, ordu üst kademesinden on beş
General ve Amiral ile 150 kadar Albay emekliye ayrılmışlardır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn29">[29]</a> .
Bu darbe söylentilerinin gerçekliği bugüne kadar belgelendirilebilmiş değildir.
Ancak o günlerdeki bu söylentiler DP iktidarına, Türk Silahlı Kuvvetlerinde
Cumhurbaşkanı İnönü’ye aşırı bağlı bir kadronun tasfiye edilmesi fırsatını
yaratmış olması bakımından önemlidir. Bu değişiklik ile Genelkurmay
Başkanlığı’na Orgeneral Nuri Yamut, İkinci Başkanlığa Korgeneral Şahap Gürler,
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na Vekaleten Muzaffer Göksenin atanmışlardır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn30">[30]</a>.
Bu değişiklikler sırasında Birinci, İkinci ve Üçüncü Ordu Komutanları da Yüksek
Askeri Şura’ya alınarak, yerlerine yenileri atanmıştır. Bu
değişiklikleri Millî Savunma Bakanı Refik Şevket İnce, “kanunların hükümete
verdiği yetkinin kullanılmasından başka bir şey olmadığı “ şeklinde
yorumlamıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn31">[31]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Hükümetin
bürokratik kadroda da hızlı bir atama ve sürgün faaliyetine girişmesi,
muhalefet çevrelerinde tepkiye neden olurken, memurlar arasında da
tedirginliğin artmasına yol açmıştır. D.P.’nin muhalefet yıllarında
bürokratlardan zarar gördüğünü iddia eden pek çok kişinin bu konuda hükümete
şikayette bulundukları, o günlerin gazetelerinden anlaşılmaktadır . Başbakan
Menderes’in bu değişikliklerle ilgili olarak yapılan eleştirileri yanıtlarken,
C.H.P. ile işbirliği eden Valiler başta olmak üzere, öteki bürokratlar hakkında
gerekli cezaî işlemleri yapacaklarını açıklamasının hemen ardından <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn32">[32]</a>,
11 Haziranda dokuz Valinin yerine yenileri atanmışlardır. Askeri ve bürokratik
kadrolarda yapılan bu değişiklikleri haklı bulan Cumhuriyet Gazetesi Sahibi,
Başyazarı ve D.P. listesinden Muğla bağımsız milletvekili seçilen Nadir Nadi
Bey, kendi köşesinde şöyle değerlendiriyordu;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Bir
orkestrada bile Şef, tanımadığı ve güvenmediği sazları yenilemek imkânını daima
elinde tutar. Millete karşı büyük bir sorumluluğu olan parti ise, böyle bir
kaygıdan kendini nasıl âzade sayabilir?” <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn33">[33]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Başbakan
Menderes’in, parti grubunda yaptığı konuşmasında, C.H.P. lideri İnönü’nün “teminat
isteriz” yolundaki sözlerine karşılık olarak;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Bugüne
kadar memleketin hürriyetini elinden alan onlardır ve hürriyeti getiren
Demokrat Parti’dir…” <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn34">[34]</a>şeklindeki
suçlamaları, iktidar- muhalefet arasındaki gerginliğin giderek artacağının bir
başka işareti olacaktı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti Meclis Grubu, hükümet programına uygun olarak, 1950 Haziranında Türk Ceza
Kanunu’nun Arapça ezan ve kamet okumayı suç sayan 526. maddesinin
değiştirilmesini ve bu eylemin suç olmaktan çıkarılmasını öngören değişikliği,
önce parti grubunda kabul etti. Bu değişikliği savunan milletvekillerine göre
bu kısıtlama; “bugün için faydasız” ve “laikliğe de münafi (aykırı)” <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn35">[35]</a> idi
. Demokrat Parti Grubunda bu değişiklik oy birliğiyle benimsendikten
sonra, 16 Haziranda TBMM’nde görüşüldü ve C.H.P.’nin de desteğini alarak
kabul edildi <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn36">[36]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Günümüzde
hâlâ tartışma konusu yapılan bu yasağın kaldırılmasından hemen sonra, daha
karar resmen valiliklere bildirilmeden, imam ve müezzinlerin çoğu Arapça ezan
okumaya başlamışlardı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn37">[37]</a>.
Türk Ceza Kanunu’nda yapılan bu değişiklik, iktidar- muhalefet ilişkilerinde
sanıldığı kadar önemli bir gerginliğe neden olmamış, daha da ötesi, C.H.P.
Grubunun çoğunluğu; “Türkçe ezan okumanın bir hata olduğunu itirafa giderek,
demokratların önerisini özlemle onamaya” karar vermiş ve değişikliğe
olumlu oy kullanmıştı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn38">[38]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
1950-54
döneminde iktidar-muhalefet arasındaki ilişkileri etkileyen önemli gelişmelerden
biri de, ara seçimlerin bir yıl sonraya ertelenmesi ve yerel seçimlerde yaşanan
gerginlikler olacaktı. 13 Ağustos 1950 tarihinde Türkiye genelinde yapılan
muhtar seçimlerinde, D.P.’nin 19.052 muhtarlık, C.H.P.’nin 13.152 muhtarlık,
M.P.’nin ise 130 muhtarlık kazanmasının yarattığı tepkilerdir. D.P.’nin bu
seçimlerde büyük farkla kazanmasına karşın, iktidar yanlısı basın bu sonucu
yeterli bulmamış, örneğin; Son Posta’dan Selim Rağıp Emeç, 16 Ağustos 1950
tarihli “Müessif Bir Hadise” başlıklı yazısında D.P.’nin bu seçimleri
“ezici bir çoğunlukla kazanamamış olmasını “ eleştirmişti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn39">[39]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
3
Eylül 1950 tarihinde yapılan Belediye seçimleri öncesinde ise, İnönü’nün “
siyasi emniyetlerinin tehlikede olduğunu ve memleketin baştan başa huzursuzluk
içinde yaşadığını “ açıklaması ve iktidarın TBMM’den izin almadan Kore’ye
asker göndermesini eleştirmesiyle yine siyasi ortam gerginleşmeye
başlamıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn40">[40]</a>.
Bu eleştirilere yanıt veren Başbakan Menderes, “Millî Şef hakkında halkın peşin
bir hükmü olduğunu” savunarak, İnönü’nün partisinin başarısızlığını olağan
bir sonuç olduğunu söylemiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn41">[41]</a> .
Belediye seçimlerinde işi sıkı tutan Demokratlar, bu seçimlerde Türkiye
genelinde 600 belediyeden, 560’ını kazanarak, “ezici bir çoğunlukla”, yerel
yönetimleri ele geçirmeyi başarınca, Başbakan Menderes, seçim sonuçlarından
sonra basına verdiği demeçte ;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Türk
Milleti, Halk Partisi’ni 14 Mayıs’ta iktidardan tasfiye etmişti; 3 Eylülde de
muhalefetten tasfiye etti… “diyerek, sonuçlardan duyduğu mutluluğunu dile
getirmişti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn42">[42]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Aynı
yıl 15 Ekim 1950 tarihinde yapılması planlanan İl Genel Meclisi seçimlerinden
bir gün önce, Malatya Belediye Başkanı’nın, İnönü’nün resmini duvardan
indirmediği gerekçesiyle *, İçişleri Bakanı tarafından görevinden alınması,
iktidar ile muhalefet arasında zaten varolan gerginliğin daha da
tırmandırılmasında etkili olacaktı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn43">[43]</a>.
Bu gerginliğin tırmanmasında iktidar ve muhalefet yanlısı basın organlarının da
büyük payı olmuştur. Örneğin; bu olaydan önce Vatan Gazetesi Sahibi ve
Başyazarı Ahmet Emin Yalman, 12 Eylül 1950 tarihli yazısında İnönü’yü
“Moskova’ya ümit verecek” bir dil kullanmakla suçlayarak, şöyle yazmıştı; “Politika
ihtirasının uçurumuna sükûtu ani ve korkunç olabilir ve millete ihanet hududuna
bile varabilir. Bu istidat şimdiden belirmiştir…” <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn44">[44]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Malatya
olayının ardından gazetesi Zafer Gazetesi Sahibi ve Başyazarı DP Ankara
milletvekili Mümtaz Faik Fenik ise bu olayı değerlendirdiği “Kazan mı
Kaldıracaklar?” başlıklı yazısında, C.H.P.’lilerin davranışlarını Yeniçeri
isyanlarına benzetmişti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn45">[45]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İl
Genel Meclisi seçimleri öncesinde 9 Ekimde Ankara Radyosu’nda bir konuşma yapan
İnönü ise, muhalefetin çalışmalarının engellendiğini, yargıçların D.P. örgütünün
isteğine göre değiştirildiğini, muhalefetin hainlikle suçlandığını, devlet
radyosunun tarafsız davranmadığını ve seçim yasasının yargı güvencesinden
yoksun bırakıldığını iddia ederek, iktidarı suçlamıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn46">[46]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İl
Genel Meclisi seçimlerinde D.P. yeni bir başarı kazanarak, 51 ilde tam
çoğunluğu sağlamış, bu illere bağlı 341 ilçede toplam 956 üyelik kazanmıştır.
C.H.P. ise 22 ilçede, 286 , M.P. de 6 ilçede 15 üyelik alabilmişlerdir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn47">[47]</a> .
Bu seçimlerle D.P., genel seçimlerdeki başarısını daha da pekiştirmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Kazanılan
bu başarılara rağmen D.P., kendi içinde bazı sorular yaşamaya başlamıştır. Bu
sorunlar bazı kabinedeki Bakanların, Başbakan Menderes ile aralarındaki
anlaşmazlıktan kaynaklandığı anlaşılmakta idi. Başbakan ile Bakanları
arasındaki sorunlar çözülemeyince de, önce Millî Eğitim Bakanı Avni Başman
istifa etmiş, daha sonra da bu istifayı Sağlık Bakanı Prof. Nihat Reşat Belger,
Bayındırlık Bakanı Fahri Belen’in istifaları izlemişti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn48">[48]</a>.
Hükümet içinde yaşanan bu sıkıntılar, Başbakan Menderes’in, ilk kabinesini
kurmasının üzerinden daha bir yıl bile geçmeden, istifa etmesine neden
olacaktı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İktidar
ile C.H.P. arasında yaşanan önemli sorunlardan birisi de dil konusunda
yaşanmıştır. D.P. daha önceki iktidar döneminde yaşanan dildeki özleştirme ve
Anayasa dilinin Türkçeleştirilmesinden rahatsızlık duyduğunu ortaya koymuştu.
TBMM’de 16 Kasım 1950 tarihinde dil konusu görüşülürken, bu rahatsızlığı dile
getiren D.P. Afyon milletvekili Gazi Yiğitbaş, C.H.P.’yi suçlayan şu sözlerle
suçlamıştı;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Cumhuriyetçiliği
istibdatçılık, Halkçılığı kölecilik, Millîyetçiliği Millîyetsizlik,
devletçiliği inhisarcılık, lâyikliği dinsizlik olarak tatbik ve icra ettikleri
gibi, dilimizi de ıslah değil, ifsat ettiler…Bu şekilde bir fenalığı düşman
dahi yapmaz ve yapamazdı, bu adamlar birer dost birer mürşit gibi göründüler,
fakat birer müfsit gibi hareket ettiler. Adeta insanın, bu adamların kanından
ve Millîyetinden şüphe edeceği geliyor” <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn49">[49]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
TBMM’de,
o güne kadar söylenen belki de en hakaret dolu bu sözler karşısında, C.H.P.’li
milletvekilleri Yiğitbaş’ı protesto etmek amacıyla bir defa daha meclis
toplantı salonunu terk etmişlerdi. Gerçi Yiğitbaş sözlerini geri almak zorunda
kalacak ve konuşmasının bu bölümü, meclis tutanaklarından çıkarılacaktı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn50">[50]</a> ,
ancak C.H.P.’liler bu olay nedeniyle bir süre meclise gelememekte ısrar
edeceklerdi .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti iktidarının 1950 yılı yazında muhalefet ile arasının açan önemli
gelişmelerden biri de, TBMM’den onay almaksızın hükümetin Kore’ye asker
göndermesi olmuştur. Türkiye’nin, Kuzey Atlantik Paktı (NATO)’na girme
umuduyla, TBMM’den onay almadan alelacele Kore’ye asker gönderme kararına,
muhalefetten çok sert tepkiler gelmiştir. Oysa C.H.P. hükümeti de, Türkiye’nin
NATO’ya katılmasını şiddetle desteklemiş, hatta bu amaçla son döneminde bir
başvuru da yapmış, ancak kabul edilmemişti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn51">[51]</a>.
Kore’ye askeri güç gönderme olayı, muhalefet partileri açısından siyasi malzeme
olarak kullanılmıştır. Zira konu TBMM gündemine gelseydi, iktidar partisinin
mecliste çok büyük bir çoğunluğa sahip olduğu düşünülürse, bu kararın geçmemesi
gibi bir durum söz konusu değildi. Öte yandan muhalefet de Kore’ye asker
gönderilmesine değil de, böyle bir formalitenin yerine getirilmemesinden
şikayetçi olmuştur. Zira Türkiye, daha İkinci Dünya Savaşı yıllarından itibaren
zaten ABD ve Batı merkezli bir politika izlemeye başlamış ve bunun gereklerinin
de yapmaktaydı. Sorun, bir yöntem sorunundan ileri gelmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti ile özellikle CHP arasındaki ilişkilerde 1952 yılında en çok tartışma
konusu olan sorunlardan biri de Radyonun tarafsızlığı, Halkevlerinin
kapatılması ve CHP’nin mallarına el konulmasını kabul eden 5830 sayılı
yasanın kabul edilmesi olmuştur. Radyo konusunda CHP lideri İnönü, Trabzon’da
yaptığı konuşmada, “Partizan bir hükümet demokrasinin zehridir
!” diyerek, muhalefete karşı haksızlık yapıldığını öne sürmüş <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn52">[52]</a> ,
Başbakan Menderes ise, bu iddialara Manisa’dan verdiği yanıtta, eski meclisle
yeni meclisi kıyaslayarak, yeni meclisi, eski meclise göre adeta bir “Kâbe”ye
benzetmişti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn53">[53]</a> .
Bu yıl içinde giderek artan siyasi gerginlik, özellikle Ulus ile Zafer gazeteleri
arasındaki sert yazılarla giderek tırmandırılacaktı. Zafer’in 6 Ekim 1952
tarihli “Millî Münafık Neler Söyledi?” başlıklı yazısında, İnönü’yü
İzmir’de yaptığı konuşması nedeniyle, “halkı ihtilâle teşvik ettiğini”
iddia etmesi, İnönü’nün 7 Ekim’de Manisa’daki konuşmasına bir grup D.P.’linin
müdahale ederek CHP binasının taşlaması ve bu olay sırasında polisin yavaş
davrandığı yolundaki iddialar taraflar arasındaki gerilimi artırmıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn54">[54]</a>.
Ayrıca İnönü’nün, yine Ege gezisinde, Balıkesir’e girmemesi konusunda Vali
tarafından uyarılması ve ana muhalefet liderinin bu kenti ziyaretinin
engellenmesi; Bursa’ya gitmek zorunda kalan İnönü’nün Bursa’da,
konuşacağı kürsünün DP’lilerce “gasp edilmesi” ve sonrasında çıkan olaylar,
muhalefet ile iktidar arasındaki ilişkileri gergin bir boyuta taşımıştır.
İnönü’nün, bu gerginliği daha da tırmandırmamak için, yurt gezisini yarıda
kesmek zorunda kalması, iktidar- muhalefet ilişkilerinde bir defa daha önemli
rahatsızlıklar yaratmıştır<a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn55">[55]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Aynı
yıl yasama dönemi başladığında ise, İnönü’nün TBMM’ne verdiği gensoru
önergesiyle iktidarı suçlaması; “ iktidarın vatandaşa zulüm yaptığını,
partizanca hareket ettiğini ve siyasi emniyetin sağlanamadığını “ <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn56">[56]</a> öne
sürmesi, Demokratlar tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Demokratlar tarafından
reddedilen gensoru önergesinden bir süre sonra Başbakan Menderes’in gerginliği
yatıştırmak için, Ankara İl Kongresinde “Muhterem Muhalefete el uzatıyorum
“ şeklindeki sıcak sözleri, her ne kadar partinin radikal kesimleri tarafından
olumlu karşılanmamışsa da, Başbakan bu tavrını 1953 yılı başlarında da
sürdürmeye, iktidar-muhalefet ilişkilerini germemeye büyük özen
göstermiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn57">[57]</a> .
Menderes, 4 Ocak 1953 tarihinde yaptığı konuşmada da siyasi ortamı yatıştırmak
adına şunları söylemişti ;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“
Boğuşmalar devri sona ermelidir. Tahkir, tezlil ve her türlü tahrikleri sövüp
saymayı dahi mubah gören böyle mücadelenin devam edip gitmesi, ancak ve ancak
şuursuzluğu, basiretsizliği ve kötü niyeti memnun edebilir “ <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn58">[58]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Muhalefet
lideri İnönü’nün de bu çağrıya olumlu yanıt vermesi üzerine, kısa bir
süreliğine de olsa, iktidar- muhalefet ilişkilerinde bir “ Bahar
Havası “esmeye başlamıştır. Bu gelişmede, Vatan Gazetesi sahibi ve
başyazarı Ahmet Emin Yalman’ın, Malatya’da aşırı İslamcı bir militan olan
Hüseyin Üzmez tarafından silahlı suikasta uğraması da etkili olacaktı. Bu kısa
dönemde bir süre için, gazeteler arasındaki restleşmelere de ara verilmiş,
Zafer Gazetesi bu dönemi “Demokrasimizde yeni bir devir açıldı” diyerek,
memnuniyetini belirtirken <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn59">[59]</a>,
Ulus Gazetesi de Başbakan Menderes’in; Gaziantep’te CHP binasını ziyaret
ederek, partililerle sohbet ettiği haberine yer vermişti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn60">[60]</a> .
Bütün bunlara ek olarak İnönü’nün, 21 Ocakta yaptığı konuşmasında, “her türlü
irtica” karşısında hükümete destek vereceklerini belirterek;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Hükümet
aleyhine hareket etmek istidadında olan her teşebbüs Hükümet kadar Cumhuriyet
Halk Partisi’ni de yanında bulacaktır…“ şeklindeki sözleri, ortamın iyice
yatışmasını sağlamıştı. Ancak CHP lideri İnönü, bu ılımlı havanın
sürdürülebilmesi için, iktidardan Anayasanın eksik yanlarının tamamlanmasını,
seçim yasasının iyileştirilmesini, mecliste “murakabe cihazının
çalıştırılmasını”, anti-demokratik yasaların değiştirilmesini ve partizan
uygulamalara son verilmesini istemişti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn61">[61]</a>.
Ulus Gazetesi de iktidar ile muhalefetin “irticai
hareketler” karşısında işbirliğinden duyduğu mutluluğu dile
getirmişti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn62">[62]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
olumlu gelişmelerin bir sonucu olarak, 1953 yılı bütçe yasasının kabulü
sırasında önemli bir gerginlik yaşanmamış, karşılıklı iyi niyet açıklamaları
yapılmış, DP’, CHP Grup Başkan Vekili Faik Ahmet Barutçu’nun Meclis İç Tüzüğü
ile ilgili değişik önergesini desteklemiş ve kabulünü sağlamış, daha da ötesi
Başbakan Menderes, Barutçu’nun, “radyonun muhalefet aleyhine yayın yapmaması”
yolundaki önerisine bile olumlu yanıt vermişti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn63">[63]</a>.
Bu olumlu ve ılımlı gelişmeler, o günlerin deyimiyle “Bahar Havası”, 11
Haziran 1953 tarihinde yapılan CHP Onuncu Büyük Kurultayı’nda da sürdürülmüş,
İnönü, D.P. iktidarının daha ılımlı bir dille eleştirmeye büyük bir özen
göstermişti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn64">[64]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti iktidarı ile Cumhuriyet Halk Partisi’ni 1953 yılında karşı karşıya
getiren, hatta 1950-54 dönemine damgasını vuran en önemli gelişme ise,
C.H.P.’nin mallarına el konulmasını öngören 6195 sayılı yasanın iktidar
tarafından TBMM’de gündemine getirilmesidir. Bu yasanın 1954 seçimlerinden önce
çıkarılması ise bir rastlantı sonucu değildi. Bu konudaki yasa tasarısı, ilk
olarak 9 Haziran 1953 tarihinde D.P. meclis gurubunda görüşülmeye başlanmış,
önergenin, D.P. meclis grubunda görüşülmesi sırasında söz alan Başbakan
Menderes, ana muhalefet lideri İnönü’yü, “memlekette bir kıyam
“ hazırlamakla suçlayarak, Halk Partisi’nin elindeki malların “ böyle
bir kıyamın silah ve cephanesi olarak kullanılacak kuvvetleri” olarak
gördüğünü açıklamıştı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn65">[65]</a> .
CHP’nin, 15 Temmuz’da yayınladığı bir bildiriyle, Millet Partisi’nin
kapatılması konusunda iktidara karşı yönelttiği eleştiriler, Demokratları
kızdırmış ve 14 Kasım 1953 tarihinde Uşak’ta yapılan ara seçimlerin de CHP
tarafından kazanılmasına duyulan tepkiler ise, bu yasanın hızla gündeme
getirilmesine neden olmuştu. Söz konusu yasa önerisinin D.P. meclis
grubunda 17 Kasım’da ele alındığı gün yeniden söz alan Başbakan Menderes,
“CHP’nin parasal kaynaklarının çok, kendilerinin ise az olduğundan
yakınarak”, ana muhalefet partisinin en basit harcamalar için parti
örgütüne yüz binlerce lira gönderdiğini, parasal anlamda onlarla eşit şartlarda
mücadele edemediklerini, bu partinin“memleketi yutmuş, yed’i gasıplarına geçirmiş
olduğunu”, üstelik kendilerinden hesap sormaya kalktığını öne sürerek;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Bizden
hesap soranlardan biz de ellerinde ne varsa toptan onların hesabını sormak
mevkiindeyiz…” <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn66">[66]</a>demişti
.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
yasa ile ilgili olarak 8 Aralık 1953 tarihinde D.P. meclis gurubunda bir
konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Samet Ağaoğlu ise, Başbakan’dan daha açık bir
dille konuşarak, amaçlarını şu sözlerle ifade etmekten çekinmemiş ;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“
Teklif ettiğimiz kanun tasarısı, C.H.P.’nin mevcut emlâkine top yekûn el
koymak, haksız iktisap olduğu için elinden almaktır, bu hal partiyi meflûç,
parasız hale getirmek siyaseten öldürmektir…Bu mallar gayri meşrûdur, haksız
iktisaptır. O halde, hatta haksız iktisabı üzerine almış, haksız tasarruflarla
mal elde etmiş olan bir siyasi teşekkülün felcine dahi müncer olsa, hakkın
yerine getirilmesi icabeder…” <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn67">[67]</a> demişti
.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Kısaca
söylemek gerekirse, Demokrat Parti iktidarının bu yasa ile muhalefeti siyaseten
felç etmek gibi bir amaçları olduğu konuşmalarından açıkça anlaşılmakta idi.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
yasa tasarısının 9 Aralıktan itibaren mecliste görüşülmesi sırasında, iki
partinin Genel Başkanları ve milletvekilleri arasında karşılıklı olarak çok
sert tartışmalar yaşanacak, İnönü yasa tasarısının, “ruhiyle, metniyle,
her türlü usulüyle Anayasa’ya aykırı olduğunu” ve memlekette “hukuk dışı
bir rejimin kurulmakta olduğunu” <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn68">[68]</a> öne
sürecekti . D.P. Anakara milletvekili Abdullah Gedikoğlu’nun İnönü’ye
dönerek,“Sahtekâr, sahtekâr…! 1946’yı unuttun mu? “ şeklinde bağırması
üzerine ise, CHP milletvekilleri meclis salonunu terk etmişlerdi <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn69">[69]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İktidarın
hazırladığı bu yasaya, D.P.’li 341 milletvekili olumlu oy kullanırken, 120
milletvekilinin oylamaya katılmaması, aralarında Osman Bölükbaşı, Remzi Oğuz
Arık, Cezmi Türk, Tezer Taşkıran ve Hıdır Aslan‘ın bulunduğu
5 milletvekilinin ise olumsuz oy kullandıkları meclis tutanaklarından
anlaşılmaktadır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn70">[70]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
6195
sayılı yasa olarak kabul edilen bu yasaya göre; on gün içinde mallara ilişkin
bilgiler toplanacak ve “ kimin elinde olursa olsun”, CHP’nin bütün
mallarına el konularak, bu mallar hazineye gelir kaydedilecekti. Yasaya
aykırı davrananlar hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun 276. maddesinin 1.
fıkrasındaki hüküm uygulanacaktı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn71">[71]</a>.
Ertesi günü Cumhurbaşkanı Bayar tarafından onaylanan yasa, 15 Aralık 1953
tarihinde yürürlüğe konularak, CHP’nin mal varlıkları hazineye devredilmeye
başlandı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Ana
muhalefet partisi yöneticilerinden Prof. Dr. Nihat Erim
tarafından “Müsadere Kanunu” olarak adlandırılan bu yasa ile CHP’nin yayın
organı olan Ulus Gazetesi de kapatılarak, binasına el konulmuştur. Bu gazete
Ankara Denizciler Caddesindeki bir binaya taşınarak, adı “Yeni Ulus” olarak
değiştirildi ve sloganı da, CHP’nin “altı ok”u olarak kabul
edilmiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn72">[72]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti iktidarının 1953 yılında çıkardığı ve adına “Millî Selamet Kanunları”
denilen bir dizi yasa ile üniversite öğretim üyelerinin siyasetle uğraşmaları
yasaklandı. Vicdan ve Toplanma Hürriyeti Kanunu’nda yapılan değişikliklerle,
“idari makamlara ve polise toplantılarda bulunma hakkı” tanındı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn73">[73]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
gelişmeler iktidar ile muhalefet arasındaki siyasi gerginliğin artmasında
olduğu kadar, 1954 seçimlerinde muhalefetin seçim başarısını da etkileyen en
önemli etken olmuş, iktidar ile muhalefet arasındaki siyasi mücadeledeki dört
yıllık dönem, bu yasaların kabulü ile yeni bir aşmaya girmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b>II- (1954-1957)
Döneminde İktidar-Muhalefet İlişkileri :<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
İktidar
ile muhalefet arasında 1953 başlarında esen “Bahar Havası” kısa
sürmüş,<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
1954
yılına sert ve soğuk rüzgarların estiği bir ortamda girilmiştir. Ayrıca bu yıl
içinde genel seçimlerin yapılması söz konusu olduğundan muhalefet, iktidara
karşı daha sert bir tutum almıştı. Gerek ana muhalefet Partisi CHP, gerekse
Millet Partisi’nin yerine kurulan Cumhuriyetçi Millet Partisi, siyasî ve malî
anlamda önemli bir güç kaybına uğradıkları için, bir yandan bu kayıplarını
gidermek, öte yandan da sarsılan yapılarını güçlendirmek için çaba büyük bir
harcamaya başlamışlardı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti, 27 Ocak 1954 tarihinde Köy Enstitüleri’ni, “ehliyetli öğretmen
yetiştirmeğe elverişli olmadığı “ gerekçesiyle, Köy Öğretmen Okulları adı
altında yeniden düzenleyerek, bu enstitüleri kapatmak yoluna gidecekti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn74">[74]</a>.
CHP’nin son yıllarında zaten önemli bir darbe yiyen bu Enstitüler, bazı
çevreleri ve iktidarı fazlasıyla rahatsız etmişti.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Başbakan
Menderes’in önerisi üzerine DP grubu, 1954 seçimlerinin 2 Mayıs 1954 Pazar günü
yapılmasına karar vermiş sonra da, uygulamadaki seçim yasasının bazı maddeleri
değiştirilerek, 9 Martta 1954 tarihinde “yayın yolu ile ve radyo ile işlenecek
olan suçlara” daha ağır cezalar getirilmiş, basın davalarının Ağır Ceza
Mahkemeleri’nde görülmesini öngören 5680 sayılı yasada da önemli değişikliler
yapılması kabul edilmiştir<a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn75">[75]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Muhalefet
partileri de iktidarın aldığı önlemlere karşı bir seçim ittifakı yapmak
istemişlerse de, bu ittifak girişimi uzun süren pazarlıklardan sonra,
CMP’nin “her vilayette adayların iki partiden yarı yarıya gösterilmesi
konusundaki ısrarı yüzünden” , gerçekleşememiştir. 1954 seçim kampanyası
sırasında, Cumhurbaşkanı Celâl Bayar da, üzerinde D.P. sembolü bulunan
bastonuyla yurt gezilerine çıkarak, D.P.’ye destek vermeyi ihmal
etmeyecekti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn76">[76]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
seçimler öncesinde muhalefetin, iktidarı en çok eleştirdiği konular arasında;
yeni çıkarılan Yabancı Sermaye Yasası, radyonun taraflı yayınları, basın
yasasında yapılan kısıtlamalar, hayat pahalılığı, grev hakkının kabul edilmesi,
üniversitelerin özerkliği, TBMM’ne danışılmadan Kore’ye asker gönderilmesi ve
Petrol Yasası gibi konular ve uygulamalar yer almıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn77">[77]</a>.
Seçim gezileri devam ederken, İnönü’nün Mersin’deki konuşması sırasında,
konuştuğu mikrofonun telleri kesilmiş ve başka bir olayda da bindiği Jeepin
İskenderun plakalı bir otomobil tarafından parçalandığı yolunda basında
haberler çıkmıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn78">[78]</a>.
Bu gelişmeler, seçimler öncesinde iktidar- muhalefet ilişkilerinin giderek
gerginleşmesinde önemli rol oynamıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İktidar
ile muhalefet arasında büyük bir gerginliğe neden olan 1954 genel seçimleri, 2
Mayıs 1954 Pazar günü yapılmıştır. Bu seçimlere katılım oranı, % 88.63
gibi çok yüksek bir orana ulaşmış, seçimlerde, DP oyların % 58.42’sini alarak
503 milletvekili çıkarmayı başarmıştır. Seçimlerde CHP % 35 oyla 31
milletvekili; CMP % 5.28 oy alarak 5 milletvekili, Bağımsızlar ise % 0.62. oy
alarak yalnızca 2 milletvekili çıkabilmişlerdir<a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn79">[79]</a>.
Bu sonuçlar ile mecliste adeta bir tek partili yapı ortaya çıkmıştı. Bu
sonuçların yarattığı siyasi yapı, iktidar partisini bazı demokratik olmayan
uygulamalar yapmasında etkili olacaktı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
1954
seçim sonuçları, nedenleri ne olursa olsun, DP iktidarı açısından çok büyük
başarı idi. Türk siyasi tarihinde, hiçbir siyasi partinin ulaşılamadığı bir oy
oranı ile iktidara gelen Başbakan Adnan Menderes, bu seçimlerden aldığı güçle,
1954-57 döneminde daha rahat hareket etmeye başlayacak, hatta tek parti
döneminden kalma bazı uygulamaları gündeme getirmekten çekinmeyecekti. Zira
1950-54 yılları arasında zaten çok bozuk olan iktidar- muhalefet arasındaki
siyasi dengeler, 1954-57 döneminde TBMM’de adeta bir tek parti egemenliğinin
oluşmasına neden olacaktı. Bu siyasi tablonun yarattığı, koşullar, Türk
demokrasisi açısından alınması gereken önemli derslerle doludur.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
1954
seçimleri sonrasında TBMM, Cumhurbaşkanlığına 486 oy ile Celâl Bayar’ı, TBMM
Başkanlığı’na 489 oy ile Refik Koraltan yeniden seçmiş ve Cumhurbaşkanı Bayar,
üçüncü defa DP Genel Başkanı Menderes’i hükümeti kurmakla
görevlendirmiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn80">[80]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Başbakan
Menderes, 24 Mayıs 1954 tarihinde hükümet programını TBMM’ne sunarken yaptığı
konuşmada, muhalefetin demokratik olmayan mücadele yöntemlerinden şikayet etmiş
ve eski dönemin “şuursuz, yıpratıcı ve haysiyetsiz kavgalarıyla, yalan ve
iftiraya dayanan sözde siyasi mücadele usulleriyle devamına müsaade
etmeyeceğiz…” <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn81">[81]</a> diyerek,
kendilerine muhalefet tarafından yöneltilen bütün suçlamaları reddetmiştir.
Hükümet programında daha önce başlanan uygulamalara devam edileceğini
vurgulayan Menderes, 1954 seçimlerindeki büyük başarıyı, milletin daha önceki
hükümetin uygulamalarını “kayıtsız şartsız desteklediği” anlamında algıladığını
açıkça ortaya koymakta idi. Üçüncü Menderes Kabinesi, 26 Mayısta TBMM’den 491
olumlu oy alarak göreve başlamıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn82">[82]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti, hükümetin göreve başlamasından bir süre sonra, seçim yasasında bazı
değişiklikler öngören bir yasa tasarısını meclis gündemine getirmiştir.
Muhalefetin birleşme yollarını tıkayan ve bu tür girişimleri etkisiz kılmaya
yönelik bu yasa değişikliğini, 20 Haziran 1954 tarihinde bir bildiri
yayınlayarak eleştiren CHP, seçim yasasının “siyasi mücadelede muhalefet
aleyhine eşitliği bozacak “ koşullar taşıdığını iddia etmiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn83">[83]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İktidarın
yaptığı ilk işlerden biri de, kendisine bu seçimlerde oy vermeyen ve CMP lideri
Osman Bölükbaşı’nı milletvekili seçen Kırşehir ilini, milletvekillerinin
mazbatalarını almalarının üzerinden daha 48 saat bile geçmeden, ilçe haline
getirerek, Nevşehir iline bağlaması olmuştur. Türk siyasi tarihinde bezeri
görülmeyen bu değişiklik, özellikle Kırşehir milletvekili Osman Bölükbaşı’nın
çok sert tepki göstermesine neden olmuş, yine Kırşehir’den milletvekili seçilen
Osman Alişiroğlu ise tepkisini şu sözlerle ortaya koymuştu ;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Bu
gidiş nereye? Elbette cevabını ben vereceğim. Dikta rejimine (soldan halt
etmişsin sesleri…) Dikta rejimine…” İktidar milletvekilleri tarafından
çok sert tepki gören bu sözler, Alişiroğlu’nun toplantı salonundan dışarı
atılmasına neden olacaktı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn84">[84]</a>.
Bu yasa değişikliğine, 549 milletvekilinden, yalnızca 259 olumlu oy
vermesi, 237 üyenin oylamaya katılmaması, 38 muhalefet milletvekilinin de red
oyu vermesi <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn85">[85]</a>,
yasanın DP tarafından bile kabul görmediğini açıkça ortaya koymuştu.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Kırşehir
Yasası olarak bilinen bu yasa, daha 1954 yılından itibaren iktidar ile
muhalefet ilişkilerinin sertleşmesinde etkili olmuş ve daha sonraki yıllarda bu
yanlışlığın düzeltilmesine karşın, yasanın yaratığı tepkiler hiçbir zaman
tümüyle silinemeyecek, özellikle CMP lideri Osman Bölükbaşı, bundan sonraki
yıllarda, Menderes ile asla uzlaşamayacak ve DP iktidarına karşı en sert
muhalefet yapan parti lideri olacaktı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti iktidarı, muhalefetin “Tasfiye Kanunu” adını verdiği bir başka yasayı da
1954 Haziran ayı içinde meclis gündemine taşımıştır. Bu yasaya göre; meslek
yaşamında yirmi beş yılını dolduran ve altmış yaşına gelmiş olan Danıştay,
Sayıştay, Yargıtay Üyeleri ile, Üniversite Öğretim Üyeleri, gerekli
görüldükleri takdirde, “res’en emekliye sevk edilebileceklerdi” <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn86">[86]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Cumhuriyet
Halk Partisi Kars milletvekili Turgut Göle’nin; “İktidarın tek partiye
doğru gitmesi “ şeklinde değerlendirdiği bu yasa ile “İşten el
çektirilen kimselere, haklarında ittihaz olunan karara karşı hiçbir adlî, idarî
kaza merciine müracaat imkanı tanınmamakta” idi. Muhalefetin partilerine göre,
bu yasa Anayasaya ve demokrasi ilkelerine aykırı idi <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn87">[87]</a>.
Bu yasa konusunda iktidarı destekleyen liberal eğilimli Vatan Başyazarı Ahmet
Emin Yalman bile, gazetesindeki “Yanlış Yoldasınız” başlıklı yazısı ile,
Başbakan Menderes’i uyarmak durumunda kalacaktı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn88">[88]</a> .
Bütün eleştirilere karşın “Tasfiye Kanunu”, TBMM’de 33 olumsuza karşın, 344
olumlu oy ile kabul edilecekti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn89">[89]</a>.
Bu yasa ile iktidarın yüksek yargı organları ve üniversitelerdeki muhalif
görüşleri susturmak istediği, anlaşılmakta idi.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
dönem içinde 1954 yılında yapılan ve katılım oranının % 67.15’e kadar düştüğü
muhtar seçimlerinde; DP 26.191 muhtarlık ve 53.968 köy ihtiyar meclisi üyeliği
kazanarak, başarısını sürdürmüştür <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn90">[90]</a>.
Demokratlar, CHP’nin boykot ettiği 1955 yılında yapılan belediye ve il genel
meclisi seçimlerinde ise, 8.784 asil, 9.897 yedek üyelik ile asil üyeliklerin %
74.64’ünü, yedek üyeliklerin de 87.04’ünü kazanmışlardır. CHP’nin, seçimlere
katılmadığı halde, 17 asil ve 17 yedek üyelik kazandığı bu seçimlerde; Köylü
Partisi 262 asil, 257 yedek üyelik; Bağımsızlar ise 2.705 asil, 1.200 yedek
üyelik kazanabilmişlerdir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn91">[91]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Yerel
yönetimlerdeki bu olumlu sonuçlar, iktidarın giderek daha fazla güçlenmesinde
etkili olacak ve bu gücü arkasına alan Başbakan Menderes’in, “Basına İspat
Hakkı” nedeniyle , kendi partisi içinde belirmeye başlayan muhaliflere karşı
bile, çok sert önlemler almakta duraksama göstermeyecekti.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Başbakan
Menderes, partisinin bir zamanlar basın özgürlüğüne ne denli önem verdiğini
adeta unutarak, hükümetine karşı basının yönelttiği eleştirilere kısıtlamalar
getirmek amacıyla 1954 Martında Basın yasasında bazı düzenlemelere gitmiştir.
İktidar bu yasanın 36. maddesini değiştirerek, basın suçlarının Ağır Ceza
Mahkemelerinde görülmesini öngören bir yasayı kabul etmişti. Bu yasadan rahatsızlık
duyan ve aralarında üç eski Bakanın da yer aldığı on DP’li milletvekili, 2
Mayıs 1955 tarihinde “basına ispat hakkı tanınmasını öngören “ bir
yasa önerisini TBMM’ne sunmuşlardı. Bu milletvekilleri, basına ispat hakkının
verilmesini demokratikleşme doğrultusunda önemli bir adım olarak görüyorlardı.
DP’nin Üçüncü Büyük Kongresi öncesinde parti içinde patlak veren bu
muhalefetin öncülerinden olan Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu, Menderes’e
gönderdiği bir mektupta;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Rejimin
hâlâ teminatsız olduğunu”, “bunun için de bir diktatorya olduğunu”, parti
içinde “Murakabe ve Meşveret olmadığını” ileri sürmüş ve Başbakanı ağır
bir dille suçlamıştı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn92">[92]</a> .
Başta Başbakan Menderes olmak üzere, DP içinde önemli görüş ayrılıklarına neden
olan ve sonunda DP içinden yeni bir parti kurulmasına kadar giden bu muhalefet
hareketi, iktidar partisinde adeta siyasi bir depreme yol açmakla kalmayacak,
Üçüncü Menderes Hükümeti’nin istifa etmesinde etkili olacaktı. Ağırlıklı olarak
Demokrat Parti’nin basın ve akademisyen kökenli milletvekillerinin başlattığı
bu muhalefet hareketi, 20 Kasım 1955 tarihinde,<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“ Hürriyet
Partisi” adı ile yeni bir partinin kurulmasında temel gerekçe oluşturacaktı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Hürriyet
Partisi’nin kuruluşu ile bir zamanlar CHP’den ayrılan dört
milletvekilinin, “Dörtlü Takrir” ile DP’yi kurmaları örneğinde olduğu
gibi, bu defa da DP’den ayrılan ve bu parti içinde önemli konumlara sahip olan
isimlerin yer aldığı yeni bir parti daha muhalefete katılmış oluyordu. <b><span style="color: maroon;">Hürriyet
Partisi, 1955-57 yılları arasında ana muhalefet partisi konumuna yükselerek,
içinden çıktığı DP’ye karşı çok sert muhalefette bulunacak, öteki muhalif
partilerle işbirliği konusundaki çalışmalara öncülük edecek, bu dönemde </span>“Millî Muhalefet Cephesi”<span style="color: maroon;">
kurulması yolundaki çabalara büyük destek verecekti.<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
Hürriyet
Partisi, ekonomik anlamda özel girişime öncelik ve ağırlık veren, karma ekonomi
anlayışını benimsediğini, ayrıca programında öteki partilere göre; “daha
çok sosyal adalet ve sosyal devlet kavramlarına yer veren ve bunları savunan
bir parti olduğunu” söylenebilir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn93">[93]</a>.
Bu dönemdeki kimi yazarlar bu yeni partinin, 1945 yılında CHP’den ayrılanların
kurdukları DP’nin yerini alacağını savunmuş <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn94">[94]</a>,
kimi yazarlar ise bu partiyi bir “akademi manzarası” gösterdiği
gerekçesiyle eleştirmişlerdi <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn95">[95]</a> .
Her ne olursa olsun, Hürriyet Partililer uygun koşullarda, güçlü bir kadro ve
programla ortaya çıkmışlar ve eski partilerine karşı muhalefete başlamışlardı.
Ayrıca Hür. P., çok az sayıda bir milletvekili ile muhalefet yapmakta olan
muhalefet partilerine güç ve moral kaynağı olacaktı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Hürriyet
Partisi’nin kuruluşu öncesinde DP’de yaşanan iç sorunlar, Hür.P.’nin
kurulmasından sonra bir süre daha devam etmiş ve Üçüncü Menderes
Kabinesi’nin, Başbakan Menderes dışındaki üyeleri, istifa etmek zorunda
kalmışlardır. Bu kabinenin istifa ettiği toplantıda Menderes, Grup
arkadaşlarının gücün belirtmek amacıyla ona seslenirken;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“(Siz)
isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz!…” demek zorunda kalmıştı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn96">[96]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti 1955 yılının sonunda yaşadığı bu iç krizi atlattıktan sonra kısa sürede
kendini toparlamış, 1954 öncesine göre daha katı bir muhalefet yapmaya
başlamıştır. Bu dönemde Hürriyet Partisi’nin de katılımıyla daha da güçlenen
muhalefet de eleştirilerini giderek arttırmıştır. Bu gelişmeleri denetim altına
almak isteyen iktidar ise, 1956 yılında basın yasasında önemli değişiklikler
yaparak, basına yeni sınırlamalar getirmiş ve basın yoluyla işlenen suçların
cezalarını ağırlaştırmıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn97">[97]</a> .
DP iktidarı bu yasa ile, adeta basınla arasındaki tüm köprüleri atmış, bu
gelişmeler iktidara gelirken büyük desteğini gördüğü basın ile iktidarı karşı
karşıya getirmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
DP
iktidarı 1955 yılından itibaren başlayan ve 1956 yılında giderek ağırlaşan
ekonomik sorunların basında yer almasından da büyük bir rahatsızlık duymaya
başlamış ve İkinci Dünya Savaşı yıllarında, uygulanan Millî Korunma Yasasını,
cezaî koşullarını daha da ağırlaştırarak, 26 Haziran 1956 tarihinde yürürlüğe
koymuştur. Parti politika ve programlarıyla taban tabana zıt olan bu yasa ile
iktidarın amacı; piyasadaki mal darlıklarını ve karaborsayı önlemek, ekonomiyi
denetim altına almaktı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn98">[98]</a>.
Özel girişimde <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_msocom_1">[U1]</a> önemli
tepkilere neden olan bu yasanın uygulandığı dönemde Türkiye’de pek çok mal ve
hizmet karneye bağlanacak, çok sayıda tüccar ve küçük ticaret erbabı Millî
Korunma Mahkemelerinde yargılanacaklardı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn99">[99]</a> .
1955 yılından itibaren başlayan ekonomik kriz, 6-7 Eylül Olaylarının yarattığı
gerginlikler, Üniversiteler ve Yüksek Yargı Kurumları konusunda iktidarın
izlediği politikalar ve basın üzerindeki denetimin arttırılması, iktidar-
muhalefet ilişkilerini yeniden gerginleştiren önemli etkenlerin başında yer
almıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İktidarın
1956 yılında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası ile topluma getirdiği yeni
sınırlamalarla ilgili yasa tasarısı TBMM’de görüşülürken, karşılıklı sert
tartışmalar yaşanmış, CHP, CMP ve Hür. P. liderleri; İnönü, Bölükbaşı ve
Karaosmanoğlu iktidarı gösteri ve toplantı özgürlüklerini yok etmekle
suçlamışlardır. Karaosmanoğlu’nun, iktidara yönelik hakarete varan
sözlerini geri almaması ve toplantı salonundan çıkarılması üzerine, bu üç
partinin milletvekilleri ve basın mensupları meclis toplantı salonunu terk
etmişlerdir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn100">[100]</a>.
Bu yasa ile muhalefete getirilen sınırlamaları anılarında eleştiren DP’li
Emrullah Nutku, bu yasayı “tek parti usullerinin bir kopyası” olarak
yorumlamaktadır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn101">[101]</a>.
Bu yasanın kabulü üzerine üç muhalefet partisi, CHP,CMP ve Hür. P., 8 Temmuzda
yayınladıkları bir bildiri ile “iktidarın kapalı bir rejim kurmak” ve demokratik
rejimi ortadan kaldırmak niyetinde olduğunu belirtmişler <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn102">[102]</a>,
ancak bu bildiri Zafer Gazetesi tarafından “ehemmiyetsiz bir vesika”<a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn103">[103]</a> olarak
hafife alınacaktı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İktidarın
giderek muhalefet üzerindeki baskılarını arttırması, muhalefetin işbirliği
etmesi konusunu gündeme getirmiştir. Zira bu yasanın kabulünden sonra CHP Genel
Sekreteri Kâsım Gülek, Karadeniz gezisinde Rize’de, CMP lideri Osman Bölükbaşı
da bir yurt gezisi sırasında gözaltına alınmışlar ve her iki partili de polis
baskısına uğradıklarını iddia etmişlerdi <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn104">[104]</a>.
Bu gelişmeler üzerine Hür. P., hükümet hakkında bir gensoru önergesi vermiş ve
konuyu meclis gündemine taşımış, ardından da parti lideri Karaosmanoğlu, 14
Eylülde yayınladığı bir bildiriyle, muhalefet partilerine işbirliği çağrısında
bulunmuştu <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn105">[105]</a>.
Bu çağrıya uyan muhalefet partileri önce Ankara’da bir araya gelerek bir durum
değerlendirmesi yapmışlar, daha sonraki görüşmeler de CHP lideri İnönü’nün
İstanbul, Heybeliada’da Taşlık’taki yazlığında devam etmiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn106">[106]</a>.
Ancak muhalefet partilerinin işbirliği konusundaki bu girişimlerinden olumlu
bir sonuç alınamayacaktı. İktidar – muhalefet ilişkilerinde 1957 yılının ilk
aylarında kısa süren bir “Bahar Havası“ yaşanmışsa da, bu
“Yalancı Bahar” çok kısa sürmüş, Kırşehir ilçesinin il haline
getirilmesini öngören yasanın mecliste görüşülmesi sırasında söz alan CMP
lideri Osman Bölükbaşı, konuşmasında iktidara hakaret ettiği gerekçesiyle
tutuklanarak, Ankara Cezaevine konulunca, iktidar ile muhalefet arasındaki
ilişkiler daha da gergin bir durum almıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn107">[107]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: maroon;">“Millî
Muhalefet Cephesi”</span></b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti iktidarı, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik, siyasi ve toplumsal
sorunların giderek artması üzerine, 1958 yılında yapılması gereken genel
seçimleri bir yıl öne alarak, 1957 yılında yapılmasına karar verince, muhalefet
partileri aralarında işbirliği yapmak için yeni bir girişimde bulunmak için
yeniden harekete geçmişlerdir. CHP lideri İnönü’nün girişimiyle başlayan bu
hareket önce uzlaşma ile başlamış ve her üç parti de, 21 Ağustos 1957 tarihinde
kamuoyuna yayınladıkları ortak bir bildiride, işbirliği konusunda
anlaştıklarını açıklamışlardır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn108">[108]</a>.
<b><span style="color: maroon;">Bu gelişmenin
bir sonucu olarak “Millî Muhalefet Cephesi” nin kurulması yolunda
önemli bir adım atılmıştır.<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: red;">Millî Muhalefet Cephesi üyeleri 4 Eylül 1957 tarihinde
yayınladıkları ortak bir bildiride; iktidara geldikleri takdirde, yargı
bağımsızlığı ve yargıç güvencesi, söz, basın, sendika ve toplanma özgürlüğü,
üniversite özerkliği, grev ve mesleki örgütlenme hakkı, idari konularda yargı
denetimi, tarafsız bir yönetim kurulması, anti-demokratik yasaların
kaldırılması, seçim sisteminin iyileştirilmesi, basına ispat hakkının tanınması
ve Anayasa değişikliğinin gerçekleştirilmesi, iki yıl içinde genel seçimlere
gidilmesi gibi konularda uzlaşmaya varıldığı açıklandı</span> <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn109">[109]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Yaklaşan
seçimler öncesinde, DP’nin en önemli ideologlarından ve kurucularından olan
Prof. Dr. M. Fuat Köprülü, partisinden ayrılarak oğlu Orhan Köprülü’nün de
içinde yer aldığı Hür. P. Geçmiş ve bu geçişi sırasında yaptığı açıklamada ;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Demokrat
Parti’nin eski hüviyetini tamamen değiştirdiğini” belirterek, “demokrasi
nizamına iman etmiş bütün vatandaşların, aralarındaki her türlü ihtilafları bir
tarafa atarak, bu gaye uğrunda işbirliği yapması bir vatan
borcudur…” <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn110">[110]</a> diyerek
halktan DP’ye oy verilmemesini istemişti .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Prof.
Köprülü, 27 Ekim’de Balıkesir’de yaptığı konuşmasında ise, Başbakan Menderes’i
ağır bir dille suçlayarak şunları söylemişti ;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“
Bu seçim mücadelesi; kanaatime göre, tek parti, tek şef sistemini yeniden
canlandırmak isteyen bir adam ve insana karşı koca bir milletin maddi ve manevi
işbirliğinin mücadelesidir ve bu şûur memleketin her tarafına
yerleşmiştir… “ <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn111">[111]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti iktidarı bu gelişmelerden duyduğu rahatsızlık nedeniyle, 1957 genel
seçimlerinden önce seçim yasasını değiştirerek;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Her
seçim çevresi için tespit edilecek milletvekili sayısının,1954 seçimlerinde bu
çevreler için tespit edilmiş bulunan milletvekili sayısından aşağı
olamayacağı…” <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn112">[112]</a> zorunluluğunu
getirdi . Bu değişiklik ile Köprülü’nün seçimlere katılması engellenmekle
kalınmıyor, muhalefet partilerinin işbirliği yolunda attıkları adım da sonuçsuz
bırakılmış oluyordu. Bu yasa değişikliği sırasında da mecliste iktidar ile
muhalefet milletvekilleri arasında kavgalar yaşanacak ve 1957 seçimlerine bu
gerginlik içinde gidilecekti.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b>III-
( 1957- 1960 ) Döneminde İktidar-Muhalefet İlişkileri<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
1957
genel seçimleri, iktidar ve muhalefet arasında yaşanan çok sert tartışmalarla
geçmiş ve seçimler 24 Ekim 1957 Pazar günü yapılmıştır. Bu seçimlerde, Türkiye
genelinde yaşanan olaylarda ölen ve yararlananlar olmuştur. Özellikle
Gaziantep’te çıkan olaylarda DP’liler ile CHP’liler arasında çatışmalar
yaşanmış, olaylarda biri komiser, birisi de çocuk olmak üzere, iki kişi
yaşamını yitirmiş ve çok sayıda yaralananlar olmuştur. Kentte yaşanan olayların
artması ve CHP’nin bir miting düzenlemesi üzerine Başbakan Menderes,
muhalefeti “ihtilâlci metotlarla çalışmakla” suçlamıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn113">[113]</a>.
Bu seçimler sonrasında, iktidar ile muhalefet arasında yaşanan kavga ve
tartışmalarda “ihtilâl” sözcüğü sık sık kullanılmaya başlamıştır. 1957
genel seçimlerinde DP’nin, 1954 seçimlerine göre, % 10.72 dolayında oy kaybına
uğradığı, oy oranının % 47.70’e düştüğü ve milletvekili sayısındaki azalmanın
da 79’u bulduğu, bütün bunlara karşın 408 milletvekili çıkarmayı başardığı
görülmekte idi. Bu seçimlerde % 40.82 oy alan CHP’nin milletvekili sayısının
31’den 178’e yükselmiş, CMP , Hür. P. ve Bağımsız adaylar da 4’er
milletvekilliği kazanabilmişlerdi <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn114">[114]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Genel
seçimler sonrasında TBMM, 2 Kasım 1957 tarihinde Cumhurbaşkanlığına 413 oyla
üçüncü defa Celâl Bayar’ı, Meclis Başkanlığına da 404 oyla Refik Koraltan’ı
seçmiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn115">[115]</a>.
Bu seçimlerdeki oylamada DP’nin fire vermemesi- bir kaç oy dışında- dikkati
çekmektedir. Başbakan Menderes’in yeni kabineyi kurması çok uzun bir zaman
almış, DP grubunda konuşan milletvekilleri, özellikle ülkedeki hayat
pahalılığının seçimler üzerindeki olumsuz yansımalarından söz etmişler,
siyasetle uğraşan memurlar ve üniversiteler için gerekli önlemlerin alınması,
Millî Korunma Kanununun yeniden elden geçirilmesi, basınla ilgili yeni
düzenlemelere gidilmesi, TBMM iç tüzüğünün değiştirilmesi, gibi konular
üzerinde durmuşlardır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn116">[116]</a>.
Bunlar, DP’nin 1957-60 döneminde üzerine ısrarla eğildiği ve muhalefet ile
aralarında önemli sorunlar yaratan konuların başında yer alacaktı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Başbakan
Adnan Menderes uzun bir bekleyişin ardından, 24 Kasımda hükümet programını
radyodan açıklamış, ancak 4 Aralıkta meclise sunabilmiştir. Hükümet
Programının görüşmeleri sırasında, muhalefetin hükümet programını incelemek
amacıyla süre istemesi, bir defa daha DP’lilerin oylarıyla reddedilmiştir.
Programla ilgili olarak söz alan CHP lideri İsmet İnönü, iktidarı devlet
radyosunu ve devlet olanaklarını seçimlerde kendisi için kullanmakla, dini
siyasete alet etmekle ve muhalefete karşı acımasız davranmakla
suçlamıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn117">[117]</a>.
Beşinci Menderes Hükümeti TBMM’den 403 milletvekilinin olumlu oyu ile 4
Aralıkta güven almış, ancak 6 Aralıkta yapılan meclis toplantısında, oturum
çıkan olaylar yüzünden, yalnızca“otuz saniye” devam edebilmiş, TBMM Başkan
Vekili Fikri Apaydın toplantıyı, 9 Aralık 1957 tarihine ertelemek zorunda
kalmıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn118">[118]</a>.
Bu başlangıç, gelecekteki günlerin iktidar ve muhalefet açısından daha zor
koşullarda geçeceğinin açık bir belirtisi olacaktı. Zira TBMM’deki muhalefet
partilerinin milletvekillerinin sayısı toplam olarak 186’yı bulmuş ve
muhalefetin sesi daha güçlü çıkmaya başlamıştı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Beklendiği
gibi bu dönemde muhalefet iktidara karşı daha sert bir tavır alacak, DP
iktidarı da muhalefeti etkisizleştirmek amacıyla, yeni önlemler alma yoluna
gidecekti. Bu düzenlemelerden ilki 12 Aralık 1957 tarihinde TBMM’nin iç
tüzüğünün değiştirilmesi olmuştur. Bu tüzük değişikliğine göre; Mecliste toplam
milletvekili sayısının % 1’i oranında üyesi olmayan partiler, mecliste grup
kuramayacaklardı ki, buna göre; Hür.P. ve CMP’nin grupları ortadan kalkmakta
idi. Komisyon toplantılarında sükuneti bozan milletvekilleri önce uyarılacak,
daha sonra oturumu terk etmeleri istenecek, görüşmelerde grup adına grup
başkanı veya sözcülerinden biri bir defa söz alabilecek, görüşmelere
başlanabilmesi için çoğunluk koşulu aranmayacaktı. Ayrıca Bakanlar gerekli
gördükleri takdirde açıklama yapmamak hakkına sahip olacak, sözlü sorular
yalnızca Cuma günleri yanıtlanacak ve her soruyu yanıtlama süresi beş dakikayı
geçemeyecekti. Aynı değişikliğe göre, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının
daha kolay kaldırılabilmesi ve iç tüzüğe aykırı hareket edenlere uygulanan para
ve meclis oturumlarına katılamama cezaları arttırılmakta idi <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn119">[119]</a>.
Bu sınırlamalara, özellikle CHP’den sert eleştiriler yapılmıştır. Başbakan
Menderes ise, yeni düzenlemelerin ,“Meclisi her türlü saldırılardan korumak
adına olduğunu” söyleyerek, değişiklikleri savunmuştur <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn120">[120]</a>.
Bu arada üniversitelerden de Tüzük değişikliğine bazı eleştiriler olmuş,
örneğin; bu değişikliği eleştiren Anayasa Profesörü Hüseyin Naili Kubalı Millî
Eğitim Bakanlığı emrine alınmıştı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn121">[121]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
1957
yılı sonuna doğru bir önemli gelişme de, ordu içinde iktidardan rahatsızlık
duyan bir bölüm genç subayın kurduğu gizli örgüt üyelerinden Binbaşı Samet
Kuşçu’nun örgüt arkadaşlarını, Tümgeneral Kâzım Demirkan aracılığıyla, Millî
Savunma Bakanı Namık Gedik’e, hükümet darbesi yapılacağı yolunda bir ihbarda
bulunması olmuştur. Bakan Gedik’in bu ihbarı, Başbakana iletmesi üzerine, örgüt
hakkında derhal bir soruşturma başlatılmış ve Binbaşı Kuşçu’nun ifadesi
doğrultusunda dokuz subay göz altına alınmışsa da, Kuşçu’nun iddialarını
kanıtlayamaması nedeniyle, ihbar edilen bu subaylar serbest bırakılmıştır.
Tarihimizde “Dokuz Subay Olayı” diye anılan bu olayda, Binbaşı Kuşçu ihbarı
belgelendiremediğinden, iktidar 1950 ihbarında yaptığı gibi, orduda bir tasfiye
hareketine girişmemiştir. İktidarın bu tutumu, böyle bir tasfiye hareketinin
askeri çevrelerde bir huzursuzluğa neden olabileceği kaygısından çok, Başbakan
Menderes’in yüksek rütbeli subaylara olan güveninden kaynaklandığı
söylenebilir. Bu yündendir ki, Başbakan Menderes, ihbarın üzerine gitmemiştir.
Ancak, daha sonra bu olayda göz altına alınan subayların, 1960 darbesinde
önemli roller aldıkları düşünülürse, iktidarın bu defa yanıldığı ve olayın
üzerine gitmemekle ne denli büyük bir yanlışlık yaptığı anlaşılacaktı.
Soruşturma sonucunda gözaltına alınan dokuz subay serbest bırakılmış, ABD
Büyükelçiliğine sığınan Binbaşı Kuşçu da “gerçek dışı ihbar”dan dolayı
tutuklanarak, iki yıl ceza almış ve cezaevine konulmuştur <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn122">[122]</a>.
Başbakan Menderes bu olaydan sonra, Millî Savunma Bakanlığına en çok
güvendiği adamlarından Ethem Menderes’i getirmiş;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Ordunun
kendisine karşı bir darbe yapacağına inanmamış” ve tam tersine “ordunun
kendisiyle beraber olduğunu” ve “ karşısına çıkabilecek her türlü engele
karşı koyacağını” açıklamıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn123">[123]</a>.
Başbakanın bu açıklaması, o günlerdeki ordu üst komuta kademelerine duyduğu
güveni yansıtmakta idi. Ancak ordu içindeki gizli komite, sonraki günlerde de
çalışmalarına ara vermeyecek, daha temkinli ve daha etkin bir şekilde bu
çalışmalarını sürdürecekti.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
1958
yılında siyasi ortamı gerginleştiren önemli gelişmelerden biri de, CHP’nin 5
Martta TBMM’ne bir gensoru önergesi vererek, 1957 genel seçimlerinde
yolsuzluklar yapıldığı, radyonun yasalara aykırı olarak DP’nin propaganda aracı
olarak kullanıldığı, devlete ait araçlardan seçimlerde yararlanıldığı, seçmen
kütük ve listelerinde tahrifat yapıldığı, oy verme gününden önce Adalet
Bakanlığı’nın yayınladığı bir bildiriyle mahkemelere karıştığı, seçim güvenliğini
bozduğu gibi gerekçelerle, Başbakan Menderes hakkında meclis soruşturması
açılmasını istemesi olmuştur <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn124">[124]</a> .
Daha sonraki günlerde CHP’nin verdiği soru ve gensoru önergelerinin sayısı 60’ı
bulacak, ancak bunların hepsi de, iktidar partisi milletvekillerinin oylarıyla
mecliste reddedilecekti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn125">[125]</a>.
Bu arada Ulus Gazetesi’nin Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa Nutku’nu yayınlaması
da iktidarın tepkilerine neden olacaktı. Zira iktidar bu yayınlar
karşısında, “muhalefetin memlekette bir isyan havası yarattığını” iddia
edecek, bu durum iktidar- muhalefet ilişkilerini daha da gerginleştirecekti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn126">[126]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
1958
yılında iktidar- muhalefet arasındaki gerginlikleri tırmandıran bir başka
gelişme ise, 14 Temmuzda komşumuz Irak’ta bir ihtilâl ile krallık yönetiminin
yıkılarak, Sovyet Rusya yanlısı yeni bir yönetimin kurulması olmuştur. Bu
gelişmeyi iktidarı eleştirirken değerlendiren CHP Genel Sekreteri Kâsım Gülek,
aşağıdaki sözleriyle iktidara adeta gözdağı vermeye çalışmıştı ;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Irak’ta
son hadiseler neticesinde ölenler bizimkilerin akıl hocası idi. Onlar Irak’ta
yaptıklarını bizimkilere tavsiye ederlerdi. Partilerden mi şikayetiniz var?
Kapatın gitsin, basından mı şikayetiniz var? Susturun gazeteleri olup bitsin,
derlerdi. Onların büyük akıbeti (bizimkilere) ders olmalıdır…” <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn127">[127]</a> .
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
gelişmeden sonraki günlerde iktidar- muhalefet arasındaki
ilişkilerde “ihtilâl”, sözcüğü neredeyse hemen her gün sıklıkla kullanılır
hale gelecekti.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
1958
yılında DP iktidarı gerek iç, gerekse dış sorunların yarattığı ağır baskıların
altında ezilmişti. Bir yandan iki yıldan beri artarak devam eden ekonomik
sıkıntılar, karaborsa, döviz darlığı, mal sıkıntıları, hayat pahalılığı, basın,
Yüksek Yargı ve Üniversite ile olan anlaşmazlıklar, muhalefetin baskıları ; öte
yandan Kıbrıs sorunu, 6-7 Eylül Olaylarının etkileri, Irak İhtilâli nedeniyle
Bağdat Paktı’nın ortadan kalkması gibi gelişmeler ve ordu içinde genç
subayların iktidardan rahatsız oldukları yolundaki haberler, iktidarı iyice
bunaltmış ve siyasi gerginliği doruk noktasına çıkarmıştı. Gerçi ekonomik
sorunların bir bölümü, 4 Ağustosta Uluslar arası Para Fonu ile yapılan ve adına
“İstikrar Programı” denilen uzlaşma ile belli bir çözüme bağlanmıştı. Bu
anlaşma sonrasında, başta ABD olmak üzere, Avrupa ülkelerinden önemli ölçüde
kredi desteği ve yardım sağlanabilmişti. Ancak Türkiye’ye önemli kısıtlamaların
getiren bu program, o günlerde hükümete rahat bir nefes aldırmışsa da, iktidar-
muhalefet arasındaki gerginliğin artarak devam etmesine engel olamamıştı. Gerek
iktidar ve muhalefet liderleri arasında, gerekse her iki tarafın basın
organlarında “ihtilâl” kavramı daha da sık kullanılmaya devam etmiş, her
iki yan birbirlerini ihtilâlcilikle suçlamışlardır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Başbakan
Menderes, bu dönemdeki hemen her konuşmasında, CHP lideri
İnönü’yü “ihtilâlcilikle ya da ihtilâlci metotlar kullanmakla” suçlarken,
İnönü de iktidarı muhalefete baskı yapmakla ve demokratik olmayan yöntemlerle
hareket etmekle suçlayarak karşılık verecekti <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn128">[128]</a>.
Bu yıllarda bir defa daha yeni bir “Bahar Havası”nın yaşanamaması, toplumdaki
siyasal ayrışmayı giderek arttırmış ve toplumdaki uzlaşmazlıklar giderek
derinleşmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b>MİLLİ MUHALEFET
CEPHESİ’NE KARŞI <o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b>VATAN CEPHESİ
KURULUYOR<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: maroon;">1958
yılında iktidarın muhalefete karşı katı uygulamaları karşısında muhalefet, güç
birliği etme yolunda yeniden harekete geçmiştir. Bu adımlardan ilki, CMP ile Köylü
Partisi’nin birleşerek Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) adını alması
olmuştur. İkinci olarak, Hür.P. de, CHP ile birleşerek, siyasi varlığını
bu partide sürdürme kararı almıştır. CHP’nin girişimleriyle yeniden
canlandırılan “Millî Muhalefet Cephesi”ni kurma çabalar ise, iktidarda önemli
bir rahatsızlık yaratmış, bu rahatsızlık Başbakan Menderes’in, “Vatan
Cephesi”nin kurulmasını gündeme getirmesinde etkili olmuştur. Menderes,
12 Ekimde Manisa’da yaptığı konuşmada;<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: maroon;">“
Politika ve ihtirastan vareste vatandaşların kin ve husumet cephesine karşı
Vatan Cephesi”</span></b> <b><span style="color: maroon;">nde birleşmelerini istemiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn129"><span style="color: maroon;">[129]</span></a>. Bu istek kısa süre sonra yerine
getirilerek, “Vatan Cephesi” kurulmuştur.</span></b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti iktidarının son iki yılı adeta, “Millî Muhalefet Cephesi” ile “Vatan
Cephesi“ arasında bir siyasi savaşa dönüşecekti. Başta devlet radyosu olmak
üzere, iktidar yanlısı basın da bu gelişmelerde önemli rol oynamıştır.
Karşılıklı bu tahrikler, yalnızca siyasi parti ve gruplar ile sınırlı kalmamış,
toplumun bütün kesimlerine de yansımıştır. Toplum adeta “iktidar
yanlısı”, “iktidar karşıtı” olmak üzere, iki cepheye ayrılmıştır. Bu
dönemde iktidarın siyasi gücüne dayanarak, TBMM’ni yeterli düzeyde
çalıştıramaması, ya da bunun muhalefet tarafından engellenmesi, siyasi
gerginliğin artarak devam etmesine neden olacaktı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Ana
muhalefet partisi CHP’nin, 12 Ocak 1959 tarihinde toplanan On Dördüncü Büyük
Kongresi’nin yayınladığı “İlk Hedefler Bildirisi” de iktidarın tepkilerine
neden olacaktı. Zira bu bildiriyle CHP ; anti-demokratik yasa, yöntem, düşünce
ve uygulamaların kaldırılmasını; yeni bir anayasa yapılarak bu anayasa ile halk
egemenliği, hukuk devleti anlayışı ve sosyal adalet ilkelerine önem
verilmesini; hiçbir ayrım gözetmeden herkese bireysel ve toplumsal
özgürlüklerin sağlanmasını, Devlet Başkanlığı makamının tarafsız hale
getirilmesini, yasama organının güçlendirilmesini, ikinci bir meclisin
kurulmasının, mahkeme bağımsızlığı yargıç güvenliğinin garanti altına
alınmasını, yönetimin tarafsızlığının sağlanmasını, sosyal devlet anlayışının
uygulanmasını; seçimlerin serbest, eşit ve dürüst şartlar altında yapılmasını
ve nispi temsil yönteminin benimsenmesini, ispat hakkı ve mal beyanının zorunlu
hale getirilmesini istemekte idi. Ayrıca bu bildiride; meclis içtüzüğünün
değiştirilerek, meclis başkanlığı makamının yansızlığının sağlanması,
milletvekillerinin söz özgürlüğü ve dokunulmazlığı, soru, gensoru, meclis
soruşturması gibi kurumlara gerçek kimliklerinin kazandırılması
öngörülmekteydi <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn130">[130]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
bildiri, Demokrat Parti’nin muhalefette iken, CHP’den isteklerini içeren “Millî
Teminat Misakı”nı hatırlatmakla beraber, çok daha kapsamlı idi. Bu bildiride
sözü edilen konuların önemli bir bölümü, 1950-59 yılları arasında muhalefet
partileri tarafından benimsenmiş ve sık sık dile getirilmiş ve getirilmekte
idi. Bu nedenle , “İlk Hedefler Bildirisi”nin, bütün muhalefet partilerinin
temel hedeflerini yansıttığı söylenebilir. Ancak iktidar, bu bildiride
istekleri dikkate almamış, bu gelişmeler de iktidar- muhalefet ilişkilerini
olumsuz yönde etkilemiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Mecliste
muhalefetin görevini yeterince yapamamasının bir sonucu olarak, muhalefet
partilerinin ileri gelenleri yurt gezilerine çıkarak, bu gezilerde iktidarı
eleştirmeye devam etmişlerdir. Özellikle CHP lideri İnönü’nün bu amaçla
çıktığı yurt gezilerinden, Uşak’ta (30 Nisan 1959), Çanakkale- Geyikli’de
(11Eylül 1959), Kayseri -Yeşilhisar’da (3 Nisan 1960) olaylar çıkmış ve bu
olaylarda, gerek DP’lilerin, gerekse yerel yöneticilerin de tahrikleriyle
istenmeyen durumlar yaşanmıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn131">[131]</a>.
Bu olayların giderek artması üzerine DP iktidarı, olayları araştırmak üzere,
tamamı iktidar milletvekillerinden oluşan bir Meclis Tahkikat Komisyonu
kurulmasına karar vermiştir. Bu komisyonun kuruluşu sırasında, iktidar ile
muhalefet milletvekilleri arasında mecliste çok sert tartışmalar yaşanmış, 17
Nisan 1960 tarihinde, Komisyonun görev ve yetkilerini belirleyen yasanın
oylandığı gün ise, meclisteki kavgalar artmış ve CHP lideri İnönü’ye meclisteki
on iki oturuma katılmama cezası verilmiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn132">[132]</a>.
Bu yasa ile Tahkikat Komisyonuna çok geniş yetkiler verilmiştir. Bu yasaya
göre; komisyon ve görevlendireceği alt komisyonlar ;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“
Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu; Askeri Muhakeme Usul Kanunu, Basın Kanunu ile
diğer kanunlarda Cumhuriyet Müdde-i Umumisi’ne, sulh hâkimine ve askeri, adlî
âmirlere tanınmış olan bilcümle hak ve salâhiyetleri haiz olacaklardı…” ;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Her
türlü yayın yasağı kayabilme, bunlara uymayanların dağıtımını yasaklama,
toplatma, yayınlar ve matbaalarını kapatma, soruşturma için gerekli görülen her
türlü eşya, evrak ve belgelere el koyabilme; siyasi nitelikli toplantı,
gösteri, hareket ve benzeri hareketler hakkında önlem ve karara alma hakkına
sahip olacaklar” dı. Bütün bunlara ek olarak, bu komisyonun aldığı
kararlara uymayan kişi ve kamu görevlilerine ağır cezalar verilmesi de
öngörülmüştü <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn133">[133]</a>.
Bu yasanın kabulünün ardından iktidar- muhalefet arasındaki ilişkiler,
karşılıklı açıklama ve suçlamalarla daha da gerginleşmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Tahkikat
Komisyonunun kurulması, Anayasa çerçevesi içinde olmakla birlikte, bu Komisyona
tanınan yetkilerin Anayasaya aykırı, demokratik düzenin öngördüğü güçler
ayrılığı ilkesine ters düştüğü, yürütmenin yargının yetki alanına girdiği iddia
edilmiştir. İktidarın adeta tek partili yönetimlerde olduğu gibi, böyle bir
uygulamaya gitmesi, muhalefetle aralarında zaten varolan uçurumun, daha da
artmasında önemli rol oynayacaktı. Zira bu yasa ile Demokrat Parti iktidarı,
yasal bir muhalefet partisi olan CHP’yi;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Yıkıcı,
gayri meşru ve kanun dışı… “ ilan ederek;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Kendi
partilerine mensup bazı şahısları silahlandırmak suretiyle, iktidar mensup ve
taraftarları aleyhine münferit veya toplu halde baskı yapmaya ve suç işlemeye
teşvik suretiyle memlekette kanlı kardeş kavgalarına müncer olan tertiplere baş
vurmak”, “orduyu siyasete karıştırmaya çalışmak”, “gayri meşru ve kanun dışı
yollarla halkı kanunları ihlale, kanunî tedbirlere karşı galeyan ve fiilî
tecavüzlere teşvik ve tahrik etmek…”, gibi çok ağır suçlarla suçlamakta
idi <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn134">[134]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
yasanın görüşülmesi sırasında iktidar milletvekilleri, muhalefeti
”ihtilâlcilikle” suçlamaya devam etmiş, buna karşılık CHP lideri İnönü de,
mecliste yaptığı uzun konuşmasının sonunda iktidarı şu sözlerle uyarmıştı ;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Eğer
insan hakları yürütülmez, vatandaş hakları zorlanırsa, baskı rejimi kurulursa
ihtilâl behemahal olur…Biz böyle bir ihtilâlin içinde bulunmayız. Böyle bir
ihtilâl ( bizim) dışımızda, bizimle münasebeti olmayanlar tarafından
yapılacaktır…Biz demokratik rejim dedik, demokratik rejim kurulmuştur. Bu
demokratik rejim istikametinden ayrılıp, baskı rejimi haline dönüştürmek
tehlikeli bir şeydir. Bu yolda devam ederseniz, sizi ben bile
kurtaramam… İhtilâl niçin yapılır? Eğer ihtilâl vatandaş için başka çıkar
yol yoktur, kanaati zihinlere ve bütün müesseselere yerleşirse, meşru bir hak
olarak kullanılacaktır. Bundan içtinap kâbil değildir…”<a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn135">[135]</a> .<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İnönü’nün
bu sözleri, meclisteki iktidar yanlısı milletvekillerinin büyük tepkiler
göstermelerine neden olacak ve daha sonra İnönü’nün 27 Mayıs 1960 darbesinden
önceden haberi olduğu şeklinde yorumlanacaktı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Başbakan
Menderes’in hukuk danışmanı Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil’in bile bu yasanın
Anayasaya aykırı hükümler taşıdığını açıkça ifade ederek Başbakan Menderes’i
uyarmıştı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn136">[136]</a>.
Bu yasa ile CHP’nin, kapatılabileceği konusu gündeme getirilmiş ve bu durum
muhalefetin de sert tepkilerine neden olmuştur<a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn137">[137]</a>.
Bu gelişmelerin ardından, İstanbul ve Ankara’daki üniversitelerde öğrenci
olayları başlamıştır. Polis ile öğrenciler arasında meydana gelen çatışmalarda,
bazı öğretim üyeleriyle çok sayıda öğrenci yaralanmış ve çok sayıda öğrenci de
gözaltına alınmış, ayrıca iki öğrenci yaşamını yitirmiştir <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn138">[138]</a>.
Başbakan bu gerginliği yatıştırmak bir yana, açıklamalarıyla varolan gerginliği
tırmandırmış, olaylarla ilgili olarak yaptığı konuşmasında ;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Üniversiteye
gireceğiz, temeline gireceğiz…Bize vatan lâzımdır…Bugün fiilen bir ihtilâlin
içindeyiz. İhtilâlin kendine göre mantıklı icapları vardır. ..Belki bu akşam,
belki yarın akşam bir hususi mahkeme derhal kuracağız…” diyerek, bu
hareketleri “Halk Partisi’nin ihtilâli ve isyanı “ <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn139">[139]</a> olarak
nitelendirmişti.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Öğrenci
olayları 28-29 Nisanda Ankara’da Siyasal Bilgiler ve Hukuk Fakültelerinde devam
etmiş, bu olaylar üzerine hükümet, Ankara ve İstanbul’da sıkıyönetim ilan
ederek, kapalı ve açık yerlerdeki her türlü gösteri ve yürüyüşleri yasaklamış
ve gece sokağa çıkma yasağı koymuştur <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn140">[140]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Başbakan
Menderes, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’ne yaptığı bir ziyaret sırasında da
öğrenciler tarafından protesto edilmiş, Başbakan Enstitü’yü kızgınlık içinde terk
etmek durumunda kalmıştı <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn141">[141]</a>.
Ankara’daki asıl büyük olay, 5 Mayıs 1960 tarihinde, saat beşte Kızılay
Meydanında meydana gelmiştir. Tarihimizde “555K Olayı” diye bilinen bu olay
sonrasında ise, iktidar- muhalefet ilişkilerinde hiçbir yumuşama yaşanmamış,
tam tersine gerginlik doruk noktasına ulaşmıştır. Aynı gün partisi tarafından
İzmir’de düzenlenen büyük bir mitinge katılan Başbakan Menderes, bu mitingde
bir yandan muhalefete meydan okurken, öte yandan da bütün bu gerginliklerden
bir genel seçimle kurtulmayı düşündüklerini açıklamıştır <a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn142">[142]</a>.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Kısacası;
Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi gerginlik ortamından ancak bir erken
seçimle çıkılabileceği yolundaki anlayışa, hem iktidar, hem de muhalefet
tarafından sıcak bakılmaya başlanmıştı. Zira siyasi tansiyonu biraz olsun
düşürebilmek amacıyla DP içinden, “Yaylacılar” adı verilen bir grup
milletvekilinin Menderes’i yumuşatma çabaları da olumlu sonuç vermemişti. Parti
grubunun, 25 Mayıstaki son toplantısında kendisinin eleştirilmesine çok üzülen
Başbakan Menderes, “teessüf” ederek, arkadaşlarına kızarak grup
toplantısını terk etmişti. Bu grup toplantısı Başbakan Menderes’in son grup
toplantısı olacaktı<a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftn143">[143]</a>.
Aynı gün Eskişehir’de giden Başbakanın konuşması, hoparlörün telleri kesilerek
engellenmiş ve Başbakan bu defa da subaylar tarafından ilginç bir yöntemle
protesto edilmişti. Bu olaydan bir gün sonra ise, 27 Mayıs 1960 tarihinde,
Demokrat Parti iktidarı askeri bir darbe ile son bulacaktı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b>SONUÇ<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
Türkiye,
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, büyük demokratik beklentilerle çok partili
siteme yeniden bir başlangıç yapmış ve çok sayıda siyasi partinin kurulmasıyla
başlayan süreç içinde, iktidar partisinden ayrılan bir gurubun 1945 yılından
itibaren başlattığı muhalefet hareketinin sonucu olarak liberal bir söylemle
kurulan Demokrat Parti, yaklaşık dört yıllık başarılı muhalefet dönemi
sonrasında, 14 Mayıs 1950 tarihinde, yirmi yedi yıllık tek parti yönetimine son
vererek, serbest seçimlerle iktidara gelmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti’nin ilk dört yıllık iktidar döneminde Türkiye’de, gerek ekonomik ve
gerekse siyasal anlamda önemli gelişmeler sağlanmış, 1950-54 yılları DP’nin
“Altın Yılları” olarak adlandırılmıştır . Bu dönemde özellikle aydınların,
kırsal kesimde yaşayan insanların ve özel girişimden yana olan sermayenin,
basının ve daha önceki dönemlerde iktidara karşıt olan kesimlerin desteğini
almayı başarmıştır. DP’nin yarattığı bu parlak dönem içinde, özellikle
muhalefete karşı uygulanan sert tavırları fazla dikkati çekmemiştir. Bu olumlu
gelişmelerin bir sonucu olarak, 2 Mayıs 1954 yapılan tarihinde yapılan genel
seçimlerde DP, Türkiye tarihinde ulaşılamayan bir oy oranıyla, yeniden iktidara
gelmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti iktidarı 1955 yılından itibaren gerek parti içinde ve yurt genelinde,
özellikle de ekonomik anlamda, gerekse Kıbrıs sorunu nedeniyle yaşanan olaylar
yüzünden önemli sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Bu sorunlar Başbakan
Menderes’in başta basın, üniversite, yüksek yargı kurumları, ordu ve muhalefet
olmak üzere, pek çok kurumlarla olan ilişkilerini olumsuz yönde etkilemiştir.
Genel ve yerel seçimlerde aldığı yüksek oy oranlarından da güç alan Başbakan,
giderek artan sorunları ılımlı bir anlayışla çözmek yerine, daha sert
yöntemlerle çözmeye çalışarak, partisinin kuruluş amaçlarından bir ölçüde
uzaklaşmıştır. Bu rahatsızlık ve olumsuz gelişmeler DP’nin, 24 Ekim 1957’de
yapılan erken seçimlerdeki oy kaybına neden olmuştur. Bu seçimlerden önemli bir
başarıyla çıkan muhalefet ile DP arasında, 1958’den itibaren giderek artan
siyasi gerilim, topluma yansımış ve bu durum önemli bir toplumsal ayrışmaya yol
açmıştır. Bu gelişmelerde iktidar ve muhalefetin uzlaşmaz tutumlarının ve
basının önemli payı vardır. Bu dönem içinde yasama görevini gergince yapamamış,
kurumlar arasında yeterli uzlaşma sağlanamamıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti iktidarı, 1960 yılından itibaren ekonomik sorunların bir bölümünü, dış
yardım ve kredilerle çözmeyi başarmışsa da, içerideki siyasal çatışmaları ve
toplumsal ayrışmayı gidermeyi başaramamıştır. Bu olumsuzluk, toplumun bazı
kesimlerinde, sorunların demokratik olmayan güçler tarafından çözümlenebileceği
gibi bir anlayışın doğmasına neden olmuştur. Demokrat Parti iktidarı ve
muhalefet, bu sorunların bir erken seçimle çözülebileceği konusunda bir
uzlaşmaya vardığı günlerde, 27 Mayıs 1960 darbesi ile DP iktidarı son
bulmuştur.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: maroon; font-size: 14pt;">BİBLİYOGRAFYA,
REFERANS VE KAYNAKLAR<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 10pt;">
</span><br />
<hr color="#333333" noshade="" size="1" width="100%" />
<span style="font-size: 10pt;">
</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;">(*)
Yrd. Doç. Dr. Mustafa Albayrak, Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;">[1]
Bu konuda ayrıntılı bilgi için : Mustafa Albayrak , Türk Siyasi Tarihinde
Demokrat Parti (1946-1960), Ankara, 2004.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref2">[2]</a> A.
g.e.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref3">[3]</a> A.g.e.
(*) CHP iktidar bu belgeye “Milli Husumet Misakı” adını vermişti. M.A.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;">[4]
A.g.e.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref5">[5]</a> Ayın
Tarihi, Sayı:198, Mayıs 1950.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref6">[6]</a> Cumhuriyet,
Vatan, Zafer, 21 Mayıs 1950).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref7">[7]</a> Türkiye
Büyük Millet Meclisi Tutanak Dergisi (TBMMTD), Dönem: IX, Cilt:1, 22 Mayıs
1950.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref8">[8]</a> Celâl
Bayar, Başvekilim Adnan Menderes, (Derleyen: İsmet Bozdağ), İstanbul, 1969,s.
103.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref9">[9]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…,ss. 182-183.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref10">[10]</a> A.g.e.,s.
182.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref11">[11]</a> Cumhuriyet,
24 Mayıs 1950. (*) D.P. Tüzüğünün 18. maddesine göre; Cumhurbaşkanlığına
seçilen kişi, parti genel başkanlığından çekilmiş sayılıyordu. Demokrat Parti
Tüzük ve Programı, Ankara, 1949, s.13.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;">[12]
Albayrak, a.g.e.,s. 183.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref13">[13]</a> Ulus
28 Mayıs 1950 .<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref14">[14]</a> DP
Meclis Grubu Gizli Müzakere Zabıtları (DPMGGMZ), Dönem:IX, Cilt:1 Mayıs
1950, s.1-8.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref15">[15]</a> A.,g,z.,
s.9 .<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref16">[16]</a> A.g.z.,
ss. 22-161.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref17">[17]</a> A.g..z,
ss. 217-234.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref18">[18]</a> TBMMTD,
Dönem: IX, Cilt: I, 29 Mayıs 1950, ss. 95-97.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref19">[19]</a> A.g.z.,
s. 97.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref20">[20]</a> A.g..z,s.
143. (*) Benzeri bir olay, CHP iktidarı öneminde 22 Kasım 1946 tarihli TBMM
toplantısında, C.H.P.’li Feridun Fikri Düşünsel ile D.P.’li Ahmet Veziroğlu
arasında yaşanmıştı. Ahmet Veziroğlu, kendisine söz vermeyen
C.H.P.’li Başkana; “-Reis Bey iç tüzüğe aykırı hareket ediyorsunuz ! “
diye tepki göstermiş, ancak Düşünsel bu uyarıyı dikkate almamış, D.P.’liler
durumu protesto ederek, meclis salonunu terk etmişlerdi. Şimdi ise durum
tersine dönmüştü. Meclise çok büyük bir çoğunlukla giren D.P., adeta bu olayın
karşılığını alırcasına, o günkü oturumu yöneten Meclis Başkanı Düşünsel’in,
CHP’li Barutçu’ya söz verilmemesine tepki göstererek, aynı sözlerle; “-Reis Bey
iç tüzüğe aykırı hareket ediyorsunuz ! “ şeklinde uyarıda bulunmuştu.
TBMMTD, Dönem:IX,Cilt: 1, 29 Mayıs 1950, s. 143. Faik Ahmet Barutçu, Siyasi
Anılar (1939-1954), İstanbul, 1977,s.439.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;">[21]
TBMMTD,Dönem: IX, Cilt: 1, ss.54-58.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref22">[22]</a> A.g..z,ss.
144-147.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref23">[23]</a> Barutçu
,a.g..e,s. 440.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref24">[24]</a> Tekin
Erer, On Yılın Mücadelesi, İstanbul, 1963, s. 34.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref25">[25]</a> Metin
Toker, Tek Partiden Çok Partiye, İstanbul, 1970,ss . 347-348.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref26">[26]</a> Emin
Karakuş, 40 Yıllık Bir Gazeteci Gözüyle İşte Ankara, İstanbul, 1977,ss.
168-169.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref27">[27]</a> Barutçu
,a.g..e,s. 67.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref28">[28]</a> Cem
Eroğul, Demokrat Parti, Tarihi ve İdeolojisi, Ankara, 1970, s. 67.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref29">[29]</a> Cumhuriyet,
7, 8 , 13Haziran 1950; Erer, On Yılın Mücadelesi…,s. 33.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref30">[30]</a> Cumhuriyet,
13 Haziran 1950.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref31">[31]</a> Karakuş,
a.g..e,s. 169.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref32">[32]</a> DPMGGMZ,
Dönem: IX, Cilt:2, Haziran 1950,ss. 38-40.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref33">[33]</a> Cumhuriyet,
11 Haziran 1950.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref34">[34]</a> DPMGGMZ,
Dönem:IX, Cilt:2, 13 Haziran 1950, ss.54-55.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref35">[35]</a> A.g.z.,
s. 4-30..<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref36">[36]</a> TBMMTD,Dönem:
IX,Cilt: 1, 16 Haziran 1950,ss. 186-187.
(*) Bu oylamaya; C.H.P.’den İsmet İnönü, Cemal Reşit Eyüboğlu, Cedet
Kerim İncedayı, Yusuf Ziya Ortaç, Hasan Reşit Tankut’un katılmadıkları
anlaşılmaktadır. M.A.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref37">[37]</a> Metin
Toker, Demokrat Partinin Altın Yılları, (1950-1954), Ankara, 1990, s.51.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref38">[38]</a> Barutçu,
a.g.e.,s. 443.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref39">[39]</a> Rağıp
Selim Emeç, “Müessif Bir Hadise”, Son Posta, 16 Ağustos 1950,<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref40">[40]</a> Muhalefette
İsmet İnönü, Derleyen: Sabahat Erdemir, Cilt:I, (1950-1956), İstanbul
,1956, ss. 19-20.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref41">[41]</a> Ayın
Tarihi, Sayı:201, Ağustos 1950, s. 15-16.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref42">[42]</a> Zafer,
4 Eylül 1950. (*) D.P. İktidara geldikten sonra Devlet dairelerinde yalnızca
Atatürk’ün resmini asılabileceği yolunda bir uygulamaya gitmişti. Millî Şef
İnönü döneminde Atatürk’ün yanı sıra, İnönü’nün resimleri de duvarlara
asılmakta idi. (M.A).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref43">[43]</a> Zafer
,15 Ekim 1950.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref44">[44]</a> Vatan,
12 Eylül 1950.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref45">[45]</a> Zafer,
16 Ekim 1950.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref46">[46]</a> Erdemir,
a.g..e, Cilt:1, ss. 21-23.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref47">[47]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…,s. 201.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref48">[48]</a> A.g..e,
ss. 202-203.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref49">[49]</a> TBMMTD,Dönem:IX,Cilt:2,
16 Kasım 1950, ss. 28-29.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref50">[50]</a> A.g.t.,
s. 116.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref51">[51]</a> Feridun
Cemal Erkin, Dışişlerinde 34 Yıl, Cilt:II, Kısım:1, Ankara, 1986, ss.93-101.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref52">[52]</a> Ulus,
18 Mayıs 1952.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref53">[53]</a> Ulus,
4 Haziran 1952.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref54">[54]</a> Ulus,
8 Ekim 1952.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref55">[55]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti.., ss. 246-47.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref56">[56]</a> A.g..e,s.
247.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref57">[57]</a> DPMGGMZ,
Dönem:IX , Cilt: 78, 11 Kasım 1952, s. 23.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref58">[58]</a> Zafer,
5 Ocak 1953.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref59">[59]</a> Zafer,
5 Ocak 1953.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref60">[60]</a> Ulus,
19 Ocak 1953.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref61">[61]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…,s. 248.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref62">[62]</a> Ulus,
1 Şubat 1953.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref63">[63]</a> Ulus,
29 Ocak, 4 Şubat 1953.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref64">[64]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…, s. 249.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref65">[65]</a> DPMGGMZ,
Dönem: IX, Cilt. 101, 30 Haziran 1953, ss. 75-78.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref66">[66]</a> A.g.z.,
Cilt: 107, 17 Kasım 1953, ss. 31-39.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref67">[67]</a> A.g..z,
Cil:110, 8 Aralık 1953, s.5-6.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref68">[68]</a> TBMMTD,
Dönem: IX, Cilt. 26, 14 Aralık 1953, ss. 169-70.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref69">[69]</a> A.g.t.
, s. 170.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref70">[70]</a> A.g.t.,
ss. 234-36.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref71">[71]</a> TBMM
Kavanin Mecmuası, Dönem: IX, Cilt: 36, ss.16-17.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref72">[72]</a> Yeni
Ulus, 16 Aralık 1953.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref73">[73]</a> Fahir
Giritlioğlu, Türk Siyasi Tarihinde CHP’nin Mevkii, Cilt:I, Ankara, 1965, ss.
14-15.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref74">[74]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…,s. 253.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref75">[75]</a> A.g..e,s.
253.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref76">[76]</a> A.g..e,s.
256.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref77">[77]</a> A.g..e,ss.
257-258.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref78">[78]</a> Yeni
Ulus ,19 Nisan 1954.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref79">[79]</a> Ayın
Tarihi, Mayıs 1954, Sayı: 246, s. 30.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref80">[80]</a> TBMM
Zabıt Ceridesi, Dönem:X, Cilt: 14, 24 Mayıs 1954, ss. 6-8. (*) TBMM
Tutanak Dergisinin adı, TBMM Zabıt ceridesi olarak değiştirilmişti. Anayasanın
1945 yılında sadeleştirilen dili ise eski haline geri döndürülmüştü. (M.A).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref81">[81]</a> A.g..z,
s. 21-34.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref82">[82]</a> A.g.z.,s.
86.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref83">[83]</a> Halkçı,
21 Haziran 1954.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref84">[84]</a> TBMMZC,
Dönem:X, Cilt: 1, 30 Haziran 1954,s. 344-345.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref85">[85]</a> A.g..z,s.
378.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref86">[86]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti..,s.267.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref87">[87]</a> Forum,
Cilt:I, Sayı: 9, 1 Ağustos 1954.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref88">[88]</a> Vatan,
3 Temmuz 1954.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref89">[89]</a> TBMMZC,
Dönem:X, Cilt: 1, s.255.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref90">[90]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…,s. 269.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref91">[91]</a> A.g.e.,s.
273.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref92">[92]</a> Mustafa
Albayrak, “Hürriyet Partisi’nin Türk Siyasi Tarihindeki Yeri ve Önemi”, Atatürk
Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt:XXIV,Temmuz 2008, Sayı: 71, ss. 350-351..<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref93">[93]</a> Albayrak,
“Hürriyet Partisi’nin Türk Siyasi Tarihindeki …”, s. 365.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref94">[94]</a> Metin
Toker, Akis, Cilt: XI, Sayı: 175, (14 Eylül 1957).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref95">[95]</a> Cihad
Baban, Politika Galerisi, Büstler, Portreler, İstanbul, 1970,s. 369.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref96">[96]</a> Emrullah
Nutku, DP Neden Çöktü ve Politikada Yitirdiğim Yıllar (1946-1958), İstanbul,
1979,s. 295.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref97">[97]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…,ss. 285-286.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref98">[98]</a> Mustafa
Albayrak, “Demokrat Parti Döneminde Millî Korunma Kanunu Uygulamaları
(1955-1960)”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt: XXIII, Mart-Temmuz-Kasım
2007, Sayı: 67-68-69, s. 238.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref99">[99]</a> A.g.m.,
ss. 240-243.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref100">[100]</a> TBMMZC,Dönem:X,
Cilt: 12, Kısım:1, 28 Haziran 1956, s. 555.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref101">[101]</a> Nutku,
a.g.e.,s. 319.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref102">[102]</a> Ayın
Tarihi, Sayı: 272, ss.76-77.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref103">[103]</a> Zafer,
10 Temmuz 1956.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref104">[104]</a> Ulus,
31 Temmuz, 10 Ağustos 1956.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref105">[105]</a> Hürriyet
Partisi’nin Rejim Mevzuunda Muhalefet Partilerine Verdiği Muhtıra, Ankara,
1956.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref106">[106]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…,s.290.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref107">[107]</a> A.g..e,s.
290-201.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref108">[108]</a> Ulus,
19,20,21,22 Ağustos 1957.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref109">[109]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…,s. 291.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref110">[110]</a> Cumhuriyet,
8 Eylül 1857.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref111">[111]</a> Cumhuriyet,
23 Ekim 1957.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref112">[112]</a> TBMMZC,
Dönem: X, Cilt: 39, ss.1225-1226.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref113">[113]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…, ss. 288-289.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref114">[114]</a> A.g..e,
ss. 299-300.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref115">[115]</a> TBMMZC,
Dönem:XI, Cilt: 1, s.15.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref116">[116]</a> DPMGGMZ,
Dönem:XI, Cilt: 201, ss.83-84.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref117">[117]</a> TBMMZC,
Dönem:XI, Cilt. 1, ss. 68-72.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref118">[118]</a> Cumhuriyet,
7 Aralık 1957.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref119">[119]</a> Resmi
Gazete, 6 Ocak 1958, Sayı: 9800.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref120">[120]</a> DPMGGMZ,
Dönem: XI, Cilt: 218, s. 28-30.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref121">[121]</a> A.g.z.,
s. Dönem:XI, Cilt: 211, s.60.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref122">[122]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…, s. 543.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref123">[123]</a> A.g..e,s.
546.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref124">[124]</a> Ulus,
6 Mart 1958.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref125">[125]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…,s. 517.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref126">[126]</a> A.g.e.,
s.518.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref127">[127]</a> Ulus,
4 Ağustos 1958.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref128">[128]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti….,s. 519-520.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref129">[129]</a> DPMGGMZ,
Dönem:XI, Cilt: 243, s. 185.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref130">[130]</a> Giritlioğlu,
a.g.e., I, ss. 453-455.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref131">[131]</a> Ayrıntılı
bilgi için bakınız: Albayrak, Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…,ss.
523-530.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref132">[132]</a> TBMMZC,
Dönem: XI, Cilt: 13, s. 305.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref133">[133]</a> A.g..z,s.
306.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref134">[134]</a> Resmi
Gazete, 19 Nisan 1960, Sayı: 10484.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref135">[135]</a> TBMMZC,
Dönem:XI, Cilt. 13, s. 207.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref136">[136]</a> Ali
Fuad Başgil, 27 Mayıs İhtilâli ve Sebepleri, Çevirenler: Mehmet Ali Sebük-
İ.Hakkı Akın, İstanbul, 1966,s. 130.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref137">[137]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…, s. 534.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref138">[138]</a> A.g.e.,ss.
534-538.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref139">[139]</a> DPMGGMZ,
Dönem:XI, Cilt: 304, ss. 9-22.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref140">[140]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…, s. 537.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref141">[141]</a> Ulus,
29 Nisan 1960.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref142">[142]</a> Albayrak,
Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti…, ss. 539-40.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10pt;"><a href="http://www.mustafaalbayrak06.com/tr/wp-admin/post-new.php#_ftnref143">[143]</a> Rıfkı
Salim Burçak, Yassıda ve Öncesi, Ankara ,1976, ss. 50-55.<o:p></o:p></span></div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-74987436098254222902016-07-22T07:15:00.000-07:002016-07-22T07:15:18.048-07:00BERRİN MENDERES ANISINA SON 50 KELİME - Hüseyin AKSU (Admender-Adnan Menderes Platformu Dergisi; Ahmet Şerif BAYINDIR) <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2PiHwttxNaKgnJPehAIG5mUnpiAcFg_A4kwnpcbvkTMHBsBCxLSiVotX6uqVGmSZXzA6_rbwWKyX7FLOY54mD_pfmrzrQldHpvg3OW6SM04fxZ64qX_B_hy4V2CT5rM9p8c4gGXOcslk/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25281%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2PiHwttxNaKgnJPehAIG5mUnpiAcFg_A4kwnpcbvkTMHBsBCxLSiVotX6uqVGmSZXzA6_rbwWKyX7FLOY54mD_pfmrzrQldHpvg3OW6SM04fxZ64qX_B_hy4V2CT5rM9p8c4gGXOcslk/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25281%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlF1mKoxDmxV4EIGUC0qf8lrhsdrBK5nThEHkuuh_2xZ74t5-8hDfeWmQs158c_llr-Z4f8VVuEBwFeslofEShvCYvQCubb_j3xJO0cdRyhFnJxZIyJ8Bhv5rv62HCyBP2bF-8m3sjX_k/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25282%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlF1mKoxDmxV4EIGUC0qf8lrhsdrBK5nThEHkuuh_2xZ74t5-8hDfeWmQs158c_llr-Z4f8VVuEBwFeslofEShvCYvQCubb_j3xJO0cdRyhFnJxZIyJ8Bhv5rv62HCyBP2bF-8m3sjX_k/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25282%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijgnE1fFR03vvvx0c07SF3Gi2j84e5XlqKaOSqMGhguSs0HSSDCk-bd-GRA0k7TACyeXsBT8Qc5jBJu3Sy3QOqr6GFo0l6TG8Cu0e8oUqncicAAlkKaCmHX2ljgRpxMI4kfNYMsLnB3Bc/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25283%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijgnE1fFR03vvvx0c07SF3Gi2j84e5XlqKaOSqMGhguSs0HSSDCk-bd-GRA0k7TACyeXsBT8Qc5jBJu3Sy3QOqr6GFo0l6TG8Cu0e8oUqncicAAlkKaCmHX2ljgRpxMI4kfNYMsLnB3Bc/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25283%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOhtGuuMeop0MZDF-BEc4uKRMh2teJgIl8AHvovnNOxM5Q4Aps37ndI9tvd-w_TlMPvKVchNHGSd8psRbTL8lVSVlm7oJR_y-SOSvpgM1f9AsBR1DnvapzmFSxsuMdCnNcaGIvQwNX6To/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25284%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOhtGuuMeop0MZDF-BEc4uKRMh2teJgIl8AHvovnNOxM5Q4Aps37ndI9tvd-w_TlMPvKVchNHGSd8psRbTL8lVSVlm7oJR_y-SOSvpgM1f9AsBR1DnvapzmFSxsuMdCnNcaGIvQwNX6To/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25284%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAKzUgPCZBTmDDxSmDYV2ZqS5ChyphenhyphenVzNsQwEGAH-Y0L7Kwx06D2QS0kq8Kl3z06jnRRFGn5BtVJbWlDlk41wVOKjK1Ow95xS7pEarEiDTyY-8yd2pmF4v1gPfwHGqrYFaP9TgkZHyBJcjU/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25285%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAKzUgPCZBTmDDxSmDYV2ZqS5ChyphenhyphenVzNsQwEGAH-Y0L7Kwx06D2QS0kq8Kl3z06jnRRFGn5BtVJbWlDlk41wVOKjK1Ow95xS7pEarEiDTyY-8yd2pmF4v1gPfwHGqrYFaP9TgkZHyBJcjU/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25285%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOMh6RmUO-shyphenhyphenqPYz4-rYQV5aPAWTSl0O2-tc1v3yGdUfIgU1QxrQk7PhvorAnLukIYIinNAZcxUfDjsmupHXi9QfzsPIHJpl0ONAnQE86_JxDWv0ZICK6X7e-hZTRQPalVgBt5J1Lkrc/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25286%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOMh6RmUO-shyphenhyphenqPYz4-rYQV5aPAWTSl0O2-tc1v3yGdUfIgU1QxrQk7PhvorAnLukIYIinNAZcxUfDjsmupHXi9QfzsPIHJpl0ONAnQE86_JxDWv0ZICK6X7e-hZTRQPalVgBt5J1Lkrc/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25286%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHkHxE_mS5gKZTEACl3dBIHrnOWZQze5z0cILmjrvuouPK7rKYl_4D0gNSZkHUC0Jq3MOc7hew5ONEdTfrD3xDLf5ehYqzgjb18e92FQV6aR475UgYBglR3Lp_IbCZNsp3P1okIXsipNw/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25287%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHkHxE_mS5gKZTEACl3dBIHrnOWZQze5z0cILmjrvuouPK7rKYl_4D0gNSZkHUC0Jq3MOc7hew5ONEdTfrD3xDLf5ehYqzgjb18e92FQV6aR475UgYBglR3Lp_IbCZNsp3P1okIXsipNw/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25287%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBJ093wrFSpltkw-iop-0MC4M_ud3jIH8MWu31MtGjd4BK-xdKeHBdt3ECceRDwaKVUtFbBtEU0vwHfCpS3hB5QsKGwgOOG8wwjJsPD_wJBCxI9EWTUoh7utGoGbB16XwCnm_Fo-3E7P8/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25288%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBJ093wrFSpltkw-iop-0MC4M_ud3jIH8MWu31MtGjd4BK-xdKeHBdt3ECceRDwaKVUtFbBtEU0vwHfCpS3hB5QsKGwgOOG8wwjJsPD_wJBCxI9EWTUoh7utGoGbB16XwCnm_Fo-3E7P8/s1600/Berrin+MENDERES+-+Adnan+MENDERES+%25288%2529+Demokrat+Parti+-+DP.jpg" /></a></div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-41761035347606737742016-06-11T07:28:00.000-07:002016-06-11T07:28:03.876-07:00Bir Demokrasi Şehidi; Adalet-Hukuk ve Demokrasiye Adanmış İnsan: Menderes'in Maliye Bakanı, HASAN POLATKAN<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjxCiUKfLqJerhrETfhj_s_06SSEyhzQR0h1KS-7s6vd9HgW654Mo_cSAiQosfuKOVHY-s6xO7ClbWVY8FIkHMCB_YzfIBaMVN1EEfu1mJIf3FGsH_wR1w5aMY-7cZ1I0hNv87mKlINE2s/s1600/HASAN+POLATKAN%252C+Demokratlar+Kul%25C3%25BCb%25C3%25BC+1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjxCiUKfLqJerhrETfhj_s_06SSEyhzQR0h1KS-7s6vd9HgW654Mo_cSAiQosfuKOVHY-s6xO7ClbWVY8FIkHMCB_YzfIBaMVN1EEfu1mJIf3FGsH_wR1w5aMY-7cZ1I0hNv87mKlINE2s/s1600/HASAN+POLATKAN%252C+Demokratlar+Kul%25C3%25BCb%25C3%25BC+1.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1RFNWNVjq7CxsvQq2XASsibdzvUVG7T6c8xd_GE9rZCHXYXbhIkL6ON229pqtY4SUUhBsnR9pK_WR2YHdykMNVRFFRw4TZcV4ni4OXUR3MAsvNOHisS4_IAib1Sfm9n1n2r6THJVYuiI/s1600/HASAN+POLATKAN%252C+Demokratlar+Kul%25C3%25BCb%25C3%25BC+2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1RFNWNVjq7CxsvQq2XASsibdzvUVG7T6c8xd_GE9rZCHXYXbhIkL6ON229pqtY4SUUhBsnR9pK_WR2YHdykMNVRFFRw4TZcV4ni4OXUR3MAsvNOHisS4_IAib1Sfm9n1n2r6THJVYuiI/s1600/HASAN+POLATKAN%252C+Demokratlar+Kul%25C3%25BCb%25C3%25BC+2.jpg" /></a></div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-5789101536866500842016-06-04T07:26:00.000-07:002016-06-04T07:26:04.684-07:00DEMOKRAT PARTİ (DP)'nin; 14 Mayıs 1950 Tarihli [9. Dönem] Türkiye Cumhuriyetinin ilk Hakim ve Hukuk teminatlı (AÇIK OY GİZLİ SAYIM) Genel Milletvekili Seçilerinde "Seçimi Kazanan DEMOKRAT PARTİ Millet Vekilleri<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3jCV6cWlF9Xrt5wG8dot9-v1wZXFeiNOIkhaL_b4DJbSJeDb4QQRlhnnwSE81FMHec6gUedyP55lhm-WPUoPcOPZEkOn8Dvla8WDjfeIQ5yCxF78ciozHv3GyN3I8FJ8jkWw6LlawQfI/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3jCV6cWlF9Xrt5wG8dot9-v1wZXFeiNOIkhaL_b4DJbSJeDb4QQRlhnnwSE81FMHec6gUedyP55lhm-WPUoPcOPZEkOn8Dvla8WDjfeIQ5yCxF78ciozHv3GyN3I8FJ8jkWw6LlawQfI/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+1.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgBA7n-QwzSP3kMsgKiZ4G6S6tDdJ6kuEcBLWPmxrqxl5C-8eGItT9FKeYD4Mn8eXIJjQgOzt37_D-y8F-U8uxTRHaNsThIDeMvbpIkf6ruA271GK7I1t_HAFilJJy9m6qSfX5oDNi5gl0/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgBA7n-QwzSP3kMsgKiZ4G6S6tDdJ6kuEcBLWPmxrqxl5C-8eGItT9FKeYD4Mn8eXIJjQgOzt37_D-y8F-U8uxTRHaNsThIDeMvbpIkf6ruA271GK7I1t_HAFilJJy9m6qSfX5oDNi5gl0/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+2.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZicIeqA0TiSLET9-tjpkSPGoPS6vr8THieB9yyJgv2_JTsMHXNcxfbGnoHxpcOpKIGET8DXeG1VnEtcloNa_-VXUkpku2KUTIxQbEMCSU4CXBB0w6URPkxLNHPLqNfMT2shj6VLlMo9w/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZicIeqA0TiSLET9-tjpkSPGoPS6vr8THieB9yyJgv2_JTsMHXNcxfbGnoHxpcOpKIGET8DXeG1VnEtcloNa_-VXUkpku2KUTIxQbEMCSU4CXBB0w6URPkxLNHPLqNfMT2shj6VLlMo9w/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+3.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSPeit6U-CpwIwrVDeey1GYWU6Bo-IZrjlIZ-ISO5taeL-WTFolFJHRHhW9IarJinlZhGO3VCshr7J4lrzrLJlFmaGfs0V8vIIvr3557vO0ORWwn4X-2AQHUi9ygSdY8nrIfTsfLaXxPw/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSPeit6U-CpwIwrVDeey1GYWU6Bo-IZrjlIZ-ISO5taeL-WTFolFJHRHhW9IarJinlZhGO3VCshr7J4lrzrLJlFmaGfs0V8vIIvr3557vO0ORWwn4X-2AQHUi9ygSdY8nrIfTsfLaXxPw/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+4.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8dQnDGxd6iI471l4R7HxiP3IeYyyNLuG3MUaYUjZQqsocqEu8bGkPm9cfcXvH6yYuPpNufetX2j0FmEmFLeLOqWJFdVANTzeuOPZTqe4IkjXZfM5aAEjkDMeLawQJii0iZrFyWJyt43Y/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8dQnDGxd6iI471l4R7HxiP3IeYyyNLuG3MUaYUjZQqsocqEu8bGkPm9cfcXvH6yYuPpNufetX2j0FmEmFLeLOqWJFdVANTzeuOPZTqe4IkjXZfM5aAEjkDMeLawQJii0iZrFyWJyt43Y/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+5.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQD_Mqsjk_xD_lwqwXjLSFSS5oY4fLVSk5SqXeR25t61Su6nxXPgWg73jsFGDmNiwKFv7xbjE4p5HLdNriPp_XybRRUPIvhaW9y9g-N27BdU7xxMIp5zi8u9M8reDQEJ2_z47zyU4HA8E/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+6.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQD_Mqsjk_xD_lwqwXjLSFSS5oY4fLVSk5SqXeR25t61Su6nxXPgWg73jsFGDmNiwKFv7xbjE4p5HLdNriPp_XybRRUPIvhaW9y9g-N27BdU7xxMIp5zi8u9M8reDQEJ2_z47zyU4HA8E/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+6.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzTqiLugBiuyV6KKbiOxDHwiibaGkwqrsAg-zGd0ngTF3g3SPEnfTNPrezwYeLyEVft0jR6-JAcnPLeu_zJ2jiHQEF5jXLgZpxyobVvLP1QLoSwH-X-vi0c55qrt_TKlMgGC7-m_pSY6A/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+7.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzTqiLugBiuyV6KKbiOxDHwiibaGkwqrsAg-zGd0ngTF3g3SPEnfTNPrezwYeLyEVft0jR6-JAcnPLeu_zJ2jiHQEF5jXLgZpxyobVvLP1QLoSwH-X-vi0c55qrt_TKlMgGC7-m_pSY6A/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+7.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtWbUr4O_Fzuyn4OtNvsKKgXOLmFXtl-enDzT05u8MzY64lsFTQ0aeQ3n3fhVFDX4WWq85THRPsW8PADaJLgEe4GubEdXt1GzxbBZuABC24oleirptNdNRvLn6E2DrapLRRXGEWenx9a8/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+8.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtWbUr4O_Fzuyn4OtNvsKKgXOLmFXtl-enDzT05u8MzY64lsFTQ0aeQ3n3fhVFDX4WWq85THRPsW8PADaJLgEe4GubEdXt1GzxbBZuABC24oleirptNdNRvLn6E2DrapLRRXGEWenx9a8/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+8.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFtuGnmSaiPka2dyPH-a9cBlvi29IIPiu3jMamqxGJV1y3eyl5BmO43ZOqWKVEmlSME4rCHCUr8HtMqPj_4LaPR4hImPZdabIPjingWXJvULeUK06zA5cmnA_cg64cd9flFoOVLGnmgmo/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+9.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFtuGnmSaiPka2dyPH-a9cBlvi29IIPiu3jMamqxGJV1y3eyl5BmO43ZOqWKVEmlSME4rCHCUr8HtMqPj_4LaPR4hImPZdabIPjingWXJvULeUK06zA5cmnA_cg64cd9flFoOVLGnmgmo/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+9.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQYSu2sl8BFJACawrLYidxvb_1cZk8b6tmcsyJvzZ9_ql5Lkx53QXJRvIc5hsvUD2crvJ1waFd_sSXZAnBsQ_0JrnDHPLIE7LcT7CYCE2Vw_B7XDIBr88sQOtfhE-jGbB_coDZsP1K_NU/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+10.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQYSu2sl8BFJACawrLYidxvb_1cZk8b6tmcsyJvzZ9_ql5Lkx53QXJRvIc5hsvUD2crvJ1waFd_sSXZAnBsQ_0JrnDHPLIE7LcT7CYCE2Vw_B7XDIBr88sQOtfhE-jGbB_coDZsP1K_NU/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+10.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRk4rSemG5Sct0LUV_iJym8wvh0Nt8q4bAEGCfz2XS2EI9OWfwjENA5gzXcqpJ35LN33IRX8owQqvonmVEFvCpiaZLyJm-FliGxa358s2YZferm_nHjsYLuPziZTjTlOWNtB5tHXDaFq4/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+11.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRk4rSemG5Sct0LUV_iJym8wvh0Nt8q4bAEGCfz2XS2EI9OWfwjENA5gzXcqpJ35LN33IRX8owQqvonmVEFvCpiaZLyJm-FliGxa358s2YZferm_nHjsYLuPziZTjTlOWNtB5tHXDaFq4/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+11.jpg" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwDa_jLBrm2g1s2bujaIDkT8ZiQGx18T-KedfRqKOBB9GUeB3VPOrcER-esievlZ8-BJyXRZdurUaZKWysVz7F2dpcqlZBgFyN4PCpT3OsMhAKVnWKrqfVaLTW4dsBoCiE_AIAdxuaxds/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+12.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwDa_jLBrm2g1s2bujaIDkT8ZiQGx18T-KedfRqKOBB9GUeB3VPOrcER-esievlZ8-BJyXRZdurUaZKWysVz7F2dpcqlZBgFyN4PCpT3OsMhAKVnWKrqfVaLTW4dsBoCiE_AIAdxuaxds/s1600/dp_DEMOKRAT+PART%25C4%25B0%252C+1950+Milletvekilleri+12.jpg" /></a></div>
<br />DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-49663220015472028902016-05-13T06:44:00.004-07:002016-05-13T06:59:37.023-07:0014 MAYIS RESMİ ‘DEMOKRASİ BAYRAMI’ İLAN EDİLSİN ; Samet OCAKOĞLU, İzmir Demokratlar Grubu Başkanı<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFIhCviJj0davKXRthHzW1-BRhF_j8O6MNE1ggMW1DnuGHwml62UFHmBx-o50aQ78wiYrHcUa7wiV4siPNtd9vyaWJgx7jm4VLs5usgigkvUgAahxfMpgFqPGQd6pw0n0YAmtAXoPoHIE/s1600/SAMET+OCAKO%25C4%259ELU.Demokratlar+Kul%25C3%25BCb%25C3%25BC.Jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFIhCviJj0davKXRthHzW1-BRhF_j8O6MNE1ggMW1DnuGHwml62UFHmBx-o50aQ78wiYrHcUa7wiV4siPNtd9vyaWJgx7jm4VLs5usgigkvUgAahxfMpgFqPGQd6pw0n0YAmtAXoPoHIE/s1600/SAMET+OCAKO%25C4%259ELU.Demokratlar+Kul%25C3%25BCb%25C3%25BC.Jpeg" /></a><b><span style="color: #990000; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: large;">14 MAYIS RESMİ ‘DEMOKRASİ BAYRAMI’ İLAN EDİLSİN</span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: #ffe599;">(IHA, Ulusal Haber & Ulusal Ajans)</span></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat Parti (DP) eski GİK üyesi ve İzmir Demokratlar Grubu Derneği Başkanı Samet Ocakoğlu, 14
Mayıs’ın resmi ‘Demokrasi Bayramı’ olarak ilan edilmesini istedi.</div>
<div class="MsoNormal">
DP misyonunun ileri gelen isimlerinden olan Samet Ocakoğlu, DP’nin iktidar
olduğu 14 Mayıs 1950 tarihinin Türkiye’ye için önemli bir dönüm noktası olduğuna
işaret ederek, “14 Mayıs tarihi demokrasiye, milli iradeye, demokratik
parlamenter rejime ve hukuka saygısı olan herkesin ihtiram duyguları ile andığı
14 Mayıs 1950’nin yıl dönümüdür. Bu toprakların bütün değerleri ile harman olmuş
muhterem şahsiyeti milli vicdanın vefa duygusunda muhafaza edilen merhum
Başvekilimiz Adnan Menderes ve arkadaşlarının hak yolunda büyük yürüyüşünün en
önemli merhalelerinden olan 14 Mayıs’ın resmi ‘14 Mayıs Demokrasi Bayramı’
olması iki nesildir ifade edilen milli dilek ve taleptir. İzmir’i ve bilâhare
merhum ve müstesna “Demokrasi Şehidi Başvekil Adnan Menderes”in ve merhum Namık
Gedik’in memleketi., Aydın ilimizi ziyaret edecek ve halkla buluşacak AKP Genel
Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu Bey’in, Ege mitinglerinde ‘14 Mayıs
Demokrasi Bayramı’ hakkındaki inşallah müjdesini ve 27 Mayıs 1960 askeri
darbesi mağduru TBMM 11.dönemi DP gurubu üyelerinin mağduriyetlerinin
giderilmesi hukuki hedefli davada talep ettiğim hak konusundaki
değerlendirmelerini Egelilerin şahitliğinde bekliyoruz” diye konuştu…<br />
***<br />
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: #990000; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-large;">14 MAYIS MİLLİ BAYRAM OLSUN</span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdbppucpL97LGs9p28Y0gs4Hs26EyFQMxzbekY3mJCrowsgoOQASu0OhMhmvw8_YBcxB5GbWoI-lJvY65vF_NSiZ4OOG7PWZrrvz0dPEF0MYuwckUSXZNqyScM4XdFx7E1qXs37npxZ48/s1600/ERK%25C4%25B0N+USMAN_SAMET+OCAKO%25C4%259ELU.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdbppucpL97LGs9p28Y0gs4Hs26EyFQMxzbekY3mJCrowsgoOQASu0OhMhmvw8_YBcxB5GbWoI-lJvY65vF_NSiZ4OOG7PWZrrvz0dPEF0MYuwckUSXZNqyScM4XdFx7E1qXs37npxZ48/s1600/ERK%25C4%25B0N+USMAN_SAMET+OCAKO%25C4%259ELU.jpg" /></a><b><span style="color: blue;">ERKİN USMAN</span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="mailto:erkin.usman@yeniasir.com.tr">erkin.usman@yeniasir.com.tr</a></div>
Bu ilginç, toplumsal isteğin çıkış noktasında
"Demokratlar Grubu" var.<br />
<div class="MsoNormal">
Topluluğun Genel Başkanı da Samet Ocakoğlu...<br />
Peki şimdi, "Demokratlar Grubu" nedir?<br />
Kısaca yanıtlamak gerekirse, 14 Mayıs 1950 Türk siyasal hayatında bir dönüm
noktasıdır. 14 Mayıs 1950, saf ve berrak bir milli iradenin gerçekleştiği
gündür.<br />
Bu milli hareketin 20l0'lu yıllardaki öncüsü de, gerçek Demokrat Partili bir
ailenin son kuşağında yer alan Samet Ocakoğlu ile dava arkadaşları...<br />
Ocakoğlu "Amacımız, merhum Başvekil Adnan Menderes ve çalışma
arkadaşlarının şahsiyetlerini ve hizmet dönemleri ile sürdürülebilir politik
uygulamaları hakkında maziden geleceğe ışık tutacak nitelikli ve seviyeli çalışmalar
yapmak" diyor ve ekliyor:<br />
"Amaçlarımız arasında hizmetleri ile milli hafızada yer etmiş olan devlet
adamlarının hatıralarını yaşatacak etkinlikleri düzenlemek de yer alıyor. 14 Mayıs'ın
milli bayram olarak ilan edilmesinin gerekçesinde de vefa duygusu var."<br />
"Demokratlar Grubu"nda Ocakoğlu'nunu yol arkadaşları arasında Gökhan
Karateke, Cihan Canuyar, Birgül Çelik, Ahmet Duymaz, Hakan Özen, Ahmet Durmaz
var.<br />
Yine Dedebaşı sorunu: "Burada kanun yok"<br />
Burası Karşıyaka'nın vazgeçilmez köşelerinden biri. Yeşil-Kırmızılı camianın
özellerinden...<br />
Dedebaşı halkı bir aya yakın süredir, aniden ortaya çıkan bir trafik
kapışmasını ibretle izliyor.<br />
6100 numaralı sokağın sakinleri, arabalarını apartmanların çevrelediği boş
alana bırakıyordu. Burası semtin bir mini otoparkı haline gelmişti ki, günün
birinde buruda bir oto galerisi kuruldu ve huzursuzluk bundan sonra başladı,<br />
Veli Çakmak isimli bir mahalleli diyor ki:<br />
"Bu galeri her gün buraya 60-70 satılık arabayı getiriyor, bizim özel
araçlarımıza yer kalmıyor. Evimizin, apartmanımızın önü, satılık araba vitrini
oldu."<br />
Ali Riza Özgün, "Karşıyaka Belediyesine başvurduk. Gerekli işlemlerin
yapıldığını söylediler. Hiçbir gelişme olmadı. Adamlar belediyeyi takmıyor.<br />
Polisi de... Şimdi, Bölge Trafik Müdürlüğünü göreve çağırıyoruz" diyor ve
ekliyor:<br />
"Burada kanun işlemiyor mu? Dedebaşı'nda huzur kalmadı."<br />
"Bir Sevdadır Kemeraltı"<br />
Geçen gün kapım çalındı. Kurye bir paket teslim etti. İçinden bir kitap çıktı.
Başlığı "Bir Sevdadır KEMERALTI". Hem heyecan, hem de helecanla
sayfalarını çevirmeye başladım. 1. sayfaya el yazısı ile bir not da düşülmüş:<br />
"Mektep, spor, tüm hayatım boyunca değer verdiğim kardeşim Rıza SAYSEN'e
01.03.2016 Gürkan ERTAÇ."<br />
Kitabın yazarı sevgili kardeşim Gürkan ERTAÇ'ı iyi tanırsınız. 1957'de Sabah
Postası Gazetesi'nde başlayan gazetecilik serüveni ve aşkı tam 59 yıldır, bir
spor muhabiri olarak hiç sönmeden devam ediyor. Bu yarım asrı aşan aydınlık
mesleki yaşamında Ege Ekspres, Hürriyet, Günaydın ve Yeni Asır Gazetelerinin
yanı sıra, SKY ve Ege TV kanallarına da katkılarda bulunmuş. Sevgili Gürkan
ERTAÇ'ın ÇEŞME GÜNEŞİ Gazetesi'nde de köşesi var.<br />
Sevgili Dost,<br />
Türkiye'miz zor günlerden geçiyor. "Bir Sevdadır KEMERALTI", son
olaylardan dolayı kararan ruhumu tedavi edici bir ilaç gibi geldi. Bu eseri
bütün kalbimle öneriyorum. Okuduktan sonra, farkına varmadan gelip geçtiğiniz,
dolaştığınız KEMERALTI'nı bir başka göz ile gözlemleyeceksiniz.<br />
Hele İzmirli iseniz, yıllardır iş için, alışveriş için, gezmek için
adımladığınız bu yörede neler yaşandığını daha iyi özümleyeceksiniz.
Kemeraltı'na damga vuran nice değerleri hasretle, minnetle anacaksınız. Bazen
hüzünlenecek, bazen de kitapta adı geçen kişi/ler ile aranızda geçen müşterek
bir hatıranızı anımsayıp gülümseyeceksiniz.</div>
</div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-83309620368556840432016-04-14T03:22:00.000-07:002016-04-15T08:22:43.837-07:00DEMOKRAT PARTİ'DE "EMANETÇİ-HİYANETÇİ (FETRET) AKIMLARI; SİYASET SİMSARLIĞI - MİSYON TACİRLİĞİ VE AYDIN MENDERES DÖNEMİ"<h3 class="post-title entry-title" itemprop="name" style="background-color: white; font-stretch: normal; margin: 0px; position: relative;">
<span style="color: #333333; line-height: 1.4; text-align: center; text-indent: 35.4pt;"><span style="color: blue; font-family: "times" , "times new roman" , serif; font-size: small;">"Bu yazı tam 15 yıl önce yazıldı ve yayınlandı. Günümüze ibret, demokratlara ders;</span></span></h3>
<h3 class="post-title entry-title" itemprop="name" style="background-color: white; font-stretch: normal; margin: 0px; position: relative;">
<span style="color: #333333; line-height: 1.4; text-align: center; text-indent: 35.4pt;"><span style="color: blue; font-family: "times" , "times new roman" , serif; font-size: small;">Geleceğe ışık ve kulaklara küpe olsun; Nisyan ile malûl olmasın hafıza-i beşer!.."</span></span></h3>
<div class="post-body entry-content" id="post-body-1149816975136670610" itemprop="description articleBody" style="background-color: white; line-height: 1.4; position: relative; width: 678.182px;">
<div class="post-body entry-content" id="post-body-3092931608184068557" itemprop="description articleBody" style="line-height: 1.4; position: relative; width: 648.182px;">
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; text-align: center; text-indent: 35.4pt;">
<div style="font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgcTasgEvzayIKMyBMc8e-GZUHWblFGYOHDNZbeLazv8terlhu-EWXE7DamGHnglKX-2Ukv7fu7zY9lQDEeyzbHUVQlZJ-0nxlwIXHvjBcUUreenPtQXSGgcWatJ6euIq_a5KZBcJCYk4/s1600/DP++1957++AF%25C4%25B0S+003.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; color: #771100; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgcTasgEvzayIKMyBMc8e-GZUHWblFGYOHDNZbeLazv8terlhu-EWXE7DamGHnglKX-2Ukv7fu7zY9lQDEeyzbHUVQlZJ-0nxlwIXHvjBcUUreenPtQXSGgcWatJ6euIq_a5KZBcJCYk4/s320/DP++1957++AF%25C4%25B0S+003.jpg" style="border: none; position: relative;" width="240" /></a><span style="color: maroon;"></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: maroon; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b style="font-size: x-large; line-height: 1.4; text-indent: 35.4pt;">“AYDIN MENDERES'İN DP ADINA KONUŞMA YETKİSİ YOKTUR. AYDIN MENDERES, DEMOKRAT PARTİ KONUSUNDA SÖZ SÖYLEME HAK VE SELÂHİYETİNE SAHİP DEĞİLDİR…”</b></span></div>
<div style="font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
<span style="color: maroon;"><o:p></o:p></span></div>
</div>
<div align="right" class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-align: right;">
<span style="color: blue;">Mustafa Nevruz SINACI<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Esas itibarıyla, siyasetin dağınıklıktan kurtarılması, orijinal ve özgün normlara göre yeniden yapılanması ve aslına rücû ederek merkezde toparlanmasına yönelik ‘olması gereken’ DYP ve ANAP’ın “DP” adı ve “bayrağı !” altında birleşmesi çok olumlu bir gelişmedir.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Bu konuda mutlaka herkesin ve her kesimin söylenecek bir sözü vardır.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Ancak, aşağıdaki bilgileri okuduğunuz zaman ibretle göreceksiniz ki; Aydın Menderes bu birleşme, bütünleşme ve DP’ye dönüşme hakkında ‘söz sahibi olma’ hakkını yitirmiştir.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Yani, “Demokrat Partinin 7. dönem Genel Başkanı iken, babasının partisini bırakıp RP listelerinden parlâmenter olan; Sonra da arkadaşları ile birlikte ‘geri döneceğine ilişkin namus – şeref sözü veren” lâkin, baba ocağına dönmek yerine ‘RP genel başkan yardımcısı” olmayı yeğleyen Aydın Menderes’in şimdi DEMOKRAT PARTİ adına söz söyleme hak ve selâhiyeti yoktur. Neden ! ve Niçin? diyenler lütfen bu makaleyi dikkatle okusunlar. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Hatırlanacağı üzere Aydın Menderes, DP 1992’de yeniden açılma çalışmaları sürerken kendisine teklif olunan Genel Başkanlık görevini reddetmiş, “DP yeniden açılmamalı.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Milletin hafızasında aziz bir hatıra olarak kalmalı ve Vakfa dönüşmeli” diyerek kendi partisini (BDP) kurmaya koyulmuştu. Nitekim Büyük Değişim Partisi kuruldu.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Bu bölümü çok kısa geçelim; BDP, Aydın Menderes’in umduğu ve beklediği gibi yürümedi. Halktan ilgi görmedi. Proje, kısa sürede hayali sükut ve hüsrana dönüşünce bu defa DP içinden taraftar edinmek suretiyle, katılma veya çok daha açık bir deyimle ‘partiyi ele geçirme’ çalışmaları yapılmaya başlandı.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
7.Aralık.1993 günü Aydın Menderes taraftarları bir bildiri yayınlamak suretiyle DP’de “Olağanüstü Genel Kurul istemini” kamuoyuna duyurdu. Parti içi tartışmalar su yüzüne çıktı. 13.Aralık.1993’de Genel Merkez cevabi bir bildiri yayınladı ve genel kurulun tüzük, usul ve yasalara uygun olarak günü gelince yapılacağını deklere etti. Karşılıklı ihraçlar konusunda ise, Asliye Hukuk Mahkemelerinden “tedbir” kararları alınarak bütün üyelerin Kongreye katılma hakları garanti edildi. Fakat, bütün bu olaylar gerilimi tırmandırmış ve tansiyonu arttırmıştı. Sonunda, çok sıkı önlemler alınarak, DP tarihinin ilk olağanüstü büyük kongresinin 16 Ocak 1994 günü yapılmasına karar verildi.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Kongre ilânı 11.Aralık.1993 tarihli Tercüman Gazetesinde yayınlandı. Ancak, bu arada 16 kişilik grup adına, Çankaya İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına, Kongrenin 07.Ocak.1994’de ifa ve icrasını isteyen bir başvuru yapıldı. Seçim Kurulu Başkanlığı vaki başvuruyu Genel Merkezin itirazı üzerine 1993/80 sayılı gerekçeli bir yazı ile reddince 16 Ocak tarihli genel kurul tarihi kesinleşmiş oldu. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
DEMOKRAT PARTİ (1.) OLAĞANÜSTÜ BÜYÜK KONGRESİ<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Kongre, 16 Ocak 1994 günü Dedeman oteli salonlarında listede yer alan 300 delegeden 256’sının katılımı ile ve Genel İdare Kurulu Üyesi Şeref TARTAN’ın divan Başkanlığında ifa ve icra edildi. Genel Başkan adaylarından Hayrettin Erkmen ve Besim Tibuk, daha önce ilân etmiş olmalarına rağmen, salonda yükselen tansiyon, yaşanan kavgalar ve gerilim nedeniyle ‘aday olmadan’ çekildiler. Aydın Menderes 3. turda 84 oyla Genel Başkan seçildi.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Hidayet Sinanoğlu, İlhan Aytekin, Enver Kaya, Nizamettin Sarıbaş, Mehmet Eerdem, Çetin Gümüşoğlu, Hasan Tanrıöver, Şükrü Uğurlu, Beliğ Beler, Satılmış Cengiz, Galip Kaya, Nazım Çapraz, Şerafettin Emiroğlu, H.Nuray Turcan, M. Arif Demirer, Altan Tan, Vedat Alpaslan, Ezel Erverdi, Erdal Çırpanlı, Alpaslan Göktaş, Güven Raşit Büyükbaykal, Ömer Böke, Zeki Hatipoğlu, Mustafa Erverdi, Samet Ocakoğlu, Osman Bostan, Servet Tekin, Ahmet Karaaslan, Gürcan Dağdaş.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
AYDIN MENDERES’İN BÜYÜK DEĞİŞİM PARTİSİ<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Olağanüstü Genel Kurulda Büyük Değişim Partisi (BDP) Genel Başkanı Aydın Menderes ve arkadaşları DEMOKRAT PARTİ’ ye katılarak G.İ.K’ e seçildiler. 19.Ocak.1994 günü Menderes Genel Merkeze geldi. Merasimle karşılandı. Basına yaptığı açıklamada: “Baba Ocağına döndüm. Hep birlikte ZIPKIN gibi bir parti oluşturacağız.” Dedi. Müteakip 15 gün içinde de BDP kendisini feshederek resmen DP’ ye katılma kararı aldı. Hayrettin ERKMEN ve arkadaşları Genel Kurul’ a itiraz ederek mahkemeye gittiler. Besim TİBUK ise D.Parti’ den ayrılarak kısa bir süre sonra LİBERAL PARTİ’ yi kurdu. Liberal Parti’ nin Altınpark Anfa salonunda yapılan 1. Olağan Genel Kurulunda adı, bu defa “LİBERAL DEMOKRAT PARTİ” olarak değiştirildi. Bu Kongrede Demokrat Partiye bir Parti katılmış fakat bir başka parti de doğmuştu. Ayrıca, Genel Kurul’ a itiraz eden diğer grup tarafından uzun sürecek bir hak arama ve mahkemeler dönemi başlıyordu. Hayrettin Erkmen ve arkadaşları Genel Kurulu iptal ettirmek için onlarca dava açtılar.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
BERRİN MENDERES VEFAT ETTİ<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
<span style="color: #333333;"> Kongreden hemen sonra, Merhum Başvekil ve Demokrasi Şehidi Adnan MENDERES’ in eşi Muhterem Berrin MENDERES hanımefendinin sağlık durumu ciddileşti. Bu yüzden Aydın bey partiye fazla zaman ayıramıyordu. (</span><b><span style="color: red;">22.Nisan.1994 tarihinde hakkın rahmetine kavuştu.</span></b><span style="color: #333333;">) Ancak, Aydın MENDERES kongre ertesi partiye gelir gelmez “aykırı ve alışılmadık” bir hava esmeye başladı. Demokrat Partinin samimi, içten ve sevecen yüzü soldu. Karşılıklı anlayış ve hoşgörü ortamı kayboldu. Bir hafta içinde, Teşkilât Başkanlığına getirilen İlhan AYTEKİN eliyle tam 37 il teşkilâtı komple kapatılarak fesih ve iptal edildi. Çok yoğun talep olmasına rağmen yeni teşkilat kuruluşlarında bu fırsatlar değerlendirilemedi. Talepler regüle edilip ‘bilinçli olarak’ aktif teşkilâta dönüştürülmedi. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Bu arada, Hayrettin ERKMEN yönetimi tarafından itirazla elde edilen ve kesinleşen 27 Mart 1994 tarihli Mahalli İdare (yerel) Seçimlerine girildi. Ancak, teşkilattın morali bozuk ve motivasyonu düşük olduğundan gerekli çalışmalar yapılamadı. Çok talep olmasına rağmen il ve ilçelere yeterince gidilemedi. Gidilen yerler ve miting düzenlenen şehirlerde çok büyük aksaklık ve eksiklikler yaşandı. Aydın Menderes’in despotluk ve kaprisleri hayâl kırıklıklarına yol açtı. Bu nedenle tanıtım, halka intikal ve Propaganda çalışmaları yeterince yapılmadı. 20.Mart.1994 ve 26.Mart.1994 tarihlerin Genel Başkan Aydın MENDERES, TRT’ de iki konuşma yaptı. Birinci konuşmasının son bölümlerinde:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
“İnsanlarımız mutsuz, toplum sevgisiz ve yöneticiler şefkatsizdir. Ama, umutsuz olmamak gerekir. Gecenin en karanlık zamanı gündüze en yakın olduğu andır. Artık Türkiye gündüze doğru gidiyor. Demokrat Parti olarak 1946 şafağından yeni bir şafağa sesleniyoruz:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Ve Ülkemize; Demokrat ve kalkınan bir ülkeyi; Üreten, yatırım yapan, ürettiğini de hakça ve insanca bölüştüren bir ekonomiyi; İçerde ve dışarıda itibarlı bir devleti; Etkin, onurlu ve bağımsız bir dış politikayı; Tek kelime ile aydınlık bir Türkiye’yi vaad ediyoruz. Bunun için de, uzun bir yürüyüşü sürdürüyoruz: Zulmetten, yani karanlıktan gelip, nura doğru yürüyoruz.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
İkinci konuşmasının hitamında (sonunda) ise; “Aziz vatandaşlarım, Demokrat Parti olarak: Demokrat Türkiye’yi; Yeniden kalkınan Türkiye’yi; Üreten, yatırım yapan, ürettiğini hakça, insanca bölüştüren bir Türkiye’yi; İçerde ve dışarıda itibarlı devleti; Etkin, onurlu ve bağımsız bir dış politikayı, arıyor ve özlüyoruz. Siz de öyle. Böyle bir Türkiye için herkesi; Kürt, Türk, Boşnak, Muhacir veya Alevidir, Sünni’dir diye, ya da lâiktir, lâik değildir diye ayırmadan, bölmeden Demokrat Parti ile el ele vermeye çağırıyoruz. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Bir Türkiye hayalimiz var: Hayalimizdeki Türkiye bir kolunu Balkanların, diğer kolunu Kafkaslar üzerinden Orta Asya’nın omuzuna atmış ve yüzünü kıbleye doğru dönmüş bir Türkiye’dir. Bu hayali gerçek yapmak için size elimi uzatıyorum. Bu eli tanıyorsunuz. Bu el bir dost elidir. Tutanı mahçup etmez. Bu el MENDERES elidir.Bu eli tutunuz.” biçiminde mesajlar verdi. Sonuçta çok başarısız ve anlamsız bir seçim süreci yaşandı. Birkaç ilçe ve belde hariç Belediye Başkanlığı alınamadı. Alınanlarla da ilgilenilmedi. Demokrat Partiden seçim kazananlar kısa süre sonra istifa ederek başka partilere geçtiler.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Kendisini Demokrat Partiye taşıyanlar tarafından bayram seviciyle karşılanan Aydın MENDERES’ in, herkesi hayali sükut ve hüsrana uğratması fazla uzun sürmedi. Önce, kurulu teşkilatı dağıttı. Sonra, merhum Celâl BAYAR’ın kızı Nilüfer GÜRSOY ile ihtilafa düşerek, icra yoluyla 07.Mayıs.1994 tarihinde Genel Merkez binasından atılmayı başardı. Kırkpınar Sokakta bir zemin kata taşınan parti çok zor, bunalımlı, buhranlı ve sıkıntılı günler yaşadı. Bu arada ağırlıklı olarak ittifak çalışmaları başlatılan 1995 Genel Milletvekili ara seçimi ise iptal edildi. İptal edilen seçimler, Aydın MENDERES ve yakın çevresi-ekibi üzerine o gün için pek de anlaşılmayan bir olumsuz etki, moral ve motivasyon bozukluğuna neden oldu.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
6.Aralık.1994 tarihli Genel İdare Kurulu toplantısında, partinin genel yapısı ve durumu, uyguladığı siyaset ve politik stratejileri görüşülürken üyeler arasında münakaşa çıktı. Bu tartışma ile toplantıda yaşanan olaylar, 30.Kasım.1995 tarihli “Demirkırat Menderes Gazetesi” ile 22 Aralık 1995 tarihli diğer gazetelerde; Beliğ Beler tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına verilen şikâyet ve suç duyurusunda şöyle anlatılır: “Demokrat Partinin Ankara da buluna Genel Merkezinde 6 Aralık 1994 tarihli GİK toplantısında vuku bulan aşağıdaki müessif ve müessir olayı taktirlerinize arz etmek zorunluluğunu duymaktayım. DP genel başkanı Aydın Menderes, partinin ve benim önemli katkılarımla çıkarılan “Demirkırat-Menderes” gazetesinde milliyetçi muhafazakâr arkadaşlarım tarafından Atatürk ilkeleri ve özellikle lâiklikle ilgili yazılan yazılardan son derece tedirgin (rahatsız) olmuştur. Genel başkanın GİK’ teki kendi yandaşı üyeler tarafından sözü geçen yazılar nedeniyle tenkit edilmesi ve “Biz cemaate bu yazıların hesabını nasıl veririz, ne deriz” diye sızlanmaları üzerine; (Aydın Menderes) “Atatürk’ e de lânet olsun, Demokrat Partiye’ de lânet olsun” diyerek gerçek hissiyatını GİK toplantısında açıkça ortaya koymuştur. Bu toplantıdan sonra Aydın Menderes, Demirkırat gazetesini kapatmıştır. Sözü geçen şikâyet ve sızlanmaları yapanlar arasında Atatürk’e Anıtkabir de yapılan merasim esnasında lisanen tecavüzkâr hareketleri yapan meczup bir adamın avukatı olan Mustafa Elverdi’ de bulunmaktadır.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Mustafa Elverdi’yi Aydın Menderes, genel başkan yardımcısı yapmıştır. Aydın Menderes’in hareketleri ve daha sonra basında çıkan yazıları da yukarıdaki sözleri teyit eder mahiyettedir. Bu yazıların tümüne bakıldığında Aydın Menderes’ in Atatürk’e karşı küfür etmek kastıyla o sözleri söylediği açıkça ortaya çıkmaktadır. Atatürk aleyhine işlenen suçlara dair kanunun açık hükümlerini böylece ihlal eden Aydın Menderes’in cezalandırılması, kamuoyunda sür’atle gelişen ve genişleyen Atatürk düşmanlarına bir ders olacağı gibi, vatandaşın kime oy vereceğini, bu seçim sathı mailinde bilmeleri gerekir.” Şikâyetçi ve davacı: Beliğ Beler, Tanıklar : Eski DP GİK Üyesi ve Genel Başkan Yardımcıları; Galip Kaya, Hidayet Sinanoğlu ve Mehmet Erdem.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
17.Nisan.1995 günü Aydın Menderes ile Mehmet Arif Demirer Cumhurbaşkanı ile görüştü. Görüşme içeriği ertesi günün Hürriyet ve Zaman gazetelerinde yer aldı ve “çok önemli” olarak nitelendi. Burada, Menderes’in Demirel’e söyledikleri kısaca şöyle: “Türkiye de 46 çizgisi, sizden sonra DYP’nin başına geçen muhterem hanımefendinin uygulamaları yüzünden bozulacak ve (seçmen) Refah’ a gidecek. 46 çizgisi, iyi kötü Türkiye’yi 1993 noktasına getirmiştir. Ancak, Sayın Başbakan başarı çıtasını o kadar düşürdü ki, merkez sağın hiç zamanı kalmadı. Merkez sağı birleştirmek için vakit gelmiştir.” Devamla; “Türkiye’ye ilk düğüne, yani ilk seçime kadar bir elbise lâzımdır. Bu DP’dir. Bir çağrı bu elbiseyi dikmeye yeter. Merkez sağ, doğduğu Demokrat Parti çatısı altında toparlanabilir. Şimdiki partiler ve yöneticileri bir araya gelip birleşemiyorlar. Ama DP’de buluşabilirler ve DP buna hazırdır.” (Hürriyet/İsmet SOLAK, 20.04.1995) Zaman Gazetesinde yer alan haber makalede ise:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
“Merkez sağda birleşmenin vakti gelmiştir. Gecikilen her gün faturayı şişirmekte, ülkenin acil çözüm bekleyen sorunlarının ertelenmesine neden olmaktadır. Birleşmenin adresi DP, çerçevesi ve 1946 ruhudur.” (Zaman/Ömer Şahin, 21.04.1995)</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Bir müddet geçtikten sonra, Aydın Menderes’ in arzu ve ısrarı üzerine, Ankara İl Başkanlığı tarafından kullanılmakta olan (Konya sokağın başındaki) eski Genel Merkez binası, günün ve çevrenin rayicine göre çok ucuz bir fiyata satıldı. Bu bina satışı partide büyük ölçüde huzursuzluk yarattı. Üstelik Hayrettin Erkmen ve arkadaşları tarafından açılan davalar da sona doğru yaklaşıyordu. Bu arada, önemli bir davayı kazanacaklarını varsayarak, Hayrettin Erkmen ve taraftarları Tansu Çiller’ e bir heyet göndererek; “Birkaç Milletvekilliği sözü karşılığında DP’ yi, DYP’ ye yamama” sözü verdiler. 20.Mayıs.1995 günü, Genel Merkez tarafından 14 Mayıs’ı kutlayan bir seminer düzenlendi. Bu seminerde Aydın Menderes bir konuşma yaparak; Merkez sağda birleşmeden söz etti ve davetini tekrarladı.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Ayrıca, Milli Birlik Komitesi (27 Mayıs ihtilâlini yapan komite) üyesi Muzaffer Özdağ’ ın oğlu Ümit Özdağ 27 Mayıs aleyhinde bir tebliğ verdi. Ancak, bu tebliğ ve diğer konuşmalar ulusal basında fazlaca yer almadı. Bu toplantıdan sonra, müstakbel bir kongrede aday gösterilecek isimler üzerinde tartışmalar ve konuşmalar başladı. Bu arada Teşkilât Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı İlhan Aytekin küsüp, partiden ayrılarak gitti. Bunun üzerine, Şerafettin Emiroğlu, Beliğ Beler ve arkadaşları daha yakın bir ekip çalışması ve iş birliğine girdiler. Gelişmeler böylece sürüp giderken, Genel Merkez tarafı tedbir olarak acele Genel Kurula gidilmesine karar verdi.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Zira, başka türlü her gün bir yenisi açılan ve devam eden davaların önüne geçmek ve partiyi elde tutmak mümkün görünmüyordu. Önce sessiz sedasız (Mustafa Nevruz Sınacı tarafından) Balgat’da tutulan binaya geçildi. Bir taraftan yerleşme sürerken, diğer taraftan da, mevcut marjinal ve aşırı sağ tandanslı partilerle açıktan ve gizlice temaslara başlandı. Teşkilât ve Demokrat camia tarafından uygun görülmeyen ve pek de hoş karşılanmayan bu ilişkilerin gizli tutulmasına özen gösterildi. Bu aralar annesinin rahatsızlığını bahane ederek, Menderes partiye pek fazla uğramıyor, bütün temas ve organizasyonlar Osman Bostan’ ın bürosundan yönleniyordu. İlerde, olumsuz bir şeylerin vukuu şayi olmuştu. (Mustafa Eşrefoğlu, Demokrat Parti Ankara İl Başkanı) </div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
YEDİNCİ OLAĞAN BÜYÜK KONGRE <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Kongre, 29 Temmuz 1995 günü Altınpark ANFA salonunda 26 İl’den kayıtlı 498 delegeden 380’inin katılımı ile gerçekleşti. Divan Başkanlığını eski Tarım–Orman ve Köy İşleri Bakanı Cemal Külâhlı’nın yaptığı kongrede Aydın Menderes tek aday olarak Genel Başkanlığa; G.İ.K’ede Osman Bostan, Ömer Büke, Necati Bölükbaşı, Satılmış Cengiz, Nazım Çapraz, Gürcan Dağdaş, M.Arif Demirer, Ekrem Direkçi, Şerafettin Emiroğlu, Ebubekir Erdem, Ezel Erverdi, Mustafa Erverdi, Alpaslan Göktaş, Tevfik F.Göncüler, Mehmet Güneş, İsmet Hacısalihoğlu, Atilla İmamoğlu, Yalçın Koçak, Mirza Kurşunluoğlu, Cemal Külâhlı, Hüdai Özalp, Nizamettin Sarıbaş, Bayram Sarıvan, Turan Şahin, Hasan Tanrıöver, Servet Tekin, Atalay Tuncer, Enver Turgut, Şükrü Uğurlu, Mustafa Ünal seçildiler.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Kongrede Beliğ BELER ve ekibi önce Anıt Kabir’ e çelenk koymaya gönderilerek salondan uzaklaştırıldı. Onları çok memnun ve mutlu eden bu görev dönüşü, salona geldikleri zaman hep birlikte tasfiye edildiklerini görerek şoka girdiler. Topluca itirazlarda bulunarak tepki gösterdi iseler de dikkate alınmadı. Büyük bölümü tarihi Demokrat Parti’ nin Bakan ve Milletvekillerinden müteşekkil olan bu grup bir daha partiye uğramadı. Partideki demokratların sayısı iyice azaldı. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Bu dönemin Haziran ayında, Mustafa Nevruz SINACI tarafından tutulan, Ziyabey Caddesi 3. Sokak No: 26 Balgat adresinde bulunan (Kukla Kebap’ ın üstündeki) binaya göç edildi. 12 Ekim 1995 günü yeni Genel Merkez binasında Aydın Menderes bir basın toplantısı yaparak; 15 Ekim günü yapılacak oylamada hükümete “kırmızı oy” vereceğini açıklayan DYP’ lilere hitaben, “Önce istifa edin. Demokrat Partiye katılın. Pazar günü de gönül rahatlığı ile meclise gidip kırmızı oyunuzu kullanın.” Dedi. 13.Ekim.1995 günü Hüsamettin Cindoruk’ u ziyaret ederek, Demokrat Partiye gelirse Genel Başkan olabileceğini söyledi. Yeni Genel Merkez Binasının açılışı 14 Ekim 1995 günü büyük törenlerle yapıldı. Menderes burada son meydan konuşmasını yaptı. Açılışa, Dr. Sadettin Bilgiç, Cem Kozlu, Ekrem Pakdemirli ve Şevket Kazan dahil pek çok davetli katılmıştı. Ancak, bir daha da DP’ li olarak halkın önüne çıkmadı. Yeni binada her biri 4 oda ve bir salondan oluşan ( 170’er m2 ) çok büyük üç daire vardı. Köşkten sonra ilk defa böyle geniş ve ferah bir ortamda icra-i faaliyet gösterilmesi herkesi memnun etti. Taşınma ve açılışı müteakip, her şeye rağmen partiye bir heyecan, canlılık ve ümit havası geldi. Genel Başkan Yardımcıları mesaiye başladı. Özellikle açılıştan sonra merkez iyice hareketlendi.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
23 Ekim 1995’de enteresan gelişmeler oldu. Şöyle ki, Muş bağımsız Milletvekili Muzaffer Demir, birkaç arkadaşı ile birlikte DP’ye katılabileceğini iletti. Aykut Edibali’ de seçim ittifakı önerisinde bulundu. Aydın Menderes bütün bu görüşmeleri 5 Kasım’a tehir etti. Günü gelince de, vaki bir sel felâketi nedeniyle İzmir’e gittiği söylendi. Kendisine ulaşmak imkânsızdı. Bu nedenle görüşmeler kesildi. Randevular iptal edildi. Temaslar sonuçsuz kaldı. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
1995 yılı Kasım ayı başında, iptal edilen ara seçimler de dikkate alınarak; 24 Aralık 1995 tarihinde Genel Milletvekili Seçimlerinin yapılmasına karar verildi.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Genel Seçimlerin ilanı, Aydın MENDERES’ li DP’de büyük heyecan yarattı. Teşkilât umutla çalışmaya başladı. Herkesin özlemi müstakilen seçimlere girmekti. Fakat, Genel Merkezde, bütün ısrarlara, olumlu kamuoyu araştırmalarına ve basın’ ın ümit vaad eden haber, yorum ve telkinlerine rağmen işler başka yönde yürümeye başlamıştı. Genel Başkan ve çevresi ne yazık ki parti olarak seçime katılma eğilim ve niyetinde değildi. Üstelik, kongre nedeniyle dava baskısı ortadan kalktı ve Hayrettin Erkmen ve arkadaşları kendi köşelerine çekildiler. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Nitekim, 19.Kasım.1995 günü, Aydın Menderes’ in ısrarı, baskısı ve G.İ.K‘in kabulü sonucu Refah Partisi ile ittifak kararı verildi. 21.Kasım.1995 günü 19 kişi RP listelerinden aday gösterilmek üzere partiden resmen istifa etti.. 24 Kasım günü beklenen açıklama yapıldı. Buna göre; Aydın MENDERES, Şaban KARATAŞ, Ahmet BİLGE, Cemal KÜLAHLI, Gürcan DAĞDAŞ, Metin IŞIK ve Fethi ACAR ; DEMOKRAT PARTİ adına RP’ den seçilebilecek yerlerden Milletvekili adayı gösterildiler. Geri kalanlar ise adeta harcanmıştı. Mehmet SILAY’ da, dönemin Teşkilat Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı tarafından DP Hatay il Başkanı iken, aynı ilde RP’ den aday gösterildi. Bu durum bir süre kamuoyundan gizlendi ise de kötü haber çabuk yayıldı. Özellikle, yeni (vekil) Genel Başkan’ ın seçimi amacıyla durumun teşkilata deklere edilmesi çok büyük tepkilere yol açtı. Her ne kadar, RP’den aday gösterilenlerin seçildikten sonra ‘mutlaka’ dönecekleri söylense bile buna kimseler inanmadı. (Oysa, ANAP 79 kontenjan vermeyi kabul ve taahhüt etmişti) Genel İdare kurulundan ve teşkilât kademelerinden istifalar başladı. 28 Kasım’a gelindiğinde tepkiler şiddete dönüşmüş ve öfkenin önü alınamaz hale gelmişti. Aynı gün RP’ li Aydın Menderes bir bildiri yayınlamak suretiyle: “Türkiye de artık, İslâm’ın neye uygun olduğu değil, neyin İslâm’a uygun olacağı tartışılacaktır.” Dedi. 24 Kasımda da, “Çarşıya kadar değil, pazara kadar değil, mezara kadar Refah Partiliyiz” demişti...</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Aynı gün DP ile RP arasında yapılan bir anlaşma metni de ortaya çıktı. 24.11.1995 tarihli mutabakat metni / protokol aynen şöyle idi : “24 Aralık 1995 de yapılacak erken genel seçim öncesinde birlikte neler yapılabileceğini görüşmek ve kararlaştırmak üzere RP ve DP temsilcileri bir araya gelmişlerdir. Yapılan müzakereler neticesinde her iki parti de paralel görüşlere, değerlendirmelere ve hedeflere sahip olduklarını tespit etmişlerdir. Bunun yanı sıra Türkiye’nin siyasi istikrara olan ihtiyacını da gö önünde bulundurarak, bütün siyasal güç ve imkânlarının RP’de toplanması gerektiğini kabul etmişlerdir. Bu amacın gerçekleşmesi için:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
1. Demokrat Parti 24 Aralık ta yapılacak olan milletvekilliği genel seçimlerine katılmama kararı almıştır. 2. Demokrat Parti Genel Başkanı sayın Aydın Menderes ve bir kısım arkadaşları partilerinden ayrılarak RP saflarında seçime katılacaklardır. 3. Bu işbirliği seçimlerden sonra kalıcı bir birlikteliğin ilk adımıdır. İmzalar. RP Adına, Şevket KAZAN / Genel Başkan Yardımcısı, DP Adına, H. Murat UZMAN/Genel Sekreter Vekili.” </div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
27 Kasım akşamı Kanal-7’de ekrana çıkan Menderes, DP’nin de RP’ye katılması yönünde (kendince) çok önemli görüş ve düşüncelerini açıkladı. Kendisi televizyonda konuşurken, Genel Merkeze ret, tekzip ve hakaret telefonları yağıyordu. Aydın için söylenen en hafif iddia; Atatürk düşmanı, din tüccarı, parti satıcısı ve DP’ye ihanetle siyaseten intihar eden en büyük ve en onursuz hain,.. gibi lâflardı. Böyle binlerce telefon geldi. Halkın tepki ve nefreti büyüktü. Bu arada, Hayrettin ERKMEN dönemi 1. Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilât Başkanı Dr. Oğuz AYGÜN’ de DSP’den Milletvekili adayı oldu. Mehmet Arif DEMİRER aynı partinin kendisine yaptığı Afyon’dan birinci sıra Milletvekili adaylığını reddederek çok onurlu bir davranış biçimi sergiledi. Bütün bu kargaşa, kaos ve gerilim ortamında yeni genel başkan vekili seçimine gidildi. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
28.Kasım.1995 günü Genel İdare Kurulu toplanarak; Aşağıdaki şekilde yeni Genel Başkan ve Başkanlık Divanını seçti. Buna göre :</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
H. Murat UZMAN Genel Başkan</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Mustafa Nevruz SINACI Genel Başkan Yardımcısı, Teşkilât Başkanı</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Enver TURGUT Genel Başkan Yardımcısı, Seçim İşleri Başkanı</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Mehmet Arif DEMİRER Genel Başkan Yard. Basın-Yayın, Propoganda</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Alpaslan GÖKTAŞ Genel Başkan Yardımcısı, Sosyal İşler Başkanı</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Şerafettin EMİROĞLU Genel Başkan Yardımcısı, Yardımcı Kuruluşlar</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Turan ŞAHİN Genel Sekreter</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Servet TEKİN Genel Muhasip, görevlerine seçildiler.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Bu arada, Genel Merkezde seçimli toplantının yapıldığı gün İzmir İl Teşkilâtı tarafından bir basın toplantı ve açıklama yapılarak; “Menderes’ in milletvekili olabilme uğruna Demokrat Parti’ yi sattığı ileri sürüldü” (Anadolu Gazetesi, 29.Kasım.1995)</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Demirkırat Menderes, 30.Kasım.1995-İzmir; “DP’ lilerden Menderes’e Suçlama” DP’li Beliğ BELER, Aydın MENDERES’ i 06.12.1994 tarihli Gik toplantısında Atatürk’e hakaret ettiği için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet etti. Beler, bu güne kadar sustuğu için pişman olduğunu söyledi. Bir önceki dönemin Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilât Başkanı Sezai AKDAĞ ise; “Bugünün Demokrat Partisi, Atatürk’ün çizgisinden çıkmıştır. Aydın MENDERES partimizi gömmüştür. Bu gün adı var kendisi yok. Koskoca Demokrat Parti’ yi gidip Refah Partisine yamadılar. Şeriat getireceğiz diyenlerle el ele verdiler. İmamları, hocaları doldurdular. Biz, gerçek Demokrat Partililer ve cumhuriyet çocuklarıyız. Bizler Atatürkçüyüz. Yolumuzda yürüyeceğiz.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Bunun yanı sıra parti genel merkezi partili, partisiz binlerce kişi tarafından telefonla aranarak, fakslar gönderilerek ve şahsen gelinmek suretiyle RP’ye katılan Aydın Menderes ve arkadaşları şiddetle lânetlendi ve protesto edildi. Tepkinin dozu ağır ve şiddeti büyüktü. Bu durumdan dolayı çok büyük sıkıntıya giren ‘vekil’ Murat Uzman bir süre partiye uğramadı.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Aydın Menderes’e yönelen şiddet, nefret ve yoğun tepkiye muhatap olmak zorunda kalan parti personeli ve zorunlu olarak genel merkezde kalan yetkililer adeta bunalım geçiriyor, telefonlara cevap vermekte zorlanıyor ve adeta buhran geçiriyorlardı. 30.Kasım.1995 günü Genel Merkez adına zorunlu bir açıklama yapılarak; Demokrat Parti teşkilatı ve seçmenleri serbest bırakıldı. 19.Aralık.1995 günü Anadolu Ajansı mahreci ile yayınlanan ve medyada çok geniş olarak yer alan bir “kınama” haberi yayınlandı. 18.Aralık.1995 günü İstanbul’da yapılan bir toplantıyı müteakip; Demokrat Partinin kurucu Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyetinin ilk sivil (3.) Cumhurbaşkanı merhum Celâl BAYAR’ ın kızı Dr. Nilüfer GÜRSOY BAYAR ve eski DP Bakan ve Milletvekilleri tarafından müşterek imza ile yayınlanan bildiride; Aydın MENDERES ve arkadaşları çok ağır bir dille kınandı.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
AYDIN MENDERES’İN RP’YE KATILMASINA TEPKİ...<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
DP ESKİ GENEL BAŞKANI HAYRETTİN ERKMEN:<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
“Biz açılış kongresinde Aydın beye genel başkanlık görevi tevdi etmek istedik. O zaman bu önerimizi kabul etmedi. Daha sonra baskın bir kongre ile partiyi gasp ve işgal ederek bütün DP camiasını üzen tasarruflarda bulundu. Şimdi yaptığı ise ancak kapris ve ihtiras biçiminde izah olunabilir. Dolayısıyla, AYDIN MENDERES, (DP Genel Başkanlığını onursuzca, sorumsuzca bırakıp, baba ocağına sahip çıkmayarak) MENDERES İSMİNE, DEMOKRAT PARTİ DAVA VE MİSYONU’ NA İHANET ETMİŞTİR. NİLÜFER GÜRSOY : “BABASINA BİRAZ OLSUN SAYGISI KALDIYSA, ARTIK DEMOKRAT PARTİ ADINI AĞZINA ALMASIN.”<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Kınama yazısının ayrıntılı bir kopyası Aydın MENDERES’ e gönderildi. Ayrıca, konu ile ilgili olarak genel merkeze intikal eden bütün faks ve mektup suretleri de kendisine iletildi. Ancak, bir gece yarısı partiyi terk ettiği günden itibaren bir daha partiye asla uğramadı. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Fakat, bu kınama ve benzer tepkiler sürerken Aydın MENDERES; “Çarşıya kadar değil, pazara kadar değil; Mezara kadar Refah Partiliyiz.,” ve “Refah Partili olmayan cennete giremez” türünden çok acaip, anlaşılmaz ve kinayeten demokratlara cevap niteliği arz eden abuk-subuk beyanatlar vermekle meşguldü. Diğer taraftan, bin türlü baskıyla genel başkanlığa seçtirdiği H. Murat UZMAN ile sürekli görüşüyor ve ilk fırsatta DP’yi, RP’ye katabilmenin planlarını yapıyordu.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
GÖZLENEN FIRSAT,<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Aydın Menderes ve arkadaşları tarafından gözlenen fırsat 7.Ocak.1996 günü yapılması Kanun ve Tüzük gereği olan büyük kongre idi. Kongre süreci plânlandığı şekilde sürdürüldü. Diğer taraftan da emanetçi Murat Uzman ve yandaşları her fırsatta Aydın Menderes ile temas kurmaktan ve Refah Partisine iltihak plânları yapmaktan geri durmuyorlardı. Olay ortada idi.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif;">
Sonuçta, Genel Milletvekili seçimleri yapıldı. RP listelerinden 8 DP’li seçildi. “Aydın Menderes, Metin Işık, Gürcan Dağdaş, Ahmet Bilge, Şaban Karataş, Cemal Külâhlı, Fethi Acar ve Mehmet Sılay” Fakat, tamamı dava, misyon ve partilerine ihanet ederek “RP” de kalmayı tercih ettiler. Mezara kadar DP ‘yi terk ederek, Refah Partili oldular. Oysa, ilk Büyük Kongrede partiye dönme sözü vermişlerdi. Hiç birisi sözünün arkasında duramadı.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Aydın Menderes seçildiği gün şöyle bir açıklama yaptı:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
“Çarşıya kadar değil, pazara kadar değil, MEZARA KADAR Refah partiliyiz !...”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Derken, beklenen gün geldi çattı. Kanun ve Tüzük gereği (genel başkanın istifasını müteakip) 45 gün sonra Olağanüstü Genel Kurula gitme mecburiyeti hasıl olduğundan gerekli hazırlıklar tamamlanarak, çok anlamlı bir günde, (7 Ocak 1996) parti tarihinin 2. Olağanüstü Büyük Kongresine gidildi. Ancak, kongre hazırlıkları sürerken bütün DP Milletvekilleri, hem doğrudan yazılı mektuplarla ve hem de kamuoyu marifetiyle açıkça “yuvaya dönmeye” davet edildiler. Buna dair olmak üzere, Genel Başkan H. Murat Uzman imzası ile Genel İdare Kurulu adına yayınlanan bildiri-çağrı, Radyo, Televizyon ve Gazetelerde çok geniş biçimde yer aldı. Mezkür Milletvekillerinin hukuken, ahlâken ve vicdanen DEMOKRAT PARTİ’ ye dönmek zorunda oldukları, çeşitli sütun yazarları ve yorumcular tarafından ağırlıklı biçimde işlenerek, bu şahısların gerekirse kurulacak hükümette DP adına yer almalarının faydalarına temas edildi.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Fakat, ne cevap veren ve ne de Cemal Külâhlı’dan başkaca partiye gelip uğrayan bile olmadı. Pişkinlik almış yürümüştü. Bu arada, kendi muhitinde “Aydın Menderes’in çantacısı” diye anılan Gürcan Dağdaş bakan oldu. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Yukarda görüldüğü ve bütün ayrıntıları ile açıklandığı üzere Aydın Menderes Babasının Partisine hayır getirmemiş, olabildiğince zarar vermiş, Demokrat Partinin dava ve misyonuna bütünüyle zıt ve ters; “seçildikten sonra mutlaka ve kesinlikle dönmek vaadi” ile gittiği RP’ den geri dönmemek suretiyle, babasından mütevaris emanet ve vasiyete “reddi miras” etmiştir.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Bu nedenle, Aydın Menderes’in DP adına konuşma, açıklama yapma ve fikir yürütme hak ve yetkisi yoktur. O, gazetesindeki kendi sütununa sıkışıp kalmaya mahkumdur. Zira, bir kerre bütün DP camiasında ve vicdanlarda mahkum edilmiştir.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
YENİDEN DİRİLİŞ VE TRUVA ATI MESELESİ <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Yukarda değerli bilgi ve görüşlerinize arz ettiğim hususatın tamamına yakın büyük bir bölümü resmi evrak ve kayıtlardan alınmadır. Kelimesi kelimesine doğrudur. Takdir değerli kamuoyunun ve tarafların vicdanına ait olmakla; Şu anda esas uğraşılması gereken konu tekrar hayata geçme teşebbüslerine konu olan tarihi Demokrat Parti’nin “Adı ve Amblemi, işareti ile birlikte” hayat bulmasıdır.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-family: arial, tahoma, helvetica, freesans, sans-serif; text-indent: 35.4pt;">
Ben, Mustafa Nevruz SINACI olarak tam iki buçuk yıldır DYP ile ANAP’ın bu kutsal çatı altında “madde ve manâsı ile mündemiç” bir imtizaçla birleşerek merkezdeki yeri almaları için canla başla uğraşmaktayım. Bu çalışmaların esnasında her vesile ile sol’un da birleşmesi, bütünleşmesi ve ülkemizi kuşatan ihanet çemberine karşı aklın, mantığıl, ilmin ve Kemalizm’in yani ATATÜRK’ ün yolunda ve izinde mücadele vermelerini istedim. Umarım inşâllah o da olur. Ancak, ANAP-DYP bileşkesinin orijinal ad (DP) ve “Yeter !.. Söz Milletindir” anlamına gelen “başparmağı açık sağ el” işareti ile bu birlikteliği pekiştirmesi şarttır. Aksi taktirde Türkiye haritası içine sokulmuş bir “TRUVA ATI” ile Demokrat Parti ruhlanmaz. Biline... (14 Ocak 1996 Anayurt ve 1996 yılı Ocak ayı içinde: Zaman, Barem, Nokta, Politika, Türkiye, Tasvir, Zafer, Barış., vd) <span style="font-size: 14.85px; font-weight: bold;"> </span></div>
</div>
</div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-5943992093582384242014-05-01T02:26:00.003-07:002016-04-15T08:30:16.400-07:00Samed Ağaoğlu’ndan Bir hatıra ve Ali Fuat BAŞGİL<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHZI5zmV1kkMlCtLamLaXsbaEmXix9rAdWtKZq8_b-UuIaGpptvd-fPio-AB29Evt1R1ivIv6wUon8YsTswIWAVspF-WhDKOr6R9y-RaIf-hXjotiJsPtwGUtOgrdkosi3gQceFBWem2k/s1600/DP+SAMET+A%C4%9EAO%C4%9ELU.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHZI5zmV1kkMlCtLamLaXsbaEmXix9rAdWtKZq8_b-UuIaGpptvd-fPio-AB29Evt1R1ivIv6wUon8YsTswIWAVspF-WhDKOr6R9y-RaIf-hXjotiJsPtwGUtOgrdkosi3gQceFBWem2k/s1600/DP+SAMET+A%C4%9EAO%C4%9ELU.jpg" /></a><b><span style="color: red;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-large;">Samed Ağaoğlu’ndan Bir hatıra ve Ali Fuat
BAŞGİL</span></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">Sunum: Bilal SÜRGEÇ</span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">İktibas: <a href="http://www.kriter.org/">www.kriter.org</a>
& Selâmi ÇEKMEGİL</span></b></div>
<div class="MsoNormal">
Rahmetli Adnan Menderes, 27 Mayıs ihtilali’ndem üç
hafta önce, 28 Nisan’da İstanbul’da patlak veren olaylar üzerine dünya çapında
bir alim olan Ord. Prof.Dr. Ali Fuad Başgil’le görüşür.
Rahmetli Başgil, 27 Mayısla ilgili eserinde bu görüşmeyi ayrıntılı olarak
anlatır. Biz burada bu görüşme ile ilgili Hocanın değil de Mendere
Hükümetinin başbakan yardımcısı olan Samet Ağoğlu’nun anlatıklarını verelim:
“Menderes Ali Fuad Başgil’e Tahkikat Komisyonunun Anayasaya aykırı olup
olmadığını sordu. Başgil Hayır dedi, ama kalkmalıdır, kaldırmalısınız. Sonra bu
kafi değil, hükümet de çekilmeli. Bu da yetmeyebilir.”</div>
<div class="MsoNormal">
Menderes’le Profesör arasında Anayasa Hukuku üzerinde
oldukça uzun bir konuşma oldu. Benim hükümetten çekilmem ehemmiyetli değil,
dedi gelecek yeni hükümete karşı da nümayişler devam ederse ne olacak ?”</div>
<div class="MsoNormal">
Başgil Fransa’da geçmiş bir olayı anlattı. Orada da hükümet
gittikçe artan öğrenci gösterileri üzerine çekiliyor kurulan yeni
hükümete karşı öğrenciler aynı tutumu alınca bu sefer yeni hükümet zor tedbirleri
kullanıyor. Bu hareketi de Meclis ve basın destekliyor. Başgil bunları
anlatırken bir ara İstanbul’daki durumu “müthiş” kelimesi ile niteledi.
Menderes “ Hocam müthiş diyorsunuz nasıl yani?”</div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: maroon; font-size: 14.0pt;">Cevap verdi<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
“Tıpkı Fransa’da 1789’dan sonraki halk hareketlerine
benziyor.Toplananları dağıtmak için gönderilmiş askerleri ve subaylar,
dağıtmaya memur oldukları gençlerle birbirlerine sarılıp öpüşüyorlar”</div>
<div class="MsoNormal">
Menderes, Başgil Hoca’dan alınacak tedbiri soruyor. Aldığı
cevap şudur “Halk Partisi’yle koalisyon hükümeti kurun!” (Samet Ağaoğlu-
Arkadaşım Menderes- 1967, sh 160-161)</div>
<div class="MsoNormal">
Gerçekten olayları asıl hazırlayan İnönü’dür. Bir yumuşama
ortamı Başgil’in teklifinin kabul görmemesiyle elden uçup gidiyor. 24 gün sonra
27 Mayıs askeri darbesi oluyor. Ali Fuad Başgil şahit olarak Yassıada’da
mahkemeye çıkıyor. Hukuk anlatıyor, Yassıada savcısı ve hakiminden azar ve
hakaret görüyor “ size cevap vermeyeğim siz şahsıma değil hukuka
saldırıyorsunuz diyor. BAŞGİL, Ali Fuat(*)</div>
<div class="MsoNormal">
(*) <b><span style="color: blue;"><span style="font-size: x-large;">Ali Fuat Başgil:</span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">(Hukukçu, fikir ve siyaset adamı.) </span></b><b><span style="color: blue;">(ö. 1893-1967)</span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0KvdyDh5RUeDkA44JfXBl7GNh3CVnpa98qSDySy-GTJgwoAUNHJ2CT2k_rIHNlUgYhjdfEJSGNJBoegU74GhT_Vza_4ddQopXoDUz5_QTCoEV8P5hcOF55mdp3zJ8x8rpS-D_EIdCTsA/s1600/dp+ord.+prof.+ali-fuat-basgil.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="216" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0KvdyDh5RUeDkA44JfXBl7GNh3CVnpa98qSDySy-GTJgwoAUNHJ2CT2k_rIHNlUgYhjdfEJSGNJBoegU74GhT_Vza_4ddQopXoDUz5_QTCoEV8P5hcOF55mdp3zJ8x8rpS-D_EIdCTsA/s1600/dp+ord.+prof.+ali-fuat-basgil.jpg" width="400" /></a>Samsun’un Çarşamba ilçesinde doğdu. Bölükbaşıoğulları’ndan
Hâfız İbrâhim Efendi’nin torunu, Mehmed Şükrü Efendi’nin oğludur. İlk tahsilini
Çarşamba’da,orta tahsilinin ilk yıllarını İstanbul’da yaptı. 1914’ten itibaren
tahsilini yarıda bırakarak yedek subay sıfatıyla dört yıl Kafkas cephesinde
savaştı. Orta tahsilinin geri kalan kısmını Paris Buffone Lisesi’nde tamamladı
(1921). Yüksek öğrenimine Grenoble Hukuk Fakültesi’nde devam etti. Paris Hukuk
Fakültesi’nde “Boğazlar meselesi” konulu teziyle doktor oldu; ayrıca Paris
Siyasî İlimler Okulu ile Edebiyat Fakültesi’nden diploma aldı. Lahey Devletler
Hukuku Akademisi’nin kurlarına devam ederek burayı bitirdikten sonra yurda
döndü (1929).<br />
İlk görevi Maarif Vekâleti Yüksek Tedrisat umum müdür muavinliğidir. 1930
yılında Ankara Hukuk Fakültesi’nde açılan imtihanı kazanarak doçent oldu. </div>
<div class="MsoNormal">
Bir yıl sonra aynı fakültenin Roma hukuku profesörlüğüne tayin
edildi. 1933 yılının sonlarına kadar Hukuk Fakültesi’nde Roma hukuku, Gazi
Terbiye Enstitüsü’nde de medeniyet tarihi dersleri okuttu. İstanbul
Üniversitesi’nin kurulması üzerine teşkîlât-ı esâsiyye hukuku dersini okutmak
üzere buraya geçti. Ayrıca Mülkiye Mektebi’nde hocalık yaptı; İstanbul Yüksek
İktisat ve Ticaret Mektebi müdürlüğünde de bulundu (1937). </div>
<div class="MsoNormal">
Hatay anayasasını hazırladığı gibi 1937’de Hatay’ın
bağımsızlığı konusunda Cenevre’de toplanan Milletler Cemiyeti Komisyonu’nda
Türk heyetinin hukuk müşavirliğini yaptı. 1939 yılında ordinaryüs profesör
oldu. Türkiye’de ilk defa iş hukuku dersini ihdas etti ve bu dersi okuttu.
1938-1942 yılları arasında İstanbul Hukuk Fakültesi dekanlığı yaptı. Kısa bir
süre Ankara’da Hukuk Fakültesi ile Mülkiye Mektebi’nde esas teşkilât hukuku
dersleri verdi. 1943’te tekrar İstanbul Hukuk Fakültesi’ndeki kürsüsüne döndü;
Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti’ni kurdu (1947). 27 Mayıs 1960 İhtilâli’nde Millî
Birlik Komitesi tarafından 147 öğretim üyesiyle beraber üniversiteden uzaklaştırıldı.
Daha sonra bu öğretim üyelerinin özel bir kanunla üniversiteye iade
edilmelerine rağmen o bunu bir haysiyet meselesi yaparak üniversiteye dönmedi.
10 Nisan 1961’de de emekliye ayrıldı.<br />
Ali Fuat Başgil emekli olduktan kısa bir süre sonra politikaya atıldı. 15 Ekim
1961’de Adalet Partisi’nin Samsun listesinden bağımsız aday olarak senatör
seçildi. Bu devrede cumhurbaşkanlığına adaylığını koyduysa da 27 Mayıs’ı
savunan çevrelerin tepki ve baskıları sonucu cumhurbaşkanlığı adaylığından ve
senatörlükten istifa etti. 1962’de İsviçre’ye giderek Cenevre Üniversitesi’nde
Türk Tarihi ve Dili Kürsüsü’nde görev yaptı. 1965 seçimlerinde Adalet
Partisi’nden milletvekili seçilerek tekrar parlamentoya girdi. Anayasa
Komisyonu başkanlığını yaptı. 17 Nisan 1967’de vefat etti; kabri Karacaahmet
Mezarlığı’ndadır.<br />
Ali Fuat Başgil hayatı boyunca ilmî haysiyet ve vakarını korumasını bilmiş, bir
anayasa hukuku hocası olarak gerektiği zaman ilmî kanaatlerini yayın
organlarında ve eserlerinde çekinmeden açıklamış, hatta bu uğurda hapse girmeyi
dahi göze almıştır. </div>
<div class="MsoNormal">
Türk hukukçuları arasında siyasî, sosyal, hukukî sahalarda en
çok çaba gösteren ve en çok eser veren Ali Fuat Başgil’in fikirlerinde büyük
ölçüde hürriyetçi Batı düşüncesinin tesiri hâkimdir. Din ve laiklik hakkındaki
görüşleriyle Diyanet İşleri Reisliği kanunu tasarısı ve 27 Mayıs 1960 İhtilâli
ile ilgili tenkitleri büyük ilgi uyandırmış ve tartışma konusu olmuştur.<br />
Eserleri. 1. Gençlerle Başbaşa (İstanbul 1949; 22. bs., 1988). </div>
<div class="MsoNormal">
Ali Fuat Başgil bu eserinde bir ömür boyu öğrendiklerine
şahsî tecrübelerini de katarak gençlere rehberlik etmek istemiştir. Burada
gençlere başarılı olma yolunun tehlikeli düşmanlarını anlatmakta ve başarıya
ulaşmanın şartları üzerinde durmaktadır. Ayrıca terbiyenin ruh ve karakter üzerindeki
tesiri ve verimli çalışma şartları hakkında gençlere yol göstermektedir. Eser
Türk gençliği tarafından en çok aranan ve okunan eserlerden biri olma
özelliğini hâlâ taşımaktadır. 2. Din ve Laiklik (İstanbul 1954). </div>
<div class="MsoNormal">
Din ve laiklik konusundaki düşüncelerini 28 Nisan-5 Mayıs
1950 tarihleri arasında birbirini takip eden konferanslarla önce üniversite
gençliğine anlatmış, bu konuşmaları aynı yıl Yeni Sabah gazetesinde, daha sonra
da kitap halinde yayımlamıştır. Burada gerçek anlamda laiklikte devletin din işlerine
karışmadığını söyleyerek din hürriyetinin vatandaşların din konusunda sahip
oldukları haklardan her birini serbestçe, korkusuz ve endişesiz bir şekilde
kullanabilmelerini gerektirdiğini belirtmiştir. Bir ülkedeki din hürriyeti
ölçüsünün dini öğretme, okutma-yayma ve telkin etme hakkı olduğunu, bu hakkın
resmî veya gayri resmî, kanunî veya idarî baskı altında olmasının din
hürriyetinin yok olması anlamına geldiğini savunmuştur (Din ve Laiklik, s. 16).
</div>
<div class="MsoNormal">
Diyanet İşleri’ni muhtar bir müessese haline koymak,
Vakıflar’ı bu teşkilâta bağlamak suretiyle Diyanet’i malî serbestliğe
kavuşturmak ve böylece “şart-ı vâkıf”ı da yerine getirmek Başgil’in savunduğu
diğer fikirlerdir (a.g.e., s. 204 vd.). 3. La Révolution Militaire de 1960 en
Turquie “ses Origines” (Geneve 1963; 27 Mayıs İhtilâli ve Sebepleri, İstanbul
1966, trc. M. Ali Sebük - İ. Hakkı Akın). Bu eserinden dolayı Başgil aleyhinde
amme davası açılmış ve anayasa nizamını bozmak ve yabancı ülkelerde memleketin
itibarını zedelemek suçlarından yargılanmıştır. Sadece 27 Mayıs İhtilâli
hakkında değil Atatürk Türkiyesi ve Atatürk inkılâpları hakkında da Batılı
okuyucuya doyurucu bilgiler vermek amacıyla yazılmış olan eser Batı basınında
ve ilim çevrelerinde büyük bir ilgi ve hayranlıkla karşılanmıştır. </div>
<div class="MsoNormal">
Eserde çeşitli siyasî olaylar ayrıntılı biçimde ele alınmış
olup birçoğunun içinde yazarın da bulunduğu bu olaylar aynı zamanda belge
niteliğinde bir hâtıra özelliği taşımaktadır. (TDV,İslam Ansiklopedisi)</div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: red;">Kaynak: </span></b><span style="color: blue;">http://www.kriter.org/index.php?option=com_content&task=view&id=2791</span></div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-63441845098161179592014-04-29T07:43:00.003-07:002016-04-15T08:29:54.615-07:00Menderes’le ilk karşılaşma ve Londra’daki uçak kazası; Ertuğrul MAT<div align="center" class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-align: center; text-indent: 35.4pt;">
<b><span style="color: red;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-large;">Menderes’le
ilk karşılaşma ve <o:p></o:p></span></span></b></div>
<div align="center" class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-align: center; text-indent: 35.4pt;">
<b><span style="color: red;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-large;">Londra’daki
uçak kazası</span></span></b><b><span style="color: red; font-size: 14pt;"><o:p></o:p></span></b></div>
<div align="right" class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-align: right; text-indent: 0cm;">
<b><span style="color: blue;">Ertuğrul MAT<span style="font-size: small;"><o:p></o:p></span></span></b></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhmMvr-PEU4T6tBENuwhZqB7k8yc7JnNlfjgkQZaI9Lk1JRqAPGHrlWddjbnssS5k-7d-vySX6Y1mJxliicdha4ODnYr5_y6dnEBnKUIijlarr48gZ8A9oFdi3_DB4waMxHHi5lW9mULFk/s1600/Menderes+ve+Londra+U%C3%A7ak+kazas%C4%B1_ertu%C4%9Frul+mat.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhmMvr-PEU4T6tBENuwhZqB7k8yc7JnNlfjgkQZaI9Lk1JRqAPGHrlWddjbnssS5k-7d-vySX6Y1mJxliicdha4ODnYr5_y6dnEBnKUIijlarr48gZ8A9oFdi3_DB4waMxHHi5lW9mULFk/s1600/Menderes+ve+Londra+U%C3%A7ak+kazas%C4%B1_ertu%C4%9Frul+mat.jpg" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><b><span style="font-size: small;">Ertuğrul MAT</span></b></td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">17 Şubat 1959 tarihinde
Londra’da Kıbrıs konusunda nihai anlaşma imzalanacaktı. </span><span style="font-size: 12pt; text-indent: 0cm;">İstanbul’a gelen Yavuz
ve Erol’la İstanbul Vilayeti’ ne gittik. Menderes oradaydı. Yanında İstanbul
Valisi Ethem Yetkiner ve İstanbul Belediye Başkanı Kemal Aygün vardı.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 0cm;">
<span style="font-size: 12pt;"> Özel Kalem Müdürü Muzaffer Ersü’ yü görüp, Başbakan’la
görüşmek istediğimizi söyledik. Ersü Ankara’dan Yavuz’u tanıyordu. Menderes’in
yanına girdi ve “Gençler size hayırlı yolculuklar dilemek istiyorlar” diye arz
edip, biraz sonra üçümüzü Menderes’in yanına götürdü.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<b><span style="color: red;"><span style="font-size: large;">Ben ve Erol, Menderes’le ilk defa karşılaşıyorduk.
<o:p></o:p></span></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<b><span style="color: red;"><span style="font-size: large;">Çok heyecanlıydık.</span><span style="font-size: medium;"><o:p></o:p></span></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">Menderes bizi ayakta
karşılamış,, ellerimizi sıkıp yer göstermiş, hatta masanın kenarından iskemle
çekip oturmamıza yardım etmişti. Nezaketi, bizi adeta büyülemişti..<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 0cm;">
<span style="font-size: 12pt;">Yavuz İstanbul’a
gelmeden Ankara’da bir basın toplantısı yapmış ve üniversite gençliğinin
hükümetin başarısını alkışladığını söylemişti. Bunu bilen Menderes, bize
gençlere iltifat edip, çay ikram etmişti.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">Yavuz, bu sırada daha
önceden planlamadığımız bir şey yaptı. Büyük bir rahatlıkla, “Beyefendi, yarın
bizi de Londra’ya götürseniz, dosta düşmana üniversite gençliğinin size
desteğini gösterseniz olmaz mı?” demiş, bu talep Menderes’in de hoşuna
gitmişti..<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 0cm;">
<span style="font-size: 12pt;"> </span><span style="font-size: large;"> </span><b><span style="color: red;"><span style="font-size: large;">Melih
Esenbel’in hayatımızdaki rolü ve </span></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 0cm;">
<b><span style="color: red;"><span style="font-size: large;"> Londra’daki uçak kazası</span><span style="font-size: medium;"><o:p></o:p></span></span></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4t4EQm7KpLsBd2lXI_Bc_Z7PIIo1s5VtBGgA4QLXPW_mNUjNkG69NFIiaJXzaCey71C5k_-NQlPKNogMGCWjVNjF9wMWqz4EKnTvHotkwx6-r6EFmRX9-7eXOOnfp28MDduUFT_ge3EE/s1600/Menderes+ve+Londra+U%25C3%25A7ak+kazas%25C4%25B1+1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4t4EQm7KpLsBd2lXI_Bc_Z7PIIo1s5VtBGgA4QLXPW_mNUjNkG69NFIiaJXzaCey71C5k_-NQlPKNogMGCWjVNjF9wMWqz4EKnTvHotkwx6-r6EFmRX9-7eXOOnfp28MDduUFT_ge3EE/s1600/Menderes+ve+Londra+U%25C3%25A7ak+kazas%25C4%25B1+1.jpg" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">Menderes, zile basmış ve
içeriye giren Muzaffer Ersü’ye, “Melih Bey’e söyleyiniz gençler de bizimle
Londra’ya gelecek, gereğini yapsın” demişti..<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">O zamanlar Avrupa’ya
gitmek, gençler için bir hayaldi. Belli etmemeye çalışıyorduk, ama sevinçten
havaya uçacak gibiydik. Avrupa’ya gitmek, hem de Menderes’le. Bu hayallerin
bile ötesindeydi. Biraz sonra, içeriye uzunca boylu, gözlüklü şık giyimli bir
bey girdi. Gelen Hariciye Vekâleti Genel Sekreteri Melih Esenbel’di.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">“Beyefendi, gençleri de
götürmemiz konusunda emir buyurmuşsunuz. Heyette bulunanların listesi bütün
taraflara tebliğ edildi. Bu ilaveler, bazı tereddütlere sebebiyet verebilir.
Müsaade buyurursanız, bir ay sonra bir harp gemisiyle İspanya’ya gideceğiz,
gençleri o zaman götürelim” dedi.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">Günün şartlarına göre,
makul bir itirazdı ve Londra hayalimiz İspanya hayaline dönüşmüştü.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">Menderes’in yanından
ayrıldık, Vilayet binasından Cağaloğlu’na çıkışın hemen solundaki ilk binanın
altındaki Fettah’ın esnaf lokantasına
oturduk. Tabii, konu Melih Esenbel’di ve doğrusunu isterseniz, kendisinden pek saygılı bir üslupla bahsetmiyorduk.. </span><span style="font-size: 12pt; text-indent: 0cm;">Ertesi sabah, Özdemir
Evliyazade ile birlikte Yeşilköy Hava Meydanı’na gidip Menderes’i uğurladık.
Sonra, öğle yemeğini yiyip, Erolların evine gittik.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3cO4n0FIbTTRxBHytwjUw8vkRUowv59I78bRCQr6m-drSE1EGBzV3cIWHg9uAaIaluK3nLbB9QD-U3jm-K5P2wGZD9Eh-b6JZ2kEigx4_WNqo8RDQf6W2Onoiyl-HNguv1hyphenhyphenVJQ6LgZM/s1600/Menderes+ve+Londra+U%25C3%25A7ak+kazas%25C4%25B1+2.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3cO4n0FIbTTRxBHytwjUw8vkRUowv59I78bRCQr6m-drSE1EGBzV3cIWHg9uAaIaluK3nLbB9QD-U3jm-K5P2wGZD9Eh-b6JZ2kEigx4_WNqo8RDQf6W2Onoiyl-HNguv1hyphenhyphenVJQ6LgZM/s1600/Menderes+ve+Londra+U%25C3%25A7ak+kazas%25C4%25B1+2.jpg" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">Eve gelip radyoyu
açtığımızda, haberlerden, Menderes’in uçağının Londra Havaalanı’na iniş
yaparken sis yüzünden düştüğünü, 35 kişilik heyetten 15 kişinin öldüğünü öğrendik.
Ölenler arasında, Devlet Bakanı Server Somuncuoğlu, Eskişehir Milletvekili
Kemal Zeytinoğlu, Sakarya Milletvekili Rıfat Kadıoğlu, meşhur gazeteci Nimet
Arzık’ ın eşi ve Anadolu Ajansı Genel Müdürü Şerif Arzık , Menderes’in Özel
Kalem Müdürü Muzaffer Ersü ve Türk Hava Yolları Genel Müdürü Abdullah Parla da
vardı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">Menderes kazayı ufak
tefek sıyrıklarla atlatmıştı: Çanakkale Milletvekili Emin Kalafat da sağ
kurtulmuştu ama vücudunda kırılmamış kemik kalmamıştı. Menderes bir ağacın
altına oturmuştu. O civarda bulunan “Newgate-Chaffold çiftliği” çalışanlarından
Bailey koşup kaza mahalline gelmişti. Ayağa kalkan Menderes’in kendisine “I am
the prime minister of Turkey” (Ben Türkiye Başvekiliyim) demesi ertesi günkü
bütün dünya gazetelerinde yer almıştı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">Erol’un evinde radyodan
bu haberi duyunca şoka girdik. Erol günlerce,bu şoku atlatmak için,
sakinleştirici ilaç alacaktı.. “Bizi de götürseydi, mutlaka önde oturacak ve
ölecektik.” Diye tekrarlayıp duruyor ve ”O gün Melih Esenbel için neler
söylemiştik. Artık, Melih Bey’i manevi pederimizdir.” Diye ilave ediyordu..<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">Londra’daki uçak
kazasından 18 yıl sonra Washington Büyükelçisi Melih Esenbel tatilini geçirmek
ve istişarelerde bulunmak için Ankara’ya gelince, Ereğli Demir Çelik yönetim
kurulu, Amerikan bankalarından büyük bir kredi almalarına yardımcı olan Melih
Bey şerefine büyük bir kokteyl tertip etmişti.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">Ben de, milletvekili
seçilmiş,1966/1968 yılları arasında Erdemir’de murakıplık yaptığım için, ben de
kokteyle davet edilmiştim... Kokteylde,sohbet imkânı bulduğumuz zaman, Melih
Bey’e Londra uçak kazasından bir gün evvel İstanbul Vilayeti’nde yaşanan olayı
hatırlatınca, ikimizin de gözleri buğulanmıştı..<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">Menderes uçak kazasından
sonra, 22 Şubat 1959 da Türkiye’ye dönmüş, yer yerinden oynamıştı. Sanki bütün
Türkiye İstanbul’a gelip, şimdi E-5 denilen yolun iki tarafını Topkapı’dan
Yeşilköy Hava Meydanı’na kadar doldurmuştu. Erol, Yavuz ve Eyüp’le birlikte
Yeşilköy’e koşmuş; ama kalabalıktan apron’a girememiştik.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhufolobawaDx8hAYGbTwX5pmYlitzrKUe0SN6oCMtYvIR9LZIDNue2jNRi12eZMqBHMwRaP-8iYNyF5_IS-UxGQepoPNFRtGff4IHTzY-6vNbzW5vu_hoh7TLyLXr3KAcQmFnWqTQ73vA/s1600/Menderes+ve+Londra+U%25C3%25A7ak+kazas%25C4%25B1+3.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhufolobawaDx8hAYGbTwX5pmYlitzrKUe0SN6oCMtYvIR9LZIDNue2jNRi12eZMqBHMwRaP-8iYNyF5_IS-UxGQepoPNFRtGff4IHTzY-6vNbzW5vu_hoh7TLyLXr3KAcQmFnWqTQ73vA/s1600/Menderes+ve+Londra+U%25C3%25A7ak+kazas%25C4%25B1+3.jpg" /></a><span style="font-size: 12pt;">Ertesi gün İstanbul
Kulüp’te Özdemir Evliyazade, “Biliyor musunuz, dayım beni Yeşilköy’de görür
görmez, ‘İyi ki çocukları götürmemişiz, ölümlerine sebep olacaktık’ dedi.
‘Nerelerde?’ diye sizi sorunca ‘Buradaydılar, ama kalabalığı yarıp size
ulaşamadılar’ cevabını verdim” demişti..<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">Bu Özdemir Evliyazade,27
Mayıs ihtilalinden sonra, kendisini kurtarmak için, Yassıada’da dayısı aleyhine
şahitlik yapmış, içimizi kanatmıştı. .Bunu duyunca, beraber çektirdiğimiz
resimleri yırtmış, O’nu da ,hayatımızdan çıkarıp atmıştık..<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<b><span style="color: red;"><span style="font-size: large;">Bir daha hiçbir araya gelmedik.</span><span style="font-size: medium;"><o:p></o:p></span></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt; text-indent: 35.4pt;">Kazadan sonra, Emin
Kalafatoğlu aylarca Londra’da tedavi görmüş, hemen hemen vücudundaki bütün
kırık kemikler platin çubuklarla birleştirilmişti. Uçak kazasından kurtulan
Emin bey,</span><span style="font-size: 12pt; text-indent: 35.4pt;"> </span><span style="font-size: 12pt; text-indent: 35.4pt;">Yassıada’da idama mahkûm
olmaktan kurtulamamıştı..</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 12pt;">İntihara teşebbüs eden
Menderes hariç,14 idam mahkûmu, bir hücum bota bindirilmiş, hepsinin elleri
arkadan kelepçelenmişti. Emin Kalafat, vücudundaki bütün kemikleri platinlerle
takviye edilen bir insanın ellerinin arkasından bağlanmasının verdiği acıyla,
“Bir an evvel assalar da bu acılardan kurtulsam” diye dua ederken.; Fatin Bey,
Celal Bayar’ın sorusu üzerine Ortak Pazar’a dâhil olmanın faydalarını sanki bir
üniversitede konferans verircesine anlatıyor; biraz ötede, hafız olan Agâh
Erozan kısık bir sesle Kuran okuyordu…<a href="https://www.blogger.com/null" name="_GoBack"></a><o:p></o:p></span></div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-32507718490190262352014-02-15T05:31:00.003-08:002016-04-15T08:29:32.514-07:00DEMOKRAT PARTİNİN KURULUŞUNDA MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAĞIN ROLÜ<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjIiDwnDJgGLGIKbKMYMSjX9IVCTM5R6GcOTyrFTvncoZN4qBZrUF3DxOVE15YFyFpOGMjpBMI7vaAOlWtv9CUQSAri6hz3vYW7gjAGeg9iZbHPIwVgd-QAUCgEAKKKfI1dTaU3YwTFm0/s1600/demokratlar+kul%C3%BCb%C3%BC+-+mare%C5%9Fal+fevzi+%C3%A7akmak+2.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="134" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjIiDwnDJgGLGIKbKMYMSjX9IVCTM5R6GcOTyrFTvncoZN4qBZrUF3DxOVE15YFyFpOGMjpBMI7vaAOlWtv9CUQSAri6hz3vYW7gjAGeg9iZbHPIwVgd-QAUCgEAKKKfI1dTaU3YwTFm0/s1600/demokratlar+kul%C3%BCb%C3%BC+-+mare%C5%9Fal+fevzi+%C3%A7akmak+2.jpg" width="200" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-large;"><b><span style="color: red; mso-bidi-font-weight: bold;">DEMOKRAT PARTİ'NİN [D.P.] </span></b></span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-large;"><b><span style="color: red; mso-bidi-font-weight: bold;">KURULUŞUNDA</span><span style="color: red;"><o:p></o:p></span></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: red; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-large;"><b>MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK'IN ROLÜ</b></span></span><span style="color: red;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; text-align: right;">
<span style="color: blue;"><b><span style="font-size: large;">Dr. M. Galip
Baysan</span></b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>Bu gün
oy kazanmak için demokrat partinin mirasına sahip çıkanlar acaba bu partinin
kuruluş safhasında rahmetli Fevzi Paşanın rolünün ne olduğunu biliyorlar mı? Geçmiş
bir yazımda çoğunlukçu demokratik düzene geçmek için İsmet paşanın gayretlerini
açıklamaya çalışmıştım. Çünkü tek partili cumhuriyetten çok partili demokratik
düzene geçiş kolay olmamış ve bu konuda Milli mücadele Liderlerine iktidar ve
muhalefetin düzenlenmesinde büyük görevler düşmüştür. Bunun en önemli nedeni,
demokrasi tecrübesinin azlığı ve siyasi ahlakın henüz ilkel bir durumda
oluşudur.<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEioKmKKfDeAKrwJcTCRxHSoXhZwc4WrIF7kdqLnkZ7sQqaneedEUeALujCoglvZ-LJqC76rixCoOVq32bxC_kNXSTEsx1ce6_mQtSb19mscfsSnAo3IlkN_-bSPaduifeQbrE9QdjyCsP4/s1600/dr.+m.+galip+baysan+-+demokratlar+kulub%25C3%25BC+ba%25C5%259Fkanl%25C4%25B1%25C4%259F%25C4%25B1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="135" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEioKmKKfDeAKrwJcTCRxHSoXhZwc4WrIF7kdqLnkZ7sQqaneedEUeALujCoglvZ-LJqC76rixCoOVq32bxC_kNXSTEsx1ce6_mQtSb19mscfsSnAo3IlkN_-bSPaduifeQbrE9QdjyCsP4/s1600/dr.+m.+galip+baysan+-+demokratlar+kulub%25C3%25BC+ba%25C5%259Fkanl%25C4%25B1%25C4%259F%25C4%25B1.jpg" width="320" /></a><span style="color: #444444;"><b>Adalet
Bakanlığı eski Müsteşarı Avukat Kenan Ö. Öner, 14 Şubat 1946’da kurdukları
İstanbul İl Örgütünün ilk günlerini şu sözlerle anlatmaktadır.<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>“Partinin İstanbul teşkilatı, vazifesine
başlamış olmakla beraber maddi ve manevi her vasıtadan mahrum, çırılçıplak bir
halde idi. Paramız yok, yerimiz yok,
bizlerle çalışacak arkadaşlarımız yoktu. Memlekette böyle işler için faydalı
arkadaş bulmak da para kadar güçlük ihsas ediyordu.<span class="apple-converted-space"> </span>Hiçbirimizin siyasi faaliyetteki yeri
olmadığı için kendilerine müracaat edecek tanıdıklarımız da pek az bulunuyor.
Onların en namuslu ve en faziletlileri de bizimle beraber çalışmaktan çekiniyorlardı.
Tanıdığımız ve inandığımız herkese müracaat ederek hiç olmazsa ilçeler
teşkilatını kurabilmek için bize insan tavsiye etmesini rica ediyorduk.
Bazıları temennilerimi kabul ederek isim veriyor, bir kısmı buna bile cesaret
edemiyordu.”(1)<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjq6HO2vf2OK6LbmMOP0YcqfA-Ds7RbnDa9CG-ZYZo2zZ8r8kRSANUwdAkRx0LYfayrfn_EeSGYW9Zw_w41VIs6F1I3I-Ez4dEDcd7Jrx0qmeTg7TSS9JIGz6LmEvEWYkKounaBW2QXQ_4/s1600/demokratlar+kul%25C3%25BCb%25C3%25BC+-+mare%25C5%259Fal+fevzi+%25C3%25A7akmak.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjq6HO2vf2OK6LbmMOP0YcqfA-Ds7RbnDa9CG-ZYZo2zZ8r8kRSANUwdAkRx0LYfayrfn_EeSGYW9Zw_w41VIs6F1I3I-Ez4dEDcd7Jrx0qmeTg7TSS9JIGz6LmEvEWYkKounaBW2QXQ_4/s1600/demokratlar+kul%25C3%25BCb%25C3%25BC+-+mare%25C5%259Fal+fevzi+%25C3%25A7akmak.jpg" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<b style="color: #444444;">“Teşkilatımız ilk aylarda, birçok sebeplerle
çok yavaş gidiyordu. En esaslı ve en
faal yerler için seçtiğimiz insanlar korkuyor, kabul etmiyor,<span class="apple-converted-space"> </span>edenlerin bir çoğu da iktidar
partisinin, hatta hükümetin baskısı altında çok geçmeden istifa ediyordu.”(2)</b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>DP’nin
kuruluş günlerinde Aydın’da hükümet tabipliği yapmakta olan Mükerrem Sarol,
Adnan Menderes’le tanışıp, onun isteği ile partiye girdikten sonra, bir gün
Aydın Valisi tarafından çağrıldığını ve kendisine şu tavsiyede bulunulduğunu
anlatmaktadır.<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>“Yarından tezi yok hemen parti ile ilişiğini
keseceksin. Ben burada vali isem ve Dr. Fazıl Şerafettin (Bürge) CHP müfettişi
kaldıkça senin Aydın’dan mebus olman mümkün değildir. Mutlaka Meclis’e girmek
istiyorsan bunun yolları vardır. CHP’ye girersin ve muradın derhal yerine
getirilir.”(3)<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>Aynı
günlerde Celal Bayar “Milli birliğinin
bozulmaması için vatandaşların DP’ye girmemesi” şeklinde Halk
partililerin yaptığı kötü propagandalardan şikâyetçi olurken, Adnan Menderes’te
İzmir’de idare amirlerinin birer Halk Partili gibi çalışmalarından, uygulanan
baskı ve yapılan korkutmalardan yakınıyordu.<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>Bu
kritik dönemde DP’nin yoluna daha güvenle ve daha fazla halk desteği ile devam
edebilmesi için güçlü bir “ele ihtiyaç
vardı. DP’liler, bu güçlü el” olarak eski ve ünlü bir askeri Mareşal
Fevzi Çakmak’ı düşündüler ve onunla temasa geçtiler. Cihat Baban DP’lilerin
düşüncelerini şu sözlerle açıklamaktadır:<o:p></o:p></b></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGyCr30Nzfemfcrd7ZKvx2gVq9YBahn2AHi3jHWOWLOSbV-YH3nAZh0BCkT5haDeL8J7r4ovSyue7lQy9mnUkfT3reAJvpDcHV4VLhRNFJKAoVwR_fRyLXJ_34Lj2FCsXLGZgiTmIpTsQ/s1600/demokratlar+kul%25C3%25BCb%25C3%25BC+-+mare%25C5%259Fal+fevzi+%25C3%25A7akmak+-+1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGyCr30Nzfemfcrd7ZKvx2gVq9YBahn2AHi3jHWOWLOSbV-YH3nAZh0BCkT5haDeL8J7r4ovSyue7lQy9mnUkfT3reAJvpDcHV4VLhRNFJKAoVwR_fRyLXJ_34Lj2FCsXLGZgiTmIpTsQ/s1600/demokratlar+kul%25C3%25BCb%25C3%25BC+-+mare%25C5%259Fal+fevzi+%25C3%25A7akmak+-+1.jpg" /></a></div>
</div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>“1946 Nisan ayı. CHP seçimleri yenilemeye
karar vermiş olduğu için, Halk partisi ile Demokrat parti arasında çatışmalar
alabildiğinde sertleşmişti. (Terakkiperver ve Serbest Fırkaların başına
gelenler) aslında DP muhalefetini yaşatmak isteyenlerin gözünü açmaya
yaramıştı. Öyle bir tedbir almak gerekirdi ki, DP ne Terakkiperver, ne de
Serbest Fırka’nın akıbetine uğrasın. Bu tedbir, Mareşal Fevzi Çakmak’ı
küskünlüğünden istifade ederek muhalefet saflarına çekmek, böylece siyasi
hayatta DP’ye oy verecek vatandaşa bir nevi emniyet kalkanı temin etmekti.<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<b><span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic;">DP vatandaşa “CHP iktidarı DP’yi feshedemez, senin
Serbest Fırkanın kapatılmasında olduğu gibi belalar gelemez. İşte İstiklal
Savaşının üç büyüklerinden bir tanesi, Mareşal Fevzi Çakmak, senin önünde
göğsünü sana siper etmiş. Sana zarar verecek, seni fişe geçirecek, fabrikadan
attıracak, sana memuriyet vermeyecek olan iktidarın, bütün bu zorbalıkları
yapabilmesi için evvela Mareşali tasviye etmesi lazım. Bu ise yürek ister buna
kimse teşebbüs edemez” demeliydi.</span><span style="color: #444444;">”(4)<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>Tasvir
gazetesi Başyazarı C. Baban’ın DP adına teşebbüsleri başlangıçta olumsuz cavap
alır. Mareşal kendisine “Hiçbir şey
istemiyorum, bana Saraçoğlu geldi, Milletvekilliği ve arkasından da Meclis
başkanlığı teklif etti, reddettim. Askerlikte ihtiyarlayan, işe yaramayan
adamın, politikada hizmeti olur mu?” cevabını verir. Bunun üzerine Baban
Mareşal’e Napolyon’un bir sözünü hatırlatır:<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>“General 60 yaşını buldu mu, onu askerin
başından çekmeli, şerefli, fakat rahat bir milli göreve nakletmeli.”(5)<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>Daha
sonra DP’nin teşebbüsleri devam eder ve Baban ikinci defa Mareşal’i ziyaret
ettiğinde görüşmeler şu şekilde gelişir:<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>“Söz sözü açtı, Bayar’ın teklifi bahis konusu
olunca:<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>- <span class="apple-converted-space"> </span>Ben
bir partinin adamı olamam, dedi. Bayar’a da bunu söyledim. Bu sebepten dolayı
da teklifini maalesef reddettim.<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>- <span class="apple-converted-space"> </span>Paşa,
dedim, bir partinin adamı olamazsınız! Doğrudur. Fakat millet isterse, milletin
karşısına çıkar, hayır hayır, ben senin arzuna, isteğine, bana gösterdiğin
teveccühe rağmen, vazife yapmayacağım der misiniz?<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<b><span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic;">Meydan savaşlarının ünlü kahramanı büyük askerin
bir tereddüt geçirdiğini hissetmemek mümkün olmadı. “Millet ister mi? Milletim
istiyorsa vazifeden elbet kaçmam ama, millet nasıl ister?”</span><span style="color: #444444;"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<b><span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic;">Unutuldu, kenara atıldı zannedilen, üniformasından
ayrı kalmakla hayattan uzaklaşmayı aynı şey zanneden adam “Millet isterse”
sözünde kendisini büyüleyici bir sihir buldu. O zaman kendisine, İstanbul
halkının onu bağımsız milletvekili yapmak üzere binlerce imza topladığını
söyledim.</span><span style="color: #444444;"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>- <span class="apple-converted-space"> </span>Bana
izin verirseniz, öğleden sonra tekrar geleyim, size İstanbul’da toplanan
imzalar hakkında bilgi vereyim, kararınızı o zaman lütfedersiniz dedim.<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<b><span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic;">Düşündü, yumuşamıştı, ordunun etrafına gölge saçan
tarihi çınar, birden, baobap ağacı gibi büyümüştü, konuşurken sanki ağacın
yaprakları hışırdıyordu. Sesindeki içtenliği, eski bir askerin kesin tutumuyla
zedelemeden,</span><span style="color: #444444;"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>- <span class="apple-converted-space"> </span>Milletim isterse bir, bağımsız olmak şartıyla
iki… Bu iki şartla milletvekili olmayı kabul ederim.<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<b><span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic;">Bir kördüğüm çözülmüş, Demokrat Parti’nin kaderi,
birden bire değişmişti.</span><span style="color: #444444;"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<b><span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic;">Mareşal’in evinden ayrıldıktan sonra büyük bir
hızla Sümer sokağa gittim. Bayar beni merakla hatta sabırsızlıkla bekliyordu.
Odaya girer girmez:</span><span style="color: #444444;"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>- <span class="apple-converted-space"> </span>Oldu
efendim, dedim. Mareşal adaylığını koymaya razı oldu.<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<b><span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic;">Ve anlatmaya başladım. Milletin isteğiyle ve
bağımsız olarak adaylığını koyacaktı.</span><span style="color: #444444;"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<b><span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic;">Bayar’ın gözlerinin derinliğinde birdenbire
memnuniyet kıvılcımları çaktı, yüzü sevinçten kızardı, boynuma sarıldı, beni
öperken ısrarla “büyük hizmet ettin! Büyük hizmet ettin! Çok teşekkür ederim”
dedi.</span><span style="color: #444444;">”(6)<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<b><span style="color: #444444; mso-bidi-font-weight: bold;">Mareşal’in iktidarın bütün tekliflerini(7)<span class="apple-converted-space"> </span>reddederek bağımsız da olsa muhalefet
saflarında yer alması DP’nin talihini değiştiren bir olay olmuş ve partinin
teşkilatlanması ve partiye katılmalar süratlenmiştir. Öyle ki 21 Temmuz 1946
günü yapılan seçimlerde DP, 49 ilde seçime katılmış ve bu illerde 273 aday
gösterilmiştir.<span class="apple-converted-space"> </span>(8)</span><span style="color: #444444;"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"><b>22
Temmuz 1946 seçimlerinden sonra Demokrat Pari Cumhurbaşkanı seçimi geldiği
zaman İnönü’nün karşısına Mareşal’i aday olarak çıkarmış ve bağımsız Mareşal,
60 kadar oy almıştı.(9)</b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<b><span style="color: #660000; font-size: large;">DİPNOTLAR:</span></b><span style="color: blue;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic;">(1) Kenan Öner, Siyasi Hatıralarım ve Bizde
Demokrasi, s.18-19 (Osmanbey Matbaası, İstanbul-1948)</span><span style="color: #444444;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic;">(2) Aynı eser, s.36</span><span style="color: #444444;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic;">(3) Mükerrem Sarol, Bilinmeyen Menderes, s.35-36
(Kervan Yayınları, İstanbul-1983)</span><span style="color: #444444;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;"> (4)</span><span class="apple-converted-space"><span lang="NO-BOK" style="color: #444444; mso-ansi-language: NO-BOK; mso-bidi-font-style: italic;"> </span></span><span lang="NO-BOK" style="color: #444444; mso-ansi-language: NO-BOK; mso-bidi-font-style: italic;">C.
Baban, Politika Galerisi, s.95-96</span><span style="color: #444444;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic;">(5)<span class="apple-converted-space"> </span> Aynı
eser, s.97</span><span style="color: #444444;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444;">(6)<span class="apple-converted-space"> </span> C.
Baban, a.g.e., s.98-101<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic;">(7) Kemal Karpat, Turkey’s Politics, s.160 (The
Transition to a Multi-Party System, Princeten, New Jersey-1959)</span><span style="color: #444444;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic;">(8)<span class="apple-converted-space"> </span> Aynı
eser, s.163</span><span style="color: #444444;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic;">(9)<span class="apple-converted-space"> </span> C.
Baban, a.g.e., s.102</span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white;">
<span style="color: #444444; mso-bidi-font-style: italic; mso-bidi-font-weight: bold;"><b>Dr. M. Galip Baysan</b></span><span style="color: #444444;"><o:p></o:p></span></div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-47722261978034609432013-11-29T05:18:00.000-08:002016-04-15T08:29:05.309-07:00M. CELÂL BAYAR; DEMOKRASİNİN MİMARI O!..<div class="post-body entry-content" id="post-body-583444070287857201" itemprop="description articleBody" style="background-color: white; line-height: 1.4; position: relative; width: 648px;">
<h3 class="post-title entry-title" itemprop="name" style="line-height: normal; margin: 0px; position: relative; text-align: center;">
<a href="http://demokratlar6.blogspot.com/2013/11/bu-fotograflar-cok-seyler-soyluyor.html" style="text-decoration: none;"><span style="color: #cc0000; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: large;">Bu fotoğraf çok şey anlatıyor!...</span></a></h3>
<div class="post-body entry-content" id="post-body-9088884445888749388" itemprop="description articleBody" style="font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 16px; font-weight: bold; line-height: 1.4; position: relative; width: 648px;">
<div class="separator" style="clear: both; font-size: 15px; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaaP2z-5ojTe7kbBzfnT4_AYK8i6pkqBo3RgpHJqhivAZj4n5YxcUPLqP-jQ0ruqtIb9ZdojvvWixzPDMk2y_6GXSkMEwLRZILAuwNgWDdTh9bby3bMPGryo6dEgpWzEIAJDPEnA2f9QEK/s1600/Bayar+67+Ya%25C5%259F%25C4%25B1nda+.jpg" imageanchor="1" style="color: #771000; margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><img border="0" height="460" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaaP2z-5ojTe7kbBzfnT4_AYK8i6pkqBo3RgpHJqhivAZj4n5YxcUPLqP-jQ0ruqtIb9ZdojvvWixzPDMk2y_6GXSkMEwLRZILAuwNgWDdTh9bby3bMPGryo6dEgpWzEIAJDPEnA2f9QEK/s640/Bayar+67+Ya%25C5%259F%25C4%25B1nda+.jpg" style="border: none; position: relative;" width="640" /></a></div>
<blockquote style="font-size: 15px; line-height: 15.859375px;">
<div style="line-height: 1.22em;">
<div id="ecxygrp-text" style="line-height: 1.22em;">
<div style="line-height: 1.22em;">
<div class="ecxMsoNormal" style="line-height: 1.22em; margin-bottom: 1.35em; text-align: center;">
<b><span style="color: blue; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">1950 seçim kampanyası. <span style="line-height: 1.22em;">Balıkesir’in Sungurlu ilçesi yakınlar. </span><span style="line-height: 1.22em;">Bayar 67 yaşında. </span><span style="line-height: 1.22em;">Kravatlı. </span><span style="line-height: 1.22em;">Elinde şapkası kasketlilere konuşuyor. </span><span style="line-height: 1.22em;">Her konuşmasında bir vesile ile ATATÜRK’ten bahsediyor. </span><span style="line-height: 1.22em;">BU fotoğraf çok şey söylüyor</span></span></b></div>
</div>
</div>
</div>
</blockquote>
<h3 class="post-title entry-title" itemprop="name" style="font-size: 18px; font-weight: normal; line-height: normal; margin: 0px; position: relative;">
<span style="color: #660000; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: large;">İşte O, Kurucumuz:<a href="http://dpankara1.blogspot.com/2013/11/celal-bayar-eklenme-tarihi-05.html" style="color: #771100; text-decoration: none;"> CELÂL BAYAR</a></span></h3>
<div class="post-header" style="color: #999999; font-size: 14px; line-height: 1.6; margin: 0px 0px 1.5em;">
<div class="post-header-line-1">
</div>
</div>
<div class="post-body entry-content" id="post-body-1782530447003150671" itemprop="description articleBody" style="font-size: 18px; line-height: 1.4; position: relative; width: 668px;">
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitJGtu-TkLEgAdRM_rJ2j6QUKyxJGCz1td0hXyxy-OpcNSYaxbSA6NrosBglrUltr4PXM5haI8u9XZzc2nIzITb3NT4AVWacRkAABFzX6VRABoffDTCudjDXrZtWA21oc4BDtEgqGb7cQ/s1600/atat%C3%BCrk+-+bayar+1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; color: #771000; float: left; font-size: 15px; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitJGtu-TkLEgAdRM_rJ2j6QUKyxJGCz1td0hXyxy-OpcNSYaxbSA6NrosBglrUltr4PXM5haI8u9XZzc2nIzITb3NT4AVWacRkAABFzX6VRABoffDTCudjDXrZtWA21oc4BDtEgqGb7cQ/s1600/atat%C3%BCrk+-+bayar+1.jpg" style="border: none; position: relative;" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="color: #990000; font-size: large;">Celal Bayar</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
<span style="color: red; font-size: small;">Özet</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Celal Bayar’ın mücadele hayatının – ki o kuşak hayatı, kesintisiz bir mücadele süreci olarak kabul ederdi – en büyük saygı ve hayranlık uyandıran örneği, 27 Mayıs 1960 müdahalesi sonucu Yassıada’da idam talebiyle yargılandığı ve idama mahkum edildiği dönemde dahi metanetinden zerre kadar fire vermemesi, granitten oyulmuş bir heykel gibi dimdik ayakta kalabilmesiydi.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
<span style="color: red; font-size: small;">Giriş</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Efendiler.. Memleketi tehdit eden felaket o kadar büyüktür ki, sadece yazıp çizmekle, büyük içtimalar yaparak söz söylemekle, bu felaketin önüne geçmek mümkün olamaz. Yunanlılar burayı fiilen işgal etmeseler bile, Makedonya’daki siyasetlerini takip etmeleri, komitacılar vasıtasıyla çeteler teşkil ettirerek Türk köylerini mütemadiyen iz’aç eylemeleri ve Türk varlığını söndürmek için birçok teşebbüslere girişecekleri muhakkaktır. İzmir civarında sık sık tekerrür eden hadiseler de bu ihtimali kuvvetlendirmektedir. Bugünkü hükümetin vaziyeti ıslah etmesini beklemek abestir. Hükümeti kuvvetlendirmek ise maddeten imkânsızdır. Şu halde yapılacak yalnız bir tek şey vardır: O da bir taraftan ilmi müdafaaya devam edilirken, diğer taraftan silahına dayanan milli bir kuvvet hazırlamaktır. Şunu iyi bilmek lazımdır ki, İzmir’in varlığını koruyacak nutuklar ve yazılar değil, silahtır.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
1915 ilkbaharında İzmir’in işgalinden önce Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin, Aydın, Manisa, Denizli, Muğla, Balıkesir ve İzmir çevresinden 33 kazayı temsilen 165 delegenin katıldıkları bir oturumda Celal Bayar’ın yaptığı bu konuşma, onun yaşam çizgisinde ilerde kendisini önemli devlet görevlerine, savaştan sonra ilan edilen Cumhuriyet’in zirvelerine taşıyacak zorlu mücadelenin ilk kanıtıdır.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Celal Bayar’ın konuşması “aylardır ruhları dolduran, fakat fışkırmaya imkân bulamayan milli hisleri” canlandırmıştır. Bu oturumun ardından memleketlerine dönen delegeler, kendilerini gönderenlere “sert ve çıplak hakikati” anlatmışlardır.1</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
<span style="color: red; font-size: small;">ATATÜRK'ÜN MENDERES İLE KARŞILAŞMASI:</span></div>
<div style="color: #333333; font-family: Arial; font-size: 16px; line-height: 22px; padding-top: 0px;">
<div class="separator" style="clear: both; color: #2e2e2e; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4SSWIr1OMfPAvOnbJIGRofPdRNwQPgLssu9CWH3fjQk7nTP7Rc9oagFJ05yCGi33kH-Tj-iq2wIk-yTJ4-14i82ebERYUIdpiwDBbGLuUdGlARlMJ158ZIbL2GExuZoyY3u-4bkDxbcs/s1600/atat%25C3%25BCrk+-+menderes+4.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; color: #771000; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4SSWIr1OMfPAvOnbJIGRofPdRNwQPgLssu9CWH3fjQk7nTP7Rc9oagFJ05yCGi33kH-Tj-iq2wIk-yTJ4-14i82ebERYUIdpiwDBbGLuUdGlARlMJ158ZIbL2GExuZoyY3u-4bkDxbcs/s1600/atat%25C3%25BCrk+-+menderes+4.jpg" style="border: none; position: relative;" /></a></div>
<div style="color: #2e2e2e;">
<strong>"1930 yıllarında işler kötü gidiyor. </strong></div>
<div style="color: #2e2e2e;">
<strong>Ekonomi kötüye gidiyor. Atatürk devrim yapıyor inkılap yapıyor ama işler yürümüyor bundan ızdırap duyuyor ve diyor ki 'Biz bir muhalefet partisi kurarsak bunlar iktidarı dürterler, teşvik ederler.' </strong></div>
<strong><span style="color: #990000;">Ve Serbest Fırka kuruluyor.</span><span style="color: #2e2e2e;"> </span></strong><br />
<div style="color: #2e2e2e;">
<strong>Menderes'in girdiği ilk parti bu. Ve sonradan kapatılıyor. Atatürk bir geziye çıkıyor. Her gittiği yerde <a href="http://www.habername.com/arama/halk-44.htm" name="44_44" style="color: blue; text-decoration: none;" target="_blank" title="Halk Haberleri">Halk</a> Fırkası'nın milleti küçük gördüğünü, zabıtaların <a href="http://www.habername.com/arama/halk-44.htm" name="44_44" style="color: blue; text-decoration: none;" target="_blank" title="Halk Haberleri">halk</a>ı aşağıladığını görüyor. Aydın'a gidiyor orada da aynı tablo. Orada onu Adnan diye bir gençle görüştürüyorlar. Kendisi o zaman Türk Ocakları'nda görevli. Adnan Menderes ona dil kongresinden bahsetmiyor, balolardan bahsetmiyor. Yol, köprü baraj, üretimin artması, köylünün ürünün para etmesi bunlardan bahsediyor. Atatürk'ün kimseden duyduğu şeyler değil. </strong></div>
<strong><span style="color: #2e2e2e;">Atatürk diyor ki: </span><span style="color: #990000;">'Bu çocuk ileride başvekil olacak'..</span><span style="color: #2e2e2e;"> </span></strong><br />
<strong><span style="color: #2e2e2e;">Hemen </span><a href="http://www.habername.com/arama/ankara-39.htm" name="39_39" style="color: blue; text-decoration: none;" target="_blank" title="Ankara Haberleri">Ankara</a><span style="color: #2e2e2e;">'ya döner dönmez 'O'nu </span><a href="http://www.habername.com/arama/milletvekili-66.htm" name="66_66" style="color: blue; text-decoration: none;" target="_blank" title="Milletvekili Haberleri">milletvekili</a><span style="color: #2e2e2e;"> yapacaksınız' talimatını veriyor"</span></strong><br />
<strong><span style="color: #2e2e2e;">***</span></strong><br />
<span style="background-color: transparent;">İzmir’deki bu tarihi oturum, Ege’nin Türk olduğunun ve Türk kalması gerektiğinin duyurulması; Paris’e beş kişilik bir temsilci kurulunun gönderilmesi ve gerekirse silahlı mücadeleye girilmesi kararlarıyla dağılmıştır.2</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Atatürk’ün “son” Başbakanı’nın, Atatürk’ün ölümünden 12 yıl sonra, bu defa muhalefet lideri sıfatıyla katıldığı 1950 seçimlerinde elde ettiği büyük zafer ardından, Türkiye’nin 3. Cumhurbaşkanı oluşunun iki ilginç yanı vardır: Biri, Bayar’ın, Türk İstiklal Savaşı’ndan ve Atatürk ekolünden yetişmesi; diğeri, Modern Türk Ulusu’nun mimarı ve Cumhuriyet’in kurucusu Kemal Atatürk’e olan “özel” bağlılığıdır. Nitekim Celal Bayar, Türk İstiklal Savaşı’nı yöneten ve Cumhuriyeti ilan eden liderlik kadrosundan Atatürk ve İnönü ile birlikte Cumhurbaşkanlığı makamına yükselen “üçüncü” ve “son” kişidir.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
16 Kasım 1938 günü Atatürk’ün “son” Başbakanı sıfatıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünde yaptığı konuşma, Celal Bayar’daki, tanımlanması gerçekten güç ve derin Atatürk sevgisinin izlerini taşımaktadır:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Arkadaşlar, Atatürk’ün hayatı ve mazisi hakkında söz söylemeyi kısa bir celseye sığdırmak en müşkül olan bir iştir. Yalnız müsaadenizle çok sevdiği ve çok güvendiği, büyük milletinin iradesini temsil eden bu kürsüden O’nun maneviyatına hitap ederek diyorum ki:<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyDWZ7FYU2TxS697vqWxuBCKU0RbhS84jLPJt0BhcOb27vN5BKWo27Kpbdm-S_J8wLKY1poQLRGzlVzKUAr1KzpSZu9HARKlddGslhIBmQexrQPou_UNxTT8swI03c_IBfzbaSCxvYFWI/s1600/atat%25C3%25BCrk+-+bayar+2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; color: #771000; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyDWZ7FYU2TxS697vqWxuBCKU0RbhS84jLPJt0BhcOb27vN5BKWo27Kpbdm-S_J8wLKY1poQLRGzlVzKUAr1KzpSZu9HARKlddGslhIBmQexrQPou_UNxTT8swI03c_IBfzbaSCxvYFWI/s1600/atat%25C3%25BCrk+-+bayar+2.jpg" style="border: none; position: relative;" /></a></div>
“Atatürk,”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Seni sevmek, tebcil etmek her Türk vatanseverinin milli ödevi ve namus borcudur.”3</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
9 Mayıs 1950 günü, kendisine cumhurbaşkanlığı yolunu açan 14 Mayıs 1950 seçimlerinden beş gün önce, Celal Bayar, seçim bölgesi Bursa’da Cumhuriyet’in bir yurttaşı kimliğiyle konuşurken, Atatürk’e olan yakınlık ve bağlılığını özellikle vurgular gibidir:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Ben Gemlik’in Umurbey köyünde doğmuşum. Babam, köyün Rüştiye muallim-i evveli Abdullah Fehmi Efendi’dir. Kendisini tanıyanlar, mesleğine bağlı iyi bir insan olduğunu söylerler.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Milli Mücadelenin ilk gününden beri Büyük Ata’nın yanında, dünyanın hayranlığını çeken inkılâplar olurken, vazife başında idim. Hayatımın en büyük bahtiyarlığını teşkil eden bu yakınlık ve bağlılığım Atatürk’ün nefesini Allah’a teslim ettiği ana kadar devam etmiştir.”4</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Celal Bayar, tüm yaşamı boyunca Atatürk ile olan özel bağını vurgulamaya ve Modern Türkiye’nin oluşumunda Kurucu Önder’in rolünü anlatmaya özen göstermiştir.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Demokrat Partili bir siyaset adamı tarafından sonradan aktarılan bir anıda yer alan sahneler bu durumun örneklerinden yalnızca biridir:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“1953 yılında Demokrat Parti Hükümeti, başta Azot Fabrikası olmak üzere Kütahya’da bazı yeni tesislerin temelini atacaktı. Devlet ve hükümet başkanları, kalabalık bir maiyet erkânı bu törenlerde hazır bulunuyorlardı. O günün gündemindeki işler arasında T. İş Bankası Kütahya Şubesinin açılışı da vardı. Bankanın açış konuşmasını yönetim kurulu adına benim yapmam uygun görülmüştü. Konuşmamda Bayar’ı ‘Milli bankacılığımızın babası ve öncüsü’ olarak gösterdim. Törenden sonra misafir olduğumuz orduevine döndüğümüzde Bayar beni yanına çağırttı, salonun tenha bir köşesine birlikte yürüdük, orada bana, ‘Konuşmanız güzeldi, fakat büyük bir yanlışlık yaptınız,’ dedi. Hayretle yüzüne baktığımı görünce sözüne şöyle devam etti: Türkiye’de her yeniliğin öncüsü ve sizin dediğiniz gibi babası, Atatürk’tür, Milli Bankacılığımızın babası da odur, ben ancak onun emir ve direktifi ile hareket etmişimdir, bunun başka türlü izahı yoktur,’ dedi. Bunun üzerine çok üzüldüğümü anlamış ve ‘Üzülmeyiniz, bir daha böyle bir hataya düşmemeniz için sizi ikaz etmek istedim,’ diye beni teselli etmiştir.”5</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
14 Mayıs 1950’de, Celal Bayar’ın liderliğindeki muhalefetin seçimleri büyük bir çoğunlukla kazanması üzerine, Demokrat Parti Meclis Grubu, Cumhurbaşkanı ile Meclis Divanı için kendi adaylarını tespit etmek üzere 20 Mayıs 1950 Cumartesi günü toplanmıştır. Kulislerde bir ara eski Yargıtay Başkanı Halil Özyörük’ün veya emekli Orgeneral Ali Fuat Cebesoy’un Cumhurbaşkanlığına getirilmesi yolunda eğilimler belirmişse de, Grup, parti merkezinden yapılan telkinler doğrultusunda Cumhurbaşkanlığına partinin genel başkanı Celal Bayar’ı, Meclis Başkanlığına partinin dört kurucusundan biri olan Refik Koraltan’ı aday olarak seçmiştir.6</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
22 Mayıs 1950 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan Cumhurbaşkanı seçiminde, kullanılan 453 oydan 387’sini kazanan İstanbul Milletvekili Celal Bayar, Türkiye’nin 3. Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Seçimde diğer kişilere verilen oyların dağılımı şöyledir: İsmet İnönü 64 oy, Halil Özyörük 1 oy, çekinser 1 oy. Seçimin ardından Celal Bayar and içerek görevine başlamıştır.7</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Yeni Cumhurbaşkanı yemin etmek üzere Meclis salonuna girdiğinde Demokrat Partili Milletvekilleri kendisini oturdukları yerde alkışlarla karşılamışlardır. Bu davranışlarıyla Demokrat Partililer, 1946 seçimlerinden sonra oluşturdukları kurala uymuşlar, serbest bir seçimle gelmiş olmasına rağmen devlet başkanı genel kurul salonuna girerken ayağa kalkmamışlardır. Cumhuriyet Halk Partili Milletvekilleri ise yeni devlet başkanını ayakta, ama alkışsız selamlamışlardır.8</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
<b><span style="color: red; font-size: small;">ÇANKAYA KÖŞKÜ’NDE DEVİR TESLİM</span></b><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4C4a30M61HLh6jLB0SJg2_8DzOXW7VwdzaV7M4zqNyet9vnd22LFgQdTcIgtcC7r_mkiko7-h364kqrRPl7fQDmoiW3Q_UU4b8OLU2Da9cvJl5Y42yF1SAVh9wOKY-BAuOwe3L2SdG6E/s1600/atat%25C3%25BCrk+-+bayar+3.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; color: #771000; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-decoration: none;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4C4a30M61HLh6jLB0SJg2_8DzOXW7VwdzaV7M4zqNyet9vnd22LFgQdTcIgtcC7r_mkiko7-h364kqrRPl7fQDmoiW3Q_UU4b8OLU2Da9cvJl5Y42yF1SAVh9wOKY-BAuOwe3L2SdG6E/s1600/atat%25C3%25BCrk+-+bayar+3.jpg" style="border: none; position: relative;" /></a></div>
</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Celal Bayar’ın Çankaya Köşkü’ndeki ilk günlerini önceki Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Özel Kalem Müdürü Haldun Derin’in notlarından kısmen izlemek olanaklıdır:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Bayar, Genel Kâtip Cemal Yeşil’i evine çağırtmıştı. Yeşil’le, Bayar’ın yanından Kalem’e döndüğünde, görüştük. Bayar, bütün arkadaşların vazifelerine devamını istemiş. ‘İnönü tarihi şahsiyettir. Bir emri olursa yerine getirirsiniz. Temasınızı muhafaza edersiniz. Aksini düşünmek Şark zihniyeti ile hareket etmek olur. Başyaver Cevdet’in gözlerinden öperim,’ demiş.”9</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“23 Mayıs sabahı, iki gün önce İnönü’yü uğurlamış olduğumuz 18 numarada, başta genel kâtip olmak üzere, bütün memurlar toplandık. Bayar kentten geldi, bizlerle tanıştı. ‘Dikkatle vazifenize devam ediniz,’ buyurdu. Şimdilik kendisi yalnız başına Köşk’te yatıp kalkacak. Evinden getirdiği güvenilir oda hizmetçisi Emin yanında olmak üzere...”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Meclis’ten otomobillerle Atatürk’ün geçici kabrine gidildi. Büyük bir kalabalık ‘Yaşa, Varol,’ diye bağırıyor.(...)”10</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Haldun Derin, ilk günlerde Çankaya Köşkü’nde gözlemlenen bir diğer önemli değişikliği ise şu şekilde not etmektedir:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Cumartesi, Pazar günleri, Köşk bahçeleriyle eski Köşk’ün halka açık olduğunun ilan edilişi, yirmi yedi yıldır akla gelmemiş parlak bir buluştu.”11</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Bu arada, Köşk Özel Kalemi’ne katılan yeni isimler de vardır:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Bunlardan biri olan, 1951 yılı Şubat ayından 1951 senesi Temmuz ayında Varşova Büyükelçiliğine tayin edilinceye kadar, hemen her gün iki saat Cumhurbaşkanı ile yakın çalışma olanağı bulan diplomat Fikret Belbez gözlemlerini şöyle aktarmaktadır:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Cumhurbaşkanımıza her gün Hariciye’den gönderilen şifre telgrafları ve raporları mevzularına göre birleştirerek arz ederdim.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Sayın Bayar bu telgrafları dikkatle okur, mühim gördükleri yerlerin altını çizer, icap ederse sualler sorardı. Her telgrafı bütün entelektüel enerjisini toplayarak inceler ve değerlendirirlerdi. Gayet sükûnetle konuşmadan çalışırlardı. Esasen pek az konuşurlar, daha ziyade karşısındakini dinlerlerdi.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Yazıları gayet açık, berrak ve sadedir. Stilinde karışık cümleler, lüzumsuz sıfatlar, zorlanmış, süslenmiş ifadeler yoktur.(...)”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“İnsan Sayın Bayar’ı yakından tanıdıkça Atatürk’ün, neden bu kadar arkadaşları içinden onu seçip başa geçirdiğini daha iyi anlar.(...)”12</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
<b><span style="color: red; font-size: small;">KÖŞKTE YENİ YIL KUTLAMASI</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
1950 yılı biterken Muhafız Alayı gazinosunda yapılan yılbaşı kutlamasının konukları arasında Cumhurbaşkanı Celal Bayar da vardır. Cumhurbaşkanı Bayar, bu yılbaşından sonra da bazı bayram gecelerini, yılbaşı karşılamalarını o yıllarda Köşk’teki küçük bir salondan ibaret askeri gazinoda subay, astsubay ve eşleri arasında geçirmiştir.13</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
<b><span style="color: red; font-size: small;">ÖZEL VAGONDA TOPLANTI</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Demokrat Parti iktidarının birinci yılı içinde idik. Cumhurbaşkanı Bayar, yolcuları arasında bulunduğum, Anadolu ekspresine bağlı özel vagonla, İstanbul’dan Ankara’ya dönüyordu. Katarda milletvekili başka yolcular da vardı. Hareketten biraz sonra Cumhurbaşkanı tarafından özel vagona davet edildik. Günün sorunları arasında, Atatürk heykellerine karşı girişilen adî tecavüz vakaları önemli bir yer işgal ediyordu. Aslında bu saldırılar birkaç yıl önce başlamış ve giden iktidar tarafından önlenememişti. Yeni hükümet, Büyük Kurtarıcı’nın eserlerinin ve hatıralarının korunması için kanunî tedbirler alınmasına lüzum görmüş ve bu maksatla bir tasarı hazırlamıştı. Hükümetin kararı basında, Türkiye Büyük Millet Meclisi kulislerinde, özellikle Demokrat Parti Grubu mensupları arasında çeşitli yorumlara ve tartışmalara konu yapılıyordu. Özel vagona çağırılan milletvekilleri yerlerini alır almaz Bayar konuşmaya başladı. Heyecanlı görünüyor, hiddetini dizginlemeye çalışıyordu. Kısa bir girişten sonra zapt etmeye lüzum görmediği heyecanlı ses tonu ve kararlılığından şüphe edilmeyecek bir kesinlikle sözlerini sürdürdü:”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
"Bu seri tecavüzlerin önlenmesi için çıkarılmasını benim de zarurî gördüğüm kanun engellenir veya maksadından saptırılırsa, Banisini koruyamayan Cumhuriyet’in Başkanlık görevine devam etmem mümkün değildir. Bu takdirde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve Partinizin (yani Demokrat Partisi’nin) azası da kalamam. Cumhurbaşkanlığından, Milletvekilliğinden ve Partinizden istifa edeceğim. Davamı, tek başıma, milletimin huzuruna getirerek mücadeleyi orada başlatacağım."</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Sahne, tüm canlılığı ile bugün de gözlerimin önünde, kararlı ses, tüm titreşimleriyle, hâlâ kulaklarımdadır. Atatürk sevgisinin bu asil tezahürünü her zaman aynı hayranlık içinde anar ve yaşarım.”14</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
<b><span style="color: red; font-size: small;">ANITKABİR İNŞAATI VE İLK TÖREN</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
1950’ler başında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nda görevli subaylardan ve Anıtkabir Muhafız Bölüğü Komutanı Üsteğmen (sonra Orgeneral) Sabri Yirmibeşoğlu anlatıyor:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Bayar’ın şahsi ilgisiyle inşaatın ilerlemeye başlamasıyla birlikte, Çankaya’dan bölüğümüzle Anıtkabir’e intikal etmiştik. Bölüğün kalacağı ayrı bir bina inşa edilmemişti. Mecburen, Aslanlı yolun bitiminde sağdaki Mehmetçik Kulesi ile şimdi İnönü’nün kabrinin bulunduğu alt bölüme erleri, şimdi Müze Müdürlüğü olan üst kısımda bölük ve takım komutanlarını yerleştirdik. Duvarlar ıslaktı, özellikle erleri yatırdığımız alt koridor, rutubet içinde idi, duvarlarından sular sızıyordu. Kışın ısıtma tertibatı olmadığı için büyük gaz sobaları kurduk. Yerden boruların çıkış seviyesi çok alçak olduğu için bazı geceler sobalar çekmiyor ve çıkan kurum ve gazı dışarıya doğru veriyor yüzümüz gözümüz kurum ve isten simsiyah oluyordu. Erlerin çamaşırını yıkayacak yer ve çamaşır makinesi ve diğer ihtiyaç yerleri yetersizdi. Herhalde Anıtkabir gibi bir yerde ateş yakıp kazanda erlerin çamaşırlarını yıkayamazdık. Merak nedeniyle yerli yabancı birçok kişi inşaatın gidişatını izlemeye geliyordu.(...) Bütün sıkıntılara rağmen; Anıtkabir Muhafız Bölüğü mensubu olarak gururlanıyor ve onur duyuyorduk. Cumhurbaşkanı Bayar her gün değilse bile iki veya üç günde bir Anıtkabir inşaatına gelir, yapılanları görür, bize ve diğer çalışanlara iltifat ederdi.”15</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Nihayet 10 Kasım [1953] günü, muhteşem bir törenle bütün Türkiye’nin kalbi Ankara’da çarparcasına heyecan içinde bütün Ankaralılar güzergâhta olduğu halde Atatürk’ün naaşı Anıtkabir’e getirildi ve Mozole’nin altında hazırlanmış kabrinde toprağa verildi. Kardeşleri Makbule Hanımı Aslanlı yolun başında bir koltuğa oturtmuştuk, gözyaşlarını silerek, ağabeyinin hayata veda ettiği 10 Kasım günü olduğu gibi hüzünlü idi.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Genelkurmay Eski Başkanlarından Orgeneral Salih Omurtak’ı, İstiklal Savaşı’nın Genelkurmay II. Başkanı’nı üniformalarını giymiş şekilde evinden bir vasıta ile tören yerine getirmiştik, zor yürüyordu.(...)”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Atatürk’ün mozole altındaki toprağa verilişinde sadece Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan ve bir evvelki Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Meclis Başkanı ve Başbakan ile Cumhurbaşkanlığı Muhafız Kıta Komutanı ve Muhafız Bölük Subayları, bizler bulunmuştuk.”16</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
<b><span style="color: red; font-size: small;">CUMHURBAŞKANI BAYAR’IN KONUŞMASI</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Atatürk’ün naşının Anıtkabir’e defnedilmesi töreninde Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın konuşması şöyledir:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Aziz Atatürk’ün Etnografya müzesinin bir tahta masasında yattığını düşünmek, benim için dayanılmaz bir sızı idi. Sürekli izlemelerle, nihayet, üç yıl sonra Anıtkabir tamamlandı. Başbakan Menderes’le birlikte son bir defa daha Anıtkabir’i gözden geçirdik; karar verdik ki, içinde bulunduğumuz 1953 yılının 10 Kasım’ında Atatürk’ü ebedi makberesine tevdi edebiliriz.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Eğer Cumhurbaşkanı olmanın bir faniye kazandırdığı şereften ayrı bir değeri ve hazzı varsa, o da benim için Sevgili Atatürk’ü, Etnografya müzesinden alıp, Anıtkabir’deki ebedi metfenine tevdi ettiğim tarihi günü yaşamış olmamdır.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Etnografya müzesinden Anıtkabir’e kadar olan mesafeyi 4,5 saatte tükettik. Aziz naşını vatan toprakları üzerine tevdi ettikten sonra, gözyaşlarımı tutamadığım uzun bir konuşma yaptım. Onu, duya duya, seve seve söyledim. Ve sözlerimi şöyle bitirdim:”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“ATATÜRK! Sen, bizdendin!... Seni Halife yapmak, Padişah yapmak isteyenler oldu. İltifat etmedin. Milli irade yolunu seçtin! Hayat ve şahsiyetini, milletin hizmetine vakf ettin!.. Türkün gıpta ettiği, övündüğü vasıflara maliktin! Bütün meziyetlerinle Türk milletinin ta kendisisin!.. Şimdi seni, kurtardığın vatanın her köşesinden gönderilen mukaddes topraklara veriyoruz. Bil ki, hakiki yerin daima inandığın ve bağlandığın Türk Milletinin minnet dolu sinesidir!... Nur içinde yat!..”17</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
<b><span style="color: red; font-size: small;">“ATATÜRK GERÇEKÇİDİR”</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Atatürk metodolojisinde ‘duygu’ya yer yoktur. Laboratuara girmiş bir ilim adamı, tüpteki oksijenle hidrojen arasında nasıl bir ayrım yapmaz, birinden birini kendisine daha yakın görmezse sosyal bilimin laboratuarına giren bir devlet adamı da doğru bir sonuca varabilmek için, tüm duygularından sıyrılmak zorundadır. Atatürk, işte bunu başarabiliyordu... Eğer siz de başarabilirseniz, Atatürk gibi düşünmüş olursunuz.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Bütün bu anlattıklarımdan ötürü diyorum ki, duygularımızın karıştığı işlerde Atatürk gibi düşünmek nasıl zorsa, böyle düşünüp gerçeği bulduktan sonra, ona başkalarını inandırmak büsbütün zordur. Atatürk, 1918 yılında işte bu çifte güçlüğü aşıyor ve “Ulusal And” kararını Erzurum Kongresi gibi çetin bir kongreye kabul ettirebiliyordu. Atatürk reçetesinin bu ilk ilacı, anlattığım duygusal şartlar içinde zehir zıkkımdı. Ve Atatürk hastayı bu zehir zıkkım ilacı içmeye razı edebilmişti.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Büyük, çok büyük iştir!..”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Özellikle Erzurum, Sivas Kongreleri ile Birinci Büyük Millet Meclisi milletvekillerinin büyücek bir bölümü, duygusal kararlara çok yakındı. Zaferin kazanıldığı ve Lozan müzakerelerinin sürdürüldüğü günlerde bile, karşı taraftan en küçük bir direnme gelince ‘Yürüyüp Atina’yı alıvermeyi’ teklif edenlere rastlıyorduk!..”18</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
<b><span style="color: red; font-size: small;">CELAL BAYAR VE İRTİCA</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın seçim bölgesi Bursa’da valilik yapan İhsan Sabri Çağlayangil anlatmaktadır:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Bursa’da kendini bilmez birkaç yobaz, 1957 seçimlerinden evvel, bir Cuma namazında ‘Biz Mehdiyiz,’ diye ellerinde kılıçlarla Ulu Cami’nin minberine tırmanmışlar, olay çıkarmışlardı. İzinli olduğu için o gün sivil elbiseyle namaza gelen bir polis memuru, büyük bir cesaretle bu çılgınlığın karşısına çıkmış, uyanık cemaatin yardımıyla yobazları anında hareketsiz kılarak Valiliğe getirmişti.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“O zamanın Bursa Savcısı aziz dostum Turhan Kapanlı ile soruşturmaya henüz başlamıştık ki, Cumhurbaşkanı Bayar beni telefonla ve bizzat aradı:”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Vakayı şimdi öğrendim, dedi. Ne hareketin çabuk bastırılmış olması, ne de yapanların aczi, hadiseyi küçümsemeye sebep teşkil etmemelidir. Vakanın din ve dindarlıkla bir ilgisi yoktur. Bunlar, Müslümanlığın ticaretini ve simsarlığını yapanlardır. Yalnız olamazlar. Mutlaka akıl hocaları, taraftarları, teşvikçileri vardır. Hadisenin mihrakına inmeli ve bütün şebekeyi süratle meydana çıkarmalısınız.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Atatürk’ün irtica karşısındaki hassasiyetini hatırlayınız. O sağ olsaydı bu olay karşısında ne yapacak idiyse, biz de bugün onları yapmalıyız. Böyle hareket etmenizi, neticeye süratle ulaşmanızı yaşınızdan bekliyor ve sizden istiyorum.”19</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
<b><span style="color: red; font-size: small;">CEZAEVİNDE 10 KASIM TÖRENİ</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi ile Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes başta olmak üzere Demokrat Partili Parlamento ve Hükümet Üyeleri tutuklanarak cezaevine konulmuşlardır. Türkiye’nin yakın tarihinde Yassıada Mahkemeleri diye bilinen yargılamalar sonunda Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edilmişlerdir. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın idam cezası, yaşlılık gerekçesiyle ömür boyu hapis cezasına çevrilmiş ve diğer siyasi mahkûmlarla (Demokrat Partili siyasetçiler ve dönemin bürokratları ile) birlikte Kayseri Cezaevine hapsedilmişlerdir.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Celal Bayar’ın kader arkadaşlarından bir siyasi mahkûmun, cezaevinde yaptıkları “Atatürk’ü Anma Töreni”ni anlattığı şu satırlar ilginçtir:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Kayseri Cezaevinde geçirdiğimiz ilk Kasım ayının başlarında idi. Arkadaşlar, Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde, bir konuşma yapması için Hikmet Bayur’a rica etmişlerdi. O da, ‘Bayar varken bu iş bana düşmez,’ demişti.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Bayar konuşacaktı.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“O gün hepimiz, Kayseri Cezaevinin bize ayrılan kısmının iç avlusunda toplandık. Bayar, dik ve ciddi adımlarla avluya geldi. Her zamanki gibi derli toplu giyinmişti. Yaptığı konuşmada, O büyük Türk’ün memleketi için neler yaptığını; hastalığında bile Hatay’ı kurtarmak için kendi sağlığını nasıl hiç saydığını anlatırken sesi titremeye başladı ve gözlerinden yanaklarına iki damla taş yuvarlandı.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Hepimiz duygulanmıştık.”20</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Celal Bayar’ın günlüğünden:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Bugün saat 9.05 geçe bütün tutuklularla Atatürk’ümüz için ihtiram duruşunda bulundum.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Ben, bir konuşma yapmak teklifi ile karşılaştım, konuştum.”21</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
<span style="color: red; font-size: small;">CELAL BAYAR’IN AFFI VE İSMET İNÖNÜ</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Deneyimli devlet adamı İsmet İnönü, ömür boyu hapis cezası ile Kayseri Cezaevinde tutulan Celal Bayar ve arkadaşlarının durumu ile sürekli ilgilenmiş ve askeri müdahalenin ardından sivil yönetime geçiş süreci de tamamlandıktan sonra “siyasi af sorununu -büyük güçlüklere karşın-çözüme kavuşturmayı başarmıştır.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Celal Bayar ve arkadaşlarının affı konusunda İsmet İnönü, eşi Mevhibe Hanıma şunları söylemiştir:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Istıraplı bir devreyi sona erdirmek istiyorum. Demokrasi, birtakım tecrübelerle elde ediliyor. Bazen bunlar acı oluyor. İdare edenler kadar şartlar da bu neticeye sürüklüyor.”22</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
<b><span style="color: red; font-size: small;">104 YAŞINDA</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Türk İstiklal Savaşı’nın Galip Hoca’sı, 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar 104 yaşında vefat etmiştir. 1883 yılında Gemlik’e bağlı Umurbey Köyü’nde doğmuştur. Çalışma yaşamına Gemlik Mahkemesi ve Reji kalemlerinde memur olarak başlamış; ardından Bursa Ziraat Bankası’nda görev almış ve bu arada Harir Darü’t-talimi ve College Français de l’Assomption okullarında öğrenimini sürdürmüştür. Celal Bayar’ın siyasi yaşamı, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin İkinci Meşrutiyet’ten sonra Bursa’da açılan şubesinde görev almasıyla başlamıştır. Bir süre sonra Bursa, daha sonra da İzmir İttihat ve Terakki Şubeleri’nin Genel Sekreterliğine getirilmiştir.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
Kooperatifçiliği teşvik etmiş, Halka Doğru Dergisi’ni çıkarmış; Turgut Alp takma adıyla yazılar yazmıştır. 1918’de Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye Cemiyeti’ne katılmıştır. İzmir’in işgalinden sonra Aydın’ın geri alınışına fiilen görev almış ve Akhisar Milli Cephesi Alay Komutanı olmuştur. 1920 yılında Osmanlı Mebusan Meclisi’ne Saruhan mebusu olarak girmiştir. Milli Mücadele’yi öven bir konuşmasından dolayı hakkında tevkif kararı çıkartılınca Anadolu’ya geçmiş ve I. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Bursa milletvekili olmuştur. 1921’de İktisat Vekilliği ve 1922’de geçici olarak Dışişleri Bakanlığı yapmıştır. Lozan Konferansı ilk murahhas heyeti müşaviridir. 1923 seçimlerinden sonra II. Büyük Millet Meclisi’nde İzmir milletvekilidir. 1924 yılında Atatürk tarafından Türkiye İş Bankası’nı kurmakla görevlendirilmiştir. 1932 yılında İktisat Vekili olmuş ve 1937’de Başbakanlığa getirilmiştir. 25 Ocak 1939’a kadar bu görevde kalmıştır.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
7 Ocak 1946’da arkadaşlarıyla Demokrat Parti’yi kurmuş ve başkanlığına seçilmiştir. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi çoğunluğunu sağlamasıyla 22 Mayıs 1950’de Cumhurbaşkanı seçilmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi ile görevinden uzaklaştırılmış ve Yassıada Mahkemesi’nce idam cezasına çarptırılmıştır. Ancak, yaşlılığı nedeniyle cezası müebbet hapse çevrilmiştir. 7 Kasım 1964’te sağlık gerekçesiyle serbest bırakılmıştır.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
22 Ağustos 1986’da vefat eden Celal Bayar, Bayan Reşide Bayar ile evliydi ve üç çocuk babası idi.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın vefatı haberini alan dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in Günlüğü’nde şunlar yazılıdır:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“22 Ağustos 1986:”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“İki gündür hastanede koma halinde bulunan Celal Bayar’ın vefat haberini getirdiler. Yemekte Başbakan Özal da vardı. Nasıl bir merasim yapılması hakkında direktifimi öğrenmek istediler. Ben de rahmetli Cevdet Sunay’a ne yapılmışsa aynını yapalım, dedim, öyle kararlaştırdık. Rahmetli 104 yaşına kadar yaşadı. Bu kadar ömür kime nasip olur?”23</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“28 Ağustos 1986:”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Bugün kaldırılan Bayar’ın cenazesine ben de Maltepe Camii’ne kadar yaya olarak gittim. Yol boyu çok kalabalık vardı. Maltepe Camii’nde merasim sona ereceğine yakın Bayar’ın kızı Nilüfer Gürsoy, kocası ve kızı ile yanıma gelerek, babası için düzenlenen bu törenden duydukları memnuniyeti tekrar tekrar dile getirip teşekkür ettiler.”24</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın ardından -vefatının ertesi günü-Gazeteci Oktay Ekşi’nin değerlendirmesi şöyle olmuştur:</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333; font-size: 15px;">
“Bayar, ciddi bir öğrenim görmüş değildi. Ama kendisini iyi yetiştirmişti. Keza nizami askerlik hizmetini de yapmamıştı, ama yaşadığı dönemin bütün önemli mücadelelerinde görev almıştı. Türk İstiklal Savaşı’nın ‘Galip Hoca’sı sıfatıyla vatanına verdiği hizmetler ona kırmızı kordonlu İstiklal Madalyası ile büyük bir şöhret kazandırmıştı.”</div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: 15px;">“Bayar’ın mücadele hayatının -ki o kuşak hayatı, kesintisiz bir mücadele süreci olarak kabul ederdi- en büyük saygı ve hayranlık uyandıran örneği, 27 Mayıs 1960 müdahalesi sonucu Yassıada’da idam talebiyle yargılandığı ve idama mahkûm edildiği dönemde dahi metanetinden zerre kadar fire vermemesi, granitten oyulmuş bir heykel gibi dimdik ayakta kalabilmesiydi.”25</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMFHkY7AYuOd5ZSlI8Wvnyjffo-lBYgb4dAn6UMx915dOsrTYIH2AIoGKR70GEmikgwxPaRNl42S1j-bZbQIkU1023KM0lz5L07MS8CwOxVr7c_mSRv8lbIwTByrEevx6V8z1U_dvCmpEj/s1600/DP+H%25C4%25B0ZMET+-+dp+ankara.jpg" imageanchor="1" style="color: #771000; margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMFHkY7AYuOd5ZSlI8Wvnyjffo-lBYgb4dAn6UMx915dOsrTYIH2AIoGKR70GEmikgwxPaRNl42S1j-bZbQIkU1023KM0lz5L07MS8CwOxVr7c_mSRv8lbIwTByrEevx6V8z1U_dvCmpEj/s1600/DP+H%25C4%25B0ZMET+-+dp+ankara.jpg" style="border: none; position: relative;" /></a></div>
<b><span style="color: #990000;"><span style="font-size: medium;">Referans, kaynaklar ve dayanaklar: </span></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">1 Cemal Kutay, Celal Bayar, Bir Türk’ün Biyografisi, (İstanbul, Onan B., ?), ss. 53-54.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">2 Erkan Şekerci, Türk Devrimi’nde Celal Bayar, 1918-1960, (İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Doktora Tezi, 1999), s. 33.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">3 Celal Bayar, Atatürk’ten Hatıralar, (İstanbul, Sel Y., 1955), s. 10.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">4 Celal Bayar’ın 1946, 1950 ve 1954 Yılları Seçim Kampanyasındaki Söylev ve Demeçleri, (Ankara, Doğuş M., 1955), ss. 65-66.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">5Atıf Benderlioğlu, “Bayar’ın Atatürk Sevgisi,” 100. Yaşında Celal Bayar’a Armağan, (İstanbul, Tercüman Y., 1982), s. 41.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">6 Rıfkı Salim Burçak, On Yılın Anıları (1950-1960), (Ankara, Nurol M., 1998), s. 50.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">7 TBMM Tutanak Dergisi, Dönem IX, Birleşim 1, Oturum 1, (22 Mayıs 1950), Cilt 1, ss. 7-8.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">8 Rıfkı Salim Burçak, On Yılın Anıları (1950-1960), (Ankara, Nurol M., 1998), s. 50.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">9 Haldun Derin, Çankaya Özel Kalemini Anımsarken (1933-1951), (İstanbul, Tarih Vakfı Yurt Y., 1995), s. 260.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">10 Haldun Derin, Çankaya Özel Kalemini Anımsarken (1933-1951), s. 263.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">11 Haldun Derin, Çankaya Özel Kalemini Anımsarken (1933-1951), s. 271.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">12 Fikret Belbez, “Bazı Özellikleri,” 100. Yaşında Celal Bayar’a Armağan, (İstanbul, Tercüman Y., 1982), ss. 38-39.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">13 Sabri Yirmibeşoğlu, Askeri ve Siyasi Anılarım, (İstanbul, Kastaş Y., 1999), Cilt I, s. 99.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">14 Hayrettin Erkmen, “Bir Devlet Adamı,” 100. Yaşında Celal Bayar’a Armağan, s. 77.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">15 Sabri Yirmibeşoğlu, Askeri ve Siyasi Anılarım, (İstanbul, Kastaş Y., 1999), Cilt I, ss. 124-125.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">16 Sabri Yirmibeşoğlu, Askeri ve Siyasi Anılarım, ss. 125-126.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">17 100. Yaşında Celal Bayar’a Armağan, ss. 373-374.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">18 Celal Bayar, Atatürk Gibi Düşünmek, (Der. İsmet Bozdağ, İstanbul, Tekin Y., 3. Basım, 1999), ss. 43-44.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">19 İhsan Sabri Çağlayangil, “Bayar Yüz Yaşına Girerken,” 100. Yaşında Celal Bayar’a Armağan, s. 60.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">20 Cevdet San, “Bayar’ın Gözlerinde İki Damla Yaş,” 100. Yaşında Celal Bayar’a Armağan, s. 156.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">21 Celal Bayar, Kayseri Cezaevi Günlüğü, ss. 15-16.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">22 Gülsün Bilgehan, Mevhibe II, (Ankara, Bilgi Y., 1998), s. 257.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">23 Kenan Evren, Zorlu Yıllarım 2, (İstanbul, Milliyet Y., 1994), s. 304.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">24 Kenan Evren, Zorlu Yıllarım 2, s. 305</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">25 Oktay Ekşi, “Son Temsilci de Gitti...” Hürriyet, 23 Ağustos 1986.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">Prof. Dr. Hikmet Özdemir</span></div>
<div class="MsoNormal" style="color: #333333;">
<span style="font-size: xx-small;">26 ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 67-68-69, Cilt: XXIII, Mart-Temmuz-Kasım 2007</span></div>
</div>
</div>
</div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-40398271497566441442013-05-04T06:56:00.004-07:002016-04-15T08:28:52.327-07:00DEMOKRAT PARTİ HÜKÜMETLERİ<div class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlgp21N-udWCSC3az4TiPKkYM4OUPo4h-nl8Y22I23xJLVa-EmIi-5aTsdbv2NjKuja1CzwqpIgIFh5KryJas1bnSDqTmaFTWld1SOfwsFg4aVaG3zQjK5bwfh9HGc6wIkJfTqtchYDcY/s1600/KOCATEPE+CAM%C4%B0%C4%B0+PROJES%C4%B0+VE+menderes+-+bayar.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlgp21N-udWCSC3az4TiPKkYM4OUPo4h-nl8Y22I23xJLVa-EmIi-5aTsdbv2NjKuja1CzwqpIgIFh5KryJas1bnSDqTmaFTWld1SOfwsFg4aVaG3zQjK5bwfh9HGc6wIkJfTqtchYDcY/s1600/KOCATEPE+CAM%C4%B0%C4%B0+PROJES%C4%B0+VE+menderes+-+bayar.jpg" /></a><b><span style="color: red; font-size: x-large;">D.P. DÖNEMİ (14.05.1950 – 26.05.1960) HÜKÜMETLERİ VE BAKANLAR KURULU
ÜYELERİ (VEKİLLER VE VEKÂLETLER)</span><span style="font-size: 11pt;"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue; font-size: 11.0pt;">1.
MENDERES HÜKÜMETİ BAKANLAR KURULU,<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue; font-size: 11.0pt;">
22 MAYIS 1950 – 09 MART 1951<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Başbakan Adnan MENDERES İstanbul<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Başbakan Yardımcısı Samet AĞAOĞLU Manisa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Devlet Bakanı Fevzi Lütfi KARAOSMANOĞLU Manisa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Adalet Bakanı Halil ÖZYÖRÜK İzmir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Milli Savunma Bakanı Refik
Şevket İNCE Manisa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">İçişleri Bakanı Rüknettin NASUHİOĞLU Edirne<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Dışişleri Bakanı Fuad KÖPRÜLÜ İstanbul<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Maliye Bakanı Halil
AYAN Bursa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Hasan POLATKAN İstanbul<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Avni BAŞMAN İzmir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Ahmet Tevfik İLERİ Samsun<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Bayındırlık Bakanı Fahri BELEN Bolu<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Kemal ZEYTİNOĞLU Eskişehir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zühtü Hilmi VELİBEŞE İzmir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Sağ. ve Sos.Yardım Bakanı Nihat Reşat BELGER İstanbul<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Ekrem Hayri ÜSTÜNDAĞ İzmir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Gümrük ve Tekel Bakanı Nuri ÖZSAN Muğla<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Tarım Bakanı Nihat İYRİBOZ Çanakkale<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Ulaştırma Bakanı Ahmet Tevfik İLERİ Samsun<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Seyfi KURTBEK Ankara<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Çalışma Bakanı Hasan
POLATKAN Eskişehir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Ahmet Hulusi
KÖYMEN Bursa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">İşletmeler Bakanı Mehmet Muhlis ETE Ankara<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">***<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue; font-size: 11.0pt;">2. MENDERES HÜKÜMETİ BAKANLAR KURULU,<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue; font-size: 11.0pt;">
09 MART 1951 – 17 MAYIS 1954<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Başbakan Adnan MENDERES İstanbul<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Başbakan Yardımcısı Samet AĞAOĞLU Manisa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Devlet Bakanı Fethi ÇELİKBAŞ Burdur<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 106.2pt; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 11.0pt;">Refik Şevket İNCE Manisa <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 106.2pt; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 11.0pt;">Fevzi Lütfü KARAOSMANOĞLU Manisa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 106.2pt; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 11.0pt;">Yunus Muammer ALAKANT Ağrı <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 106.2pt; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 11.0pt;">Hüseyin Celal YARDIMCI Zonguldak<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Adalet Bakanı Rüknettin
NASUHİOĞLU Edirne <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 106.2pt; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 11.0pt;">Osman Şevki ÇEÇEKDAĞ Ankara<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Milli Savunma Bakanı Ahmet
Hulusi KÖYMEN Bursa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Seyfi
KURTBEK Ankara</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Kenan YILMAZ Bursa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">İçişleri
Bakanı Halil
ÖZYÖRÜK İzmir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Fevzi
Lütfü KARAOSMANOĞLU Manisa</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> İbrahim Etem
MENDERES Aydın<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Dışişleri
Bakanı Fuad KÖPRÜLÜ İstanbul<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Maliye
Bakanı Hasan
POLATKAN Eskişehir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Milli
Eğitim Bakanı Ahmet Tevfik İLERİ Samsun<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Rıfkı
Salim BURÇAK Erzurum<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Bayındırlık
Bakanı Kemel ZEYTİNOĞLU Eskişehir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Ekonomi
ve Ticaret Bakanı Mehmet Muhlis ETE Ankara<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Fethi
ÇELİKBAŞ Burdur</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Ali Enver GÜRELİ Balıkesir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Sağ.
ve Sos. Yardım Bakanı Ekrem Hayri
ÜSTÜNDAĞ İzmir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Gümrük
ve Tekel Bakanı Rıfkı Salim
BURÇAK Erzurum<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Nuri
ÖZSAN Muğla</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> İbrahim Sıtkı
YIRCALI Balıkesir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Emin
KALAFAT <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Tarım
Bakanı Nedim
ÖKMEN Maraş<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Ulaştırma
Bakanı Seyfi KURTBEK Ankara<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Yümnü
ÜRESİN Bilecik<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Çalışma
Bakanı Nuri ÖZSAN Muğla<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Samet
AĞAOĞLU Manisa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Hayrettin
ERKMEN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">İşletmeler
Bakanı İbrahim Hakkı
GEDİK Kütahya<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">***<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue; font-size: 11.0pt;">3. MENDERES HÜKÜMETİ BAKANLAR
KURULU<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue; font-size: 11.0pt;"> 17 MAYIS 1954 – 09 ARALIK 1955<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Başbakan Adnan MENDERES İstanbul<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Başbakan
Yardımcısı Fatih Rüştü ZORLU,</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Fuad
KÖPRÜLÜ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Devlet
Bakanları Mükerrem
SAROL,</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Osman
KAPANİ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> İ.Etem
MENDERES</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Fahrettin ULAŞ,</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Fuat
KÖPRÜLÜ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Adalet
Bakanı Osman
Şevki ÇİÇEKDAĞ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Milli
Savunma Bakanı İbrahim Etem MENDERES<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">İçişleri
Bakanı Namık GEDİK <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> İbrahim Etem MENDERES<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Dışişleri
Bakanı Fuat KÖPRÜLÜ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Maliye
Bakanı Hasan POLATKAN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Milli
Eğitim Bakanı Hüseyin Celal
YARDIMCI<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Bayındırlık
Bakanı Kemal ZEYTİNOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">İktisat
ve Ticaret Bakanı İbrahim Sıtkı
YIRCALI<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Sağ.
ve Sos. Yardım Bakanı Behçet UZ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Gümrük
ve Tekel Bakanı Emin KALAFAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Ziraat
Bakanı Nedim ÖKMEN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Ulaştırma
Bakanı Mehmet Muammer ÇAVUŞOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Çalışma
Bakanı Hayrettin ERKMEN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">İşletmeler
Bakanı Fethi
ÇELİKBAŞ <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Samet AĞAOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">***<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue; font-size: 11.0pt;">4.MENDERES HÜKÜMETİ BAKANLAR
KURULU<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue; font-size: 11.0pt;"> 09 ARALIK 1955 – 25 EKİM 1957<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Başbakan Adnan MENDERES<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Devlet
Bakanları Mehmet
Cemil BENGÜ,</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Sami
ERGİN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> F.Rüştü
ZORLU,</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Emin
KALAFAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> H.
A. GÖKTÜRK, <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Hüseyin
Celal YARDIMCI<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Milli
Savunma Bakanı Şemi ERGİN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">İçişleri
Bakanı İbrahim
Etem MENDERES<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Namık
GEDİK<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Dışişleri
Bakanı Fuat KÖPRÜLÜ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Maliye
Bakanı Nedim
ÖKMEN <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Hasan
POLATKAN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Milli
Eğitim Bakanı Ahmet ÖZEL<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Ahmet
Tevfik İLERİ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Bayındırlık
Bakanı Mehmet Muammer ÇAVUŞOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> İbrahim
Etem MENDERES<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">İktisat
ve Ticaret Bakanı Fahrettin ULAŞ</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Abdullah AKER<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Zeyyat
MANDALİNCİ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Sağ.
ve Sos. Yardım Bakanı Nafiz KÖREZ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Gümrük
ve Tekel Bakanı Hadi HÜSMAN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Ziraat
Bakanı Esat
BUDAKOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Ulaştırma
Bakanı Arif DEMİRER<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Çalışma
Bakanı Mehmet
Mümtaz TARHAN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">İşletmeler
Bakanı Samet AĞAOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Sanayi
Bakanı Samet
AĞAOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">YENİ, . İktisat
ve Ticaret Bakanlığı, 17.05.1954<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> .
Sanayi Bakanlığı , 02.09.1957<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> .
Basın – Yayın ve Turizm Bak., 25.11.1957<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> .
İmar ve İskan Bakanlığı , 25.11.1957<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> .
Koordinasyon Bakanlığı, 10.07.1958<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">*** <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue; font-size: 11.0pt;">5. MENDERES HÜKÜMETİ BAKANLAR
KURULU<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue; font-size: 11.0pt;"> 25 KASIM 1957 – 27 MAYIS 1960<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaqXYDPAMU30NR54AvDjBT2FrIs77IehT6lBeOYYU6VFy8Wax92EzkO0U0pRi43pZ_3xFm0wBg-qBWrcKoM41cvnweeJ-V_FkGqOVnmGrP3hdLkQ8854Z8zhlkisf5pLpC4A8PUZvp1Qk/s1600/SAMET+OCAKO%C4%9ELU+-+DP+25+May%C4%B1s+1960+Bakanlar+Kurulu+Toplant%C4%B1s%C4%B1.bmp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="248" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaqXYDPAMU30NR54AvDjBT2FrIs77IehT6lBeOYYU6VFy8Wax92EzkO0U0pRi43pZ_3xFm0wBg-qBWrcKoM41cvnweeJ-V_FkGqOVnmGrP3hdLkQ8854Z8zhlkisf5pLpC4A8PUZvp1Qk/s400/SAMET+OCAKO%C4%9ELU+-+DP+25+May%C4%B1s+1960+Bakanlar+Kurulu+Toplant%C4%B1s%C4%B1.bmp" width="400" /></a></div>
<span style="font-size: 11pt;">Başbakan Adnan MENDERES İstanbul</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Başbakan Yardımcısı Ahmet Tevfik İLERİ Samsun<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Başbakan Yardımcısı Medeni BERK Niğde<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Devlet Bakanı Samet
AĞAOĞLU Manisa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Devlet Bakanı Ahmet
Haluk SAMAN Bursa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Devlet Bakanı Emin
KALAFAT Çanakkale<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Devlet Bakanı Abdullah
AKER İzmir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Devlet Bakanı Muzaffer
KURBANOĞLU Manisa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Devlet Bakanı Yusuf
İzzet AKÇAL Rize<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Adalet Bakanı Esat
BUDAKOĞLU Balıkesir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Hüseyin
Celal YARDIMCI Ağrı, 27.05.1960<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Milli Savunma Bakanı
Şemi ERGİN Manisa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> İbrahim Etem MENDERES Aydın, 27.05.1960<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">İçişleri Bakanı Namık
GEDİK Aydın<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Dışişleri Bakanı Fatih
Rüşyü ZORLU Çanakkale<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Maliye Bakanı Hasan
POLATKAN Eskişehir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Celal YARDIMCI Ağrı<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> M.
Atıf BENDERLİOĞLU, Yozgat,27.05.1960<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Bayındırlık Bakanı İbrahim Etem MENDERES Aydın<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Ahmet
Tevfik İLERİ Samsun,27.05.1960<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Ticaret Bakanı Abdullah
AKER İzmir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Hayrettin
ERKMEN Giresun,27.05.1960<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Lütfi KIRDAR İstanbul<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Gümrük ve Tekel Bakanı Hadi HÜSMAN İstanbul<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Ziraat Bakanı Nedim
ÖKMEN Gaziantep<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Ulaştırma Bakanı Fevzi
UÇANER İzmir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Muzaffer
KURBANOĞLU Manisa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Şemi
ERGİN Manisa,27.05.1960<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Çalışma Bakanı Hayrettin
ERKMEN Giresun<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Ahmet
Haluk ŞAMAN Bursa,
27.05.1960<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Sanayi Bakanı Samet
AĞAOĞLU Manisa<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> İbrahim
Sıtkı YIRCALI Balıkesir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Ahmet
Sebati ATAMAN Zonguldak,27.05.1960<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Basın Yayın ve Turizm Bakanı İbrahim Sıtkı YIRCALI Balıkesir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Ali Server SOMUNCUOĞLU Sinop<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">İmar ve İskan Bakanı Medeni BERK Niğde <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Hayrettin ERKMEN Giresun,27.05.1960<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;">Koordinasyon Bakanı Ahmet Sebati ATAMAN İzmir<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 11.0pt;"> Abdullah AKER İzmir, 27.05.1960<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-20559027381237749752013-05-04T06:50:00.000-07:002016-04-15T08:28:28.732-07:00KADİM "DEMOKRAT PARTİ"NİN SLOGAN VE SPOTLARI<div class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuxsxzu9SNI3gx5j3bKlUL0dqxtNohOXsTT4YJgdiR7mV15d5A21G9KrI40nE4m307WHS1vak1QzxMfdarj8fYUtVZzPb6e8R9PhMpEdxzm2neIWH0iv-zb2d6pXjfYstoyCFYtkXakVw/s1600/Demokrasinin+Y%C4%B1ld%C4%B1zlar%C4%B1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuxsxzu9SNI3gx5j3bKlUL0dqxtNohOXsTT4YJgdiR7mV15d5A21G9KrI40nE4m307WHS1vak1QzxMfdarj8fYUtVZzPb6e8R9PhMpEdxzm2neIWH0iv-zb2d6pXjfYstoyCFYtkXakVw/s1600/Demokrasinin+Y%C4%B1ld%C4%B1zlar%C4%B1.jpg" /></a></div>
<b><span style="color: blue; font-size: large;">DEMOKRAT PARTİ’NİN 1946 – 1950, 1950 – 1960 <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<b><span style="color: blue; font-size: large;">
DÖNEMİ SLOGAN VE SPOTLARI</span><span style="color: red; font-size: 11pt;"><o:p></o:p></span></b><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlLnLuJQdP6lufdCwdS_5LSTKhiMN2_w3ZuiHw1HBOBO5XvUwZk23KC1MlRnf-mj2zBVCQMr_VZY05354e2GC9N6Gq_Dz8H3wQ-7U_uU4msR0n4cE1QK4l67nV5Pb7Z9OHZHhdO5HpQP4/s1600/KOCATEPE+CAM%25C4%25B0%25C4%25B0+PROJES%25C4%25B0+VE+menderes+-+bayar.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlLnLuJQdP6lufdCwdS_5LSTKhiMN2_w3ZuiHw1HBOBO5XvUwZk23KC1MlRnf-mj2zBVCQMr_VZY05354e2GC9N6Gq_Dz8H3wQ-7U_uU4msR0n4cE1QK4l67nV5Pb7Z9OHZHhdO5HpQP4/s1600/KOCATEPE+CAM%25C4%25B0%25C4%25B0+PROJES%25C4%25B0+VE+menderes+-+bayar.jpg" /></a></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<b><span style="color: #990000;"><span style="font-size: x-large;">YETER, SÖZ MİLLETİNDİR...</span></span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-9zl7_9jRWmi3wEuXocfC73GHuji6WHuL8MhpUh6d-NSQoqcfKLSwecU8_mYlzZDgG2fbdu4GFjw3Gd2TwvgKg3prstAyvP-w9mmLt3rwxCe8b1TOlaef7AGYCvuLZMbGjYlTNvWGuRg/s1600/dk-+DP+Yeter+S%C3%B6z+Milletindir.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-9zl7_9jRWmi3wEuXocfC73GHuji6WHuL8MhpUh6d-NSQoqcfKLSwecU8_mYlzZDgG2fbdu4GFjw3Gd2TwvgKg3prstAyvP-w9mmLt3rwxCe8b1TOlaef7AGYCvuLZMbGjYlTNvWGuRg/s1600/dk-+DP+Yeter+S%C3%B6z+Milletindir.jpg" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: large;">“HÜKÜMET HİZMETİNDE HALK” DEĞİL; HALK HİZMETİNDE
HÜKÜMET”<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgozlxeHA5OqSehkLMttNEpDDJCj_kxK7zA54ZwQcskcEqqD8uOuqHi4EMO0ozPMMYL6t3Qge4YDrA8O74LAEuZaBbP-FVriK9xEWoxHG_6-mewSaC-7YxRgbCjoepLSmW08XQyCifcQ70/s1600/DP+RES%25C4%25B0M.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgozlxeHA5OqSehkLMttNEpDDJCj_kxK7zA54ZwQcskcEqqD8uOuqHi4EMO0ozPMMYL6t3Qge4YDrA8O74LAEuZaBbP-FVriK9xEWoxHG_6-mewSaC-7YxRgbCjoepLSmW08XQyCifcQ70/s1600/DP+RES%25C4%25B0M.jpg" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: x-large;">DEVLET İDARESİNDE, MİLLET İRADESİNİ HAKİM KILACAĞIZ.</span></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh46hfuy7naDQ5DuEiEp3_DpBKZf5QkBPst56Rd1HIddMhUgmy7ajIlJWjqN30l7i_xUpRuCvt2fKrF2dxc2UrtsU-xXGUfpL29-fHutxMf1UD9wPSXJra8mNrmrIlBaAouK98oJpQQN6U/s1600/DP+OR%25C4%25B0J%25C4%25B0NAL+LOGO+1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh46hfuy7naDQ5DuEiEp3_DpBKZf5QkBPst56Rd1HIddMhUgmy7ajIlJWjqN30l7i_xUpRuCvt2fKrF2dxc2UrtsU-xXGUfpL29-fHutxMf1UD9wPSXJra8mNrmrIlBaAouK98oJpQQN6U/s1600/DP+OR%25C4%25B0J%25C4%25B0NAL+LOGO+1.jpg" /></a></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: large;">DEVR – İ SABIK
YARATMIYACAĞIZ</span></b></div>
<div style="text-align: center;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBxSlacSx3NBratdBmDfnKnh3vDSLap-Ydd7WVIP6xDK4v0ttdrDLf8-ECaSYPJwJn-ZG3au_Q6kSwMOBUibGseBmIcfrEJJfoPm271JHxxAgjCGsnpLHMgMJcOImEKG3Z4zfpNzHUpJQ/s1600/dk-+DP+1946+%25C4%25B0LK+OR%25C4%25B0J%25C4%25B0NAL+AMBLEM.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBxSlacSx3NBratdBmDfnKnh3vDSLap-Ydd7WVIP6xDK4v0ttdrDLf8-ECaSYPJwJn-ZG3au_Q6kSwMOBUibGseBmIcfrEJJfoPm271JHxxAgjCGsnpLHMgMJcOImEKG3Z4zfpNzHUpJQ/s1600/dk-+DP+1946+%25C4%25B0LK+OR%25C4%25B0J%25C4%25B0NAL+AMBLEM.png" /></a></div>
<b><span style="color: #990000;"><span style="font-size: x-large;">HÜRRİYET, ADALET, BARIŞ; HİZMETTE KUTSAL YARIŞ...</span></span></b><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfhPC5rVgyTEoBiGGRjM_scivy1ldrt4LjEE0PIglDibs1xvIGMjY_xjbdPZ1eHfETjEdPP1Jrw27tH4fNTwuYeVAOXHKNYfY3OTk4gG5cFCuQvN1LYdMP0eYiYALYqWE_bT7BCwKLIWM/s1600/MNS+dortlu-takrir-bayar-menderes-koraltan-koprulu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="227" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfhPC5rVgyTEoBiGGRjM_scivy1ldrt4LjEE0PIglDibs1xvIGMjY_xjbdPZ1eHfETjEdPP1Jrw27tH4fNTwuYeVAOXHKNYfY3OTk4gG5cFCuQvN1LYdMP0eYiYALYqWE_bT7BCwKLIWM/s320/MNS+dortlu-takrir-bayar-menderes-koraltan-koprulu.jpg" width="320" /></a></div>
</div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: large;">OTORİTER – DEVLETÇİ DÜZENE, STATÜKO VE MİLLİ ŞEFLİĞE
SON,<o:p></o:p></span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: large;">* </span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000;"><span style="font-size: x-large;">HÜR VE DEMOKRAT BİR ORTAM, BİRİNCİ SINIF DEVLET.</span><span style="font-size: large;"><o:p></o:p></span></span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: large;">* </span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: large;">HIRSIZA, YOLSUZA DEĞİL, VATANDAŞA HİZMET EDECEĞİZ<o:p></o:p></span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: large;">* </span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000;"><span style="font-size: x-large;">NAMUSLU, DÜRÜST - DEMOKRAT, KATILIMCI ŞEFFAF YÖNETİM.</span><span style="font-size: large;"><o:p></o:p></span></span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: large;">* </span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: large;">HAK YOLUNDA, MİLLET HİZMETİNDE DEMOKRAT PARTİ<o:p></o:p></span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: large;">* </span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000;"><span style="font-size: x-large;">YOLUMUZ, MİLLETE HİZMET YOLUDUR. </span><span style="font-size: large;"><o:p></o:p></span></span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: large;">* </span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: large;">KARDEŞE, YOLDAŞA DEĞİL; MİLLETE HİZMET EDECEĞİZ.<o:p></o:p></span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: large;">* </span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: x-large;">DAHA ÇOK FABRİKA,</span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: x-large;">DAHA ÇOK İŞ SAHASI,</span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: x-large;">DAHA ÇOK KAZANÇ,</span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: x-large;">DAHA BÜYÜK REFAH,</span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: x-large;">İŞTE, DEMOKRAT PARTİ.</span><span style="font-size: 11pt;"><o:p></o:p></span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: center;">
<b><span style="color: #990000; font-size: large;">*</span></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtqV9CB0ktll_udlbxH9lvf9crG8G-hQEL_mPKgDB1t5soUxfhRem8NWEyERar3Xnmvub_-zNqxnEYS7CEacDAL-4ENkYhniTcs97UkfybRY3guPILGyuVEUCAQsM3muVqMF0HqfYsV5c/s1600/DEMOKRATLAR+KUL%25C3%259CB%25C3%259C+2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="237" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtqV9CB0ktll_udlbxH9lvf9crG8G-hQEL_mPKgDB1t5soUxfhRem8NWEyERar3Xnmvub_-zNqxnEYS7CEacDAL-4ENkYhniTcs97UkfybRY3guPILGyuVEUCAQsM3muVqMF0HqfYsV5c/s320/DEMOKRATLAR+KUL%25C3%259CB%25C3%259C+2.jpg" width="320" /></a></div>
</div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-57878567167154783212013-05-04T06:37:00.002-07:002016-04-15T08:28:01.241-07:00KADİM DEMOKRAT PARTİ; 9., 10. ve 11. DÖNEM MİLLETVEKİLLERİ<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQ0r7FBbC4QvpTQXymvxhHVKzOtlJfBhtWfhvv0QkKzegOxV3O-Q57Po5lto8CDSi5_WIIiWeVfvpqrUjtpbVCTQtrK1CSXJFYkfAcJ7gX3xwS1XWlrfr9NamU-LWT4L0FPC0q1AL2vrk/s1600/demokratlar+kul%25C3%25BCb%25C3%25BC+-+mare%25C5%259Fal+fevzi+%25C3%25A7akmak+2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="134" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQ0r7FBbC4QvpTQXymvxhHVKzOtlJfBhtWfhvv0QkKzegOxV3O-Q57Po5lto8CDSi5_WIIiWeVfvpqrUjtpbVCTQtrK1CSXJFYkfAcJ7gX3xwS1XWlrfr9NamU-LWT4L0FPC0q1AL2vrk/s1600/demokratlar+kul%25C3%25BCb%25C3%25BC+-+mare%25C5%259Fal+fevzi+%25C3%25A7akmak+2.jpg" width="200" /></a><b><span style="color: #990000; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-large;">DEMOKRAT
PARTİ MİLLETVEKİLLERİ</span></b><br />
<b><span style="color: #990000; font-size: x-large;"><br /></span></b>
<br />
<div style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-element: para-border-div; padding: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt;">
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 27.0pt 90.0pt 243.0pt 252.0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 9.0pt 18.0pt;">
<b><span style="font-size: 9.0pt;">9. DÖNEM 10. DÖNEM 11. DÖNEM Yassı Ada/Sonuç<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 9.0pt 18.0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 9.0pt 18.0pt;">
<b>AFYON
KARAHİSAR<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 0cm 9.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Abdullah GÜLER Rıza
ÇERÇEL Rıza ÇERÇEL Yurt
Dışında idi.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 0cm 9.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Süleyman KERMAN Arif
DEMİRER Arif DEMİRER Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 216.0pt 315.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Bekir OYNAGANLI Sıtkı KORALTAN Orhan
KÖKTEN Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 9.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kemal ÖZÇOBAN Kemal ÖZÇOBAN Kemal ÖZÇOBAN Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 0cm 9.0pt 108.0pt 216.0pt 315.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ali İhsan SABİS Saip
ÖZER 3.1.56Vef Mustafa ÖZTÜRK 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 0cm 9.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Avni TAN Osman
TALU Osman
TALU Yıl 2ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 0cm 9.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Salih TORFİLLİ Hüseyin TİRYAKİOĞLU Necati
TOPÇUOĞLU 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 0cm 9.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmet VEZİROĞLU Murat
Ali ÜLGEN Orhan
UYGUN 5 yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 0cm 9.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Gazi YİĞİTBAŞI Gazi
YİĞİTBAŞI Murat
Ali ÜLGEN Müebbetağır hapis Gazi
YİĞİTBAŞI Yas.
– Vefat 12.4.61 <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 45.0pt;">
<b>ADANA ( SEYHAN )</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 45.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Zeki AKÇALI Mustafa AKÇALI<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 0cm;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Remzi Oğuz ARIK Zahit AKDAĞ <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 45.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Arif Nihat ASYA Sedat BARI<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 45.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sedat BARI Enver BATUMLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 45.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Tevfik COŞKUN Ahmet KINIK<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 45.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Yusuf Ziya EKER Cavit ORAL<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 45.0pt 144.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Reşad GÜÇLÜ Salim SERÇE <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 45.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mahmut KİBAROĞLU Lütfi SEZGİN <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 45.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Salim SERÇE Sinan TEKELİOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 45.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Cezmi TÜRK Nurullah İhsan TOLON<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 45.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sinan TEKELİOĞLU Ahmet TOPALOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 45.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İsmet USLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mehmet ÜNALDI<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<b>AĞR</b>I</div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kasım KÜFREVİ Kasım
KÜFREV Kasım KÜFREVİ Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Halis ÖZTÜRK Halis
ÖZTÜRK Halis ÖZTÜRK 10 yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Celal YARDIMCI Nimet
SÜMER Şeref SARAÇOĞLU 5
yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 9.0pt 18.0pt 108.0pt 216.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Celal YARDIMCI Celal
YARDIMCI Müebbet ağır hapis ,<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 9.0pt 18.0pt 108.0pt 216.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Selim YATAĞAN Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt; text-align: justify;">
<b>AMASYA<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kemal EREN Faruk
ÇÖL Faruk ÇÖL 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hamit KORAY Kemal
EREN Kemal EREN 6 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İsmet OLGAÇ Hamit
KORAY Hamit KORAY
6 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Cevdet TOPÇU İsmet
OLGAÇ Nazifi Şerif
NABEL 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Mustafa
ZEREN İsmet OLGAÇ
4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Hüseyin
ÖZBAY 4
Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt; text-align: justify;">
<b>ANKARA<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Selahaddin ADİL Muhlis
BAYRAMOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sadri Maksudi ARSAL Atıf BENDERLİOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Muhlis BAYRAMOĞLU Ömer BİLEN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Selahaddin BENLİ Dağıstan
BİNERBAY<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ömer BİLEN Hamdi
BULGURLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Dağıstan BİNERBAY Osman Şevki ÇİÇEKDAĞ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hamdi BULGURLU Ramiz
EREN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Osman Şevki ÇİÇEKDAĞ Muzaffer ERGÜDER<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ramiz EREN Muhlis
ETE<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Muhlis ETE Mümtaz
Faik FENİK<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mümtaz Faik FENİK Abdullah
GEDİKOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Abdullah GEDİKOĞLU Zafer GÖKÇER<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Osman Talat İLTEKİN Necmi İNANÇ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hamit Şevket İNCE Seyfi
KURTBEK<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Seyfi KURTBEK Şeref
Kamil MENGÜ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Talat Vasfi ÖZ Talat
Vasfi ÖZ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fuad SEYHUN Fuad
SEYHUN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<b><span style="font-size: 9.0pt;"> </span></b><span style="font-size: 9.0pt;">Mümtaz
TARHAN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<b><span style="font-size: 9.0pt;"> </span></b><span style="font-size: 9.0pt;">Aliye Temuçin COŞKUN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Hazım
TÜREGÜN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Fuad
ZİNCİRKIRAN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<b>ANTALYA</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt 198.0pt 324.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fatin DALAMAN Kenan
AKMANLAR Mehmet AK Beraat <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt 216.0pt 288.0pt 414.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Nazifi Şerif NABEL Fatin DALAMAN Kenan
AKMANLA 10 yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt 216.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Burhanettin ONAT Enver
KARAN Sadık ERDEM Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Akif SARIOĞLU Atilla
KONUK Atilla KONUK Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İbrahim SUBAŞI Asım
OKUR Burhanettin
ONAT 10Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmet TEKELİOĞLU Burhanettin ONAT Adnan
SELEKLER 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmet TOKUŞ Ahmet
TEKELİOĞLU İbrahim SUBAŞI Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 100.35pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Ahmet
TOKUŞ Ahmet TOKUŞ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Yaşar
YAZICI 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<h2 style="border: none; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 12pt;">AYDIN</span><span style="font-size: 12pt;"><o:p></o:p></span></h2>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.8pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Namık GEDİK Necati
ÇELİM Fethi BATUR 6 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.8pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Şevki HASIRCI Namık
GEDİK Hüsamettin COŞKUN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.8pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Etem MENDERES Nail
GEVECİ Necati ÇELİM Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.8pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">A.Baki ÖKTEM Nihat
İYRİBOZ Namık
GEDİK İNTİHAR<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.8pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Nail GEVECİ Etem
MENDERES Nail GEVECİ 6 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.8pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Cevat ÜLKÜ A.Baki
ÖKTEM Nihat İYRİBOZ 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.8pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Lütfü ÜLKÜMEN Zühtü
URAY Piraye LEVENT 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.8pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Cevat
ÜLKÜ Etem MENDERES 10 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.8pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Ekrem
TORUNLU 4
Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.8pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Cevat
ÜLKÜ 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<h2 style="border: none; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.8pt;">
<span style="font-size: 12pt;">ADIYAMAN</span><span style="font-size: 12pt;"><o:p></o:p></span></h2>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.8pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Sait
AĞAR 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<h2 style="border: none; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.8pt;">
<span style="font-size: 9pt;"> Gani
GÜRSOY 5 Yıl<o:p></o:p></span></h2>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Şefik
SAN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Sırrı
TURANLI Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Ali YAŞAR 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<h2 style="border: none; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 12pt;">BALIKESİR</span><span style="font-size: 12pt;"><o:p></o:p></span></h2>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Vacid ASENA Vacid ASENA Vacid ASENA Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Selahattin BASKAN Esat
BUDAKOĞLU Esat BUDAKOĞLU 4Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Esat BUDAKOĞLU Mekki
Said ESEN Muzaffer EMİROĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Muzaffer EMİROĞLU Enver
GÜRELİ Mekki Said
ESEN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Müfit ERKUYUMCU Mücteba
IŞTIN Ali İLERİ 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Enver GÜRELİ Halil
İMRE Halil İMRE 10 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ali Fahri İŞERİ Arif
KALIPSIZOĞLU Mücteba IŞIN Müstafi<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Arif KALIPSIZOĞLU Ahmet
KARAGÜR Arif KALIPSIZOĞLU 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmet KOCABIYIKOĞLU Ahmet
KOCABIYIKOĞLU Ahmet KOCABIYIKOĞLU 5
Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Yahya PELVAN Yahya
PELVAN Faik OCAK Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Muharrem TUNCAY M.Haluk
TİMURTAŞ Fuat ONAT Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sıtkı YIRCALI Muharrem
TUNÇAY M.Haluk TİMURTAŞ 7 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mücteba IŞIN Sırrı
YIRCALI Muharrem TUNCAY 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Sıtkı
YIRCALI Sırrı YIRCALI 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Sıtkı
YIRCALI 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>BİLECİK</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İsmail AŞKIN Şevki
HASIRCI Ertuğrul ÇOLAK 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Keşşaf Mehmet KURKUT İ. Selçuk
ÇAKIROĞLU Mehmet ERDEM 5
Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Talat ORAN Talat
ORAN Şevki HASIRCI 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Yümnü ÜRESİN Yümnü
ÜRESİN Yümnü ÜRESİN
Yassıada–Vefat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b><span style="font-size: 9.0pt;">BİNGÖL</span></b><span style="font-size: 9.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Feridun F. DÜŞÜNSEL Necati
ARAS Sait GÖKER 4 Yıl 2 ay <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Sait
GÖKER Ekrem YILDIZ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Ekrem
YILDIZ <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>ARTVİN ( ÇORUH )</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mecit BUMİN Mecit
BUMİN Kemal BALTA VEFAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Abbas GİGİN Hilmi
ÇELTİKÇİOĞLU Mecit BUMİN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mesud GÜNEY Yaşar
GÜMÜŞEL Hilmi ÇELTİKÇİOĞLU “<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ali Rıza SAĞLAR Muzaffer
ÖNAL Eyüp DOĞAN “<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Zihni URAL Zihni
URAL Yaşar GÜMÜŞEL 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>BİTLİS</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Nusrettin BARUT Nusrettin
BARUT Nusrettin BARUT Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Selahattin İNİN Selahattin
İNİN Rıfat BİNGÖL 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Selahattin
İNİN Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>BOLU<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fahri BELEN Reşat
Akşemsettinoğlu Reşat Akşemsettinoğlu Teklif Sahibi<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Zuhuri DANIŞMAN Selahattin
BAYSAL Servet BİLİR 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mithat DAYIOĞLU Fahri
BELEN Zuhuri DANIŞMAN 6 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mahmut GÜÇBİLMEZ Sabri
ÇONKAR Mithat
DAYIOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İhsan GÜLEZ Mithat
DAYIOĞLU Mahmut GÜÇBİLMEZ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kamil KOZAK İhsan
GÜLEZ İhsan GÜLEZ 8 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Vahit YÖNTEM Ahmet
HATI Kadir KOCAELİ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Lütfü
OĞULTÜRK Nezih TÜTÜNCÜOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>BURDUR</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fethi ÇELİKBAŞ Fethi
ÇELİKBAŞ Behçet KAYAALP 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mehmet ERKAZANCI Hüseyin ÇİMEN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mehmet ÖZBEY Behçet
KAYAALP<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Mehmet
ÖZBEY<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>BURSA</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Halil AYAN Raif
AYBAR Hüseyin BAYRI 7 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Raif AYBAR Sebahattin
ÇIRACIOĞLU Müfit ERKUYUMCU Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Selim Ragıp EMEÇ Selim
Ragıp EMEÇ Agah EROZAN Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Agah EROZAN Muhlis
ERDENER Sadettin KARACABEY 5
Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Selim HERKMEN Müfit
ERKUYUMCU Selahattin KARACAGİL 4
Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sadettin KARACABEY Agah
EROZAN Mazlum
KAYALAR Takrir Sahibi<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hulusi KÖYMEN Selahattin
KARACABEY Recep KIRIM 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mithat SAN Hulusi
KÖYMEN Hulusi KÖYMEN Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Haluk ŞAMAN İbrahim
ÖKTEM Haluk ŞAMAN 10 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Necdet YILMAZ Haluk
ŞAMAN Yekta TEKSEL Müstafi<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ali Canih YÖNTEM Kenan
YILMAZ Nurullah İhsan TOLON 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kenan YILMAZ Ali
Ferruh YÜCEL Hilal ÜLMAN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Baha
Cemal ZAĞRA Kenan YILMAZ Yas.da Vefat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>ÇANAKKALE<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt 252.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kenan AKMANLAR N.
Fuat ALPKARTAL Nureddin Fuad
ALPKARTAL 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt 252.0pt 360.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Süreyya ENDİK Bedi
ENÜSTÜN HalimALYOT 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Bedi ENÜSTÜN Emin
KALAFAT Emin KAALFAT Ölüm-Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Nihat İYRİBOZ Safaeddin
KAPANAKÇI Ahmet Hamdi SEZEN 7 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Emin KALAFAT İhsan
KARASİOĞLU Servet SEZGİN 10 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İhsan KARASİOĞLU Servet
SEZGİN Nuri TOGAY Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ömer Mart Nuri
TOGAY Nahit URAL 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Nusret KİRİŞÇİOĞLU Fatin
Rüştü ZORLU Fatin Rüştü ZORLU İDAM<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>ÇANKIRI<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kazım ARAR Tahir
AKMAN Dursun AKÇAOĞLU -<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kemal ATAKURT İbrahim
AYDIN A.
Kemal BARLAS -<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Celal BOYNUK Celal
BOYNUK<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kenan ÇIĞINAN Kenan
ÇIĞMAN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Celal ÇIĞINAN Asım
EMREM<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Celal OTMAN Tahsin
UYGUR<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>ÇORUM<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sedat BARAN Sedat
BARAN Sedat BARAN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmet BAŞIBÜYÜK Mustafa
K. BİBEROĞLU Mustafa
K.BİBEROĞLU Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Şevki GÜRSES Yakup
GÜRSEL Hamdi BULGURLU 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Baha KOLDAŞ Şevki
GÜRSES Ali DEDEKARGINIOĞLU 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hüseyin ORTAKÇIOĞLU Ali Rıza KILIÇKALE Kemal ERDEM <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Saip ÖZER Baha
KOLDAŞ Yakup GÜRSEL 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hasan Ali VURAL Cevat
KÖSTEKÇİ Fevzi HACIRECEPOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hakkı YEMENİCİLER Hüseyin
ORTAKÇIOĞLUCevat KÖSTEKÇİ 5
Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Kemal
TERZİOĞLU Hüseyin ORTAKÇIOĞLU Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Kemal
TERZİOĞLU 10 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>DENİZLİ<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hüsnü AKŞİT Baha
AKŞİT Baha AKŞİT,
Takrir Sahibi Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fikret BAŞARAN Ali
ÇOBANOĞLU Turan BAHADIR 10Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ali ÇOBANOĞLU Mustafa
GÜLCÜGİL Ali ÇOBANOĞLU 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mustafa GÜLCÜGİL İsmail
HADIMLIOĞLU İsmail HADIMLIOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fikret KARABUDAK Ali
Rıza KARACA Ali Rıza KARACA 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Eyüp ŞAHİN Mehmet
KARASAN Mehmet KARASAN Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Refet TAVASLIOĞLU Osman
ONGAN Osman
ONGAN VEFAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Baha AKŞİT A.Hamdi
TAVASLIOĞLU A.Hamdi SANCAR, Takrir Sahibi <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">
Tahkikat Komisyonu Reisi yassı ada da öldü.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Refet
TAVASLIOĞLU Refet TAVASLIOĞLU 4 Yıl 2ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>DİYARBAKIR</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Yusuf Kamil AKTUĞ Fikri
ARIĞ Fikri ARIĞ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ferit ALPİSKENDER Yusuf
AZİZOĞLU Tahsin Cahit ÇUBUKÇU Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Yusuf AZİZOĞLU Mustafa
EKİNCİ Sezai DEMİRAY 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">M. Remzi BUCAK Ragıp
KARAOSMANOĞLU Nuri ONUR 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mustafa EKİNCİ Eyüp
ŞAHİN Kamil TAYŞİ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kamil TAYŞI Halil
TURGUT Hamdi Zülfü TİGREL 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Nazım ÖNEN Mehmet
Hüsrev ÜNAL Halil TURGUT 8 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Hüseyin
ÜLKÜ 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Mehmet
Hüsrev ÜNAL Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>EDİRNE</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Arif ALTINALMAZ Mehmet
ENGİNÜN Rasih GÜRKAN Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mehmet ENGİNÜN Cemal
KÖPRÜLÜ Nurettin MANYAS 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Cemal KÖPRÜLÜ Hasan
MAKSUDOĞLU Rüknettin NASUHİOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Rüknettin NASUHİOĞLU Rükneddin
NASUHİOĞLU Kadrettin OĞUZALICI 1958 - Vefat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hasan OSMA Sebahattin
PARSOY Sebahattin PARSOY 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Kemal
YAŞINKILIÇ Mükerrem SAROL 15 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>ELAZIĞ</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Abdullah DEMİRTAŞ Suphi
ERGENE Mustafa
ALTINDOĞAN -<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Suphi ERGENE Hüsnü
GÖKTUĞ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ömer Faruk SANAÇ Ömer
Faruk SANAÇ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mehmet Şevki YAZMAN Selahattin
TOKER<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hamit Ali YÖNEY Mehmet
Şevki YAZMAN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>ERZİNCAN<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Sadık
PERİNÇEK Hüseyin ŞAHİN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Mustafa
Rahmi SANALAN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Tevfik
ŞENOCAK<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Veysel
VAROL<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>ERZURUM<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Said BAŞAK İshak
Avni AKDAĞ Osman ALİHOCAGİL Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Rıfkı Salim BURÇAK Rıfkı
Salim BURÇAK Rıfkı Salim BURÇAK 4 Yıl 2ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fehmi ÇOBANOĞLU Zeki
ÇAVUŞOĞLU Sabri ERDUMAN 7 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Bahadır DÜLGER Bahadır
DÜLGER Şevki ERKER Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sabri ERDUMAN Sabri
ERDUMAN Abdülkadir ERYURT Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Enver KARAN Şevki
ERKER Mehmet EYÜBOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Emrullah NUTKU Abdülkadir
ERYURT Melik FIRAT 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Rıza TOPÇUOĞLU Hamid
Şevket İNCE Sait KANTAREL 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Memiş YAZICI Hasan
NUMANOĞLU Hasan NUMANOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mustafa ZEREN Cemil
ÖNDER Canip ÖZER Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Rıza
TOPÇUOĞLU Fethullah TAŞKESENLİOĞLU Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Esat
TUNCEL Rıza TOPÇUOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Mustafa
ZEREN 5
Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>ESKİŞEHİR<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Muhtar BAŞKURT Muhtar
BAŞKURT Halil AKKURT 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hasan POLATKAN Salih
Fuad KEÇECİ Muhtar BAŞKURT 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Abidin POTUOĞLU Hasan
POLATKAN Mustafa ÇÜRÜK 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kemal ZEYTİNOĞLU Abidin
POTUOĞLU Hamit DEDELEK 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İsmail Hakkı ÇEVİK İsmail
SAYIN Hasan POLATKAN İDAM<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ekrem BAYSAL Hicri
SEZEN Abidin POTUOĞLU 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Kemal
ZEYTİNOĞLU Hicri SEZEN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Kemal
ZEYTİNOĞLU Vefat, 1959<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>GAZİANTEP<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ekrem CENANİ Abdülkadir
ATİK Ekrem CENANİ 4 Yıl 2ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Samih İNAL Ekrem
CENANİ İhsan
DAİ 4 Yıl 2
ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Galip KINOĞLU İhsan
DAİ Bahadır
DÜLGER, Tah.Kom Üyesi- Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Süleyman KURANEL Semih
İNAL Samih İNAL 6 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ali OCAK Süleyman
KURANEL Süleyman KURANEL 6 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Cevdet SAN Ali
OCAK Ali OCAK 6 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Selahattin ÜNLÜ Cevdet
SAN Nedim ÖKMEN 10 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Selahattin
ÜNLÜ Cevdet SAN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Ali
ŞAHİN 4 Yıl
2ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Selahattin
ÜNLÜ 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>GİRESUN</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hamdi BOZDAĞ Hamdi
BOZDAĞ Sadık ALTINCAN Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ali Naci DUYDUK Ali
Naci DUYDUK Hamdi BOZDAĞ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hayrettin ERKMEN Hayrettin
ERKMEN Ali Naci DUYDUK Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Tahsin İNANÇ Tahsin
İNANÇ Hayrettin ERKMEN 10 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Doğan KÖYMEN Abdullah
İZMEN Mustafa HEMİŞ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Arif.h. PAMUKOĞLU Doğan
KÖYMEN Tahsin İNANÇ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mazhar ŞENER Mazhar
ŞENER Doğan
KÖYMEN 6 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Adnan TÜFEKÇİOĞLU Adnan
TÜFEKÇİOÜLU Mazhar ŞENER Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>GÜMÜŞHANE<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Cevdet BAYBURA Zeki
BAŞAĞA<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Vasfi Mahir KOCATÜRK İsmail
Hakkı BAYKAL <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Halis TOKDEMİR Ekrem
OCAKLI<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmet Kemal VARINCA Sabri
Özcan SAN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kemal YÜRÜKOĞLU Halis
TOKDEMİR<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Halit ZARBUN Halit
ZARBUN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Raşit GÜRGEN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>HAKKARİ<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Selim SEVEN Übeydullah
SEVEN Übeydullah SEVEN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>HATAY<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Abdullah ÇİLLİ A.
Feyzi ATAHAN İzzettin ÇİLLİ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">A .Muhsin BEREKETOĞLU İnayet
MURSALOĞLU Abdullah ÇİLLİ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Şekip İNAL Mithat
KUSEYRİOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Şemsettin MURSALOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Celal RAMAZANOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Şevket SARICALI<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>İÇEL / MERSİN</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Halal ATALAY Rüştü
ÇETİN Rüştü ÇETİN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hüseyin FIRAT Yakup
ÇUKUROĞLU Mehmet DÖLEK 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Salih İNANKUR Hüseyin
FIRAT Hüseyin
FIRAT 15 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Refik KORALTAN İbrahim
GÜRGEN Sami GÖKNAR 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Aziz KÖKSAL Refik
KORALTAN İbrahim GÜRGEN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Celal RAMAMAZANOĞLU Aziz KÖKSAL Yakup KARABULUT 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Şahap TOL Hidayet
SİNANOĞLU Refik KORALTAN Müebbet- Ölüm<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Mehmet
ÜNAL Hidayet
SİNANOĞLU 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Niyazi
SOYDAN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>ISPARTA</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt 126.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İrfan AKSU İrfan
AKSU Said BİLGİÇ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Said BİLGİÇ Said
BİLGİÇ Kemal DEMİRALAY 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kemal DEMİRALAY Kemal
DEMİRALAY Ali LATİFAĞAOĞLU 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Tahsin TOLA Tahsin
TOLA Hamdi ONGUN 10 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Reşit TURGUT Zühtü
Hilmi VELİBEŞE Tevfik TIĞLI 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>İSTANBUL<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Enver ADAKAN Kemal
ATAY İsak ALTABEY 4 Yıl 2ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Salamon ADATO Necmi
ATEŞ Nazmi ATAÇ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İhsan ALTINEL Celal
BAYAR Celal BAYAR
Müebbet(ölüm)<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">A .Hamdi BAŞAR Nazım
BEZMEN Arslan Nihat BEKDİK 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Celal BAYAR Faruk
Nafız ÇAMLIBEL Ali Fuad CEBESOY Bağımsız oldu.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Nihat Reşat BELGER Seyfi
GÖGEN Faruk Nafız ÇAMLIBEL Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mithat BENKER Aleksandros
HOCAPULOS Sedat ÇETİNTAŞ Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Faruk Nafız ÇAMLIBEL Hadi
HÜSMAN Muhlis
ERDENER Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fuad Hulusi DEMİRELLİ Ziya
KÖKTÜRK Selim ERENGİL 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Bedri Nedim GÖKNİL Fuad
KÖPRÜLÜ Hüsamettin GİRAY 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Salih Fuad KEÇECİ Naci
KURT Ayşe GÜNEL 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fuad KÖPRÜLÜ Adnan
MENDERES Rüştü GÜNERİ Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Adnan MENDERES Emin
ONAT Mehmet GÜRPINAR 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahilya MOSHOS Mükerrem
SAROL M. Faruk GÜRTUNCA 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mükerrem SAROL Nizamettin
Ali SAV Aleksandros HOCAPULOS Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fahrettin SAYINER Hanri
SORİANO Ali HARPUTLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mithat SÖZER Zeki
Rıza SPOREL Hadi HÜSMAN 10 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Füruzan TEKİL Zakar
TARVER Enver
KAYA Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Nazlı TLABAR Füruzan
TEKİL Mucip
KEMALYERİ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmet TOPÇU Nazlı
TLABAR Lütfi
KIRDAR , YASSIADA’ DA VEFAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Celal TÜRKGELDİ Ahmet
TOPÇU Nizamettin KIRŞAN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Andre Vahram BAYAR Celal
TÜRKGELDİ Adnan MENDERES İDAM<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hüsnü YAMAN Fahrettin
ULAŞ Numan MENEMENCİOĞL 1958-
VEFAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sami YAVER Nuri
YAMUT Nihat Haluk PEPEYİ 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Senihi TÜRÜTEN Tahsin
YAZICI Mithat PERİN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hadi HÜSMAN Celal
RAMAZANOĞLU 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Seyfi ORAN Yusuf
SALMAN. YASSIADA ‘DA VEFAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mareşal Fevzi ÇAKMAK (bağımsız) Nizamettin
Ali SAV 1959 - VAFAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> İbrahim
SEVEL 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Mıgırdıç
ŞELLEFYAN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Zakar
TARVER, YASSIADA’ DA VEFAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Necla
TEKİNEL 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Nazlı
TLABAR 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Fahrettin
ULAŞ Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Nuri
YAMUT, YASSIADA’ DA VEFAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Tahsin
YAZICI 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Hristaki
YOANNİDİS 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Necmi
Nuri YÜCEL Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Mahmut
YÜKSEL Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>İZMİR<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mehmet ALDEMİR Abdullah
AKER Sebati
ACUN 4Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Cihad BABAN Mehmet
ALDEMİR Danyal AKBEL 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Avni BAŞMAN Nebil
Sadi ALYUĞ Selahattin AKÇİÇEK 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Behzat BİLGİN Pertev
ARAT Abdullah AKER 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Muhiddin ERENER Cihad
BABAN Perihan ARIBURUN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sadık GİZ Muzaffer
BALABAN Enver Dündar BAŞAR 7 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Tarık GÜRERK Behzat
BİLGİN Behzat
BİLGİN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Necdet İNCEKARA Muammer
ÇAVUŞOĞLU Muammer ÇAVUŞOĞLU 6 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Osman KAPANİ Sadık
GİZ Selim Ragıp
EMEÇ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Vasfi MENTEŞ Arif
GÜNGÖREN Sadık GİZ 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Halil ÖZYÖRÜK Necdet
İNCEKARA Necdet İNCEKARA 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Abidin TEKÖN Osman
KAPANİ Osman KAPANİ 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Cemal TUNCA Rauf
ONURSAL Ekmel KAVUR 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ekrem Hayri ÜSTÜNDAĞ Haluk
ÖKEREN Rauf ONURSAL Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Zühtü Hilmi VELİBEŞE Nuriye PINAR Nuriye PINAR 4
Yıl 2ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Pertev ARAT Mehmet
Ali SEBÜK Kemal SERDAROĞLU Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> İlhan
SİPAHİOĞLU İlhan SİPAHİOĞLU Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Abidin
TEKÖN Fevzi
UÇANER 4 Yıl 21ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Behçet
UZ Behçet UZ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> E.
Hayri ÜSTÜNDAĞ Ahmet ÜNAL 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>KARS<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Latif AKÜZÜM (
sonradan katılım )<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Abbas ÇETİN (sonradan
katılım )<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Veyis KOÇULU (sonradan
katılım )<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>KASTAMONU<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Galip DENİZ Basri
AKTAŞ Muzaffer AKDOĞANLI Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sait KANTAREL Nazım
BATUR Basri AKTAŞ 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fahri KEÇECİOĞLU Süleyman
ÇAĞLAR Nazım BATUR 6 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Şükrü KERİMZADE Hilmi DURA Süleyman ÇAĞLAR 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmet KESKİN Salim
ESEN Hilmi DURA Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Muzaffer Ali MÜHTO Muzaffer
KIŞAKÇIOĞLUŞükrü ESEN Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Rıfat TAŞKIN Muzaffer
Ali MUHTO Ali GÖZLÜK 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hayri TOSUNOĞLU Nazifi
Şerif NABEL Münif İSLAMOĞLU 10 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hamdi TÜRE Ali
Muzaffer TANÖVER Hadi TAN Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ziya TERMEN Ziya
TERMEN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>KAYSERİ</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fikri APAYDIN Fikri
APAYDIN Fikri APAYDIN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İsmail BERKOK İsmail
BERKOK Ömer BAŞEĞMEZ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Emin DEVELİOĞLU Osman
Nuri DENİZ Ebubekir DEVELİOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kamil GÜNDEŞ Emin
DEVELİOĞLU Kamil GÜNDEŞ 7 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ali Rıza KILIÇKALE Kamil
GÜNDEŞ Servet HACIPAŞAOĞLU Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İbrahim KİRAZOĞLU Servet
HACIPAŞAOĞLU Osman KAVUNCU 7 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mehmet ÖZDEMİR İbrahim
KİRAZOĞLU İbrahim KİRAZOĞLU Müebbet-
Ölüm<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Yusuf Ziya TURGUT Hakkı
KURMEL Ali Rıza KILIÇKALE 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Suat Hayri ÜRGÜPLÜ Ömer
MART Fahri KÖŞKEROĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Hakkı
KURMEL 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Durdu
TURAN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>KIRKLARELİ<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Şefik BAKAY Şefik
BAKAY Şefik BAKAY Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mahmut ERBİL M
Ali CEYLAN Mehmet Ali CEYLAN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fikret FİLİZ Mahmut
ERBİL Sıtkı
PEKKİP 1959 - VEFAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sıtkı PEKKİP Fikret
FİLİZ Avni SAKMAN 1960 - VEFAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Faik ÜSTÜN Hüsnü
YAMAN Dündar
TEKAND 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Hüsnü
YAMAN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>KIRŞEHİR</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Rıfat ÖZDEŞ Elvan
KAMAN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>KOCAELİ</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ethem Vassaf AKAN Nüzhet
AKIN Ömer CEBECİ 6 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ekrem ALİCAN Ekrem
ALİCAN Dursun
EROL 5Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ziya ATIĞ Ziya
ATIĞ Cemal TÜZÜN Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hamdi BAŞAK Hamdi
BAŞAK Nüzhet UNAT 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Salih KALEMCİOĞLU Selami
DİNÇER Sadettin YALIM 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mümtaz KAVALCIOĞLU Hamza
Osman ERKAN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Yeredoğ KİŞİOĞLU Sefer
GÖKSEL<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Saim ÖNHON Turan
GÜNEŞ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Lütfü TOKOĞLU Kazım
MERİÇ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hüsnü TÜRKAND Cemal
TÜZÜN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mehmet YILMAZ Nüzhet
UNAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Sadettin
YALINI<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>KONYA</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">A.Fahri AĞAOĞLU A.Fahri
AĞAOĞLU A. Fahri AĞAOĞLU, Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Rıfat ALABAY H.
Ragıp ATADEMİR İshak Avni AKDAĞ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kemal ATAMAN Hidayet
AYDINER Hamdi Ragıp ATADEMİR 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hidayet AYDINER Mustafa
BAĞRIAÇIK Mustafa BAĞRIAÇIK 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ziya BARLAS Tevfik
Fikret BARAN Osman BİBİOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Remzi BİRAND Remzi
BİRAND Remzi
BİRAND 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sıtkı Salim BURÇAK Sıtkı
Salim BURÇAK Sıtkı Salim BURÇAK 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Abdi ÇİLİNGİR Abdi
ÇİLİNGİR Reyhan
GÖKMENOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ömer Rıza DOĞRUL Ziyad
EBÜZZİYA Muhittin GÜZELKILINÇ 4
Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ziyad EBÜZZİYE Reyhan
GÖKMENOĞLU Ali Saim KAYMAK 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ali Rıza ERCAN Muhittin
GÜZELKILIÇ Hulki Amil KEYMEN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Saffet GÜROL Mekki
KESKİN Sıtkı
KORALTAN 4
Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Tarık KOZBEK Ahmet
KOYUNCU Ahmet KOYUNCU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Muammer OBUZ Tarık
KOZBEK Tarık
KOZBEK 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Himmet ÖLÇMEN Muammer
OBUZ Himmet ÖLÇMEN Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Murad Ali ÜLGEN Himmet
ÖLÇMEN Halil ÖZYÖRÜK 1960 - VEFAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Umran Nazif YİĞİTER M.
Rüştü ÖZAL Mustafa
RUMYUN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Halil
ÖZYÖRÜK Sabahattin SAYIN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Sami
SOYLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Ömer
ŞEKER 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Nafiz
TAHRALI 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>KÜTAHYA</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Necdet ALKİN Ali
Galip BUBİK Mehmet DİLER 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Yusuf AYSAL Ahmet
İhsan GÜRSOY İbrahim GERMEYANOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Besim BESİN Ahmet
KAVUNCU Ahmet İhsan GÜRSOY 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hakkı GEDİK S.
Sururi NASUHOĞLU İrfan HAZNEDAR 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmet İhsan GÜRSOY Osman
ÖZBİLEN S. Sururi NASUHOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmet KAVUNCU İhsan
Şerif ÖZGEN Kemal ÖZER Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Remzi KOÇAK Nihat
Haluk PEPEYİ Muhittin ÖZKEFELİ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">S. Süruru HASUHOĞLU İsmail Hakkı VERAL Emin TOPALER 4
Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İhsan Şerif ÖZGEN <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>MALATYA</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hüseyin DOĞAN. Katılım<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>MANİSA</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Samet AĞAOĞLU Samet
AĞAOĞLU Samet AĞAOĞLU Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Şemi ERGİN Y.
Muammer ALAKANT Sezai AKDAĞ Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Faruk İLKER Hayri
BÜKE Atıf AKIN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Refik Şevket İNCE Şemi
ERGİN Selim AKİŞ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Adnan KARAOSMANOĞLU Adnan
KARAOSMANOĞLU Nebil Sadi ALTUĞ4 Yıl
2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">F. Lütfi KARAOSMANOĞLU F.L. KARAOSMANOĞLU Hikmet BAYUR 4
Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Muzaffer KURBANOĞLU Melih KOÇER Şemi
ERGİN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Nafiz KÖREZ Nafiz
KÖREZ Nafiz KÖREZ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sudi MIHÇIOĞLU Muzaffer
KURBANOĞLU Muzaffer KURBANOĞLU
, Yurt Dışında<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kazım TAŞKENT Sudi
MILIÇIOĞLU Sudi MILIÇIOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Muhlis TÜMAY Muhlis
TÜMAY Orhan OCAKOĞLU Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Cevdet
ÖZGİRGİN Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Cemil
ŞENER 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> İhsan
YALKIN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>( KAHRAMAN ) MARAŞ<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Abdullah AYTEMİZ Abdullah
AYTEMİZ <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmet BOZDAĞ Ahmet
BOZDAĞ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Selahattin HÜDAYİOĞLU Ahmet
KADOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmet KADOĞLU Mahmut
KARAKÜÇÜK<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Nedim ÖKMEN Nedim
ÖKMEN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Remzi ÖKSÜZ Remzi
ÖKSÜZ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mazhar ÖZSOY Mazhar
ÖZSOY<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>MARDİN<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Abdurrahman BAYAR Etem
AYBAR <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Abdülkadir KALAY Abdürrahman
BAYAR<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Cevdet ÖZTÜRK Bahettin
ERDEM<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Abdülkadir
KALAV<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Cevdet
ÖZTÜRK<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Halim
ŞATANA<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Reşit
Kemal TİMUROĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>MUĞLA</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Yavuz BAŞER Turhan
AKAREN Turhan AKARCA 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Cemal HÜNAL Yavuz
BAŞER Dilaver ARGUN 1958 - Görev<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Zeyyat MANDALİNCİ Zeyyat
MANDALİNCİ Burhan BELGE 15 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Nuri ÖZSAN Nuri
ÖZSAN Zeyyat MANDALİNCİ 6 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Natık POYRAZOĞLU Natık
POYRAZOĞLU Nuri ÖZSAN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Akif
SARIOĞLU Sadi PEKİN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Turgut
TOPALOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>MUŞ</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hamdi DAYI Şemsi
AĞAOĞLU Şemsi AĞAOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ferit KILIÇLAR Şefik
ÇAĞLAYAN Şefik ÇAĞLAYAN 6 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Gıyasettin
EMRE Gıyasettin EMRE 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>NİĞDE</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hadi ARIBAŞ Ali
Ulvi ARIKAN Medeni BERK Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Necip BİLGE Sadettin
ERTUR Asım EREN -<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Süreyya DELLALOĞLU Hüseyin
Avni KADIOĞLU Ali GÜRÜN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Asım DOĞANAY Ahmet
Nuri KADIOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ferit ECER Cavit
KAVURMACIOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fahri KÖŞKEROĞLU Hüseyin
ÜLKÜ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hüseyin ÜLKÜ Hasan
Hayati ÜLKÜN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Halil Nuri YURDAKUL Zihni
ÜNER<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>NEVŞEHİR</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Necmeddin
ÖNDER Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Hasan
Hayati ÜLKÜN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Zihni
ÜNER 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Münip
Hayri ÜRGÜPLÜ Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>ORDU</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Refet AKSOY Refet
AKSOY <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Bekir BAYKAL Fevzi
BOZTEPE Atıf TOPALOĞLU 5
Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mehmet Cemil BENGÜ Hüsrev
YÜRÜR - <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fevzi BOZTEPE<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fazıl ERİM<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fazlı ERTEKİN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sabri İŞBAKAN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Selahattin ORHAN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Memiş YAZICI<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>RİZE<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İzzet AKÇAL Hüseyin
AGUN Hüseyin
AGUN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kemal NALTA İzzet
AKÇAL İzzet AKÇAL Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt 243.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Osman KAVRAKOĞLU
Kemal BALTA Osman KAVRAKOĞLU Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mehmet Fahri METE Osman
KAVRAKOĞLU Mehmet Fahri METE 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmet MORGİL Mehmet
Fahri METE Ahmet MORGİL 5
Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Zeki Rıza SPOREL Ahmet
MORGİL Muzaffer ÖNAL 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>SAMSUN</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Haşim ALİŞAN Ekrem
ANIT Ekrem ANIT Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Naci BERKMAN Salim
ÇONOĞLU Naci BERKMAN Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İsmail IŞIN Abdullah
EKER Salim
ÇONOĞLU 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Tevfik İLERİ Rami
Ozan GÜMÜŞOĞLU Necmettin
DOĞUYILDIZI 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Firuz KESİM Ömer
GÜRİŞ Abdullah EKER 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Muhittin ÖZKEFELİ Tevfik
İLERİ Ömer GÜRİŞ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ferid TÜZEL Abdullah
KELEŞOĞLU Tevfik İLERİ Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Şükrü ULUÇAY Muhittin
ÖZKEFELİ Abdullah KELEŞOĞLU 5 Yıl <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hasan F. UATAOĞLU Hamidi
TEKAY Asaf
SARAÇOĞLU 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hadi UZER Ferid
TÜZEL Fikri ŞEN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Şükrü
ULUÇAY Hamdi TEKAY 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Hadi
UZER Ferid TÜZEL 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Şükrü
ULUÇAY 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Nüzhet
ULUSOY 10 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>SAKARYA ( ADAPAZARI )</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Nüzhet
AKIN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Tacettin
BARIŞ 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Hamdi
BAŞAK 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Selami
DİNÇER Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Hamza
Osman ERKAN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Baha
HUN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Rıfat
KADIZADE 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Nusret
KİRİŞÇİOĞLU Müebbet/Ölüm<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>SİİRT</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Baki ERDEN Suat
BEDÜK Suat BEDÜK 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mehmet Daim SÜALP Baki
ERDEN Baki ERDEN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Şefik TÜRKDOĞAN Veysi
ORAN Veysi ORAN 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Cemil YARDIM Mehmet
Daim SÜALP Mehmet Daim SÜALP 6 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Fikri
ŞENDUR 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>SİNOP</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Nusret
KURUOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Ömer
ÖZEN 4 Yıl 2 ay Hamdi
ÖZKAN 4 Yıl
2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Mahmut
PINAR 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Server
SOMUNCUOĞLU 1959 - Vefat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Muharrem
TANSEL 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>SİVAS</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Nazım AĞACIKOĞLU Hüseyin
ÇİTİL Ercüment DAMALI Ercüment DAMALI<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İlhan DİZDAR Abdurrahman
DOĞRUYOL<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İbrahim DUYGUN Şevki
ECEVİT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Şevki ECEVİT Etem
ERDİNÇ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Nurettin ERTÜRK Nurettin
ERTÜRK<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Halil İMRE Kazım
OSKAY<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Rıfat ÖÇTEN Rıfat
ÖÇTEN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sedat Zeki ÖRS Bahattin
ÖRNEKOL<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Bahattin TANER Ahmet
ÖZEL<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hüseyin YÜKSEL M.
Nurettin TURGAY<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mahir TÜRKAY Memduh
TURHAN <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Hüseyin
YÜKSEL<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>TEKİRDAĞ <o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İsmail Hakkı AKYÜZ İsmail
Hakkı AKYÜZ Nurettin AKNOZ 6 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hüseyin BİLGÜL Ferid
ALPİSKENDER Ali ÇAKIR 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Zeki ERATAMAN Necmi
ARMAN Zeki
ERATAMAN Müebbet<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Şevket MOCAN Zeki
ERATAMAN Hasan GÜRKAN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Yusuf Ziya TUNTAŞ Fethi
MAHRAMLI İsmail ÖZDOYURAN 4 Yıl 2ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Samim
YÜCEDERE Ahmet PAKER 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>TOKAT</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Sıtkı ATANÇ İhsan
BAÇ <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fevzi ÇUBUK Hulusi
BOZBEYOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmet GÜRKAN Selahattin
GÜLÜT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hamdi KOYUTÜRK Ahmet
GÜRKAN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Haluk ÖKEREN Osman
HACIBALOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Muzaffer ÖNAL Hasan
KANGAL<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mustafa ÖNAL Ömer
SUNAR<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mustafa ÖZDEMİR Mehmet
ŞAHİN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Nuri T. TOPÇUOĞLU Yusuf
ULUSOY<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>TRABZON<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Salih Esad ALPEREN Halit
AĞANOĞLU Haluk ÇULHA 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Mahmut GOLOĞLU Sabri
DİLEK Sabri DİLEK Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">S. Fehmi KALAYCIOĞLU Mahmut
GOLOĞLU Mahmut GOLOĞLU Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">M. Reşit TARAKÇIOĞLU Muzaffer
HARUNOĞLU Fikri KARANİS Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> S.
F. KALAYCIOĞLU Selahattin KARAYAVUZ 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Selahattin
KARAYAVUZ Osman Nuri
LERMİOĞLU Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Emrullah
NUTKU Hasan POLAT 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Sami
ORBERK Salih Zeki RAMOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Pertev
SARAÇ Pertev SANAÇ 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> İsmail
ŞENER İsmail ŞENER 5 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Mustafa
R. TARAKÇIOĞLU Mustafa Reşit TARAKÇIOĞLU 5
Yıl <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Osman
TURAN Osman
TURAN Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>TUNCELİ<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hıdır AYDIN Bahri
Turgut OKAYGÜN -<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hasan Remzi KULU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>URFA<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Necdet AÇANAL Feridun
AYALP Ömer
YÜKSEL 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Feridun AYALP Feridun
ERGİN<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ömer CEVHERİ Mehmet
HATİPOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Feridun ERGİN Hasan
ORAL<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Celal ÖNCEL Celal
ÖNCEL<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Reşit Kemal TİMUROĞLU Saim
ÖNHON<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Aziz
ÖZBAY<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Muzaffer
TİMUR<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>UŞAK<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Yusuf
AYSAL<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Orhan
DENGİZ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Hakkı
GEDİK<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Hacim
YILMAZ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>VAN</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">İzzet AKIN Hilmi
DURMAZ Abdülhakim ARVAS 1958 - VEFAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Muslih
GÖRENTAŞ<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Hamit
KARTAL <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Kemal
YÖRÜKOĞLU<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>YOZGAT</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Niyazi Ünal ALCILI Danyal
AKBEL Talat
ALPAY 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Faik ERBAŞ İhsan
AKTÜREL Mahmut ATAMAN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Yusuf KARSLIOĞLU Talat
ALPAY Atıf ENDERLİOĞLU 10 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fuad NİZAMOĞLU Mahmut
ATAMAN Sefer ERONAT 10 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Haşim TATLIOĞLU Ömer
Lütfü ERZURUMLUOĞLU Ö. L . ERZURUMLUOĞLU
4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hasan ÜÇÖZ Numan
KURBAN Nıman KURBAN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Haşim
TATLIOĞLU Fuad MİZAMLIOĞLU 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Ali
ÜNLÜSOY Nazım TANIL 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> İsmail
Hakkı TUNABOYLU1958– VEFAT<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>ZONGULDAK</b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Fehmi AÇIKSÖZ Sebati
ATAMAN Abdulllah AKIN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Yunus Muammer ALAKANT Hüseyin
BALIK Sebati
ATAMAN 10 Yıl<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Hüseyin BALIK Suat
BAŞOL Cemal Zühtü
AYSAN 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Suat BAŞOL Necati
DİKEN Suat BAŞOL 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">A.BOYACIGİLLER Sabih
DURALI Ali KAYA 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ali R. İNCEALEMDAROĞLU Hakkı HİLALET Tahir
ÖKTEM 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Cemal KIPÇAK Cemal
KIPÇAK Mustafa
SARAÇ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Rıfat SİVİŞOĞLU Nusret
KİRİŞOĞLU Necati TANYOLAÇ 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Avni YURDABAYRAK Edibe
SAYAR Hulusi TİMUR 4 Yıl 2 ay<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;">Esat KERİMOL Avni
YURDABAYRAK Hüseyin ULUS Beraat<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b>GENEL DEĞERLENDİRME :<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b><span style="font-size: 9.0pt;">9. DÖNEM</span></b><span style="font-size: 9.0pt;"> :
14 Mayıs 1950 – 01 Mayıs 1954 DP
: 420 Mv. % 53.36<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> .
Ara Seçimde Kazanılan ve Partiye Katılan Milletvekili : 18<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> .
Dönem içinde Demokrat Partiye Katılan Milletvekili : 15<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> .
9. Dönem Gerçek Milletvekili Sayısı
: 453<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> <b>AYRICA
;<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> .
<b>DÖNEM İÇİNDE </b>: Vefat eden : 16<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Öldürülen : 1<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Çekilen : 14<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Çıkartılan : 12<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Valiliğe
Atanan : 1<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<b><span style="font-size: 9.0pt;">10.DÖNEM</span></b><span style="font-size: 9.0pt;"> :
02 Mayıs 1954 – 26 Kasım 1957 DP : 424
Mv. % 56.60<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> <b>DÖNEM
İÇİNDE :</b> Ölen / Vefat Eden : 14<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Çekilen : 4<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Çıkartılan : 4<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<span style="font-size: 9.0pt;"> Valiliğe
Atanan : 1<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 1.0pt 1.0pt 1.0pt; padding: 0cm; tab-stops: 117.0pt;">
<br /></div>
</div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-16471528427867345932013-04-04T08:51:00.000-07:002016-04-15T08:27:16.869-07:00DEMOKRAT PARTİ’NİN DEMOKRASİ SÖYLEMİ; Dr. Pınar Kaya Özçelik, Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi<div align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<b><span style="color: red;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-large;">DEMOKRAT PARTİ’NİN DEMOKRASİ
SÖYLEMİ</span><span style="font-size: medium;"><o:p></o:p></span></span></b></div>
<div align="right" class="MsoNormal" style="text-align: right;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtpEoQv5e3aIYOC0pBF7-myeyRjCwGS14HlkC_BlhV2zVSDkBtipYSxMq-pww1yFtpV0oiMt5qDoDqrxLV3L4QM5-bCVqB9si1HbV2xJ9p9oB7xeHVWmcBt_aJnnq001kEhs4SQ-CccMo/s1600/DEMOKRATLAR+KULUBU+DERNEG%C4%B0+-+MENDERES+2+featured-image.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtpEoQv5e3aIYOC0pBF7-myeyRjCwGS14HlkC_BlhV2zVSDkBtipYSxMq-pww1yFtpV0oiMt5qDoDqrxLV3L4QM5-bCVqB9si1HbV2xJ9p9oB7xeHVWmcBt_aJnnq001kEhs4SQ-CccMo/s1600/DEMOKRATLAR+KULUBU+DERNEG%C4%B0+-+MENDERES+2+featured-image.png" /></a></div>
<b><span style="color: blue;">Dr. Pınar Kaya Özçelik, <o:p></o:p></span></b></div>
<div align="right" class="MsoNormal" style="text-align: right;">
<b><span style="color: blue;">Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi</span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: #990000; font-size: large;">Özet</span><o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
makalenin konusunu, 1945-1960 tarihsel aralığında Demokrat Parti’nin demokrasi
söylemi oluşturmaktadır. Bu eksende, Demokrat Parti’nin demokrasi söylemindeki
değişim ve dönüşüm ışığında üç ayrı evre tespit edilmiştir. Birinci evreyi
Demokrat Parti’nin muhalefette bulunduğu 1945-1950 dönemi oluşturmaktadır. Bu
evrede Demokrat Parti’nin demokrasi söylemi, demokrasinin geliştirilmesi ve
temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi talepleri üzerine kuruludur.
1950-1954 tarihsel aralığını kapsayan ikinci evrede ise, muhalefet yıllarının
demokrasi söyleminin hızını kesmeye başladığı ve giderek demokrasinin ve bu
eksende temel hak ve özgürlüklerin sınırlarının çizilmeye başlandığı bir
dönemdir. Üçüncü evre ise, 1954 - 1960 tarihsel aralığını kapsamakta ve
Demokrat Parti’nin demokrasiden uzaklaştığı ve otoriter bir yönetim kurduğu bir
sürece tekabül etmektedir.<o:p></o:p><br />
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b>Anahtar Kelimeler: </b>Demokrasi söylemi, Demokrat
Parti, Cumhuriyet Halk Partisi, tek parti dönemi, siyasal iktidar mücadelesi.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
The Democracy Rhetoric of Democrat Party Abstract The topic of the article is the
democracy rhetoric of the Democrat Party during the period 1945-1960. In this
context, three different seperate phases have been identified in the light of
the evolution and transformation of democracy rhetoric of Democrat Party during
years. The first phase is covered by the years<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
1945-1950,
when Democrat Party was in opposition. In this phase, the rhetoric of democracy
was based on to the idea of to strenghten democracy and to improve fundamental
rights and freedoms.In the second phase covering the period 1950-1954, the
rhetoric of democracy was started to slow down and the limits of the fundamental
rights and freedoms began to determined in this context. The third phase
covering the years 1954- 1960 reflects a period when Democrat Party moved away
from democracy and established an authoritarian governance. Keywords: Democracy words, Democrat Party,
Republican People's Party, single party period, political power struggle.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-size: 14.0pt;">Demokrat Parti’nin Demokrasi Söylemi<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b>Giriş<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
makalenin konusunu, Türkiye’de çok partili siyasal rejime geçilmesi ile
birlikte, keskinleşen siyasal iktidar mücadelesi ışığında Demokrat Parti’nin demokrasi
söylemi oluşturmaktadır. II. Dünya Savaşı’nın sonucunda Almanya’nın ve bir
ideoloji olarak Nazizmin mağlubiyeti ve A.B.D ile S.S.C.B’nin galibiyeti,
demokrasinin uluslar arası platformda ivme kazanmasına neden olmuştur. Söz konusu
süreç, Türkiye’de de hemen yansımasını bulmuş, CHP’nin 1946 yılında yapılan
Yedinci Büyük Kurultayı’nda nazizmin kırıntılarıyla bezeli Tek Parti rejiminin
sonu ilan edilmiş ve demokrasi siyasal söylemde yerini almıştır. Demokrat
Parti’nin kurulduğu 1946 yılından iktidara yükseldiği 1950 yılına kadar CHP ile
DP arasındaki siyasal iktidar mücadelesinde, Demokrat Parti’nin siyasal
söyleminin merkezi temasını demokrasi oluşturmaktadır. Bu süreç, tersine
çevrilmiş olarak,<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti’nin tek başına iktidarda bulunduğu 1950’den 1960 yılına kadar devam
etmiştir. Fakat bu sefer, demokrasi söylemi başta CHP olmak üzere muhalefet
partilerinin siyasal söyleminin merkezine oturmuş, Demokrat Parti ise, giderek
demokrasinin sınırlandırılması söylemine kaymıştır. Demokrat Parti’nin
1946-1960 yılları arasındaki demokrasi söylemine bir bütün olarak bakıldığında,
üç ayrı evre tesbit edilmektedir. Partinin kurulduğu 1946 yılından 1950 yılına
kadar muhalefette kaldığı yıllar, partinin demokrasi söyleminin en gelişkin ve
ileri olduğu tarihsel aralıktır. Ayrıca Demokrat Parti’nin<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
‘demokratlığından’
bahsedilebilecek olan yine bu birinci evredir. İkinci evre, 1950 - 1954
yıllarıdır. Bu evrede, birinci evredeki, Demokrat Parti’nin ‘demokrasi
mücadelesi’nin hızını kestiğini ve bu yöndeki ürkek ve tedrici adımlara rağmen
giderek demokrasinin sınırlarından söz edilmeye başlanmıştır. 1954-1960
tarihleri arasını kapsayan üçüncü evre ise, Demokrat Parti’nin giderek
otoriteryan bir yönetim kurmaya başladığı, demokrasiden giderek uzaklaştığı,
sınırlarının çizildiği ve partinin demokrat vasfını yitirdiği bir döneme
tekabül etmektedir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b>1. Sınıfsal Arka Plan<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
Türkiye’de
‘demokrasi mücadelesi’, iç ve dış dinamiklerin bir bileşkesinin ürünüdür. Tek
parti rejiminin sonlandırılmasında ve bu doğrultuda çok partili siyasal rejime
geçilmesinde, CHP iktidarının yaşadığı hegemonya ve temsil bunalımının önemli
oranda belirleyiciliği söz konusudur. Bu doğrultuda, iç dinamikler bağlamında,
demokrasiye geçiş sürecinin gerisinde, iktidar bloku içerisindeki çelişkilerin
derinleşmesinin ve iktidar bloğunun dağılmasının yattığı söylenebilir. İktidar
partisi olarak CHP’nin, II. Dünya savaşı ile başlayıp 1950 yılına kadar süren
bu ciddi hegemonya ve temsil bunalımının nedenleri, sadece savaş dönemindeki
tasarruflarının ürünü olmayıp, aynı zamanda, savaş öncesindeki açık
tercihlerinin de bir ürünü olarak değerlendirilebilir. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Sanayi
sermayesinin geliştirilmesi misyonunu üstlenen CHP, savaş öncesinde çeşitli politikalarla
sanayi burjuvazisini geliştirmeye çalışmıştır. Bu süreçte devlet müdahalesi ile
başlayan ithal ikameci sanayileşme politikalarının neticesinde, sanayi
burjuvazisi gelişmeye başlamıştır. Devletin bu misyon doğrultusundaki çabaları
çok geçmeden ticaret ve tarım burjuvazisinin kesimsel çıkarlarıyla çatışmaya
başlamıştır. Örneğin Tezel (2002:251), devletçi ithal ikamesi çabalarının, daha
önce mamul mallar ithalatıyla doyurulan iç piyasanın önemli bir bölümünü, yeni
kurulan imalat sanayi işletmelerine yönelttiğini ve bu durumun, dış ticaretle
uğraşan tacirlerin Türk ekonomisi içinde mübadele sistemi içindeki iktisadi
gücünü göreli olarak zayıflattığını belirtmektedir. Ona göre, devlet
kapitalizmi aracılığıyla, daha çok bütünleşmiş bir sanayi ekonomisi kurma
girişimi, o döneme kadarki varlık nedeni, iç bütünleşmesi oldukça cılız olan
Türk ekonomisini, tarım ürünleri ihracatı ve mamul mallar ithalatı ile dünya
ekonomisinin metropollerine bağlamak olan ticaret çevrelerinin alışkanlıklarına
yönelik bir tehdit görünümündedir. Devletçi uygulamalar nedeniyle kamu kesiminin
dış ticarette ve özellikle ithalattaki payı büyümüş, devletin daha önce özel
şirketler aracılığıyla yaptığı ithalatın bir bölümünü kamu kuruluşları
aracılığıyla yapılmaya başlanmış ve bu süreç de ticaret sermayesinin gücünü
zayıflatmıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
II. Dünya
Savaşı’nın belirleyiciliği altında, Türkiye’de baş gösteren savaş ekonomisi
koşulları, 1 iktidar bloku içindeki sınıf fraksiyonları arasındaki 1 Köymen
(2008:132–134), 1938–1945 arasındaki savaş ekonomisi koşullarının genel olarak
sermaye birikimini, özellikle de tarımdan kaynaklanan sermaye birikimini çelişkilerin
yoğunlaşmasına yol açmıştır. II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi, devlet eliyle
yürütülen bu ithal ikameci sanayileşme politikalarının kesintiye uğramasına
neden olmuştur. Özellikle ihracat ve ithalatta yaşanılan<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
tıkanıklıklar,
savaş koşullarında bu politikaların sürdürülmesini büyük ölçüde zorlaştırmıştır.
Buna karşılık, savaş ekonomisinin yarattığı kaotik ortamda, spekülatif
kazançlarını artıran ticaret ve tarım burjuvazisi, savaşın rantını toplayarak
hızla zenginleşmiştir. Savaş ekonomisi, bütün ağırlığını ise, özellikle emekçi
kesimler ve sabit gelirli toplumsal kesimler üzerinde<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
hissettirmiş,
savaşın maliyetini yine büyük ölçüde söz konusu bu kesimler üstlenmiştir.
Emekçi kesimler, artan vergiler ve yükümlü kılındıkları angaryalar nedeniyle,
çok zor şartlar altında yaşamlarını sürdürmek zorunda kalmışlardır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Savaş
döneminde artan karaborsa ve ihtikâr süreci, siyasal iktidarın ciddi anlamda
müşkül duruma düşmesine neden olmuş, temel tüketim mallarında yaşanılan kıtlık
ve artan enflasyon, geniş halk kesimlerini sefalete sürüklerken, tarım ve
ticaret burjuvazisi ise bu süreçten ciddi oranda rant elde etmiştir. Bu durum
ise siyasal iktidarın (CHP hükümetinin) bu kesimlere tavır almasına neden olmuştur.
Zira savaş döneminde CHP hükümeti, sık sık ticaret ve tarım<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
burjuvazisinin
spekülatif kazançlarını eleştirmiş ve sorumsuzluklarından yakınmıştır. Örneğin
dönemin Ticaret Bakanı, 1940 yılında, tacirlerin, ihracatta olduğu kadar
ithalatta da memleketin yüksek menfaatlerinin bekçisi olan hükümetin takip
ettiği siyasetin sadık mümessili olmak zorunda olduğunu vurgulamış ve zamanın
ikili ticaret anlaşmalarının bünyesinin ihracat ve ithalatın… en
ehemmiyetlilerinin devletleştirilmesine çok müsait olduğunu hatırlatarak, örtük
bir tehditte bulunmuştur. Aynı şekilde yine dönemin başbakanı Refik Saydam da,
“tüccarın kendi normal yaşamasını kendisi… takdir ve temin… etmezse, tüccarın
tamamen toplumun içersisinden çıkarılması lazım gelen bir unsur olduğunu” söylemiştir.
Yine Saydam, 1941 yılında mecliste yapmış olduğu konuşmada da, ithalatçı
tüccarlardan şikâyeti olduğunu, vazifelerinin yalnız kendi menfaatlerine
inhisar etmediğini, onun fevkinde umumi menfaatin hâkim olduğunu anlatmaya
çalışacağını, fakat bunda başarılı<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
olamaması
halinde ithalatı yalnız devlete inhisar ettirmek teşebbüsünde bulunacağını
belirtmektedir. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Ayrıca
cumhuriyetin kuruluşundan itibaren işçilerden ve köylülerden vergi, fiyat ve
ücret politikalarıyla büyük toprak sahibi ve tüccarlara kaynak aktarımının
gerçekleştirildiğini belirtmektedir. Şuursuz bir ticaret havası, haklı
sebepleri çok aşan bir pahalılık belası… Bulanık zamanı bir daha ele geçmez
fırsat sayan eski çiftlik ağası ve elinden gelse teneffüs ettiğimiz havayı
ticaret metası yapmaya yeltenen gözü doymaz vurguncu tüccar… büyük bir milletin
hayatına küstah bir surette kundak koymaya çalışmaktadırlar… Ticaretin ve
iktisadi faaliyetin serbestliğini bahane ederek milleti soymak hakkını hiç
kimseye, hiçbir zümreye tanımayız (İnönü,
Savaş ekonomisi koşullarında, mali ve iktisadi bir darboğaza sürüklenen<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
siyasal
iktidar, emekçi toplumsal kesimlerin savaş ekonomisinin bütün ağırlığını sırtlamalarına
karşılık, ticaret ve tarım burjuvazisini hızla zenginleştiren spekülatif
kazançlarının, toplumsal formasyonun bütünlüğünü tehdit etmeye başlamasıyla
sürece müdahale etmeye çalışmış, savaşın maliyetini tüm toplumsal kesimlere
yayma ve bu eksende özellikle savaşın rantını toplayan ticaret ve tarım
burjuvazisinin bu spekülatif kazançlarını<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
vergilendirmek
amacıyla, bir dizi iktisadi politikayı hayata geçirmiştir. Bu eksende Milli
Koruma Kanunu,2 Toprak Mahsülleri Vergisi ve Varlık Vergisi’ni yürürlüğe
sokmuştur. Fakat uygulamada bu politikalar, her ne kadar bütçe açıklarını
gidermek ve bozulan gelir dağılımı yeniden düzenlemek adına çıkarılsa da
uygulamada amacından sapan sonuçlara yol açmış, krizin hafifletilmesi bir yana
siyasal iktidarın meşruiyetini ciddi anlamda sarsarak,<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
hegemonya
ve temsil bunalımının derinleşmesine neden olmuştur. Söz konusu politikalar,
iktidar blokunun çözülüşüne ivme kazandırırken, fraksiyonlar arasındaki
çelişkilerin derinleşmesine yol açmıştır. İktidar bloku içerisindeki çelişkilerin
derinleşmesi, esas olarak, savaş ekonomisi koşullarında, bürokrasinin sermaye
birikimini koruma altına almak ve bu doğrultuda burjuvazinin uzun vadeli
çıkarlarını gözetme misyonu ile burjuvazinin savaş<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
ortamının
spekülatif koşullarından beslenen kısa erimli çıkarlarını, özellikle ticarette
millileştirmeye yönelik eylemleri ima ettiğini belirterek, kanunun çıktığı yılda
ithalatçı ve ihracatçıları denetlemeye ve dış ticaretin bir bölümünün bazı kamu
kuruluşları aracılığıyla yapılmasına yönelik kararların alınmaya başlandığını
ifade etmektedir. Örneğin 1941 yılında Ticaret Vekâleti’ne bağlı İaşe teşkilatı
ve ayrıca Ticaret Ofisi ve Petrol Ofisi kurulmuştur.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Örneğin
Varlık Vergisi’nin neticesinde, Saraçoğlu kurduğu ikinci hükümet döneminde
gerçekleştirme arzusunun çelişmesinden kaynaklandığı söylenebilir. Söz konusu
bu çelişki ise, sermayenin uzun erimli çıkarları adına hareket eden CHP’nin,
toplumsal formasyonun bütünlüğünü ve birliğini koruma ve sermaye birikimin
güvence altına alınması adına, üretimin toplumsal koşullarının sağlanması ve
yeniden üretiminin gereklilikleri karşısında uygulamaya çalıştığı söz konusu bu
politikalarla birlikte giderek keskinleşmeye başlamıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Uygulanmaya
çalışılan politikalar, özellikle ticaret ve tarım burjuvazisinin, kesimsel
çıkarlarını aşmaya başladığında ise, siyasal iktidar mücadelesi şiddetlenmiş ve
CHP’yi siyasal iktidardan uzaklaştıracak olan iktidar bloku içindeki çatışmanın
piminin çekilmesine neden olmuştur. Bu çatışmanın en açık tezahürünü ise,
şüphesiz Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu oluşturmaktadır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Savaşın
bitmesine rağmen İnönü’nün ağırlığını koymasıyla yürürlülüğe konulan söz konusu
bu kanun, iktidar bloğu içerisindeki sınıf fraksiyonları arasındaki çelişkiler
doğrultusunda, siyasal iktidar mücadelesinde, tarım ve ticaret burjuvazisinin
iktisadi alanda güçlenmelerine paralel olarak, siyasal alanda da etkinlik
kazanma, hükümetin siyasal ve iktisadi politikalarını yönlendirme ve etkileme
arzularının farkındalığından kaynaklanan bir bilinçle, söz konusu<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
fraksiyonların
dizginlenmesi,4 özellikle büyük toprak sahiplerinin, topraklarını müsadere etme
yetkisinin ele geçirilerek iktisadi güçlerinin kırılıp, denetim altına
alınmaları ve böylelikle siyasi nüfuzlarının azaltılması amacına hizmet ettiği
söylenebilir. Ayrıca söz konusu kanunun, iktidar bloku içerisindeki çatışmanın
şiddetlenmesiyle derinleşen, CHP iktidarının aşınan meşruiyetini onarma ve
özellikle savaş ekonomisi karşısında ağır külfetler yüklenilen köylülüğün
desteğinin sağlanarak, iktidar mücadelesinde saflarını sıklaştırma<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
arayışına
tekabül ettiği söylenebilir. En uç noktasını Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nun
oluşturduğu söz konusu politikalar dizgesi, CHP’yi temsil krizini derinleştirmiş
ve özellikle tarım ve ticaret burjuvazisinin, artık CHP’yi kendi kesimsel
çıkarlarının sözcüsü olarak görmemelerine neden olarak, yeni bir siyasal
örgütlenme içerisine girmelerine yol açmıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Türkiye’de
rejim değişikliği ve bu eksende Demokrat Parti’nin doğuşu, bu iç dinamiklerin
ve dış konjonktürün bileşkesi altında görece sorunsuz biçimde gerçekleşmiştir.6
II. Dünya Savaşı’nın belirleyiciliği altında uluslararası konjonktürdeki
gelişmeler de, ‘’demokrasi’ye geçişe önemli ölçüde ivme kazandırmıştır.
Denilebilir ki, Türkiye’de söz konusu dönemdeki rejim değişikliğinin
gerisindeki temel itkilerden biri de, ticaret ve tarım burjuvazinin kesimsel
çıkarları ve bunun sözcüsü olan Demokrat Parti’nin politikaları ile II. Dünya
Savaşı’nın galiplerinden biri olan ABD’nin çıkarları arasındaki koşutluktur.
Çıkarlardaki bu tekabülüyetin yanı sıra, tek parti iktidarının, hem savaş
ekonomisinin neden olduğu bütçe açıklarını finanse edebilmek hem de savaş
sonrasında izleyeceği kalkınma politikalarını yürütebilmek için, gereksinim
duyduğu mali kaynak ihtiyacı, Türkiye’nin, A.B.D’nin önderliğine soyunduğu ve
temel parametrelerini ise serbest pazar ekonomisi ve demokrasinin oluşturduğu uluslararası
ekonomik ve siyasal düzene eklemlenmesine ivme kazandırmıştır... Mali ve
iktisadi krizin yanı sıra siyasal bunalımında kıskacı altında siyasal iktidar,
uluslar arası konjonktürdeki gelişmeler ışığında siyasal, sosyo-kültürel ve
iktisadi politikalarını esnetmek durumunda kalmıştır. Bu bağlamda, mecliste
beliren muhalefet karşısında siyasal iktidar ilk etapta zora dayanmıştır. Bunun
açık bir göstergesi ise, sertlik yanlısı olarak tanınan Recep Peker’in 1946
yılında başbakanlığa atanmasıdır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Fakat
daha sonrasında siyasal iktidar, 12 Temmuz Beyannamesi’nde gözlemlenebileceği
üzere, muhalefetle uzlaşma yolunu seçmiştir. 1946-1950 CHP iktidarı döneminde
gerçekleştirilen dört hükümet değişikliği de bu bağlamda anlam kazanmaktadır.
Söz konusu bu uzlaşmada, Eroğul’a göre (1990: 118), dış faktörlerin
belirleyiciliğinin önemli bir göstergesi, Truman Doktrininin sonucu olan ilk
Türk-Amerikan askeri işbirliği antlaşmasının da 12 Temmuz 1947’de yani 12
Temmuz Beyannamesi ile aynı günde imzalanmasıdır. Fakat siyasal iktidarın hem
siyasal rejimde gerçekleştirdiği değişikliğe hem de iktisadi politikalardaki
yapmış olduğu esnekliğe rağmen, sadece iktisadi değil, aynı zamanda siyasal bir
prensip olarak kabul ettiği devletçilik politikasından bütünüyle vazgeçmemesi, üstelik
bu doğrultuda ulusal sanayinin geliştirilmesi misyonundan da bir türlü feragat
etmemesi, Demokrat Parti’nin kuruluş sürecinin ve 1945-1950 yılları arasındaki
iç ve dış konjonktürün ayrıntılı bir analizini yapan, son dönemde yayınlanan
oldukça kapsamlı bir çalışma için ABD’nin inşa etmeye yöneldiği iktisadi ve
siyasi düzenle ilgili olarak 1944 yılı yaz aylarında Başvekil Saraçoğlu’nun
‘Harp Sonrası Kalkınma Planı ve Programı’nın hazırlanması arzusuyla başlayan,
1945 Mayısında Meclise A.B.D’nin çıkarları ile CHP’nin çıkarlarının
kesişmemesine yol açmıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Özellikle
talep edilen kredi başvurularının başarısızlıkla sonuçlanmasında somutlaşan bu
durum, A.B.D ile tarım ve ticaret burjuvazisinin sözcülüğünü üstlenen Demokrat
Parti’nin yakınlaşmasına hız kazandırmıştır. Bu yakınlaşma, Demokrat Parti’nin
iktisadi politikalarında izdüşümlerini gösterdiği gibi, özellikle ABD’nin ‘hür
dünya’nın önderliğine soyunması ve Demokrat Parti’nin de buna paralel olarak
demokrasinin temel hak ve hürriyetlerin<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
savunuculuğunu
üstlenmesine ivme kazandırmış ve CHP hükümetinin de bu konuda bir açılıma
gitmesini koşullandırmıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
CHP’nin
bir yandan ülkenin yeni uluslararası siyasal düzende kendi meşruiyetini
gerçekleştirme arzusu bir yandan da ülkede baş gösteren siyasal bunalım
koşullarında yaşadığı temsil krizi, CHP’yi siyasal sitemde ve rejimde restorasyona
yöneltmiştir. Bu bağlamda CHP’nin 1946 olağanüstü kurultayı dönüm noktasını
simgelemektedir. Söz konusu bu kurultayda, fiili olarak Tek Parti sisteminin
sonunu ilan edilmiş ve parti başkanının değişmez olmaktan çıkarılıp seçimle
tayin edilmesi, ‘şef’ deyiminin ‘parti başkanı’na çevrilmesi için parti
tüzüğünde gerekli değişikliklerin yapılması kararlaştırılmıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti’nin, tüm müdahalelere rağmen 1946 seçimlerinde siyasal iktidarın hiç de
ummadığı şekilde bir çıkış yakalaması, siyasal iktidar için mücadelenin aynı
zamanda bir ‘demokrasi mücadelesine” dönüşmesine hız kazandırmıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b>2. Demokrat Parti’nin
Demokrasi Söylemi<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b>2.1. I. Evre
(1945-1950): CHP’nin İktidarı Demokrat Parti’nin Muhalefeti<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
Muhalefet
yıllarında Demokrat Parti, meşruiyetini ve ideolojik söylemini esas olarak
demokrasiye dayandırmaya çalışmıştır. Nitekim 1949 tarihli Demokrat Parti
programının umumi esaslar birinci maddesinde bu açıkça karşımıza çıkmaktadır:<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Siyasi
hayatımızın birbirine karşılıklı saygı gösteren partilerle idaresi lüzumuna
inanan Demokrat Parti, Türkiye Cumhuriyeti’nde demokrasinin geniş ve ileri bir
anlayışla gerçekleşmesine ve umumi siyasetin demokratik bir görüş ve zihniyetle
yürütülmesine hizmet<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
maksadıyla
kurulmuştur (Demokrat Parti, 1949: 47).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Meşruiyetin
demokrasi üzerinde inşa edilmeye çalışılması, demokrasinin de büyük ölçüde
millet iradesiyle, millet egemenliğiyle ve hür seçimlerle özdeşleştirmesi ve bu
bağlamda vatandaşların hak ve hürriyetlerinin ön plana çıkarması şüphesiz
Demokrat Parti’ye CHP’ye karşı yürüttüğü siyasal iktidar mücadelesinde
kullanabileceği önemli ideolojik araçlar sağlıyordu. Denilebilir ki, Demokrat
Parti’nin elinde oldukça muğlak olarak tanımlanan ve pragmatik olarak
kullanılan demokrasi silahının temel hedefi ve gayesi, bu siyasal iktidar<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
mücadelesinde
CHP’nın alt edilmesidir. Örneğin Menderes, 1946 yılında bir gazetede yayınlanan
yazısında, Demokrat Parti’nin en bariz vasfını, tek partili idareye son vermek
isteyen hareket ve cereyanı temsil eden bir siyasal teşekkül olarak
belirlemekteydi.13 Bu eksende, Demokrat Parti’nin belki de en önemli vaadi,
devletin halka yakınlaştırılmasıydı. Keza parti programının 19. maddesinde dile
getirilen “iç işlerimizde, hükümeti ve teşkilatı, halkın dışında ve üstünde bir
varlık değil, sadece halk tarafından amme vazife ve hizmetlerini<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
görmek
üzere kurulmuş bir idare cihazı olarak saymak, esaslı bir prensibimizdir”
anlayışı bunun bir ifadesi olarak değerlendirilebilir. Devleti halka
yaklaştırma vaadinde, Demokrat Parti’nin kullandığı siyasal üslup da oldukça
etkili olmuştur. Tek Parti yönetiminin milli iradeyi yok saydığı, halkın siyasi
olgunluğuna güvenmediği göndermeleri ve bunun bir ölçüde realiteyle uyuşması,
Demokrat Parti’nin Tek Parti idaresinden hoşnutsuz olan halkın özlemlerine
cevap vermesini ve milli iradenin temsilciliğine soyunmasını “Hürriyet Nizamı,
memleketin vatandaşın reyi ile idaresi nizamı demektir” <span style="font-size: 10.0pt; mso-fareast-font-family: TimesNewRoman;">(Menderes, 1960,
der. Kılçık, 1992d: 147).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
kolaylaştırdığı
söylenebilir. Böylelikle meşruiyetini seçimle iktidara gelmesine yani millet
iradesinin temsilcisi ve sözcüsü olma anlayışına dayandıran ve seçim
stratejisini büyük ölçüde Tek Parti iktidarının devrilmesi esasında temellendiren
Demokrat Parti, bu bağlamda farklı toplumsal kesimleri kendi bünyesinde
toplayarak iktidarın yolunu kendisine açmaya çalışmıştır. Bu iktidar yolunda
ise, demokrasi kavramının içeriği, Demokrat Parti’ye siyasal iktidarın yolunu
açacak ideolojik araçlarla doldurulmaya çalışılmıştır. Hür seçimler ve seçim
sisteminin değiştirilmesi,15 basın özgürlüğü,16 ibadet özgürlüğü, grev hakkı,
milli iradenin egemenliği ve sürekli Tek Parti dönemi politikalarının gündemde
tutulması (ki bu maziyi sürekli canlı tutma stratejisi iktidarlarının sonuna
kadar devam edecektir) bunlardan sadece birkaçıdır. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
CHP,
keskinleşen siyasal iktidar mücadelesinde, Demokrat Parti’nin muhalefeti
karşısında, demokrasiye yeşil ışık yakmasına rağmen, sınırlı ve denetim altında
olan bir demokrasi anlayışına sahip olduğu söylenebilir. Örneğin 1945 yılında
İnönü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yedinci dönemi ve üçüncü yasama yılını
açış nutkunda “demokrasinin her millet için müşterek Türk milletinin kalbindeki
hürriyet aşkını söküp çıkarmaya kimsenin gücü<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
yetmeyecektir…
Demokrat parti’yi bu memleketten silip süpürmeğe muktedir iseniz her
vatandaşın, her Türk’ün kalbine, elerinizi sokup, orada yanan hürriyet aşkını söküp
çıkarınız… (Menderes, 1947, der. Esirci, 1967: 74).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Seçim
mevzusu, Demokrat Partinin ilk kongresinde almış oldukları sonradan Hürriyet
Misakı altında toplanmış olan üç karardan biriydi: “1-Vatandaş hak ve hürriyetlerini
haleldar mahiyette olan ve Anayasamızın metnine veya ruhuna uymayan kanun
hükümlerinin kaldırılması, 2- Vatandaşın reyinin emniyet ve masuniyetini
sağlamak ve milli hakimiyet prensibini teminat altına almak maksatlarıyla seçim
kanununda değişiklikler yapılması, 3- Devlet Reisliği ile fiili Parti Reisliğin
bir zat uhdesinde birleşmemesi esasının kabulü” (Bayar, 1947: 12-13). Yeni
seçim kanunu, 16 Şubat, 1950 yılında T.B.M.M’den geçmiş 21 Şubatta da<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Resmi
Gazete de yayınlanmasıyla yürürlüğe girmiştir. Söz konusu bu kanunla da tek
dereceli, genel, eşit ve gizli oy açık tasnif ilkesine dayalı çoğunluk sistemi böylece
kabul edilmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Basın
özgürlüğün savunusu, Demokrat Parti açısından oldukça işlevseldir; keza aydınların
ve özellikle CHP’ye karşı beliren muhalif basının bu davada Demokrat Parti
lehine kazanılması, kamuoyunun oluşturulmasında, halkın Demokrat Parti ekseninde
örgütlemesinde ve meşruiyetin tesisinde oldukça önemlidir. Örneğin 1949 yılında
Menderes matbuat hürriyeti konusunda şu sözleri sarfetmiştir:<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Vatandaş
hak ve hürriyetlerinin en büyük teminatı olan matbuat hürriyetine artık hiçbir
suretle dil uzatılmamalıdır. Vatanperver Türk matbuatı ve DP şimdiye kadar olan
mücadeleleriyle iktidarı bir daha daha nikabını atmak mecburiyetinde bırakarak büyük
bir vatani vazife yapmıştır (Menderes, 1949; der. Esirci, 1967: 194). <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Türk
milleti kendi bünyesine ve karakterine göre demokrasinin kendi için
özelliklerini bulmaya mecburdur” diyecektir. Bunun yanında Türkiye’de bir temel
olarak cumhuriyetin bir halk idaresi olarak kuruluşu nedeniyle, ilk günden bu
yana demokratik karaktere zaten sahip<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
olduğunu
ve bu demokratik karakterin bütün cumhuriyet devrinde prensip olarak muhafaza
olunduğunu belirterek, ülkedeki demokrasinin tek eksiğinin hükümet Partisinin
karşısında bir parti bunmaması olduğunu vurgulamaktadır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
CHP,
önemli ölçüde Demokrat Parti’nin muhalefeti karşısında, demokratikleşme yönünde
bir takım düzenlemeler yapmıştır. Örneğin her iki parti arasında açıkça siyasi
çekişmeye konu olan seçim mevzusu, eski iki dereceli seçim yerine tek dereceli
seçimin kabulü ile Demokrat Parti’nin zaferiyle neticelenmiştir. Ayrıca Basın
Kanunu’nun 50.maddesi de kaldırılmış ve böylelikle gazete kapatma yetkisi idari
makamlardan alınıp mahkemelere verilmiştir. Din ve ibadet özgürlüğü ekseninde
de çeşitli adımlar atılmıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Cemiyetler
Kanunu’nda yapılan değişiklikle de, sınıf esasına göre dernek ve siyasal parti
kurma yasağı kaldırılmıştır. Fakat Makal (2002: 216-226), siyasal iktidarın,
söz konusu konuna ekledikleri bir takım maddelerle sendikal faaliyetleri
denetim altında tutmaya çalıştığını ifade etmektedir. Bunun bir göstergesinin,
eski yasanın idari makamlara cemiyetler üzerinde geniş denetim yetkisi veren
maddelerine ve bu arada zabıtaya cemiyetlerin merkez ve müesseselerine girme
yetkisi veren 29. maddesine dokunulmamasıdır. CHP ile Demokrat Parti arasında
bir ‘demokrasi mücadelesi’ olarak sunulan siyasal iktidar mücadelesinde,
ilginçtir ki, 16 Aralık 1946 günü, iki siyasi parti (Türkiye Sosyalist Emekçi
ve Köylü Partisi ve Türkiye Sosyalist Partisi), bu partilere yakın olan altı
gazete ve dergi ile birlikte, ‘mevcut sendikalardan bu partiler veya onlardan
aldıkları direktiflerle hareket eden kimseler tarafından kurulan ve (İnönü,
1945, der. Cihan, 1993: 60-61) Menderes Kütahya da yaptığı bir konuşmasında,
milli hâkimiyet prensiplerinin tam olarak tatbik edilmesini iktidarı tayin eden
seçimlerin dürüst ve serbest yapılmasına bağlayarak, emniyetli seçim kanununun
millete mal edilmesi meselesinin memlekette çok partili siyasi hayatın
başladığı günden itibaren karşılaşılan ve birçok sebeple halli çok zor müşkül
görünen büyük bir dava olduğunu belirtmektedir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu nedenle
de yıllardır devam eden siyasi mücadelelerin de mihverini teşkil ettiğini<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
söylemektedir.
(Menderes, 1947, der. Kılçık, 1991b:
420) Türkiye’de liberalleşme ve demokratikleşme çabalarına uygun olarak
Cemiyetler Kanunu’ndaki sınıf esasına göre dernek kurma yasağının kaldırıldığını
ve bir yıl sonra da ilk Sendikalar Kanunu’nun çıkarıldığını<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
belirtmektedir.
İlk Sendikalar Yasası’nın sendikaların siyasetle uğraşmasını ve grevi<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
yasakladığını
da vurgulamaktadır. Birliği ve İşçi Kulübü kapatılmıştır. Bu kapatılmalar, hem
CHP iktidarının hem de Demokrat Parti’nin demokrasi algısının sınırlarını da
göstermektedir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Aynı
zamanda, bu kapatılma dalgasına demokrasi savunuculuğuna soyunan muhalefet
partisi olarak Demokrat Parti’nin gösterdiği tepkisizlik, komünizm konusunda
her iki parti arasında gerçekleşen mutabakatta aranmalıdır. Örneğin Demokrat
Parti’nin grevi, kabul edilmesi gerekilen doğan bir hak olarak savunması
karşısında (ki kendi iktidarları döneminde bu hakkı tanımayacaklardır) CHP,
grevin bütün dünyada sadece komünistler tarafından yapıldığını ve grev
hakkından Bolşeviklerin istifade edeceğini söyleyerek bu konudaki tavrını
açıkça ortaya koymuştur.23 Fakat, Demokrat Parti, CHP’nin bu demokrasi
yönündeki açılımlarından ne Matbuat Kanunu’ndaki ne Cemiyetler Kanunu’ndaki ne
de dinsel özgürlükler konusundaki adımları yeterli bulmuştur.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Sıkıyönetimce
kapatılan bu iki partinin mahkemedeki davalarının senelerce sürdüğünü Türkiye
Sosyalist Partisinin beraat ettiğini ve 1950’de tekrar kurulmasına rağmen 1952
de tekrar kapatıldığını ve sekiz sene süren davanın neticesinde söz konusu bu
partinin yine beraat ettiğini belirtmektedir. Ahmad, ayrıca bu iki partinin de
kapatılmalarına gerekçe olarak yabancı çıkarlara hizmet ettiklerinin ileri
sürüldüğünü vurgulamaktadır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti’nin savunduğu grev hakkının muhtemelen iktidarın denetiminde bir grev
imkanı tanınması ile sınırlı olduğunu ifade ederek, bu konuda dikkat edilmesi
gereken temel noktanın Demokrat Parti’nin seçim propagandası sırasında grev
hakkının hiçbir şekilde ön plana çıkarılmaması olduğunu söylemektedir. Örneğin
Demokrat Parti İstanbul Milletvekili Fuat Hulusi Demirelli mecliste yapmış
olduğu konuşmasında, partisinin hiçbir zaman grev<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
hakkını
mutlak bir hürriyet olarak tanımadığını, grev hakkı tesis edilirse, bu tahkimin
de tahkiminin gerekeceğini vurgulayarak, bu hakkın tesis edilirse, bunun elbette
kanuni bir nehcinin olacağını ve kanuni hükümlere bağlı olacağını belirtmiştir.
Koçak, ayrıca, Demokrat Parti’nin grev hakkını, sadece işçilerin yoğun bulunduğu
kentlerde ve muhtemelen seçim stratejisinin bir parçası olarak işlediğini, ancak
genel nitelikteki propaganda çalışmalarında ve konuşmalarında ise, birkaç cümle
ile geçiştirdiğini belirtmektedir. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Zira
Koçak’a göre, CHP ile Demokrat Parti arasında vesayetçi bir siyasal sistem
konusunda hiçbir fark bulunmamaktadır. Çünkü, sendikalar yasa tasarısının
mecliste müzakeresinde, bu tasarının sadece grevi yasaklamakla kalmayıp, aynı
zamanda pek çok hükmüyle çeşitli yasaklar ve sınırlamalar barındırmasına
rağmen, ancak bunlar hakkında hem iktidar partisi olan CHP hem de muhalefet
partisi olarak DP tarafından desteklendiğini ve hiçbir şekilde tartışma konusu
yapılmadığını da vurgulamaktadır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b>2.2. 1950-1953:
Demokrat Partinin İktidarının İkinci Evresi<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
1950
seçimlerini, mutlak bir üstünlükle Demokrat Parti kazanmıştır. Muhalefet
yıllarında ‘devri sabık yaratmayacağız’ sloganıyla demokrasi savunuculuğuna
soyunan Demokrat Parti, iktidara geldikten sonra, demokrasinin ve bu bağlamda
savunduğu hak ve hürriyetlerin sınırlarını çizmeye başlamıştır. Örneğin hemen
ilk hükümet programlarında, sol hareketi<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
ve
özellikle komünizmi bir fikir hürriyeti olarak telakki etmediğini belirtilerek,
hükümetin temel amaçlarından birinin de millete mal olmuş inkılâpların korunması
adına, bu cereyanlarla mücadele olarak tespit edilmektedir:<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Millete mal olmuş inkılâplarımızın korunmasından bahsetmiştik.
Bu konuda bilhassa üzerinde duracağımız mesele, memleketi içinden yıkıcı aşırı
sol cereyanları kökünden temizlemek</div>
<div class="MsoNormal">
icap eden kanuni tedbirleri almaktır. İrtica ve ırkçılık
gibi cereyanları vasıta olarak kullanan ve çok defa kendisini bu maske altında
gizleyen aşırı solcu hareketlere karşı gereken bütün kanuni tedbirleri almakta asla
tereddüt etmeyeceğiz. Biz bugünün şartları içinde aşırı sol</div>
<div class="MsoNormal">
cereyanları, fikir ve vicdan hürriyeti mevzuunda mütalaa
etmek gafletinde bulunmayacağız (Menderes,
1950, Der.Kılçık, 1991c:27-28).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Muhalefet
yıllarında demokrasiyi tekeline alan ve kendileri iktidara gelene kadar
Türkiye’de cumhuriyetin yalnızca şekilden ibaret olduğunu söyleyen25 Demokrat
Parti’nin, iktidarı döneminde demokrasiyi sınırlamasının da temel bahanesi, bu
eksende, çoğunlukla komünizm tehdidinin varlığı Demirel de (2005: 499),
Demokrat Parti’nin muhalefette benimsemiş göründüğü özgürlükçü çizginin kırılganlığının,
iktidarının ilk yıllarından itibaren ortaya<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
çıkmaya
başladığını belirtmektedir. Demirel, birçok DP’li için, CHP’nin iktidardan uzaklaştırılması
ile hürriyet rejiminin mütekâmil bir biçimde tesis edildiği anlamına geldiğini
ve bu nedenle DP iktidara geldikten sonra özgürlüklerin genişletilmesinin partinin
gündeminden çıktığını ifade etmektedir. Üstelik DP, iktidarı döneminde, muhalefetteyken
eleştirdiği CHP iktidarının politikalarını da aynen takip etmiştir. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Şekli
cumhuriyet olan bir çok idarelerde millet idaresinin hiçbir veçhile hakim olmadığını,
aksine olarak şekli cumhuriyet olmayan birçok idarelerde ise millet idaresinin
kayıtsız şartsız hakim olabildiği misalleriyle herkesin bildiği bir hakikattir.
Bu itibarla cumhuriyetin daha ziyade bir şekil meselesi olduğunu iddia etmekte
hata yoktur. O halde çok evvel ilan edilmiş olmasına rağmen 14 Mayıs tarihini,
bu memlekette tam manasıyla demokratik bir cumhuriyetin teessüsü mebdei olarak
kabul etmek hakikatin tâ kendisidir” (Menderes, 1950a, der. Doğan, 1957) Örneğin
Türk Ceza Kanunu’nun 141 ve 142’inci maddelerinde yapılması düşünülen
değişikliğin, muhalefetten ve özellikle büyük desteğini aldığı İslami kesimden
gelen yoğun tepki karşısında26, söz konusu bu değişikliğin komünizme karşı
mücadeleyi kolaylaştırma adına düşünüldüğünü belirtilmektedir:<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Arkadaşlar, biz vatanı müdafaa etmek maksadıyla böyle bir kanunu
getirdik. Hürriyetlerimizin mevcut olabilmesi için evvele vatanın mevcut
olabilmesi lazımdır. Vatanın mevcut olabilmesi için istikbalimizin mahfuz
bulunması lazımdır. Bu da evvela bir istikbal</div>
<div class="MsoNormal">
davasıdır. Politika yapabilmek için, üzerinde yaşayabilmek
için, vatandaş olabilmek için bir vatanın mevcudiyeti şarttır. Bu dava, bizim
davamız şimdi hürriyetlerimizle beraber vatan hudutlarının müdafaası, bekamızın
müdafaası meselesidir…..arkadaşlar, müteaddi ve mütecaviz bir kuvvet olarak
hürriyet perdesi arkasında cemiyetimizin temelini tahrip etmeye çalışan
kuvvetlerin teşkil ettikleri tehlike günden güne büyümektedir (Menderes, 1951, Der. Kılçık, 1991c:451,456).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Yine
aynı şekilde, Demokrat Parti muhalefet yıllarında bütün hürriyetlerin teminatı
olarak telakki ettiklerini ifade ettikleri matbuat hürriyetini de yine
sınırlarını çizmeye başlamışlardır. İlginç olan bu dönemde, artık zamanının
geldiği gerekçesiyle bu hakkı CHP’nin savunmaya başlamasıdır. Bu dönemin
sonlarına doğru Demokrat Parti muhalefet yıllarındaki demokrasi<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
söyleminden
giderek uzaklaşmaya başlamış ve demokrasinin sınırları olması gerektiğinden
bahsetmişlerdir. ilginçtir ki, bir önceki bölümde yer verilen İnönü’nün 1945
yılında söylediği “demokrasinin her millet için müşterek prensipleri olduğu
gibi, her milletin karakterine ve kültürüne göre birçok özellikleri vardır.
Türk milleti kendi bünyesine ve karakterine göre<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
demokrasinin
kendi için özelliklerini bulmaya mecburdur” sözünü anımsatırcasına (ki bu sözü
Demokrat Parti, CHP’nin demokrasi prensibinin samimiyetsizliğinin bir
göstergesi ve demokrasi üzerinde bir sınırlama getirilmeye çalışıldığı
gerekçesiyle eleştirmişti), Menderes (1953, der. Doğan, 1957a: 175),
demokrasinin, mutlak ve hudutsuz bir hürriyet anlamına<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
gelmediğini,
demokratik rejimde bir yandan hürriyetlerin mahfuz bulundurmanın yanı sıra, bir
de nizam zaruriyetinin olduğunu ifade etmektedir. Buradan hareketle Menderes, nizamın
temini maksadıyla vaz’edilen hudutların, her memleketin bünyesine ve içinde
yaşadığı şartlara, hatta dünya içinde işgal ettiği coğrafi mevkiye göre
değiştiğini söyleyerek, bu coğrafaya parçasında oturan ve her şeyden evvel
kendisini dış tehlikelere karşı muhafaza mecburiyetini hisseden bir millet
için, fikir hürriyeti prensibi ile kendilerini maskelemek<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
isteyenler
karşısında tek zaruri tedbirin bu olduğunu söylemektedir. Demokrasi konusunda
atılan geri adımlardan biri de, muhalefet yıllarında bağımlı sınıfları yanına
çekmek isteyen ve demokrasi stratejisini somut bir gerçekliğe büründürmeye çalışan
Demokrat Parti’nin, bir hak olarak savunduğu grevi kendi iktidarları döneminde
bir türlü kabul etmemesidir. (Buğra 2008: 163-164),<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
1950’de
kurulan birinci DP hükümetinin programında bir vaat olarak bu hakkın bulunduğunu
fakat, 1951 ikinci DP hükümeti programında grev hakkından hiç söz edilmezken,
1954 üçüncü Demokrat Parti programında ise, grev ve sendika kelimelerinin
ikisinin de birden yok olduğunu belirtmektedir. Birinci Menderes Hükümeti
programında grev hakkı şu şekilde yer almaktaydı: “Demokrasi Prensiplerine göre
tabii bir hak olarak tanıdığımız grev hakkını sair<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
demokrat
memleketlerde olduğu gibi, içtimai nizamı ve iktisadi ahengi bozmayacak suretle
kanunlaştıracağız” (Öztürk, 1968: 360). Ayrıca Demokrat Parti programının (1949:
49), 7. maddesinde, bütün meslek ve tesanüt teşekküllerinin manevi şahsiyet olarak
her türlü siyasi tesir ve maksatlar dışında kalmaları şartıyla, işçi sendikalarının
grev hakkının tanınması fikrinde olunduğu da belirtilmektedir. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
1951
hükümet programında iş hayatına ilişkin madde şu şekilde düzenlenmişti: “iş hayatının
düzenlenmesinde, Demokrat Parti programının sosyal adalet yolundaki hedeflerinin
tahakkukuna çalışılacaktır. İşçilerimizin haklarının korunması ve geleceklerinin
teminat altına alınması, işçi ve işveren münasebetlerinin adaleti ve tatminkâr
bir nizama bağlanması hususundaki gayretlere hızla devam olunacaktır. Ücretli
mezuniyet ve ya ücretli hafta sonu tatili hakkında, partimiz programında yazılı
prensibin tahakkuku için hazırlanan kanun projesi yakında Büyük Meclise sunulacaktır.
Sendikaların işçilerimiz için daha faydalı bir teşekkül olması maksadıyla
kanunda icabeden tadiller üzerinde çalışılmaktadır”. (Menderes, 1951, dr.
Sükan, 1991a: 61). 1954 yılındaki hükümet programında ise, iş hayatı şu şekilde
yer almaktaydı: “geçen dört sene zarfında memleketimizin kavuştuğu büyük iktisadi
inkişaf ve iş hacminde meydana gelen artış işçi ve işveren münasebetlerini iktidarımızdan
evvelki zamanlara nispetle çok daha emniyetli bir hale getirmiş bulunmaktadır.
Bu sebeple önümüzdeki devrelerde de işverenlerimizle işçi münasebetlerinin
içtimai adalet prensiplerine uygun olarak kanun ve nizam yollarıyla
düzenlenmesine bilhassa dikkat ve itina gösterilecektir”(Menderes, 1954, der
.Kılçık, 1992a: 35, Cilt, 5).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b>2.3. 1954-1960:
Demokrat Parti İktidarının Üçüncü Evresi</b></div>
<div class="MsoNormal">
Özellikle
1953 yılının sonlarında baş göstermeye başlayan iktisadi krizin giderek
şiddetlenmesi ve ülkede yaşanılan muhtelif olaylar, Demokrat Parti’nin demokrasi
eksenindeki siyasal söyleminde gerçekleşen değişim ve dönüşüme ivme
kazandırmıştır. Ayrıca ülkede iktisadi krizin yanı sıra siyasal bunalım da başgöstermiş
Demokrat Parti’nin hegemonyası sarsılmaya başlamıştır. Söz konusu iktisadi ve
siyasal bunalımın kıskacı altında Demokrat Parti, giderek artan oranda baskıya
dayanmaya başlamıştır. Bu nedenle söz konusu dönem, Demokrat Parti’nin her
türlü muhalefet odağına karşı otoriter bir yönetim kurmaya başladığı ve aynı zamanda
demokrasinin de tırpanlandığı yıllar olmuştur. Örneğin Menderes, hürriyetlerin
hiçbir yerde hudutsuz olmadığını ve bütün memleketteki anlayışa uygun olarak,
hürriyetlerin tecavüzden korunması için sınırlandırılması gerektiğinden
bahsetmektedir. Hürriyetin tek taraflı olmadığını ve mağdurların da hürriyeti
olduğunu vurgulayarak, demokrasinin bir teminatlar rejimi olduğunu belirterek,
hukuk devletinin tatbikinden de söz<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Etmektedir.
Bu eksende muhalefetin baskı alınmasına olanak verecek olan Ceza Kanunu’nun 153
maddesinde yapılması düşünülen değişiklikle, vazifeleri sırasında veya
sıfatlarından veya ifa ettikleri vazifelerinden dolayı, bakanları her ne
suretle olursa olsun alenen veya neşren tahkir ve tenzif edenlerin resmen takibinin
istihdaf edilmesi sağlanmaya çalışılmıştır.31 Bunun yanı sıra, Demokrat Parti,
iktidara gelirken geniş desteğini aldıkları aydınlar arasında<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
başgösteren
eleştiri dalgasına karşı da, giderek zoru seçmeye başlamıştır. Bu süreçteki
çarpıcı bir örnek, 1950 seçimleriyle iktidara geldiklerinde kendilerine methiyeler
sunan Necip Fazıl Kısakürek’in gittikçe Demokrat Parti’yi eleştiren yazılar
yazması neticesinde, Necip Fazıl’ın mahkum olması ve başyazarı olduğu Büyük
Doğu gazetesinin
kapatılmasıdır. Bu eksende Üniversiteler Kanunu’nda da değişiklik yapılması
gerektiğini belirten Menderes, bunların<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
üniversite
muhtariyetini yanlış anladıklarını vurgulayarak, üniversitenin siyasetle
uğraşmasını men edici hükümlerin konması gerektiğini belirterek, üniversitelerden
kendilerine yükselen muhalefeti dizginlemeye çalışmışlardır. (Menderes, 1954,
der. Kılçık, 1991e: 93, 339).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Ayrıca
Menderes Üniversiteler Kanunu’nun 46 maddesinin (d) fıkrasının değiştirilmesiyle,
profesörlük ünvanının alınmasının senatoya bırakılacağını vurgulayarak,
senatonun bir profesörün siyasete karıştığı için, üniversite camiası dışına
çıkarılmasına lüzum gördüğü takdirde, fiil ve hareketin derecesine göre profesörlük
ünvanını nezetme hakkına sahip olacağını belirtmektedir. (Menderes, 1953, der.
Kılçık, 1991e:59,76). </div>
<div class="MsoNormal">
Bu yönde
25 yılını dolduran Yargıtay, Danıştay ve üniversite profesörlerinin re’sen
emekliye sevkedilmelerinin koşulları hazırlanmış ve hükümete tüm memurlar için
genel azil yetkisi verilmiştir. Bu yetkinin içeriğine göre, hükümet görevi ne
olursa olsun, istediği memuru, altı aylık bir bekletme döneminden sonra işten
atabilecektir. Üstelik bu işlemlere karşı, ne yargı ne de başka itiraz yolu
tanınmamıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Üniversitelerden
sonra siyasal partiler de Demokrat Parti’nin baskı politikasından nasibini
almıştır. İslami tabanına karşı en büyük rakip olarak gördüğü Millet Partisi
de, dini siyasete alet ettiği gerekçesiyle kapatılmıştır. Hükümetin dört yıllık
icraatını özetleyen Kalkınan Türkiye isimli eserde, bazı kimselerin üniversite muhdariyetini bir nevi
siyasi dokunulmazlık<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
manasına
aldıklarını, günlük siyasete karıştıklarını, bir siyasi partinin lehine ve diğerlerinin
aleyhine neşriyat yapmaya başladıkları ifade edilmektedir. Ayrıca, bu kişilerin
bütün gayretlerini ve zamanlarını ilme ve gençliğe faydalı mevzulara hasretmekle
mükellef oldukları halde, kanuni ve manevi vazifelerini bir tarafa bırakarak
siyasi menfaat peşinde koştukları söylenmektedir. Bu nedenlerle vazifelerini
aksatmalarından ve üniversitelerde huzursuzluğa neden olduklarından dolayı,
ilmin bir “siyaset ticareti” haline gelmesinin önlenmesine ihtiyaç duyulduğu ve
profesörlerin siyasi partilerde fiili vazife alamayacaklarını belirten bir
kanunun çıkarıldığı vurgulamaktadır. Bkz. (Demokrat Parti, 1954: 181).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demirel,
Menderes’e göre, yargı organlarının milli iradenin önüne geçmesinin, onu
kontrol etmesinin, sınırlandırmasının da mümkün olmadığını ifade etmektedir.
Buna örnek olarak da Menderes’in şu sözlerine yer vermektedir: Bütün kuvvetleri
Parlamento temsil eder. Yürütme yetkisini nasıl hükümete veriyor ve onu murakabe
ediyorsa, kaza yetkisini de adliyeye veriyor ve onu murakebe ediyor. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Adalet
cihazına bir nevi muhtariyet demek olan dokunulmazlık tanımak, kaza hakkını
milletten koparıp almak demektir. Bu burjuvazinin proletaryaya verdiği bir tavizdir…
Türkiye2nin sınıfsız toplumunun böyle bir tavize ihtiyacı yoktur (Sarol, 1983a:382,
aktaran, Demirel, 2005: 504-505).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti muhalefete gittikçe artan oranda uyguladığı baskı politikalarını ne kadar
uç noktalara taşıdığının tipik bir örneğini, 1954 yılında Millet Partisi genel başkanı
Osman Bölükbaşı’nın Kırşehirli olması nedeniyle 1954 seçimlerinde yeni kurduğu
Cumhuriyetçi Millet Partisini Kırşehir halkının desteklemesi ve buradan aldığı
oylarla parlamentoya girmesi sebebiyle Demokrat Parti, 1954 yılında Kırşehir’i
vilayet olmaktan çıkarıp Nevşehir’i il yaparak Kırşehir’i de Nevşehir’e bağlı
bir ilçe haline getirmesi oluşturmaktadır. Tartışmalar için Bkz . (Menderes, 1954,
der. Kılçık, 1992a: 92-95). <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Memurin
Kanunu’nda yapılan bir değişiklikle de memur statüsündeki bir kişinin
milletvekili adayı olabilmesi için seçimlerden en az altı ay önce görevinden
istifa etmesi şart koşulmuştur. Ayrıca seçim kanununda yaptığı diğer bir
düzenlemeyle de, bir partiden aday olmak isteyen bir kişinin herhangi bir sebep
dolayısıyla bir başka partiden aday gösteremeyeceğini de hükme bağlanmıştır. DP
kendi iktidarına karşı muhalefet saflarında oluşabilecek birleşmeleri engelleme
arzusuyla, ayrıca muhalefet partilerinin karma liste oluşturarak seçimlere
girmeleri engelleyecek kanun değişikliklerini de gerçekleştirmiştir. Böylelikle
muhalefete büyük bir darbe indirilmeye çalışılmıştır. Basında, Demokrat
Parti’yi eleştiren yazıların sıkça yer alması<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
karşısında,
basın ile Demokrat Parti’nin ilişkilerinin gerilmesine neden olmuş ve Demokrat
Parti’ye karşı yaygın bir muhalefetin baş göstermesiyle, basına karşı da baskı
önlemleri alınmasında gecikilmemiştir:<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
değişikliğin gerekçesini ise Menderes şu şekilde izah etmekteydi: “bir kimsenin
bir partiden namzetliğini isteyebilmesi için partinin nizamnamesini benimsemiş
ve o partide bir müddet bulunması lazımdır ve onun azası olmak lazım gelir. Bir
zat düşününüz, dört sene altı sene, yedi sene bir partinin azasıdır, seçim
zamanında partinin usullerine göre mebus namzedi olmak istediği halde mebus
gösterilmediği takdirde, adam anasına babasın darılıp evden kaçan çocuk gibi
yahut papaza kızıp oruç bozan insan gibi o partiyi o anda terk edecek kalkıp
gidecek ve rakip olan partiye beni namzet gösterin diyecek. Bundaki
gayriahlakilik aşikardır bu, siyaset sahtekarlığının ta kendisidir” (Menderes,
1954, der. Kılçık, 1992a: 89).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Menderes,
1956 yılında Basın Kanunu’nda yapılacak değişikliklerin amacını şu şekilde
ifade etmektedir: “Bütün gayemiz, namus ve haysiyet hususunda hiçbir hassasiyet
göstermeyen, şeref ve haysiyetlere karşı çok mübalâtsız davrananların, bir de
siyasi ihtiraslarla gözleri karadıktan sonra, bütün bir topluluğa, bütün Demokrat
Parti topluluğuna envaiçeşit ağır ithamlar altında “haysiyetsizlik, namuzsuzluk,
şerefsizlik” ithamları altında bulundurulmalarının, matbuat hürriyeti cümlesinden
olduğunu kabul etmemektir” (Menderes, 1956, der. Doğan, 1957: 279). <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Ağaoğlu,
daha sonra anılarında, dünyanın hiçbir demokrasisinde hiçbir devlet ve siyaset
adamının Menderes kadar, haksız olarak gazetecilerin kurbanı olmadığını hatta,
hükümet idaresinde gazetecilere, devlet sorumluluğu bakımından doğru olmadığı
kuvvetle iddia edilebilecek kadar geniş kucak açtığı halde, demokrasi tarihinde
gazetecilerin yediği gerçekten basın dostu büyük başlardan birinin de Menderes
olduğunu belirtmektedir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Ceza
Kanunu’nun 161. maddesinde yer alan “harp esnasında ammenin telaş ve heyecanını
mucip olacak veya halkın maneviyatını kıracak veya düşmen karşısında memleketin
mukavemetini azaltacak şekilde asılsız, mübalağalı veya maksadı mahsussa
müstenit havadis veya haberler yayan veya nakleden veya milli Neşir
yoluyla şeref ve haysiyetlere tecavüz, şantaj, yalan haber ve havadis yaymak
suretiyle ammenin huzur ve sükununun bozulması</div>
<div class="MsoNormal">
ve memleketin yüksek menfaatlerinin zarara uğratılması ve
hatta yurdun selamet ve emniyetine kastetmek gibi hususlarda mevzuatımızı işlemek
ve boşlukları doldurmak lüzumuna dair hasıl olan kanaat neticesindedir ki,
gazetelerimizde bir zamandan beri bahis mevzuu olan kanun tasarısı hazırlayarak
meclise sevketmek mecburiyetini hissetmiş bulunuyoruz ancak bu şekilde, neşir
hürriyetinin kötüye kullanılmasına mani olmak hususunda lüzumlu ve zaruri
hükümleri vazederken demokratik rejimin temel şartı olduğuna asla tereddüdümüz
bulunmayan matbuat hürriyetini gölgelendirecek bir hududa gitme kimsenin
aklından geçmez (Menderes,
1954, der. Kılçık, 1991e: 339).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti’nin giderek otoriterleşmesine verilebilecek bir diğer örnek de hükümetin
radyo olanağından, en azından seçim dönemlerinde, muhalefetin de yararlanmak
istemesi talebinin geri çevirmesidir. Demokrat Parti, CHP tarafından seçim
sisteminde bir tavize zorlanmış, keza, muhalefetteyken Demokrat Parti de CHP
hükümetinden seçim sisteminde bir düzenleme gerçekleştirmesini istemişti, fakat
Demokrat Parti muhalefetin seçimlere menfaatlere zarar verecek herhangi bir
faaliyette bulunan kimse beş seneden aşağı olmamak kaydıyla ağır hapis
cezasıyla cezalandırılır” hükmü, yapılan değişiklikle sulh dönemine uyarlanarak
bu suçların sivil adli makamlarca görüleceği öngörülmekteydi. Detaylı açıklama
için bkz. (Menderes, 1954, der. Kılçık, 1991e: 338-343).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Yeni
mevzuata göre radyo da Demokrat Parti konuşmayacak, başka partiler de konuşmayacaktır.
Fakat hükümet parti değildir. …kaleminden kan damlayan arkadaşımız, 10 dakika
tahrifat yaparak konuşacak ve Demokrat Partinin 4 senelik idaresinin bütün
köylere kadar nüfus eden çalışmaları ortadan silinecek ve devlet çapında ta
uzak köşelere kadar yayılmış o işler millet tarafından görülmeyecek, takdir olunmayacak
sadece radyoda 10 dakika konuşmakla bütün işler olup bitecek; buna imkân
yoktur. İşte muhalefetin elinden alınan böyle bir silahtır.”(Menderes, 1954,
der.Kılçık, 1992a: 83). <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Menderes,
yine 1957 yılında muhalefetin radyoda konuşma talebine şu cevabı verecektir:
“…Burada söyledikleri yetmiyormuş gibi bunu radyo ile bütün memlekete bütün
dünyaya duyuracaklar. Bu nazik devirde, memleketin bu gaileleri içinde
iktidarın esasen çok ağır olan mesuliyetlerini en ileri bir mesuliyetsizlik
hissiyle büsbütün iktihamı gayrikabil bir hale getiren bir muhalefete devletin
bütün vasıta ve imkânları nasıl tevdi olunur? Buna layık<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
oldukları
günü de, görürüz, inşallah arkadaşlar.” (Menderes, 1957, der. Doğanb, 1957:
341).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Menderes,
Halk Parti’sinin isteği olan nisbi seçim sisteminin şiddetli aleyhtarı olduklarını
belirterek, İnönü’yü iki sözlü bir şahsiyet olarak suçlayarak aslında Halk
arasına girmeme tehdidine rağmen, bu talebi kabul etmemiştir. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti dini siyasete alet edilmesi taktiğiyle somutlaşan siyasal stratejisiyle,
dinsel tabanına en büyük rakip olarak gördüğü Millet Partisi’ni etkisiz hale
getirdikten sonra, İslami çevrelerde Demokrat Parti’ye yönelik hoşnutsuzluğun
artmasıyla birlikte, söz konu çevreleri de denetim altına almaya yönelik
olarak, Vicdan ve Toplanma Hürriyetlerinin Korunması Hakkındaki Kanun
Tasarısı43 hazırlamıştır. Menderes bu kanun tasarısının gerekçesini ise şu
şekilde açıklamaktadır: Bu tasarı hakikatte iki mevzu ihtiva etmektedir.
Bunlardan biri dini siyasete alet etmek suçunu bariz suretle ele alarak sarih kıstaslara
ve müeyyidelere bağlama mevzuu, diğeri de, siyasi toplantılarda, senelerden
beri ve hassaten son zamanlarda kesretle</div>
<div class="MsoNormal">
görülmekte olan ve çok teessüfe şayan ve had ve derecelere
kadar götürülmüş olan tecavüz ve hakaret fiililerinin önlenmesi mevzuu. İktidara
gelmenin tek vasıta ve yolunu, dini siyasete alet etmekte, haysiyetli ve
şerefli insanları, asgari ve muayyen bir prestije sahip olması gereken
otoriteleri, şehirlerde ve köylerde, sokaklarda ve köşe başlarında ayaklar
altında mütemadiyen çiğnenmekte ve bu suçlarından dolayı hiçbir ceza görmemekte
bulunanlar, bu tasarının kanuniyet kesbetmesinden korksunlar (Menderes, 1953, Kılçık, 1991e:
79-80).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
dönemde ilginç olan bir nokta da, muhalefette bulunan CHP’nin Demokrat Parti
muhalefetteyken savunduğu birçok şeyi savunur hale gelmesi, Demokrat Parti’nin
de CHP’nin iktidardayken sahip olduğu tutuma çok yakın Partisi’nin nisbi seçim
taraftarı olmadıklarını, 1950’ye kadar ekseriyet sisteminin şiddetli
savunucuları olduklarını vurgulamaktadır. Fakat siyasi bir oyun olarak iktidardan
düşer düşmez derhal nisbi seçim taraftarı olduklarını ve İsmet Paşa’nın bu
siyaset terkibini ve oyununu iktidara gelebilmenin bir yolu olarak seçtiğini de
sözlerine eklemektedir. (Menderes, 1957, der. Kılçık, 1992b: 384-386). “Demek
oluyor ki iktidarda olan Halk Partisi lideri İsmet İnönü’ye göre, seçimlere<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
girmemek,
en az, memleketi harice kötülemek, halkı meşru yollardan ayırmak,<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
ihtilale
teşvik etmek, Balkan komiteciliği yapmak, şiddet politikasına gitmek demektir.
Bugün ise, büyük vatanperverliktir. Görülüyor ki memlekette bir rejim buhranı
değil, fakat siyasi bir ahlak buhranı vardır. Bereket versin ki, biz bir zamanlar
muhalefet yapmışız. Eğer yapmamış olsaydık, bugün onlar ne yapacaklarını, nasıl
hareket edeceklerini dahi bilemeyeceklerdi…. seçimlere iştirak etmemeleri bizim
meşruiyetimize zerre kadar halel getirmez”(Menderes, 1955, der.Kılçık, 1992a:
408).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İdari
mercilere toplantıyı susturma ve feshetme yetkisi tanınarak bu feshetme neticesi
vuku bulur bulmaz adli makamlara intikal ettirilerek cezai müeyyide uygulanacaktır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu
süreçte demokrasi, hak ve özgürlüklerin savunusu giderek artan ölçüde CHP’nin
siyasal söylemine otururken, giderek genişleyen bir muhalefet varlığı
karşısında Demokrat Parti, giderek dozunu artıran otoriter tutum içerisine
girmiştir. Siyasal ve iktisadi bunalımın derinleşmesi, Demokrat Parti’nin
demokrasi söylemini giderek işlevsiz hale getirmiş ve siyasal iktidarın bu
süreçte giderek artan oranda baskıya dayanarak otoriterleşmesi süreci,
demokrasinin CHP siyasal söylemine yerleşmesini kolaylaştırarak, DP’nin hırçın
bir politika izlemesine neden olmuştur. Örneğin Menderes, bir memlekette meşru,
gayri meşru, seçimle ya da seçimsiz olarak, her ne pahasına olursa olsun
iktidarı ele geçirmek isteyenlerin, memleketi yıkıcı faaliyetlerin hedefi
yapmak isteyenlerin, aşırı derecede hürriyet taraftarı<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
göründüklerini
hatta mesuliyetsizlik hududuna kadar giden taleplerde bulunduklarını
vurgulayarak, bunları yapmakla asıl amaçlarının maksatlarını gerçekleştirecek
ihtilal koşullarını kolaylaştırmak olduğunu söyleyecektir. Şüphesiz bu hırçın
siyasetin önemli bir itkisi, iktisadi krizin giderek derinleşmesi ve 1958
yılında hükümetin bütün ayak diremesine rağmen IMF güdümündeki istikrar
politikalarına boyun eğilmesiyle sonuçlanmasıdır. Bu<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
süreçte
siyasal bunalımda keskinleşmiş ve bunun en açık göstergesi de, ihtilal söylentilerinin
ülkede kol gezmesi ve bunun karşısında Demokrat Partinin kin ve husumet cephesi
olarak nitelendirdiği muhalefete karşı, açıkça milleti Vatan Cephesi kurmaya48
çağırmasıdır.49 Vatan Cephesi’nin kurulması yönündeki (2005:503), Menderes’in
otoriter yönelimini, Tek Parti döneminin hayaletiyle sürekli bir polemik
vasıtasıyla meşrulaştırdığını ve CHP’nin Tek Parti zihniyetinden “anarşiye
varan aşırı hürriyetçiliğe” kaymasındaki sinizmi”, bilcümle demokratik hak ve
özgürlük taleplerini itibarsızlaştırmak için işlediğini belirtmektedir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Hürriyet
devrini biz getirdik. Bu devir Demokrat Parti ve Türk milletinin mücadelesi ile
geldi. Hürriyet rejimi hürriyet havasının bu memlekette teneffüsünü mücadelemiz
mümkün kıldıktan sonradır ki, bunlar görülmemiş bir fırsatçılık ile bedavadan
hürriyet kahramanı kesilmeye çıktılar”(Menderes, 1960, der.Kılçık, 1992d: 303).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti’nin muhalefeti bir ihtilal hazırlığında bulundukları iddiası ile ilgili<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
olarak 1958-1959
yıllarında Türkiye’nin aşırı bir sinir gerginliğine girdiğini belirterek, söz
konusu süreçteki tansiyonun yüksekliğine örnek olarak da, Menderes’in “bu
demokrasi değildir, bu bir kan davasıdır!” sözünü ve buna karşılık İnönü’nün de
1958 yılında Gaziantep’te yapmış olduğu konuşmada yer alan “şiddet yoluna
gidenler, ya gerçekten yola geleceklerdir. Yahut da İnönü’nün canını
alacaklardır!” ifadesini göstermektedir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Çağrı,
toplumsal kutuplaşmanın en uç göstergesini oluşturmasının yanı sıra, aynı
zamanda, Demokrat Parti’nin yaşadığı temsil bunalımı nedeniyle, hegemonyasını
diğer sınıfsal kesimler üzerinde tesis edememesi ve onları kendi parti
saflarına çekememesi nedeniyle, diğer siyasal partilerle açık bir siyasal çatışmaya
girmesinin de bir ifadesi olarak kabul edilebilir. Bu bağlamda, bu cephenin
teşkiline yönelik çağrı, Demokrat Parti’nin ve temsil ettiği sınıf<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
fraksiyonunun
kesimsel çıkarlarına dayalı örtülü bir diktatörlüğün tezahürü olarak da
değerlendirilebilir. Bu koşullar altında bir yandan muhalefetin kızıştırdığı
ihtilal söylentileri diğer yandan üniversite öğrencileri arasında gittikçe
yayılan iktidar partisi aleyhine gösteriler, Demokrat Parti’nin gittikçe dozunu
artırarak, sistemli bir şekilde uyguladığı baskı politikasının en uç noktası
olarak tahkikat komisyonunun kurulmasına sebep olmuştur. İktidar<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
partisi
tarafından CHP’nin kışkırttığını iddia edilen artan öğrenci protestoları ve mitingler
ülkede sıkıyönetimin ilan edilmesine yol açacak derecede Tahkikat Komisyonu’nun
kurulmasına ilişkin verilen önerge mecliste müzakere edilirken İnönü söz
istemiş ve şu açıklamayı yapmıştır: “Bu önerge kabul edildiği andan itibaren
siyasi hayatımız tamir ve devam kabul etmez bir uçuruma atılacaktır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Önergenin
temeli muhalefeti, hususiyle C. Halk Partisi ve basını itham etmeyi esas alıyor
ve birtakım tedbirler teklif ediyor. Eğer insan hakları yürütülmez, vatandaş hakları
zorlanırsa, baskı rejimi kurulursa ihtilâl bemehal olur. Biz böyle bir ihtilâl içinde
bulunmayız. Böyle bir ihtilal (bizim) dışımızda, bizimle münasebeti olmayanlar
tarafından yapılacaktır. Biz demokratik rejim dedik, demokratik rejim kurulmuştur.
Bu demokratik rejim istikametinden ayrılıp baskı rejimi haline dönüştürmek
tehlikeli bir şeydir. Bu yolda devam ederseniz, ben de sizi kurtaramam. Şimdi
arkadaşlar, şartlar
tamam olduğu zaman milletler için ihtilâl meşru bir haktır… İhtilâl ne için
yapılır? Eğer ihtilâl vatandaş için başka çıkar yol yoktur, kanaati zihinlere
ve bütün müesseselere yerleşirse, meşru bir hak olarak kullanılacaktır. Bundan
içtihap kâbil değildir” (İnönü, 1993: 295-300).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Albayrak
(2004: 530), muhalefetin kamuoyu önünde giderek güçlenmesinin iktidarı rahatsız
ettiğini ve iktidarın erken bir seçime hazırlandığı o günlerde, en güçlü rakibi
olan CHP’den herhangi bir şekilde kurtulunması gerektiğini ya da siyasi bakımdan
onu etkisiz hale getirmesi gerektiği yönünde bir inancın ön plana çıkmaya başladığını
belirtmektedir. Bu doğrultuda kurulması düşünülen Tahkikat Komisyonu’nun DP
meclis Grubu’nda müzakeresinden sonra bir bildiri yayınlanmış ve bu bildiride
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin yıkıcı gayri meşru ve kanun dışı faaliyetlerinin
memleket sathında cereyan tarzı ve bunların mahiyeti ve hakikatlerinin nelerden
ibaret olduğunu tahkik ve tesbit etmek ve bununla beraber memleketin her
tarafında yaygın bir halde görülen kanun dışı siyasi faaliyetlerin muhtelif
sebeplerine intikal etmek, ezcümle matbuat meselesini, adli ve idari mevzuat ve
bunların ne surette tatbik edilmekte olduğunu tetkik ederek bir neticeye varmak
üzere Meclis Tahkikatı açılmasına” karar verildiği açıklanmıştır…. </div>
<div class="MsoNormal">
<b>Sonuç:<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
CHP’nin
yedinci büyük kurultayında resmen Tek Parti iktidarının sonu ilan edildikten
sonra, çok partili siyasal rejime geçilmiş ve birçok parti kurulmuştur. 1945
yılında başlayan ve 1960 yılına uzanan süreçte, özellikle CHP ile DP arasındaki
siyasal iktidar mücadelesi şiddetlenmiş ve çeşitli toplumsal kesimlerin bu
mücadeleye kanalizasyonunda ve partilerin hem ülke<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
içindeki
hem de uluslararası platformdaki meşruiyet arayışında, demokrasi hem Demokrat
Parti’nin hem de CHP’nin siyasal söyleminin ana teması olmuştur. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat
Parti’nin 1945-1950 yılları arasındaki muhalefet döneminde demokrasiyi siyasal
söyleminin merkezi teması olarak ön plana çıkarması, hem ülke içindeki hem de
ülke dışındaki meşruiyetinin tesisinde önemli bir işlev üstlenmiştir. Ayrıca
söz konusu dönemde Demokrat Parti’nin demokrasi savunusu ve demokrasinin
içerdiği temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi ve genişletilmesi talebi de,
yine büyük ölçüde, Tek Parti iktidarı döneminde<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
iktidarın
uygulamalarından şikâyetçi olan çeşitli toplumsal kesimlerin CHP ile yürüttüğü
siyasal iktidar mücadelesine kendi saflarında kanalize edilmeye çalışılması
amacıyla yakından ilişkilidir. Zira Demokrat Parti, iktidarının ilk yıllarından
başlayarak, darbe ile iktidardan indirildikleri 1960 yılına kadar, 52 Örneğin
Menderes, İsmet İnönü’ün mazide işgal etmiş mühim mevkiler nedeniyle kendisine
atfedilen sıfatlar, payeler ne olursa olsun bunların bir tarafa bırakılarak onun
her şeyden evvel kanunlara muti bir vatandaş rütbesine, rütbei refiasına esat etmenin
gerekli olduğunu belirterek, başka türlü bu memlekette ne memleket idare etmenin
ne BMM olarak millet iradesini kullanmanın ne de demokrasi nizamını<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
tesis
etmenin imkânı olmadığını da sözlerine eklemektedir. Hükümetin gizlenen bir süngünün,
gizlenen değil apaçık ortaya çıkarılan bir süngünün tehdidi karşısında vazife
ifa etmesinde türlü zorluklar, hatta şaşırtıcı, tedbirleri almak imkanını
ortadan kaldıracak şartlar karşısında bulunabileceğini de vurgulamaktadır.
Ayrıca İnönü’nün süngüsü altında icraatta bulunmalarının olanaksız olduğundan
hareketle de korku ile demokrasinin bir arada yaşatılmasının mümkün olmadığını
da söylenmektedir. Bu doğrultuda da aldıkları tedbirlerle herkese haddinin
bildirileceğini ve herkesi nizamın hizasına sokacak tesir ve mahiyeti haiz
olduğundan ve bu tedbirleri zamanında hatta biraz geç kalmakla birlikte cesaret
ve isabetle tedbir kararı aldıklarını da belirtmektedir. Artık hiç kimse BMM
üstünde ve kanunun dışında<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
istediği
gibi bu memleketi tehdit etmek imkan ve ihtimaline sahip olamayacağını da<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
eklemektedir.
(Menderes, 1960, der. Kılçık, 1992d:
235).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu bağlamda
söz konusu süreçte Demokrat Parti’nin siyasal söylemi, demokrasi savunusundan,
demokrasinin hudutlarının vurgulanmasına kaymıştır. İlginç olan, CHP muhalefet
yıllarında, Demokrat Parti’nin muhalefet yıllarındaki taleplerini ve
söylemlerini anımsatırcasına oldukça benzer bir siyasal üslup ve söylem
geliştirmiştir. Bu doğrultuda 1950-1960 yıllarının demokrasi savunuculuğunu CHP
üstlenmiş ve siyasal söyleminin temel motifi demokrasi olmuştur. Her iki parti
özelinde de denilebilir ki, hem CHP hem de DP,<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
demokrasiye
oldukça pragmatik olarak yaklaşmışlar ve birbirlerine karşı yürüttükleri
siyasal iktidar mücadelesinde, demokrasi kavramının içeriğini, hem dönemin
konjonktürü hem de bu konjonktürün belirleyiciliği altında partilerin çıkarları
belirlemiştir. Bu bağlamda da siyasal söylemlerinde ve demokrasi algılarında
konjonktüre uygun olarak partilerin amaçlarına dönük kimi temalar ön plana
çıkarılmıştır. Demokrasi kendi içinde bir amaç olarak değil de, bir araç<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
olarak
telakki edilince de, iktidarda buluna partinin siyasal iktidarı ve otoritesi sarsılır
sarsılmaz ilk iş, kendilerini iktidara taşıyan temel siyasal söylemlerinden biri
olan demokrasinin yeniden etkisiz hale getirilmesi, en azından çeşitli şekillerde
ve araçlarla sınırlandırılması olmuştur.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b>Kaynakça:<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmad, Feroz ve T. Bedia Ahmad
(1976), Türkiye’de Çok Partili Politikanın Açıklamalı Kronolojisi:1945-1971
(Ankara: Bilgi Yayınevi).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ahmad, F. (1992), Demokrasi
Sürecinde Türkiye:1945-1980 (İstanbul: Hil Yayınları) (Çev.: A. Fethi).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Ağaoğlu, S. (2004), Arkadaşım
Menderes (İstanbul: Alkım Yayınevi).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Albayrak, M. (1994), Türk
Siyasi Tarihinde Demokrat Parti (1946-1960) (Ankara: Phoenix Yayınevi).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Aydemir, Ş. S. (2007),
Menderes’in Dramı? (İstanbul: Remzi Kitabevi).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Bayar, C. (1947), Nutuk
(Ankara: Demokrat Parti Başkanlığı Yayınları).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Bora, T., (2005), “Adnan
Menderes,” Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce Liberalizm, Cilt.7 (İstanbul:
İletişim Yayınları).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Boratav, K. (2006), Türkiye’de
Devletçilik (Ankara: İmge Kitabevi).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Buğra, A. (2008), Kapitalizm,
Yoksulluk ve Türkiye’de Sosyal Politika (İstanbul: İletişim Yayınları).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Demirel, T. (2005), “Demokrat
Parti,” Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce Liberalizm, Cilt.7, (İstanbul: İletişim
Yayınları).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Demokrat Parti (1949), Tüzük
ve Program (Ankara: Doğuş Matbaası).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Demokrat Parti (1954),
Kalkınan Türkiye (Ankara: Desen Matbaası).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Eroğul, C. (1990), “Çok
Partili Düzenin Kuruluşu: 1945-1971”, Schick, İ.C ve E.A Tonak (eds.),<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Geçiş Sürecinde Türkiye
(İstanbul: Belge Yayınları).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Pınar Kaya Özçelik Demokrat
Parti’nin Demokrasi Söylemi 187<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">İsmet İnönü (1993), İsmet
İnönü’nün TBMM’deki Konuşmaları (1920-1960), Cilt:2, (Ankara: TBMM<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Kültür ve Sanat Yayın Kurulu
Yayınları) (haz. Ali Rıza Cihan).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Karpat, K. (1967), Türk
Demokrasi Tarihi (İstanbul: İstanbul Matbaası).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Koçak, C. (2009), “1940’ların
İkinci Yarısında Sosyal Politika: Devlet Sınıflar, Partiler ve<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Dayanışmacı/Vesayetçi
İdeoloji,” Geçmişiniz İtinayla Temizlenir, (İstanbul: İletişim Yayınları).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Koçak, C. (2010), İkinci
Parti: Türkiye’de İki Partili Siyasi Sistemin Kuruluş Yılları (1945-1950) (İstanbul:
İletişim Yayınları).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Koray, M. (2005), Sosyal
Politika (Ankara: İmge Kitabevi).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Köymen, O. (2008), Kapitalizm
ve Köylülük:Ağalar, Üretenler, Patronlar (İstanbul: Yordam Kitap).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Makal, A. (2002), Türkiye’de
Çok Partili Dönemde Çalışma İlişkileri:1946-1963 (Ankara: İmge Kitabevi).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Menderes, A. (1957a), Adnan
Menderes’in Konuşmaları-1 (İstanbul: Ekicigil Yayınları).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Menderes, A., (1957b), Adnan
Menderes’in Konuşmaları-2 (haz. Esirci, Şükrü) (İstanbul: Ekicigil Yayınları)
(haz. Şükrü Esirci).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Menderes, A. (1967), Menderes
Diyor Ki…, Cilt. 1 (haz. Esirci, Şükrü) (İstanbul: Demokrasi yayınları).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Menderes, A. (1990), Nutuklar
(İstanbul: Mesafe Yayınları).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Menderes, A. (1991a), Başbakan
Adnan Menderes’in Meclis Konuşmaları: 1950-1960 (Ankara: Kültür Ofset Limited
Şirketi) (haz. Sükan, Faruk).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Menderes; A. (1991b), Adnan
Menderes’in Konuşmaları, Demeçleri, Makaleleri, Cilt: 1 (Ankara: Demokratlar Kulübü
Yayınları) (haz. Haluk Kılçık).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Menderes, A. (1991c), Adnan
Menderes’in Konuşmaları, Demeçleri, Makaleleri, Cilt: 2 (Ankara: Demokratlar
Kulübü Yayınları) (haz. Haluk Kılçık).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Menderes, A. (1991d), Adnan
Menderes’in Konuşmaları, Demeçleri, Makaleleri, Cilt: 3 (Ankara: Demokratlar
Kulübü Yayınları) (haz. Haluk Kılçık).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Menderes, A. (1991e), Adnan
Menderes’in Konuşmaları, Demeçleri, Makaleleri, Cilt: 4 (Ankara: Demokratlar
Kulübü Yayınları) (haz. Haluk Kılçık).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Menderes, A. (1992a), Adnan
Menderes’in Konuşmaları, Demeçleri, Makaleleri, Cilt: 5 (Ankara: Demokratlar
Kulübü Yayınları) (haz. Haluk Kılçık).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Menderes, A. (1992b), Adnan
Menderes’in Konuşmaları, Demeçleri, Makaleleri, Cilt: 7 (Ankara: Demokratlar
Kulübü Yayınları) (haz. Haluk Kılçık).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Menderes, A. (1992c), Adnan
Menderes’in Konuşmaları, Demeçleri, Makaleleri, Cilt: 8 (Ankara: Demokratlar
Kulübü Yayınları) (haz. Haluk Kılçık).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Menderes, A. (1992d), Adnan
Menderes’in Konuşmaları, Demeçleri, Makaleleri, Cilt: 9 (Ankara: Demokratlar
Kulübü Yayınları) (haz. Haluk Kılçık).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Öztürk, K. (1968), Türkiye
Cumhuriyeti Hükümetleri ve Programları (İstanbul: Baha Matbaası).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Tekeli, İlhan ve Selim İlkin
(2004), Cumhuriyetin Harcı: Modernitenin Altyapısı Oluşurken (İstanbul: Bilgi
Üniversitesi Yayınları).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Tezel, Y. S. (2002),
Cumhuriyet Döneminin İktisadi Tarihi (İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 9.0pt;">Yerasimos, S. (1980),
Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye:Bizans’tan 1971’e (İstanbul: Gözlem Yayınları)
(Çev.: B. Kuzucu).<o:p></o:p></span></div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-6053263788233262752013-04-03T09:16:00.005-07:002016-04-15T08:26:44.538-07:00Demokrat Parti iktidarı, Dr. Arslan Tekin<br />
<div align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<b><span style="color: maroon;"><span style="font-size: x-large;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Demokrat Parti iktidarı</span></span></span></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<b><span style="font-size: x-large;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8FjQG7V1PGP2SyzEoON004XDifLyN6LWwOxwX3bArOBEF_klHIeQMpvj3jWF_zZkNQPtThoX4GTdZnNAzGRQJEKjTadvpSHaE3uvUiWiZ4o6N2-sDAlmWXCusq70KHAZ7tLVsn_lRTWw/s1600/Dr.+Aslan+TEK%C4%B0N.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8FjQG7V1PGP2SyzEoON004XDifLyN6LWwOxwX3bArOBEF_klHIeQMpvj3jWF_zZkNQPtThoX4GTdZnNAzGRQJEKjTadvpSHaE3uvUiWiZ4o6N2-sDAlmWXCusq70KHAZ7tLVsn_lRTWw/s1600/Dr.+Aslan+TEK%C4%B0N.jpg" /></a></span></b></div>
<b><span style="font-size: medium;"><o:p></o:p></span></b><br />
<div align="right" class="MsoNormal" style="text-align: right;">
<b><span style="color: blue;">Dr. Arslan Tekin</span></b><b><span style="color: blue; font-size: 14.0pt;"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
Bazı dönemler vardır ki asla unutulmamalıdır. Kanaatimce, bu
dönemlerin birincisi İstiklâl Savaşı’nın hangi şartlar altında ve nasıl zorlu
bir mücadele sonunda kazanıldığı; ikincisi ise, 14 Mayıs 1950’de Demokrat
Parti’nin iktidara gelişidir. Demokrat Parti’nin iktidara gelişi basit bir olay
değildir. Gerçek manada halkın iktidarı ele alışıdır. Statükonun
parçalanmasıdır. Kalkınmanın ateşlenmesidir. Demokrat Parti iktidarına yalnız
bu zaviyelerden bakmamak gerekmektedir. Türkiye’de, Türkiye’yi kendilerinden
ibaret sayan kesimlerin, halk iktidarı karşısında hazımsızlıkları ve bu
hazımsızlıkları sonunda iktidarın gaspının Türk halkında açtığı yarayı da iyi
bilmek gerekmektedir. </div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: red; font-size: large;">14 Mayıs 1950… </span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: red; font-size: large;">Halk
iktidarının başlangıç tarihi… </span><o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
Aradan 50 yıl geçti. Demokrat Parti’nin 10 yıllık iktidarı
döneminde üç seçim yaşandı, dördüncü seçime gidilemeden 27 Mayıs 1960’ta darbe
oldu. <span style="color: red;">Ankara’da bir Demokratlar Kulübü vardır. Eski
Demokrat Partililer bu kulüpte toplanmışlardır.</span> Demokrat Parti’nin 75
milletvekili hâlen hayattadır. Bu milletvekillerinden bazılarıyla kulüpte
görüştüm. Demokrat Parti’nin kuruluşu ve iktidar dönemiyle ilgili özel bilgiler
aldım; hiç yayınlanmamış fotoğraflar temin ettim. Burada çalışmamı
kolaylaştıran eski DP milletvekillerine, Demokratlar Kulübü Başkanı Hüseyin
Agun, şahsıma güven duyarak özel fotoğrafları bana verme lütfunda bulunan Özer
Kenan Yılmaz, Sami Soylu, Halis Tokdemir ve Osman Alihocagil beyefendilere;
ayrıca, incelediğim dönemle ilgili çalışmalarını ve kaynakları gönderen siyaset
ilminin genç temsilcilerinden Dr. Esat Öz; çalışmamda kolaylık sağlayan
gazetemizin Ankara bürosundan İstihbarat Şefi Akif Bülbül ve foto muhabiri
Ahmet Büyük arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum.<br />
<b>Dr. Arslan Tekin<br />
</b>Demokrasinin milâdı Türkiye’de demokrasinin milâdı, 14 Mayıs 1950
tarihi kabul edilmiştir. Bu tarihte tek partinin iktidarına son verilmiştir.
Beş yıllık muhalefet partisi Demokrat Parti iktidarı ele almıştır. 21 Temmuz
1946 yılında milletvekili seçimleri yapılmış ve Demokrat Parti de 62
milletvekili ile Meclis’e girmiştir. Artık Meclis’te iktidar partisi üzerinde
kontrol kuracak, çalışmaları takip edecek bir parti mevcuttur. “Ben yaptım,
oldu” denemeyecektir. CHP iktidarı sık sık tenkit edilecektir. Buna CHP’lilerin
alışması gerekmektedir ama mesele böyle tezahür etmiyor.<br />
“Aristidis Kompleksi” Şevket Süreyya Aydemir, “Menderes’in Dramı”nda, CHP’nin
seçimleri kaybedişi üzerine yorum yaparken “Aristidis Kompleksi” başlığı ile şu
hadiseyi anlatır: “Aristidis kompleksi nedir? Aristidis, zamanımızdan 2 bin 500
yıl kadar önce Atina’da itibarlı bir hâkimdi. Her seçimde o seçiliyordu.
Aleyhinde kimse bir şey söylemiyordu. Çünkü kusursuz bir insandı. Bu yıllar
boyu böyle devam ediyordu. Gene bir seçim günü ve Aristidis seçim alanına
girerken, bir köylü, elinde bir midye kabuğuyla Aristidis’e yaklaştı. Bunun
içine usule göre, seçilecek birinin adını yazmasını rica etti. Aristidis’i
tanımıyordu. Aristidis sordu: – Kimin adını yazayım?<br />
- Aristidis’i yazma da kimi yazarsan yaz! – Niçin? Aristidis’in büyük suçları
mı var? – Hayır ama artık bıktık! Hep Aristidis! Artık bu değişmeli!.. Evet,
Halk Partisi iktidarı da artık yorgundu. Halkın çoğunluğunda iktidara karşı bir
bıkkınlık, memleketin havasında, artık bir rüzgâr gibi esiyordu…” * Sadece bıkkınlık
değildi. Hep CHP’nin adının yazılması, insanları bizar etmesi yanında, halk
yoksuldu. Ekmeği yoktu, işi yoktu… Giyimi yoktu… Cenazeyi kaldıracak imam
bulmak artık bir meseleydi. Çünkü dinî okullar olmadığı için, dinî vazifeleri
yerine getirecek insan yetişmiyordu.<br />
Önceki partiler Cumhuriyet ilân edildikten sonra, bir parti etrafında
toplanılması fikri doğdu. Mustafa Kemal, 1923’te Cumhuriyet Halk Fırkası’nı
kurdu. Ardından Kâzım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Cafer Tayyar gibi Mustafa
Kemal’in eski silâh arkadaşları Ekim 1924’te “Cumhuriyetçi Terakkiperver
Fırka”yı kurarak sert bir muhalefete giriştiler. Ancak, Mustafa Kemal’in
direktifi ile o zaman Başvekil olan İsmet İnönü bir kararname çıkararak,
“halkın dinî duygularını istismar ettiği” iddiasıyla yeni partiyi kapattırdı.
Yeni partinin ömrü birkaç ay sürmüştü. 1930’da ikinci bir parti kurma teşebbüsü
daha olmuştur. “Serbest Fırka” adıyla faaliyete geçen partinin kuruluşu
hakkında Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil şunları yazmıştır:<br />
“Mustafa Kemal’in kanaatına göre, Türkiye’nin kalkınmasına ve modernleşmesine
yalnız tek parti sistemi imkân verecekti. Yukarıda işaret ettiğimiz gibi
(Mustafa Kemal, fikir ayrılıklarını ve faydasız çekişmeleri ortadan kaldırmak
için, bütün bir milleti yeni bir partinin kadrosunda birleştirmek istedi), her
şekilde meşru bir muhalefetin yok edilmesi işte bu düşünceden çıkıyordu.
Bununla beraber halk kitlelerinin göstereceği reaksiyonu kesinlikle bilmek
isteyen Devlet Reisi, 1930’da ince bir manevra yapmağa karar verdi: Silâh arkadaşı
ve sırdaşı Fethi Okyar’ın tavassutu ve teminatı ile ‘Serbest Fırka’ adında bir
muhalefet partisi kurulacak idi.” (27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri, Çev. M. Ali
Sevük-İ. Hakkı Akın, 1966, s. 34.) “Sözde muhalefet partisi” halktan büyük
destek gördü. İstanbul, İzmir, Samsun gibi şehirlerde büyük mitingler tertip
edildi. Yeni parti çığ gibi büyüyünce, kapatılma yoluna gidildi.<br />
Kökten DP’liyiz 1916 doğumlu Hidayet Sinanoğlu, 1954-1960 arası İçel
Milletvekili olarak görev yaptı. 2.5 yıl Yassıada ve Kayseri’de hapis yatan
Sinanoğlu, DP için şunları söylemişti:<br />
“Biz kökten Demokrat Partiliyiz. 1946’da Anamur’da DP’yi kurduk. İlçe ve il
başkanlığı yaptık. Biz DP olarak iktidara geldiğimizde vatandaş 6 liralık yol
parasını, 70 kuruşluk agnam vergisini ödeyemezdi. 1954’de milletvekili
seçildikten sonra Erdemli’nin Torosların tepesindeki Çandar köyüne gittik.
Kadınlar bir tarafa erkekler bir tarafa toplanmışlar bizi karşılıyorlar. Belki
10, belki 20 koyun kesecekler. Biz dedik: Ne lüzumu var… İçlerinden bir ihtiyar
çıktı: – Ne diyorsun bey!… Halk Partisi zamanında agnam vergisi korkusundan bu
dağların başına nöbetçi koyardık. Bizi onlardan kurtardınız.<br />
DP Mersin’e büyük hizmetler yaptı. Mersin limanı, rafineri, Anamur sulaması,
Mersin silosu, Mersin-Antalya, Silifke-Mut-Karaman yolu bizim eserlerimizdir.”<br />
Demokrat Halk Partisi Genel Başkanı Özgen: 14 Mayıs’a herkes<br />
sahip çıkmalıdır Demokrat Halk Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mahmut
İhsan Özgen, 14 Mayıs’ın Türkiye’nin <a href="http://nedirhakkindabilgiler.kadinlaricin.net/makaleler/demokrasi-nedir.htm" target="_blank" title="demokrasi">demokrasi</a> hayatında çok önemli bir
dönüm noktası olduğunu belirterek, “Türk demokrasisi yönünden, büyük bir
demokratik mesafenin alındığı, özellikle halkın oyuna ve insana değer verildiği
bir gündür” dedi. Özgen, yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi:<br />
“14 Mayıs’ı, her türlü istismardan uzak şekilde, Türkiye’de milli iradenin ilk
olarak kurulduğu, çok partili demokratik hayatın başladığı gün anlamında tüm
siyasetçilerin kabul etmesi, Türkiye’de sadece halkoyuna ve aziz milletine
gönülden güvenen gerçek aydınların varolduğunu gösterecektir. Bunu sadece bir
partinin iktidara geçiş günü veya iktidarın el değiştirdiği bir gün olarak
ifade eder ve bu şekilde algılanmaya devam ettirilirse; CHP’nin iktidardan
düşürülüp, DP’nin iktidara gelişi şeklinde düşünülürse, bu dar görüş, günümüz
Türkiye’sinde yine en büyük kısır çekişmelerin ve demokratik eksikliklerin
devam ettiği günler içinde kaldığımızı gösterir. Bu açıdan dar düşünceli olmaktan
kurtularak, her türlü istismardan uzak bir anlayışla geniş düşünmeye ve gerçek
demokrasiye sahip çıkmalıyız.”</div>
<div class="MsoNormal">
Yeni bir devir Mustafa Kemal Atatürk’ün 1938’de
ölümünden sonra, İsmet İnönü, Cumhurbaşkanı seçildi. Demokrat Parti’nin 14
Mayıs’taki müthiş zaferini Demokrat Parti’nin mükemmelliğinde arayamayacağımız
gibi, 27 Mayıs ihtilâline giden yolu da yine Demokrat Parti’nin hatalarında
arayamayız. O dönemde, siyasî misyonu yüklenenlerin psikolojik yapısında ve
sosyal bünyede aramak gerekir. Siyasî misyonun en başında gelen isimlerden biri
İsmet İnönü’dür. Mizacını tanırsak sonraki siyasî gelişmelerin seyrini tayin
etmek daha kolay olacaktır. Ünlü fikir adamı Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil,
İsmet İnönü’nün psikolojisini ve siyasî anlayışını değerlendiriyor: “Çekildiği
köşesinden devletin başına geçer geçmez İnönü’nün ilk hareketi, Bayar’ı ve
Atatürk’ün yakın mesai arkadaşlarını bir kenara itmek oldu. Ünlü selefi gibi,
parti ve devlet başkanlıklarını şahsında toplayan İnönü, çağdaşları Mussolini
ve Hitler’in kurdukları diktatörlükler modelinde bir diktatörlük yolunu tuttu.
Esasen, ötedenberi mevcut tek parti sistemi böyle bir teşebbüse müsaitti.
Köylerde jandarmanın dipçiğine, şehirlerde ise polisin copuna dayanan bir terör
rejimi kurulmuştu. Sinsi ve kinci tabiatlı, dar görüşlü olan İnönü’de,
Atatürk’teki ihata kabiliyeti ve fevkalâde zekâ seyyaliyeti yoktu. CHP’nin altı
prensibinden yalnız üçüne itibar etti. Devletçilik, Laiklik ve Milliyetçilik
(…) Ona göre, kuvvete başvurarak memleketi büyük bir kışla haline getirmek
pahasına da olsa, hükûmetin otoritesini son haddine kadar artırmak lazımdı. (…)
Laiklik prensibinin anlaşılışı ve tatbikatı kadar hiçbir şey, umumî efkârı
İnönü’den ve onun her şeye hâkim partisinden uzaklaştırıp tiksindirmemiştir.
Batı memleketlerinde laiklik, devlet ve kilisenin birbirinden ayrılmasını ifade
eder; yani, biri dünya işlerini diğeri de ahiret işlerini düzenler. İnönü
laikliği bu manada anlamamıştır. Komünistler gibi dine karşı yürümüş, din
duygusunu ve Allah aşkını insan kalbinden söküp atmak için mücadele eden bir
nevi materyalizm şeklinde görmüştür.” (27 Mayıs İhtilâli ve Sebepleri, s.
35-36.) İnönü’yü ve icraatını tenkit kimsenin haddi değildi. İkinci Dünya
Savaşının bitiminde CHP’den hoşnutsuzluk artık alenen yazılıp söylenmeye
başlandı. CHP içinde halkın sesine kulak verenler çıktı. Celal Bayar, 1943
seçimlerinden sonra milletvekilliğinden istifa ederek köşesine çekildi. 1945’te
de CHP’den ayrıldı. Ardından Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan’la
birlikte CHP yönetimine bir takrir verdiler. Bu takrir üzerine Menderes,
Köprülü ve Koraltan CHP’den atıldılar. 1945 senesinin sonlarında Demokrat Parti’nin
çatısı kurulmuştu. Partinin program ve nizamnamesi 7 Ocak 1946’da ilân edildi.<br />
Mühim bir inkılâp Başbakan Adnan Menderes, birinci Menderes hükûmetini kurdu.
29 Mayıs 1950’de yani seçimden 15 gün sonra Meclis’te hükûmet programını okumak
üzere kürsüye çıktı: “Büyük Millet Meclisinin muhterem azaları! Dokuzuncu
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin millî tarihimizde alacağı yer, her bakımdan
çok büyük olacaktır. Tarihimizde ilk defadır ki, yüksek heyetiniz, millî
iradenin tam ve serbest tecellîsi neticesinde, millet mukadderatına hâkim olmak
mevkiine gelmiş bulunuyorsunuz. Dokuzuncu Millet Meclisinin azaları olan
sizleri, Türk milletinin hakikî mümessillerini selâmlamakla derin bir gurur ve
iftihar duymaktayız…(…) Şüphe yok ki 14 Mayıs, bir devire son veren ve yeni bir
devir açan müstesna ehemmiyette tarihî bir gün olarak, daima anılacaktır. (…)
14 Mayıs seçimleriyle memlekette şimdiye kadar yapılanlarla ölçülemeyecek
ehemmiyette mühim bir inkılâbın, en mühim merhalesi aşılmıştır. (…) Biz aynı
partinin, birbirini takip eden hükûmetlerinden değiliz. Millet iradesiyle
iktidara gelen bir partiyiz. Millî ve siyasî mürakabeden mahrum bir idarenin
çok uzun yıllar sürüp gitmesi, birçok hataların irtikabına, birçok israflara ve
ifratlara yol açmıştır.”<br />
Yeni bir dünya kuruldu Menderes, hükûmet oluşlarından sonraki ilk nutkunu,
muhakkak, tartarak ve siyasî hesaplarını yaparak vermiştir. Bu nutukta sehven
söylenmiş hiçbir söz olamazdı ve olsa bile mazeret kabul edilemezdi. Menderes,
kendisinin de bir zamanlar mensup olduğu CHP dönemini hemen tamamen kapatıyor
ve yeni bir anlayışla yeni bir dünyaya açıldığını ilân ediyordu. Böyle bir
nutuk, oyla gelen insanların kolayca söyleyeceği nutuk değildi. Menderes öyle
ezici bir çoklukla iktidarı ele aldı ki, bu desteğin ilelebed devam edeceği
fikrine vardı. Halkın geçmiş iktidara karşı duyduğu nefret, bunun yanında
DP’nin farkını ortaya koyacağı icraat iktidarda kalmaya yetecekti. Bu nutuk,
üzerine herkes kendi meşrebine göre yorumlar yapmıştır.<br />
AĞA Menderes 1909 yılında doğan Ali Ulvi Arıkan, 1954-1957 yılları arası
Niğde Milletvekili oldu. Orduda astsubaylıktan üsteğmenliğe yükseldikten sonra
ayrılmış ve ithalat-ihracat işleriyle uğraşmış. Niğde’de DP’nin kurulmasını
sağlamış ve sonra il başkanlığı yapmış. 1960’ta milletvekili olmadığı için
Yassıada’ya gitmedi. Arıkan, o dönemi şöyle anlatıyor: “Emekli bir binbaşı
vardı. Ben Nevşehir’de Demokrat Parti’yi kurdum, sen de burada Demokrat
Parti’yi kur, dedi. Bu dönemlerde partiyi ağzınıza alsanız mahallî zabıta, vali
başta ağır baskılar yapıyor. İşimin bozulmaması için bir başka arkadaşa
kurdurduk. Sonra ben de katıldım. Menderes’le bir hatıram şu: Muzaffer
Kurbanoğlu grup başkanıydı. O zaman grup başkan vekili denmezdi. Kurbanoğlu:
‘Ulvi, akşam Ağa ile beraberdik. Menderes rahmetliye Ağa derlerdi. Geniş
toprakları var ya… Büyük illerden ikişer, küçük illerden de birer kişi gelecek,
Ağa’nın evinde, seçim meselesini konuşacağız’ dedi. Ertesi günü dedikleri
saatte Çankaya’daki Adnan beyin evine gittim. Samet Ağaoğlu da oradaydı. Salona
geçtik. Sol odadan Adnan beyin sesi geliyordu. Kapıyı araladım. Karşısında
Bursa milletvekili Agâh Erozan var. Samsun milletvekili Muhyittin Kefeli ve
daha birkaç arkadaş. Adnan Beyin vatanperverliğine misal olduğu için bu
hatıramı söylüyorum. Agâh bey, Adnan beye diyor ki: ‘Efendim, muhalefet,
plânsız, projesiz siyasî yatırım yapıyorlar. Bu kadar şeker fabrikası, bu kadar
çimento fabrikasını nereye verecekler, toprağa mı gömecekler, diyorlar. Bir
plânlama kurarsak, bu menfiliği kırarız. Benim bunları dile getirmem, seçime
gidiyoruz, seçimi kaybederiz, diye söylüyorum.’ Başvekil: ‘Bak Agâh Bey, eğer
ben yüzde 84’lerin – yüzde 84 insanımız köyde yaşardı – kalkınması pahasına ben
seçimi kaybedeceksem, öper başıma koyarım.’ dedi. ‘Ama üzülmeyin… Belki fire
veririz ama tek başımıza iktidar olacağız.’ diye devam etti. Efendim, ikinci
hatıram Refik Koraltan’la ilgili… DP iktidar oldu 1950’de… Koraltan’ı
Mithatpaşa Caddesindeki evinde ziyarete gittik. Konyalılar da gelmişlerdi.
Onlar Koraltan’a sordular: ‘Efendim, sebeb-i ziyaretim, istirhamımız, ezanı
Arapça yapalım.’ O zaman Türkçe okunuyordu. Koraltan düşündü, düşündü cevap
verdi: “Haklısınız ama buna ben re’sen karar veremem. Biraz zaman geçsin,
inşallah o da olacak’ dedi. Bunda yine Konyalılar öncü oldu. Biliyorsunuz. Dinî
konularda Konyalılar öncüdür!”<br />
Bir devrin sona erdiği gün Başbakan Adnan Menderes, 14 Mayıs 1950
seçiminden sonra yaptığı ilk konuşmada, “Şüphe yok ki 14 Mayıs, bir devre son
veren ve yeni bir devir açan müstesna ehemmiyette tarihî bir gün olarak, daima
anılacaktır. 14 Mayıs seçimleriyle memlekette şimdiye kadar yapılanlarla
ölçülemeyecek ehemmiyette mühim bir inkılâbın, en mühim merhalesi aşılmıştır”
demişti.</div>
<div class="MsoNormal">
Halkın iktidarına karşıydılar Kemalist ideologların
başında gelen Şevket Süreya Aydemir, Menderes’in sözlerini şöyle tenkit
etmiştir:<br />
“Yeni iktidarın ilk günü, iyi başladı denilemez. Hem Atatürk’ün, hem gelmiş
geçmiş inkılâpların, yalnız hatırlanmayışı değil de, bir nevi inkâr edilişi,
iyi bir başlangıç sayılamazdı. Çünkü bu suretle, arkada kalanlarla bütün bağlar
kopuyordu. Bütün köprüler yıkılıyordu. Sanıyorum ki, bu bağların kopuşu, bu
köprülerin böylesine yıkılışı, Demokrat Parti iktidarını ve Menderes’i
memlekette ve parlamentoda, yıllar yılı olgunlaşıp gelen tarihî gelişmenin
biraz dışına atmıştır. Ve onlara yeni bir devrin, yeni bir nizamın, ancak
şimdi, yani kendileriyle başladığı gibi yanlış bir benlik şuuru vermiştir.
Başvekilliğe kadar normal yollarla gelen Menderes’in bu ilk ve aşırı çıkışı,
öyle sanıyorum ki, 1950-1960 arasındaki çatışmaların ve sonuçların meydan
alışında önemli bir sebep bir faktör olsa gerektir…” (Menderes’in Dramı, s.
208. )<br />
Neden DP? Demokrat Parti, Aydemir’in, “keşke demeseydi, keşke yapmasaydı”
mealindeki yorumlarına muvafık hareket etseydi, Adnan Menderes, kesin bir
farklılık ortaya koymasaydı, varlık sebepleri olmayacak, dolayısıyla CHP’nin
bir fraksiyonu görüntüsü verecekti ki, bu da halkı tatmin etmez, yeni
arayışlara iterdi. Eski DP Milletvekili Halis Tokdemir bana şunu demişti: “Daha
önce de parti kurulmuştu. Meselâ halkın içinde ‘kuzu partisi’ diye anılan Nuri
Demirağ’ın Millî Kalkınma Partisi’ne halk itibar etmedi. Halk Atatürk’ü
seviyordu. Hem de çok. Atatürk’ün arkadaşı, son başvekili Celal Bayar kalkıyor
bir parti kuruyor. İlk zamanlar halk Menderes’i bilmiyordu. Hususiyetlerini
tanımıyordu. Celal Bayar öndeydi. Atatürk’ün arkadaşının öncülüğü partiyi
halkın nezdinde kabul ettirdi.” 27 Mayıs 1960 İhtilali’ne götüren ruh hâlini
vermek için Demokrat Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi arasında cereyan eden çekişmenin
şiddetini ortaya koymamız gerekir.<br />
Hâlbuki, Demokrat Parti’yi kuranlar da önce CHP’li idiler. Bu kadar
birbirlerine karşı hırçınlaşmaları ve garezkâr hareketleri, halk tabakalarına
da giderek yayılmış ve particilik neredeyse şahsîleştirilerek bir ölüm kalım
mücadelesi hâline getirilmiştir. Seçim dönemine ait bir anekdotu nakletmek
isterim. Muhalefetin korkusu, DP’nin kazanacağının belli olmasıyla birlikte
İsmet İnönü’nün akıl almaz bir oyuna girip seçim yapmaktan vazgeçeceği idi.
DP’de mukabil oyunlar geliştirmiştir. Celal Bayar İttihatçı geleneğinden gelen
bir politikacıdır. O da İsmet İnönü kadar politikanın kurnazlıklarını
bilmektedir. 14 Mayıs seçimlerinden önce DP teşkilâtına gizli bir haber salar
ve der ki: İsmet İnönü’nün seçim gezilerine katılacak ve onu alkışlayacaksınız!<br />
Buradaki maksadı, İnönü’nün seçimlerden vazgeçme tavrını ve sandıklara
müdahalesini önlemektir. İnönü, etrafındaki kalabalığı ve coşkuyu gördüğünde,
seçimi kazanacağına emin olacaktır. Seçimden bir hafta evvel İzmir’dedir.<br />
İnönü kendisini karşılayan ve alkışlayan kalabalıktan son derece mesrurdur.<br />
Gazetecilere DP’yi kastederek şunu söyler: “Ben bunları yenerim. Siz de
görürsünüz!”<br />
Üç grup Samet Ağaoğlu, ki Demokrat Parti milletvekili ve bakanlarındandı,
“Arkadaşım Menderes” adlı kitabında Demokrat Partinin sosyal yapısı hususunda
şu tespitlerde bulunur: “D.P.; köylü, işçi, esnaf, yeni fikir ve görüşlerin
etkisi altında genç aydınlar ve bunların aralarında, Halk Partisi’nden çeşitli
sebeplerle ayrılanların, el ele ayaklanmaları şeklinde doğmuştur. Partinin
idareci kadrolarına da, bu bünyesine uygun olarak, demokrasiye yüzde yüz
inananlarla, başka ideolojilere bağlananlar ve sadece şahsî çıkarlarının
peşinde olanlar da girdiler. Böylece, Demokrat Partinin çatısı altında üç grup insan
toplandı: – Demokrat idealine bağlı genç idealistler, – Demokrat idealine bağlı
tecrübeli idealistler, – Demokrat Parti’nin temsilcisi bulunduğu idealle ilgili
bulunmayanlar…” (s. 63)<br />
Bunun yanında 1950’li yıllardan beri politikanın içinde yer alan Dışişleri eski
Bakanı Prof. Dr. Turan Güneş, Demokrat Parti iktidarına “aydınlar”ın bakışını
şöyle değerlendiriyordu: “Arapça ezan gibi birçok konuda DP’nin en basit, en
kolay, en demagojik yolları seçtiği söylenebilir. Ama bu, olayın çıplak
gerçeğini ortadan kaldırmaz. Türkiye ilk kez bir çeşit sivil topluma
yöneliyordu. Yahut bir başka deyimle, halk şimdiye değin yabancısı bulunduğu
iktidarı ele geçiriyor veya etkilenebiliyordu. Bunun sonucu, bu kez seçkinlerin
yeni iktidar modeline yabancılaşması olmuştur. Seçkinler, kendilerini aşan,
kendi değer yargılarına ters düşen ve çağ dışı saydıkları bu modeli bir türlü
kabul edememişler, daha doğrusu böyle bir toplumda yerleri ve işlevlerini
saptayamamışlardır<span style="font-size: 10.0pt;">.” (Araba Devrilmeden Önce,
1983, s. 102-103.)<br />
</span>Bayar ve İnönü barışı Hüseyin Agun, Demokratlar Kulübü Başkanı.
Agun, 1913 doğumlu. Orman Başmüdürü iken 1954 seçimlerinde Meclis’e girdi. 2.5
yıl hapis yattı. “Demokrat Parti İktidarının Kıbrıs Politikası 1950-1960” adlı
bir de kitabı vardır. Celal Bayar’la İsmet İnönü’nün barışmasına şahit oldu:
“Celal Bayar İstanbul’dan Ankara’ya gelmişti. Hapis yattıktan sonra oluyor.
Mevhibe İnönü telefon ediyor: ‘Beyefendi, sizi Paşa Hazretleri beş çayına davet
ediyor. Ben de pasta yaptım. Lütfen teşrif ediniz’ diyor. Bayar’ın damadı Ahmet
Gürsoy’un evi Ankara’daydı. Bayar orada kalırdı. Davet geldiği sıra, Çorum
milletvekili arkadaşımız vardı, kazada vefat etti, onun evindeyiz. Celal Bayar
telefona gitti. Sonra bize: ‘Mevhibe Hanım telefon etti, böyle şey söyledi. Ne
dersiniz?’ diye sordu. ‘Beyefendi’ dedik. Davete icabet etmeniz lâzım. Bu iş
kalksın ortadan. Böylece barışıyorlar. Adalet Partisi, cesaret edip de bizim
affımız ve haklarımızın iadesi için bir adım atamadı. Yine İnönü meseleyi
Meclis’e getirdi, onlar da imzayı attılar.”<br />
Demokratlara bürokrat tepkisi Dr. Esat Öz’ün Demokrat Parti iktidarı ile
ilgili önemli tespitleri bulunmaktadır. Öz, özellikle bürokratların ve
aydınların DP iktidarı karşısındaki tavırlarını ele alır ve yorumlar. Sivil
bürokrasi ise yeni siyaset sınıfına ve siyasete ‘elitist’ yaklaşmakta, onu
küçümsemektedir. 1950’lerdeki siyaset, ‘politikanın sokağa (ayağa) düşmesi
olarak tanımlanmış ve siyasî elitin bürokratik mekanizmadan çok, iş adamları ve
geniş halk kitleleri ile temasta olduğundan şikâyet etmiştir. Entellektüel
elitin bakışı da bürokratik elitin bakışından farklı değildir. Demokratların
pragmatik politikasına tepki göstermektedirler.</div>
<div class="MsoNormal">
Menderes’i hazmedemediler Elitlerin, bürokratların
DP’lilere bakışı farklıdır. Dr. Esat Öz, sonuç olarak şunları yazar: “Bir
tarafta, sosyo-ekonomik gücü ve prestiji giderek artan ticaret-sanayi erbabı ve
köylü sınıfıyla birlikte DP; diğer tarafta ise prestijini ve ayrıcalıklı
statüsünü kaybetmeye başlamış bir sivil-asker bürokratik elitle onun
sözcülüğünü üstlenmiş CHP yönetimi. Bu iki “blok” arasındaki amansız rekabet
ister istemez dönemin hem siyasal söylemini hem de pratiğini şekillendirmeye
başlamıştır. (Ö) Asker-sivil bürokratik elitle entelektüel elitin 1950’lerdeki
DP politikasına 27 Mayıs darbesiyle verdiği cevap, demokrasi yolunda alınan
mesafenin önemini azaltmış, yeni gerilimlerin tohumlarını ekmiştir.” <span style="font-size: 10.0pt;">(“Türkiye’de Demokrasinin Gelişimi ve Demokrat Parti”,
Türkiye Günlüğü, Yaz 1998, s. 35-36.)</span> </div>
<div class="MsoNormal">
Demokrat Parti, iktidara geldiğinde ordu içinde kıpırdanma
olmuş mudur? Rivayet muhtelif… Zaman zaman yazılan bir hikâye vardır… Bu hikâye
İsmet İnönü’nün başbakanlığı sırasında, Günvar Otmanbölük tarafından 1962’de
Yeni İstanbul Gazetesi’nde de yazılmış, ancak İnönü yalanlamamıştır. Olay şu:
“14 Mayıs 1950’de geç saatler. Sandıklar açılmış ve oylar ekseriyet DP’ye
çıkıyor. Gece Genelkurmay Başkanı Abdurrahman Nafiz Gürman hışımla makamına
geliyor. Ama odasında Kara Kuvvetleri Komutanı Nuri Yamut oturmaktadır. Org.
Yamut: – Paşam Demokrat Parti iktidarı kazanmıştır. Org. Gürman: – Bu adamlara
memleketi teslim edemeyiz! Bu muhavere üzerine Nuri Yamut tabancasını çekiyor
ve: – Meclis toplanıncaya kadar mevkufsunuz. Daha sonra ben sizin emrinizdeyim.
Lüzumu ne ise onu yaparsınız. Org. Gürman enterne ediliyor ve odaya
kapatılıyor. Meclis açılıp Celal Bayar cumhurbaşkanı seçildikten sonra Org.
Gürman serbest bırakılıyor. 6 Haziran 1950’de toplanan Bakanlar Kurulu
kararıyla Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları değiştiriliyor. Kararname 8
Haziran 1950’de 7527 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giriyor. Bu
kararnameyle Org. Nuri Yamut Genelkurmay Başkanı olmuştur. Bir başka rivayet:
Bir albay, Menderes’e gelmiş ve İnönü’nün etrafında toplanan bazı kumandanların
darbe hazırladığını haber vermiştir. Bu haber üzerine 13 Haziran 1950’de
Menderes şu ağır konuşmayı yapmıştır: “Size esefle haber vermek isterim ki,
iktidara gelişimiz henüz bir ayı bulmadığı halde, bazı zaruri değişiklikleri
mesele ittihaz ederek Cumhuriyet Halk Partisi, orduyu aleyhimize tahrik etmek
yoluna sapmıştır. Bizim bütün çalışmalarımız memleketimizde demokrasiyi
perçinlemeye matuftur. CHP, eğer başarılı bir çalışmaya girmek istiyorsa,
başlarındaki iktidar hastalarını atmalıdır. Bu iktidar hastaları, havayı
karıştırmak istemektedirler. Memlekette siyasi iktidarı muhtal (bozuk)
göstererek, bir polemiğe, bir hücum ve taarruza geçmişlerdir.” (Menderes’in
Dramı, s. 212.) Şevket Süreya Aydemir, bunu “çocukça bir ihbar oyunu” diye
anlatır. Metin Toker, askerin müdahale etme talebinin “külliyen yalan” olduğunu
yazar: “Asker’in 1950 seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanı İnönü’ye gidip o
isterse sonuçları iptal etme teklifinde bulunduğu hiçbir asıl ve esası
bulunmayan yalandır. Bunu, ordu yüksek kademesini toptan değiştirme niyetindeki
yeni DP iktidarı çıkartmış, kendi yayın organı Zafer Gazetesi’ne yazdırtmış,
derhal tekzip olunmuştur: Böyle bir teklif değil, böyle bir ziyaret dahi
yoktur! Buna rağmen iddia tekrarlanıp durmuştur. Daha eskiye gidilirse rejimi
tek partiden çok partiye, yani demokratik parlamenter sisteme geçirme kararı
askerden hiçbir mukavemet görmemiştir. Zaten Milli Şef, bunun ‘icazet’ini ondan
istememiştir.” <span style="font-size: 10.0pt;">(Milliyet, 22 Nisan 2000) <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
Muhaliflerin ve muvafıkların sözleri… İki tarafın da
anlattıkları birbirine zıt.<br />
‘İsmet Paşa gibi bir muhalif’ İhtilâlcilerden Dündar Seyhan hatıralarında
bahseder. Kendisi 38 kişilik Millî Birlik Komitesi’nde olmamakla bereber,
ihtilâl hazırlığının ileri safhalarında bulunmuş, ihtilâl vaktinde de
Washington’a vazifeli gitmiş ve ihtilâlin ardından yurda dönmüştü.<br />
Yassıada’da, tutuklulara çok kötü muamele yapıldığı söylentileri ayyuka
çıkmıştır. MBK’nın bazı üyeleri söylentileri yerinde incelemek üzere adaya
giderler. Menderes’le görüşürler. Dündar Seyhan’ı okuyalım: “Numan Esin; geçen
on yıllık hükümet etme sonunda iktidarlarının ihtilâlle sona erişi bakımından,
olayların sorumluluğunu inceleyip incelemediğini ve bu incelemede şahsen bir
vicdan muhasebesi yaptıysa neticesinde neye ulaştığını sual olarak ortaya
getirdi. (…) (Menderes) Her olaydaki yanlış tutumlarına muhalefeti sebep, saik
ve müşevvik olarak gösteriyordu. (…) Sonra: – İhtilâl gelişi ile bizi de,
Türkiye’yi de bir uçuruma yuvarlanmaktan kurtarmıştır. Dedi.<br />
Yaptığı açıklamalar karşısında bir nokta özel bir önem kazanıyordu.<br />
Ortaya getiriverdim. – Adnan Bey, dedim. 1950’de tamamen meşru olarak iktidara
geldiniz. Milletin ekseriyet reyiyle 10 sene iktidarda kaldınız. Yukarıdaki
izahatınızla, bu memlekette her meşru olarak iktidara gelen parti tutumu ve
tedbirleri ne olursa olsun memleketi on sene sonra ihtilâle mi götürür demek
istiyorsunuz? Biraz düşündü… Yarı gülerek; – Muhalefet lideri İsmet Paşa
olursa, evet, dedi.” (Gölgedeki Adam, s. 124.)<br />
Hırçınlığın zararı Demokrasi hırçınlıkla başlamış, muhalefet ve iktidar,
amansız bir düşmanlık yolu tutmuş ve sonunda ihtilâle gelinmiştir. Yukarından
beri izah ettiğimiz ruh hâlini Menderes de tespit etmiştir. İnat ve gayz
insanların basiretini bağlıyor ve meseleyi daima şahsîleştiriyor. Oysa ki,
politikacı kendisi için değil, cemiyet için vardır ve varlık sebebi de
cemiyettir. Türkiye’nin demokrasiye geçişinde sancı büyük olmuştur. Demokrasiye
geçişinin sancısının büyüklüğü kadar demokraside siyasîlerin tavrını hazmedip
hatasıyla sevabıyla kabullenmek de o derece zor olmuş ve netice ihtilâle gelip
dayanmış.<br />
Enver Paşa’nın masası DP’nin Millî Savunma Bakanı idi. Bu fotoğraf 1953’te
Celal Bayar’la birlikte alınmıştır. Kenan Yılmaz’ın sağ omuzunun ardında
görünen Celil Gürkan’dır. Celil Gürkan, o zaman binbaşı rütbesinde ve Kenan
Yılmaz’ın yaveriydi. Gürkan, Cunta, 9 Mart 1971’de ihtilali gerçekleştirseydi,
Başbakan Yardımcılığına getirilecekti. Ancak, güvendiği insanlar Kara
Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler ve Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, emir
kumanda zincirinde 12 Mart 1971’de Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmac’ın
kumandasında Deniz Kuvvetleri Komutanı Celal Eyiceoğlu ile birlikte hükûmete
muhtıra vermiş, Tümgeneral Gürkan ve 12 arkadaşını emekliye sevketmişlerdir.
İkinci resimde Kenan Yılmaz’ın oturduğu masa Enver Paşa’nın masasıdır. Önceki
Millî Savunma Bakanı Enver Paşa’nın masasına oturmuştu. Bu da tenkit edildiği
için, Kenan Yılmaz bakanlığa getirilişinin ilk günü hatıra fotoğrafı çektirmek
için oturmuş ve sonra masayı müzeye göndermiştir.<br />
“Erzurum ile Tortum’u birleştireceğiz” 1957’de Erzurum’dan milletvekili
seçildi. 1922 doğumlu. Ankara Hukuk Fakültesini bitirdi. Yassıada’da beraat
eden 47 kişiden biridir. 1.5 yıl kadar tutuklu kaldı. AP’den Erzurum senatörü
seçildi. “Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin temeli 1957’de atılmıştı. 1958’de
dersler başladı. Ankara’dan Erzurum’a büyük bir misafir treni tertip edilmişti.
Biz Erzurum milletvekilleri olarak o trende misafirlerle beraber gittik. Bizden
bir gün evvel, uçakla Menderes ve Celal Bayar gittiler. Tren, Erzurum
İstasyonu’na geldiğinde, baktık ki Menderes ve Erzurum belediye başkanımız Edip
Sunguroğlu oradalar. Menderes elimi sıktı. Benim Tortumlu olduğumu biliyordu.
Bana dedi ki: ‘Erzurum’la Tortum’u kavuşturacağım.’ İnşallah dedim ama,
düşündüm; ne manada söylüyordu? Sonra buldum. Türkiye’nin kalkınması
sanayileşmesi kafamıza yer etmişti. Erzurum’u Tortum’a kavuşturmak ekonomik
manada söylenmişti. Sanayi kuruluşlarıyla birleştirecekti. Menderes hakikaten
çok ihatalı bir liderdi.”</div>
<div class="MsoNormal">
Menderes, DP iktidarını Anadolu köylerinin desteğiyle 4
yılda iktidara taşıdı Menderes’in kalkınmayı köylerden başlatması DP’nin
oylarını 1954’te en yükseğe ulaştırıyor. 1957 seçimlerinde ise düşüyor. Yeni
bir seçim olsaydı düşmesi mukadder olacaktı, ama bu seçim yaptırılmıyor.</div>
<div class="MsoNormal">
<b>Hizmet adamıydı<br />
</b>Demokrat Parti’nin iktidara gelişi 14 Mayıs 1950 seçimleri ama bunun zemini
1946’da atılmıştır. Bu yıl CHP 396, DP 62, bağımsızlar ise 17 milletvekilliği
kazanmıştı.<br />
Seçimlerin normal şartlar altında geçmediği herkesçe biliniyordu. Oylar açıktan
atılmış, sayım ise gizli yapılmıştı. Bu anormal bir durumdu.<br />
Ali Fuat Başgil, “Bu 62 mebusluk, muhalefeti tatmin için çok zayıf, fakat
halkçılara üzüntü vermek için kâfi bir başarı idi. (…) Demokratların durumu ne
kadar zayıf olursa olsun, Meclis’e girişlerini CHP surlarında açılmış bir gedik
olarak kabul etmek gerekiyordu.” demiştir.<br />
DP daha kurulalı iki yıl olmuştu… CHP nasıl kendi içinden DP’yi çıkardıysa, DP
de Millet Partisi’ni doğurdu.<br />
DP içinden bazıları Celal Bayar’a şüpheyle bakıyor ve ikili oynamakla
suçluyorlardı. Sebep de anti-demokratik olarak görülen eski Mussolini
yönetiminden alınmış Ceza Kanunu’nun altında, geçmişte onun da imzasının
bulunması idi. Bayar, “Tarihin zaruretleri neticesi çıkardıkları bahis konusu
kanunları bugünkü şartları anti-demokratik hâle getirmiştir” dese de, rakiplerini
ikna edemiyordu.<br />
DP’nin İstanbul İl Başkanı Avukat Kenan Öner, General Sadık Aldoğan, Osman
Bölükbaşı, Fuat Arna ve bazı milletvekilleri DP’den ayrılıp Millet Partisi’ni
kurdular. <span style="font-size: 10.0pt;">(20 Temmuz 1948).<br />
</span>CHP, DP bünyesinden yeni bir partinin çıkmasından memnun olmuştu, ama
çok geçmeden bunun DP’nin parçalanıp ufalması anlamına gelmediğini anlamıştı.
Daha muhafazakâr olan ve sert muhalefet yapan Millet Partililer, bunun yanında
DP’liler ve CHP’ye iki koldan taarruz etmeye başlamışlardı.<br />
Bunun karşısında CHP de sertleşmişti. Basın Kanunu değiştirildi. Gazeteciler
takibe alındı ve bazılarının bileklerine kelepçe vurulup tutuklandı.<br />
Köylerde zulümler arttı. Hükûmet makamlarının emirlerine uymadıkları iddiasıyla
Aslanköy ve Senirkent halkı, kadın-erkek, suçlu-suçsuz ayırdedilmeden elleri
bağlanarak hapishanelere gönderildi.<br />
CHP, cop ve dipçik zoruyla iktidarını devam ettirme yolunu seçmişti. Cop ve
dipçik zoru meselesi son derece önemlidir. DP iktidarını darbeyle düşürenler ve
onlara “fetva” veren koskoca profesörler DP’nin keyfî uygulamalarını ve
Anayasa’yı ihlâlini ihtilâl sebebi gösterip meşruiyet aramışlardır. Öte yandan
İsmet İnönü’nün tek parti döneminin yasakları, ihlâlleri, copları, dipçikleri,
eziyetleri görmemezlikten gelinmiştir.</div>
<div class="MsoNormal">
1946 seçimlerinde, bahsettiğimiz gibi, kapalı oy, açık
tasnifle seçim yapılmıştı. Muhalefet, şiddetli münakaşalardan sonra, CHP
iktidarını gizli oy, açık tasnife razı edip bir kanun çıkmasını sağladı.<br />
14 Mayıs 1950’de yapılan seçime katılma oranı yüzde 89.3 oldu. DP, 4.241.393 oy
almış ve 420 milletvekili çıkarmıştı. CHP’nin oyu 3.176.561 idi. Çıkardığı
milletvekili sayısı ise 63, Millet Partisi 1 milletvekilliği kazanmış, Meclis’e
üç de bağımsız girmişti. DP’nin oy oranı yüzde 52.7; CHP’nin ise yüzde
39.4’tür.<br />
Yeri gelmişken, ihtilâle kadar olan seçimlerin sonuçlarına da bakalım:<br />
<b><span style="color: blue;">1954 seçimleri:<br />
</span></b>DP: 5.151.550 (%57.6), 505 milletvekili; CHP: 3.161.696 (% 35.4), 31
milletvekili, CMP (Cumhuriyetçi Millet Partisi): 434.085 (% 4.9), 5
milletvekili; bağımsız: 1.<br />
<b><span style="color: blue;">1957 seçimleri:<br />
</span></b>DP: 4.372.621 (% 47.9), 424 milletvekili; CHP: 3.753.136 (%41.0),
178 milletvekili; CMP: 652.064 (% 7.1), 4 milletvekili.<br />
* * *<br />
Yukarıda görüldüğü gibi DP 1954’te en yüksek oya ulaşmış, 1957’de ise bu oranda
düşme görülmüştür.</div>
<div class="MsoNormal">
Ruhu için Fatiha<br />
Millet Menderes’i çok sevmişti. Kalkınma ve halkın inancına saygı halkın DP
etrafında kenetlenmesine yetmişti. Ankara Tunus Caddesi’nde Köprülü
Apartmanı’nda dinlediğim eski <b>DP’liler
Menderes’in hizmet aşkı üzerinde hemfikirdiler.<br />
</b>Ekrem Dikmenoğlu, Trabzon DP İl İdare Kurulu üyesi. 1933 doğumlu. İstanbul
Yüksek Ticaret Mektebi mezunu. 1961-1977 arasında Adalet Partisi’nden Trabzon
milletvekilliği yaptı. Menderes’in kalkınma ve imara verdiği önemle ilgili
hatıralarını anlattı:<br />
“İstanbul sahil yolu yapılırken, şantiye şefliği yapan bir arkadaşım vardı.
Gebze’de askerliğimi yapıyordum. Şoförümle sahil yoluna gelmiştim. Kırmızı
plâkalı arabaları görünce, cipten indim. Menderes gelmişti. Yanına varıp elini
öptüm. Menderes çakıl yığının bir tarafına oturmuş, işçiler de oturmuş şantiye
şefi arkadaş izahat veriyor. Menderes o sıra, işçileri göstererek, sordu: ‘bu
çocuklara sabahleyin ne veriyorsun?’ O da: ‘Çay, zeytin, peynir, reçel…’
deyince Menderes: ‘Evlâdım, bunlar ağır işçilerdir. Bundan sonra kazan
kaynatacaksın. Kahvaltıyla çalışamazlar.’ dedi.<br />
Ankara’ya milletvekili olarak geldiğimde, Topal Osman’ın çetesinde bulunmuş,
Süleyman baba diye bir şoför vardı, Meclis karşısındaki taksi durağında. Onun
arabasıyla Bendderesi tarafına gittim. Yeni açılan yolun kenarında bir kayalık
yerde indi.. Dua ediyor. Duası bitince arabadan indim dedim ki: ‘Süleyman Baba,
kime okudun bu duayı?’ Süleyman Baba anlattı: ‘Senelerce Bendderesi taşar ve
insanlar boğulurdu. Bir akşam arabama bir zat bindi. Buraya geldik. Şantiyeleri
dolaşıyor. Arabada pasta falan çıkarıyor, kendisi yerken bana da ikram ediyor.
Bendderesi’ne geldik. İndi, inceledi. Sonra arabaya bindi, bana: ‘Çek evlâdım
başbakanlığa.’ deyince uyandım. Arabaya binenin Menderes olduğunu anladım.
Arabadan indim, elini öptüm. Kendisini başbakanlığa getirip bıraktım. Gece
sabaha kadar dolaştığımız için iki yevmiyemi peşin verdi. ‘Bu akşam
çalışmayacaksın, yarın sabahtan itibaren çalışırsın.’ dedi. Müşterim kim olursa
olsun, buraya geldiğimde mutlaka Menderes’in ruhuna Fatiha okurum.’</div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">Demokratlar Kulübü<br />
</span></b>“Demokrat Kulübü” yerine “Siyasî, İçtimaî Terbiye Kulübü” desek
yeridir. En küçüğü 80’e merdiven dayamış DP milletvekilleri son derece alicenap
ve nazik insanlar… O vakitte mi öyleydiler, yoksa zaman mı onları yoğurdu
bilemiyorum. Ama artık tükenmeye yüz tutmuş birer insanlık nümunesi gibi
göründüler bana. Bu insanları Köprülü Apartmanı’ndan alıp hemen karşılarındaki
TBMM binasında bir odayı tahsis etsek, bütün milletvekilleri için mutlak bir
kazanç olacaktır. Fotoğrafta yer alanlar: Osman Alihocagil, Ekrem Dikmenoğlu,
Özer Kenan Yılmaz, Hidayet Sinanoğlu, Hüseyin Agun, Ahmet Nuri Kadıoğlu, Halis
Tokdemir, Sami Soylu, Dursun Tosun…</div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">“Otuz sene sonra TBMM bizi akladı”<br />
</span></b>Konya milletvekili… 1916 doğumlu. Ankara Hukuk Fakültesi mezunu.
Meclis’e DP’den 1957’de girdi. 2.5 yıl hapis yattı: “Menderes’i çok severdik,
sayardık. Şöyle bir hatıramız oldu. 1960 ihtilâlinden bir hafta önce Konya
milletvekilleri olarak onu ziyarete gittik. Arkadaşlardan birisi dedi ki:
‘Beyefendi ihtilâl olacak diyorlar. Herhâlde bir tedbir almışsınızdır.
‘Menderes: ‘Benim her şeyi delip geçen keskin bir zekâm vardır. Eğer ben orduya
güvenmesem, tâ İstanbul’a en yakın yere kadar orada garnizon kurmazdım. Tabiî
biliyormuş ama böyle gösteriyordu. Yassıada’da 400’e yakın DP milletvekili vardı.
Bunun 350 küsuru 5 yıl 2 aydan başlamak üzere müebbede kadar hapse mahkûm
edildiler. Sonra af çıktı, 2.5 sene yattıktan sonra tahliye edildik. Yalnız
bizi teselli eden şey şu: bizi “TCK’nın 146. maddesine göre Anayasa’yı ihlâle
teşebbüs”ten mahkûm etmişlerdi. Vatan haini olarak ilân etmişlerdi. Ama
karardan 30 sene sonra TBMM’den iade-i itibar kanunu çıktı. O kanunda diyor ki:
‘Yassıada’da Yüksek Adalet Divanı tarafından verilmiş olan cezaî, hukukî, malî
bütün kararlar keen lem yekûndur. Yoktur. Bu bizi teselli etmiştir.”</div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">DP halkla bütünleşti<br />
DP, iktidarı “Yeter söz milletindir!” sloganıyla almıştı.<br />
</span></b>14 Mayıs 1950 seçimlerinden sonra milletvekilleri Ankara’da
toplandılar. Önce yeni bir cumhurbaşkanı seçildi.<br />
Bazı genç milletvekilleri Celal Bayar’ın cumhurbaşkanı seçilmesine karşıydılar.
Bunlardan biri de Gümüşhane Milletvekili Halis Tokdemir’di. Tokdemir, parti
içinde demokratik tavırların her zaman konduğunu belirtiyor. Tokdemir,
1950-1957 arasında Gümüşhane Milletvekilliği yaptı. Ortaokuldan sonra İstanbul’a
geldi, Sen Josef ve İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu. 1920 doğumlu. Kendisiyle
yaptığım konuşmayı veriyorum:</div>
<div class="MsoNormal">
<b>“Herkes fikrini
söyler”</b><br />
“Daha 26 yaşındayken, 1946’da İstanbul Kuzguncuk parti teşkilâtını kurduk.
1946’da seçim oldu. Ben sandıkları gezdim. Kuzguncuk’ta çok sevdiğim bir
arkadaşımın babası, mal müdürü idi, emekli. Sandığın başına onu oturtmuşlar.
Memurlar CHP’dendi. Akşam olmuş; vakit dolmuştu. Bey amca sayım yapmıyor muyuz?
diye sordum. ‘Ne sayımı yahu! Ben oyları yırttım!’ Oylar yırtılmaz, sayılması
gerekir, dedim. Bana: ‘Sen karışamazsın. Ben burada yetkiliyim’ dedi. Oyları
saymadı.<br />
Biz Menderes’i çok severdik. Ama her dediğini yapan bir mebus değildik.
Menderes’e zaman zaman karşı gelenlerden birisiyim. Demokrasi babında karşı
geliyorduk. Celal Bayar’ın Cumhurbaşkanı olmasına gençler olarak karşıydık.
Partinin başında kalmasını, tecrübeli bir başbakan olarak memleketi idare
etmesini istiyorduk. Onun için cumhurbaşkanlığına rey vermedik.<br />
Menderes, çok sevdiğimiz, eski talebe liderim Tevfik İleri’yi grup başkanlığına
aday göstermişti. Biz de Tevfik ağabeyin karşısında Antalya Milletvekili Dr.
Burhanettin Onat’ı destekliyorduk. Nitekim Onat kazandı.<br />
DP’yi Türk Milleti seçtirdi, Türk milleti kaybettirdi, ihtilâli de Türk
milletinin yaptığına kaniim.”<br />
Eski Niğde Milletvekili Ali Ulvi Arıkan da, partide parti başkanının
hegemonyasının olmadığını, herkesin fikrini açık açık söylediğini belirtmişti.<br />
Celal Bayar, 22 Mayıs’ta, 387 milletvekilinin oyu ile cumhurbaşkanı seçildi.
Refik Koraltan Meclis Başkanı, Adnan Menderes Başbakan, Fuat Köprülü Dışişleri
Bakanı oldu. Parti kurucusu bu dört kişiden Köprülü, eski arkadaşlarıyla
anlaşamadı ve 1957’de ayrıldı. Diğer üçü 1960 yılına kadar aynı vazifede
kaldılar.</div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">Halk için<br />
</span></b>Demokrat Parti iktidara geldiğinde üç önemli karar almıştır ki, bu
halkla bütünleşmenin de başlıca gayesi olmaktaydı.<br />
Birincisi; ezanın Arapça okunması kararı. Bu karar sadece DP’nin değil, aynı
zamanda CHP’lilerin de görüşü olduğu için karar ortak alınmıştır.<br />
İlkokuldan itibaren çocuklara dinî eğitim verilmesi. Öncaki iktidar zamanında
dinî eğitim okullarda verilemiyordu. DP, ilkokul dörtten itibaren dinî eğitimi
seçmeli olarak okutulması için kanun çıkarttı.<br />
Üçüncü bir karar da, Türkçeleştirmek adına 1924 Anayasası bozulmuştur. Eski
metne geri dönüldü.</div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">Hatalar<br />
</span></b>Zaman içinde bazı hatalı yollara da girilmiştir. Bu hataların belli
başlısı Türk Milliyetçiler Derneği’nin kapatılmasıdır. Türk Milliyetçiler
Derneği’nin gayesi “Bir taraftan gençler arasında yapılan komünistlik
propagandasını önlemek, diğer taraftan da memleketin manevî değerlerini, örf ve
âdetlerini korumak” idi. Bu derneğin kapatılmasına sebep de, Vatan Gazetesi
sahibi ve başyazarı Ahmet Emin Yalman’a Malatya’da yapılan suikasttir. Yalman
suikastte yaralanmıştı. Suikastçı Hüseyin Üzmez’in fikren Türk Milliyetçiler
Derneği’nden beslendiği iddiasıyla bu dernek kapatıldı.<br />
Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil, Demokrat Parti iktidarının Türk Milliyetçiler
Derneği’ni kapatmasını büyük bir hata olarak görür:<br />
“Türk Milliyetçiler Derneği’nin kapatılmasından sonra meydanı boş bulan CHP
durmadan üniversite gençliği arasında birbiri ardısıra çeşitli tahrik yuvaları
kurdu. Bilhassa ‘CHP Gençlik Kolları’, ‘Devrim Ocakları’, ‘Mustafa Kemal
Derneği’ gibi adlarla kurulan bu cemiyetlerin her birinin gayesi, üniversiteli
gençleri İnönü’nün partisine sokmak idi. DP ise CHP’nin giriştiği bu faaliyet
karşısında hareketsiz duruyordu. İşlediği hatanın büyüklüğünü ancak 28 Nisan
1960’ta İstanbul Üniversitesi talebelerinin ayaklandığı gün anlayabildi.” (27
Mayıs İhtilâli ve Sebepleri, s. 98.)</div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">Seçime gidilecekti<br />
</span></b>1960 darbesinden bir gün önce de, Menderes, Eskişehir’de yeni seçime
gidileceğini açıklamıştı. Bunu açıklama ihtiyacı duymasının sebebi, ortalıkta
seçim yaptırılmayacağına dair dolaşan şayialardı. Menderes’in yaptığı konuşma:<br />
“Maalesef bir aydan beri çok mühim hâdiseler cereyan etmektedir. Bu hadiselerin
manası, seçim isteği değil, fakat zorlama ile iktidara gelinebilir mi,
yoklamasıdır. Milletin olgunluğuna ve demokrasinin faziletine inanıyoruz.
Gayrimeşru yollarla iktidara gelmek ve gitmek kabul edemeyeceğimiz birşeydir.
Türk milleti demokrasiye ve DP’ye sadıktır. Yolumuz seçim yoludur. Seçimden
başka iktidara gelme yolu olmadığını herkesin bilmesi gerekir.” (Nazlı Ilıcak,
15 yıl Sonra 27 Mayıs Yargılanıyor, C. 1, 1975, s. 150.)</div>
<div class="MsoNormal">
<b>‘Babanız öldü’<br />
</b>En çarpıcı örneklerden biri, herhâlde DP döneminin Millî Savunma
bakanlarından Kenan Yılmaz’ın oğlu, eski 1977-1980 arası Adalet Partisi’nden
Bursa Milletvekili Özer Kenan <b>Yılmaz’ın
anlattıklarıdır:<br />
</b>“Rahmetli Refik Şevket İnce, Millî Savunma Bakanı oldu. Sivilleştirme
harekâtına başlamak üzere rahmetli babamı (Kenan Yılmaz) Millî Savunma
Müsteşarı yaptı. 14 Mayıs’ı Demokrat Parti kazanmamıştır; Halk Partisi
kaybetmiştir. 1954’te ancak Demokrat Parti kazanmıştır. Halk Partisi’ne duyulan
bir tepkidir. Vergilere duyulan bir tepkidir. Karnelere duyulan bir tepkidir.
Sıkıntıdır. Üzüntüdür ve iyi idare edilememektir. Babam 1951 ara seçiminde
Bursa Milletvekili oldu. Seyfi Kurtbek kurmay albaydır. Millî Savunma Bakanı
idi. Enver Paşa’nın masasını getirmiş, makam masası yapmıştır. Genelkurmay
Başkanı’na hitabı ‘Bana Nuri’yi çağırın!…’ türündendir. Menderes’e ve Bayar’a
gidilmiş ve eğer bu adamı almazsanız ‘Vururuz!’ denmiştir. Seyfi Kurtbek
alınmış ve rahmetli babam gelmiştir. Babam 6 Ağustos 1961’de Yassısada’da, 59
yaşında kalp krizinden ölmüştür. Bir cumartesi günüydü. Telefon ettiler:
‘Babanız vefat etti. Cenazesini almazsanız, biz kaldırırız’ dediler. Babamın
cebinden 350 kuruş çıktı. Bir tanıdıktan aldığımız parayla cenazesini kaldırdık.
Cenazesinde 15 kişiden fazla insan olmayacak dediler. 16 kişiydik. Yeğenleri,
çocukları ve gelinleri. Bir tanesi çıksın, dediler. İstanbul’da Kasımpaşa’da
bir camiden kalktı. Ve benim bir ahdim vardı. Yemin ettim, tekrar seni TBMM
kürsüsüne çıkaracağım diye. Ben TBMM kürsüsüne çıktığımda cebimde babamın mezar
toprağı vardı. Bu orduya olan bir kin değil. İsmet Paşa diyor ki: Biz ihtilâlin
ne içindeyiz, ne dışında. İhtilâli yapan sensin! İhtilâl 1954 seçimleri
kaybedildiği vakit kararlaştırılmıştı.”</div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: maroon;">‘Suçumuz yoktu’<br />
</span></b>1954 – 57 yıllarında Niğde Milletvekili olan Ahmet Nuri Kadıoğlu, o
günleri şöyle anlatıyor:<br />
“1957’de aday olmadım. Beni emekliliğimi doldurmak için Ziraat Bankası Tetkik
üyeliğine tayin ettiler. İhtilâl olduğunda, milletvekili olmadığımız hâlde bizi
de tutukladılar. Bir tayyare meydanına götürdüler. Yassıada’ya gideceğiz.
Tayyarenin içinde bir başta bir subay, diğer başta da bir subay, silâhları bize
tutulmuş. İstanbul’da askerî meydana indik. Bir ihtilâlci geldi, bize bağırdı:
‘Hepiniz karılarınızı Menderes’e peşkeş çekmişsiniz’ dedi. Hiç sesimi
çıkarmadım. Tuttuklarını tayyareden aşağı atıyorlar. Ben ise kendim atladım.
Baktım iki sıra asker. Aralarından geçeceğiz. Gidenlere tekmeyi vuruyorlar. Tam
minibüse binerken ayağıma tekme geldi. Bizi vapura götürdüler. Yassıada’ya
vardık. Önce yokuştan çıkardılar, sonra kumluktan geçirdiler. Yaşlı insanlar
var, ellerinde bavullarıyla zor yürüyorlar. Yatacağımız yere getirdiler. Ertesi
günü, bizi yemeğe götürmek için tek sıra dizdiklerinde gördüm ki, iskeleyle
yatacağımız yer arasında düz, kısa mesafe varmış. Eziyet olsun diye yokuş
tırmandırmışlar. Bu beni çok kırdı. Üç ay yattık. Hiçbir suçumuz yoktu.”</div>
<div class="MsoNormal">
09 Şubat 2012</div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829652076669317886.post-12057632994111296842013-04-03T08:47:00.002-07:002016-04-15T08:26:14.472-07:0027 MAYIS DARBESİ SONRASI CELAL BAYAR VE ESKİ DEMOKRAT PARTİLİLERİN TÜRK SİYASİ HAYATINA ETKİLERİ - Yrd. Doç. Dr. Nedim YALANSIZ<div align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<b><span style="color: red;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-large;">27 MAYIS DARBESİ SONRASI CELAL
BAYAR VE ESKİ DEMOKRAT PARTİLİLERİN TÜRK SİYASİ HAYATINA ETKİLERİ</span><span style="font-size: medium;"><o:p></o:p></span></span></b></div>
<div align="right" class="MsoNormal" style="text-align: right;">
<b><i><span style="color: blue;">Yrd.
Doç. Dr. Nedim YALANSIZ</span></i></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<b><i><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoybuXfiVwWykKrgQdWUF5N1IhNSkOn1Lo2eiAZCfw9LqRj0ccvsVnDCyGpOJMRuSLS7hA2Eh6f_vfPdVDJTgw9LO_evyWINkVYDhHqnT7CrL7_6LP3N2B9sePEFfqM50A0S-sOEeVn60/s1600/Yard.+Do%C3%A7+Dr.+Nedim+YALANSIZ.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoybuXfiVwWykKrgQdWUF5N1IhNSkOn1Lo2eiAZCfw9LqRj0ccvsVnDCyGpOJMRuSLS7hA2Eh6f_vfPdVDJTgw9LO_evyWINkVYDhHqnT7CrL7_6LP3N2B9sePEFfqM50A0S-sOEeVn60/s320/Yard.+Do%C3%A7+Dr.+Nedim+YALANSIZ.jpg" width="266" /></a></i></b></div>
<b><i> <o:p></o:p></i></b><br />
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue; font-size: large;">ÖZET </span><o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
27 Mayıs darbesi Demokrat Parti iktidarına karşı yapıldı. </div>
<div class="MsoNormal">
Çok partili hayatın diğer aktörleri olan Cumhuriyet Halk
Partisi ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi siyasi faaliyetlerine devam
ederken, Demokrat Parti bu haktan mahrum edildi. Darbe sonrası içlerinde
Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, il ve ilçe yöneticileri olmak üzere
yaklaşık 500 Demokrat Parti üyesi tutuklandı. Yüksek Adalet Divanı adında bir
yüksek mahkeme oluşturuldu. Bu mahkeme bir yıl süren yarşılama süreci
sonrasında Demokrat Parti üyelerine ölüm cezası ve müebbet hapis de dâhil
çeşitli cezalar verdi. </div>
<div class="MsoNormal">
Ölüm cezasına ve müebbet hapse çarptırılmış eski DP’li
Cumhurbaşkanı, bakan, milletvekili ve yönetici, eski Demokrat Parti tabanının
zorlaması, memleketin normalleşme ihtiyacı ve aflarından siyasi rant bekleyen
yeni ve eski partilerin çabaları sonucu birkaç yıl sonra ağır cezalarından
affedildiler. Bazıları da sağlık sorunları nedeniyle daha önce salıverilmişti.
Özşürlüklerine kavuştuktan sonra da bu defa kendileri siyasi haklarını, iade-i
itibarlarını elde etme mücadelesi verdiler. </div>
<div class="MsoNormal">
<b>Ölüm ve hapis
cezalarından kurtulmalarına rağmen, siyasi partilere üye olma, milletvekili seçilme
hakları ve hatta siyasette yer almadan önce sahip oldukları mesleklerini (örneğin
doktorluk şibi) yapabilme hakları ellerinden alınmıştı.</b> İktidar ve
muhalefet partilerinin anlaşmaları sonucu çıkarılan siyasi aflarla önce
mesleklerini yapabilme hakları, sonra siyasi haklarını elde ettiler. Araya 12
Mart ve 12 Eylül darbelerinin girmesiyle bu çok zorlu ve uzun bir süreçte gerçekleşti.
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjC0hyk5hTpjOjK25YXnItr-Gmsh-JaM159pTY05CBTKyAZQN_palkULTb0fI4nAlZZvluHANagAE-LRu_LuWkCxD-i9EO-ACZq8he-uU2PqdIdMi05oRpXxp6deEKvd3Yn7AcPM-E0Om8/s1600/NED%25C4%25B0M+YALANSIZ-K%25C4%25B0TAP.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjC0hyk5hTpjOjK25YXnItr-Gmsh-JaM159pTY05CBTKyAZQN_palkULTb0fI4nAlZZvluHANagAE-LRu_LuWkCxD-i9EO-ACZq8he-uU2PqdIdMi05oRpXxp6deEKvd3Yn7AcPM-E0Om8/s1600/NED%25C4%25B0M+YALANSIZ-K%25C4%25B0TAP.jpg" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
Eski DP’liler siyasi haklarını elde etme yanında merkez sağı
yeniden Demokrat Parti çatısı altında birleştirmeyi hedeflediler. Kendilerinden
koparak kurulan yeni ve şüçlü partilerin ve bunların yeni kuşak seçmenlerinin
olması nedeniyle bu hedefleri istedikleri şekilde şerçekleşmedi. Bu makale de
eski DP’lilerin bu mücadeleleri anlatılmaktadır.</div>
<div class="MsoNormal">
<b>Anahtar Kelimeler</b>:
Demokrat Parti, Celal Bayar, Merkez Sağ, Siyasi Yasaklar, Siyasi Af </div>
<div class="MsoNormal">
*</div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10.0pt;">* Yrd. Doç. Dr., Dokuz Eylül
Üniversitesi, Tınaztepe Kampüsü, Edebiyat Fakültesi-Tarih Bölümü, El-mek:
nedimyalansiz@hotmail.com 2586 Nedim YALANSIZ Turkish Studies International
Periodical For the Lanşuaşes, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 7/3, Summer, 2012 <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
*</div>
<div class="MsoNormal">
<b>THE EFFECTS OF CELAL
BAYAR AND FORMER-DEMOCRATIC PARTY MEMBERS ON TURKISH POLITICAL LIFE AFTER THE
COUP OF 27th MAY ABSTRACT <o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
Coup of 27th May 1960 was made aşainst the Democratic Party şovernment.
Other actors of the multi-party political life in Turkey, such as Republican
Peoples Party and Republican Peasants’ Nation Party were keepinş its position,
Democratic Party was officially banned by the new reşime. After the coup, 500
members of the party, includinş ex-prime ministers, ministers, parliamentarians
and officials were arrested. A new court named Supreme Court of Justice was
established. After a year of prosecution process, Supreme Court of Justice
sentenced these members ranşinş from life imprisonment to death penalty. The
ex-president and the ministers who were sentenced to life imprisonment and
death penalty were all pardoned after the heavy pressures of the Democratic
Party electorates. The need for a stabilization and the political anticipations
of the new parties also played an important role on this decision. Some of them
was freed before because of their health problems. After şaininş their freedom,
these politicians struşşled for their political rişhts and fouşht to şet their
reestablishments. Althouşh these politicians were all freed from their
penalties, they were also banned from any politicial activities, such as
membership to parties and participation in elections. They also were banned
from doinş their previous jobs. At the end they şot their rişhts after the
reconciliation of the şovernment and the opposition. With the neşative effects
of 12th March 1971 and 12th September 1980 events, this process turned into a
very harsh one. Former Democratic Party members at that time initiated to form
their ex-party aşain. By doinş this they also wanted to establish the center-rişht
policy aşain in Turkey. They were unsuccessful at this initiative because of
the new and powerful parties of that time, most of which were founded by the
ex-Democrats, and their supporters from the younş şenerations. In this article,
the struşşle of the ex-Democrats will be evaluated. Key Words: Democratic
Party, Celal Bayar, Center-Rişht, Political Bans, Amnesty. </div>
<div class="MsoNormal">
*</div>
<div class="MsoNormal">
Cumhuriyet tarihinde gerçekleşen ilk askeri darbe olma unvanını
taşıyan 27 Mayıs 1960 darbesi Demokrat Parti(DP) iktidarını hedef aldı. Çok
partili siyasal yaşamın diğer iki aktörü Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve
Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP)’nin kapatılmaması, darbenin amacının
DP’yi iktidardan uzaklaştırmak olduğunu açıkça gösteriyordu. Darbenin hemen
ardından başta bakan ve milletvekili olan Demokrat Partililer, sonra Çankaya
Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve o sırada bir ziyaret için Eskişehir’de
bulunan Başbakan Adnan Menderes Kütahya’da olmak üzere birçok Demokrat Parti (DP)’li
tutuklandı. Kısa bir süre sonra da yaklaşık 500 kadar DP’li Yassıada’ya
nakledildi. DP, önce faaliyetten men edildi. Ardından da 29 Eylül 1960 tarihli
kararla kapatıldı. </div>
<div class="MsoNormal">
Yassıada yargılamaları 14 Ekim 1960’tan 15 Eylül 1961’e
kadar sürdü. 11 ay 1 günlük bu zaman diliminde 203 günde görüşülen 287 celsede
toplam 1033 saat yargılama yapıldı.</div>
<div class="MsoNormal">
Yassıada Kararları açıklandığında DP’lilerden 15’i hakkında
idam hükmü verilmişti. </div>
<div class="MsoNormal">
Milli Birlik Komitesi(MBK), yaptığı toplantıdan sonra, 16
Eylül 1961 günü üç idam hükmünü onaylamış, 12 idam hükmünü ise müebbet hapse
çevirmişti. </div>
<div class="MsoNormal">
<b>İdam edilecek üç kişi:
Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan idi. <o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b>43 kişi hakkında
müebbet hapis cezası uygulanacaktı. <o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: red;">Bunlardan 12’si idam edilmekten kurtulan DP’nin üst düzey
kadrolarından eski Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Bakanlar, milletvekilleri, Genel
Kurmay Başkanı ve Tahkikat Komisyonu Üyesi düzeyindeki isimlerdi: </span></b>Celal
Bayar (eski Cumhurbaşkanı), Refik Koraltan (eski TBMM Başkanı), Emin Kalafat (eski
Bakan, milletvekili), Agah Erozan (eski TBMM Başkanvekili), İbrahim Kirazoğlu
(eski TBMM Başkanvekili), Ahmet Hamdi Sancar (Tahkikat Komisyonu Üyesi),
Bahadır Dülger (Tahkikat Komisyonu Üyesi), Baha Akşit (milletvekili), Nusret
Kirişçioğlu (Tahkikat Komisyonu Üyesi), Zeki Erataman (milletvekili), Osman
Kavrakoğlu (milletvekili), Rüştü Erdelhun (eski Şenel Kurmay Başkanı). Cezaları
müebbet hapse çevrilen başta Celal Bayar olmak üzere Yassıada mahkumları Kayseri
Cezaevi’ne nakledildiler. </div>
<div class="MsoNormal">
DP’nin mirasına merkez sağda yeni kurulan Adalet Partisi (AP),
Yeni Türkiye Partisi (YTP) ve kısmen de Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP)
sahip çıktı. 1961 seçimlerinde kapatılan DP’nin oylarını bu üç parti paylaştı.
1961 yılında hiçbir parti tek başına iktidar olacak oyu alamadığı için bir
hükümet buhranı ortaya çıktı. Bu buhranın yeni darbelere yol açmaması ve
memlekette idamlar sonrası oluşan gerginliğin azalması için CHP-AP arasında
zorunlu bir koalisyon hükümeti kuruldu. </div>
<div class="MsoNormal">
1961’deki bu gergin ortamda Kayseri Cezaevi’ndeki eski
DP’lilere CHP-AP hükümeti aleyhinde beyanatlar vermemeleri ve bu yaklaşımların
olası bir siyasi affın çıkmasını engelleyeceği yönünde telkinlerde bulunuldu.
CHP-AP Koalisyonunun Başbakanı İsmet İnönü de eski DP’lilerin Yassıada’daki
avukatlarından Burhan Apaydın ve bazı Gazeteciler aracılığıyla bu tür talepleri
Kayseri’deki DP’lilere iletti. </div>
<div class="MsoNormal">
Burhan Apaydın, Başbakan İnönü ile görüştüğünü birkaç aya
kadar bir af kanunu tasarısını Meclise getireceklerini kendilerine söyledi.
DP’liler de af konusunun hassasiyetinin farkındaydılar, eski bakanlardan sözcü
durumundaki DP’li Celal Yardımcı; “AP’liler merak etmesinler… Biz onlara rakip
olmayız, şuradan çıkalım, bir daha politikaya tövbe. Bizleri cezaevinden
çıkarabilecek tek güç İnönü’dür. İnönü’nün karşı durduğu bir hükümetin bizi
cezaevinden kurtarmak için küçük parmaklarını bile kıpırdatmayacaklarını
biliyorum.” </div>
<div class="MsoNormal">
1963 yılının ilk aylarında Celal Bayar’ın sağlık
nedenleriyle Cumhurbaşkanı tarafından affı gündeme geldi. Bayar, 22 Mart 1963 günü
hükümet tarafından affedildi ve tahliye edildi. </div>
<div class="MsoNormal">
AP, Bayar’ı karşılamak için Kayseri’ye bir heyet gönderdi.
Heyet bir otele yerleşti. Ertesi gün çıkan gazeteler heyette bulunan <b><span style="color: red;">Mehmet Ali Aytaç Paşa
tarafından Celal Bayar’a, “Sizi Çankaya’ya oturtmaya geldik” </span></b>dendiğini
yazıyorlardı. 23 Mart’ta Kayseri’den Ankara’ya gelen Bayar’ı, büyük bir konvoy
ve kalabalık karşıladı. Herkesin elinde kapatılan DP’nin bayrakları
bulunmaktaydı. </div>
<div class="MsoNormal">
Bu coşkulu karşılama tepkilere neden oldu, aleyhte gösteriler
AP Binasının, Bayar’ın yerleştiği evin ve Yeni İstanbul gazetesi’nin taşlanmasına
kadar gitti. AP’nin kapatılacağı endişesi ortaya çıktı. <b><span style="color: red;">Dr. Sadettin Bilgiç anılarında olayın ardından
Demirel’in Bilgiç’in babasına “Amca, biz partiyi kapatmaya karar verdik. Elli
sene daha bu memlekette demokrasi olmaz” dediğini aktarmaktadır.</span></b> </div>
<div class="MsoNormal">
AP ve eski Demokrat Partililer için durum işte bu kadar
vahimdir. </div>
<div class="MsoNormal">
Bu gelişmelerden sonra 28 Mart’ta Bayar’ın cezasının
ertelenmesi ile ilgili karar kaldırıldı. </div>
<div class="MsoNormal">
Bu tarihten itibaren 6 ay Ankara Hastanesi’nde gözetim
altında kaldıktan sonra, tekrar Kayseri Cezaevi’ne gönderildi. Kayseri
Cezaevi’nde bulunan DP’liler için son kurtuluş yolu sağlık raporu ile
salıverilmekti. Sağlık sorunu bulunanlar, Kayseri Memleket Hastanesi’ne başvuracak,
Sağlık Kurulu’ndan sürekli hastalık raporu alınacak, bu raporu Adli Tıp Kurumu
da onaylarsa tahliye gerçekleşecekti. </div>
<div class="MsoNormal">
Kayseri’deki eski DP’lilerden Dr. Baha Akşit, sağlık raporu
sayesinde 28 Ekim 1964’te tahliye oldu. Ancak siyasi yasaklıydı. Siyasi yasaklı
olduğu gibi, aynı zamanda meslek ve sanatlarını yapmaları da yasaktı. Doktor
olmasına rağmen, mesleğini yapamayacak olan Baha Akşit o dönemde dört çocuk
sahibiydi ve geçimini sağlaması gerekiyordu. Kendisine ilaç firması sahibi
arkadaşları destek oldu. O da ilaç üretimi işine girdi. </div>
<div class="MsoNormal">
7 Kasım 1964’te daha önce tahliye olan ve hâlâ mahkum olan
Demokrat Parti’lileri sevindiren bir olay gerçekleşti. Celal Bayar, sağlık
sorunları nedeniyle tahliye edildi. 07 Temmuz 1966 günü de Cumhurbaşkanı Cevdet
Sunay tarafından Bayar, sağlık nedenlerinden dolayı, kalan cezalarından
affedildi. </div>
<div class="MsoNormal">
Eski DP’liler özgürlüklerine kavuşmalarının ardından
birbirleriyle bağlantılarını kesmediler. Kısa bir süre sonra Baha Akşit’in de
aktif rol oynamasıyla Celal Bayar’ın liderliğinde toplanmaya başlayacaklardı.
Hedefleri hem siyasi haklarını, hem de “meslek ve sanatlarını icra etme”
haklarını elde etmekti. </div>
<div class="MsoNormal">
8 Ağustos 1966’da çıkan 730 sayılı af kanunu ile DP’lilerin
mesleklerini yapabilmeleri ve memuriyete dönmeleri, AP Hükümeti sırasında gerçekleşti.
Aynı zamanda müebbet hapse mahkum olan diğer DP’liler de affedilerek tahliye
edildiler. </div>
<div class="MsoNormal">
Siyasi Haklar meselesi ise anayasa değişikliğini gerektirdiği
için Meclis’te çözülmesi gerekiyordu. Bu hedeflerini gerçekleştirebilmek için,
Celal Bayar ve Arkadaşları, Ankara’da Turhan Dilligil’in Rüzşarlı Sokak’taki
Adalet Gazetesi yazıhanesinde “<b><span style="color: red;">Bizim Ev</span></b>” adlı kulübü kurdular. <b><span style="color: red;">Kulübün kurucuları:
</span></b><span style="color: blue;">Baha Akşit, Hikmet Bayur, Kemal Binatlı,
Hüsamettin Cindoruk, Settar Ülker, Orhan Cemal Fersoy, Sait Bilgiç, Mümtaz Faik
Fenik, Halûk Çulha, Hamdi Başak, Ahmet Gürsoy, Ali Harputlu, Selâhattin
Karayavuz, Nusret Kuruoğlu, Şefik San, Ömer Faruk Sargut.. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
14 Ocak 1968’de “Bizim Ev” adlı kulübün açılışını yaptılar.
Açılışa Celal Bayar, Fatin Rüştü Zorlu’nun annesi Güzide Zorlu, Hasan
Polatkan’ın eşi ve eski DP’li bakan ve milletvekilleri katıldılar. AP’lilerin
katılımının az olması da dikkat çekmekteydi. Bununla birlikte Celal Bayar’a
yoğun ilgi vardı. Elini öpmek için birçok kişi sıraya geçmişti. AP’lileri
rahatsız eden de bu ilgiydi. Kendilerine alternatif bir siyasi hareketin ortaya
çıkmasından endişeleniyorlardı. </div>
<div class="MsoNormal">
Kulüp önce Ankara’da sonra da Yassıada avukatlarından ve geleceğin
DYP Şenel Başkanı Hüsamettin Cindoruk Genel Sekreterliğinde İstanbul’da, siyasi
amaç gütmedikleri iddiasıyla, DP’lilerin buluşma yeri olarak görev yaptı. </div>
<div class="MsoNormal">
“Bizim Ev”ler eski DP’lileri bir araya getiren bir girişim
olarak birçok ilde açılsa da üç ay gibi kısa bir süre sonra mali sorunlardan
dolayı kapanmak zorunda kalmaları nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandı. Belki af
konusunda birlikte çalışmayı sağlayacaktı. Anlaşılan AP’liler de bu girişime
yeteri kadar destek olmadılar. </div>
<div class="MsoNormal">
AP’lilerin tavrını yansıtan bir başka olay ise AP 1968 Büyük
Kongresi’nde siyasi hakların iadesi kararının oybirliği ile alınmasının ertesi günü
Süleyman Demirel’in tavrıdır. <b><span style="color: red;">Demirel, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a “bunun sadece temenni
olduğunu Meclis’e getirmeyeceğini söylemiştir” </span></b>Demirel’in bu
tavrında siyasi ortamın gergin olmasının etkisi büyüktür. Eski DP’lilerin
siyasi haklarının iadesine karşı çıkan bazı muhalif kesimler Celal Bayar ve
ekibinin, İkinci Cumhuriyeti de baltalamaya çalıştığını iddia etmekteydiler. </div>
<div class="MsoNormal">
Bayar’ın başlattığı siyasi mücadele, AP üzerindeki baskıyı
arttırınca DP’lilerin siyasi haklarının iadesi ile ilgili ilk teklif AP’den geldi.
AP, Millet Meclisi Grup Başkanı Osman Sabit Avcı’nın başkanlığında 12 Mayıs
1969 tarihinde 219 imzalı bir önerge verdi. Güven Partisi ve Milliyetçi Hareket
Partisi de DP’lilere siyasi haklarının verilmesini destekliyorlardı. </div>
<div class="MsoNormal">
Silahlı Kuvvetler kanunun çıkmasını istemiyordu. <b><span style="color: red;">Başbakan Süleyman Demirel,
zor durumdaydı. Silahlı Kuvvetler’e kanunun çıkmayacağı teminatını verirken,
DP’lilere de çıkacağı yönünde söz veriyordu. <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
CHP Meclis ve Senato Ortak Grubunun da desteklediği bu önerge,
önce Millet Meclisi Anayasa Komisyonu’nda kabul edildi. 1961 Anayasası’nın 68.
maddesinin 2.fıkrasında “ağır hapis cezasına mahkum olanlar, affa uğrasalar da
milletvekili olamazlar” ibaresi yer almaktaydı. 68. maddede değişiklik ve geçici
11. maddenin yürürlükten kaldırılması önergenin kapsamını oluşturmaktaydı. </div>
<div class="MsoNormal">
Önergenin yasalaşması için Millet Meclisi ve Senatoda kabul
edilmesi gerekiyordu. Bunun için CHP’nin desteği şarttı. Bu sorunun çözülmesi
için Celal Bayar’ı, İsmet Paşa’yla şörüşmeye sevkeden birçok kişi ortaya
çıkacaktır. Bunların başında da Süleyman Demirel gelmektedir. Ancak Demirel’in
bu teşviki bazılarına göre siyasi taktiktir. <span style="color: red;">Celal
Bayar’ın yaveri Tayyar Bey, Bayar’a şunu söylemiştir: “Demirel, sizi bililtizam
sevk ediyor oraya, yarın aleyhinizde kullanmak için”. Bayar da sonradan
Demirel’in yakın çevresi aracılığıyla “gördünüz mü sizin Celal Bayar’ınızı,
İnönü’nün ayağına gitti” propagandasını yaptığını aktarmıştır. Bayar, Namık Gedik’in
eşi Melahat Gedik gibi birçok eski DP’linin karşı çıkmasına rağmen, İnönü’yle görüşmeye
gitmiştir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
Görüşme ortamını hazırlayan Bağımsız Adana milletvekili ve Gazeteci
Turhan Dilligil ile CHP Gaziantep milletvekili A. İhsan Göğüş’tür. </div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">14 Mayıs 1969’da af kanunu Millet Meclisi’nde 309 oy aldı. <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
Anayasa değişikliğinin önü açıldı. Aynı gün ilk görüşme gerçekleşti.
İnönü, Celal Bayar’ı Pembe Köşk’te kabul etti. Görüşme olumlu bir hava yarattı.
AP ile CHP’nin bu konuda ortak hareket etmesi çeşitli çevrelerce; “DP’lilerin
siyasi hakları o kadar önemli mi ki bir araya geldiler?” şeklinde eleştirilmelerine
neden oluyordu. Af Kanununun kabulü sonrasında Celal Bayar ve Kastamonu
milletvekili Basri Aktaş tarafından lehte oy kullanan partilere teşekkür
mesajları yollandı. Bu gelişmelerin Silahlı Kuvvetler tarafından 27 Mayıs’ın
restorasyonu olarak algılanması ve anayasa değişikliğine tepki göstermeleri,
Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın da anayasa değişikliğine karşı tavır almasına
neden oldu. Sunay, 19 Mayıs 1969 günü verdiği demeçte, anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi
halinde Cumhurbaşkanlığı’ndan istifa edeceğini, bu değişikliğin memlekette
huzursuzluk yaratacağını söyledi. </div>
<div class="MsoNormal">
Buna rağmen Celal Bayar, Millet Meclisi’ndeki oylamada
kendileri lehinde oy kullanan partileri sırasıyla ziyaret etti. AP’den bize gelmenize
gerek yok, diğer partileri ziyaretiniz uygun olur yanıtı gelirken, Süleyman
Demirel, Bayar’a “Siyasi haklar benim davamdır. Bana zaman versinler, bunu ben
halledeceğim” mesajı göndermeyi ihmal etmedi. Ancak AP’nin tavrı, anayasa değişikliği
meselesinin 12 Ekim 1969’da yapılacak seçimler öncesi lüzumsuz bir gerginliğe
neden olmaması ve Cumhuriyet Senatosu’nda görüşülmesinin seçim sonrasına
bırakılması yönündeydi. AP’nin istediği gibi oldu. Ayrıca İnönü’nün, Bayar’ı 28
Haziran’da İstanbul’da ziyaret etmesinden, bazı aşırı sol ya da cuntacı
çevreler rahatsız oldular. </div>
<div class="MsoNormal">
AP’nin af konusundaki tutumu ile parlamentonun itibarını
zedelediğini ileri süren Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Gürsoy ve eski DP’li
bakanlardan Samet Ağaoğlu’nun eşi AP Manisa Milletvekili Neriman Ağaoğlu, 31
Temmuz 1969 günü partilerinden ve milletvekilliklerinden istifa ettiler. Bu gelişme
eski DP’lilerin AP’lilerle ihtilaflarının su yüzüne çıkması şeklinde
yorumlandı. </div>
<div class="MsoNormal">
Eski DP’lilerin bu şekilde küskünlüğüyle girilen 1969
seçimleri AP açısından başarısızlıkla sonuçlandı. Bunun en önemli nedeni olarak
eski DP’lilere af konusunda umursamaz tavırları ile Celal Bayar ve
taraftarlarını küstürmeleri gösterilmekteydi. Bununla birlikte seçimlerin
ardından anayasa değişikliği Cumhuriyet Senatosu’nda görüşüldü ve 6 Kasım
1969’da senatoda kabul edildi. </div>
<div class="MsoNormal">
Kanununun görüşülmesi sırasında Ankara’da bulunan Celal
Bayar, kanunun kabulünden sonra eski DP’lilerle partilere teşekkür ziyaretinde
bulundu. Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ni ziyaretleri sırasında Alpaslan
Türkeş’e yanında bulunan arkadaşı Baha Akşit’i, “sehpa arkadaşım, idam
arkadaşım” diye takdim etti. Tasfiye edilen 14’lerin üyesi olan Türkeş de
kendilerine, 27 Mayıs’çı arkadaşlarına idamları engellemek için mektup
yazdığını ve çeşitli ikazlarda bulunduğunu, ancak idamları engelleyemediğini
söyledi. </div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: maroon;">Ancak Celal Bayar ve arkadaşlarının sevinci kısa sürdü. 14
Kasım 1969 günü Türkiye İşçi Partisi, kanun değişikliğinin usul yönünden iptali
için Anayasa Mahkemesine başvurdu.</span></b> Mahkeme başvuruyu haklı bularak,
16 Haziran 1970’de anayasa değişikliğini iptal etti. <span style="color: red;">Bu
iptal, kanunun Millet Meclisi’nde kabulü sırasında Meclis Başkanı olan Ferruh
Bozbeyli’nin hatası olarak nitelendirildi. Bozbeyli’nin itirazına rağmen,
bilerek usul hatası yaptığına dair bu tür iddialar sürdü.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
Siyasi affın bu şekilde Anayasa Mahkemesi’nce iptali, AP’nde
parti içi bölünmelerin artmasına neden olacaktı. AP’den daha önce Bayar’ın kızı
ve Samet Ağaoğlu’nun eşi ayrılmıştı. Ayrıca Sadettin Bilgiç grubu da 12 Ekim
1969 seçimlerinden sonra dışlanmaya başlanmış, kendilerine bakanlık verilmemiş,
Demirel’e yakın grup diğerlerini tasfiyeye yönelmiştir. Bunun üzerine Sadettin
Bilşiç ve arkadaşları, Bayar’ın da destekleyeceği Demokratik Parti’nin kuruluşu
yönündeki ilk adımı 72 senatör ve milletvekilinin imzasını taşıyan <b><span style="color: blue;">“72’ler Muhtırası”</span></b>
adıyla anılan muhtırayı 17 Ocak 1970 günü Başbakanlığa sunarak attılar. Muhtıranın
ardından AP içinde parti içi muhalefeti sürdürdüler, genel idare Kurulu’ndan
istifalar, ihraçlar ve partiden istifalarla AP’den kopanlar, parti kuracak bir
sayıya ulaştılar. Sadettin Bilgiç ve Yüksel Menderes, genel başkanlıktan feragat
edip, o sırada Meclis Başkanlığı görevinde bulunan Ferruh Bozbeyli’yi şenel başkanlığa
en uygun isim olarak belirlediler. Parti kurma çalışmaları sürerken, <span style="color: maroon;">Demokrat Parti adını almalarını engellemek için, onlardan
önce “Demokrat Parti” adıyla birilerine parti kurduruldu.</span> </div>
<div class="MsoNormal">
Bilgiç ve arkadaşları da 18 Aralık 1970 günü 69 arkadaşıyla
“Demokratik Parti”(DP) adında yeni bir parti kurdu. Celal Bayar’ın kızı Nilüfer
Gürsoy da kurucular arasındaydı. Celal Bayar’ın bu partiyi destekleyeceği
belliydi. Parti, 41 ilde teşkilatlanmasını tamamlamıştı ki 12 Mart 1971
muhtırası gerçekleşti. Bu belki AP ve DP için gerçek bir darbeydi, ancak
DP’lilerin haklarını elde etmesini de ciddi şekilde engelledi. </div>
<div class="MsoNormal">
Bayar, muhtıranın yarattığı ortama rağmen gündemde kalmak
için sık sık basına demeçler veriyor. Siyasi haklarını kazanabilmek için seçim
ortamını kullanmayı amaçlıyordu.</div>
<div class="MsoNormal">
1973 seçimlerinde Celal Bayar ve eski DP’liler, DP’yi
desteklediler. 93 yaşındaki Bayar, yurt gezilerine katıldı, DP’nin seçim mitinglerinde
konuşmalar yaptı. Demirel’in İdare Meclisi üyeliği verdiği Sebati Ataman gibi
eski Demokratlardan bazıları ise AP’ye destek verdiler.</div>
<div class="MsoNormal">
Baha Akşit gibi tarafsız kalmayı tercih edenler de
bulunmaktaydı. Seçimlerden sonra oluşan CHP-MSP Koalisyonu zamanında 2 Nisan
1974’te Meclis, eski DP’lilerin siyasi haklarının iadesini öngören kanun
teklifini kabul etti. Ancak siyasi partiler ve seçim kanunlarında da değişiklik
gerekiyordu. Bu değişiklikler daha sonraya kaldı. Bu sırada Senato Başkanı
Tekin Arıburun, Celal Bayar’a 1961 Anayasa’sının eski Cumhurbaşkanlarına
verdiği Tabii Senatörlük hakkını kullanabileceğini bildirdi. Bayar, demokratik
kurallarla bağdaşmayacağı için bu öneriyi kabul etmedi.</div>
<div class="MsoNormal">
CHP-MSP Koalisyonu’nun dağılmasından sonra Sadi Irmak
hükümeti kurulduysa da güvenoyu alamayan Irmak, 29 Kasım 1974’te istifasını
verdi. Bu sırada AP hükümeti kurmaya talip olurken, milliyetçi sağ bir
koalisyon kurma ortamı oluştu. </div>
<div class="MsoNormal">
Celal Bayar ve eski DP’liler, aynı günlerde Milli
Koalisyonun kurulmasından yanaydılar. Konuyu görüşmek üzere Park Otelde eski
DP’lilerle bir yemekte buluşuldu. Yemeğe Celal Bayar’dan başka eski DP’lilerden
Hayrettin Erkmen, Samet Ağaoğlu, Celal Yardımcı, Emin Kalafat, Mükerrem Sarol,
Ahmet İhsan Gürsoy, Selim Erengil, Necati Arıbaş, Nurettin Bulak katıldı. Nuri
Eroğan’la Sadettin Bilgiç de kendilerine eşlik etti.</div>
<div class="MsoNormal">
4 Aralık 1974 günü eski DP’li bakanlardan Samet Ağaoğlu,
Celal Yardımcı, Hayrettin Erkmen ve Mükerrem Sarol, Ankara’da önce CHP Şenel Başkanı
Bülent Ecevit’le siyasi haklarının iadesi ile ilgili olarak görüştüler, Ecevit
kendilerine elinden geleni yapacağı sözünü verdi. Bu görüşmeden sonra AP Şenel
Başkanı Süleyman Demirel’in evine gittiler ve akşam yemeğinde aynı konuyu konuştular.</div>
<div class="MsoNormal">
5 Aralık’ta da Samet Ağaoğlu, Hayrettin Erkmen, Sebati
Ataman, Celal Yardımcı, Mükerrem Sarol., Osman Kapani, Sıtkı Yırcalı, Atıf
Benderlioğlu, Kemal (ettin) Demiralay ve Ömer Görüş olmak üzere sekizi bakan
olan 10 eski DP’li Süleyman Demirel’i ziyaret ederek, siyasi hakları ile ilgili
seçim kanunu ve siyasi partiler yasasındaki değişiklik tekliflerinin bir an
önce Meclis gündemine getirilmesini istediler Demirel de “bunu bir görev
saydığını” erken seçim gündeme gelirse bu değişiklikler yapılmadan erken seçim
kararına karşı çıkacaklarını söyledi. Art arda yapılan bu ziyaretler, eski
DP’lilerin konuyu gündemde tutmak, basının ilgisini ve siyasi liderlerin
dikkatini çekmeye çalıştıklarını gösteriyordu. Bu şekilde siyasi hakları ile ilgili
teklifler Meclis gündemine en kısa sürede gelebilirdi. </div>
<div class="MsoNormal">
11 Aralık 1974 günü eski DP’lilerin siyasi haklarının geri
verilmesine ilişkin kanun teklifi Meclis’te görüşülerek kabul edildi. Bundan
sonra eski DP’liler, siyasi partilere üye olabilecekler ve milletvekili
seçilebileceklerdi. </div>
<div class="MsoNormal">
Siyasi hakların verilmesinden sonra eski DP’lilerin, ne
yapacakları merak konusu oldu. Siyasi ortam hareketlendi. Hatta, Bayar’a AP’nin
başına geçmesi ya da sağ cephenin üzerinde bir konumu olması yönünde teklifler geldi.
</div>
<div class="MsoNormal">
Celal Bayar’ın daveti üzerine 24 Ocak 1975 günü, siyasi
haklarına 15 yıl sonra yeniden kavuşan 293 eski DP’li İstanbul Moda Deniz
Kulübü’ndeki yemekte bir araya geldi. Celal Bayar, bu tarihi toplantıda bir
konuşma yapmış ve konuşmasına şöyle başlamıştır: “Değerli ideal arkadaşlarım,
her zaman kalb ve fikir birliği içinde olmamıza rağmen, uzun yıllar fiili
sahada birbirimizden ayrı kaldık. Bugün burada bir araya gelmekten doğan
müşterek bahtiyarlığımızı hepimizin adına ifade etmek isterim”. Bayar, milletin
kendilerinden hizmet beklediğini, memlekette bir hükümet buhranının mevcut
olduğunu, istikrarlı bir hükümetin kurulabilmesi için kendilerinin de
ellerinden şöleni yapmaları gerektiğini söylemiştir. Kıbrıs sorununa da değinen
Bayar, bu iç ve dış şartlarda istikrarlı bir hükümet için tek şartın,
felsefeleri aynı olan partileri el birliğiyle birleştirmek olduğunu belirtmiştir.
Bu nedenle eski DP’lilerin herhangi bir partiye eğilim göstermeyerek, bir arada
olmak ve hatta bazı arkadaşlarını görevlendirerek partiler arası anlaşmazlığı
çözmeleri ve onları alt ve üst kademelerde birleştirmeye çalışmaları gerektiğini
dile getirmiştir.</div>
<div class="MsoNormal">
Celal Bayar, bahsettiği arabuluculuk girişimini, AP ve DP
temsilcilerini 7 Şubat’ta İstanbul’daki evinde bir araya getirerek başlattı. DP
Şenel Başkanı Ferruh Bozbeyli, Demirel’siz bir sağ koalisyonda ısrar ediyordu.
Demirel, ise başbakan olacağı bir hükümet formülünde diretiyordu. </div>
<div class="MsoNormal">
16 Şubat’ta yapılan DP Parti divanı toplantısında Celal
Bayar’ın hükümet konusundaki CHP dışındaki bir hükümete destek verilmesi
çağrısının gündeme alınmaması üzerine, Sadettin Bilgiç ve arkadaşları
toplantıya katılmadılar. Bu durum DP içinde Bilgiç grubunun Milli Koalisyona
destek vereceğinin göstergesiydi. Bilgiç grubunun Celal Bayar’a yakın olduğu
bilinmekteydi. </div>
<div class="MsoNormal">
18 Şubat 1975 tarihli 7 gün dergisi Celal Bayar’ı kapak
yaptı ve “Celal Bayar Parlamento Dışı İktidar” manşeti attı. Dergide yer alan
yazıda Bayar’ın, İsmet İnönü gibi Türk Demokrasisi’ne yön verme çabası içinde
olduğu, AP ve DP heyetlerini kabul ettiği, onlara fikirler, hatta direktifler
verdiği ve partilerin de buna uygun toplantılar düzenlediği yazmaktaydı.</div>
<div class="MsoNormal">
Celal Bayar’ın görevlendirdiği Baha Akşit, Demirel ile
Bozbeyli’nin arasını bulamadı.</div>
<div class="MsoNormal">
Nitekim, Cumhurbaşkanı’nın Süleyman Demirel’i hükümeti
kurmakla görevlendirmesiyle Celal Bayar’ın istediği oldu. Aralarında kızı
Nilüfer Gürsoy ve Sadettin Bilgiç’in de bulunduğu 9 kişi DP’den istifa ederek,
CHP dışında kurulacak koalisyonu destekleyeceklerini açıkladılar. 31 Mart 1975 günü
Celal Bayar’ın çabalarıyla, Demirel başkanlığında Milliyetçi Cephe Koalisyon
Hükümeti kuruldu. </div>
<div class="MsoNormal">
Eski Demokrat Partililerin bir bölümü, (Baha Akşit,
Hayrettin Erkmen vb.), 1975 Senato ara seçimlerinde AP senatörü olarak aktif
siyasi hayata yeniden döndüler. Siyasi hayatları 12 Eylül 1980’de bir kez daha
kesintiye uğrayacaktı. </div>
<div class="MsoNormal">
12 Eylül darbesinden sonra da eski DP’liler siyasi
mücadelelerine devam ettiler. Yassıada yargılamalarında müebbet hapse mahkum
olan ve sonra affedilen ve siyasi hakları iade edilen Sezai Akdağ, 20 Haziran
1983’te Merkez Sağ’ın üçüncü partisini “Yeni Doğuş Partisi” adıyla arkadaşlarıyla
birlikte kurdu. Kuruculardan Talat Alpay, Baki Erden, Halil Turşut, Refik San,
Burhan Ulutan kendisi şibi Yassıada hükümlüsüydü., Kısa bir süre sonra partinin
şenel başkan adayı Akdağ ve Yassıada hükümlüsü arkadaşları daha önce affa
uğramalarına rağmen, Milletvekili Seçim Kanunu’nun 11. maddesi gereğince parti
kurucusu olamayacakları tebliğ edilerek, veto edildiler. Eski DP’liler bir kez
daha siyasi haklarını ve itibarlarını kazanma mücadelesi vereceklerdi. </div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: maroon;">Celal Bayar, 22 Ağustos 1986’da İstanbul’da vefat etti. 29
Ağustos’ta doğum yeri olan Bursa-Umurbey’de toprağa verildi. </span></b>Cenazesinde
merkez sağı bir araya getiren Bayar, 103 yaşına kadar siyasi hayatın içinde yer
aldı, hayatının son yıllarında dahi doğum günlerinde eski Demokrat Partilileri
ve merkez sağın önemli isimlerini bir araya getirmeyi başardı. Hatta DYP ile
ANAP tarafından paylaşılamamasına rağmen, Merkez sağı bir çatı altında toplamak
için öncülük etti. </div>
<div class="MsoNormal">
“Yeni Doğuş Partisi” girişimi ve Celal Bayar’ın vefatından
sonra eski DP’lileri bir araya getirmeyi amaçlayan bir başka hareket DP Gaziantep
eski milletvekili İhsan Dai ile DP Sinop eski milletvekili Ömer Özen’den geldi.
Bu iki isim hayatta kalan DP milletvekillerini bir araya getirmek amacıyla bir
dernek kurmayı düşündüler. Önce Ankara’daki arkadaşlarını 7 Eylül 1988’de
Anadolu Kulübü’ndeki akşam yemeğinde bir araya getirdiler ve bunu bütün
Türkiye’ye dağılmış arkadaşlarına duyurdular. 18 Ekim 1988 tarihli bir yazı ile
de dernekleşme girişimini resmen başlattılar. Her ayın ilk çarşamba günü
Anadolu Kulübü’nde toplanarak hazırlıklarını sürdürdüler. İhsan Dai’nin kendi işyerindeki
bir daireyi, derneğe ücretsiz tahsis etmesiyle ikamet sorunu çözüldü. 7 Aralık
1988’de yaptıkları toplantıda 25 kişi derneğin kurulmasına karar verdi.
Derneğin adı, tüzüğü gibi hazırlıkları tamamlamak üzere 4 kişilik bir heyet oluşturuldu.
Derneğinin adının “Demokratlar Kulübü” olması kararlaştırıldı.</div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: maroon;">DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİ<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">Amaçları da aşağıdaki şekilde açıklandı: <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">“A- Ülkemizde demokrasiyi koruma fikrini toplumun her
kesiminde güçlü bir fikir akımı haline getirmeğe çalışır. <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">B- Demokrasi prensipleri ile uyuşmayan çarpık görüşlerle
fikri alanda mücadele eder. <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">C- Türk Demokrasisinin geçmişteki meseleleri hakkında ilmi
araştırmalara dayalı yayımlarda bulunmak için belge ve bilgi toplayarak
hatıraların yayınlanmasını teşvik etmek suretiyle tarihimize yardımcı olmaya gayret
eder. <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">Ç- Demokrasimize büyük hizmetlerde bulunmuş olan tarihi
kuruluş ve şahsiyetlerin gerçek hüviyetlerini ve değerlerini ortaya çıkaracak
çalışmalar yapar ve yaptırır. <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">D- Kulübün amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik yan
kuruluşlar teşkil eder; konferans, seminer ve açık oturumlar, yurt içi ve yurt
dışı geziler düzenler, kitap, broşür ve dergiler yayınlar. <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">E- Kulüp üyeleri arasında haberleşme, dayanışma ve
yardımlaşmayı sağlar.” <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
Bu amaçlar kabul edildikten sonra büyük bölümü eski
demokratlardan olmak üzere 25 kurucu üye tarafından kuruluş dilekçesi Ankara
Valiliği’ne verildi. </div>
<div class="MsoNormal">
17 Şubat 1989 günü kuruluşu resmen gerçekleşen Demokratlar
Kulübü aşağıdaki üyelerden oluşmaktaydı. Demokratlar Kulübü Derneği Kurucuları:</div>
<div class="MsoNormal">
Rıfkı Salim Burçak (Milli Eğitim eski Bakanı), </div>
<div class="MsoNormal">
Hayrettin Erkmen (DP İmar ve İskan eski Bakanı), </div>
<div class="MsoNormal">
İhsan Dai (DP Gaziantep eski Milletvekili), </div>
<div class="MsoNormal">
Ömer Özen (DP Sinop eski Milletvekili), </div>
<div class="MsoNormal">
Kemalettin Demiralay (DP Isparta eski Milletvekili), </div>
<div class="MsoNormal">
Numan Kurban, Turhan Dilligil, Muzaffer Akdoğanlı (DP, AP
Kastamonu eski Milletvekili), İrfan Haznedar, Enver Kaya, Sıtkı Salim Burçak,
Baha AkŞit (DP Denizli eski Milletvekili), Nuriye Pınar Erdem (DP İzmir eski
Milletvekili), İbrahim Sevel (DP İstanbul eski Milletvekili), Nuri Toşay (Yassıada
Sanığı), Besim Tibuk, Barlas Küntay, Ahmet N. Kadıoğlu, Sabri Özcan San, Zeki
Başağa, M. Fahri Mete, Ömer Lütfü Erzurumluoğlu (Yassıada Sanığı), Halil Turşut,
Halis Tokdemir, Hilal Ülman (DP Bursa eski Milletvekili)</div>
<div class="MsoNormal">
Üyeler kendi aralarında 9 kişilik geçici yönetim kurulunu
seçtiler. </div>
<div class="MsoNormal">
<b>Yönetim Kurulu:</b>
Rıfkı Salim Burçak, Hayrettin Erkmen, Ömer Özen, Muzaffer Akdoğanlı, İhsan Dai,
Halil Turşut, Numan Kurban, Kemalettin Demiralay ve İrfan Haznedar’dan oluşmaktaydı.
</div>
<div class="MsoNormal">
<b>İlk (1. dönem) Başkanlığa
Prof. Dr. Rıfkı Salim Burçak, <o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b>Başkanvekilliğine
Hayrettin Erkmen, <o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b>Sekreterliğe Ömer
Özen, <o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b>Muhasip üyeliğe
Muzaffer Akdoğanlı getirildi. <o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
Demokratlar Kulübü’nün en önemli çabalarından biri Menderes,
Polatkan ve Zorlu’nun İmralı’da bulunan mezarlarının 17 Eylül 1990 günü İstanbul’daki
Anıtmezar’a devlet töreniyle nakledilmesinde oldu. Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
Başbakan Yıldırım Akbulut, Adalet Bakanı Oltan Sungurlu ve DYP milletvekilleri
de ikna edilerek kanunun çıkması sağlandı ve eski DP’lilerin istedikleri oldu. Aslında
bu gelişme Yassıada mağduru bütün DP’lilerin itibarlarının iadesi anlamına geliyordu.
</div>
<div class="MsoNormal">
TARİHİ VE KADİM DEMOKRAT PARTİ AÇILIYOR</div>
<div class="MsoNormal">
19 Haziran 1992 tarihli 3821 sayılı kanun değişikliği ile
daha önce kapatılmış olan partilerin aynı ad, amblemi kullanarak yeniden
açılmasına izin verildi. Bunun üzerine Eski DP’liler partilerinin yeniden
açılması için harekete geçtiler partilerinin açılmasında hemfikirdiler, ancak
siyasi faaliyete devam etme konusunda ciddi tartışmalar yaşadılar.</div>
<div class="MsoNormal">
Yeniden kurulma hazırlıkları yapan Demokrat Parti’nin şenel merkezi
10 Eylül 1992’de törenle açıldı. Törene Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Gürsoy,
Fuat Köprülü’nün kızı Beyhan Köprülü, Refik Koraltan’ın oğlu Oğuzhan Koraltan
ve pek çok eski DP’li katıldı. </div>
<div class="MsoNormal">
Aydın Menderes’in açılışa katılmaması tepkilere yol açtı.
Bazı DP’liler, Aydın Menderes’in mesajının okunmasını dahi istemediler. </div>
<div class="MsoNormal">
Kongrenin yeniden toplanabilmesi için DP’nin son kongre (1955)
delegelerinin belirlenmesi gerekiyordu. Bu amaçla Prof. Dr. Orhan Morgil’in Genel
Koordinatör, Siyaset Bilimci ve Hukukçu, Gazeteci – Yazar Mustafa Nevruz Sınacı
da Genel Koordinatör Yardımcısı olarak görev aldılar. DP 1955 Kongresi delege
listesinde yer alan 275 kişinin isimleri büyük bir titizlikle belirlenerek, 24
Ekim 1992’de resmi gazetede yayımlandı. </div>
<div class="MsoNormal">
DP Beşinci Büyük Kongresi 29 Kasım 1992 Pazar günü toplandı.
Baha Akşit, Fatin Rüştü Zorlu’nun kızı Sevin Zorlu’nun desteklediği Hamdi
Ciliv’in listesindeydi. Eski DP’lilerden Hayrettin Erkmen, Sezai Akdağ ekibini
ise Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Gürsoy destekliyordu. Kongrede iki şenel başkan
adayı çıktı biri Hayrettin Erkmen, diğeri Havza eski Belediye Başkanı İlyas Taşhan.
Delegelerden destek alamayan Taşhan, adaylıktan çekildi. </div>
<div class="MsoNormal">
Hayrettin Erkmen, tek aday olarak seçimlere girdi. Seçim tek
aday olmasından dolayı parti organlarının oluşmasında liste yarışı şeklinde geçti.
</div>
<div class="MsoNormal">
Ancak eski DP Denizli Milletvekili Baha Akşit ve birkaç kişinin
daha Hamdi Ciliv’in listesinden çekilmesi, kongrenin sonucunu belli etti. </div>
<div class="MsoNormal">
Yassıada sanıklarından.; Daha sonra AP İzmir Senatörü ve DYP
Merkez Disiplin Kurulu Üyesi olan Beliğ Beler, 29 Mart 1993’te Süleyman
Demirel’e: “Bütün arkadaşlarının yeniden açılan DP’de yerlerini almaları gerektiğini,
DP’nin dağılan sağı toparlayacağını, ilk seçimde iktidara gelerek memlekete
faydası olmayan DYP-SHP koalisyonuna son vereceğini” ifade eden ve DYP’den
istifa ettiğini açıklayan bir istifa mektubu gönderdi… </div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: blue;">Bu hareket eski, kadim DP’lilerin 32 yıl sonra yeniden DP’yi
tekrar canlandırmaya çalıştıklarını açıkça gösteriyordu. <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
DP’nin yeniden açılması gibi, AP’nin de açılması gündemdeydi.
Adalet Partisi de son kongre (1978) delegeleri ve Genel İdare Kurulu üyelerini
19 Aralık 1992 günü Ankara’da topladı. Kongre’de Demirel’in ağırlığı vardı.
Delegeler, 125’e karşı 909 oyla AP’nin feshini ve DYP’ye mal varlığıyla
birlikte iltihakını itirazlara rağmen kabul ettiler. Eski DP’li Baha Akşit, AP’nin DYP’ye
iltihakını, DYP’nin teşkilatlı olmasından, hükümet ortağı olmasından dolayı
haklı bulmaktaydı. Ancak yine de DP’nin tek çatı olması duygusunu taşımaktaydı.
<b><span style="color: red; font-size: 14.0pt;">Sonuç: <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
3821 Sayılı Kanun uyarınca, tarihi ve kadim DEMOKRAT PARTİ’yi
yeniden açan emektarlar, bir süre sonra Olağanüstü Kongre yaparak; Bizzat
kurduğu ve Genel Başkanı olduğu Büyük Değişim Partisi zaaf ve akamete uğrayan Aydın
Menderes’i genel başkanlığa getirdiler. </div>
<div class="MsoNormal">
Ancak Aydın Menderes, DP Genel Başkanı olarak siyasi
mücadelesine devam etmek yerine Refah Partisi’nden milletvekili seçilmeyi
tercih etti. Bu eski Demokratlarda büyük bir şok etkisi ve hayal kırıklığı
yarattı. Aydın Menderes’e tepkilerini göstermek için yeniden açılan DP’den
istifa ettiler. DP’nin yeniden açılışında siyasi faaliyete devam edilmesine karşı
çıkanlar haklı çıktı. Beliğ Beler gibi eski DP’liler, DYP’ye yeniden davet
edildiler. Onlar da bu daveti kabul etti. Benzer bir hayal kırıklığı 2007 şenel
seçimleri öncesinde eski DP’lilerin “merkez sağı birleştirme” misyonları
açısından belki en büyük fırsatlardan biri olan DYP ve ANAP’ın Kıratlı DP
çatısı altında birleşmeleri sırasında yaşandı. Eski DP’liler birer birer tarihe
mal olurken, hayal ettikleri gibi olmasa da DP siyaset sahnesine tekrar döndü. </div>
<div class="MsoNormal">
Ancak istenilen şekilde gerçekleştirilemeyen birleşme, yeni
DP’nin güçsüz doğmasına ve merkez sağın çöküşüne neden oldu. </div>
DEMOKRATLAR KULÜBÜ DERNEĞİhttp://www.blogger.com/profile/14236241905500351712noreply@blogger.com3